Bayrağa Karşı - Jules Verne Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bayrağa Karşı kimin eseri? Bayrağa Karşı kitabının yazarı kimdir? Bayrağa Karşı konusu ve anafikri nedir? Bayrağa Karşı kitabı ne anlatıyor? Bayrağa Karşı kitabının yazarı Jules Verne kimdir? İşte Bayrağa Karşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jules Verne
Orijinal Adı: Face Au Drapeau
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9789752733671
Sayfa Sayısı: 319
Bayrağa Karşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir mucit olan Thomas Roch, Roch Patlayıcısı adını verdiği bir silah icat eder. Çok pahalı olduğu için, bu korkunç buluşunu devletlere satamaz. Ve silah Kötüler'in eline geçer... Dünya korkunç bir tehlikeyle karşı karşıyadır... Jules Verne, mühendis Simon Hart'ın notlarından hareketle, gizem ve dehşet dolu bir yolculuğa çağırıyor bizi...
Muhteşem hayal gücüyle hâlâ insanlığı şaşırtan Jules Verne, 2. Dünya Savaşı'ndan çok önce, teknolojinin aratacağı yıkımlara dair gerçekçi ve yıkım dolu bir öykü anlatıyordu. Nükleer ve kimyasal silahların cehenneme çevirdiği dünyamız yazık ki hâlâ yeni Hiroşimalar ve Nagazakiler görmeye çok uzak değil!
Bayrağa Karşı Alıntıları - Sözleri
- Hiçbir aydınlık yoktu.
- En iyisi uyumak; zira bedenim o kadar değilse de kafam çok yorgun, içimden durmaksızın saplantılı, çelişkili düşünceler geçiyor. Uyuyarak onları kafamdan silebilir miyim bilmem..
- Deliliğin aşırı ölçüde içe dönüklük olduğu söylenmişti; yani ruhun iç etkinliğe aşırı kapılması, dış etkilere yeterince ilgi göstermemesi hali.
- Oyle ki yurttaş kendisine ait olmadan önce ülkesine aittir
- Geleceğin bana neler hazırladığını kim bilir?.
- Demek ki beklemekten başka çare yok; beklemek, beklemek! Bu sözcük, sürekli yineliyorum, zavallı başımda bir çan sesi gibi çınlıyor!
- Aynı ırktan olmasalar da hırs ve içgüdü bakımından birbirlerine çok benziyorlar. Endişe verici yüz ifadeleri, kaba suratlar, yabani tipler! Sert karakterler... Bu, hemen görülüyor. Ne tutkularına gem vurmayı, ne de herhangi bir aşırılık karşısında kendilerini tutmayı asla öğrenmemişler.
- Kıyas kabul etmez güzelliklerine hayran kaldığınız zaman... Doğa hiçbir yerde böylesine cömert davranmamıştır...
- Öyle ki mutlu bir prenslik olan Monaco sakinleri bile bu denli dertsiz tasasız bir yaşamın tadını çıkaramazlar...
- "Delilikle dahiliğin çoğu kez birbirinin sınırdaşı olduğunu kim bilmez ki!"
- "Gelecek,hafif bir ışık halinde gözlerimde aydınlandı."
- " 'Asıl korsanlar',diye ekliyor,"beni dinlemek istemeden geri çevirenler...Haksızca davranıp beni bıktıranlar...Küçümseyerek,ıskarta mal gibi beni ezenler..."
- "Böylesi ahlaki bir yozlaşmışlık karşısında elim kolum bağlanıyor,bu kırgın insana,eylemlerinden sorumlu olacağının bilincinde olmayan bu ruha nasıl davranacağımı bilemiyorum."
- "Yıldırılan mucidin vatanı olmaz!...Nereye sığınmışsa,vatanı orasıdır!..."
- Delilikle dâhiliğin çoğu kez birbirinin sınırdaşı olduğunu kim bilmez ki!
