Batılılaşma İhaneti - D. Mehmet Doğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Batılılaşma İhaneti kimin eseri? Batılılaşma İhaneti kitabının yazarı kimdir? Batılılaşma İhaneti konusu ve anafikri nedir? Batılılaşma İhaneti kitabı ne anlatıyor? Batılılaşma İhaneti PDF indirme linki var mı? Batılılaşma İhaneti kitabının yazarı D. Mehmet Doğan kimdir? İşte Batılılaşma İhaneti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: D. Mehmet Doğan
Yayın Evi: Yazar Yayınları
İSBN: 9789944061018
Sayfa Sayısı: 180
Batılılaşma İhaneti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Batılılaşma İhaneti ilk defa 1975 yılında yayınlandı. O tarihten bu yana devamlı ilgi odağı olan ve sürekli basılan bu kitap, geniş bir okur yazar kitlenin düşünce ve tavırlarının oluşumunda, en azından çağdaş tabulardan kurtulmasında müessir rol oynadı. Batılılaşma İhaneti esas itibarıyla yakın tarihe yönelik bir meydan okumadır. Kitabın otuz küsur yıldır azalmayan bir ilgiye mazhar olması şüphesiz öncelikle ele aldığı konunun aktüalitesini yitirmemesinden kaynaklanıyor. Fakat sırf konunun güncelliği böyle bir sonuç doğurmaya yetmez. Ele aldığı hususları cesaretli değerlendiriş biçimi ile birlikte, vardığı sonuçlar da ilginin sürekliliğini sağlamıştır. Yazarı kitabın gördüğü ilgiyi, en çok maşeri vicdana, kamunun hislerine tercüman olmasına bağlamaktadır. Bir mağlubiyetin ideolojisi olan "Batılılaşma"nın doğru değerlendirilebilmesi için Batılılaşma İhaneti mutlaka okunmalı...
(Arka Kapak)
Batılılaşma İhaneti Alıntıları - Sözleri
- Kur'an'la devlet idare etmek zaruridir!
- Bildiğim kadarıyla «dil devrimi» Türkiye'den başka yerde yaşanmadı. Türkiye'de yaşanmasının çeşitli sebepleri var. Yani bu bize mahsusluk kendimize has olmamızdan ileri geliyor! Batılılaşma İhâneti'nin bir bölümünde bu sebepler üzerinde duruluyor. O yüzden tekrara düşmeden şöyle söyleyebiliriz: Türkiye İslâm dünyası içinde özel bir konuma sahip olduğu için böyle bir devrime mâruz kalmıştır. İslâm topluluklarıyla kesişme alanı çok bir Türkiye, hiç bir zaman istenmedi, en çok da kültürel konular sözkonusu olduğunda istenmedi. Hâlâ «Arapça»> korkuları, «irtica» ürküntüleri varsa bundandır.
- "Her değişikliğin iyilik işareti olduğu inancı taşımak, acayip bir düşünce ve gaflettir. Çünkü gerileme ve çöküşler de ancak örf ve adetlerin değişmesiyle olur." Said Halim Paşa
- İnsan hafızası zayıftır. Hele teknolojinin tahrip edici tesirleri dikkate alınırsa, geçmişle ilgili bilgileri insanların hafızalarında değil, tarih kitaplarında aramak yerinde olacaktır.
- Dış siyasetle ilgili en sert tenkitler Lozan Antlaşması'nın müzakereleri sırasında yapıldı. I. Türkiye Büyük Millet Meclisi kadrosu antlaşmayı kabule yanaşmayınca, Meclis üyeleri yenilenmiş ve 50 yıllık statik Türk dış siyasetinin en önemli belgesi olan Lozan Antlaşması böylece tasdikten geçmiştir.
