Ayak İzlerinde Adımlar - Julio Cortazar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ayak İzlerinde Adımlar kimin eseri? Ayak İzlerinde Adımlar kitabının yazarı kimdir? Ayak İzlerinde Adımlar konusu ve anafikri nedir? Ayak İzlerinde Adımlar kitabı ne anlatıyor? Ayak İzlerinde Adımlar PDF indirme linki var mı? Ayak İzlerinde Adımlar kitabının yazarı Julio Cortazar kimdir? İşte Ayak İzlerinde Adımlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Julio Cortazar
Çevirmen: Arzu Etensel İldem
Yayın Evi: Metis Yayınları
İSBN: 9789753422789
Sayfa Sayısı: 172
Ayak İzlerinde Adımlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kimbilir nasıl bitebilirdi başı bile olmayan bir olay, ortalarda başlamıştı ansızın ve belli bir sınırla çevrelenmeden bitiverdi, başka sislerin başladığı bir noktada; her neyse, konuya girmek için şunları söylemek gerekiyor: Pek çok Arjantinli, yazı Luberon vadisinde geçirir, bu bölgenin en eski sakinleri olan bizler onların uzaklarda yankılanan seslerini sık sık duyarız, büyüklerle birlikte çocuklar da gelir, bu da Silvia demektir zaten, çiğnenmiş bahçeler, çatalla et yenilen öğle yemekleri, çocukların al yanakları, korkunç ağlamaları izleyen İtalyanvari bağrışmalar...
...
Usta bir anlatıcıdan, Julio Cortázar'dan seçme öyküler: "Yaz", "Silvia", "Kindberg Diye Bir Yer", "Öğle Yemeğinden Sonra", "Kızıl Çember İçinde Birleşme", "Işık Değişikliği", "Ayakizlerinde Adımlar", "Liliana'nın Gözyaşları", "Cennetin Kapıları", "Arayış".
Ayak İzlerinde Adımlar Alıntıları - Sözleri
- Modern gençlik böyleydi, dünya çıldırmıştı, herkesin acelesi vardı ve hiçbir şeye vakti yoktu.
- “Oysa kaşığın basit arzusunu kabullenip onu kahvemi karıştırmak için kullanmak öylesine kolay ki.” .
- Gözlerin fazla okumaktan kıpkırmızı olmuş ve bu iyi bir şey değil.
- Biliyor musun,öyle sanıyorum ki müzik yardımcı oluyor.Anlamaya değil,çünkü aslında hiçbir şey anlamıyorum.
- iki insanin birbirlerine en uzak olduğu an, karşı karşıya oturmuş birbirlerinin gِözlerine bakarlarken sِöyleyecek tek bir laf bile bulamadıkları andır.
- Sana bir kol saati hediye ettiklerinde aslında çiçekli bir cehennem, güllerden bir zincir, bir açık hava hücresi hediye etmiş oluyorlar.
- Biz yoksuluz gerçekten, ama zenginiz gönülden.
- ...karşımızda canlı kalmış olan her şeyle barışma noktasına gelebilecek miyiz diye kendime soruyorum.
- Ne bedava içki ne de gitmek zorunda olduğumuz için gidiyoruz. Bu çoktan anlaşılmış olmalı: Gidiyoruz, çünkü ikiyüzlülüğün en sinsi biçimlerine karşı hissettiğimiz tahammülsüzlük.
- Ne bedava içki ne de gitmek zorunda olduğumuz için gidiyoruz. Bu çoktan anlaşılmış olmalı: Gidiyoruz, çünkü ikiyüzlülüğün en sinsi biçimlerine karşı hissettiğimiz tahammülsüzlük.
- Pek çok kez olduğu gibi siz de tam olarak ne zaman her şeyi anlamaya başladığınızı belirtemezdiniz; satrançta ya da aşkta da olur böyle anlar, etrafı saran sis aralanır ve bir saniye önce düşünemeyeceği hükümlere varır insan.
