diorex
Dedas

Bacak Arasından Türkiye - Feraye Sünev Çokgürses Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bacak Arasından Türkiye kimin eseri? Bacak Arasından Türkiye kitabının yazarı kimdir? Bacak Arasından Türkiye konusu ve anafikri nedir? Bacak Arasından Türkiye kitabı ne anlatıyor? Bacak Arasından Türkiye PDF indirme linki var mı? Bacak Arasından Türkiye kitabının yazarı Feraye Sünev Çokgürses kimdir? İşte Bacak Arasından Türkiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.10.2022 09:00
Bacak Arasından Türkiye - Feraye Sünev Çokgürses Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Feraye Sünev Çokgürses

Editör: Kaan Arer

Tasarımcı: Yasin Öksüz

Orijinal Adı: Bacak Arasından Türkiye

Yayın Evi: Martı Yayınları

İSBN: 9786053485810

Sayfa Sayısı: 304

Bacak Arasından Türkiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Jinekolog yazılır kadın doğumcu okunur.

Vatandaşım okudu mu, aşk kitapları okuyormuş. Bu satırları okuyunca ne bulacağınızı şimdiden bilin ki zamanınızı boşa harcamayın. Bu kitabın hamuru kadın, mayası ise ben. Her yaşta kadını çilesiyle, çaresizliğiyle a’dan z’ye tanıyan bir kadın doğum uzmanının kaleminden okuyacaksınız bu defa! Öyle şeyler anlatacağım ki, zaman zaman kanınız donacak, gözleriniz yaşaracak! Eli hamurlu, lastiği çamurlu, bedenleri şalvarlı, yüreği burgulu, ayakları nasırlı kadınları anlatacağım. Ellerimle dokunduğum kadınları, kürtaj için gelen kadınların çilesini anlatacağım. Kimisi kurtulmak isterken yavrusundan, kimisinin nasıl da olmayan yavrusuna sarılmak istediğini anlatacağım.

“Son derece akıcı, ilgi çekici, meraklandırıcı buldum. Özellikle konunun kavranması için yapılan benzetmeleri ve kavrayıcı etkinliklerin çok mükemmel olduğunu gördüm. Sizin yazdıklarınızda ciddi bir anlatı edebiyatı örneği görüyorum ve kutluyorum.”

Yılmaz Karakoyunlu

“Bazen hiç beklemediğiniz yerden hayata dair sert, acımasız, gerçek öyküler geliyor karşınıza. Hayatta hiç bir bilgi 'yaşanmışlıkla' boy ölçüşemez. Dilerim, toplumun eline ulaşan, bu can yakan alevli ısırgan öyküler, üstün bir estetik dilin üslubuna dönüştürülmüş bu öyküler, tüm kadınlarımız tarafından okunur.”

