Baştan Çıkarıcının Günlüğü - Soren Kierkegaard Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Baştan Çıkarıcının Günlüğü kimin eseri? Baştan Çıkarıcının Günlüğü kitabının yazarı kimdir? Baştan Çıkarıcının Günlüğü konusu ve anafikri nedir? Baştan Çıkarıcının Günlüğü kitabı ne anlatıyor? Baştan Çıkarıcının Günlüğü PDF indirme linki var mı? Baştan Çıkarıcının Günlüğü kitabının yazarı Soren Kierkegaard kimdir? İşte Baştan Çıkarıcının Günlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Soren Kierkegaard
Çevirmen: Nur Beier
Orijinal Adı: Forforerens Dagbog
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053608899
Sayfa Sayısı: 168
Baştan Çıkarıcının Günlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kierkegaard, Baştan Çıkarıcının Günlüğü'nde insanlık tarihi kadar eski olan baştan çıkarma "uğraşı"nı yeniden gözden geçirmeye teşvik ediyor bizi. Bununla bağlantılı olarak da öpüşme, genç kızlık, nişanlılık, evlilik vs. gibi "bildik" konulara ironik yorumlar getiriyor. Kierkegaard'a göre hayatın üç aşaması vardır: Estetik, etik ve dinsel aşama. Bunlardan ilki olan estetik aşamada her şey zevkin çevresinde toplanır. Ya/Ya Da'nın bir bölümünü oluşturan ancak bağımsız bir bütünlüğe de sahip olan Baştan Çıkarıcının Günlüğü işte bu estetik aşamaya dair...
Kierkegaard, Regine Olsen adında on yedi yaşında bir kızla nişanlanır, bir sene sonra da kitapta da ipuçlarını bulabileceğiniz sebeplerden nişanı bozar ve Berlin'e kaçıp Ya/Ya Da'yı bitirir. Bazı temel otobiyografik özellikler yüzünden Kierkegaard'ı "baştan çıkarıcı" Johannes'le özdeşleştirenler olsa da günlük, kurmaca ağırlıklıdır. Aslında, kitapta ne sıradan bir baştan çıkarıcı söz konusu ne de alışıldık bir günlük: Johannes, kendini etik, estetik ve erotik içerimleri olan bir aşk bilgeliğiyle donatmış sıra dışı bir baştan çıkarıcı; bir estet, bir "erotist." Ayrıca özgürlük düşkünü biri. Hem kendisinin özgür olması gerekiyor, hem de baştan çıkardıklarının. Günlüğe gelince; her ne kadar bazı tarihler göze çarpıyorsa da okurun en az hissedeceği şey günlük formu olacak; en çok hissedeceği ise ironik gözlemlerle bezenmiş sıkı bir roman tadı.
Baştan Çıkarıcının Günlüğü Alıntıları - Sözleri
- Kollarına atıldığımda kimi kez her şey birden değişir ve sanki bir buluta sarılırdım. Bu ifadeyi onu tanımadan önce de bilirdim ama ne anlama geldiğini o öğretti bana.
- 'Bir bayadere'in tanrı aşkına dans etmesi gibi senin hizmetine adadım kendimi; ferah, incecik giysilerle, uysal, silahsız, her şeyden vazgeçiyorum, hiçbir şeyim yok, herhangi bir şeye sahip olmaya niyetim yok, sevdiğim hiçbir şey yok, yitirecek hiçbir şeyim yok..."
- Gözleri kapalı, gece olmuş, ama onun içinde her yer gün ışığıyla dolu.
- Aşk neyi sever? — Sonsuzluğu. Aşk neden korkar? — Kısıtlamadan.
- Onu sevmiştim, fakat şimdiden sonra ruhumu meşgul edemeyecek.
- Bir insan bütün yaşamını etkileyecek bir adım atmaya bir kez cesaret etmişse, o zaman rüzgara karşı yürüyecek yüreği de olmalı.
- “Ben bir özgürlük tutkunuyum ve bana özgürce gelmeyen bir şeyle uğraşmam bile.”
- Aşık olmak ne güzel, aşık olduğunu bilmek ne güzel!
