Avcunuzdaki Kelebek - Ahmet Şerif İzgören Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Avcunuzdaki Kelebek kimin eseri? Avcunuzdaki Kelebek kitabının yazarı kimdir? Avcunuzdaki Kelebek konusu ve anafikri nedir? Avcunuzdaki Kelebek kitabı ne anlatıyor? Avcunuzdaki Kelebek PDF indirme linki var mı? Avcunuzdaki Kelebek kitabının yazarı Ahmet Şerif İzgören kimdir? İşte Avcunuzdaki Kelebek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Şerif İzgören
Editör: Demet Uyar
Yayın Evi: Elma Yayınevi
İSBN: 9789756093153
Sayfa Sayısı: 136
Avcunuzdaki Kelebek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Tebrikler! Çok net başka bir şey söylemem mümkün değil. Sanırım hızlı okuma rekoru kırmış olabilirim. Bu kadar duygu yüklü, bu kadar gerçekleri gözler önüne serebilen, hala umut olabileceğine dair bu kadar mesaj bir arada nasıl verilir, gerçekten tebrikler."
Filiz Şahin
"Sizi temin ederim hayatımda iş dünyası ve iletişim üzerine okuduğum hiçbir eser bende bu kadar etki bırakmadı. "
Çağlayan Babacan
"Harika bir kitaptı. Bütün meseleleri çok içten ve güzel işlemişsiniz. Hayatımda birçok değişiklik yapmama neden oldunuz."
Fikret Odabaşı
Avcunuzdaki Kelebek Alıntıları - Sözleri
- ... dalgıç 20 metre derinlikteki dev orfozun peşindedir. Kitabın sonunda balığı vurur ve müthiş üzülür çünkü hayali bitmiştir.
- "Hiçbir şey karanlık bir odada siyah bir kedi aramak kadar zor değildir. Hele odada siyah bir kedi yoksa." Hayata olumlu bakın.
- "Dışarıya bakıp hayatı çok kirli gören adamların büyük ihtimalle pencere camları kirlidir."
- Hayatı, yokuşu çıkarken yaşarsınız; zirvede otururken değil.
- "İşte hayat budur kızım." dedi.. "Bazen çok yorulduğunda kendini hayata bağlayacak bir şey ararsın."
- Aynı pencereden dışarı bakan iki adamdan biri sokaktaki çamuru, diğeri ise gökteki yıldızları görür..
- Başarısızlık, yeniden ve daha zekice başlama fırsatından başka birşey değildir.
- Birçok insan hayatının büyük bölümünü olduğundan farklı görünebilmek için feda eder.
- Hiçbir şey karanlık bir odada siyah bir kedi aramak kadar zor değildir. Hele odada siyah bir kedi yoksa..
Avcunuzdaki Kelebek İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öyle bir hayat yaşadım ki!: yazar/ahmet-serif-izgoren'i, ilk defa katıldığım bir “iletişim semineri”nde tanıdım. Harika bir konuşma üslubu vardı ve konuşurken beden dilini çok iyi kullanıyordu. Semineri, katılımcıları anlattığı konulara ortak ederek veriyordu. Sorular soruyor, fıkralar ve anekdotlar anlatıyor, yaşanmış insan hikâyelerinden örnekler veriyordu. Seminer boyunca bazen güldürüyor, bazen hüzünlendiriyor, bazen de düşündürüyordu. • • • Seminerden sonra aklımda neler kaldı ve kendimi nasıl hissediyorum diye zihnimi şöyle bir yokladığımı hatırlıyorum. O gün kendimi tüy gibi hafiflemiş ve enerjiyle dolup taştığımı hissetmiştim. Hatta o gün “Acaba yalnız ben mi bu duyguları hissediyorum” diye arkadaşlarıma sormuştum, onlar da “Biz de aynı duyguları yaşadık” demişlerdi. • • • Seminer’den sonra İzgören’in bazı kitaplarını okumuş ve seminerlerindeki üslubunu aynen kitaplarında da kullandığını görmüştüm. Bilindiği gibi insan her zaman konuştuğu gibi yazamaz ve bunu başarabilen çok az yazar vardır. İzgören’in bunu