Batan Güneş - Osamu Dazai Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Batan Güneş kimin eseri? Batan Güneş kitabının yazarı kimdir? Batan Güneş konusu ve anafikri nedir? Batan Güneş kitabı ne anlatıyor? Batan Güneş PDF indirme linki var mı? Batan Güneş kitabının yazarı Osamu Dazai kimdir? İşte Batan Güneş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Osamu Dazai
Çevirmen: Esin Talu Çelikkan
Yayın Evi: Olvido
İSBN: 9786056663741
Sayfa Sayısı: 128
Batan Güneş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Batan Güneş, "Doğan Güneşin Ülkesi" olarak bilinen Japonya'nın savaş sonrasına dair çarpıcı bir roman.
Hem hayatı hem de yazdıklarıyla Japonların en ilginç yazarlarından biri olan Osamu Dazai'nin en karakteristik eseri Batan Güneş; varoluş, birey ve toplum çatışması gibi sorunları unutulmaz karakterleri üzerinden ele alıyor. Arka planda savaştan çıkmış, sosyal düzeni, ekonomisi, insanları alt üst olmuş bir ülke; özelde ise dağılıp giden bir ailenin hüzünlü öyküsüdür anlatılan.
Esen Talu Çelikkan'ın Türkçeleştirdiği Batan Güneş, büyük trajedileri -Japon minimalizmine yakışır şekilde- sakin ve duru bir üslupla birleştiren, eşsiz bir roman...
Batan Güneş Alıntıları - Sözleri
- Yerinde söylenen bir söz, gümüş tepsi üzerinde sunulan altın elmalara benzer.
- Felsefe mi? Bir sürü yalan. İlkeler mi? Bir sürü yalan. Düzen mi? Bir sürü yalan. İçtenlik mi? Gerçek mi? Saflık mı? Hepsi yalan.
- Taze yumurta kolay kolay yanmaz. Bilmiyor muydunuz?
- Asla âşık olmamalısınız. Aşk size mutsuzluk verecektir. Sevecekseniz, yaşlandığınızda, otuz yaşını geçtiğinizde sevin.
- - Dünyayı tanımıyorum. ... - Ben de dedi. Onu bilip anlayan var mı diye düşünüyorum. Hepimiz, ne denli yaşlanırsak yaşlanalım, çocuk kalıyoruz. Hiçbir şey anlamıyoruz.
- "Savaştan söz etmekten nefret ediyorum. Korkunç bir felaketti."
- Bir kitapta Fransa'da krallık döneminde saraylı kadınların saray bahçesinde ya da saray koridorlarında eteklerini kaldırıp rahatlamaktan hiç çekinmediklerini okumuştum.
- Ah, hayat çok acı, doğmamış olmak yeğdir inancı meğer ne kadar doğruymuş!
- Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içindeyiz ama bu duyguların tümü, vaktimizin ancak yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuzu ise beklemekle geçer. Ben de bekliyorum...
- Olmadığın biri gibi davranınca soylu değil, acınası yalancının teki olursun.
Batan Güneş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
yaşamak eşittir intihar: Japon edebiyatından okuduğum ilk kitap bu kitap oldu. Nedendir bilmem kitap duygularımı çok iyi tanıtmış. İntihar etme , yok olma düşüncesi beni sarıp sarmalamışken. yazar/i9156 nin Batan Güneş kitabı elime geçti ve düşüncelerimi en iyi anlayan oldu. Hayatımın , kalbimin çığlıklarını en iyi şekilde anlattı. Ama hayata karşı göğüs germem gerektiğini de bana hatırlattı. (nymph)
Osamu Dazai, benim 2020'de tanıştığım bir yazar. 2. Dünya Savaşı sonrası Japon toplumunu ve ahlaki değişimi romanlarında sık sık işleyen yazarın bu kitabında otobiyografik olduğunu düşündüğüm birçok fikir var. Yazarın kendisi de alkol ve madde bağımlılığıyla boğuşmuş ve fırtınalı bir aşk hayatı yaşadığı metresiyle 39 yaşında intihar etmiş. Kazuko romanın baş karakteri. 19 yaşında kardeşinin madde bağımlılığı ve borçları yüzünden eşiyle boşanıyor. Bebeği ölü doğuyor. Önce babasını kaybediyor, sonra annesi hastalanıyor ve günleri sayılmaya başlanıyor. Gençliğinden itibaren soyluluklarına ait tüm varlıkları eriyip giderken Kazuko son çare olarak kardeşinin yazar arkadaşı Bay Uehara'ya metres olabileceğini düşünmeye başlıyor. Kazuko'nun kardeşi Naoji bana Osamu Dazai'nin kendinden yoğun izler taşıdığı izlenimini verdi. Son 3 yıldır Japon edebiyatından farklı isimler okumaya çalışıyorum ancak bu yazarlar içinde Osamu Dazai beni en çok hüzünlendiren isim. Kendiyle savaşı hiç bitmemiş, çevresinde neredeyse hiç anlaşılamamış,ahlak