diorex
Dedas

Atatürk ve Devrimcilik - Bülent Ecevit Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atatürk ve Devrimcilik kimin eseri? Atatürk ve Devrimcilik kitabının yazarı kimdir? Atatürk ve Devrimcilik konusu ve anafikri nedir? Atatürk ve Devrimcilik kitabı ne anlatıyor? Atatürk ve Devrimcilik PDF indirme linki var mı? Atatürk ve Devrimcilik kitabının yazarı Bülent Ecevit kimdir? İşte Atatürk ve Devrimcilik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.09.2022 05:00
Atatürk ve Devrimcilik - Bülent Ecevit Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Bülent Ecevit

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789944887090

Sayfa Sayısı: 115

Atatürk ve Devrimcilik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Elinizdeki kitap, Bülent Ecevit'in, 1969 yılında Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu'nca düzenlenen Atatürk'ü anma toplantısındaki konuşmasına dayanmaktadır. Ecevit'in daha önce ve daha sonra yaptığı kimi Atatürk'ü anma konuşmaları da eklenerek yayımlanmaktadır.

Atatürk ve Devrimcilik Alıntıları - Sözleri

  • 10 Kasım 1938'ten sonra yaşasaydı, elbette başlattığı devrimleri başka devrimlerle bütünleyip sürdürerek daha ileri götürmek isteyecekti.
  • Din sömürüsünün altında çıkarcılık vardır.
  • Atatürk, sürekli devrimcilik isteyen bir önderdi.
  • Atatürk'ün kurduğu devlette ve Atatürk'ün çizdiği yönde yeni devrimci atılımlar yaparken, Atatürk'ü ve Atatürk devrimciliğini, yalnız Atatürk'ün kendi yaşamış olduğu dönemin koşullarına göre değil, yaşadığımız dönemin koşullarına ve sorunlarına göre de değerlendirmek zorundayız.
  • Genellikle bütün dünyada devrimcileri bekleyen en büyük tehlike, devrimcilerin veya devrimci kadroların tutuculaşmalarıdır.
  • Atatürk'ün Türk gençliğine emaneti, bu emanetin gençliğe yüklediği sorumluluk, Türk gençliğini böyle umut dolu ve yapıcı bir devrimcilik yoluna, yöntemine, stratejisine iter.
  • Kadın hakları alanında yapılan devrim de bir üstyapı devrimi sayılır. Fakat ilkin bu devrim yapılmadan, altyapı devrimciliğine geçmek çok güçtü. Çünkü, kadınlar özgürleşmeden, Türkiye'de gerçek bir özgürlük ortamı gelişemezdi ve Türk halkının tüm gücü harekete geçirilemezdi.
  • Atatürk'ün ileri bir toprak reformu isteğini belirten, Meclis tutanaklarına geçmiş bu açık sözlerine rağmen, "toprak reformu yapmayız" diyenler, "toprak reformu mülkiyet düşmanlığıdır, komünistliktir" diyenler Atatürkçü geçinebilmektedirler.
  • Çünkü gerçek solcu, özgürlük ister; bunlarsa özgürlük rejimine karşıdır. Gerçek solcu kendi toplumunu ve halkını iyi tanır. Bunlarsa toplumu tanımazlar, halktan kopukturlar. Gerçek solcu halka inanır, halka saygı duyar; bunlar halka inanmaz ve saygı duymazlar. Gerçek solcu halk iktidarı ister; bunlarsa, halka rağmen kendi iktidarlarını isterler. Solculuğun aşırısı olur, ılımlısı olur, fakat insancıl olmayan, insan sevgisine dayanmayan solculuk olmaz. Oysa bunlarda insan sevgisi yoktur. Bunlar herkesten çok Atatürkçü geçinirler. Oysa Atatürk'ün en belirgin devrimci davranışlarını reddederler.
  • Türk halkı, uzun süredir, altyapı devrimciliği niteliğinde bir devrimci atılımın bekleyişi, bu nitelikte bir düzen değişikliğinin özlemi içindedir.

