diorex

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu - Sibel Eraslan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu kimin eseri? Babam İçin Beyaz Bir Kuğu kitabının yazarı kimdir? Babam İçin Beyaz Bir Kuğu konusu ve anafikri nedir? Babam İçin Beyaz Bir Kuğu kitabı ne anlatıyor? Babam İçin Beyaz Bir Kuğu kitabının yazarı Sibel Eraslan kimdir? İşte Babam İçin Beyaz Bir Kuğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.02.2022 02:00
Babam İçin Beyaz Bir Kuğu - Sibel Eraslan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sibel Eraslan

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050822168

Sayfa Sayısı: 160

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

2015 Necip Fazıl Öykü Ödülü

Sanki çocukluk evimin kapısı açılıyor işittiğim her cümleyle, sanki tüm

kırık beyaz buzlarım eriyor işittiğim her nefeste...

"İçeri geçelim..." diyor kelebek gibi etrafta dönüp herkesi içeri buyur eden

pervane misali genç kızlar.

İçeri, içeri, içeri...

Ne güzel bir kelimeymiş şu içeri.

"Ben hazırım," diyorum kısık bir sesle.

2015 Necip Fazıl Öykü Ödülü'ne layık görülen Sibel Eraslan uzun bir aradan

sonra öykülerini Babam İçin Beyaz Bir Kuğu'da topladı.

Kadın olmak, yazmak, sanata tutunmak, anneliğin, kız kardeşliğin dilini

kurmak, hatıralardan ve kokulardan kendine bir ev inşa etmek,

yalnızlıkların, hastalıkların içinden geçerken hayatı bir öykü gibi

yaşamak...

Odakta olanların, odağın dışında kalanların, henüz anlatılmamış

kadınların hikâyesini anlatmak...

Bu, hayattır.

Ve böyledir...

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu Alıntıları - Sözleri

  • "Anılar da böyledir. Toprağın altında yavaş yavaş büyütürler kendilerini. Bir yaştan sonra, akıl almaz bir şekilde ortaya çıkıp her şeyi çekip çevirirler kendilerine."
  • Bazen Hızır, sizin için rüyaya yatmış bir çocuktur;yetişir..
  • Sen şiir yazmaz, gökten toplardın sanki. Ben kalemi tutardım sense kalemin kendisi gibiydin.
  • " Anne kalbi her şeyi işitir,hatta söylenmeyip dile gelmemişleri bile,hiç merak etme...Sevmek,bilmekten evveldir."
  • Bilmemenin insanı çoğu kez mesrur eden gaflet gaflet kabartılmış o kuş tüyü yatağında yattın mı hiç?
  • Dalı kırılmadan büyüyen hiçbir ağacı yoktur yeryüzünün...
  • Merakını merak ediyorum...
  • Bilmiyorum, tecrübe etmişliğim yok ama çocuk, sanırım böylesi bir şey, ağırlıkları silen, yerçekimini altüst eden bir hesap edilmezlik var çocuklukta...
  • "Hz. Aişe de " evlerinden çıkmasınlar" ayetini her işittiğinde ağlarmış ya.. Bir kere evinden çıkmaya görsün kadın kısmı. Gerisi tufan. Gerisi Cemel. Gerisi, "bahar eriyor gitgide, bir iki günlük ömrü var artık, mevsimler de dört değil şimdilerde, ikiye indi, yaz ve kıştan başka bir şey kalmadı elimizde..."
  • ... tanıdıkça onu kolay kolay kimsenin terk edemeyeceğine dair bir hisse kapılıyordum, ondan ancak nasibi kalkan ayrılabilirdi.
  • Arefe gününde erkenden çıkagelmiş bayram şekeri gibisin be çocuğum, diyorum içimden.
  • Ruhsa, oyuna daldığı için karnı asla acıkmayan bir çocuk gibidir. O, çocukluğunu ve sevip de takılı kaldığı suretleri, her zaman sadakatle ve coşkuyla, sanki hiç gitmemişler gibi bekleyecektir. Meleklerle kalsınlar! Tüm içimden gidenler....
  • Anne kalbi her şeyi işitir, hatta söylenmeyip dile gelmemişleri bile, hiç merak etme... Sevmek, bilmekten evveldir...
  • "Niçin hikâye," diye soruyorlar bana... "Sanki başka ihtimal var da..." diyorum başımı sallayarak...
  • Hızımız arttıkça yeryüzünde, mevsimleri de azalırmış ya dünyanın.

