Aynalı Denemeler - Ece Ayhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aynalı Denemeler kimin eseri? Aynalı Denemeler kitabının yazarı kimdir? Aynalı Denemeler konusu ve anafikri nedir? Aynalı Denemeler kitabı ne anlatıyor? Aynalı Denemeler PDF indirme linki var mı? Aynalı Denemeler kitabının yazarı Ece Ayhan kimdir? İşte Aynalı Denemeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ece Ayhan
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789753633680
Sayfa Sayısı: 96
Aynalı Denemeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ece Ayhan, "ters duran", ters durduğunu düşündüğü herşeye ayna tutuyor bu kitapta: Onun aynasından düz okuma alışkanlığımıza bir tokat gibi inen bir başka düz(gün) okuma yansıyor.
(Arka Kapak)
Aynalı Denemeler Alıntıları - Sözleri
- Güzel şeyler ancak bir kötülükten çıkar, çıkacaktır! Ne der bir insan: "Tarihten geliyoruz, İnsanlarız; Kendimizle buluşmaya gidiyoruz." Bu, bu kadar işte kardeşim!
- "Bütün dünyayı parantez içine alırsınız. Parantezi çıkardığınızda mutlak bir ben kalır"
- Düşünülsün ki bütün sağ, iktidar olarak, hükümet olarak okullarıyla şusuyla busuyla sanata karşıdır. Bilinçli olarak hemde. İlgisiz değildir asla. Elindeki bütün olanakları araçları bu uğurda ve bu anlamda kullanır durur; dünden daha dikkatli. Şiiri sanatı falan bırakır bir yana ulusun kendi dilini bulmasını bile engellemek ister çabalar çırpınır. Türkçenin kendini bulmasının bir çeşit NATO’dan çekilme anlamı taşıdığını içgüdüsel bir sezişle bilir adeta.
- Su içtiği yere dek kovalanacaktır.
- Niye İsmet Özel gibi bir adam neredeyse gecekonduda yaşıyor? Sezai Karakoç bir pansiyonda kalıyor. Girmiyorlar mekanizmaya. Bunlar kimsenin aklına gelmiyor. Türkiye'de yapılan İttihat ve Terakki Harekâtı bir eşraf hareketidir aslında bir anlamda. Bağa bahçeye konakların hareketi. Kimlerin bağına bahçesine konduklarını söylemeyeyim. Ismi çok güzel ama, Müdafa-i Hukuk...
- Sözgelimi "Benimki 12 santim doktor bey. Sunay Akın'ın şiirleri ise daha kısa. Hem de çok kısa." diyebiliyor.
- Borges'e sorarlar, "Kadınlar üzerine ne düşünüyorsunuz?" diye. "Hangi kadınlar" der. Sanat ayrıntıdır. Özellikle 'Sivil Şiir' daha bir ayrıntılıdır. Eee biz biraz da 'ayrıntı' değil miyiz?
- Keder gülümseyerek de belli edilecektir, ağlamak, saçını başını yolmak gerekmez.
- Ablam birdenbire ağlıya ağlıya geri döndü! Meğer kaçırdığı vagon, kayış koptuğu için çatırtılarla, gürültülerle aşağıda kaza yapmış. Bir dolu insan ölmüş ve yaralanmıştı...) Bizler, bir anlamda, Tünel'in kayış kokusunun çocukları değil miyiz efendim?
- Ortadoğu'da tempo yavaştır. Ama çok hızlı araba kullanırlar, sanırsın ki çok aceleleri var. Hayır yoktur aslında, adam eve hızla gidip, pijamaları giyip oturacaktır. Biraz elini uzatınca da şefkate nasıl gereksinimlerini görürsün. Sonra hiç sevilmemiştir bunlar. Göstermelik bir hız içinde olmaları bundan. Bu uslu coğrafyada gerçekten trajedi yok. Acı var ama vile yok, tıpkı çılgın aşk olmayışı gibi. Trajedi zaten çılgın aşkın bir hali, türevi değil mi?
- Künyesine dair hiçbir şey hatırlamadığım bu filmde genç kız sevdiği erkeğin özgür olduğuna inanmıyordu. Çocuk ne yapsın, çırılçıplak soyunup kızın penceresinin önüne geldi, bağırdı ona. "Heyy bak, işte özgürüm." Kızın soğukkanlı cevabını hiç unutmadım. "Hayır, özgür değil sadece çıplaksın.
