Avunamayanlar - Kazuo Ishiguro Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Avunamayanlar kimin eseri? Avunamayanlar kitabının yazarı kimdir? Avunamayanlar konusu ve anafikri nedir? Avunamayanlar kitabı ne anlatıyor? Avunamayanlar PDF indirme linki var mı? Avunamayanlar kitabının yazarı Kazuo Ishiguro kimdir? İşte Avunamayanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Kazuo Ishiguro
Çevirmen: Roza Hakmen
Orijinal Adı: The Unconsoled
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750816840
Sayfa Sayısı: 544
Avunamayanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Beni Asla Bırakma" adlı kitabı Time tarafından en iyi 100 roman arasında gösterilen Ishiguro'dan yepyeni bir roman daha...
Dünyaca ünlü piyanist Ryder, önemli bir konser vermek için isimsiz bir Avrupa şehrine gelir. Birkaç gün sonra sahneye çıkacağını bilse de, bundan başka hiçbir şey hatırlayamaz; karşılaştığı herkesin niçin ondan bir şeyler istediğini, çok uzak olması gereken yerlere nasıl hemen ulaşıverdiğini, saatler sürmesi gereken bir sohbeti üç dakikalık asansör yolculuğuna nasıl sığdırdığını anlayamaz. Kendini olaylara ve çevresindeki insanlara teslim eden belleksiz piyanist, geçmişin ve geleceğin kırılgan bir şimdiki anda çakıştığı sürreal bir dünyaya savrulur. Çok geçmeden, yaklaşan konser gecesinin hayatının en önemli performansı olduğunu fark edecektir.
İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki yaralayıcı baskısını hemen her eserinde zarafetle ilan eden Kazuo Ishiguro, Avunamayanlar'da hayatı kontrolden çıkan bir adamın çok boyutlu hikâyesini anlatıyor.
Avunamayanlar Alıntıları - Sözleri
- ... bir huzursuzluk çökmüştü.
- Ama izninizle söylüyorum, bence insan hayatının bir noktasında kararlarının arkasında durmayı öğrenmelidir. ‘Ben buyum, ben bunu yapmayı seçtim,’ diyebilmelidir.
- “Saçmalıyorsun. Yalnızlığı kimse sevmez.” “Ben seviyorum.” “İnsan yalnızlığı nasıl sevebilir ki?” “Ne bileyim. Seviyorum işte.”
- Bazen yalnızlık çöküyor.
- Sanki zihnimdeki bir şey, öteden beri ne bileyim, bir baraj gibi ilerlememi engelleyen bir şey ansızın yıkıldı ve yepyeni bir ruhun akışına izin verildi.
- Her birimiz onlarca acıklı vaka sayacak durumdaydı. Yalnızlık yüzünden mahvolan hayatlar. Bir zamanlar sorgulamadan kabullendikleri mutluluğu bir daha bulmaktan umudu kesmiş aileler.
- Sanki ansızın bir ip kopacak ve kalın bir perde yere düşecek; yepyeni bir dünya çıkacak ortaya, güneşli, sıcak bir dünya. ... Böyle düşünmem düpedüz çılgınlık mı? Bunca yıla rağmen, bir tek anda, doğru anda her şeyin değişebileceğini düşünmem delilik mi?
- "Bazı şeyler unutulsa daha iyi..."
- Bazı şeyler unutulsa daha iyi...
- Sevişmemiz gerekmeyecek. O iş birbirini yeterince tanımayan, birbirinden nefret edip sonra tekrar sevmemiş genç aşıklar için.
- "Zaten insanların ne olursa olsun birbirlerini sevmeye devam ettiklerine inanmak da saçma"
- Vaktinden önce geliyorlar, beklemeyi bilmiyorlar, sonra çekip gidiyorlar.
- ‘Dayanırım. Dayanırım. Çok daha kötülerini yaşadım. Dayanırım.’
- “Zaten insanların ne olursa olsun birbirlerini sevmeye devam ettiklerine inanmak da saçma.”
- Nasıl unutursunuz? Nasıl atarsınız kendinizi onca şeyin ortasına yeniden? Yaşadığınız onca utanç, aşağılanma, acı, hepsi tekrarlanacak, hem de daha şiddetli biçimde. Üstelik bunca yıl kendinize yeni bir hayat kurmak için gösterdiğiniz onca çabadan sonra!’ dedim.
Avunamayanlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hani bazı kitaplar vardır, bir konuyu, bir akımı anlamak için okumanız gerekir ya; işte bu da o eserlerden birisi. Bu kitabı okuduktan sonra Sürrealizmi daha iyi anlayabilir, örneğin S.Dali'nin eserlerini ve karakterini daha iyi kavrayabilir, O'nun La Casa De Papel' deki bir karakter olmadığını öğrenebilirsiniz.:) Booktuberlar Ishiguru' nun bu eseri ile literatüre başlamanın pek uygun olmadığından söz etseler dahi, ben kitapkurtlarına bu sözlerin pek etkisinin olacağını zannetmiyorum. Kitabın konusuna gelince; pek spoiler vermemeye gayret ederek ufaktan konuya giriş yapayım. Bir konser vermek üzere bir şehre gelen piyanist Ryder isimli karakterin hep bir yerlere yetişmesi gerekip, hep birileri tarafından sürekli engellenmesi çerçevesinde gelişen olayların çok katmanlı ve metaforlarla gelişen hikayesini okumaya hazırlanın. Bir de bu adamın belleksiz olduğunu düşünün. Katmanlar arasında o kadar çok dolaşıyorsunuz ki, bir süre sonra konuyu kaçırma tehlikesi baş gösteriyor. Ancak yazar heyecan dozunu o kadar iyi ayarlamış ki, kitap sürükleyici hale geliyor. Ryder'in sevgilisi, eşi (her ne derseniz) Sophia, oğlu, arkadaşı (her ne derseniz) Boris, Sophia'nın babası otel bavul taşıyıcısı Gustav, otel müdürü Hoffman, eski orkestra şefi şimdinin kentin ayyaşı Brodsky, Brodsky'nin karısı Mrs. Collins, vd.kendi hayatları, hayalleri, düşünceleri ile dolu çok katmanlı bir roman. Zevkle okudum. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim. (Hüseyin Emiral)
Sürreal Düzlemde Trajediler: Kazuo Ishiguro, 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüş Japon kökenli ancak küçük yaştan itibaren İngiltere’de bulunmuş, orada büyüyüp, eğitimini orada tamamlamış halen de İngiltere’de yaşayan bir yazar. Anlatımı, hayatta küçük ve önemsiz görülen anlar ve hikayeler üzerine gördüğüm kadarıyla. Üslubuysa; zarif, mütevazi ve gösterişsiz. Gürültüde kaybolan ince seslerin peşinde. Hayatın sıradan görünen akışındaki küçük ve sessiz anlara odaklanarak, o anlardaki büyüklüğü göstermek istiyor adeta. Bir hayatın roman ya da hikâye edilebilmesi için ciddi kırılmalar veya savrulmalar içermesi gerektiğini düşünmüyor. Üslubu da görüntüsü gibi: sakin ve kırılgan, ancak bir vakar ve gururun da işaretleri var. Dolayısıyla sansasyon ve sarsılmaya alışık, artık zor şaşıran günümüz insanına ‘etkisiz’ gelebilir anlatımı ve anlattıkları. Kitlesi özel sanatçılar vardır, Ishiguro da onlardan. Herkesin sevip de çok etkileneceğini düşünmüyorum. Avunamayanlar, absürtlükler içeren tuhaf bir yaşam kurgusunu anlatıyor. Temelinde derin trajediler var ancak yine bunlar Ishiguro’nun üslubuyla, yani kısık sesle ve sakin, gösterişsiz bir biçimde söyleniyor. İletişim ve sevgi sorunu derin trajedilerin odağında yer alıyor anlatılan kurguda. Anne-çocuk, baba- çocuk, kadın-erkek arasındaki iletişim sorunu, sevme beceriksizliği ya da sevdiğini gösterememe… Kendi hayal kırıklıklarını çocuklarında büyüten, çocuklarına inanmayı, güvenmeyi başaramayan anne-babalar… “Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceğini” hesap edemeyen, gittikçe sevgisi katılaşan çiftler… Bir de yanındayken özlemek trajedisi. Yani yakınında yaşayıp uzağında olmak… Bunu yaklaşık iki dakikalık şu video çok güzel bir biçimde anlatıyor: https://youtu.be/5MtWOpQPbIQ?t=656 Kırılanı olduğu yerde bırakmak, onu o zaman iyileştirmemek, derdi daha da devasız hale getiriyor, sonrasında o yara kapanır mı? Çok zor. Şair “söylenmemiş sevda sözleri eksiltir ömrü” demiş, sadece eksiltmez, buruk da kılar. Merceği büyütüp bireysel bazda romana bakarsak; kendine yabancılaşma, topluma yabancılaşma, bencillik ve hızla-telaşla geçen modern hayatı görebiliriz. Sonuca dair, çıkarımsal bir yaklaşımla bakarsak; herkesi memnun etmeye çalışanın kimseye