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kadın Deyince: Babam İçin Beyaz Bir Kuğu" kadınların öyküsü. 17 hikayeden oluşan kitabın; isimleri, cisimleri, yaşları, hayat sınavları birbirinden farklı kahramanları. Kadın... Müşfik bir yaradılış, sessiz bir çehre... Bir evlat, bir sevgili, bir eş, bir anne, bir çocuk... Kadın hepsi ve kadın her şey. Kahramanlık, ihanet ya da cinayet içeren bir olayın başrolünde, büyük bir anlatının göbeğinde ya da devasa bir mitin içinde değilse; kadın farkında olunmayan. Kadın bir Züleyha olmasaydı Yusuf' u zindana attıran ya da bir Leyla olmasaydı  Mecnun' a dağları deldiren; yine de söz edilir miydi kendinden? "Herhangi bir kadın" mı olurdu o zaman ya da olması gerektiği gibi " bir kadın" mı? Sorular, cevaplar, başka sorular başka cevaplar. Mesela başörtüsü mücadelesinde el ele tutuşup okulun önünde kurulan özgürlük zincirleri, Nur Suresi ayetlerinin tecelli edeceği beklenen günler...  Mesela gurbette, bayramdan bir gün önce yüzü gülünce bir delikanlının, parlayınca gözleri ışıl ışıl... daha bir başka anne kesilir en kısır kadını olsa bile dünyanın. Mesela babanın nasırlı ellerini kendi ellerinde yaşatır bu kadınlar. Bu kadınlar hep Hızır' a bakar. Kadın, anne. Kadın aydınlık bir lamba, kızı henüz hikayenin cılız ışığı. . Kadın dünyaya veda ettiğinde bile kızını bilmekten evvel sevgisiyle büyüten. Kadın her şeyi duyan. En söylenmeyenleri bile kalpten okuyan. Mesela kadın, yalnız ölen. Kabri başında Bakara Suresini okunmasını vasiyet bırakan.  Akran oldukları halde sanki öğretmen, sanki Hz. Meryem' in arkadaşı, sanki mazur gören, bağışlayan bir abla, sanki hep Mihrap' ta, sanki hep Ashab- ı Suffe' den kalma. Kadın bazen kalem olan, kalemle kelimeleri gökten toplayan... Kadın yazan, kadın hep yazan, susmaklığın kıyısında yazmakla göğe ulaşan... Kadın iskeleye çıkacak olan. Kalfalar arasından seçilen, hocası tarafından destur verilen. Mihrimah Sultan Camii' nin asırlık yorgunu Es- Samed lafzını ihya edecek olan. Kadın yazıya kader niyetiyle bakan. Ayşe... Yarın iskeleye çıkacak olan.. Hattat... Kadın hep göz önünde olan, kaybolmayan. Gidenin, geri dönenin hep yerinde bulduğu kadın "Rabbim beni işitsin!" diye Hacc kurasında eli ciğerinde Arafat' ta durur gibi durur. Kadın giden, gidince bir haber ihtimaliyle önemsenen. Kadın "li ilafi" ile korunan. Kadın tokası Hıdrellez çömleğinde kaybolan... Kadın belki her gün belki bir gün baba evine geri dönen. Evin zilini çalıp içeri girdiğinde askıdan çocukluğunu alıp üzerine giyen. Altına dualarını sakladığı mavi atlastan yorganlara sarınıp, göğü üzerine çeken. Kadın geçmişin yükünü Haziran güneşinde sırtında taşıyan. Trenleri hep cevapsız kalması için soran. Trenlere hep ayrılık yazan, dönüp bir daha bir daha hatırlayan. Kadın üzgün ve kırgın.  Tıpkı Bahariye' deki yazlığın çalışma odasında bulunan el yazması Leyla vü Mecnun' un, eski bir Kur' an- ı Kerim kabına sığdırılmaya çalışılması kadar. Yabancı... Terk edilmiş... Kadın,  on iki yaşında Kağıt Fabrikasında bir anda büyüyen. Kendinden küçük yedi kardeşi için fabrikaya başlayıp bir anda "Hanım" kesilen. Kadın çocuk. İnce hastalığa aşktan değil, kötü çalışma koşullarından yakalanan. Çocukluktan mıdır içinin yangınından mı... Son nefesinde "dondurma" isteyen. Kadın hiç evlenmeyen. Çocuk yaşta ölen ablasının hatırasını bedeni kırışsa da ruhunda taptazecik yaşatan. Her maaşta ablasının yiyemediği dondurmayı "Belki bir hasta, belki bir fukara yer ablamın hayrına" diye 25 kuruştan 10 mangırı dondurmacıya bırakan. Kadın hastane raporları, parça parça bitirilen beden. Kadın soğuk beyaz duvarlar, hiç gidilmemiş Frankfurt Seyehatleri. Kadın hiç görülmeyen hala, genç yaşta ölen teyze, çocuksuz bir doktor, mezarı başında Bakara okutan yalnız bir dost. Kadın hepsi ve kadın her şey. Yaşanmışlığın tüm izlerini taşıyan bu hikayelerde kadını bulacaksınız en çok. Kadını anlayacaksınız. Ve "bir kadın neden yazar" dendiğinde siz de birkaç cümle, birkaç sözle cevap vereceksiniz. Kelime İsa' ya anne kılınan Tüm Meryem' lere ve hattat kadınlara.. (Ayşe Nur)