- İnsan, zor olanı başardığı, olması gerektiği gibi olduğu, sözünü kendinden bile esirgemediği, nabza göre şerbet vermediği, sözün kısası 'tam sivil' olmayı başardığı zaman, yadırganıyor galiba. Oysa sahte samimiyet, özünde bir tür hakaret değil mi?
Aynalı Denemeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitap; edebiyatta ikinci yeni akımı denen dönemde ki şair ve yazarlarla ilgili ne kadar az şey bildiğimi yüzüme çarptı. Ece Ayhan’ın aykırı ve farklı kimliği beni şaşırttı. Şiir ve şair adına okurun görüş alanını derinleştiren bir eser. (Ersin Kılınç)
Aynalı Denemeler PDF indirme linki var mı?
Ece Ayhan - Aynalı Denemeler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aynalı Denemeler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ece Ayhan Kimdir?
Ece Ayhan Çağlar (d. Datça, 10 Eylül 1931 - ö. İzmir, 13 Temmuz 2002) Türk şair, etikçi. İkinci Yeni şiir akımının öncülerindendir.
Ön yaşamı
Tam adı Ece Ayhan Çağlar'dır. Babasının mal müdürlüğü göreviyle bulunduğu Datça’da, ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Behzat Çağlar, Geliboluludur. Annesi Ayşe Hanım’ın baba tarafı Gelibolu’nun Kavak köyünden göçerek Eceabat’ın Yalova köyüne yerleşmiştir. Behzat Bey’in babası ağır ceza mahkemesi başkâtipliği, dedesi de Gelibolu müftülüğü görevlerinde bulunmuşlardır. Ayşe Hanım’ın babası Hafız İbrahim Deniz, yarı çiftçilik, yarı tüccarlıkla uğraşmış, Eceabat’a bağlı Sivli Köyü halkının imam istemesi üzerine, atandığı bu köyde imamlık yapmıştır.
1932’de Küre’ye mal müdürü olarak atanan Behzat Bey, 1933’e kadar sürdürdüğü bu görevinden istifa edip Çanakkale’ye yerleşmiş ve bir avukatın yanında arzuhalcilik yaparak ailesini geçindirmeye çalışmıştır. Ece Ayhan, ilkokula 1938’de Eceabat’ta başlar, ikinci sınıfı Çanakkale’nin İstiklâl İlkokulu’nda okur. Ailesinin 1940 Kasım’ında Çanakkale’den ayrılarak İstanbul’a yerleşmesi üzerine, üçüncü sınıfa Karagümrük / Atikkale’de bulunan “19. İlkokul”da [daha sonraki adı Hırka-i Şerif İlkokulu] devam eder ve ilk öğrenimini bu okulda tamamlar. Orta okulu, Vefa Lisesi’nin karşısında bulunan Zeyrek Ortaokulu’nda; lise öğrenimini de Taksim Lisesi’nde [daha sonraki adlarıyla Beyoğlu Lisesi, İstanbul Atatürk Erkek Lisesi] tamamlar. Yüksek öğrenimine 1953’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başlar ve 1959’da mezun olur. Aynı yıl, İstanbul maiyet memurluğunda başladığı stajını ve kaymakamlık kursunu tamamlar. 1962’de Deniz Hafize Hanım’la evlenir ve kaymakam olarak atandığı Gürün’de (Sivas) göreve başlar. 1963’te Alaca’da (Çorum) kaymakamlık ve belediye başkanlığı görevlerine atanır; aynı yıl tek çocuğu olan Ege dünyaya gelir. 1964’te Tuzla Piyade Okulu’nda yedek subay öğrenci olarak başladığı askerlik hizmetini tamamlar ve 1965’te Çardak (Denizli) kaymakamlığına atanır.
Kariyeri
Disiplinli bir yaşam tarzı ve memurluk hayatı, edebiyat çevrelerinde bugün de “hırçın şair”, “huysuz şair” olarak anılan Ece Ayhan’ın yaradılış özelliğiyle bağdaşmayacak olgulardır. Ece Ayhan, 1966’da devlet memurluğu görevinden ayrılarak “soluk alıp verdiğini gerçekten duyduğum tek kent” dediği İstanbul’a yerleşir. Kısa aralıklarla birçok işe giren sanatçının İstanbul’da yaptığı başlıca işler arasında; Meydan Larousse ansiklopedisinde yazarlık, Sinematek’te ve Yeni Sinema Dergisi’nde müdürlük, Genç Sinema Grubu’nda yöneticilik, Ağaoğlu Yayınevi’nde çok kısa bir süre redaktörlük sayılabilir. Kansere yakalanan eşi Deniz Hafize Hanım’ı 1968’de kaybeder. Ekonomik durumunun çok kötü olması ve yaşının küçüklüğü gibi nedenlerle oğlunun bakımını eşinin ebeveynine bırakır.