yaranamayacağı, yaptıklarının hep eksik ve yetersiz kalacağını, sonrasında da yine en çok kendinin mutsuz ve tamamlanmamış olacağını da görebiliriz. Bu da bir sürü yapacağımız çıkarımdan sadece birisi. Bencilliğe, sevgisizliğe dair çok başka sonuçlar da çıkarılıyor. Kurgu çok boyutlu olduğu için bir sürü çıkarıma ve gözleme müsait. Anlatıma bakarsak; Ishiguro, mekanla çok ilgilenmiyor. Karakteri soktuğu sıkışık durumla okuru yorarken belki de daha fazla boğmamak adına yolu kısaltıp mekanları saçma ya da fazla rastlantısal olarak birbirine bağlıyor. Böylelikle bir yerin arka kapısı alakasız bir şekilde “aa işe bak” dercesine başka, o an gidilmesi gereken yere çıkabiliyor. Böyle olmasa, uzun bir yol olsa, o an sıkıntılı bir hale gelen karakterle birlikte biz de fenalık geçirebilirdik. Normal bir kurgu olsa, burada daha makul, rahatlatıcı bağlantılar görebilirdik. Karakterin yazar tarafından elinin mantıklı gerekçelerle rahatlatılması, bir nevi yazarın, karakterine, işini biraz daha kolaylaştırarak yardım etmesi gibi. Ancak biz sürekli karakteri tuhaf durumların, enteresan rastlantıların ve yazar tarafından karaktere yapılmış garip kasti yardımların içinde buluyoruz. Ishiguro çok boyutlu kurgusunu, post-modern çizgiye daha fazla yaklaştırıp, yeni bir kurmacayı zorlayarak, alışılmış ve makul olanın ötesine geçip absürde bolca temas ediyor. Arka kapakta bundan dolayı baş karakter için: “Kendini olaylara ve çevresindeki insanlara teslim eden belleksiz piyanist, geçmişin ve geleceğin kırılgan bir şimdiki anda çakıştığı sürreal bir dünyaya savrulur” diyor. Kitap kapağına da bu açıdan bakarsak, kapak oldukça anlam kazanıyor. Romanın arka fonundaki piyano ve belleksiz gibi hareket eden, absürtlüğe maruz kalan piyanistin, zaman zaman geçmişi de çağıran hülyalı bakışı… DOSTÇA: Ne durumdasın? dersen; 100-120 dakika olması gerektiğini düşündüğün 180 dakikalık bir filmi izledikten sonra “Ya aslında… acaba…?” diyor durumdayım. (Emin K.)
Kitaptaki Kahramanla beraber benim de hafızam sıfırlandı. Kitabı okumak için büyük bir efor harcadım. Tam bir olaya odaklandım bunu çözüyorum derken kahramanımız başka birinin peşine takılıp başka bir yere gidiyordu. Bazen öyle cümleler vardı ki okurken kendimi odaklamakta zorlandım. Okuduğumu unuttum bile diyebilirim. İlk başlarda çok mantıksız gelse bile belli bir yerden sonra bu sefer kimin peşine takılıyoruz nereye gidiyoruz neler oluyor diye beklerken buluyor insan kendini. Ortalarda bir yerde durup gerçekten kendi varoluşumu sorguladım diyebilirim. Favori karakterim Boris oldu. O büyümüşte küçülmüş hallerine bayıldım. Okudukça beni güldürdü. Son bölümde olan şeyler kitabın bu kadar durgun geçen olaylarına darbeyi vurmuştu. Yazarın diğer okuduğum kitaplarından farklı bir tarzdaydı. Zor da olsa okuması kesinlikle okunmaya değer. Tavsiye ediyorum. (Çağla Taşdemir)
Avunamayanlar PDF indirme linki var mı?
Kazuo Ishiguro - Avunamayanlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Avunamayanlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kazuo Ishiguro Kimdir?
Kazuo Ishiguro, 8 Kasım 1954 doğumlu Japon asıllı İngiliz romancı. Nagazaki kentinde doğan İşiguro 1960 yılında ailesiyle birlikte İngiltere'ye göçtü. University of Kent'i bitirdikten sonra (1978) University of East Anglia'da yaratıcı yazarlık yüksek lisansı yaptı. 1982 yılında İngiliz yurttaşlığına geçti.
İngilizce edebiyat dünyasının çok sevilen yazarları arasında bulunan Ishiguro, 4 kez saygın edebiyat ödülü Man Booker Prize'a aday gösterildi. 1989 yılında ise "The Remains of the Day" (Günden Kalanlar) romanıyla Man Booker Prize ödülüne layık görüldü.
Yazar Kazuo Ishiguro, 2015 yılında yazdığı ve VI.yy. İngiltere'sini anlattığı " kitap/gomulu-dev--32830 " (The Buried Giant) adlı romanıyla 2017 yılında Nobel Edebiyat Odülüne layık görülmüştür.