Nihat Genç

Bacak Arasından Türkiye Alıntıları - Sözleri

  • "Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur." demiş Lowrenson.
  • "...asla kötü bir toplum değiliz. Merhametliyiz, yardımseveriz, bonkörüz. Zaaflarımız da var elbette: fark etme yeteneğimizi geliştiremememiz, gerçekleri görme konusunda becerikli olamamamız, çabuk inanmamız. Yadırgamayın ama çarçabuk gaza gelen bir toplumuz. Mantığımızı çok fazla devreye sokamıyoruz. Bir kötü yanımızsa okumayı pek sevmiyor oluşumuz; televizyonun delisiyiz, internetin başından kalkmıyoruz. Diziler desen hastasıyız! Ama asla kitap okumuyoruz. TÜİK'in 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya günde sadece bir dakika zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye'nin kitap okumada dünya ülkeleri arasındaki sırası ise seksen altıncılık."
  • Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse , yapamayacağı hiçbir şey yoktur !
  • Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Lawrenson
  • Toplumların da bireyler gibi karakteristik özellikleri vardır. İskoçların pintiliği, İngilizlerin züppeliği, Akdeniz insanının sıcakkanlılığı, Arap ülkelerinin dünyayı hep bir çağ geriden takip etmeleri gibi. Amerikalıların vurdumduymazlığı, Almanların kendini beğenmişliği, İtalyanların zıpçıktılığı, Fransızların kibarlığı gibi.
  • Suçu toplum hazırlar, suçlu işler.
  • Üstümde çocuklar koşuşsun Ne kaçan ne kovalayan Askerler değil Kerpiç yapacaksanız beni Okullarda kullanın Cezaevlerinde değil Soluğum tükenmez de kalırsa Islık öttürsünler Aman ha düdük değil (Bitki Olacaksam - Aziz Nesin)
  • TÜİK’in 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya günde sadece bir dakika zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye’nin kitap okumada dünya ülkeleri arasındaki sırası ise seksen altıncılık.
  • Doğum, Tanrı'nın kadınlara bir lütfudur, gizdir. Allah bir suyun içine koymuş kurumasın diye, göbeğinden de anneye bağlamış beslensin diye. Anlayabilen ve anlatabilen yok. Doğum anındaki kayganlığı sağlayıp annenin bir an önce rahatlaması için üstüne bir de krem sürmüş. Aslında her kalem ayrı mucize.
  • Bugünlerde kadına şiddet, taciz ya da tecavüz haberleri sadece biraz daha görünür oldu. Aslında ne tuhaftır ki, sadece gazetelerde okuyabiliyoruz, haberlerde izleyebiliyoruz diye sevinecek duruma geldim. Çünkü önüne geçme çabası içinde değiliz, böyle bir kültür geliştirmeye, okullarda bu konuda eğitimler vermeye hâlâ başlamadık. Bu yüzden ne kadar çok görürsek, duyarsak o kadar farkında oluruz, bir ihtimal annelerimiz bu konuda çocuklarını eğitmeye, babalar oğullarıyla cinsellik hakkında konuşmaya başlar gibi beklentilerim var.