- " Bu dünyada yolunu bulmak için dürüstlükten biraz daha fazlası icap ediyor. "
Baştan Çıkarıcının Günlüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Spoiler içerir.: Bu kitabın üstüne bir kaç kitap daha okudum ve inceleme yapma cesaretini ancak kendimde buldum. Adından da anlaşılacağı üzere, genç kızları baştan çıkarma ustası olan bir delikanlının günlüğü bu kitap. Hikaye çok iyi, anlatım çok iyi, yazma tekniği zaten tartışılamaz. Narsistik bir sosyopatın duygularını, dürtülerini, amaçlarını, hareketleri altındaki gizli niyetlerini o kadar açık seçik anlatmış ki Kierkegaard, bazen "acaba bunu öğrenmesem daha mı iyiydi?" dedirtti bana. Aslında böyle insanları tanırız, görürüz, biliriz ama bu kadar sadistçe bir kötülüğün iç yüzünü görmek, beni bir miktar tiksindirdi. Johannes (baştan çıkarıcı), Cordelia adlı genç kızımıza aşık olduğunu iddia ediyor. Onu baştan çıkarıp kendine aşık edene kadar, kendi sapkın tarzında çeşit çeşit senaryolarla kızı manipüle ediyor. Sonra yine aynı tarz senaryolarla kızın ondan ayrılmasını sağlıyor. Neyse daha fazla anlatmayayım. Şöyle söyleyeyim; Johannes'in sadistçe bir zevk alarak oynadığı oyun, bir örümceğin sabırla ördüğü mükemmel ağına benzetilebilir. Zira Johannes de avının ağına düşmesini bekleyen bir örümcekten farksız. Halbuki dışardan bakıldığında son derece sevimli ve normal bir erkek portresi çiziyor. Hatta biraz fazla aşık.. Sanırım beni en çok sinirlendiren bu oldu. İnsanoğlu bu kadar iyi rol yapamamalı bence. Bu hiç adil değil. İyi niyetli ve sevgiye inanan insanlara haksızlık bu. Zevkle okunacak akıcı bir kitap. Beni rahatsız eden tek şey bir sadistin beyninin içinde olmaktı. Zira o derece gerçekçi bir anlatım var. Genç kızlara tavsiyemdir. Okuyun.. Erkekler okumasın. Kötü örnek, örnek oluyor sonra.. (Melike)
***** Sen bir insanı kandırmada öylesine ileri gittin ki benim için her şey haline geldin; ben de artık tüm zevklerimi senin kölen olmaya dönüştüreceğim— seninim, seninim, seninim ben, senin başının belası. Cordelia’n ***** Yukarıdaki cümleleri okuduktan sonra sizin aklınızda nasıl bir model canlanıyor bilmiyorum ama Cordelia'yı kendine bu derece bağlayan Johannes sadece entelektüel bir sokak serserisi. Hayat felsefesi dışında en büyük avantajı ise, Cordeia'nın genç ve bilgisiz olması. Kitap olay örgütünden ziyade günlük ve mektup şeklinde ilerliyor, zaman zaman felsefi ve mitolojik bilgiler asıl konunun dışına çıkmadan cümlelerin arasına ustalıkla eklenmiş. Bir kadını özel yapan masumiyetiyse bu kitap için bundan daha doğal bir sonuç olamazdı. Yalnız "masumiyetin erkekte olumsuz bir unsur" olması deyimine anlam veremedim. ***** Evet, artık bitti ve onu artık asla görmek istemiyorum. Bir kız her şeyini verdiği anda zayıftır, her şeyini yitirmiştir, çünkü erkekte olumsuz bir unsur olan masumiyet kadının tüm değeridir. ***** (Kübra《Muvahhide》)
'' Çok yakında benim olacaksın. Güneş keskin gözlerini kapatırken, tarih mazi olup mitler başlarken, o zaman yalnız pelerinimi değil, geceyi de bir pelerin gibi üzerime alacağım ve sana koşacağım... '' Ne kadar da aşık bi adam. Öyle değil mi? Maalesef değil. Bu sözleri kadını elde etmeden önce ona karşı sarfediyor.Tam istediği gibi ağlarını öyle güzel örüyor ki, sevgilisi Cordelia bunun farkında bile olmuyor. Böyle kafaya sahip bi insan olabilir mi? Bu soruya öyle güzel cevaplar veriyor ki Johannes, kendinizi sinirden tirnaklarinizi yerken buluyorsunuz. Elde etmek istediği kadını manipüle edip kendine aşık edene kadar yapmadığı oyun kalmıyor. Hatta Cordelia’ya aşık olan Edvard’a onu etkileyebilmesi için yardım ediyor ve dost oluyor. Varın siz düşünün, Cordelia için nasıl bi tuzak kurduğunu. Johannes bu kadar aşık gibi rol yaparken iken başlarda, kadını baştan çıkarınca şu sözleri kuracak kadar alçak olabiliyor ; 'Lakin artık her şey bitti, onu bir daha görmek istemiyorum. Her şeyi veren bir kiz zayıftır, her şeyi kaybetmistir; zira masumiyet erkek için olumsuz bir unsur, kadın için ise varlığının gehalt'ı*. (*değeri) (şule menekşe)
Baştan Çıkarıcının Günlüğü PDF indirme linki var mı?