Adını bir rüyadan almış,Sibel Eraslan'ın denemelerinden oluşan,zaman zaman derinlerinize temas eden bir kitap.Çocukluk demleri,üzgün ve aradığını bulamamış,hakkı teslim edilmemiş kadınlar,anneler,seyahatler,diğergamlık,devrik cümleler,safiyet bu kitapta bahsi geçen mevzular... Bazı kitaplar bazı vakitlerindir bana kalırsa.O zaman diliminde okuyunca aldığınız lezzet daha farklı olur.Bu kitabı en çok ikindi vaktine yakıştırdım.Yavaşlamak ve hayatı yavaşlatmak adına neden okumayasınız. Keyifli okumalar! (Mavi)

Merhaba Arkadaşlar, Öncelikle bu kitabın bir hikaye olduğunu ama yaşanmış olaylarında anlatıldığını , roman tadında kısa kesitlerden oluştuğunu söylemeden geçemeyeceğim.Yazarımız bu kitabında o kadar güzel hayatlara değinmiş ki.. insan istemeden de olsa yaşadığı hayatı sorgulayıp hüzünleniyor. okunabilecek kısa bir öykü kitabı ... iyi okumalar... (İLKNUR İLÇİN İLKER)

Kitabın Yazarı Sibel Eraslan Kimdir?

Sibel Eraslan (d. 1967, İstanbul) Türk gazeteci, yazar.rnrn1967’de İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğdu. Üsküdar Kız Lisesi’ni (1985), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1989).rnrnİnsan hakları, kadınların eğitimi, istihdamı ve haklarıyla ilgili inisiyatiflerde görev aldı.rnrnTeklif ve İmza dergilerinde yazdı. Bir dönem Vakit gazetesinde de köşe yazıları yazan yazar, 18 Şubat 2011 tarihinden itibaren Star Gazetesiinde yazmaya başlamıştır. Öyküleri Dergah, Mostar ve Hece dergilerinde yer aldı.

Sibel Eraslan Kitapları - Eserleri

  • Canfeda
  • Çöl / Deniz
  • Siret-i Meryem
  • Nil'in Melikesi
  • Saklı Kitap
  • Hz. Aişe

  • Balık ve Tango
  • Şile
  • Kadın Sultanlar
  • Parçası Benden
  • Fil Yazıları
  • Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer
  • Hz. Fatıma

  • Babam İçin Beyaz Bir Kuğu
  • 4 Defter - Rumeli Rüzgarı
  • Parçası Benden
  • Ayrılık Üzüntülerin Annesidir