Bacak Arasından Türkiye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın isminde biraz mübalağa yapılmış olsa da tam olarak konusu bu. Kadın Doğum uzmanı bir doktorun otobiyografi tadında mesleğe başlamasından, emekliliğine kadar yaşadığı, şahit olduğu insan halleri ve sağlık sektörünü anlatıyor. Bu sizin bir çırpıda okuyabileceğiniz bir kitap değil. Sayfa sayısından veya yazarın dilinden dolayı değil,vicdanı ağırlığınızdan. İçerisinde öyle hikayeler var ki gerçekten mola vererek okumak istiyorsunuz. O molada da başımı nerelere çarpsam diye düşünürsünüz muhtemelen. Kendi öz evladına tacizde bulunan..zihinsel ve işitme engelli kardeşine sahip olan ve yeterince iğrençleşememiş gibi pazarlayan, eşiyle bir olup iki küçük kızlarını cinsel birleşmeye zorlayan... insan olarak yaratılan varlık ne kadar iğrençlik yolunda zirveye tırmanabilirse o kadardan daha fazlası bu kitap.. Ayrıca pisliklere maruz kalan sadece kadınlar değil. Dedesinin mirasından pay alabilmek için öldüren, veya emekli maaşını usulsüz biçimde alabilmek için ölüm kaydı açmaması adına doktora saldıran.. Okuyunca bir duruyorsunuz. Soluğunuz kesiliyor.. Uzun uzun nefes almaya çalışıyorsunuz, içinizde bir yumru. Okuduğunuz şey bir senaryo değil, bu gerçek. Ne acı değil mi? Bu bizim yaşadığımız ülkenin gerçeği. Biz bu insanlarla aynı havayı soluyoruz. Bu kadınlar,adamlar senin komşun. Belki de sabah gülümseyip selam verdin? Belki alışveriş yaptığın marketin sahibi. Bir insan evladı nasıl bu kadar hayati değerlerini yitirebilir ki? Kendi canından,kanından olan kızını nasıl pazarlar? Geceleri nasıl uyuyabilir ki? O vicdanla nasıl yaşar? O masumun yüzüne nasıl kıyıp bakabilir? Maalesef toplum olarak çok çok çok eksiğimiz var. İnsanlık adına çok eksiğimiz var. Kimseyi o - bu - şu diye ayıramayız. Kendi içimizde parçalanmamalıyız,tüm bunların sebebi bu. Ancak bütün olursak huzura erebiliriz. Şu an etrafa baksanız, herkes çok duyarlı. Bilinçli. Yürüyüş yapıyorlar, bir olay olduğunda sosyal medyada ateş yağdırıyorlar, profil karartıp tepki verdiğini,üzerine düşeni yaptığını sanıyorlar. Bu çözüm değil ki. Bu kadar insanlıktan nasibini almamış birisi sen iki tane mesaj yayınladın diye vazgeçer mi yaptığından? Bunlardan vazgeçin demiyorum. Kötü yanlarınızı iyileştirmemiz lazım diyorum yaraları sarmamız lazım. Bunun için eğitmeliyiz. İnsanlara bilgi aşılamaktan lütfen vazgeçmeyin. Kitabın yarısının okunmasını herkese tavsiye ederim. Hatta televizyonlarda felan gösterilmeli. Diğer yarısı biraz Feraye hanımın mesleğinde yaşadığı sorunları ele alıyor. Çok güzel tıbbı bilgiler verilmiş ama okumayı da zorlaştırmış. Feraye hanım çok donanımlı ama kitap biraz karışık olmuş konudan konuya atlamış, bilgi kalabalıklığı oluşmuş. ‘ yeri gelmişken fikrimi söyliyeyim’ havasında yazılmış. En son ‘ nerede o eski bayramlar ? ‘ a bağlanmıştı :) Kitabın genelinde bir bütünlük yok,ayrı ayrı kaleme alınsa daha verimli bir çalışma olurdu. (Sümeyye Gülsüm)

Doktorun gözünden Türkiye'de sağlık sektörü: Kitabı okumadan önce sitede yapılan incelemelere göz atmak istedim. Birkaç kişi tarafından kitap sadece doktora olan şiddetin ne denli olduğunu öne süren bir yapıt olarak görülmüştü. Bence kitabın sadece bir kısmını oluşturan konu tamamıymis gibi ele alınmamalı. Kitap edebî eser niteliğinde değil böyle bir iddiada da bulunmamış. Türkiye'yi, Türkiye'deki; cehaletin, egitimsizligin, çocuk tacizinin ve diğer önemli bir konuda sağlık sektörünün bayağılından ve gibi gibi kanayan yaralarını bizzat görmüş,yaşamış biri olarak kaleme almış kitabı bütünsel olarak bakıldığında okunmaya değer bir kitap olduğu ortada. Okunmalı (FD)

Bacak Arasından Türkiye PDF indirme linki var mı?

Feraye Sünev Çokgürses - Bacak Arasından Türkiye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bacak Arasından Türkiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Feraye Sünev Çokgürses Kimdir?

Ankara doğumlu yazar, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. O yıl girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavını Türkiye dördüncüsü olarak kazandı. Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Jinekoloji dalında ihtisas yaptı. 1981- 2013 yılları arasında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışırken profesyonel düzeyde şan eğitimi aldı. İki tane Türk Sanat Müziği albümü çıkardı. Emeklilik yıllarını geçirmek için gittiği İzmir’de Buca ilçesinin Kaynaklar Köyüne ve Belenbaşı Köyüne birer tane Kültür Evi yaptırdı. Halen Bodrum Turgutreis’de yaşayan Feraye Sünev’in iki oğlu vardır.