Hastalık dönemi
Ece Ayhan, 1974’ten ölümüne kadar, beynindeki tümörün yol açtığı birtakım hastalıkların sıkıntılarıyla yaşamıştır. Sağ kulağının ileri derecede işitme engeline ve sağ gözünde de hasara sebebiyet veren tümör, dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in ameliyatlarıyla ölümcül olmaktan çıkarılmıştır. Ancak, tümörün diğer organlarda meydana getirdiği hasarlar, sanatçıya yaşamı boyunca sıkıntı vermiştir. Büyük bir ekonomik sıkıntı içinde yaşayan sanatçı, Çanakkale Belediye Başkanlığının yardımlarını görür. Belediyenin geçici işçi kadrosuna alınarak sosyal güvenliğe kavuşması sağlanır ve böylece SSK hastanesinden ücretsiz olarak yararlanır. Ancak, sağlığının günden güne bozulması ve bacaklarının felç olması üzerine, yakın dostu şair Metin Üstündağ’ın yardımıyla Ağustos 1999’da Çapa Tıp Fakültesi’ne yatırılır. Buradaki tedavi giderleri SSK tarafından karşılanır. Sigorta kapsamı dışında kalan kurumlarda gördüğü tedavilerin giderleri ise, arkadaşlarının ve eserlerinin yayın hakkını alan Yapı Kredi Yayıncılık’ın yardımlarıyla karşılanır. İstanbul’da önce Maltepe Huzurevi’ne, daha sonra da şair arkadaşı (dönemin başbakanı) Bülent Ecevit’in isteğiyle bakım şartları ve fizikî kapasitesi daha iyi olan Özel Acıbadem Huzurevi’ne yerleştirilir. Bu süre içinde, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Haseki Hastanesi, Haydarpaşa Hastanesi, Şişli Osmanoğlu Kliniği (2 defa), Central Hospital ve en son da Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yatılı tedavi görür. Bütün bu tedavilerin sonucunda felçten kurtulup ayağa kalkabilen sanatçı, Nisan 2001’de tekrar Çanakkale’ye yerleşir ve geçimini telif hakkını Yapı Kredi Yayınları’na verdiği eserlerinin geliriyle sağlar. Düzenli ve yerleşik bir yaşam tarzını bir türlü sevemeyen Ece Ayhan, âdeta tüm sevenlerini ve dostlarını terk ederek tedavi görmekte olduğu Çanakkale’den Temmuz 2002’de ayrılmış ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Gürçeşme Huzurevi'ne yerleşti ve 13 Temmuz 2002’de burada vefat etti. 16 Temmuz 2002’de, Çanakkale’nin Eceabat ilçesi Yalova köyünde toprağa verildi.
Şiir Kitapları
Kınar Hanım'ın Denizleri (1959)
Bakışsız Bir Kedi Kara (1965)
Ortodoksluklar (1968)
Devlet ve Tabiat (1973)
Yort Savul (Toplu Şiirler, 1977)
Zambaklı Padişah (1981)
Çok Eski Adıyladır (1982)
Çanakkaleli Melâhat’a İki El Mektup ya da Özel Bir Fuhuş Tarihi (1991)
Sivil Şiirler (1993)
Son Şiirler (1993)
Bütün Yort Savul’lar! (1994)
Bütün Yort Savul’lar! (1999, Gen. 2. Baskı)
Ece Ayhan Kitapları - Eserleri
- Şiirimiz Mor Külhanidir Abiler
- Bütün Yort Savul'lar!