- Tarihimizi 50 yıla sınırlayanlar -şaşırtıcı bir durumgeçmişimizi en az 5.000 yıl öncesine götürmek isteyenlerden başkaları değildir. Etidir, Helendir, Sümerdir, fakat her halde Orta Asya'dır, mecmuu en az beş bin yıllık tarih,
- Her milletin kendine has fikirleri ve hisleri olmasaydı içtimaiyat ilmi (sosyoloji), hayvanat ilmi (zooloji)ile garip bir şekilde iç içe bulunurdu. Bunun içindir ki başka milletlerin tecrübelerinden istifade etmeye kalkışan bir milletin tamiri imkansız birtakım hatalara düşmemesi güçtür. | Said Halim Paşa
- Yarınki Türkiye'nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli lâkin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir. Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükâfatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir. | Nurettin Topçu
- Batı hayranlarının hâli, hastalıklardan korunmak ve tam bir sıhhate sahip olmak arzusu ile tıp kitapları okuyan bazı kimselere benzer. Bunlar sonunda, kendilerinin bütün hastalıklara tutulmuş oldukları vehmine düşerek, hayatı mecburen katlandıkları tahammül edilmez bir yük, çaresiz ve uzun bir ızdırap olarak görmeye başlarlar.
- Yağmurlu bir kasım sabahı ailesi efradıyla helâlleşerek Gülhane Hattı Hümayunu'nu okumaya giden < Reşit Paşa, elindeki padişah fermanının İngiltere'deki elçiliği sırasında, Dışişleri Bakanı Palmerston tarafından teklif ve telkin edilen ıslahatlarla ilişkilerini (benzerliklerini hatta aynılıklarını demek daha doğru) bilmenin korkusu içinde olsa gerektir. Aynı Reşit Paşa, Batı'nın sömürgeleştirme emellerine en geniş ölçüde hizmet eden 1838 imtiyazıni İngilizlere, devleti kurtarma hayalleri içinde vermişti.
Batılılaşma İhaneti İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Atatürkün Dil çalışmalarını ele alan ve bizzat el yazısıyla yazılmış dil çalışmalarını görünce (ki yaklaşık 300 sayfadır) çok gereksiz bir kitap olduğunu anladım. bu kitaba harcadığım zamana yazık.... Yalan ve palavra dolu... (Beyza Ermelek)
Batılılaşma İhaneti PDF indirme linki var mı?
D. Mehmet Doğan - Batılılaşma İhaneti kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Batılılaşma İhaneti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı D. Mehmet Doğan Kimdir?
Ankara Kalecik’te doğdu (1947). Ankara Üniversitesi Basın ve Yayın Yüksekokulu’ndan 1972 yılında mezun oldu.
Türk Tarih Kurumu Yeni Türkiye Araştırma Merkezi’nde (1972-1974), Dergâh Yayınları’nda (1975-1977), TRT'de (1977-1978) çalıştı. Türkiye Yazarlar Birliği’nin kuruluş çalışmalarını yürüttü ve Birlik Yayınları’nı kurdu. 1980’de Kültür Bakanlığı sinema dairesinde sözleşmeli film yapımcısı ve senaryo yazarı olarak çalışmaya başladı. Film Denetleme Kurulu üyeliği yaptı. Zaman gazetesinin yayın kurulunda yer aldı ve bu gazetede “Kimlik” başlığı altında günlük yazılar yazdı. (1986-1987) Yörünge dergisinde haftalık yazılar yazdı (1991-1992). Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yazarlık dersleri verdi (1991-1993). Vakit (Akit) gazetesinde günlük yazılar yazdı (1994-1996) ve Birlik Medya A.Ş.’nin Genel müdürlüğünü yaptı (1994-1996). TBMM tarafından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine seçildi (1996-2005).
Hareket, Türk Edebiyatı, Mavera, İslâm, İlim ve Sanat, İzlenim ve Nehir dergilerinde yazdı. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi ve Türk Aile Ansiklopedisi’nin yayınını yönetti. Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın kurucularından olan Doğan, uzun süre Türkiye Yazarlar Birliği’nin genel başkanlığını yürüttü (1978-1996). 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Ödülleri'nde "edebiyat" dalında ödüle layık görüldü. Hâlen Karar gazetesinde köşe yazıları yazmaktadır.