kurallarına boş vermiş, yalnız bir ruh olduğunu düşünmüş, düşündükçe sık sık delirmenin eşiğine gelmiş zor zamanların zorluklarıyla sınanmış çılgın bir adam... Ben genelde kitap okurken sadece yazılanlarla yetinmem. Kendi hayal gücümle kurduğum sahnede tüm rollere ek sahneler ve alternatif yaşantıların olduğu paralel evrenler oluştururum. Yeri gelir kendimce o role uygun oyuncu bile bulurum O yüzden özellikle bizimkinden farklı kültürleri tanımak ve anlamlandırmak adına ortaya koca bir prodüksiyon çıktığı olur. Bu kitapta da öyle oldu. Sadece okumadım, kendi sahnemde diğer kitaplarının da eklenmesiyle bu kitabı değerlendirdim. Ve oldukça samimi, duygusal bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Yılan metaforu enfesti. İçerdiği varlık felsefesine dair kısa kısa birkaç görüş dönemine göre dozunda ve yeterliydi. Varoluşçu psikolojinin de etkisi seziliyordu. Bu uzun yorumu okuduysanız biraz da alıntı ekleyeyim : Serserilerin işi zordur. Güzel olanlar genç ölür. Anne güzel. Ama ben daha çok yaşamasını istiyorum. Yaşamaya devam etmem gerek. Çocukça da olsa artık boyun eğerek yaşayamam. Bundan sonra dünya ile savaşmalıyım. (Ceylân)
Kazuko, abisinin madde bağımlılığı ve borçları yüzünden kocasından boşanıyor ve düşük yapıyor. Boşanmadan sonra annesine bakmaya başlayarak abisinin savaştan dönmelerini bekliyorlar. Kazuko ve ailesi soylu bir aileden gelmelerine rağmen savaş sonrası Japonya’da yaygınlaşan yoksulluk, umutsuzluk ve ızdıraptan onlar da nasiplerini alıyor ve evlerini satıp başka bir yere yerleşip kendi kendilerine geçinmeye çalışıyorlar. Kazuko’nun kardeşi Naoji, aslında Osamu’nun kendisi. Naoji’yle kendi varoluş felsefesini, boğuştuklarını anlatmaya çalışırken kitabın sonundaki Naoji’nin intihar mektubuyla da Osamu kendi intiharını da haber etmiş bizlere… Kitabı yazdıktan bir yıl kadar sonra intihar etmiş çünkü Osamu da. Bu intihar mektubu beni bu kısacık ama dolu dolu olan kitapta en çok etkileyen ikinci şeydi. Mektubun sonlarına doğru artık tutamamıştım kendimi ve ağlamıştım. En çok etkileyen şey ise şimdiye kadar okuduğum tüm Japon edebiyatı kitaplarından ziyade ana karakterinin güçlü bir kadın olmasıydı. Kazuko’nun her şeye rağmen çok güçlü bir duruşu var ve bir kadın olarak tüm aileyi geçindirmeye çalışması özellikle dönemin Japonya’sında, etkileyici ve ilham vericiydi. Çok güzel cümleleri de var gerçekten insanın içine dokunan ki zaten post itlerle doldurdum bu 120 sayfalık kitabı. Kesinlikle öneririm ama belki bundan önce İnsanlığımı Yitirirken’i okumak Osamu’yu anlamak ve tanıma adına daha faydalı olabilir. He bir de bu kitabın Fransızcadan çevrilmiş olmasını aşırı saçma buldum, orijinal dilinden çevrilse daha iyi olurmuş ki hatalar da bariz göze çarpacak şekilde. Umarım başka bir yayınevinden orijinal dilinden çevrilerek de basılır ve daha çok okuyucuya ulaşır. (aynur derin danacı)
Batan Güneş PDF indirme linki var mı?
Osamu Dazai - Batan Güneş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Batan Güneş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Osamu Dazai Kimdir?
Takma adı Osamu Dazai olan ve bu isimle daha iyi tanınan Şuji Tsuşima, 1909'da Tsugaru Yarımadası'nın merkezi yakınlarında küçük bir kasaba olan Kanagi'de dünyaya geldi. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkan Dazai gençliğinde yazar olmaya karar verdi. Yirmi yaşında Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı Bölümü'ne kaydını yaptırdı. 1935'te kısa hikayeleriyle ve 1936'da ilk romanı ile (Bannen- Alacakaranlık Yılları) Akutagava Ödülü'ne aday gösterildi. Ödül başka yazarlara verilse de Dazai'nin ünü yayıldı. Bunu takip eden on yılda otuzu aşkın edebi ve otobiyografik eser yayımladı (1944 basımı Mor Bir Serserinin Gezi Notları da dahil). Dazai'nin en iyi eserleri savaşın hemen sonrasına rastlar: 1947'de Şayo (Batan Güneş-YKY 1993), 1948'de Ningen Şikkaku (Artık İnsan Değil).
