Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler - Vedat Türkali Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler kimin eseri? Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler kitabının yazarı kimdir? Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler konusu ve anafikri nedir? Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler kitabı ne anlatıyor? Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler kitabının yazarı Vedat Türkali kimdir? İşte Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Vedat Türkali
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9786053140801
Sayfa Sayısı: 172
Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Salkım salkım tan yelleri estiğinde" diye başlayan, "Boşuna çekilmedi bunca acılar" diye devam eden şiirlerin yaratıcısı Vedat Türkali'nin bütün şiirleri bu kitapta yer alıyor. Romanları, senaryoları ve çalkantılı hayatıyla ülkemizin tarihi bir dönemine tanıklık eden Vedat Türkali, bize umutla seslenmeye devam ediyor: "Bekle o günler gelsin İstanbul bekle."
Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler Alıntıları - Sözleri
- Yirmisinde bir delikanlı gibi Dudaklarından öpeceğim gün Masmavi özgürlüğün İnan ki yakındır
- Bu patron kullarına Bu it oğullarına göstereceğiz Bir gün gelecek Kanımızı emen akbabaları Yerlere sereceğiz...
- Bu patron kullarına Bu it oğullarına Göstereceğiz Günü gelecek Kanımızı emen akbabaları Yerlere sereceğiz...
- "Önemli şeyler uçar gider, bir küçük ayrıntı kıymık gibi batıp kalır bellekte."
- Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanatını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize lâyıksın
- İnsan yapayalnız Nedir üstümüzdeki bu karanlık bulut
- Mutluluk Sıcak bir somunu bölüşmektir
- Yerin altında uğul uğul kurtuluşun sesidir Hücrelerde serilmiş insanlar Ayaklar kanlı paramparça Karanlığın arkasında bekleyen Yurdumun yarınında doğacak şafak İşçi sınıfımın gerçek partisidir
- Ne düzen kaldı ülkede ne dirlik.
- Ellerinde dünyanın bütün anahtarları Ayçiçeği gibi umut gözlerinde Karşınıza çıkacaklar bi gün Korkusuz...
- Bir bilsen dostunu düşmanını kardeş Bir bilsen nedendir çektiklerimiz Nasıl da başka olacak yaşamanın tadı
- Hürriyet yok Ekmek yok Hak yok Kesildi yolbaşların Haramilerin gayrısına yaşamak yok
- Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürüm İstanbul Binbir direkli Haliç'inde akşam Adalarında bahar Süleymaniye'nde güneş Hey sen ne güzelsin kavgamızın şehri Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde Bakışlarımda akşam karanlığın Kulaklarımda sesin İstanbul Ve uzaklardan Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul ... Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla Mavi denizlerine yaslanmış Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle Ve bir kuruşa Yenihayat satan Tophanenin karanlık sokaklarında Koyun koyuna yatan Kirli çocuklarınla bekle bizi Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanatını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize lâyıksın
- Tarlalarım ormanlarım uçsuz bucaksız Kentlerde bacalarım yükselir
- Irmaklar yorgun ağır İnsanlar yapayalnız
Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
HARAMİLERİN SALTANATINI YIKACAĞIZ!: https://youtu.be/YcRhENDP3no İsterseniz siz incelemeyi okurken arkadan Edip Akbayram'ın değerli yorumlamasıyla kitaba ismini veren şiir çalsın,bende bu esnada yazadurayım! :) Öncelikle Vedat Türkali'yi tanıyalım,ardından eski ve yeni şiirlerine değer genel değerlendirmeler yapalım. Levent Turhan Gümüş'ün kitabın sunuşunda yer verdiği görüşlerinden ve aydınlattığı bilgilerden istifade etmemiz gerekirse; ''Vedat Türkali,hep bir şeyleri ifade etmek,toplumsal gerçekleri hikaye etmek üzerinden hayatla ilişkisini kurmuş. Her defasında sansür ve baskıdan kaynaklanan türlü sorunlarla boğuşmak zorunda kalmış. Hayatının hiçbir döneminde kendisini özgür hissetmemiş. Yine de hep umutla bakmış hayata. Bellekte