diorex
Dedas

Ayın En Çıplak Günü - Buket Uzuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ayın En Çıplak Günü kimin eseri? Ayın En Çıplak Günü kitabının yazarı kimdir? Ayın En Çıplak Günü konusu ve anafikri nedir? Ayın En Çıplak Günü kitabı ne anlatıyor? Ayın En Çıplak Günü kitabının yazarı Buket Uzuner kimdir? İşte Ayın En Çıplak Günü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.03.2022 16:00
Ayın En Çıplak Günü - Buket Uzuner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Buket Uzuner

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752890596

Sayfa Sayısı: 140

Ayın En Çıplak Günü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Herkesin yaşamında çıplak günler vardır; savunmasız, iddiasız, direnmesiz, gösterişsiz, öylece...

Yalın ve kendi halinde.

İçine kimsenin kabul edilmediği, alınmadığı, hani o 'en yakınlar'ın bile..

Bu kitaptaki öyküler benim en çıplak günlerimde yazıldılar.

"Kıvırcık saçlı kadın, ilk kez korkmadan altı yıl boyu çekinerek sakladıklarını çıkarttı, gözünün önüne serdi. İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. Kocasını, onun kendisiyle ilgili en küçük şakayı kaldıramayışını, kendini uyurken bile önemseyişini, karısının problemleri söz konusu olduğunda işlerinin aniden yoğunlaşmasını, altı yılı dolduran hep onun kitapları, filmleri, dostları, sorunları, iş kaygıları, plakları, rı, rı, rıları düşündü."

Ayın En Çıplak Günü Alıntıları - Sözleri

  • “Ya çevremdeki insanlar gibi olursam?”
  • İnsan bir şeyi çok isterse gerçekleştirir. İnsanlar buna inananlar ve inanmayanlar diye ikiye ayrılırlar. Ben inananlardanım...
  • ‘İnsanın içi yalnızca üşüdüğü zaman titremez ya!’
  • Sevmek, insanın kendisi kalabilecek ve bunu sürdürecek kişisel alanını işgal etmeden ona yakın olabilmektir.
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır.
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır…
  • Bir kadının yaşamındaki iki büyük an, aşık olduğu ve sevdiğini terk ettiği andır.
  • Bir kadının yaşamındaki iki büyük an, aşık olduğu ve sevdiğini terk ettiği andır.
  • ... ama hayatın en acımasız yanı; günlük ayrıntıların ayrım göstermeksizin her şeyin üstüne sünger çekmesidir.
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır.
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır.
  • Sevmek, insanın kendisi kalabilecek ve bunu sürdürebilecek kişisel alanını işgal etmeden ona yakın olabilmektir!
  • Mutlu olmayı bilmenin bir yetenek işi olup olmadığını sorarım kendime.
  • Taa en başında büyük bir yanlışın içinde eğitildik... Kim olduğunuzu aramak yerine, nasıl olmamız gerektiği öğretildi bize...
  • "Sevgi sahiplenmeye dönünce, insanı zincirliyor" diyor.

Ayın En Çıplak Günü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

1996 basımı ve bende sürekli koklama isteği uyandıran kitaptır kendisi. Buket Uzuner'den ise okuduğum 5.kitap. Hep romanlarını okumuştum kadının ilk defa öykü kitabını okuma şansı yakaladım. Ve bunda da yazarı başarılı buldum. Kitap 9 farklı öyküden oluşuyor. Kısa, tatmin edici öyküler bunlar. 3 tanesini bayağı beğendim, diğerleri de normal kalmış onların yanında. (Berika Okur)