Bayrağa Karşı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Jules Verne’nin çok önceden, daha olaylar olmadan yahut icatlar ortaya çıkmadan önce, pek çok icadı kitaplarında farklı isimlerle de olsa ele aldığını, bulunmasında öncülük ve pay sahibi olduğunu anlatmıştım. İşte o buluşlardan birini, belki de, bana göre, en zalimlerinden birini içeren bir eser. Thomas Roch adındaki bir mucit (gerçek hayatta Albert Einstein olarak değerlendirebilirsiniz, okudukça bu fikre daha yakın olduğunuzu hissedeceksiniz zannımca) kendi adını da taşıyan bir silah icat eder. Roch Patlayıcısı ki buna da sizler Atom Bombası gözüyle bakarak değerlendirebilirsiniz. Tabi olayların devamında silahı değerlendiremiyor, koruyamıyor ve silah kötülerin eline geçiyor. Tabi hikayenin ana fikrini değerlendirdikten sonra görüyoruz ki aslında daha ilk dünya savaşı çıkmadan ikinci dünya savaşının geleceği noktayı yazmış adam. Buna da hayran olmamak elde değil zaten ki Jules Verne’i Jules Verne yapan da kanımca budur zaten. Hepimize iyi okumalar, mutlu ve huzurlu akşamlar diliyorum.. (Sadık Kocak)
Spoiler içerir: Güçlü bir patlayıcının mucidi olan Thomas Roch, yeterli desteği ve patlayıcının satımı için gerekli parayı alamadığı için hem kendi ülkesine ( Fransa ) hem de bunu reddeden diğer ülkelere karşı kin besler. Bazı sağlık sorunları özellikle psikolojik sorunlar nedeniyle Amerika'da bir akıl hastanesine yatırılır. Gündelik konularda birçok şeyi unutup karıştırırken patlayisina ait hicbir bilgiyi unutmayan mucidimizin yanına bekçi verilir. Bu bekçinin adı Gaydon’du, sözüm ona Gaydon, aslında uzun yıllar bir kimyasal ürünler şirketinde çalışan Simon Hart adında Fransız bir mühendisti. Bir sabah hastaneye ünlü Ebba gemisinin sahibi Kont D’Artigas (gercekte deniz korsanı Ker Karreje) adında bir ziyaretçi gelerek Thomas Roch'u ziyaret eder ve o gece gizlice bekçiyle mucidi kaçırıp Bermuda adalarında Back-Cup lakaplı bir adanın yeraltı mağarasına götürür. Burada mucitten patlayıcının şifresini öğrenmeye çalışıp yeni patlayıcılar üretmesi için mucidi insanlığa karşı kin, nefret ve öfkeyle beslerler. Yalniz hesap edemedikleri bir durum yaşanır ve Fransa gemisinin de aralarında bulunduğu 5 savaş gemisi adaya saldırır çünkü korsanların yaptıkları kötü emelleri bir pusulanın içine koyup okyanusa bırakan bekçi Gordon'un mesajı yetkililerin eline ulaşır. Savaş başladığında mucidin hazırladığı patlayıcıyla ilk gemi batırılır fakat ikinci gemide dalgalanan Fransız bayrağını gören Thomas Roch'un milliyetçi duyguları kabarır ve bunu yapamayacağını, kendi ülkesinin gemisini batiramayacagini anlar. Adadaki mağaraya doğru gidince peşine takılan diğer korsanlar ummadıkları bir şeyle karşılaşırlar çünkü mucit patlayıcıyı mağarada parlatır. Tabi bekçi Gordon da adada bulunan diğer korsanların kaderini yaşar malesef. Tüm bunlar muhendis Simon Hart tarafından serüven boyunca yazılır. Kesinlikle okunması gerekir. (Esmer Bilen)
Oldukça güzel bir roman daha. Thomas Roch adında bir mucit Amerika'da akıl hastanesine yatırılmıştır ve hemşerisi olan Fransız mühendis Simon Hart da kimlik değiştirerek bekçisi olmuştur. Ancak bir kont onu ziyaret eder ve aynı gün ikisi de kaçırılır. Kont aslında deniz korsanı Ker Karraje'dir ve arkadaşları mühendis Serkö ve kaptan Spade ile birlikte mucitten tüm zamanların en güçlü patlayıcısının formülünü almaya çalışmaktadır. Simon mahsur kaldığı dönemde notlar tutar. Bermuda adalarında Back-Cup lakaplı bir adanın yeraltı mağarasında çalışmalar devam etmektedir. Ancak bir gün adaya saldırı başlar. Bir gemiyi meşhur patlayıcı ile yok ederler ancak ikinci gemi Fransız bayrağı açmıştır. Acaba Thomas kinini unutacak mıdır? Yoksa o gemiyi de yok edecek midir? Soluksuz okunan bir roman. (Serdar Poirot)
Bayrağa Karşı PDF indirme linki var mı?