Sibel Eraslan Alıntıları - Sözleri

  • "İnsan bilmediğinin cahilidir efendimiz." (Canfeda)
  • “ Sevgi, selamın yaygınlaşmasıyla olur ” (Hz. Aişe)
  • Halbuki arkadaşlık kadar cennete benzeyen çok az kelime vardır dilimizde... (Ayrılık Üzüntülerin Annesidir)
  • İnsan, yüzünü hiç görmeden de sevebilir bazı şehirleri. (4 Defter - Rumeli Rüzgarı)
  • ... beğenilmemenin acı burkuntusu... (Parçası Benden)
  • " Anne kalbi her şeyi işitir,hatta söylenmeyip dile gelmemişleri bile,hiç merak etme...Sevmek,bilmekten evveldir." (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)

  • Bilgilendirme artık politik bir propaganda aracına dönüşmüş durumda. Zihinler, küresel olarak pompalanan sanal bilgilendirmelerle bir çeşit sürüklenme ağı içinde. (Hz. Fatıma)
  • Merakını merak ediyorum... (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
  • Gurbette gariplik vardır, garip olansa zaten Allaha yakındır. (Ayrılık Üzüntülerin Annesidir)
  • Bilmiyorum, tecrübe etmişliğim yok ama çocuk, sanırım böylesi bir şey, ağırlıkları silen, yerçekimini altüst eden bir hesap edilmezlik var çocuklukta... (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
  • Adliyeler hep böyle soğuk mu olmak zorunda? (Fil Yazıları)
  • Hatice’nin kalbi Resul’ün eviydi. Hatice’nin kalbi onun için giysiydi, libastı. . . Sığınaktı Hatice sevgilisi’ne, onun güvenli limanıydı. (Çöl / Deniz)
  • Terk edildikten sonra da devam ediyorsa, o sevdadır ancak. Herkes gittikten sonranın hikayesidir, benim hikayem. İşte bakın! Arkadaşlarımdır şu savrulan yapraklar. Kopmuş yerinden, dalından ayrı düşmüş... Düşen yapraklar kadar yurtsuz bir kızıyım yeryüzünün. (Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer)

  • Kendisini sevdası uğruna iptal etmeyen göz, boşa aşığım deyip durmasın. Sevda perdedir. Körlük sanırsın, oysa görüştür. Görüş açıklığı için,diğer şeylere körlük gerektirir aşkın yolu. (Siret-i Meryem)
  • "Sabır sadece zorluklara tahammül etmek değildir. Sabır gücümüz yettiği halde zalim olmamaktır." (Çöl / Deniz)
  • “ Allahın rahmeti gazabından çoktur... Biz müminler de merhamet sahibi olmalıyız... Bizim öfkemiz de, gazabımız da haddi aşamaz aşmamalıdır. Derdi Efendi İbrahim’in eşi hanımım Sare… (Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer)
  • Yüzlerce uzun boylu robocop arasında uçuşan bir kül yığını gibi süzülerek ilerliyordum. Kütlem yok, biliyorum... (Parçası Benden)
  • Sevdiklerinden vermedikçe hakiki iyilik mertebesine asla ulaşamayacaklarını bildiren vahye tabi kıldılar iradelerini.. (Canfeda)
  • Melike'yi götürdüler... Kütükler çakılmış kızgın kumsala bağladılar... "Bu sağ elimdir" dedi, sağ bileğinden bağlanırken, "bu hep elinden tutmak istediğim, ama yüzünü bile hatırlayamadığım anneme uzanan elimdir, Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sol elimdir" dedi, sol bileğinden bağlanırken, "bu elimle yazı yazamadım hiç, şayet yazsaydım; Allah yazardım, feda olsun Allah'a..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sağ ayağımdır" dedi, sağ ayak bileğinden bağlanırken, "evladım Musa'ya her yönelişimde onun üzerine bastım, Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sol ayağımdır" dedi, sol ayak bileğinden bağlanırken, "dünyayı sevemedim, sığacak bir ev bulamadım, lakin dünyalar Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... ... O gün, onun eve dönüş günüydü... (Nil'in Melikesi)
  • "Hz. Aişe de " evlerinden çıkmasınlar" ayetini her işittiğinde ağlarmış ya.. Bir kere evinden çıkmaya görsün kadın kısmı. Gerisi tufan. Gerisi Cemel. Gerisi, "bahar eriyor gitgide, bir iki günlük ömrü var artık, mevsimler de dört değil şimdilerde, ikiye indi, yaz ve kıştan başka bir şey kalmadı elimizde..." (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)

Yorum Yaz