diorex
sampiyon

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız - Hasan Ali Toptaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kimin eseri? Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kitabının yazarı kimdir? Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız konusu ve anafikri nedir? Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kitabı ne anlatıyor? Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kitabının yazarı Hasan Ali Toptaş kimdir? İşte Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.03.2022 22:00
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız - Hasan Ali Toptaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hasan Ali Toptaş

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750516399

Sayfa Sayısı: 306

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Dili kötü kullanan bir yazar yerilmeli ama iyi kullanan övülmemeli. Dili iyi kullanmak yeter şarttır çünkü.”

“Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya.”

“Çocukluğunun elinden tutmayan kişi hiçbir yere gidemez.”

Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.

Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.

Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş’ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri... Mesafesi...

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa...

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız Alıntıları - Sözleri

  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım
  • ...herkesin her şeyi bildiği bir dünyada bilmiyorum demek hoşuma gidiyor.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındayım.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım.
  • "Hasan'ın yalnızlığını, hiçbir yere sığamayışını, kuşları boşluğa çivileyen o sessizliği ve ıssızlığı hücrelerimde taşıyorum"
  • İçimizdeki kalabalık her daim dışımızdakinden daha büyüktür.
  • İçimizdeki kalabalık her daim dışımızdakinden daha büyüktür.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım.
  • Ama öğrenilen şeye ancak kendimizi eklediğimizde o şey bir işe yarıyor.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım.
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım.
  • "Herkesin her şeyi bildiği bir dünyada bilmiyorum demek hoşuma gidiyor"
  • Yapıt kendisini algılayanın hayatına seslenir aslında; bir bakıma onun o ânına, geçmişine ve geleceğine seslenir.

