diorex
Dedas

Bedel - Tufan Gündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bedel kimin eseri? Bedel kitabının yazarı kimdir? Bedel konusu ve anafikri nedir? Bedel kitabı ne anlatıyor? Bedel PDF indirme linki var mı? Bedel kitabının yazarı Tufan Gündüz kimdir? İşte Bedel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.06.2022 16:00
Bedel - Tufan Gündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Tufan Gündüz

Editör: Sahure Ergüzel

Tasarımcı: Yasin Çetin

Tasarımcı: Adem Şenel

Yayın Evi: Yeditepe Yayınevi

İSBN: 9786057800541

Sayfa Sayısı: 232

Bedel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıl 1510…

Şah İsmail’den gelen bir hediye Osmanlı tahtını sarstı.

Yavuz Selim, Korkut ve Ahmet taht için kavgaya tutuştu. Yaşananlar taht kavgası değil baht kavgasıydı, bir ölüm kalım meselesiydi. O kadar korkunçtu ki her şey galip olan da kaybediyordu, mağlup olan da.

Aslanların hikâyesini iyi bilen sultan olacaktı.

Oğulları tahtına göz dikmişken Sultan Bayezid’in yerinde

olmayı kim isterdi?

Peki bu kavganın içindeki şehzâde olmayı kim isterdi?

Osmanlı tahtına oturmanın bir bedeli vardı.

Bedel ödemeye hazır olan şehzâde kimdi?

Bedel Alıntıları - Sözleri

  • "Sonra bir gün diyecekler, camdaki buğu gibiydi her şey, bir varmış bir yokmuş, bir varmış hiç yokmuş."
  • "Akmaya başladıktan sonra her su kendi yatağını bulur, bilmez misin? "
  • Şehzâdeye sabır gerek.Ata, baba sağ iken şehzâde hizmette gerek.
  • sonra bir gün diyecekler, camdaki buğu gibiydi her şey, bir varmış bir yokmuş, bir varmış hiç yokmuş
  • Halim Çelebi hafifçe tebessüm etti. -Biz de başka bir yol buluruz.Akmaya başladıktan sonra her su yatağını kendisi bulur,bilmez misin ?
  • Akmaya başladıktan sonra her su kendi yatağını bulur , bilmez misin ?
  • “Onların ocağına ateş düşmedi daha. Hele bir ateş düşsün, bugün ‘Şah, şah’ diyenler, yarın ‘Ben, ben’ derler.”
  • Taht-ı âliydi orası ve baht-ı Osmanî. Taht yüceydi yüce olmasına da o tahta oturacak şehzadenin de bahtı açık olmalıydı.
  • Kâbe iki tanedir. Birini Azer oğlu İbra him bina etti, Beytullah'tır, Mekke'dedir. Müslümanın gücü yeterse hacca gider, Beytullah'ı tavaf eder, içine girmeye ça lışır. Diğerini ise Allah bina etmiştir. O müminin gönlüdür, kalbidir. Kâbe'yi insanlar seyreder, kalbi ise Allah.
  • Osmanlı sancağı hangi yöne dalgalansa o tarafta bir fakirin derdine derman bir mazlumun adline Ferman olur.O Sancak ebet müddet dalgalandıkça tüm alemi İslam siz sultanımıza duacı kalacak çünkü mazlumlar garip gureba, fakir fukara ve dahi tüm dara düşen ümmeti Muhammed hududumuzdan bin Fersah ötede de olsa Devleti Aliye'nin onların yardımına koşacağına ve muhakkak geleceğine inanırlar ve dahi beklerler.

