diorex
Dedas

Bakır Atlı - Aleksandr Puşkin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bakır Atlı kimin eseri? Bakır Atlı kitabının yazarı kimdir? Bakır Atlı konusu ve anafikri nedir? Bakır Atlı kitabı ne anlatıyor? Bakır Atlı kitabının yazarı Aleksandr Puşkin kimdir? İşte Bakır Atlı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 24.02.2022 02:00
Bakır Atlı - Aleksandr Puşkin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aleksandr Puşkin

Çevirmen: Azer Yaran

Yayın Evi: Cumhuriyet Kitapları

İSBN: 9789752976115

Sayfa Sayısı: 107

Bakır Atlı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (1799-1837) Rus edebiyatının kurucusu, Rus edebiyat dilinin yaratıcısı kabul edilir. 19.yüzyıl Rus düşünürü ve eleştirmeni Belinski, Puşkin'in, "şiiri, Rus yaşamıyla ve Rus çağdaş zamanıyla dost kıldığını" belirtiyordu. Puşkin'in yaratıcılığı erken dönemde yazdığı liriklerinden ve Güney sürgünlüğü döneminin ürünü destanlarının romantizminden gerçekçiliğe doğru evrim geçirdi. Şair, Dekabristlere yakındı ve iki kez sürgün yaşadı. Lise yıllarında yazdığı ilk epik ürünü, büyüleyici bir masal olan "Rusları ve Ludmila" eleştiri çevrelerinin övgüsünü toplamıştı. Liseyi bitirdiği sıralarda yazdığı özgür şiirleri ve epigrâmları ÇarI Aleksandr'a sunulunca, genç şairin üzerinde zindan ya da Sibirya sürgünü tehdidi belirdi. Puşkin'de Rus edebiyatının bir umudunu gören şair Jukovski'nin ve tarihçi yazar Karamzin'in çabalarıyla genç şairin yazgısı değiştirildi. Böylece ona Güney sürgünlüğü-Kafkasya, Kırım, Moldavya yolculukları göründü. Sürgünlük döneminde "Kafkasya Tutsağı" ve "Bahçe saray Çeşmesi" şiirlerini, sürgünden hemen sonra, 1824 yılındaysa "Çingeneler"i yazdı. Şairin daha sonraki yıllarda verdiği başlıca yapıtları; yaşamın gülünç yanlarını işlediği "Kont Nulin", tarihsel süreçte halk kitlesinin öne çıkarıldığı bir dram olan "Boris Godunov", tarihsel konulu bir trajedi olan "Poltava", güldürürü yalın bir öykü olan "Kolomna'daki Ev", toplumsal koşulların ürünü kişilikle toplum arasındaki ilişkilerin yansıtıldığı bir şiir-roman olan" Yevgeni Onegin", bireyin ve devletin karşılıklı duruşlarını işleyen "Bakır Atlı", "Byelkin'in Öyküleri"vs "Küçük Tragedyalar" olarak sayılabilir.

Bakır Atlı Alıntıları - Sözleri

  • Sevgi olmayan yerde, olmaz neşe de.
  • "Her yerde uğursuz tutkular, Ve yok bir savunma yazgı karşısında."
  • Gönül avlayan gözlerin...
  • Ben şarkımı kendim için söylüyorum.
  • Sevgi olmayan yerde,olmaz neşe de.
  • "Sen ıstıraplı ve çetin seviyorsun, Kadın yüreğiyse, eğlenerek."
  • Işıltılı eğlenceleri uzak dursun! Sevgi olmayan yerde, olmaz neşe de.
  • Kız gönlünce çapkınlığa alışmış,
  • Kalbini mi kaptırdı bir gâvura?
  • Deşme külünü beyhude özlemlerin, Mutsuz aşkın başkaldıran düşlerine.
  • Ve soğuk gözyaşlarının çisesiyle Damlıyor asla susmaksızın. Böyle ağlar yas günlerinde Bir ana savaşta düşen oğlu için.
  • Niçin sen, genç divane, Niçin ah ediyorsun her an? Burada insanlar özgür, gökyüzü aydın, Ve kadınlar ün salmış güzelliğiyle, Ağlama: Keder bitirir seni.
  • Özgürlük gibi, konakları sevinç dolu Ve barışçıl uykuları gökler altında
  • Deşme külünü beyhude özlemlerin,mutsuz aşkın başkaldıran düşlerine ödendi artık senin haracın...