Atatürk ve Devrimcilik İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Belki uzun analizler yapılarak çok şeyler yazılabilir fakat yazmayacağım. Ecevitin konferanslarından bir bütün haline getirilen kitapta birçok nokta eksik. Ecevit Reha Oğuz Türkkanin dergisinde yazardı. Milliyetçi bir tarafı vardı, sonradan bunu bir gençlik ateşi olarak görenler gibi o da başka bir alana kendi icat ettiği ortanin soluna kaydı. Kitaptaki beyanlardan da katılmadığım pek çok husus var. Durağan devrimcilik olmaz bu doğrudur fakat sürekli devrimcilik de Ecevitin övdüğü gibi iyi bir şey değildir. Devire devire en sonunda diktiğiniz binayı da devirmeniz muhtemeldir ki zaten Sovyetler Türkiyeye fiili müdahalede bulunmuş olsaydı bana göre ortanin solunu da afaroz ederek idareyi bizzat kendi uydularına devredeceklerdı. Türkiye bu haliyle bir Romanya gibi olacaktı. Neyse ki öyle talihsiz bir süreç yaşamadık. Sonra Ecevitin farz edelim ki şapka gevur icadıdır fakat toprağın isleyene ait olması İslamidir. Yobazlar ve kapitalistler toprak reformuna karşı çıkarak yasayı çıkarmak isteyenlere kâfir dediler diyor. Bir münferit vaka bütüne mal edilemez. İddia ıspatı da gerektirir. Ecevitte daima iddia vardı fakat ıspat tarafı zayıftı. Nitekim Türkeşe yönelik iddiaları da iddia olmaktan öteye gidememişti. Yine de okumak fakat olayların temeline vâkıf olarak okumak gerekiyor. (Ömer Aybars)

Bir kaç saat içinde okunabilecek akıcı, yormayan bir kitap. Atatürk ve devrimlerinin ülkeye kattıkları, eğer Atatürk yaşasaydı yapacağı devrimleri, gerçek solcularda olması gereken özellikleri, aşırı solcuların yaşadığı açmazları ve Türkiye pratiğinde neden başarılı olamayacaklarını mükemmel bir şekilde anlatıyor. Ayrıca halka rağmen reform yapılamayacağını, yapılsa bile başarılı olamayacağını çok etkili bir şekilde işliyor. Kitabın 1969 yılında yapılan bir konuşma olmasına rağmen, yapılan tartışmaların hala günümüzü ilgilendirmesi çok şaşırtıcı geldi bana. Ancak bu sorunlara Bülent Ecevit'in ürettiği çözümlerin hala geçerliliğini koruması ise, Bülent Ecevit'in ne kadar büyük bir devrimci ve devlet adamı olduğunu gösteriyor. (rafo1907)

Türki insanına Atatürk'ten sonra düşen görevleri çok güzel bir şekilde açıklamış Karaoğlan. Gençliğe düşen görevi, içimizdeki sahte devrimcileri çok güzel özetlemiş. Siyasi bilgi birikimi yapmak için kaçırılmaması gereken bir kitap. (Mehmet İşci)

Atatürk ve Devrimcilik PDF indirme linki var mı?

Bülent Ecevit - Atatürk ve Devrimcilik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Atatürk ve Devrimcilik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bülent Ecevit Kimdir?

Mustafa Bülent Ecevit (d. 28 Mayıs 1925; İstanbul – ö. 5 Kasım 2006; Ankara), Türk gazeteci, şair, yazar, siyasetçi ve Türkiye eski başbakanı.

1974 ile 2002 yılları arasında beş kez Türkiye başbakanlığı yapan Bülent Ecevit, düşünceleri ve uygulamalarıyla, 20. yüzyıl Türk siyasal yaşamının en önemli isimlerden biri olmuştur.

1972 ile 1980 arasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığında, 1987 ile 2004 arasında da Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığında bulunmuştur. 1961 ile 1965 arasında VIII., IX. ve X. İsmet İnönü hükümetlerinde Çalışma Bakanı olarak yer almıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 11. ve 12. Dönem Ankara, 13., 14., 15., 16. ve 19. Dönem Zonguldak, 20. ve 21. Dönem İstanbul milletvekili olarak görev yapmış olan Ecevit, 1961'de Kurucu Meclis Cumhuriyet Halk Partisi Temsilciliği (6 Ocak 1961-25 Ekim 1961) yapmıştır.[1]

2000 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üniversite mezunu olmaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'na aday olamamış, koalisyon partilerinin bu hükmü değiştirme teklifini ve kendisine cumhurbaşkanlığı teklifi getirmesini ise teşekkür ederek reddetmiştir.