Bedel İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bedel adlı tarihi roman, Yavuz Sultan Selim'in Taht-ı Âli'nin yolunda başından geçen hadiseleri konu alıyor. Romanın sade ve akıcı bir dile sahip olması, onun her yaştan okuyucunun kütüphanesinde bulunması için başlıca bir neden... Yazar, hikayeyi tüm ayrıntılarıyla ve hissiyatıyla okuyucunun önüne seriyor. Kitabı okurken, kendimi film sahnelerinin içinde gibi hissettim. Kitapta, karakterleri ve karakterlerin başından geçen olayları, iç dünyalarını şiirsel bir dilla okuyoruz. Ben kitabı sıkılmadan, heyecanla okudum. Tarihi gerçekleri bazen romanlardan okumakta fayda vardır. Akademik yayınlardan edindiğimiz bilgileri, başarılı tarihçi, hocamız Tufan Gündüz'ün kaleme döktüğü hislerden edinmek, tarihi gerçeklere biraz olsun duygu yükleyebilmek, insana iyi hissettiriyor. Sultan Bayezid'in ve oğullarının taht mücadelesini konu edinen Bedel kitabını okumanızı muhakkak tavsiye ediyorum. (Cemre)

Bedel adlı roman Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkışını konu alıyor. Genel olarak tatlı, sade ve akıcı bir dili var. Üslup hakkında çok iyi diyemem ama karakterlerin detaylı bir şekilde anlatılması, tasvir edilmesi kitabın anlaşılır ve sürükleyici olmasını sağlamış. Ayrıca olaylara başarılı bir tarihçinin gözünden bakmak da ayrı bir güzellik. Kitabın başlığında geçen Taht-ı Ali ve Baht-ı Osmani kavramları da ince düşünülmüş iyi anlatılmış unsurlar, olaylara bu kavramların yön verdiğini görüyoruz. Tarihi romanlardaki her olaya gerçek gözüyle bakmamak lazım. Muhakkak kurguyla gerçeğin birleşmesiyle oluşur bir tarihi roman. Kurgu bazen gerçeğin daha iyi anlaşılabilmesine yardımcı olur. Bu yüzden böyle kitaplar okunduktan sonra bir de kurgunun geçtiği olayları anlatan tarih kitaplarından okunmasının faydalı olacağını düşünüyorum. (Melih Demiralay)

Bir okumada biter mi bir kitap? Hiç mi ara verilmez kardeşim? Tufan hocanın okuduğum ilk roman kitabı. Gayet başarılı. Tarihi roman olması ayrı bir lezzet veriyor. Sultan Beyazıd’ın kardeşi Cem Sultan’ın aleyhine izlediği politika, Cem Sultan’ın oğlu olan Oğuz’un amcası Beyazıd tarafından öldürülmesiyle başlıyor. Sultan Beyazıd’ın üç oğlu var Korkut, Ahmet ve Selim. Bilindiği üzere en küçükleri olan Selim İki ağabeyini, Korkut’un erkek çocuğu olmadığı için kızlarına karışmıyor lâkin Ahmet’in çok ufak yaştaki oğlunu da öldürüyor. Daha da ileri gidip ilk babasını zehirlemekle başlıyor. Tarih roman elimizdeki kitap elbette ki bunların hepsi tarih lâkin süslemek için Tufan hoca kalemini de konuşturmuş. Geçelim. Roman da Safevi devletinden kısmende Şah İsmail’in çağrısına gönül veren Teke Türkmenlerinden, Şahkulun’dan, Hasan Halife ve Ali Kul’dan bahsediliyor. Teke Türkmenleri Şah’a giderken Osmanlı önlerini kesiyor. Hayvanlarını, mallarını yağmalıyor hatta Tebriz’e gitmek için yola çıkan Türkmenleri, Balkanlar’a sürüyorlar. Türkmenler yine de vazgeçmeyip “Şah Şah” deyip Şah’a koşuyorlar elbette ki.. Bu Roman da ve bir kaç daha kitapta okumuştum. Türkmenlerin bu Şah’a giderken çektikleri çileleri görenler Türkmenlere soruyorlar; “Şah’a gitmektense bu kadar çile çekiyorsunuz Kâbe’ye gitsenize?” sorusuna Türkmenlerin cevapları; “Biz ölüye değil, diriye gideriz.” olmuştur. Buradan anlaşılacağı üzere ve tarihi kaynaklara bakınca da gördüğümüz gibi Şeyh İsmail, Şah’lığa geçerken ki çağrısına Anadolu Türkmenlerin müthiş desteği var, gönül bağı var. Bunun altında ki ana sebeplerden biri de Şah İsmail’in babası Şeyh Haydar, Akkoyunlular tarafından sürülürken Anadolu’nun Teke vilayetinde bir kaç aylığına konaklamış ve orada ki Türkmenlerle gönül bağı kurmuştur. Türkmenler Şeyh Haydar’a beslediği sevgiyi oğlu Şah İsmail’e de canları pahasına beslemişlerdir. Pir Sultan Abdal’ın şiirini aşağıya bırakmak isterim; “Sizde Şah diyeni öldürürlerse, Ben de bu yayladan Şah’a giderim..” (ATSIZ)

Bedel PDF indirme linki var mı?