Bakır Atlı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tam 4 koca yıl aradan sonra Erzurumlu bir tanıdığımın aklıma gelmesiyle Erzurum Yolculuğu kitabıyla başlayan yolculuğumuz Bakır Atlı isimli şiir kitabıyla devam ediyor. İçerisinde Bahçesaray Çeşmesi, Çingeneler ve kitaba da adını veren Bakır Atlı şiirlerini okuduk. Kısa kısa ilerleyecek olursak, Bahçesaray Çeşmesi şiirinde Giray Han’ın bir Gürcü prensesine aşık olmasını; hüzünlü bir son ile biten Çingeneler şiirinde Zemfira ile Aleko’nun öyküsü; son olarak da Bakır Atlı şiirinde felaket (sel) sonucu yaşam mücadelesi veren insanlar anlatılır. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)

Puşkin Rus edebiyatındaki gerçekçilik akımının öncülerinden olup kendisine olan ilgim üniversitede Rus Dili ve Edebiyatı okuyan ev arkadaşımın önerdiği Yüzbaşının Kızı adlı romanıyla başladı.Eserinde o kadar realist ve can alıcı anektodlar vardı ki bunlardan birini sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.Puşkin şöyle diyordu :”Fiziksel dünyadaki iki eşyanın aynı anda aynı yeri kaplayamaması gibi, insan aklında iki saplantı yan yana yaşayamaz.” Şiirleriyle tanışmak için her ne kadar geç kalmış olsam da kitapların bizi,bizim de onları beklediğimiz yer ve zamanlar vardır düşüncesinden hareket eden bir okur olarak fazla esef duymuyorum.Bakır Atlı adlı eseri düzyazının şiirsel formunda okunacak mükemmel nitelikte bir eser. Shakespeare’in Soneleri kadar romantizm, Akif’in Safahatı kadar satirizm barındırmakta.Eserin yazıldığı dönemde Rusya’daki siyasi ve kültürel dokuyu çok iyi tahayyül edebiliyorsunuz. İnsani ilişkiler,mitolojik semboller,aşk öyküleriyle başlı başına mükemmel bir eser. (Ömerce)

Kitapta 3 şiir vardı. 3 şiir 3 yazgı, 3 şiirde ölüm. Puşkin'in şiirleri alışıldık yoğunlukta, ustalığını gösterecek şekilde akıp gidiyor. Önce Bahçesaray Çeşmesi'yle başlıyor kitap. Çeşmenin öyküsü anlatılıyor. Kırım hanı Giray'ın Leh bir kıza olan sevdası ve Leh kız, Mariya'nın mutsuz hallerini. Sonra Puşkin dağlıyor yürekleri. Sonra Çingeneler'i çevirmeye başlıyorsunuz. Yasalardan kaçan Aleko, bir çingeneyle gönlünü birleştiriyor. Ama çingeneler özgürlüklerine düşkündür. Yine dağlıyor Puşkin. En sonda, Bakır Atlı şiiri bulunuyor. Evlilik hayali kuran Yevgeni'nin Neva'nın sularına gömülen usunu anlatıyor. Sonra yine dağlanıyorsunuz tabi. Puşkin bu üç şiirsel öyküde yasa boğuyor bizleri. 3 şiirde 6 ölüm. 3 şiir, 1000 vah. (Numan (Hiç Yok))

Kitabın Yazarı Aleksandr Puşkin Kimdir?