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım diyen bir insanın, hakikaten, bu kadar konuşmaması gerekirdi…Geri kalan ömrümü susarak geçirecek kadar çok konuştuğum için, doğrusu, şimdi mahcubiyet duyuyorum.” Ah ah! Gerçekten de ne çok konuşmuşsun Hasanım Ali! Şimdi seni sevip okuyan da sırlarını bilecek, şişiriliyor deyip okuyan da. Hasan Ali Toptaş’ın en son okunması gereken kitabını, okuyacak 4 kitabı kaldı bir şey olmaz diyerekten okumuş bulundum. Sonuç olarak okumadığım kitaplarından ne spoilerler ne tatkaçıranlar yedim bir bilseniz. Umutlarım heba, hayallerim kayıp, efkârım da yalnızlıklar gibi bir şey oldu. Neden en son okunması gerekiyor derseniz kitabın yapısı Hasan Ali Toptaş’ın çok ince hesaplayarak kitaplarına gömdüğü bazı şeylerin tadını kaçırmaya çok müsait. Kitap Hasan Ali Toptaş’ın kendi, kitapları ve farklı konular hakkında yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Üzerinde en çok durulan kitaplar Uykuların Doğusu, Heba, Bin Hüzünlü Haz, Yalnızlıklar ve Kayıp Hayaller Kitabı. Ben henüz Heba, Kayıp Hayaller Kitabı ve Yalnızlıklar kitaplarını okumamıştım ama bu kitabı okuyunca bir nevi okumuş kadar oldum. Aman siz siz olun en son okuyun. Hasan Ali Toptaş’ın yazma serüvenine nasıl başladığını Harfler ve Notalar kitabının incelemesinde(gonderi/19374083) anlatmıştım. Şimdi de bu serüvenin nasıl devam ettiğini anlatmak istiyorum. Bunu yaparken kitabın 212 ve 213. sayfasındaki söyleşiye bağlı kalacağım. Temmuz 2006’da Hasan Ali Toptaş Remzi Kitap’ta Esra Karaduman Okay ile bir söyleşi yapıyor. Esra Karaduman önce yazmaya nasıl başladığını soruyor sonra “nasıl devam etti serüven?” diye soruyor. Toptaş: “Öyküler yazmaya başladım…1975’te, liseyi yeni bitirmiştim; ilk öyküm, yerel bir gazetede çıktı.” Toptaş o dönemlerde büyük bir Bekir Yıldız hayranı. Bu hayranlığın sonucu farkında olmadan ona öykünmeye başlıyor. Edebiyat dergileri bu öyküleri doğal olarak geri çeviriyor. Sonra yeniden öyküleri yayımlanmaya başlıyor. 1987’de bu öyküler Bir Gülüşün Kimliği olarak kitaplaşıyor. Ama kendi parasıyla bastırıyor kitabı. Ve ikinci kitabını da kendi bastırıyor. “Sonra küstüm. “iki kitabı kendi paramla bastırdım, üçüncüyü de mi kendi paramla bastıracağım?” dedim.” Toptaş maliyede memur o dönemler. Maddi sıkıntılar ve anlaşılmama duygusu yüzünden hayatına bir okur olarak devam etme kararı alıyor. Yalnızlıklar kitabı bu dönemlerde kâğıda dökülüyor. Ve yıl 1993. “1993… eğer edebiyat tanrısı diye bir şey varsa o bir yerlerden benim küstüğümü, artık kendi paramla kitap yayımlayamayacağımı, hayatımı bir okur olarak sürdürme kararı aldığımı duydu ve bana müthiş jestler yaptı.” O yıl Sonsuzluğa Nokta kitabı ödül alıyor ve basılıyor. Ardından Ölü Zaman Gezginleri Çankaya Belediyesi Yayınları tarafından basılıyor, tabii yine ödül almış bir şekilde. Yalnızlıklar dosyasını arkadaşı merak ettiği için ona gönderiyor ve arkadaşı sürpriz bir şekilde o kitabını bastırıp getiriyor. “94’de Gölgesizler bitti, Yunus Nadi Roman Ödülü aldı. 96’da Kayıp Hayaller Kitabı, 99’da Bin Hüzünlü Haz çıktı ve Cevdet Kudret Edebiyat ödülü aldı. Ve böylece devam etti.” 2005’te Uykuların Doğusu, 2007’de Harfler ve Notalar, 2013’te Heba, 2014’te bu kitap ve geçtiğimiz senede Kuşlar Yasına Gider kitapları yayımlandı. Bakalım bundan sonra bu serüven nasıl devam edecek. Kitapta her 20-30 sayfada bir zikredilen sorular, konular, kelimeler var. İşte bunlardan birkaçı: -Yalnızlıklar kitabının şiire çok benzeyen bir yapısı var. Doğal olarak şiir olarak görülüyor. Ama şiir değil. Söyleşilerde genelde kitabın tam olarak ne olduğu ve Hasan Ali Toptaş şair midir, diye soruluyor. Toptaş da genellikle Yalnızlıklar’a olsa olsa şiirsel metin diyebilirim, şairlik meselesine gelince de ben şair değilim ama iyi bir şiir okuyucusuyum, diye cevaplıyor. -Toptaş yazı hayatına öyküyle başlıyor. Romana geçince bir daha bırakmak istemiyor ve öykü yazmayı kesiyor. Söyleşilerde en çok sorulan sorulardan biri de “Hasan Ali Toptaş yeniden öykü yazar mı?” Toptaş net bir ifadeyle kalan tüm enerjisini roman sanatına harcayacağını belirtiyor. Hatta ilerde kendi hayatından bir ayı romanlaştırmayı da istediğini ekliyor. -Toptaş’ın romanları dil kullanımı açısından oldukça geniş kapsamlı çalışmalar içeriyor. Dili kitaplarda beste yapar gibi kullandığını üstüne basa basa söylüyor. Bir metni oluşturmada dilin önemi, kendi kitaplarındaki dilin kullanılış biçimleri, teknolojinin getirdiği hızla beraber dilin de hızlandığı gibi konular hakkında güzel sohbetler var kitapta. -Kitapta en çok karşılaşacağınız kelime bilmiyorum kelimesi. Toptaş çok mütevazı bir kişilik gerçekten. Sorulan her soruya genelde içinde bilmiyorum geçen bir cümleyle başlıyor. Bilmediğinden değil tabii ki de. İnsanlar bazen, Toptaş bunu dedikçe bu kadar mütevazı olmayın gerçek sanırlar diye karşılık veriyorlarmış. Devrin geldiği şu yerde mütevazılık bile işe yaramıyor. Kendisinin konuyla alakalı şunları söylediğini hatırlamakta fayda var: “Her zaman için sezmek bilmekten iyidir”, “Herkesin her şeyi bildiği bir dünyada bilmiyorum demek hoşuma gidiyor.” Bu kitapta Hasan Ali Toptaş, eserleri, eserlerini yazma süreçleri, yazarken neyin önemli olduğu, dilin önemi hakkında bahsedecek o kadar çok şey var ki. Bahsetmek için resmen can atıyorum ama henüz okumayanlar için bu kadarı haksızlıkken daha fazlası çok büyük bir haksızlık olur. Onun yerine şöyle cümlelerle kendimi avutuyorum: “İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez” ya da “Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz” ya da Toptaş’ın kendi sözleriyle "Hiçbir şey anlatmamış olmayı çok isterdim. Her şeyi ancak o zaman anlatmış olurdum.” Hasan Ali Toptaş eserlerini bitirmeye iyice yaklaşıyorum. Bilmiyorum, belki gören olmuştur, zaman zaman bir iki ay sonra Hasan Ali Toptaş’ın okuduğu, sevdiği yazar ve kitapları, (kendi kitaplarını da) kapsayan bir etkinlik yapmayı düşünüyorum diye konuşuyorum. 30’a yakın kitap ve yazar var bu kapsamda. Tabii hepsini okumam bir anda çok zor ama son dönemlerde okuduğum kitapların çoğu bunun içindi. Ve hala da okuyorum bu doğrultuda. Az bir süre sonra da duyuracağım inşallah. Bu inceleme de ilk aşaması olsun. Çok uzattım. Minnetle… (Murat Sezgin)