Soren Kierkegaard - Baştan Çıkarıcının Günlüğü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Baştan Çıkarıcının Günlüğü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Soren Kierkegaard Kimdir?
Soren Aabye Kierkegaard (1813-1855), Danimarkalı filozof ve teolog.
Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din ve Tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi. Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi göz ardı eden bütüncüllüğünü de reddetti. Felsefesinde bireyi merkeze aldı.
Felsefesi
Kierkegaard, varoluşçuluğun öncülerinden sayılır.Varoluşçu felsefe bir bakıma her varoluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgürlüğü açısından varoluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefî sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan varoluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir.Varoluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı.Kierkegaard'ın felsefî sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür.Ona göre varoluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır.Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani varoluşa yönelmelidir.
Soren Kierkegaard Kitapları - Eserleri
- Baştan Çıkarıcının Günlüğü
- Korku ve Titreme
- Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
- Kahkaha Benden Yana
- Kaygı Kavramı
- Felsefe Parçaları ya da Bir Parça Felsefe
- Kendinizi Sevmeyi Unutmayın
- Hakikat Şaraptadır
- Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş
- Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir
- Aforizmalar
- Meseller
- Tanrı'ya İhtiyaç Duymak
- Tekerrür
- Evliliğin Estetik Geçerliliği
- Ya / Ya Da
- Etik-Estetik Dengesi
- İroni Kavramı
- Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine
- Müzikal Erotik
- Sevginin İşleri
- Günlüklerden ve Makalelerden Seçmeler
- Ölüme Götüren Hastalık
- Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme
- Toplu Eserler 1
- İtirazlara Cevaben Evlilik Üzerine Muhtelif Gözlemler-Bir Kocanın Kaleminden
- Dolayımsız Erotik veya Müzikal Erotik Evreler
- Kierkegaard Yazılarından Seçmeler
- Fear and Trembling and The Sickness Unto Death
- For Self-Examination
- Suçlu mu? Suçsuz mu?
- The Difference Between a Genius and an Apostle
- Aşk Eserleri
Soren Kierkegaard Alıntıları - Sözleri
- Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- "Her insanda, kendisine karşı tamamen şeffaf olmaktan bir derece alıkoyan bir şeyler var. Bu şeffaflıktan uzak olma, kişinin kendi dışında yer alan yaşam şartları yumağına açıklanamaz bir şekilde dâhil olması ve bu yüzden neredeyse kendisini açıklayamaz hale gelmesi ölçüsünde gerçekleşmektedir. Kendisini açıklayamayan kişi sevemez ve sevemeyen kişi tüm insanların en mutsuzudur. Ve sen aynı serkeşlikle kendini herkese karşı bir bilmece olma sanatında eğitiyorsun. Genç dostum! Peki ya hiç kimse senin bilmeceni çözme zahmetine katlanmazsa O zaman yaptığının ne zevki kalacak? Ama her şeyden önce kendin için, kendi kurtuluşun için bu vahşi kaçışı, içinde kabaran bu imha etme hırsını durdur. Senin yapmak istediğin bu; sen her şeyi yok etmek yaşama dair kuşku açlığını doyurmak istiyorsun. Kendini bu amaca göre yetiştiriyorsun. Zihnini buna göre eğitiyorsun. Memnuniyetle kabul edeceğin gibi, başka hiçbir şeyde iyi olmasan da bunda iyisin. Sana zevk veren her şey yaşamın etrafını yedi kez dolanıyor ve borusunu üflüyor ve böylece her şeyin tepe taklak oluyor ki senin ruhun huzur bulabilsin. Evet ne üzücü ki yankı yapıyorsun ve yankı ancak boşlukta işitilebilir." (Toplu Eserler 1)
- Asıl mesele kendimi anlamak, Tanrının gerçekten benden ne yapmamı istediğini görmek; asıl mesele, benim için doğru olan bir hakikati bulmak, uğrunda yaşayıp öleceğim fikri bulmak. (Kahkaha Benden Yana)