- Zambaklı Padişah
- Kınar Hanımın Denizleri
- İyi Bir Güneş
- Morötesi Requiem
- Sivil Denemeler
- Aynalı Denemeler
- Son Şiirler
- Ortodoksluklar 50 Yaşında
- Bir Şiirin Bakır Çağı
- Adım Ece Ayhan Çağlar
- Çok Eski Adıyladır
- Yort Savul
- Başıbozuk Günceler
- Hoşça Kal
- Hay Hak! Söyleşiler
- Bakışsız Bir Kedi Kara
- Şiirin Bir Altın Çağı
- Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor
- Kardeşim Akif
- Defterler
- Devlet ve Tabiat
- Kolsuz Bir Hattat
- Çanakkaleli Melahat'a İki El Mektup ya da Özel Bir Fuhuş Tarihi
- Hoş Çakal Hoş Tilki
- Sivil Şiirler
- Anacığım Merhaba
- Yalnız Kardeşçe
- Yeni Defterler
- Öküz’lemeler
Ece Ayhan Alıntıları - Sözleri
- Kesinlikle bizim toplumumuza kırgın filan değilim, ancak bir insan toplumuna kırılınabilir diyorum. (Hoşça Kal)
- “İnsan gözünün soldan sağa okuma alışkanlığı!” (Bütün Yort Savul'lar!)
- Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler. (Devlet ve Tabiat)
- ღ. "Göğsünde ağır bir kelebek, İçinde kırık çekmeceler..." (Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor)
- Sonra korkunç gülümsemeler bitti Sonra hiç kimseyi göremedim (Kınar Hanımın Denizleri)
- Gerçekle söylentiler arasında her konuda ve her zaman, değil öyle küçük uçurum, derin uçurumlar vardır, olabilir. (Sivil Denemeler)
- Yeryüzünde şarkıdan başka birşey yoktur yok. (Başıbozuk Günceler)
- "Şehrin dışına çıktı. Ağlıyordu. Biri onu tanıdı. 'Ne mesutsun, insan değilsin' dedi." (İyi Bir Güneş)
- Bir puhu kuşu kılığında baştanbaşa dolaşmaya çıkıyor kenti. Dönmemek üzere bir daha. (Ortodoksluklar 50 Yaşında)
- -Kim benimle arkadaşlık edebilir? Kim? En yalın yanıtları almıştır: -İplere dizili çiçekler ve çocuklar! (Hoşça Kal)
- 0664 Ortodoksluklar'ın bu özel baskısı, 1968'de de Yayınevi tarafından yayımlanışının 50. yılı dolayısıyla bir kereliğine yapılmış ve basılan 3000 nüsha numaralandırılmıştır. (Ortodoksluklar 50 Yaşında)
- vücudunun yüzde yetmişi su olan bir canlının nasıl olur da içi yanar.. (Şiirimiz Mor Külhanidir Abiler)
- İncirin dudak yalabıklatan sütü. Keçiler, keçiler.. Artık Akdeniz koyları kaldı mı? Var mı? Bizler için? Bilmiyorum. (Defterler)
- İnsan, zor olanı başardığı, olması gerektiği gibi olduğu, sözünü kendinden bile esirgemediği, nabza göre şerbet vermediği, sözün kısası 'tam sivil' olmayı başardığı zaman, yadırganıyor galiba. Oysa sahte samimiyet, özünde bir tür hakaret değil mi? (Aynalı Denemeler)
- Oysa ve bence ve temelde 'marjinallik', herhalde, her türlü toplumsal cendere'nin ya da çember'in olabildiğince ve gerçekten de en 'uc'unda, (bir 'uçbeyi ' gibi kalarak) insanın kendi işlediği iş'e karınca kararınca bir katkı'da bulunması anlamına da alınmalı. Asıl böyle alınmalıdır. (Şiirin Bir Altın Çağı)
- "Bir dahaki gelişte dünyaya, nehir yollarından döneceğiz" (Yort Savul)
- yalnızlık ne güzel bir hiç (Kınar Hanımın Denizleri)
- Şair: "Zırlamadan anlat!" dedi. (Anlat!) Anlat kimlerin yüreğinde kız kulesi gibi grev çivileri var? (İyi Bir Güneş)
- Evet, belirli bir 'kültürün içinde oturmak' için, gerçekten de bütün sıfatların silinmesi gerektiğine inanıyorum ben. İnanırım. Karşımızdakiler neye yorarlarsa yorsunlar, 'düşüncede bir şeyler yapılacaksa, biz 'çıfıt çarşısı' ya da 'küçük' kültürleri bile biriktirelim derim. (Şiirin Bir Altın Çağı)
- kadavranın içi açılmamıştır, insan insanın hiç. (Çok Eski Adıyladır)