Jules Verne - Bayrağa Karşı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bayrağa Karşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jules Verne Kimdir?
Jules Gabriel Verne (Fransızca telaffuz: [ʒyl vɛʁn]; d. 8 Şubat 1828 – ö. 24 Mart 1905), Fransız yazar ve gezgin.
Verne, Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile genellikle "Bilim kurgunun babası" olarak adlandırılır. Eserlerinde ayrıntılarıyla tarif ettiği buluşlar ve makinaların o sıralarda gelişmekte olan Avrupa sanayisi ve teknolojisine ilham kaynağı olduğu düşünülür. Özellikle uzay, hava taşıtları, denizaltılarhakkında yazmıştır.
Daha çok Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864) ve Seksen Günde Devr-i Âlem (1873) romanlarıyla tanınır.UNESCO’nun çeviri kitap veritabanına (Index Translationum) göre dünyada en çok çevrilen ikinci bireysel yazardır.
Hayatı
Çocukluğu
8 Şubat 1828’de Fransa'nın Nantes şehrinde doğdu. Varlıklı bir avukat olan Pierre Verne ile eşi Sophie Henriette Allotte de la Fuye’nin beş çocuğundan en büyüğüdür. Kış aylarında yoğun trafikli bir liman şehri olan Nantes’da; yaz aylarında ise Loire Nehri kıyısında yelkenlileri ve gemileri izleyerek geçirdiği çocukluğu, seyahat ve macera üstüne hayallerini ateşledi. 12 yaşında iken tayfalık yapmak üzere bir gemiye binip evden kaçmaya yeltenen Jules Verne’in, babası tarafından yakalanıp gemiden indirildiğinde “bundan sonra yalnız hayal dünyasında seyahat edeceğine“ dair ailesine söz verdiği rivayet edilir Bu hikayenin gerçekliği hakkında şüpheler vardır. Jules Verne'nin deniz ve macera tutkusunu kardeşi Paul de paylaşıyordu; Paul, sonunda bir deniz mühendisi oldu. Jules Verne ise kısa hikayeler ve şiirler yazmaya başladığı yatılı okul döneminin ardından 1846'da babasının işini devam ettirebilmek için hukuk öğrenimi görmek üzere Paris’e gitti.
Gençlik yılları
Jules Verne, Paris'e gittikten sonra kısa sürede hukuk diplomasını aldı ancak bu süre içinde edebiyat hevesinin hukuka ilgisinden daha büyük olduğunu farketti. Amcası aracılığıyla Paris edebiyat çevresi ile tanıştı. Şahsen tanıdığı Victor Hugo, Alexandre Dumas (oğul) gibi yazarların etkisinde tiyatro oyunları kaleme aldı; bohem bir hayat sürdürdü. Baba-mesleğini devam ettirmek yerine tiyatro ve edebiyata yönelmesine kızan babası maddi desteğini kesince geçimini yazarak karşılamak zorunda kaldı.
Yazarlığa, arkadaşı müzisyen Jean Louis Aristide Hignard ile birlikte tiyatro oyunları yazarak başladı. İlk tiyatro eseri 12 Haziran 1850'de sahnelendi. 1852-1855’te bir Paris tiyatrosunda sekreterlik yaptı; komediler, operetler yazdı; kısa hikâyeler kaleme alıp dergilerde yayınlatmaya başladı. Çoğu Paris’te çıkan “Musée des familles” adlı dergide yayınlandı. Amerikalı yazar Edgar Allan Poe'nın eserlerini okuduktan sonra onun büyük bir hayranı olan Verne, Poe etkisinde yazılar üretmeye başladı.