Seviyorum ulan seni Hasanım Ali...İste bu kitabın en içten incelemesi bu...Daha fazla söze gerek yok...Hem çok anlatmak hiçbir şey anlatmamaktır belki... (Ogün Yavuz)

'Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız' kitabı, 1996 ile 2017 yılları arasında Hasan Ali Toptaş ile yapılan söyleşilerin bir araya getirilmesinden meydana gelmiş bir eser. Kitabın içinde toplam 45 söyleşi var. Bu söyleşiler, Hasan Ali Toptaş'ın kişiliği ve daha çok edebi yönünü ön plana çıkaran söyleşiler. Kitapları hakkında, dil konusunda, roman-öykü ve şiir sanatıyla ilgili düşünceleri bir okur olarak beğenerek okuduğum bölümler oldu... Bence okunmaya değer bir kitap. (Zeki Erdem)

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız PDF indirme linki var mı?

Hasan Ali Toptaş - Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hasan Ali Toptaş Kimdir?

Hasan Ali Toptaş, 1958 yılında Denizli’nin Çal ilçesinde doğdu. İlk öykü kitabı "Bir Gülüşün Kimliği" 1987’de, ikinci öykü kitabı "Yoklar Fısıltısı" 1990’da yayımlandı. "Ölü Zaman Gezginleri" adlı öykü dosyasıyla 1992 yılında Çankaya Belediyesi ile Damar edebiyat dergisinin düzenlediği yarışmada birincilik ödülü aldı. Aynı yıl "Sonsuzluğa Nokta" adlı yayımlanmamış romanıyla Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği yarışmada mansiyon aldı ve Sonsuzluğa Nokta Kültür Bakanlığı tarafından yayımlandı. 1994’te "Gölgesizler" adlı yayımlanmamış romanıyla Yunus Nadi Roman Ödülü’nü, 2013'te ''Heba'' romanıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü 2016'da ''Kuşlar Yasına Gider'' Romanıyla Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü'nü aldı. "Bin Hüzünlü Haz" adlı romanı ise 1999 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Yazarın ayrıca "Yalnızlıklar" adlı şiirsel metinlerden oluşan bir kitabı, "Kayıp Hayaller Kitabı" adlı bir romanı, "Ben Bir Gürgen Dalıyım" adlı bir çocuk romanı vardır.