Bülent Ecevit Kitapları - Eserleri

  • Bir Şeyler Olacak Yarın
  • Ortanın Solu
  • Atatürk ve Devrimcilik
  • Bu Düzen Değişmelidir
  • Demokratik Sol
  • Şiirler
  • Sömürü Düzeninde Yeni Aşama
  • Mithat Paşa ve Türk Ekonomisinin Tarihsel Süreci
  • Elele Büyüttük Sevgiyi
  • Türkiye 1965-75
  • Umut Yılı 1977
  • Dış Politika ve Kıbrıs Dosyası
  • Savunmam
  • Ecevit'in Açıklamaları 1976
  • Kardelen ve Doğa Sevdası Yazılar

Bülent Ecevit Alıntıları - Sözleri

  • Türkiye kadar sosyal adaletsizlik ve dengesizlikler içinde bulunan bir ülkede, bir iktidarın, "sosyal adalet getiriyorum" diye, tasarruf bonosuyla ve en az geçim indirimiyle ilgili iki küçük tedbiri göstermesi, halkımız bakımından çok acıklı, iktidar bakımından da pek gülünç bir davranıştır (Bu Düzen Değişmelidir)
  • 10 Kasım 1938'ten sonra yaşasaydı, elbette başlattığı devrimleri başka devrimlerle bütünleyip sürdürerek daha ileri götürmek isteyecekti. (Atatürk ve Devrimcilik)
  • —“Kalkınma köylüden başlayacak” derken, bir köy romantizmine kaptırmıyoruz kendimizi. Dikkat edilirse, “köyden” demiyoruz, “köylüden” diyoruz. Adalet Partisi, bizim bu sloganımızı taklit ederken, bilerek ya da bilmeden bir kelime değişikliği yaptı: Bizim, “Kalkınma köylüden başlayacak” sözümüzü, “Kalkınma köyden başlayacak” diye değiştirdi. Bizce önemli bir ayrılık vardır ikisi arasında… Köylü yoksul bırakılarak da bir köy kalkındırılabilir. Örneğin, toprak adaletsizliği bulunan bir köye yeterli sulama, tohumluk ve gübre sağlanınca, toplam gelir artışı bakımından köy kalkınmış sayılır, fakat toprak ağasıyla topraksız köylü arasındaki gelir farkı büsbütün açılır. Ağa güçlendirilmiş, topraksız köylü daha güçsüz kılınmış olur. Sosyal içerikten yoksun bir “yeşil plan” veya “yeşil devrim” bu sonucu doğurur. “Kalkınma köylüden başlayacak” derken, bizim hareket noktamız, fizik yerleşim birimi olarak köy değildir, insan olarak köylüdür. Bu yaklaşım, fizik yerleşim birimi olarak köyün yapısını da değiştirmeyi öngörür. Nitekim biz, halk sektörü kavramımızla bütünleşen bir köykent kavramı öneriyoruz. Bunun bir anlamı, köylüyü büyük ölçüde şehirlileştirmek ve köylü-işçi bütünleşmesini gerçekleştirmektir. Nüfusunun büyük bölümü köylü olan bir ülkede, köylüyü ihmal eden bir solcu rejim, özgürlükçü demokrasiyi de benimseyemez. Çünkü özgürlükçü demokraside köylü bu ihmalin bedelini seçimlerde ödettirir. (Demokratik Sol)
  • Çağımızdaki milliyetçilik akımlarının belki de insancası Cumhuriyet Türkiyesi’nin mayası olan ve CHP’nin simgesi olan Atatürk milliyetçiliğidir.Atatürk milliyetçiliğinde ırk ayrımının da, din ve mezhep ayrımının da yeri yoktur. Zaten bu ayrımları yapmak ve gözetmek, Türk ulusunun, Türk toplumunun tarihsel geleneklerine de aykırıdır. Sayısız etnik grupların yüzyıllar boyunca kaynaştığı ve bütünleştiği bir ülkede yaşıyor olmanın gerçeğinden kaynaklanan bir milliyetçiliktir Atatürk milliyetçiliği ve CHP de bu milliyetçiliğin bayrağını inançla taşımaktadır. Atatürk milliyetçiliği bencil bir milliyetçilik değil, tüm insanlığın esenliğini gözeten bir milliyetçiliktir, yurtta da dünyada da barış isteyen bir milliyetçiliktir. (Demokratik Sol)
  • Değerli arkadaşlarım, dış politika, uluslararası ilişkiler, bazen, böyle küçük meseleler yüzünden de değil, bir çeviri yanlışlığı yüzünden, bir virgülün yanlış yere konmuş olması yüzünden bile altüst olabilir. (Türkiye 1965-75)