Bir gemi ile dünyayı dolaşmış olan Fransız seyyah Jacques Arago ile dost oldu. Bu dostluk ona, Paris’ten daha geniş ve ilginç dünyalar hakkında yazılar yazması için ilham verdi; Fransa dışına hiç çıkmamış olsa da hayal gücünü kullanarak başka dünyaları anlattı.
Evliliği, borsacılık yılları, ilk seyahatleri
1857’de iki kız çocuğu sahibi bir dul hanım olan Honorine de Viane More ile evlendi. Eşinin borsacı erkek kardeşinin etkisi ile Paris Menkul Kıymetler Borsası’nda brokerlik yapmaya başladı ama edebi çalışmalarına ara vermedi.
1859’da arkadaşı Aristide Hignard ile birlikte ilk defa Fransa’nın dışına çıkarak, Britanya Adaları’nı gezdi. Bu seyahatin notlarını “İskoçya Seyahati” adıyla romanlaştırdı. 1861 yazında aynı arkadaşı ile çıktığı İskandinavya Seyahati, eşinin doğum yaptığı haberinin gelmesi üzerine yarıda kaldı. Jules Verne’in, 5 Ağustos’ta dünyaya gelen oğullarına “Michel” adı verildi.
Balonla Beş Hafta
Verne, borsadaki işine devam ederken yirmiden fazla günlük gazeteyi, her türlü bilimsel yayınları okuyor; astronomi, meteoroloji ve fizyoloji alanlarındaki deneyleri, keşifleri yakından takip ediyor; coğrafya ile ilgileniyordu. Okuduklarına dayanarak o günlerde Avrupalılar için gizemli bir kıta olan Afrika’da balonla yapılan bir seyahat hakkında kitap yazmayı düşündü. O yıl Fransız fotoğrafçıNadar, adını “Dev” koyduğu bir sıcak hava balonu yapmaya çalışıyordu ve bu konu kamuoyunun çok ilgisini çekiyordu. Jules Verne, kitabı üzerinde çalışırken Nadar ile tanıştı; bu ilişki sayesinde romanı için gerekli teknik bilgileri edindi. Yazdığı roman, coğrafi gerçekler, bilimsel buluşlar ve hayal ürünü bir hikayeyi bir araya getiren yeni bir tür roman idi. “Balonla Beş Hafta” adlı bu eseri, daha sonraki çalışmalarında izlediği biçimin temelini oluşturdu.
Yayıncı Hetzel
Yayınlatmaya çalıştığı kitabı çeşitli yayıncılar tarafından reddedilen Jules Verne’in edebi kariyeri yayıncı Pierre Jules Hetzel ile tanıştıktan sonra başladı. “Balonla Beş Hafta”, 1863 yılında Hetzel tarafından yayımlandı ve bir anda büyük başarı kazandı.
Kitabın başarısından sonra borsacılığı bırakıp kendisini tamamen edebi çalışmalara veren Jules Verne, Hetzel ile bir sözleşme yaptı ve yirmi yıl boyunca her yıl iki cilt fenni roman veya daha kısa sürede 40 adet fenni roman yazmayı taahhüt etti. İlk olarak Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864), Aya Seyahat (1865), Ayın Etrafında (1870) adlı kitaplarını yayınladı. Kitapçı Hetzel, yazarla yaptığı ilk sözleşmeyi içine daha parlak şartlar koyarak beş defa tekrarladı.
Jules Verne, ömrü boyunca ardı ardına eser vermeyi sürdürdü. Yapıtları arasında Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Bir Gazetecinin Yolculuk Notları (1872), Seksen Günde Devr-i Âlem(1873), Esrarlı Ada (1875), Chancellor Kazazedeleri (1875), Michael Strogoff (1876), 15 Yaşında Bir Kaptan (1878) vardır.