Feraye Sünev Çokgürses Kitapları - Eserleri

  • Bacak Arasından Türkiye
  • Beyinden Rahme Türkiye

Feraye Sünev Çokgürses Alıntıları - Sözleri

  • Bugünlerde kadına şiddet, taciz ya da tecavüz haberleri sadece biraz daha görünür oldu. Aslında ne tuhaftır ki, sadece gazetelerde okuyabiliyoruz, haberlerde izleyebiliyoruz diye sevinecek duruma geldim. Çünkü önüne geçme çabası içinde değiliz, böyle bir kültür geliştirmeye, okullarda bu konuda eğitimler vermeye hâlâ başlamadık. Bu yüzden ne kadar çok görürsek, duyarsak o kadar farkında oluruz, bir ihtimal annelerimiz bu konuda çocuklarını eğitmeye, babalar oğullarıyla cinsellik hakkında konuşmaya başlar gibi beklentilerim var. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse , yapamayacağı hiçbir şey yoktur ! (Bacak Arasından Türkiye)
  • Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre yiğidin harman olduğu illerden Kırşehir binde 621 ile halk kütüphanelerinden en fazla yararlanan il olup bütün Türkiye'nin gururu olurken, utandıran ilk binde 30 ile İstanbul oldu (Beyinden Rahme Türkiye)
  • TÜİK’in 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya günde sadece bir dakika zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye’nin kitap okumada dünya ülkeleri arasındaki sırası ise seksen altıncılık. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Türk mizah sanatının yeri doldurulamayacak kalemi Aziz Nesin (1915-1995) ise üretken yanıyla anlattı kadını: "Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir. Ona sperm verirseniz, size bir çocuk verir. Ona bir ev verirseniz, size bir yuva verir. Ona sebze verirseniz, size yemek verir. Ona bir gülücük verirseniz, size kalbini verir. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir. Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir." (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Hiçbir hayvanın, canına kıyılacağını hissetmedikçe cana kıymayacağı unitulmamalıdır. (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Hanım doktorlarımız akıllı. Haramdır diye ellemiyor. Akut batın dediğimiz ölüme 5 dakika kala getirilmiş hastayı ellemeyeceksen neden doktor oldun. Doktor çıkacaksın, ben erkeğe dokunmam diyeceksin! (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Üstümde çocuklar koşuşsun Ne kaçan ne kovalayan Askerler değil Kerpiç yapacaksanız beni Okullarda kullanın Cezaevlerinde değil Soluğum tükenmez de kalırsa Islık öttürsünler Aman ha düdük değil (Bitki Olacaksam - Aziz Nesin) (Bacak Arasından Türkiye)
  • Suçu toplum hazırlar, suçlu işler. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Çok yakın tarihte Suudi bir erkekle evlendirilen 9 yaşındaki Yemenli kız düğünden üç gün sonra öldü. Aile bireyleri bu rezalet karşısında ayaklanması ve hatta damat adayını parçalaması gerekirken, kocadan özür dileyip onun yerine 7 yaşındaki kız kardeşini teklif ettiler! (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Kayınpeder az sonra tek başına dönüyor ve hıçkıra hıçkıra ağlayarak içini döküyor."Hocam bu benim tek erkek evladımın eşi. Bizim oralarda erkek evladın önemini anlayamazsın, soyumuz sürsün isteriz. İki yıldır gerçeği bildiğimiz halde, gelin şüphenenmesin diye gezdirip duruyoruz. Ben bu sürede anladım ki bu işin bir yabancıdan tohum almak dışında bir yolu yok ve gerçeği de artık kabullendim. İstanbul'a götüreceğim ve içimize bir el tohumu kattırmayacağım" diyor. Aradan altı yıl geçiyor. Gelin, kayınvalide, kayınpeder ve yanlarında dört yaşlarında, dedenin bacaklarına dolanıp duran bir erkek çocuk! Gelin yine usulen getirilmiş, ikinci bebek olmuyor ya, sözde tedavi için bendeler. Görüşme sonrası dede "istanbul" diyor, ben de muane bile etmeden onaylıyor ve yönlendiriyorum. Çocuk hem torunu hem evladı... Hiç tohum hücresi olmayan oğlunun ise sözde çocuğu ama aslında karısından doğan kardeşi! (Beyinden Rahme Türkiye)