Eserleri
Büyük Türkçe Sözlük
Batılılaşma İhaneti
Dil Kültür Yabancılaşma
Türkistan Türkiye Gergefinde İran
Darbeler Müdahaleler ve Siyasi Sistem
Camideki Şair: Mehmet Akif
Halka Karşı Demokrasi
Tarih ve Toplum
Bir Lügat Bulamadım
Devlet Sözlük Yazar mı?
Bir Savaş Sonrası İdeolojisi Kemalizm
Kültürel Savaş ve Savaş Kültürü
İletişim veya Dehşet Çağı
Kitaplık Kılavuzu
Türkendülüsiye-Hilal Operasyonu
Yüzyılın Soykırımı
Türk Kimliğinin Coğrafyaları
Son Darbe Ergenekon
Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş
İslam Şairi İstiklal Şairi Mehmet Akif
Ömrün Ankara-Bir Ankara Şehrengizi
Kelimelerin Seyir Defteri
Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu
Neden Klasiklerimiz Yok?
Ortadoğunun Türkçesi
Mehmed Âkif: Çanakkaleden Sakaryaya
Söz Okyanusunda Yolculuk
Millî Mücadele'nin Zaman Akışı
D. Mehmet Doğan Kitapları - Eserleri
- Batılılaşma İhaneti
- Yüzyılın Soykırımı
- Dil, Kültür, Yabancılaşma
- İki Yol Açıcı: Nureddin Topçu ve Necip Fazıl
- Kelimelerin Seyir Defteri
- İstiklal Savaşı'nın Örtülen Tarihi
- Camideki Şair Mehmed Akif
- İslam Şairi İstiklal Şairi Mehmed Akif
- Halka Karşı Demokrasi
- Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu
- Darbeler, Müdahaleler ve Siyasi Sistem
- Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş
- Türkçenin Cenaze Töreni
- İletişim Veya Dehşet Çağı
- Doğan Büyük Türkçe Sözlük
- Bir Lügat Bulamadım
- Bir Savaş Sonrası İdeoloji Kemalizm
- Neden Klasiklerimiz Yok?
- Tarih ve Toplum
- Milli Mücadele'nin Zaman Akışı
- Ömrüm Ankara
- Türkendülüsiye
- Türkistan Türkiye Gergefinde İran
- Ortadoğu’nun Türkçesi
- İstiklal Marşı: Bin Yılın Destanı
- Kültürel Savaş ve Savaş Kültürü
- Son Darbe Ergenekon
- Türk Kimliğinin Coğrafyaları
D. Mehmet Doğan Alıntıları - Sözleri
- Dile müdahale, günlük dili büyük ölçüde etkilemedi. Bazı kelimeler değişti, kullanılan kelime sayısı azaldı. Asıl ilim ve edebiyat dili zarar gördü. Birçok alanda terimler latince kökenli dillerden alınmaya başlandı. İlmi ifadenin netliği kay boldu, nesir akıcılığını yitirdi, şiir ise âhengini... (Kelimelerin Seyir Defteri)
- Meclis'te vekiller, Mustafa Kemal Paşa dâhil, " hilafet ve saltanat ile vatanın ve milletin kurtuluşu ve istiklâlinden başka maksat gütmeyecekleri" ne yemin etmişlerdir. TBMM'nin ilk işlerinden biri, Halife Padişah'a sadakat arz eden bir bildiri yayınlamak olmuştur. (Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş)
- Büyük Nutuk, en sıkı ATATÜRKçülerin dahi gerçek metninden okuyamayacağı bir tarih öncesi belge gibi. (Yüzyılın Soykırımı)
- Türkçe'nin dil devrimi ile sokulduğu yol ne yazık ki, batı dillerin boyundurluğuna girmek olmuştur. (Dil, Kültür, Yabancılaşma)
- “Dil devriminden sonra gramer dersleri kaldırılmıştı. Neredeyse on yıl bu derslerin hiç olmadığını düşünün. Bu gramersiz neslin bize neye mal olduğunu hesaplayın bakalım.” (Türkçenin Cenaze Töreni)
