Aylaklığa Övgü - Bertrand Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aylaklığa Övgü kimin eseri? Aylaklığa Övgü kitabının yazarı kimdir? Aylaklığa Övgü konusu ve anafikri nedir? Aylaklığa Övgü kitabı ne anlatıyor? Aylaklığa Övgü kitabının yazarı Bertrand Russell kimdir? İşte Aylaklığa Övgü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Bertrand Russell
Çevirmen: Mete Ergin
Orijinal Adı: In Praise of Idleness
Yayın Evi: Cem Yayınevi
İSBN: 9789754061994
Sayfa Sayısı: 189
Aylaklığa Övgü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve sosyal eleştirmenlerinden olan Bertrand Russell (1872 - 1970), İngiltere'nin tanınmış, liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Üç yaşında babası ölünce büyükannesinin yanında özel eğitim görerek yetişti. Cambridge'de çok üstün yetenekli bir öğrenciydi. Bilimsel çalışmalarına 1895'de gittiği Almanya'da başladı. I. Dünya Savaşı'nda bütün gücüyle savaşa karşı çıktı. 1920'de SSCB'ye gitti; bu ilkenin yönetiminden hoşlanmadı. Çin'de daha uzun süre kaldı ve oradaki köklü uygarlığın akla uygunluğunu beğendi. 1950'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan Russell, Aylaklığa Övgü'de faşizm, eğitim ve felsefe gibi toplumsal sorunları irdeliyor.
Aylaklığa Övgü Alıntıları - Sözleri
- "Tatlı bir yalan söylersen 10 kişi seni alkışlar, acı bir gerçek söylersen 8 kişi sana saldırır. Ama iki kişi sorgulamaya başlar. " O iki kişiye selam olsun!..
- Tatlı bir yalan söylersen 10 kişi seni alkışlar, acı bir gerçek söylersen 8 kişi sana saldırır. Ama iki kişi sorgulamaya başlar. O iki kişiye selam olsun!.
- Her zaman acılarla dolu hayat zamanımızda bundan iki yüzyıl öncekine oranla çok daha büyük acılarla doludur.
- Zihnin gelişmesi için de disipline ihtiyaç vardır; disiplinsiz zihin incelik kazanamaz.
- aylak sınıfı olmasa, insanlık barbarlıktan hiç bir zaman kurtulamazdı.
- Hayatın trajik yanlarına ancak, daha geniş ve daha az korkunç dünyalara açılan pencereler sayesinde dayanılabilir.
- Dünya, kendine bir çeki düzen vermeye son derece hevesli, ama durmadan ona içki ikram eden nazik dostlarla çevrili ve bu yüzden her seferinde yine kendini kapıp koyuveren bir ayyaş durumundadır.
- 'Bu zamanda nereye gidersen git, uygarlıktan yakanı kurtaramazsın', dedi. Heyhat! Ne kadar doğru!
- Şimdiki halde dünya, her biri kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen, her biri bir santim gerilemektense uygarlığı yıkmaya razı, hiçbiri insan hayatına bir bütün olarak bakamayan, öfkeli gruplarla dolu bulunuyor.
- Herhangi bir insanı yanılmaz kabul etmek tehlikelidir; bunun sonucu, zorunlu olarak insanı aşırı basitliğe götürür.
- Modern insan, bahtsızlığa uğradığı zaman, kendini istatistik toplamın bir parçası gibi hisseder; geçmiş ve gelecek onun önünde, saçma ve önemsiz yenilgilerin meydana getirdiği ürkütücü alaylar halinde uzar.
- Boş zamanı bulunan bir toplumun mutlu olabilmesi için bu toplumun eğitilmiş, hem de teknik bilginin dolaysız yararı kadar, beyinsel zevk de göz önünde bulundurularak eğitilmiş bir toplum olması gerektir.
- Ne kadar akıllıca olursa olsun, hiçbir kural, şefkatin ve düşünceli davranışın yerini tutamaz.
- Gençler sadece kendilerine söylenene inanamamakla kalmıyorlar, aynı zamanda başka bir şeye de inanamıyorlar.
- Genellikle insanlar tarafından en çok arzulanan iki şeyden birincisi iktidar sahibi olmak, ikincisi de hayranlık uyandırmaktır.