Tufan Gündüz - Bedel kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bedel PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tufan Gündüz Kimdir?

1987 yılında G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü bitirdi.1996'da ''Bozulus Türkmenleri 1540-1640''adlı tezi ile doktarasını tamamladı.2006 yılında Doçent ünvanını aldı.2011 yılında Profesör oldu.Halen Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olup,XVI. ve XVII. Yüzyılda Türkmen aşiretleri,Safeviler ve Bosna-Hersek'ten Göçler üzerinde kitap ve makaleleri bulunmaktadır.

Tufan Gündüz Kitapları - Eserleri

  • Büyük Olayların Kısa Tarihi
  • Son Kızılbaş Şah İsmail
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Büyük Olayların Kısa Tarihi 2
  • Kur'an ve Kılıç
  • Onun Yolunda Biz
  • Bedel
  • Dede Korkut Destanları
  • Nisanın 2 Günü
  • Anadolu'da Türkmen Aşiretleri
  • Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler
  • Bozkır'ın Efendileri
  • Kızılbaşlar Tarihi
  • Alahimanet Bosna
  • Danişmendli Türkmenleri
  • Osmanlı Tarihi
  • Danişmendli Türkmenleri

Tufan Gündüz Alıntıları - Sözleri

  • 17 Mayıs'ta İstanbul'u ziyaret eden ABD 6. Filosu'na ait gemiler ve burada görev yapan askerlere karşı gösteriler yapıldı. Bazı Amerikan askerlerini denize atma suçuyla çok sayıda kişi gözaltına alındı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Yörük adının “yürü-mek” mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir. (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • Halim Çelebi hafifçe tebessüm etti. -Biz de başka bir yol buluruz.Akmaya başladıktan sonra her su yatağını kendisi bulur,bilmez misin ? (Bedel)
  • Öte yandan evlilik bahsinde Oğuz'un eşi aracılığıyla, kadının kocasının sözünü dinlemesi ve buyruğundan çıkmaması gerektiği vurgulanır, kız: "Senin küpen her nerede olursa benim kulağım orada; senin çemberin her nerede olursa benim başım orada olur." sözünü söyler. (Oğuz Kağan Destanı)
  • 1828'deki Doğu Bayezid isyanını az mı dinlemişti dedesinden. Rusların geleceğini duyunca bölgedeki bütün Ermeniler silahlanıp Doğu Bayezid'i basmışlar, önlerine kim çıktıysa öldürmüşler, şehri ele geçirmişlerdi.şu kadar yüzyıl beraber yaşadıkları Türklere karşı ilk kanı da dökmüşlerdi. (Nisanın 2 Günü)
  • ''Oğuz ili göçünü çekip yürümediğin yol var mı? Evini tutup oturmadığın yurt var mı?'' (Bozkır'ın Efendileri)
  • Safeviye tarikatı Sünni/Şafi çizgideydi. Bu durum oğlu Şeyh Sadreddin ve halefleri zamanında devam etmişti. (Kızılbaşlar Tarihi)
  • Nuh aleyhisselam yeryüzünü oğulları arasında bölüştürdüğü sırada oğlu Yafes'in payına doğu memleketleri, Türkistan ve çevresi düştü. Türklerin Olcay Han diye isimlendirdiği Yafes, göçebeydi. Yaylak ve kışlak sahaları Türkistan'daydı. Yazları İnanç Şehir yakınlarındaki Or Dağ ve Kür Dağ'da kışları ise Karakurum diye meşhur olan Karakurum yakınlarındaki Bursuk bölgesinde geçiyordu. (Oğuz Kağan Destanı)