başarmış önemli yazarlardan biri olduğunu düşünüyorum. Nitekim o, seminerlerinde olduğu gibi kitaplarında da sizinle adeta konuşuyor. Bu konuşma esnasında duygu ve düşüncelerinizi avucunun içerisine alıyor ve kitap bitene kadar da bırakmıyor. • • • Uzun bir aradan sonra “kitap/avcunuzdaki-kelebek--3681”i okurken de aynı duygu ve düşünceleri tekrar yaşadığımı belirtmeliyim. İzgören, bugüne kadar yayınladığı kitaplarında etkili iletişimden beden diline, takım çalışmasına, yönetim ve organizasyona ve zaman yönetimine kadar birçok konuyu işliyor. Üç bölüm olarak tasarladığı bu kitabında ise temel olarak kendimizi nasıl keşfedebileceğimizi, hedeflerimizi nasıl belirleyebileceğimizi ve hedeflerimize giden yolda nasıl ilerleyebileceğimizi anlatıyor. Bunun için de kitap boyunca “Ben kimim? Ne yapmak istiyorum? Nereye ulaşmayı amaçlıyorum? Bunu nasıl yapabilirim? Niçin?” sorularına cevaplar arıyor. • • • İzgören bu sorulara cevap ararken, bizi hayata kendi çabalarımızın bağladığını dile getiriyor. Yaşamı değerli kılan şeyin ise belirlediğimiz amaçlarımızın olduğunu belirtiyor. O, gelecekle ilgili hayallerimizin zor günlerde bize yol gösterdiğini ve bizi ayakta tuttuğunu; sahip olduğumuz değerlerin ise hayatla ilgili kararlarımızı alırken yaşamımızı kolaylaştırdığını ifade ediyor. Bu uzun yolculukta insanı ayakta tutan en önemli özelliklerin ise sahip olunan kişiliğin, olumlu düşüncenin, üretkenliğin ve mücadele ruhunun olduğunu söylüyor. • • • Gerçekten de “kitap/avcunuzdaki-kelebek--3681”, akıcı bir dile sahip, okurken yazar sizinle konuşuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Anlatılan fıkralar, anekdotlar ve yaşanmış hikâyeler sizi bir yandan güldürürken, bir yandan da düşündürüyor. Bu esnada kitabı ne zaman bitirdiğinizi fark edemiyorsunuz. Velhasıl, okurken insana kendini keşif yolculuğunda yardımcı olan, amaç ve hedeflerini belirlemede ışık tutan, yaşama bağlılığını ve umudunu artıran, mücadele azmini ve cesaretini güçlendiren bu eseri, tüm okura tavsiye ediyorum. İncelememe kitabın ruhunu yansıttığını düşündüğüm Şebnem Ferah’ın “Perdeler” albümündeki şu şarkı sözleriyle son veriyorum. Öyle bir hayat yaşadım ki Cenneti de gördüm cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de Bazıları seyrederken hayatı en önden Kendime bir sahne buldum oynadım Öyle bir rol vermişler ki Okudum okudum anlamadım Kendi kendime konuştum bazen evimde Hem kızdım hem güldüm hâlime Sonra dedim ki: “Söz ver kendine” Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin Öyle bir hayat yaşadım ki Son yolculukları erken tanıdım Öyle değerliymiş ki zaman Hep acele etmem bundandı anladım (s.84). Yaşamı bir ömür boyu korkarak kıyısında geçirip, son demde, “Keşke biraz açılaydım” dememek için sürekli okuyup araştıranlara… Keyifli okumalar dilerim! (nalkan)
“Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız!”: Kitabı az önce bitirdim, yaşadığım duygu yoğunluğunu anlatmam mümkün görünmüyor. Sadece kesinlikle şiddetle tavsiye ettiğimi bilmenizi isterim. Aslında kişisel gelişim kitabı düşmanıyımdır, sevemediğim bir türdü her nedense. Ancak şuan hiç planda olmadan elime aldığım bi kitabın şokunu yaşıyorum. Hayat bu belki de, hiç ummadığın bir anda gelen şok dalgaları. Beni şu yaşadığımız zaman diliminde en en olumlu duygulara sevk ederken, pek tâbii bir şekilde olumsuzlarına da fırlatabilir. "Fırlatmak" bunu ifade etmeye çalışırken en yerinde tâbir bence :") 'Kişisel gelişim' demişken bir uyarı yapmalıyım, aslında yazar kitaplarını bu tanımla sınıflandırmıyor. Buyrun kendi kaleminden dinleyelim, bu giriş kısmı çok hoşuma gitmişti: Size, kitap boyunca “şunu yapın, bunu yapın” diye ders vermeye çalışmadım. Bu “kişisel gelişim” kitapları da sıktı zaten değil mi? Emin olun, ben hiçbirini okumadım. Sürüyle yeni yetme Amerikan zibidisi size bu yeni hayatın kurallarını öğretiyorlar. Ben kural öğretemem. Yemin ederim, başarının formülünü de bilmiyorum. Tanım yapmayı da hiç bilmem zaten. Tek bildiğim; sizin hayal gücünüzü büyülemektir. Öyle bir büyü ki o, bu kitaba dokunduğunuz anda başka bir dünyanın kapısını aralar gibi olmalısınız. Kimi kitaplarda ben böyle duygular yaşadım. Onlar benim başucu kitabım oldu. İnşallah “Avcunuzdaki Kelebek” de sizin için öyle bir kitap olur. Hayatınızı etkiler ve yıllarınıza hayat katar. Ve hayatınıza hayaller, Hayallerinize dostlar, Ve dostlarınıza hayat... Beraberce yaptıklarınız sonsuzlukta yankılansın. Sizi de çok çook etkilemedi mi? Ben bu cümlelerle vuruldum kitaba ve son yaprağını çevirdiğimde gördüm ki hayatıma hayat, hayallerime hayal, dostluklarıma dostluk kattı. Kendisini de dostlarım arasına katmış oldu. Aslında hep ilk kitabı anlatırdım, şimdi hissiyatlarıma hakim olamadığım için küçük bir ertlenme yaşıyoruz :") Eserimiz genel olarak gelecek hayalimizi, hayat amacımızı, değerlerimizi ve hedeflerimizi nasıl belirlememiz gerektiğini anlatıyor. Ama öyle bir anlatımı var ki, kitabı kapatınca bi güzel sarılıp öptükten sonra bağrınıza basasınız geliyor. Şerif Bey, 'başucu kitabı' duasının kabul olduğunu binlerce kişiden aldığı cevaplarla anlamıştır. Ahh, kitaba dönelim! İlk bölüm yazarın kategorisiyle "Avcunuzdaki Kelebek, Gelecek Hayaliniz, Hayat Amacınız" başlıklarından oluşuyor. Kim olduğumuz ve hayat felsemiz üzerine. İkinci bölüm "Değerleriniz, Hedefleriniz". Geleceğimizi ve hedeflerimizi nasıl belirleriz, temennilerimizin hedef olabilmesi için hangi kriterlere uyması gerekir? Üçüncü ve son bölüm "Olumlu Düşünce, Kişilik, Yaratıcılık, Mücadele Ruhu". Burada bizi ve geleceğimiz arasındaki yolculuğu konuştuk. 'Nasıl Başarırız?' sorusuna yanıtlar vermeye çalıştık. Bunu yaparken yukardaki dört nitelik, hedeflerimize giden yolda bizlere yol gösterdi. İnşallah gerçek hayatımızda da yol gösterir, göreceğiz Şerif Bey... Göreceğiz... :D Bu arada yazar anlatımlarına kendisine ait ve arkadaşlarından duyduğu anıları, seminerlerinde geçen bazı diyalogları, haber küpürlerinde gördüğü ilginç olayları, ünlü filozof ve bilim adamlarının veciz sözlerini, binbir gece masallarından veya Tutiname'den fırlamış gibi görünen ibretlik öyküleri ve kendi yazdığı ufak hikayeleri katıştırmış. Derlemiş toplamış, okumuş okutmuş ülkesinin insanlarının avuçlarına bu değerli eseri bırakmış. Kitabın isminin neden "Avcunuzdaki Kelebek" olduğu da güzel bir hikayeye bağlanmış. Merak ediyorsanız derhal alın ve okuyun deriim. Sayfa 122 :D Şimdi de birkaç alıntı paylaşayım sizlere: “Açıldıkça bulma