  • "Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur." demiş Lowrenson. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Doğum, Tanrı'nın kadınlara bir lütfudur, gizdir. Allah bir suyun içine koymuş kurumasın diye, göbeğinden de anneye bağlamış beslensin diye. Anlayabilen ve anlatabilen yok. Doğum anındaki kayganlığı sağlayıp annenin bir an önce rahatlaması için üstüne bir de krem sürmüş. Aslında her kalem ayrı mucize. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Toplumların da bireyler gibi karakteristik özellikleri vardır. İskoçların pintiliği, İngilizlerin züppeliği, Akdeniz insanının sıcakkanlılığı, Arap ülkelerinin dünyayı hep bir çağ geriden takip etmeleri gibi. Amerikalıların vurdumduymazlığı, Almanların kendini beğenmişliği, İtalyanların zıpçıktılığı, Fransızların kibarlığı gibi. (Bacak Arasından Türkiye)
  • Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Lawrenson (Bacak Arasından Türkiye)
  • Yurdumun en büyük ve en çok nüfuslu İstanbul’unda “gelin yaşı” yaşı 13’e, Bursa’da 14’e, Şanlıurfa’da 13’e inmiş. Yüzü Batı’ya dönük, küçük Avrupa dediğimiz İzmir’de sezeryenle doğum yapan kızım 12’sinde. (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Bir kadını ortadan ikiye böl... Yarısı annedir Yarısı çocuk Yarısı sevgili Yarısı Aşk.. (Beyinden Rahme Türkiye)
  • "...asla kötü bir toplum değiliz. Merhametliyiz, yardımseveriz, bonkörüz. Zaaflarımız da var elbette: fark etme yeteneğimizi geliştiremememiz, gerçekleri görme konusunda becerikli olamamamız, çabuk inanmamız. Yadırgamayın ama çarçabuk gaza gelen bir toplumuz. Mantığımızı çok fazla devreye sokamıyoruz. Bir kötü yanımızsa okumayı pek sevmiyor oluşumuz; televizyonun delisiyiz, internetin başından kalkmıyoruz. Diziler desen hastasıyız! Ama asla kitap okumuyoruz. TÜİK'in 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya günde sadece bir dakika zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye'nin kitap okumada dünya ülkeleri arasındaki sırası ise seksen altıncılık." (Bacak Arasından Türkiye)
  • Her yaşta hastamız var derken aklınıza 70’li 80’li yaşlar gelebilir. Hayır, 96! Yaşına hürmeten anında yanında bitiyorum. Aracı olan yakını al yanaklı, ak sakallı tonton mu tonton dedeciğin hoca olduğunu da üstüne basa basa belirtiyor. Çocuklarının hepsi kız olan dedemizin son yirmi yılda hiç çocuğu olmamış. Kız çocuk evlattan sayılmazmış. Bu arada “Kendine de okuyup üfleseydin ya dedeciğim” dememek için kendimi yiyip bitirdiğimi de söylemeliyim. Doktora saygısından olduğunu belirterek eteğini değil de elini verdi. (Beyinden Rahme Türkiye)
  • Türkiye’mde kitap dünya milletleri ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer aldı. Hemen moraliniz bozulmasın; OECD verilerine göre Türkiye akıllı telefonlarla internet ve sosyal medya kullanımında Meksika’dan sonra dünya ikincisi oldu. Yaşasın ki koca Amerika bizden sonra. (Beyinden Rahme Türkiye)

Yorum Yaz