  • Atatürk'ün kurduğu devlette ve Atatürk'ün çizdiği yönde yeni devrimci atılımlar yaparken, Atatürk'ü ve Atatürk devrimciliğini, yalnız Atatürk'ün kendi yaşamış olduğu dönemin koşullarına göre değil, yaşadığımız dönemin koşullarına ve sorunlarına göre de değerlendirmek zorundayız. (Atatürk ve Devrimcilik)
  • Ekonomik sorunlar öğütlerle çözülemez. (Bu Düzen Değişmelidir)
  • umutsuz gelip bu dünyaya mutsuz gidenler (Bir Şeyler Olacak Yarın)
  • Türkiye’ye yabancı sermayenin gelmesini kuşkusuz özendirmek gerekir. Ama bir özendirmeyi, kendi gücümüzün, sermayemizin, teknolojimizin yetmediği alanlarda, dışsatımımızı arttıracak, Türkiye’ye yeni dış pazar olanakları sağlayacak yönde ve kendi girişimcilerimizi engellemeyecek, ekonomik bağımsızlığımızı zedelemeyecek biçimde ve ölçüde yapmak gerekir. (Sömürü Düzeninde Yeni Aşama)
  • Kadın hakları alanında yapılan devrim de bir üstyapı devrimi sayılır. Fakat ilkin bu devrim yapılmadan, altyapı devrimciliğine geçmek çok güçtü. Çünkü, kadınlar özgürleşmeden, Türkiye'de gerçek bir özgürlük ortamı gelişemezdi ve Türk halkının tüm gücü harekete geçirilemezdi. (Atatürk ve Devrimcilik)
  • Lâiklik, devrimler veya özgürlükler tehlikeye düşünce, özerk üniversiteler, ânında, topluca seslerini yükseltebilmektedir. (Ortanın Solu)
  • Türkiye’de bazı aydınlar, -kendileri yönetime hakim olmak şartıyla- diktatörlük isteyebilirler. Ülkenin yararını bunda görebilirler. Ama halk bunu istemez. İstememekte de kendi tecrübeleri açısından haklıdır. (Ortanın Solu)
  • Devletle halkın arası açıldıkça açıldı. Devlet halka yukarıdan bakar oldu. Halk, devletten soğudu, devlete küstü. (Ortanın Solu)
  • Karşında polisiye roman okumak vardı Sorgusuz bakışmak Yoruldukça gözlerimiz Sevinçsiz gülmek, üzüntüsüz ağlamak (Şiirler)
  • JEOLOG avucumda bir buhurdan bu dünya çağlar tüter insansız sarar beni benden uzağa yokolmuş dağlar yankılar beni yapayalnız toprağın basamaklarından iner derin dağlara yükselirim eski ırmak izlerinde akar yiterim kumlarla görmez olur beni gözlerim (Şiirler)
  • “O bir şey olsun istedi mi, ‘Ol’ der ve olur” (Yasin Suresi) (Bir Şeyler Olacak Yarın)
  • Kabahat düzenindir. (Bu Düzen Değişmelidir)
  • On yıldan beri ambargo tehditlerini dinleriz. Sağa bakarız kabahat etmiş oluruz, ambargo tehdidi gelir; sola bakarız ambargo tehdidi gelir. Jeopolitik açıdan Türkiye kadar kritik bir bölgede, bir yerde bulunan bir ülke, kendi ulusal güvenliğini, bir başka devletin iç politikasındaki dalgalanmaların seyrine, tesadüflerine bırakamaz. (Türkiye 1965-75)
  • Ne var ki düşünce kuşlar gibi özgürdür. (Bir Şeyler Olacak Yarın)
  • "Elektriğe, kömüre, gaza, mazota, fuel-oil'e yüzde yüz zam. Demir-çelik ürünlerine yüzde yüz zam. Çimentoya bir büyük zam, hemen ardından bir zam daha. Kağıda yüzde 400, tuza yüzde 500 gübreye yüzde 500'le yüzde 750 arası zam. Ekmeğe, süte, ete zam, sigaraya, beze, şekere zam, ptt'ye, demiryoluna, uçağa, otobüse ve daha nicelerine zam. Birinin acısına alışılmadan yenileri ve daha büyükleri ardı ardına gelen zam haberlerini günlerdir her akşam radyoda televizyonda dinleyen, her sabah gazetelerde okuyan yurttaşlarımız, soruyor olmalılar: "Ne zaman arkası kesilecek bu zamların?" diye... Acı gerçek o ki arkası kesilmeyecek. Bunlar daha başlangıç..." (Sömürü Düzeninde Yeni Aşama)

Yorum Yaz