şansıyla birlikte artar yitirme ihtimali... Zor bulanlar çabuk yitirir bazen... Acımasızca yağmalanır ve sonuçta elde bir kılçıkla kalakalırlar. Yenilgi değildir onlarınki aslında... Olsa olsa fazla açılmışlardır. Ama insanlık, kısmen de onların fazla açılması sayesinde ilerler.” Dengiz Murat, Takım Çalışması Teknikleri “İşte hayat budur kızım” dedi. “Bazen çok yorulduğunda kendini hayata bağlayacak bir şey ararsın.” “Kendinizi en başarısız hissettiğiniz anlar, belki de geleceğin tohumlarını atmanız için rn uygun zamanlardır.” “Etrafınızda her şeyi para ve başarıya bağlayan bir sistem var. Oysa değerli olan, doğru bir amaç uğruna harcanan çabalardır.” “Size 'başarı, başarı' diye öğrettikleri şey, belki de başarı değildir. Hani şu eğitimler var ya, Amerikalıların tüm 3.Dünya ülkelerine sattıkları... 'Birilerini modelle, onun yaptıklarını yap, sen de başarırsın.' Hayat bir yarış değil. Eğer öyle olsaydı çoğumuz kaybeden olurduk değil mi? Ne de olsa yarışların tek bir kazananı olur, gerisi kaybeder.” “Fizik kanunlarına göre iki cisim aynı anda ve aynı yerde bulunamaz; yani beyninizde olumlu düşünce varsa olumsuz düşünceye yer yoktur, olumsuz düşünce varsa olumluya yer yoktur.” “Geçenlerde haberlerde izledim, insanların böbreklerini çalıp 75.000 dolara satıyorlarmış. Beyin herhalde en az 500.000 dolar eder. Organlarımızın toplam değeri en azından bir milyon eder. En parasızım diyen bir adamın bile en azından doğduğunda, Allah'ın verdiği bir milyon dolarlık bir serveti var. Hiç bu açıdan düşünmüş müydünüz?” “Konfüçyüs der ki: 'Hiçbir şey karanlık bir odada siyah bir kedi aramak kadar zor değildir. Hele odada siyah bir kedi yoksa.' Hayata iyi bakın kardeşim. Çünkü aksine hakkınız yok.” “Bu ülke dünya yolsuzluk sıralamasında 4.sırada. Her alanda yolsuzluk, hırsızlık yapılan bir ülkede, bilgi konusunda hırsızlık yapılmama ihtimali yok.” (...) Altını çizdiğim, post-it yapıştırdığım daha niceleri var, fakat parmaklarım daha fazlasını kaldıramaz gibime geliyor. Belki bu sözler size alışıldık gelmiştir, artık her şey öyle raddelere geldi ki devamlı gördüğümüz şeyler belleğimizde önemini yitirmeye yüz tuttu. Ancak bu tabii ki doğruluğundan hiçbir şey götürmez. Ben böyle hissettim açıkçası. Size daha çok hikayelerin ve anıların sonundaki ana düşünceleri yazmaya çalıştım. Yani anlayacağınız kuru kuru yazmamış adam. Sevgili Ahmet Şerif İzgören'in deyimiyle «Dostlukla» kalın :) (Zeynep Arslanoğlu)
Sayın Ahmet Şerif izgören hocanın seminerine gitme fırsatım olmamıştı ama küçüklüğümden beri hikayelerini etrafimdan dinler, videolarını izlerdim. Okurken bu yüzden çocukluğuma çok gittim, küçükken dinlediğim hikayeleri okuma fırsatı buldum. :) Kişisel gelişim kitabı değil, adeta sohbet kitabi. Aslinda anlatılmak istenenin hepsinin farkındayız (bu yüzden okurken size basit gelip birakabilirsiniz) ama maalesef hayatımızda uygulamakta zorlanıyoruz ya da hiç uygulamıyoruz. İçerisinde yer alan hikayeler öyle içten ve etkileyici ki okurken gülümseyip daha umutla bakmaya başlıyorsunuz. (En azından bende öyle oldu). Her yaştan insanin okutacağı bir kitap. Son cümle " Yaşlandıkça yaşlanmazsınız, yaşamadıkça yaşlanırsınız. (Hilal POLAT)
Avcunuzdaki Kelebek PDF indirme linki var mı?