9 tane öykücüklerden oluşan bir kitap. Buket Uzuner'le tanışmama vesile olan ilk ve diğer yazılarını da okumama sebep olacak kitabı. Türkiye deki kadın yazarlar kesinlikle okunmalı. Kadının çektikleri sıkıntıları endişeleri kadından başkası aktaramaz. Hele ki kadını sadece köle olarak gören ve kadınları zayıf olarak görüp de onlara zulüm eden mahlukatlarin olduğu bir ülkede, kadınları okuyun. Onların ne kadar güçlü olduklarını göreceksiniz. Manevi istiraplara rağmen nasıl da başa cikabildiklerini göreceksiniz. Ölüm tehlikesine rağmen soluk alış verişlerimizi yanıbaşınizda hissedeceksiniz. Çünkü her yerdeyiz ve hayatı bize dar etmek isteyenlere mücadelemizi göstereceğiz. İşte bu kadın yazar da size empati yapmayı sağlıyor. Özellikle de " Bir Erkeğin Dayanılmaz Bilinçaltı Tutkusu" adlı öyküsünde de "kadın olarak yaşayabilmek" teması çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. (eso.okur)

yanlışı aksaklığı göre göre içinde yaşamak çok güçtür...: İlk baskısı 1986 yılında yapılmış bu kitaptaki 9 öykü içine kimsenin kabul edilmediği, alınmadığı, savunmasız, iddiasız, direnmesiz, gösterişsiz, öylece yalın ve kendi halinde çıplak günlerde yazıldı... ( önsöz ve ya Arka kapak yazısından alıntı)... Öykülerde aslında "neden..?" - diye sorduğumuz ve ya sormalı olduğumuz, nedense sormağa korktuğumuz bir çok şeyin cevabı var... Düşünmediğimiz ya da düşündüğümüz ama önemli olmadığı "kararını verdiğimiz" sorunlar ve bu sorunlar üzerine düşünmemize yardım edecek öyküler... En sevdiğim öykü "Shangri - LA"... "Shangri - LA" uzakta, çok güzel bir ülkedir. Haritada bulamazsınız. Kendi haritasını kendi çizen her kesin bir "Shangri - LA"sı vardır... Ve... Kitap 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğu "için" “muzır neşriyat” kararıyla sansürlendi... yazar/buket-uzuner ise olayla ilgili şu açıklamayı yaptı: “1986’da yayımlanmış ve 19 baskı yapmış, 34 yıldır binlerce kişinin okuduğu “Ayın En Çıplak Günü” adlı bir öykü kitabının 34 yıl sonra âniden “ahlaka aykırı” olduğuna karar vermek, sansürlemek - eğer haber doğruysa..? - gerçeküstü bir durum gibi görünüyor bana. Diyorum ki, Karantina Günlerinde herkes can derdindeyken acaba sürrealist bir sanat şakası mı yapılmıştır..? Ben hayatım boyunca şöyle düşünmüşümdür: Kitaplar insanların ahlakını bozmaz, ahlak, tecavüzcü, hırsız ve katillerin cezasız kalmasıyla bozulur.” (Baloğlan Nasibli)

Kitabın Yazarı Buket Uzuner Kimdir?

Biyoloji ve Çevre Bilimi eğitimi alan Uzuner, Türkiye' de Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ' de, ayrıca Norveç, ABD ve Finlandiya'daki üniversitelerde çalışmalarda bulundu. Kitapları 1992'den bu yana Türkiye'de Ulusal En İyi Satış listelerinde yer almaktadır ve dört ayrı dilde yayımlanmıştır. Remzi Kitabevi için yabancı edebi yayımlar konusunda editörlük yaptı ve şu anda Alfa-Everest Yayınları için yabancı edebi yayımlar konusunda edebi danışmanlık yapmaktadır.

Balık İzlerinin Sesi romanı ile 1993 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü' ne layık görülen Uzuner, Kumral Ada Mavi Tuna romanı ile 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Yılın Romanı ödülünü aldı. Son dönemde Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanı, Mediterranean Waltz adı ile İtalya, Yunanistan ve İsrail'de yayımlandı. Ayrıca İngiltere'de kısa öykülerden oluşan A Cup of Turkish Coffee adlı kitabı yayımlandı.

1996 yılında University of Iowa tarafından onursal akademisyen yazar seçildi.

Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, şimdi İstanbul'da yaşamaktadır.