Hayatının büyük bölümünü intihar takıntısıyla geçiren Dazai, 1948'de metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etti. Ama ölümünden kırk yıl sonra bile Japonya'da hâlâ ilgi gören bir yazardır.
Osamu Dazai Kitapları - Eserleri
- İnsanlığımı Yitirirken
- Batan Güneş
- Öğrenci Kız
- Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler
- Mor Bir Serserinin Gezi Notları
- Buruk Ayrılık
- Koş Melos!
Osamu Dazai Alıntıları - Sözleri
- Ah, hayat çok acı, doğmamış olmak yeğdir inancı meğer ne kadar doğruymuş! (Batan Güneş)
- Ağlamayı deneyeyim dedim. Nefesimi tutup gözlerim kanlanınca biraz gözyaşı akar diye düşündüm ama olmadı. Belki de artık gözyaşları olmayan bir kızım. (Öğrenci Kız)
- Asla âşık olmamalısınız. Aşk size mutsuzluk verecektir. Sevecekseniz, yaşlandığınızda, otuz yaşını geçtiğinizde sevin. (Batan Güneş)
- evden çıktığımda o kadar gerilirdim ki dünya gözlerimin önünde bir o yana bir bu yana savrulurdu, belki nehri o kadar uzak görmemin nedeni de buydu. (Mor Bir Serserinin Gezi Notları)
- “Ah, bu dünya yalnızca insanların anlamsızca acı çektiği bir yer.” (Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler)
- Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içindeyiz ama bu duyguların tümü, vaktimizin ancak yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuzu ise beklemekle geçer. Ben de bekliyorum... (Batan Güneş)
- "Savaştan söz etmekten nefret ediyorum. Korkunç bir felaketti." (Batan Güneş)
- "Tek bir büyük tepsiye sahip olmaktansa birçok küçük tepsiyi üst üste dizmeyi bil" (Buruk Ayrılık)
- Felsefe mi? Bir sürü yalan. İlkeler mi? Bir sürü yalan. Düzen mi? Bir sürü yalan. İçtenlik mi? Gerçek mi? Saflık mı? Hepsi yalan. (Batan Güneş)
- Eh, işinin erbabı bir adam olsa gerek benim öylesine beceriksizce verdiğim yanıtları ustalıkla derlemiş ve ilginç bir yazı haline getirmişti. (Buruk Ayrılık)
- Sanki bir şeyler eksikmiş hissi veren bir sessizlik. (Buruk Ayrılık)
- Adalet ömrün kumpası derler Öyleyse kanla boyanan savaş alanında Suikastçının kılıcı ucunda Adaletin nesi vardır? (İnsanlığımı Yitirirken)
- "Bir avuç kişiye verilmesi gereken eğitimin genele uygulanması da korkunç geliyor. Okulda verilen ahlaki eğitimle, dünyanın kuralları arasında bir uçurum olduğunu büyüdükçe daha iyi anladım." (Öğrenci Kız)
- Böylece, sonra (yazarken çok fazla böylece, sonra kullanıyorum, değil mi? Bu durum kafası çalışmayan erkeklerin yazdıkları metinlere has bir özellik olsa gerek. Beni de rahatsız ediyor ama ister istemez yazıverdiğim için uğraşmayı bıraktım) -böylece, sonrasında âşık oldum. (Koş Melos!)
- And how futile it all is. (Koş Melos!)
- Bir kitapta Fransa'da krallık döneminde saraylı kadınların saray bahçesinde ya da saray koridorlarında eteklerini kaldırıp rahatlamaktan hiç çekinmediklerini okumuştum. (Batan Güneş)
- Şu an ben ne mutluyum ne de mutsuz. Sadece her şey geçip gidiyor. Benim şimdiye kadar pandomim sayesinde yaşamayı sürdürdüğüm bu “İnsan” dünyasında, gerçek olduğunu düşündüğüm tek şey bu. Sadece her şey geçip gidiyor. (İnsanlığımı Yitirirken)
- "Seçilmiş olmaktan, büyük heyecan ve korku duyuyordu." (Verlaine, Sagesse) (Mor Bir Serserinin Gezi Notları)
- Taze yumurta kolay kolay yanmaz. Bilmiyor muydunuz? (Batan Güneş)
- Sabahları insanın zinde olduğu söylenir, yalan.Sabahlar gridir. (Koş Melos!)