Ahmet Şerif İzgören - Avcunuzdaki Kelebek kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Avcunuzdaki Kelebek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Şerif İzgören Kimdir?
1965 yılında İzmir’de doğdu. 1983 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı.
1991 yılında ordudan istifa etti. Aynı yıl Ankara Üniversitesi TÖMER Bursa Şubesi’ni kurdu ve bu şubenin müdürü olarak dört yıl görev yaptı. Bu dönemde, Bursa’nın ilk kültür merkezini açtı. Türkiye’nin tek çeviri dergisini çıkarttı. On altı tiyatro, müzik, resim kulübünün fahri başkanlığını yaptı.
1995 yılında özel sektöre transfer oldu; iki ayrı firmada genel müdürlük yaptı. 1996 yılında AIESEC Yüksek Danışmanlar Konseyi Üyesi olarak hizmette bulundu. İngiltere (Sunley Management Center) ve Türkiye’de zaman yönetimi, finans, liderlik, beden dili, işletme yönetimi ve yönetim modelleri, satış ve pazarlama, iletişim, şirket fonksiyonları, karar alma teknikleri, stres yönetimi, motivasyon, yaratıcı liderlik, benchmarking vb. konularda birçok seminere katıldı ve eğitim aldı. Daha sonra bu alanlarda yurt içinde ve yurt dışında eğitimler verdi. Liderlik, takım çalışması, yönetim ve iletişim alanında yurt dışı da dâhil olmak üzere birçok üniversite ve platformda 500’ü aşkın seminer verdi. Hâlen bu konularda Türk ve yabancı birçok kuruluşa, eğitim ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
İzgören, çalıştığı kurumlarda değişim yaratması ve sistem oluşturmasıyla tanındı. Kurucusu olduğu Academy International / İzgörenAkın Eğitim ve Danışmanlık firmasının 1996’dan beri; ELMA Yayınevi’nin (Akademi Artı Yayıncılık AŞ) 1999’dan beri Yönetim Kurulu Başkanlığı görevindedir. İş ve yönetim ile kişisel gelişim konularında kitapları yayınlanmıştır.
Türkiye'de konusunda çalışan bir bilirkişi.
Ahmet Şerif İzgören Kitapları - Eserleri
- Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
- Avcunuzdaki Kelebek
- Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı
- Dikkat Vücudunuz Konuşuyor
- Hıdır Kişisel Gelişiyor
- Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2
- Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen
- Süpermen ve Uğur Böceği
- Moks
- İş Yaşamında 100 Kanguru
- 40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk
- Kara Oklar Çetesi - Büyük Macera
- Uçan Halı Babam
- Geleceği Yönetmek
- Küçük Beyaz Uğur Böceği
- Kara Oklar Çetesi
- Eşikaltı Büyücüleri
- Bir Türk Zabitinin Anıları
- İş Hayatı Futboldan Ne Öğrenir?
- Kanatsız Arı Mu
- Geleceğin Organizasyonunu Yaratmak
- Kanatsız Arı Mu 2 - İlk Uçuş
- Bandırma Roket Kulübü
- Po: İyilik Pata Pata'ya İniyor
- Kanatsız Arı Mu 3 - Büyük Saldırı
- Po: Şehirdeki Yabancı
- Po: Koyunlar Kralının İzinde
- Po: Tapatapa Macerası - Haris'in Saldırısı
- Kanatsız Arı Mu / Dev Mülteci
- Mu, The Wingless Worker Bee
- The Butterfly Inside Your Palm
Ahmet Şerif İzgören Alıntıları - Sözleri
- "Kendi doğrusu olmayan adamlar başkalarının doğrularının peşinden giderler." (Geleceği Yönetmek)
- Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zümer sûresi (Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen)
- Iletişim denilen şey doğal ve kendiniz olmaktır. İçinizdeki ışığın dış dünyaya yansımasıdır. İnsanlarla kurduğunuz ilişkinin içine yapayşık girerse dostlukları, içten ve insanlık dolu bir hayatı unutun. İletişim insanlar arasında köprü kurmaktır. İnsanları yönetmek ve insanlara baskı kurmak değil. İnsanların anlık hareketlerine bakarak sakın kişilijleriyle ve duygularıyla ilgili kararlar vermeyin ve kendiniz olun. Sevgiyle, insanlıkla, içtenlikle dolu kendiniz... Bırakın, ışığınız dışarı olduğu gibi yansısın, değişmeden... (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