- Yönetimin bu sırada Sebilürreşad'a ihtiyacı kalmamıştır, çünkü zafer kazanılmıştır. Buna rağmen dergi zorluklarla katlanılarak çıkarılmaya çalışılır. Haftalık dergi aylık, iki aylık gecikmelerle yayınlanabilir. Bir sayısı Öğüt Matbaasında basılan dergi daha sonra Ali Şükrü Matbaası'nda basılmıştır. Mehmed Âkif'in Anadolu'ya birlikte geçtiği, muhalif mebuslardan Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey 27 Mart 1923'de Çankaya'nın Muhafız komutanı Topal Osman tarafından öldürülür. Yönetimin alacağı biçim kullanılan yöntemlerden anlaşılmaya başlanmıştır. (Camideki Şair Mehmed Akif)
- İslam etken tam manasıyla değerlendirilmeden Milli Mücadeleyi doğru olarak açıklamak mümkün olmaz (Camideki Şair Mehmed Akif)
- Dil, edebiyat, kültür hepimizin. Şu veya bu görüşe, akıma, ideolojiye göre sınırlanması kesinlikle kabul edilemez. (Yüzyılın Soykırımı)
- İngiliz temsilci Yarbay Rawlinson Erzurum'da Kâzım Karabekir'e " Cumhuriyet idaresine geçin, İstanbulu başkent olmaktan çıkarın, İngiltere size yardım edecektir " diyor. Rawlinson Lord Gürzon'a dayanarak şunları söylemiştir: Şimdiye kadar barış yapılmamasını sebebi, Türkiye'de kuvvetli bir hükümet bulunmamasıdır. Hakiki İngiliz dostu olacak simalarla anlaşmak istiyoruz. Endişemiz, Türkiye'nin yine birgün İngiltere'nin düşmanları tarafına geçivermesidir. Padişah bunu yapabilir. Artık Krallık ve imparatorluk modası geçmiştir... (Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş)
- Terakkiperver partinin kurucuları ve yöneticileri meçhul kimseler değildi. Yani onların mürteci olduklarına dair parti kuruncaya kadar bir belirti yoktu. Mesela partinin başkanı Kâzım Karabekir, Erzurum'da askerlikten istifa ettiğinde M. Kemal Paşa'ya bağılılıklarını arz ederek mücadelede önderliğini sağlayan kumandandı. Ali Fuat (Cebesoy) Mustafa Kemal Paşa'nın askeri liseden arkadaşı idi. Milli Mücadelenin ünlü kumandanlarındandı. Rauf Bey (Orbay) Hamidiye Kahramanı, eski Bahriye Nazırı, Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıkarken Bandırma'ya çıkan ve Amasya'da buluşan iki örgütcüden biri. Lozan Müzakeleri sırasında Başbakan'dı. Refet Paşa Mustafa Kemal'le birlikte Samsun'a çıkan kumandanlardandı. Milli Mücadele'de Güney Cephesi kumandanlığı yapmıştı. Kurtuluştan sonra Ankara hükümetinin temsilcisi olarak İstanbul'a askerleriyle girmişti. Partinin diğer isimlerini saymaya veya tafsil etmeye gerek yok sanırım... Diğer isimleri de gözönünde bulundurarak söyleyeceğimiz şudur: Bu partinin kurucuları ve yöneticileri daha önceki hayatlarında hiç bir şekilde gericilikle itham dahi edilmemiştir. Buna karşılık, 17 Kasım 1924'de kurulan, 5 Haziran 1925'de kapatılan partinin kapatılma gerekcesi elbete irticadır... (Türkendülüsiye)
- Hiçbir savaşın sonucu önceden kesin olarak kestirilemez, zayıf görünen güçlerin kazandığı savaşlar da az değildir. Fakat, Yunanistan'ın Anadolu'da nihaî zafer kazanması ihtimali, batılı müttefikleri tarafından dahi hiçbir zaman varid görülmemiştir. (Türkiye Cumhuriyeti Tarihine Giriş)
- Temelin üstünü tamamlamak okuma cehdini sürdürmekle sağlanır. Yapı ancak o zaman tamamlanır. (Neden Klasiklerimiz Yok?)