Hasan Ali Toptaş Kitapları - Eserleri

  • Harfler ve Notalar
  • Kayıp Hayaller Kitabı
  • Gölgesizler
  • Ben Bir Gürgen Dalıyım
  • Sonsuzluğa Nokta
  • Uykuların Doğusu
  • Yalnızlıklar
  • Bin Hüzünlü Haz
  • Ölü Zaman Gezginleri
  • Heba
  • Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız
  • Geçmiş Şimdi Gelecek
  • Kuşlar Yasına Gider
  • Bir Gülüşün Kimliği
  • Yoklar Fısıltısı
  • Gecenin Gecesi
  • Absürd Öyküler
  • Beni Kör Kuyularda

Hasan Ali Toptaş Alıntıları - Sözleri

  • "Hem konuşmaktan fenâ hâlde korkuyor, hem de hararetli bir şekilde hiç durmadan konuşuyormuş gibi susmuşlar." (Uykuların Doğusu)
  • ...bu akraba meselesi içinden çıkılmaz bir şeydir. Bazen için kopar dışın bağlı kalır mesela, bazen de için bağlı kalır ama dışın kopar. (Heba)
  • Ortalığı, kaybolan şeylerin varlığını hatırlatan derin bir sessizlik kapladı. (Kuşlar Yasına Gider)
  • "Sen diyorsun ki, kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır." (Beni Kör Kuyularda)
  • ''...içindeki öykünün içindesin,” (Ölü Zaman Gezginleri)
  • ...ağrısı sızısı gamı kasaveti olmayanlar uyudu.. içimden geçen şeyi izah etseydim şimdi.. (Beni Kör Kuyularda)

  • "Şu yeryüzünde kötüler bazen iyilerden daha iyi görünebiliyorlar Ziya Bey." (Heba)
  • Kendim giderim ben, herkes gibi! (Bir Gülüşün Kimliği)
  • "Şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur." (Gölgesizler)
  • İşte böyle her şeye benzeye benzeye tıpkı bir mıknatıs gibi her şeyin ruhunu ruhunda toplarmış da, zaman zaman hiçbir şeye benzemezmiş tabii. (Uykuların Doğusu)
  • Keşke insan istediği zaman başka bir yaratığa dönüşebilse... (Kayıp Hayaller Kitabı)
  • Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım. (Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız)
  • ''Kendimi herhangi bir yere ait hissetmiyorum. Ne bir şehre, ne bir ülkeye, ne de bir dünyaya. Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındayım.'' Hasan Ali Toptaş (Gölgesizler)

  • Kuralsızlığı örtmek için kurallardan daha kalın bir örtü bulamazsın. (Heba)
  • içim hüzünler evi. (Bir Gülüşün Kimliği)
  • "İçinde bulunduğum dünyanın çeşitli köşelerine, işarete benzemeyen çeşitli işaretler gönderen uzak ve esrarengiz bir dünyanın fotoğrafına bakar gibi bakıyordum." (Uykuların Doğusu)
  • Sesler azalıyordu artık içimde. (Bir Gülüşün Kimliği)
  • Yalnızlık alıp karşına kendini, öteki kendinlerle konuşmaktır. (Yalnızlıklar)
  • Bazı canlıları yara öldürmüyor, muhatapsız kalmak öldürüyor. (Kuşlar Yasına Gider)
  • "Bir insanı tanıyabilmenin hiç mi hiç mümkün olmadığını düşünüyorum." (Sonsuzluğa Nokta)

Yorum Yaz