- Ne kadar zengin olduğunuzun, neye sahip olduğunuzla hiç alakası yoktur; neye ihtiyacınız olduğuyla ilgisi vardır... (Süpermen ve Uğur Böceği)
- "Devletin işiyse, çalışsan da aynı maaş çalışmasan da duygusu olur kimi insanda." (Bandırma Roket Kulübü)
- "Neredeyse hiç kitap okumayız. Sevdiğimiz olur, o bizi sevmezse öldürürüz. Kadınla yaşamayı bilmeyiz, yalnız bırakırız onu. Çalışma hayatına sokmayız, ona gereksiz parlarız. Sporun spor olduğunu unuturuz, sıraya girmeyi bilmeyiz." (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
- “Hiç kız arkadaşın yok mu senin?” diyeceksiniz. Var ama onlar başka. Onlar bu ortamlara uymaz. Bu adamların yanına yazılmaz, bunlar sırdaşım benim. Kızlarla ağaçtan meyve çalamazsınız, kızlarla kampta sürünemezsiniz, kızlarla birbiriniz için dayak yiyemezsiniz... (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
- ...yapılan bir araştırma erkeklerin yalan söylerken gözlerini aşağıya, kadınların ise yukarıya kaçırdığını gösteriyor. (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
- İki defa viski tadımına katıldım. Birinde konuşmacı on dakika hangi imbikten nasıl süzüldüğünü, nasıl süper olduğunu anlatıyor.” Bu artık süper bişi” diyorsun, bir yudum al, berbat bir şey. ... En son kıllı sırtlı bir konuşmacı anlattı, anlattı. Kiraz, çilek aromalı ve çikolata tadında bir viskiymiş. Bir yudum aldık berbat bir şey. Katılımcılardan bir delikanlı ağabey kalktı. “ Ya ben alırım bir kilo kiraz, yarım kilo çilek, bir de madlen çikolata yerim üzerine, bu eziyete dayanılmaz” dedi. Gülmekten yerlere yattık. (Eşikaltı Büyücüleri)
- “Ben ileride sevdiğim işi yapacağım. Ne yapar ne eder başarılı olurum, en önemlisi kesin mutlu olurum.” (Küçük Beyaz Uğur Böceği)
- ‘Poşet ister misiniz?’ Diye sordu kasiyer. ‘Hayır efendim, filemi yanımda getirdim, ülkemizi kirletmeyelim değil mi?’ Dedi ‘Başka bir isteğiniz var mı?’ ‘Var efendim’ kısa bir sessizlik, ‘ sağlığınız’ :)) (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
- "-Abi bakma, bunların öyle iri olduğuna, kof abi bunlar. -Oğlum kof dediğin adam üç metre, kodu mu oturursun." (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
- “Bilgi bir ışık gibidir, sızacak bir yer bulur ve içeri girer.” Pablo Neruda (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
- Kanatlar sizin değilse yükselmek felaketinizdir. (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
- Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avucatacağına... (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
- Bizde çocuğa karşı sevgi, feci bir korumacılığa dönmüş durumda. Anne babanın çocuğuna bakışı, çocuk beş yaşındayken de, velet kırkına geldiğinde de aynı. (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
- "Bazı kitaplar vardır sizinle konuşur. Okumaya başlayınca fark edersiniz." (Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı)
- ..."İskandinav ülkelerinde iş adamları üzerinde araştırma yaptılar, ihtiyaç maddeleri sıralaması. Tüm ülkelerde iş adamları arasında kitap hep ilk yirmide çıktı." (Geleceği Yönetmek)
- Hiç kimse sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez. (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır)
- Gereksiz bilgiler kaybolur gider, diğerleri bi linçaltına yerleşir. Bilinçaltınıza yerleşenleri de ğiştiremezsiniz. Bilinçaltınızdakileri yargılayamazsınız ve kolay kolay unutamazsınız. Bilinçaltı bellek, davranışlarınızı ve kararlarınızı etkiler. (Eşikaltı Büyücüleri)