- Evlenirsen pişman olursun; evlenmezsen yine pişman olursun. Evlen ya da evlenme, ikisinden de pişman olursun. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Deliler ve gençler insan için her şeyin mümkün olduğunu düşünürler. Yanlış! (Korku ve Titreme)
- "Korkaklığın en korktuğu şey karardır, zira karar, bir anlığına olsun, sisleri daima dağıtır. Bu yüzden korkaklık en sevdiği düşüncenin ardına saklanır: Zamanın koltuk değneği. Korkaklık ve zaman acele etmemek için "Bugün değil yarın " demeye daima bir neden bulur. Oysa göklerdeki Tanrı ve ebediyet der ki : "Bugün yap. Kurtuluş günü şimdidir." (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
- Kendi olmayı istememek, kendi ben 'inden kurtulmayı istemek, ve bu da şu anlama gelmektedir; kendi olmanın umutsuz istenci. (Ölümcül Hastalık Umutsuzluk)
- . Aslında artık her şey için elkitapları var, yakın zamanda eğitim, tüm dünya çapında, az ya da çok sayıda ezbere yorumun öğrenilmesinden oluşacaktır. Baskı makinesinin mektupları tek elden çıkarması gibi, insanlar da muhtelif olguların arasından uygun olanı seçip çıkarma kapasitelerine bağlı olarak başarı gösterecekler, bu arada hiçbir şeyin anlamından haberleri olmayacak. . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
- Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Hayat nasıl da boş ve anlamsız. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- Aşk en üstün neşe olsa bile ondan vazgeçiyorum, birini gocundurmayı ya da kıskandırmayı istemeden; ve eğer aşk hayal edilebilecek en büyük faydayı bağışlama hali olsa bile bana onun için verilen fırsatı reddediyorum -fakat düşüncelerimi fahişeliğe sunmadım. (Kierkegaard Yazılarından Seçmeler)
- “Ben kendim için acı çekerken tutunacak bir şeyim olabilsin diye ızdırabın yoluna işaretler yerleştiririm, ama başkası için acı çektiğim vakit, yolumu kaybederim, zira başkasının aslında nerede olduğunu haliyle bilemem ve her an sil baştan başlamam, bir sonraki an herhangi bir şeyi es geçmemek için kabusuna dayanmak zorunda olduğum daha da korkunç bir ihtimali düşünebilmeye hazırlıklı olmam gerekir.” (Suçlu mu? Suçsuz mu?)
- “Oğul, babanın kendi yansımasını gördüğü bir ayna ve baba ise, oğulun kendisinin gelecekte ne olacağını gördüğü bir aynadır.” (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
- İnsan konuşabiliyor diye, tam da bunun içindir ki susabilmek bir hünerdir. (Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş)
- “sevgi her şeye inanır - ve yine de hiçbir zaman aldanmaz..” (Sevginin İşleri)
- Hiç kimse sahici ben olmaya cesaret edemiyor. Herkes bir tür "beraberlik" içerisinde gizleniyor. Duyarlı organların bedenden korunduğu ve nesnelerde doğrudan temas içinde olmayışı gibi biz sıradan insanlar da ebedi olana kişisel, dolaysız bir temasa girmeye korkuyoruz. Bunun yerine geleneklere ve başkalarının sesine bel bağlıyoruz. Hakikatin önünde bireysel sorumluluktan korunan bir yaşam süren bir numune ya da nüsha olmaktan memnunuz.. (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
- “Hayata bakışım tek kelimeyle anlamdan yoksun. Kötü bir ruh burnumun üzerine bir gözlük yerleştirdi herhalde, gözlüğün bir camı dev gibi büyütüyor, öbür camı aynı ölçüde küçültüyor.” (Ya / Ya Da)
- . Kendini kaybetmişleri veya her anlamda bütünüyle yoldan çıkmış olanları anmayacağım bile: Onlar para için köpek rolünü oynayanlardır... . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
- Belki de sana karşı aşırı derecede yumuşak sözlerle konuşuyorum. Belki de sana çok fazla katlanıyorum. Belki de tüm gururuna karşı üzerinde kullandığım otoriteyi artırmalıydım. Ya da belki seni bu konuya hiç katmamalıydım, zîra sen bir çok yönüyle tehlikeli bir kişisin ve bir kimse seninle ne kadar birlikte olursa, o kadar kötüleşir... (Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme)
- Herkes kendisi tarafından kandırılır. (Kaygı Kavramı)