Ayak İzlerinde Adımlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Cortazar okumadan edebiyat seven bir okur, büyük olasılıkla hayâl görüyordur. Olmaz. Mümkün değil. Gel ve Ayakizlerinde Adımlar'ı oku. Yaz'ı oku, Silvia'yı oku, Kindberg Diye Bir Yer'i oku. Edebiyat neden bu kadar güzel ve ben neden edebiyatsız yapamıyorum sorusunun cevabını verenlerden birisi de Cortazar değil mi? Kitabın kapağında o güzel atın başını okşayan elimizle biz nasıl da güzel dokunuyoruz ve bizler ne kadar da güzel okuyoruz, Cortazar'la. Neden anlamaya çalışıyoruz ki? Neden kendimizi bu dereye, bu çağlayana bırakmıyoruz? Kulaklarımızda coşup giden bu sesleri neden kana kana dinlemiyoruz? Gözlerimiz satır satır neden okumuyor? Neruda'nın şeftali benzetmesini zihnimizin bir yerlerinde saklayıp neden doya doya yemiyoruz? Cortazar'ın dilinin, üslûbunun güzelliğini sadece Le Guin'in Yerdeniz serisine benzetebilirim veya Yerdeniz'de Le Guin, Cortazar'a bir şekilde ulaşabilen bir anlatım ve dil gücüne, rengine ulaşmış gibi geliyor bana. Cortazar öyküleri, yazar olan, okur olan herkesin gıpta edeceği güzellikte akıp giden kelimeler, cümleler, imgeler denizleri, okyanusları çünkü. Ayakizlerinde Adımlar, yine toplama ve yazara ait olmayan bir kitap, kitabın son öyküsü Arayış, diğer öykülerdeki atmosferi, hissi aşan ve bu anlamda kitabın aurasının dışında durabilen bir öykü, kısa bir roman. Bu öykü dışında öyküler birbirine benzer uzunlukları, birbirini andırır auraları, çok güzel dili ve üslûbu ile hakikaten her türden edebiyat açlığını doyuracak güzellikte. Cortazar'ın ışıklı, kıpır kıpır dil dünyasını herkese öneririm. (CemCBG)
Julio Cortazar'ın Bütün Öyküleri 2 Ayak İzlerinde Adımlar kitabı; yazarın Kronopların ve Meşhurların Hikâyeleri (1962), Bütün Ateşler Ateş (1966), Son Raunt ( 1969), Sekizyüzlü (1974), Orada Dolaşan Biri (1977) kitaplarının bir araya gelmesi ile oluşmuş. Latin Amerika edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Julio Cortázar, cazla ve fotoğrafla ilgilenmiş, Jorge Luis Borges, Virginia Woolf ve Edgar A.Poe gibi yazarlardan etkilenmiş. Fantastik eğilimleri, postmodern ve deneysel yaklaşımları ile geleneksel biçimleri reddeden Julio Cortázar, modern öyküye yenilikçi bir anlayış getirmiş.Cortázar öykülerinde, olay örgüsünden çok biçime, örtük bir mizaha yer verir.Geçmiş ve gelecekle oynarken, çıplak gerçekliği aşmaya çalışmış. Gerçeküstü ve fantastik arasında gidip geldiği öykülerde, kurmaca dünya ile gerçek dünyayı iç içe vermiş.Bu da okuyucunun şaşırmasına, okuduğu metne yabancılaşmasına yol açmış.Tekinsiz öyküler yazmış Cortázar. Üstkurmaca öykülerinin en önemli anlatım özelliklerinden olmuş. Öykü kuramı üzerine en çok bilinen aforizması " roman hep sayıyla kazanır, oysa öykünün bu maçı nakavtla alması gerekir." dir. Liliana Ağlıyor, Hastaların Sağlığı, Senyorita Cora en çok sevdiğim öyküler oldu kitapta. (Özlem Akbaş)