Aleksandr Puşkin (Rusça: Алекса́ндр Серге́евич Пу́шкин; 6 Haziran 1799 - 10 Şubat 1837), Rus şâir ve yazar. Rusya'nın "ulusal şâir"i ve modern Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir.

Yaşamı

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, 6 Haziran 1799'da Moskova'da doğdu. Babası Sergey Lvoviç Puşkin, soylu bir ailenin ilk çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal'in büyük dedesi Etiyopyalı Abraham Petroviç Hannibal, Rus Çarı I. Petro'nun vaftiz oğlu ve çarlık ordusunda seçkin bir subaydı. Puşkin, soylu bir ailenin üyesiydi. Annesi ve babası eğitimli insanlardı. Puşkin, ilk bilgilerini Fransız mürebbiyelerden edindi. Henüz sekiz yaşındayken Fransızca ve Rusça öğrenmişti. 11 yaşına geldiğinde özgürlükçü ve hicivci yazarlarını beğendiği Fransız edebiyatından etkilenerek Fransızca şiirler ve güldürüler yazmaya başlamıştı.

Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin'in evine gelip gidenler arasındaydı. Ancak hiçbiri geleneksel Rus masalları anlatan, Rus türküleri söyleyen dadısı kadar Puşkin'i etkilememiştir. Yaşlı dadısı Arina'nın anlattıklarının, Puşkin'in çocuk rûhunda önemli izler bıraktığı düşünülmektedir. İleride Rus halk şiiriyle, masallarla, konuşma dilinin deyimleriyle ve anlatım özellikleriyle tanışıklığını dadısın ve anneannesi Mariya Hannibal'a borçludur.

Şiire başlaması

Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, aristokrat aile çocuklarına yönetime hazırlamak için Rus Çarı I. Aleksandr'ın Tsarskoye Selo'da (Çarın yazlık köyü) açtırdığı okula yazdırıldı ve bu okuldaki altı öğrenim yılı boyunca, tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi, Petersburg'a gitme izni verilmeden dış dünyadan kopuk bir şekilde eğitim gördü.

Şairlik yeteneğiyle arkadaşları arasında sivrildi. İlk şiiri "Şair Dost'a" (1814) Nikolay Karamzin'in Avrupa Habercisi dergisinde yayımlandı. Puşkin'in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpmaktadır. O dönem şiirinde kullanılmayan kaba ve gündelik sözcükleri kullandığı şiirleriyle Gavrila Derjavin'in dikkatini çekmeyi başardı.

Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, Çar Köyü Lisesi'ndeki eğitimini 1817'de tamamladıktan sonra Petersburg'a giderek Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladı. Bu arada birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları, bu sıralarda halk arasında yayılmıştır. Rus edebiyatında ilk kez, şiir halk tarafından hayranlıkla karşılanmıştı.

Puşkin, bu sırada Rus Çarı I. Aleksandr tarafından Kafkasya'ya tayin edildi ve burada ünlü Kafkas Esiri ve Bahçesaray adlı destanlarını yazdı. Gerçeği olduğu gibi aktarmayı tercih eden Puşkin'in eserlerinde ne klasik şiirin kuralcılığı, ne de Romantizm'in etkileri belirgin bir şekilde öne çıkıyordu.

Sürgün yılları

Kafkasya'dan dönen Puşkin'in Rusya'daki askeri yönetime karşı oluşundan dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklandı ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakıldı. Hükûmet tarafından oğlunu gözetim altında tutmakla görevlendirilen babası da görevini yerine getirmişti.

Yirmi dört yaşındaki Puşkin, bu sürgün döneminde, yedi yıl sonra tamamlayacağı Yevgeni Onegin adlı romanını yazmaya başladı. Çingeneler, Peygamber ve Boris Godunov adlı önemli eserlerini de yine bu sürgün yıllarında yazdı. Bu yıllarda ülkesinde süregelen özgürlük mücadalesi dışında Yunan İsyanı ve İspanya ile İtalya'daki mutlakıyet karşıtı hareketleri yakından takip etti.