  • Amerika'nın Türkiye'ye vermeye başladığı silahların çoğu, 2. Dünya Savaşı'ndan kalmaydı.........Türkiye bu silahların bakım ve onarımı için yılda 400 milyon dolar harcar hâle geldi. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Venedikli bir tüccarın anlattığına göre Kızılbaşlar şahlarının yanında savaşmaktan ve ölmekten büyük haz duyuyorlardı. Öylesine büyük bir sevgi ile bağlanmışlardı ki, birinin başına bir bela gelse Allah yerine Şah'a dua ediyor, savaşta zırhsız ve belden yukarısı çıplak olarak savaşıyor ve "Şah! Şah!" diye bağırıyor, canlarını onun yolunda vermeyi kendileri için şans addediyorlardı. Hatta bazıları onu Tanrı gibi görüyor ve asla ölmeyeceğini düşünüyordu. Bu durum Şah'ın varlığında yücelen bir bağlılıktı ve Şah'ın emrinin dışına asla çıkılmıyordu. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • "Akmaya başladıktan sonra her su kendi yatağını bulur, bilmez misin? " (Bedel)
  • Mührü "Z" şeklinde ve yarım ceviz büyüklüğünde olup, ortasında Şah İsmail'in, etrafına da On İki İmam'ın adları kazınmıştı. Gilanda iken Şii ortamda büyümüş, hükümdar olunca da Şiiliği resmi mezhep yapmış olmasına rağmen etrafı tamamen Kızılbaşlardan oluşmaktaydı. Hatai mahlasıyla Türkçe söylediği şiirlerinde Kızılbaşlığın derin tesirleri görülür. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Şehzâdeye sabır gerek.Ata, baba sağ iken şehzâde hizmette gerek. (Bedel)
  • Alem-Ara-yı Şah İsmail adlı eserde Taçlı Begüm'ün Şamlu Türkmenlerinden Abidin Han'ın kızı olduğunu, güzelliği, yiğitliği ve cesareti ile dikkat çektiğini, kardeşi Durmuş Han ile güreşip onu yendiğini; bu vasıflarından Şah İsmail'e bahsedilince onun evlenmek üzere talip olduğunu, fakat kızın ok ve yay ile kendisinden üstün gelecek, güreşte kendisini yenecek bir kişi ile evleneceğini söylediğini, savaşa gitmesine engel olunmadığı sürece Şah ile evlenebileceğini bildirdiğini; Şah İsmail'in de kızın şartlarını kabul ederek onunla evlendirdiğini kaydetmektedir. Burada nakledilenler Dede Korkut Hikâyeleri'nde "Kam Püre Bey Oğlu Bamsı Beyrek Boyu"nda geçen Banu Çiçek'in Beyrek ile evlenmeden önce öne sürdüğü şartlar ile benzeşmektedir. (Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler)
  • Taht-ı âliydi orası ve baht-ı Osmanî. Taht yüceydi yüce olmasına da o tahta oturacak şehzadenin de bahtı açık olmalıydı. (Bedel)
  • ..... hem bu Türkler nereyi alırlarsa imaret ederler. (Bozkır'ın Efendileri)
  • ....dünya kamuoyu, İran'a ve Türkiye'ye sığınan Kürt isyancıların durumuyla meşguldü. İsyancı Kürtleri, Saddam'ın gazabından korumak için Çekiç Güç oluşturan uluslararası güçler 36. paralelin kuzeyini güvenli bölge ilan ederken Türkmenlerin yürek yakan ağıtlarını kimse duymadı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Ali İsmail’em geldim seyran eyledim Zülfikar durmaz kınında günde yüz bin kan eyledim. Hatai (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Yörük adının "yürü-mek" mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir.* *H. İnalcık, Vahit Çabuk, F. Sümer, Selahattin Çetintürk (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • 669 da Müslümanlar ilk defa İstanbul'u kuşattılar. İstanbul 674 de 2. defa kuşatıldı ve bu kuşatma 4 yıl sürdü. (Kur'an ve Kılıç)

Yorum Yaz