''Kendim için yazmayı seviyorum ben, bitirdiğimde haz anından sonra bir erkeğin yana kayışı gibi oluyor, hani uyku bastırır, ertesi gün bambaşka şeyler tıkırdatır pencerenizi, bana göre yazmak bu.'' Julio Cortazar; deneysel edebiyatçı kişiliğiyle, edebiyata bakış açımın büyük ölçüde uyuştuğu isimlerden birisi olmuştur her zaman. Yazıları ve röportajlarıyla güzel tanışıklıklarımız oldu kendisiyle, bunu bir adım öteye götürüp teknik ve üslup açısından da tanışmayı umut ediyordum yazarla uzun süredir. Kuşkusuz Latin Amerika Edebiyatı’nın üç büyük isminden birisi olduğunu düşünüp tanışıklığının olmadığı hiçbir okurun kalmasını istemediğim bir yazardır. Cortazar; Ayak İzlerinde Adımlar’ında edebiyatı bir oyun yerine koyuyor, istediği zaman kalkıp birbiri ardına cümleler sıralayıp, canı isterse bir köşeye bırakıveriyor. Karakterleri hayal etmek henüz ilk sayfalardan itibaren oldukça güç hale geliyor zira yazar onları öyle sunuyor ki yaşlarını, durumlarını, hikayedeki pozisyonlarını tam olarak zihnimizde inşa etmek çok zor oluyor. Fakat hikayeler ilerledikçe aslında bunun hiçbir öneminin olmadığını fark ediyoruz, çünkü aslında onlar bile kim olduklarını bilmiyorlar. Karakterlerin varoluşçu yanları ön plana çıkıyor ve en sonunda kendi kimliklerini kaybeder hale gelmiş oluyorlar. Bununla birlikte biz de yavaş yavaş oyunun içine giriyoruz, her hikayede tanımlanamaz bir kişiliğe bürünüp kendi gerçekliğimizin ardından katılıyoruz yazarın oyununa. Kitabın içindeki hikayelerde Borges esintileri sıklıkla göze çarpıyor. Başlangıçta büyülü bir gerçeklik okuduğumuzu düşünüyoruz fakat yazarın yapmaya çalıştığı Borges’in gerçeklik inşasından biraz daha farklı. Söylediğim gibi, onun için yazmak eylemi bir oyun. Dolayısıyla ne büyülü bir gerçeklik yaratma ereği var, ne de o gerçekliği yıkmak. Gerçekliğin görünen yanından çok, görünenin ardına yöneliyor Cortazar, kitabın sunuş kısmında yazıldığı gibi. Bu yüzden eser tüm bunlar bilinerek okunursa, ne mutlu. Aksi takdirde adım atacak bir evren beklersiniz ama adımlarınız birer ayak izlerinden ibaret olur. Katıldığınız oyun siz hiç anlamadan biter ve geriye yalnızca ayak izleriniz kalır. (Başak)
Ayak İzlerinde Adımlar PDF indirme linki var mı?
Julio Cortazar - Ayak İzlerinde Adımlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ayak İzlerinde Adımlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Julio Cortazar Kimdir?
1914’te Brüksel’de doğdu. Arjantin’de öğrenim gördükten sonra, öğretmenlik ve çevirmenlik yaptığı sıralar, Perón hükümetinin uygulamalarından duyduğu düş kırıklığıyla ülkesini terk ederek Paris’e yerleşti. 1981’de Fransız uyruğuna geçti, ama Arjantin yurttaşlığından da ayrılmadı. 1950’li yıllarda yayımlanan Hayvan Öyküleri, Oyunun Sonu ve Gizli Silahlar adlı öykü kitaplarını 1963’te yayımlanan Seksek adlı romanı izledi. Bugün yazarın başyapıtı sayılan Seksek, geleneksel romanın olay örgüsünü altüst eden, belirli bir sona bağlanmayan açık uçlu bir romandı. Cortázar’ın öteki önemli yapıtları arasında Manuel’in Kitabı ve Mırıldandığım Öyküler sayılabilir. Edgar Allan Poe’nun yapıtlarını İspanyolcaya kazandıran Cortázar, son yıllarında kendini insan hakları davasına adadı ve UNESCO’da çalıştı. 1984’te Paris’te öldü.