Aylaklığa Övgü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Giriş bölümünden: Bu kitap, toplumsal sorunların, siyasal çatışmalar arasında gözden kaçabilecek yanları üzerinde duran denemeleri içine almaktadır. Bu kitap özellikle, düşünce alanında aşırı derecede örgütlenme ile eylem alanında aşırı gayretkeşliğin tehlikesine parmak basmaktadır. Bu kitap benim Faşizmle de, Komünizmle de neden aynı görüşte olmadığımı ve her ikisinin ortak yanından nerede ayrıldığımı açıklıyor. Denemeler, bilginin öneminin sadece bilginin doğrudan doğruya uygulama alanındaki yararlılığından ileri gelmeyip, aynı zamanda onun insan kafasına geniş ve derin bir düşünce alışkanlığı kazandırmasında da bulunduğu tezini ileri sürüyor; bu esastan bakıldığında, zamanımızda "yararsız" etiketi yapıştırılan birçok bilgide yarar bulunabilir. Bu kitapta, mimarlığın çeşitli toplumsal sorunlara, özellikle de küçük çocukların iyiliği ve kadınların durumu sorunuyla ilişkisi üzerinde bir tartışma yer alıyor. Siyasetten uzaklaşan kitap, Batı medeniyetinin belirgin nitelikleriyle, insan ırkının böcekler tarafından yok edilmesi ihtimallerini tartıştıktan sonra, ruhun mahiyeti üzerine bir tartışmayla son bulmaktadır. Kitaptaki denemeleri birbirine bağlayan genel tez, dünyanın hoşgörüsüzlükten, bağnazlıktan ve yanlış yolda bulunsa bile canlı bir eylemin beğenilmesi gerektiği inancından çok çektiği; halbuki son derece karmaşık modern toplumumuz da ihtiyacı duyulan şeyin, dogmaların gerçekliğini araştırmaya hazır serinkanlı bir düşünüş ile en bağdaşmaz görüşlere bile hakkını verebilecek bir kafa özgürlüğü olduğu tezidir. B.R. (Samet Çalışkan)
Russel gibiler daha az ölmeli: gündelik meselelerin analizini Russel'ın dilinden okumak büyük keyif. hadiseleri o müthiş şaşmaz matematiği ile ele alması, adeta lego dizer gibi tane tane ve adım adım bir neticeye varması, insanın bizzat kendi zekasından keyif almasına fırsat veriyor. bu kitapta pek çok makale var, ancak kitaba adını veren "aylaklığa övgü" makalesi, sürekli el altında bulundurulup, her sevinciniz azaldığında okunması gereken eşsiz bir metin. tabi, tembellikle aylaklık arasındaki fark ile, Russel'in salık verdiği aylaklığı, yerdiği aylaklıktan ayırt edecek dikkati muhafaza etmek gerek. umarım yakın zamanda bilincin bedene bağımlılığı sona erer de, böylesi zihinler ve biriktirdikleri, sırf artık kalpleri kan servis edemiyor diye zamanın karanlığına gömülüp gitmezler. (M.C.Ö)
Teşekkürler, filozof!: Bir Bertrand Russell kitabı daha bitti ve ben, diğerlerinde olduğu gibi, bu kitabını okumadan önceki ben değilim. Çok ama çok büyük meseleleri, çok basit bir şekilde anlatmayı başardığı makâlelerinden oluşan bu kitabı okuduktan sonra anladım ki, iyi yürekli ve zeki bir insan kadar sevilmeye layık az kişi var. Onun zekâsının bir işareti, bazı konulardaki fikirleriyle tanıştıktan sonra "Her şey bu kadar açıkken, bu benim aklıma neden gelmedi?" diye sordurtan o ezici düşünceye kapılmak. İyi yürekli olduğunu da, herkesin kendisi gibi "aylak" olmak hakkına sahip olduğunu savunması gösteriyor. Bahsettiği aylaklık ile serseriliğin hiç ilgisi yok. Aylaklık derken, o, daha az süre çalışmak mecburiyetinde olmayı ve bu sayede kendilerine ve çevrelerine daha fazla zaman ayırabilecek insanların mutluluğunun artırılmasını kastediyor ve savunuyor. Üstelik 1920'li yıllarda!.. Çağımızın en acil ihtiyaçlarından birinin bu olduğuna bence şüphe yok ve böyle bir imkâna sahip olan insanların yüreklerinde gömülü iktidar hırsından da uzaklaşacakları konusunda az kuşku duyuyorum. Kitapta "'Yararsız' Bilgi" isimli bir makâle daha var ki; kitap okumanın, edebiyata düşkün olmanın veya genel olarak kültür sahibi olmak peşinde koşmanın, içinde yaşadığımız gibi bir çıkarlar dünyasında ne yararı olduğunu daha iyi açıklayan bir yazı okumadım. Bahsettiğim türdeki uğraşların, cep telefonunun beyaz ekranına bakmak alışkanlığından daha mühim olmadığını düşündüğüm ve içten içe kahrolduğum şu sıralar, bu makâle bana ilaç gibi geldi. Teşekkürler, filozof... (Haydudu)
Kitabın Yazarı Bertrand Russell Kimdir?
Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve barışsever olarak tanıtmış ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire'de İngiltere'nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir.
Russell 1900 lerin başında İnglizlerin "idealizme karşı isyanı" na öncülük etmiştir. Gottlob Frege ve Ludwig Wittgenstein ile birlikte analitlik felsefenin kurucusu kabul edilir. A. N. Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı kitabı yayınlamıştır. Felsefi denemesi ''On Denoting''(İfade Üzerine) adlı eseri felsefinin paradigması olarak kabul görür. Aynı zamanda geniş bir çevrece 20. Yüzyılın önde gelen mantıkçılarından biri olarak kabul görür. Çalışmaları mantık, matematik, dilbilim, bilgisayar teknolojisi ve filozofiyi, özelliklede dil felsefesi, epistemoloji ve metafiziği önemli ölçüde etkilemiştir.
Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve anti emperyalizmi desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı Birinci Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler'e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizm'i eleştirmiş, Vietnam Savaşı'ındaki tutumu nedeniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail'in Orta Doğu'daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayınlamasıdır.
İnsan Haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Bertrand_Russell
Bertrand Russell Kitapları - Eserleri
- Mutlu Olma Sanatı
- İnsanlığın Geleceği
- Aylaklığa Övgü
- Evlilik ve Ahlak
- Neden Hıristiyan Değilim
- Bolşevizm
- Sorgulayan Denemeler
- Russell'dan Seçme Yazılar
- Rölativitenin A B C'si
- Politik İdealler
- Anlam ve Doğruluk Üzerine
- Din ile Bilim
- Mantıksal Atomculuk Felsefesi
- Dış Dünya Üzerine Bilgimiz
- İktidar
- Felsefe Yazıları
- Neye İnanıyorum
- Batı Felsefesi Tarihi 3 Cilt Takım
- Eğitim Üzerine
- Özgürlük Yolu
- Etik, Toplum, Siyaset
- Bilimsel Bakış
- Eğitim ve Toplum Düzeni
- Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri
- Felsefe Yapma Sanatı
- Batı Felsefesi Tarihi Cilt 1
- Batı Felsefesi Tarihi Cilt 2
- Batı Felsefesi Tarihi Cilt 3
- Sosyalizm
- Varoluşçunun Bunalımı
- Ana Hatlarıyla Felsefe
- İkarus ya da Bilimin Geleceği
- Dünya Görüşüm
- Şeytan Banliyöde
- Mümtaz Şahsiyetlerin Kabusları
- Bolşevizmin Pratiği ve Teorisi
- Cinsel İlişkilerin Tarihsel Evrimi
- Vietnam'da Savaş Suçları
- Felsefe Meseleleri
- Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri
- Düşünceler - Yetke ile Birey
- Bilimden Beklediğimiz
- Anılar
- Yaşantım
- Free Thought and Official Propaganda
- Felsefe Sorunları
- Mistisizm ve Mantık
- Felsefede İlmi Metod
- Hikayeler
- The Basic Writings of Bertrand Russell
- Bilimin Toplumsal İşlevi
- Düşünceler
- Bertrand Russel'dan Seçmeler
- Denemeler
- Human Knowledge: Its Scope and Limits
- Felsefi Gelişimim
- Dünyamızın Sorunları
- Terbiyeye Dair
- Yetke ve Birey
- Endüstri Toplumunun Geleceği
- An Outline Of Intellectual Rubbish
- Mən Niyə Xristian Deyiləm
- Human Society in Ethics and Politics
Bertrand Russell Alıntıları - Sözleri
- We cannot enter into the minds of others to observe the thoughts and emotions which we infer from their behaviour. We must therefore accept analogy—in the sense in which it goes beyond experience—as an independent premiss of scientific knowledge, or else we must find some other equally effective principle. (Human Knowledge: Its Scope and Limits)
- Ne kadar akıllıca olursa olsun, hiçbir kural, şefkatin ve düşünceli davranışın yerini tutamaz. (Aylaklığa Övgü)
- Yemek yemeleri için zorlanan çocuklar yemekten tiksinir; öğrenmeleri için zorlanan çocuklar da bilgiden tiksinir. (Eğitim ve Toplum Düzeni)