1820-1824 yılları arasındaki sürgün döneminden sonra Rus Çarı I. Nikolay tarafından Moskova'ya çağrılan genç şairin kaleminden çıkan her şey, artık çarın sansüründen geçecektir. Polis baskınları ve aşk serüvenleri ise Puşkin'in yaşamının ayrılmaz parçaları olmuştu.

Evliliği

Puşkin, bir baloda yüksek rütbeli ve emekli bir memurun kızı olan Natalya Gonçarova ile karşılaştı ve bu genç kıza aşık oldu. Puşkin, Natalya'ya evlenme teklif etti; Natalya ise şairin evlenme teklifini belirsiz bir tarihte cevaplamak üzere cevapsız bıraktı. Puşkin, bu durum karşısında umutsuzluğa kapılmış ve Moskova'dan uzaklaşmak istemişti. Bu nedenle, 1829'da, bir gözlemci olarak Rus ordusuna katıldı ve Osmanlı topraklarına geldi. Sonradan yazdığı "Erzurum Yolculuğu" adlı eserinde seyâhat izlenimlerini anlatan Puşkin'in, daha başka birçok eserinde de Erzurum'dan aldığı esinlerin izlerini bulmak mümkündür.

Moskova'ya dönen Puşkin, Natalya'ya evlenme teklifini yineledi. Uzun çekişmelerden sonra Natalya'nın ailesini de ikna etmeyi başardı ve sonunda nişanlandılar. Bu evliliği istemeyen Natalya ise bu duruma kayıtsız kaldı. Natalya'nın bu olumsuz tutumu, ilişkilerinin sonuna kadar da bu şekilde devam etti.

Puşkin'in eşi Natalya Gonçarova

Bitmek bilmeyen soruşturmalar ve yasaklamalar yüzünden rahatsız olsa da, Puşkin yazmaya devam etti. Yevgeni Onegin, Don Juan, Veba Sırasında Ziyafet gibi manzum trajedyalarını ve Dubrovski, Maça Kızı gibi önemli eserlerini bu dönemde kaleme aldı. Gogol ile olan arkadaşlığı da bu döneme rastlamaktadır. Öyle ki, Gogol'a ünlü Ölü Canlar romanını yazma fikrini Puşkin'in verdiği söylenmektedir.

Ölümü

Bu dönemde hayatına George Charles d'Anthès adında biri girdi. Puşkin, kendisine yazılan birkaç imzasız mektup aracılığıyla, d'Anthès adındaki bu Fransız'ın karısı Natalya Puşkin'e kur yaptığını öğrendi. 1837'de d'Anthès'i düelloya çağırdı. 27 Ocak 1837'de St.Petersburg yakınında Kara Dere'nin bir köşesinde düellonun yapılmasına karar verildi. Puşkin'in şâhidi arkadaşı Danzas'tı. Düelloda kullanacağı silahı almak için gümüşlerini sattığı iddia edilmektedir.

Düelloda Puşkin tarafından omzundan yaralanan d'Anthès, Puşkin'i karnından yaralamayı başardı. Büyük bir soğukkanlılıkla iki gün boyunca can çekişen Puşkin, şubat ayında bir öğleden sonra hayata gözlerini yumdu.

Şâirin ölüm haberi duyulunca evinin önünde toplanan halk, Yevgeni Onegin'in son baskısını tüketti. Şairin ölümü üzerine başlayan huzursuzluk, neredeyse hükümete karşı bir ayaklanma noktasına geldi. Olayların kontrolden çıkmasından çekinen polis, bir gece yarısı şairin tabutunu gizlice kiliseden aldı ve Mihaylovskaya köyüne götürerek toprağa verdi.