Seyahatleri
Jules Verne, 1859 ve 1861’de arkadaşı Aristide Hignard ile yaptığı ilk yurtdışı seyahatlerinden sonra Nisan 1867’de kardeşi Paul ile birlikte Amerika kıtasına seyahat etti. Verne’nin bu seyahatinin 26 günü gemide geçmişti; sadece sekiz gününde New York’u ve Niagara Şelalesi’ni görebildi. Ancak bu gezisi, “Yüzen Şehir” adlı kitabına “Denizler Altında 20.000 Fersah” adlı romanındaki birçok fikre ilham sağladı.
Yazar, 1872’de eşinin doğduğu şehir olan Amiens’e yerleşti. Kitaplarından elde ettiği kazançla “St. Michel” adını verdikleri bir yat satın aldı ve kendi hayatında da kitaplarındaki gibi maceralar yaşamak üzere yatı ile seyahatlere çıktı. Seyahatleri yeni kitapları için ilham sağladı.
1872’de Londra ve Woolwich, 1871-1873 arasında yayıncısı Hertzel’in davetiyle Manş Adaları’na geziler yaptı, 1876’da İngiltere kıyılarını dolaştı.
1878’de yatı ile uzun bir geziye çıkarak Lizbon, Tanca ve Cebelitarık’ı dolaştı. 1881’de Hollanda, Danimarka, Almanya’yı ziyaret etti.
1884’te yeniden yatıyla Akdeniz gezisine çıkarak Cezayir, Malta, İtalya’yı dolaştı.
1883’te yayımladığı ve mekân olarak Osmanlı topraklarını seçtiği “İnatçı Keraban” adlı kitabındaki detaylı İstanbul tasvirlerinden ötürü yazarın Türkiye’ye de seyahat etmiş olduğu düşünülür ancak bunun da Verne’nin gerçekte hiç Türkiye’de bulunmadığı, bunun da onun hakkındaki efsane ve söylentilerden birisi olduğu söylenir.
Son yılları
1886’da evine döndükten sonra akıl hastası olan yeğeni tarafından vuruldu ve bu nedenle hayatının geri kalanında baston kullanmak zorunda kaldı; tedavi için sürekli uğraştı. 1887’de yayıncısı Hetzel’in ve ardından annesinin ölümü üzerine hayatının karamsar bir dönemine girdi.
1888’de siyasete atılan Jules Verne, Amiens belediye meclisinde görev aldı. Tiyatrolar, okullar ve şehircilik gibi kültürel sorunlarla ilgilendi. 1889’da Belediye Sirkini kurdu. 1892, 1896 ve 1900 dönemlerinde de Meclis üyeliğine yeniden seçildi.
İlerleyen şeker hastalığı sonucu 1902’de kısmen görme yeteneğini kaybeden yazar, 24 Mart 1905’te Amiens’teki evinde hayatını kaybetti. Amiens’te La Madeleine Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Ölümünden iki yıl sonra mezarının başına bir heykeli dikildi. Heykelde Verne, mezarında doğrulmuş, bir elini yıldızlara uzatır biçimde betimlenir.
Eserlerinin Türkçe yayınlanması
Jules Verne eserlerinin Türkçeye çevrilip yayınlanmasının geçmişi 1875 yılını bulur. Harf Devrimi’nden sonra eserleri yeni harflerle tekrar yayımlandı. En önemli Jules Verne çevirmeni, Ferid Namık Hansoy’dur. 1940’larda Jules Verne’in eserlerini çevirmeye başlayan Hansoy, yazarın elli eserini Türkçeye kazandırdı.
Yirminci Yüzyıl'da Paris
Yirminci Yüzyıl'da Paris romanı, kaleme alındıktan 130 yıl sonra yayımlanabilmiş bir eseridir. Verne, bu kitabı 1863 yılında kaleme almış ama yayınıcısı Hertezel, fazla karamsar olduğu gerekçesiyle yayımlamayı reddetmişti. Eserin kaybolduğu sanılan yazması, 1990’da ailesi tarafından eski bir sandıkta bulundu. Eser, 1994 yılında Fransa’da yayımladı ve büyük ilgi gördü.