Buket Uzuner Kitapları - Eserleri

  • Kumral Ada Mavi Tuna
  • Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
  • İki Yeşil Susamuru
  • Su
  • Toprak
  • Hava

  • İstanbullular
  • Balık İzlerinin Sesi
  • Ayın En Çıplak Günü
  • Yolda
  • Güneş Yiyen Çingene
  • Benim Adım Mayıs
  • Karayel Hüznü

  • Şiirin Kızkardeşi Öykü
  • Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları
  • Yazın Öyküleri
  • Şairler Şehri
  • Ah Bir Kedi Olsam!
  • Şehir Romantiğinin Günlüğü
  • Selin ve Cem'le Yolculuklar

  • Gümüş Yaz, Gümüş Kız
  • New York Seyir Defteri
  • Bir Yılbaşı Hikayesi
  • İstanbullular
  • Benim Adım İstanbul
  • Buket Uzuner Gezi Kitaplığı (3 Kitap)
  • I Am Istanbul

  • Istanbul Blues
  • Earth

Buket Uzuner Alıntıları - Sözleri

  • "kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. ama ipe her dokunuşunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür." (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Bilirsiniz işte, insan kendinden bile sıkılır bir gün. Aslında insan en çok kendinden sıkılır. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Ruhumu baharla beraber saran çılgınca bir aylaklık etme tutkusu ve buna şehvetle teslim olma arzusuna karşı koymaya çalışmamdaki çelişki. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
  • ''İnsanoğlunun bencilliği ve şiddet tutkusu,bu küçük kasabada da peşimi bırakmamış,her yerde olduğu gibi yine canımı sıkmıştı.Bence dünyanın bütün çocukları birbirlerinin bayramını kutlamalı,eğlenmeli,gülmeli ve kardeş olmalıydı. '' (Bir Yılbaşı Hikayesi)
  • Roman yazmak ne öykü, ne deneme, ne de şiire benziyor. Roman yazmak bir doktora tezi yazmaya benzetilebilir ancak. O denli disiplinli, derli-toplu ve sistematik bir çalışma bekler roman kurgusu yazardan. Romanın başı sonu kurgu tekniği, karakter soyağacı ve kronolojisi ta başından belli olmak zorundadır. Yazar bu yol taşlarını bilmezse yolda kendisine gerekecek acil yardım malzemelerine hazırlık yapamaz. (Selin ve Cem'le Yolculuklar)
  • Böyledir ama İstanbul, özletir kendini bir aşk gibi yani… (İstanbullular)

  • Dünyada sabah uykusundan tatlı ne olabilirdi ki! (Ah Bir Kedi Olsam!)
  • "Ama unutma ! Sen yalnızca iyi bir evlilik yapmak üzere yetiştirilmiş bir kız değilsin." (İstanbullular)
  • Gülümsemesine hüzün bulaşmıştı. (Su)
  • Ah aşk, ne güzel ve ne soylusun! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
  • Kitapların hayatı değiştirdiği doğrudur. (Şiirin Kızkardeşi Öykü)
  • Vaktinde verilmeyen sevgi bayatlar! (Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları)
  • İnsan belli deneyimlerden sonra hayal kırıklıklarına karşı bağışıklık sağlayamamışsa eğer, yıllar içinde yaralı ruhuna iyi gelen bazı ilaçlar keşfetmeye başlıyor. (Gümüş Yaz, Gümüş Kız)

  • Gençken okulda veya mahallede ya da ailede ve kitaplarda iyi bir yöndeşe rastlamak, hayattaki tek mucizedir. (Toprak)
  • Bazen durmak, güç toplamak için geri çekilmek ve beklemek gerekir. (Hava)
  • Vatan nedir, vatan neresidir? Anıların mı, akraba ve arkadaşların yaşadığı yer mi? Neresidir vatan? (İstanbullular)
  • ...hiçbir şey olmasa, hayata bir kez geldiğinize inanıyor ve içinizde ki ve/veya çevrenizde ki 'habaset'in sizi boğmasına artık izin vermek istemiyorsanız,yaşadığınız kenti,ülkeyi ve dünyayı keyif alınacak hale getirmenin yollarını arayın.Arayın.Tekrar arayın. (Şehir Romantiğinin Günlüğü)
  • Zannımca çok meşakatli durumlarda birbirlerine katlanabilen ve destek olan insanlar gelecekte de hakiki dost olurlar. (Uzun Beyaz Bulut Gelibolu)
  • İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. (Yazın Öyküleri)
  • Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim.Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak , sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. (Kumral Ada Mavi Tuna)

Yorum Yaz