Hakkında Gogol'un “Puşkin, olağanüstü bir olaydır.” ve Dostoyevski'nin de daha mistik bir tavırla “Puşkin, bize gelecekten haber veren bir ermiştir.” dediği Puşkin, modern Rus edebiyatının oluşmasına en büyük katkıda bulunan edebiyatçı olarak kabul edilir. Puşkin, klasik Batı edebiyatını ve Rus halk ruhunu sentezleyerek, Rus edebiyatında “gerçekçilik akımı”nı başlatan öncü bir isim olmuştur.

Aleksandr Puşkin'in düello günü uğradığı son yer, Peterburg Nevski Prospekt'de Wolf's şekercisidir (şimdiki Cafe Litteraturnia). Bu cafede Puşkin'in balmumundan bir heykeli bulunmaktadır.

Eserleri

Ruslan i Lyudmila – Ruslan ve Ludmila (1820) (şiir)

Kavkazskiy Plennik – Kafkas Esiri (1822) (şiir)

Bakhchisarayskiy Fontan – Bahçesaray Selsebili (1824) (şiir)

Tsygany, – Çingeneler (öyküsel şiir) (1827)

Arap Petra Velikogo – Büyük Petro'nun Arabı (tarihsel roman, bitirilmemiş) (1828)

Poltava (1829)

Küçük Trajediler (1830)

Boris Godunov (1825) (dram)

Papaz ve uşağı Balda'nın hikâyesi (1830) (şiir)

Povesti Pokoynogo Ivana Petrovicha Belkina – İvan Petroviç Belkin'in hikâyesi (5 kısa hikâyeden oluşur: Atış, Kar Fırtınası, Cenazeci, Menzil Müdürü ve Bey'in Kızı) (1831) (düzyazı)

Çar Saltan Masalı (1831) (şiir)

Dubrovsky (1832-1833, yayınlandı1841, roman)

Prenses ve 7 Kahraman (1833, şiir)

Pikovaya Dama – Maça Kızı (hikâye) (1833) daha sonra operaya uyarlanmıştır.

Altın Horoz (1834, şiir)

Balıkçı ve Altın Balığın Hikayesi (1835, şiir)

Yevgeni Onegin (1825-1832) (şiirsel roman)

Mednyy Vsadnik – Bronz Süvari (1833, şiir)

Yemelyan Pugachev isyanının Tarihi (1834, düz yazı)

Kapitanskaya Dochka - Yüzbaşının Kızı (1836, düz yazı)

Kirdzhali – Kırcali (kısa hikâye)

Gavriiliada

Istoriya Sela Goryukhina – Goryukhino Köyü'nün Hikayesi (bitirilmemiştir)

Stseny iz Rytsarskikh Vremen – Şövalye Hikayeleri

Yegipetskiye Nochi – Mısır Geceleri (kısa şiirsel hikâye, bitirilmemiştir)

K A.P. Kern – AP. Kern'ne (şiir)

Bratya Razboyniki – Haydut Kardeşler (oyun)

Graf Nulin – Kont Nulin

Zimniy vecher – Kış akşamı

Puşkin'in birçok eserini filolog Metehan Mollamehmetoğlu Türkçeye çevirmiştir.

Aleksandr Puşkin Kitapları - Eserleri

  • Yüzbaşının Kızı
  • Seviyordum Sizi
  • Bakır Atlı
  • Aşk Şiirleri
  • Maça Kızı
  • Dubrovski

  • Gizli Günce
  • Boris Godunov
  • Poemalar
  • Erzurum Yolculuğu
  • İstasyondaki Görevli
  • Çingeneler
  • Byelkin'in Öyküleri

  • Öyküler
  • Ruslan ve Ludmila
  • Büyük Petro'nun Arabı
  • Pugaçev İsyanının Tarihi
  • Seçme Yazılar
  • Bütün Öyküler, Bütün Romanlar
  • Küçük Tragedyalar

  • Yevgeni Onegin
  • Bahçesaray Çeşmesi
  • Mısır Geceleri
  • Bütün Eserleri 2
  • Çar Sultan
  • Balıkçı ve Altın Balık
  • Qızıl Xoruz