Bilimkurgu yazarlığı
Jules Vernes ismi, kaynakların çoğunda Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile birlikte bilimkurgunun babası olarak anılıyor olsa da öykülerindeki ayrıntıları bilimsel gerçeklere dayanarak kaleme alındığı için Jule Verne’nin bilimkurgu yazarı değil, bilim yazarı veya teknoloji yazarı olarak anılması gerektiği iddia edilir.
Filme alınan eserleri
Verne'nin romanları, pek çok filme esin kaynağı olmuştur. Bunların başlıcaları şunlardır :
A Trip to the Moon (Aya Yolculuk), 1902, Georges Méliès
Vynález zkázy (Jules Verne’in Muhteşem Dünyası), 1958, Karel Zeman
20,000 Leagues Under the Sea (Denizler Altında 20.000 Fersah), 1954, Walt Disney
Journey to the Center of the Earth (Dünyanın Merkezine Seyahat), 1959, Henry Levin
Five Weeks in a Balloon (Balonda Beş Hafta), 1962, Irwin Allen
Jules Verne Kitapları - Eserleri
- Seksen Günde Dünya Gezisi
- Zacharius Usta
- Doktor Ox'un Deneyi
- Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 1. Cilt
- Dünyanın Merkezine Seyahat
- Ay'a Yolculuk
- Balonla Beş Hafta
- İki Yıl Okul Tatili
- Buzullar Arasında Bir Kış
- Esrarlı Ada
- Kaptan Grant'ın Çocukları
- On Beş Yaşında Bir Kaptan
- Dünyanın Ucundaki Fener
- Karpatlar Şatosu
- Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 2. Cilt
- Robensonlar Mektebi
- İnatçı Keraban 1. Cilt
- Yeşil Işın
- Ay'ın Çevresinde Seyahat
- 2890 Yılında
- Tuna Kılavuzu
- Güliver’in Gezileri - Dünyanın Ucundaki Fener
- Yüzen Şehir
- Macellanya
- Gezgin Cambazlar
- Buzlar Sfenksi
- Mişel Strogof
- Denizde Bulunan Çocuk
- Çin'de Bir Çinli'nin Başına Gelenler
- Esrarlı Ada
- Yirminci Yüzyılda Paris
- Piyango Bileti
- Begümün 500 Milyonu
- Kip Kardeşler
- Deniz Yılanı
- Altın Volkanı
- İnatçı Keraban 2. Cilt
- Bir Gazetecinin Yolculuk Notları
- Dünyanın Hakimi
- Madenin Esrarı
- Meteor Avı
- Göklerin Hakimi
- Jules Verne - Öyküler 1
- Ne Altı Var Ne Üstü
- Mihrace'nin Mirası
- Batık Gemi
- Bayrağa Karşı
- Wilhelm Storitz'in Sırrı
- Edom, Frrit-Flakk, Humbug
- Fatih Robur
- Kaptan Grant'in Çocukları 3. Cilt
- Livonya'da Bir Dram
- Cenup Yıldızı
- Clovis Dardentor
- Kaptan Grant'in Çocukları - 2. Cilt
- Elmas Avcıları
- Jangada
- Bayan Branican
- Mathias Sandorf
- İki Yıl Okul Tatili - Don Kişot
- Karanlık Ülke
- Chancellor
- Jules Verne - Öyküler 2
- On Beş Yaşında Bir Kaptan
- Üç Rus ve Üç Ingiliz'in Güney Afrika Serüvenleri
- Balonla Beş Hafta - Küçük Kadınlar
- Fransa'ya Doğru
- Jules Verne - Öyküler 3
- Araba ile Dünya Turu
- Chanteleine Kontu
- Budanın İntikamı
- Buzların Sfenksi
- Maymun İnsanlar
- Buzlar Arasında Bir Kış ve İki Öykü
- Uskurlu Ada
- Jules Verne Gençlik Dizisi - 10 Kitap
- Jules Verne Macera Dizisi - 10 Kitap
- Kürkler Ülkesi 2. Cilt
- Orinoko Nehri
- Dünyanın Keşfi
- Yaşama Tutkusu
- Serüven Nehri
- Gezgin Cambazlar - Robinsonlar Okulu