- Orospu: Nikah bağı bulunmayan erkekle cinsi münasebette bulunan kadın, fahişe, zaniye (1) Ahlaksız kadın (2) Orospu kasığında yatmış: (hakaret) Piç (Doğan Büyük Türkçe Sözlük)
- Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal'in kendisini ziyarete gelen Balıkesir heyetine direnmelerini tavsiye etmesi. "Biz sizi ayaklanmaktan men edici emirler veririz, çünkü tazyik (baskı) altındayız. Siz bize dahi isyan ediniz. Milli Müdafaa bir milletin en kutsal hakkıdır". (R.. Apak, İstiklâl Savaşında Garb Cephesi Nasıl Kuruldu, 52). Ali Kemal daha sonra Ayvalık'ta Yunan kuvvetlerine karşı direnenlere "aşkolsun yiğitlere!" der. (Milli Mücadele'nin Zaman Akışı)
- Damia: Göz yaşı gibi damla damla kan sızdıran yara. (Doğan Büyük Türkçe Sözlük)
- Aberasyon: Sapma, sapınç, inhiraf, dalalet (Doğan Büyük Türkçe Sözlük)
- Tevdî (etmek): Emanet olarak bırakmak, emanet etme (1) Teslim etme (2) Veda etme (3) (Doğan Büyük Türkçe Sözlük)
- Kur'an'la devlet idare etmek zaruridir! (Batılılaşma İhaneti)
- Atatürkün dil devrimini başlattığı doğru fakat başlangıçtaki şekliyle sürdürülebilir bulmadığı da doğru. Nitekim sağlığında mutedil bir yola girilmişken, ölümünden sonra onun adı kullanılarak dil devrimi şiddetlendirilerek sürdürülmüştür. (Yüzyılın Soykırımı)
- Kişileri efsaneleştirmek, etrafında gelişen olayları kutsamak ve dokunulmazlaştırmak, “kült”leştirmek yeni bir şey değil. 20. yüzyılda bütün totaliter (faşist-komünist) idareler bunu son haddine kadar yapmışlardır. Bunun için muhtelif seviyede teşkilatlar, hatta bakanlık kuranlar olmuştur. Bazıları açıkça adını koymuş, “propaganda bakanlığı” demiş, bazıları bu kadar açık yürekli olamamıştır. Netice olarak, 20. yüzyılın seri üretim yalanları ve efsaneleri, 21. yüzyıla devredememiştir. (Kuzey Kore hariç elbette! Bugün de bu ülkede ölü bir lidere tapınılmaktadır!)3 Türkiye’de, 20. yüzılın başında İttihatçıların efsane ve yalan üretim merkezleri tarafından yürütülen propaganda faaliyetleri ile açılan yol, daha sonra da devam ettirilmiş; tek parti efsaneciliğinin en iptidaî örnekleri ders kitaplarına boca edilmiştir. Üreticilerinin ilk mektep ölçeğinde tasarladığı çarpıtmaların seviyesi, yarım asır sonra, 1980’lerde, yüksek Öğretime mecburî inkılâp tarihi dersleri konularak yükseltilmek istenmiştir. (Bir Savaş Sonrası İdeoloji Kemalizm)