- "Kamuoyu, etkileyici nutuklarla ve basının etkisiyle büyük ölçüde devlet tarafından yaratılır. Zalim bir kamuoyu ise en az zalim yasalar kadar özgürlüğün düşmanıdır. Savaşmayı kabul etmeyen genç bir adam işten çıkarılırsa sokaklarda hakarete uğrar, dostları ona sırt çevirir ve önceleri ondan hoşlanan bir kadın tarafından küçümsenerek terk edilirse bunu ölüm cezası kadar katlanılmaz bulur." (Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri)
- "...aslında en fazla eğitim görmüş olanlar çoğunlukla, zihinsel ve ruhsal yaşamları dumura uğramış, dürtüleri körelmiş ve yaşayan düşüncenin yerine sadece belirli mekanik beceriler edinmiş olanlardır." (Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri)
- Başarı kazanan her devrim,otoriteyi sarsar ve toplumsal kohezyonu güçleştirir. (İktidar)
- Tanrı’nın beni yarattığından ötürü neden övülmesi gerektiğini bir türlü anlayamıyorum. (Şeytan Banliyöde)
- Gerçekten de, bir şeyin hep belirli bir yerde olması kavramı, yeryüzündeki büyük nesnelerin çoğunun bereket ki hareketsiz oluşlarından gelmektedir. "Yer" fikri, sadece kaba bir pratik yaklaşıklıktır: mantıksal gereklilik değildir ve kesinleştirilemez. (Rölativitenin A B C'si)
- "Başarı mutluluğun sadece bir öğesidir, diğer öğelerin tamamının feda edilmesi pahasına elde edilmişse çok pahalıya mal olmuş demektir." (Anlam ve Doğruluk Üzerine)
- Sadece fizikçilerin değil, ilahiyatçıların da modern fiziğin öne sürdüğü savlarda yeni bir şey bulmuş gibi görünmeleri de oldukça gariptir. Fizikçilerden ilahiyat tarihini bilmeleri belki de beklenemez ama ilahiyatçılar modern savların daha önceki zamanlarda da emsallerinin olduğunun farkında olmak zorundadır. Eddington'un özgür irade ve beyin ile ilgili savı, gördüğümüz üzere Descartes'ınkini andırmaktadır. Jeans'ın savı ise Platon ile Berkeley'inkinin bir bileşimidir ve fizik alanında adı geçen her iki filozofun da yaşadığı dönemde sahip olduğundan daha fazla geçerliliğe sahip değildir. (Bilimsel Bakış)
- Tanıdığımız özellikte ya da nitelikte bir nesne olduğunu bildiğimizde, nesne üzerine betimsel bilgimiz vardır; başka bir deyişle sözkonusu özelliklerin ya da niteliklerin başkası değil, bir nesneye ilişkin olduğunu bildiğimizde, nesneyi tanıyalım tanımayalım, bu nesne üzerine betim ile bilgimiz vardır denilir. Fiziksel nesnelerle öteki akıl’lara ilişkin bilgimiz, salt betim ile bilgidir; ilgili betimler genellikle duyu verilerini ilgilendirenler türündedir. (Mistisizm ve Mantık)
- Zihnin gelişmesi için de disipline ihtiyaç vardır; disiplinsiz zihin incelik kazanamaz. (Aylaklığa Övgü)
- ''Sezgi sadece bir içgüdüden ibarettir.'' (Mistisizm ve Mantık)
- Bir süre yabancı bir ülkede yaşamak kendi ülkemizin yoksun kaldığı kimi değerleri, üstünlükleri öğretir bize; ülkemiz hangi ülke olursa olsun bu bir gerçektir. (Düşünceler - Yetke ile Birey)
- . Hayatın bir kısmı belki de en önemli kısmı bireysel dürtünün kendiliğinden eylemine bırakılmalıdır, çünkü her şeyin sistem olduğu yerde zihinsel ve ruhsal ölüm olacaktır. ... (Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri)
- Yaşamla, şunsuz ya da bunsuz savaşamazsınız demek korkaklıktır. (Düşünceler)
- İnsanoğlunu cinayetten, kundakçılıktan, yağmacılıktan ve dolandırıcılıktan ne alıkoyuyor sanıyorsun? Mantığın çelimsiz gücü bu derece büyük bir şeyi etkileyebilir mi zannediyorsun? Heyhat, korunaklı hayatında insan doğasının karanlık tarafını öğrenmedin. Nezaket ve iyiliğin insan yüreğinde doğal olarak geliştiğine inanıyorsun. (Mümtaz Şahsiyetlerin Kabusları)
- Bizim doğru dürüst bir toplum düzenimiz yok. Çünkü, olsaydı, kadın erkek herkes yararlı yetilerini ortaya koyabilirdi. Günümüzün iyi okumuş kadınlar evlendikten sonra yetilerini geliştirmiyorlar. Ama bu, toplumsal düzenimizin bir sonucudur. (Düşünceler)
- “Bırakın egemen sınıflar komünist devrimi korkusuyla tir tir titresin. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Ama kazanacakları bir dünya var. Tüm ülkelerin işçileri, birleşin!” (Özgürlük Yolu)
- Tanrı, diyor, adil değil, adalettir. (Batı Felsefesi Tarihi Cilt 2)