2005 yılında yazdığı Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go) romanı 2010 yılında yönetmen Mark Romanek tarafından aynı adla sinemaya aktarılmıştır.
Kazuo Ishiguro Kitapları - Eserleri
- Beni Asla Bırakma
- Günden Kalanlar
- Gömülü Dev
- Uzak Tepeler
- Klara and the Sun
- Değişen Dünyada Bir Sanatçı
- Noktürnler - Müziğe ve Günbatımına Dair Öyküler
- Öksüzlüğümüz
- Avunamayanlar
- Yirminci Yüzyıl Filmini İzlediğim Akşam ve Başka Küçük Keşifler
- The Remains Of The Day
- Come Rain or Come Shine
- When We Were Orphans
Kazuo Ishiguro Alıntıları - Sözleri
- Dünya sandığın kadar çok değişmedi sevgili çocuk. Seni biraz şok etti, o kadar. (Öksüzlüğümüz)
- İnsana televizyonu açmakla yaşayabileceği bir deneyimin aşağı yukarı aynısını sunacaksa , roman yazmanın ne anlamı vardı ? Yazıya dökülmüş kurmaca , eşsiz bir şey , başka formların yapamadığı bir şey sunmadıkça , sinema ve televizyonun kudreti karşısında tutunmayı nasıl umabilirdi ? (Yirminci Yüzyıl Filmini İzlediğim Akşam ve Başka Küçük Keşifler)
- (Klara and the Sun)
- "Dönüm noktaları”ndan söz etmek iyi güzel de, kişi bu gibi anları ancak geçmişe dönüp baktığında görüyor. (Günden Kalanlar)
- ‘Dayanırım. Dayanırım. Çok daha kötülerini yaşadım. Dayanırım.’ (Avunamayanlar)
- Sevişmemiz gerekmeyecek. O iş birbirini yeterince tanımayan, birbirinden nefret edip sonra tekrar sevmemiş genç aşıklar için. (Avunamayanlar)
- En iyi şeyler, derdi, gecede toplanır ve sabah gelince dağılır. (Değişen Dünyada Bir Sanatçı)
- Ömür boyu yaşadığın yerden ayrılmak kolay değil. (Gömülü Dev)
- Ne olursa olsun, temiz bir niyetle yapılan yanlışlar kesinlikle büyük bir utanç kaynağı sayılmamalı. Asıl büyük utanç kaynağı, yanlışları kabul edememek veya etmemek olur. (Değişen Dünyada Bir Sanatçı)
- “Saki insani güçlü yapar mı?” …” Saki insanı güçlü olduğuna inandırır. Ama gerçekte,…, onu içmeden önceki haline göre hiç de güçlü değilsindir.” (Değişen Dünyada Bir Sanatçı)
- İnsan oturup böyle olmasaydı nasıl olurdu diye ömür boyu kafa yoramaz. (Günden Kalanlar)
- Vaktinden önce geliyorlar, beklemeyi bilmiyorlar, sonra çekip gidiyorlar. (Avunamayanlar)
- Vakit öldürmek için nostaljik hayaller kuruyorum hepsi bu. (Beni Asla Bırakma)
- Kazanmak mı? Kazanılacak bir şey yoktu kayıkçı. Aptallıktı, gururdu, o kadar. Ve bir erkeğin kalbinin derinliklerinde pusuya yatmış daha ne varsa. Belki cezalandırma arzusuydu beyim. Sözümle, davranışımla affettim, ama uzun yıllar boyunca yüreğimin küçük bir bölmesinde intikam arzusunu kilitli tuttum. Alçaklık ettim, kötülük ettim ona, oğlumuza da. (Gömülü Dev)
- Yaşamımın geri kalanı bir boşluk olarak uzanıyor önümde. (Günden Kalanlar)
- Ama izninizle söylüyorum, bence insan hayatının bir noktasında kararlarının arkasında durmayı öğrenmelidir. ‘Ben buyum, ben bunu yapmayı seçtim,’ diyebilmelidir. (Avunamayanlar)
- Ne zaman bir şeyler bulduğum kanısına varsam, o bulduğum şeyin yanlış bir yanının olup olmadığını uzun uzun araştırıyor, düşüncemi her açıdan inceliyordum. (Günden Kalanlar)
- Soğuk bir insan görünümü vermek gibi bir niyetim yok, ama başka türlü olmak için hiçbir özel çaba göstermediğim de doğru sayılırdı. Çünkü yaşamımın o noktasında hala yalnız kalmak istiyordum. (Uzak Tepeler)
- Gençler çoğu zaman eğlenmekten suçluluk duyarlar ve sanirim ben de öyleydim. (Değişen Dünyada Bir Sanatçı)
- İçimde bir şey vazgeçti... (Beni Asla Bırakma)