- Dönüşü Olmayan Nehir
- Buharlı Ev
- Kartal Yuvası
- Halifax Korsanları
- Yeryüzünün Tarihi
- Kürkler Ülkesi 1. Cilt
- Kaptan Hatteras'ın Maceraları 1. Cilt
- Kaptan Grant’ın Çocukları
- Esrarlı Olay
- Çılgın Madenci
- Küçük İrlandalı
- Yanardağ
- Afrika Ormanlarında
- Akdeniz Korsanları
- Dünyanın Keşfi
- Düşlerin Efendisi
- Afrika Serüveni
- Bozkırda yolculuk
- Kutup Harekatı
- Kaptan Hatteras'ın Maceraları 2. Cilt
- İskoçya Seyahati
- Twenty Thousand Leagues Under the Sea
- Arxipelaq Alovlanır - Klodius Bombarnak
- Robenson Amca
- Kuzey Güney Savaşı
- Adalet
- Alaska'dan Fransa'ya
- Güneş Sistemi'nde Seyahat
- Roma Kuşatması
- The Archipelago On Fire
- Raton Ailesinin Maceraları
- Define Peşinde
- Meçhul Düşman
- Meçhul Düşman
- Maceralı Yolculuk
- Orman Köyü
- Dünyanın Ekseni
Jules Verne Alıntıları - Sözleri
- İnanç her şeyden güçlüdür. (Piyango Bileti)
- "makam mevki, hepsi geçici. İnsan bunlara kendini kaptırmamalı." (Balonla Beş Hafta)
- "Kim bu adam sence? Nereli? İngiliz mi, Alman mı yoksa fransız mı..." (Göklerin Hakimi)
- "İnsan düşmanlarını yalnızca kötülük yaparak edinseydi, hayat gerçekten çok kolay olurdu..." (Güliver’in Gezileri - Dünyanın Ucundaki Fener)
- Neden olmayacak bir geleceğin hayalini kuralım ki ? Onun yerine yarından itibaren misafiri olacağımız öbür dünyayı düşleyelim ! (Ne Altı Var Ne Üstü)
- ...kadınlar her zaman biraz meraklıdır. (Kaptan Grant'ın Çocukları)
- "bir yikdiz göstermişler,onlara güneşle cevap veriliyordu." (Üç Rus ve Üç Ingiliz'in Güney Afrika Serüvenleri)
- “Ama her şeyin olduğu gibi bu yolculuğun da bir sonu olacak.” (Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 1. Cilt)
- Oh, şu kadınların geç kalma huyu yok mu! Her şey gelişip iyiye gidiyor, bunun dışında. (2890 Yılında)
- "Rahatça ulaştığımız bazı şeylerin kıymetini bilemiyoruz..." (Balonla Beş Hafta)
- Sözünü tutmak için hiçbir girişimde bulunmuş muydu acaba? (Buzlar Sfenksi)
- "Deli gibi sev, ama akıllı gibi evlen!" (Yirminci Yüzyılda Paris)
- "İnsanın en büyük düşmanı kendisidir." (İki Yıl Okul Tatili)
- “İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.” (Jules Verne - Öyküler 1)
- Şiddetli acıların ilhamıyla herkes birden çok dilli olabiliyormuş. (Dünyanın Merkezine Seyahat)
- ..bir dostun öldüğünü gördüğün yeri üzüntü duymadan terk edemezsin. (Buzullar Arasında Bir Kış)
- "Kendi hizmetimizde görmeye alıştığımız bir Ay'ın zavallı hizmetkârları olmak. İşte bizi bekleyen gelecek." (Ay'ın Çevresinde Seyahat)
- Rastlantı eseri doğmuş, hasbelkader büyümüştü ve tesadüfen yaşamaya mahkûmdu! (Mathias Sandorf)
- "Ne tanrı ne de efendi!" (Macellanya)
- Rastlantıların bizi birbirimize yaklaştırdığı o gün, ansızın, içten gelme bir yakınlıkla size doğru sürüklendiğimi de unutmuş değilim... Tüm bunların boşuna olması insana olmayacak şey gibi görünüyor şimdi! (Batık Gemi)