Julio Cortazar Kitapları - Eserleri
- Seksek
- Cinayeti Gördüm
- Mırıldandığım Öyküler
- Hayvan Hikayeleri
- Ötekinin Rüyası
- Ayak İzlerinde Adımlar
- Oyunun Sonu
- Andres Fava'nın Güncesi
- Gözlemevi
- Sınav
- Buluşma
- Lucas Diye Biri
- Edebiyat Dersleri
- Bir Sarı Çiçek
- Takipçi
- Kendime Anlattığım Hikayeler
- 62 Maket Seti
- Son Raunt
- Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı
- Güney Otoyolu
- Borulardaki Ayı
- Açıklayıcı Bilgiler El Kitabı
Julio Cortazar Alıntıları - Sözleri
- "Bir öbeğin kıyısındaydı, sıradan bir sarı çiçek. Sigara yakmak için durmuştum, dalgın dalgın çiçeğe baktım. Sanki çiçek de bana bakıyordu, bilirsin ya, bu tür iletişimler ara sıra... Biliyorsun ne demek istediğimi, herkeste olur bu duygu, hani güzellik dedikleri şey. Hepsi buydu: çiçek güzeldi, çok güzel bir çiçekti. Ve ben lanetlemiştim." (Bir Sarı Çiçek)
- İnsanlar o kadar cahil ve gözleri o kadar üzerimizde ki.. (Hayvan Hikayeleri)
- Dédée neskafe hazırlayacağını söyledi. En azından neskafe olmasına sevindim. Neskafesi olan birinin henüz dibe vurmadığını biliyordum; hâlâ dayanacak gücü var demekti. (Takipçi)
- Şiddete topyekün karşı olmak kolay bir şey ama sıklıkla hiç düşünülmeyen bir şey var o da bu şiddete nasıl gelindiği, onu tetikleyen sürecin nasıl başladığı. (Edebiyat Dersleri)
- Birbirimizi aramaksızın yürüdük. Ama birbirimizi bulmak için yürüdüğümüzün farkındaydık. (Buluşma)
- artık affın hiçbir değeri yok... İnsan hala biraz sevdiklerini affeder... (Ötekinin Rüyası)
- Ne yazık ki kısa bir süre sonra üçünden biri geleneksel davranacak, söylenmesi gereken şeyi söyleyecek, o yapay salaklığa saplanacak, terk edecek veya dönecek veya bir hata yapacak veya ağlayacak veya kendini öldürecek veya kendini feda edecek veya kendini idare edecek veya başka birine âşık olacak veya ona Guggenheim bursu verecekler, o büyük rutinin kıvrımlarından herhangi biri... (62 Maket Seti)
- Her eleştiri, tat olarak ısırmanın ve çiğnemenin lezzeti olarak başlamış bir şeyin hüzünlü sonudur. (Takipçi)
- .. öykü yazmaktan başka çarem kalmadığında .... Adolfo Bioy Casares olmak isterdim. (Kendime Anlattığım Hikayeler)
- İnsani varlıklar olarak temel görevimizin analiz etmek, yeri geldiğinde eleştirmek ve gerçekten gerekliyse yıkmak olan şeyleri hangi noktaya kadar kabullendiğimizi fark etmek için, işlemekte olan bir toplumu (bu kötü olduğu anlamına gelmiyor) biraz gözlemlemek yeterlidir. (Edebiyat Dersleri)
- “Söylenmesi gereken sözün gerisi hep bir buluttur.” (Cinayeti Gördüm)
- Başta Arjantin olmak üzere İspanyolca konuşulan bazı ülkelerde, gündelik dilde kullanılan ağabey, dostum, bilader, kardeşim anlamlarına gelebilecek hitap sözcüğü. Zaman içinde Arjantinlilerle özdeşleştirilen ifade, Küba devrimi sırasında birlikte mücadele ettiği arkadaşları tarafından Ernesto Guevara’ya verilmiş ve sonrasında kendisi Che olarak anılmıştır. (Buluşma)
- Plan yapmak biraz da yazgıya karşı çıkmaktır. (Sınav)
- Tanrım, ne işkenceydi o, demek istediğim, kızın yüzüne bakamıyorsun, o da seninle alay ediyor (Cinayeti Gördüm)
- “Benden bir şey isteyecekseniz tatlılıkla isteyin.” (Cinayeti Gördüm)
- O mavi gözlerin gerisinde daha başka şeyler var, sözcüklerin, iniltilerin ve suskuların derinliklerinde başka bir ülke doğuyor, başka bir Alana soluk alıyor. (Mırıldandığım Öyküler)
- Ne var ki onunla konuşmakta gitgide daha güçlük çeker oldum, çünkü hep...ağlayacak gibiydi (Cinayeti Gördüm)
- Bu benim için baş döndürücü bir uçurum gibidir gölge öğüten değirmen bir iyiliğin katlanılmaz taşkınlığı beni içine tıkabileceğiniz ve sizlere huzur içinde dönüp bakabileceğim de tek bir ıssız ada kaldı nede adı çıkmış bir Koruluk ey ahalili dikenli yerküre sorarım sana tek boynuzlu at olmak suç mu? (Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı)
- Müziğimi çalıyorum ve kendi Tanrımı yaratıyorum. (Takipçi)
- Günün birinde burada ölecektik. Bilmediğimiz uzak akrabalar mirasımıza konacak (Cinayeti Gördüm)