  • Düello
  • Qafqaz əsi­ri

Aleksandr Puşkin Alıntıları - Sözleri

  • "Umudun sadece gölgesi bile kalsa, Tanrı aşkına, vazgeçmeyin." (Dubrovski)
  • …huzur arıyordu, Uyuşukluk ve keder bitirmişti onu (Ruslan ve Ludmila)
  • Şiirlerle ne anlatıyoruz ona? Gerçek en değerli şey bana. Düşünmeden derim : şirinsin herkesten Hep aynı şeyi söylerim ben. (Aşk Şiirleri)
  • "Bir şairle karşılaşmak her zaman hayırlıdır. Şair, dervişin kardeşidir. Onun ne vatanı vardır ne de dünya nimetlerinde gözü." (Erzurum Yolculuğu)
  • "İntikamdan, delilikten vazgeçer gibi vazgeçtim." (Dubrovski)
  • Bir tek aşktır soğuk ömrün neşesi, Bir tek aşktır acısı kalplerin: Bir anlık mutluluktur hediyesi, Oysa acısı dinmez çilelerin, Yüz kez daha mutludur gençliğinde O ânı havada yakalayabilen. Giz dolu bir mutluluğun önünde Çekingen güzelliğiyle boyun eğen. (Aşk Şiirleri)

  • Kitaplarımı kıskanırım ve okunması için herhangi birine vermekten hoşlanmam. Kütüphanem benim haremimdir. (Gizli Günce)
  • Hüzünlüyüm, Nina: Yolum can sıkıcı... (Seviyordum Sizi)
  • Ve tanıdım aşkı tüm benliğimle, Göksel sevinciyle Ve acı veren kederiyle…. (Ruslan ve Ludmila)
  • Ama n'eylersin ki, bende Böyle bir güç yok, biliyorum; Karar alındı: ferman sizde, Kadere teslim oluyorum. (Aşk Şiirleri)
  • Derin saygının yerini üstünkörü nezaket almıştı. (İstasyondaki Görevli)
  • "Gençlerin bağışlayacakları en son şey cesaretsizliktir. Gençler cesareti bütün insan erdemlerinin en başta geleni ve her kusurun mazereti olarak görürler." (Öyküler)
  • Ahlâk, eşyanın doğasındadır. (Yevgeni Onegin)

  • Nice aceleci olursan ol, Bir aşk randevusuna bile, Ve nice hayale dalarsan dal, Saklanıp gizleyerek kalbinde, Onunla buluştun mu, çekingen Durursun, elinde değil işte... (Aşk Şiirleri)
  • ...Ölümü dilemek mi delilik, Dona Anna? Deli olsaydım, yaşama tutunmayı dilerdim, Aşkın merhemini sürmek için yüreğinize; Deli olsaydım, pencerenizin altında beklerdim Gecelerce, serenaddan, uyku girmezdi gözünüze; Deli olsaydım, önünüze atardım kendimi Gizlenip sesizce acı çekmezdim... (Küçük Tragedyalar)
  • "Büyük bir kişinin düşüncelerini izlemek, çalışmaların en öğreticisidir." (Büyük Petro'nun Arabı)
  • Kitaplarımı kıskanırım ve okunması için herhangi birine vermekten hoşlanmam. Kütüphanem benim haremimdir. (Gizli Günce)
  • Daha iyisini bulursan unutursun beni, Daha kötüsüne düşersen ararsın beni (Yüzbaşının Kızı)
  • “Bırak bana prangalarımı, Kimsesiz, ıssız anılarımı, Hayalleri, hüznü, gözyaşlarını: Benimle paylaşamazsın onları.” (Poemalar)
  • Ne sıkıcı ezgilerine, ne ziyafetlerine, Ne de ihtiyacım var gölgeliklerine- Ne yemek yerim, ne de dinlerim, Bahçelerinin ortasında öleceğim! (Ruslan ve Ludmila)

Yorum Yaz