kalacak olanı dert edinmiş;kendini bellekte yer edindirme uğraşına adamış.Neyi yaparsa yapsın ''BİR KOMÜNİSTİN İŞİNİ İYİ YAPMASI GEREKTİĞİNE'' inanmış;öyle davranmış,öyle yaşamış! Türkali,1944'te,dostlarından ve kavgasının şehri İstanbul'dan uzakta,askerdeyken yazar şiiri. Şiir elden ele yayılır,gizli açık toplantılarda okunur. Akıcı fırça darbeleriyle resmettiği İstanbul silueti,keskin sınıfsal karşıtlığı,kimin neyi beklemesi gerektiğini netlikle ifade eden sözleri ve haramilerin saltanatının yıkılacağına,o günlerin geleceğine işaret eden ''bekle bizi'' vurgusuyla umudun şiiri olarak direnenlerin hafızasına kazınır! Kendisini ozanlıkta hiçbir savı olmayan bir şiir tutkulusu olarak niteleyen Vedat Türkali'nin şiirleri ''Eski Şiirler Yeni Türküler'' adıyla ilk kez 1979 yılında yayımlanmıştı. Yazar,kitabın arka kapak yazısında şiir serüveni hakkında şunları söylüyordu: ''Bu şiirler,uzun yıllar almış bir uğraşın,nasılsa elde kalmış,bazıları parça parça örnekleridir. Yakın dostlarımın sürekli üstelemesine dayanamadığımız için kitap biçimine de soktuk. Ülkemizin ağır baskılı bir döneminde,çoğunluğuyla çeşitli cezaevlerinde yazılmış bu şiirler,yalnız yazarının değil,karanlık bir dönemde devrimci savaş sürdürmüş tüm kişilerin duyarlılıklarının tanıkları diye alınır da yetersizlikleri bağışlanırsa sevineceğim!'' Evet,kitabın sunuş bölümünü irdelediğimize göre bende Vedat Türkali,değerli yoldaşım,kavga arkadaşım için birkaç kelime söylemek isterim; Türkiye Komünist Partisi mensubu olan yoldaş Vedat,birçok yoldaşım gibi defalarca zindanlara atıldı,işkenceler gördü,daha adil,eşitlikçi,insan haklarına ve fırsat eşitliğine dayalı bir ülke ve dünya istediği için ''komünist'' dediler,gururla ''evet komünisttim'' dedi,zulüm devam etti! Anlayacağınız emperyalizmin kara düzeninin,siyasetinin içinde onurlu ve muzaffer bir kavgaya girişmiş nadide kalemlerden biridir Türkali! Bizler için ''Bir Gün Tek Başına'' romanıyla,devrimci siyasal mücadelemizin motivasyon kaynağı olur,heyecanlanırız! ''Komünist'' kitabında hatıralarını okurken hüzünleniriz! ''Yalancı Tanıklar Kahvesi'' kitabıyla yozlaşmış topluma karşı öfkelendirir, ''Bitti Bitti Bitmedi'' kitabıyla,toplumun sinir uçlarından olan Ermeni meselesine büyük bir duyarlılıkla temas eder,cesaretlendirir! Dostlar değerli şair,senaryo yazarı,yönetmen,roman yazarı ve büsbütün milletin istikbaline hizmetkar,rengarenk mozaiklerden nefer,insan bu kalemi tanıyalım,tanıtalım,sevelim,sevdirelim! Herkes daha iyi adil bir düzende yaşasın,bütün çocukların oyuncağı olsun diye mahpusluğu göze alan adam şerefli,onurlu,şahsiyetli adamdır! İncelememe son verirken kitaba ismini veren müthiş şiiri paylaşırken son sözlerimi söylemek isterim! O da şudur ki! ''HARAMİLERİN SALTANATINI YIKACAĞIZ! BİZ KAZANACAĞIZ! ELBET BİR GÜN BİZ KAZANACAĞIZ!'' ''Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürüm İstanbul Binbir direkli Halicinde akşam Adalarında bahar Süleymaniyende güneş Hey sen güzelsin kavgamızın şehri Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde Bakışlarımda akşam karanlığın Kulaklarımda sesin İstanbul Ve uzaklardan Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul Plajlarında karaborsacılar Yağlı gövdelerini kuma sermiştir. Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın Meyvesini birlikte devşirirler Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul Et tereyağı şeker Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde Yumurta masalıyla büyütülür çocukların Hürriyet yok Ekmek yok Hak yok Kolların ardından bağlandı Kesildi yolbaşların Haramilerin gayrısına yaşamak yok Almış dizginleri eline Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası Onların kemik yalayan dostları Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel Ve sen Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi Seni öldürürler Seni sürerler Buhranlar senin sırtından geçiştirilir İpek şiltelerin istakozların ve ahmak selameti için Hakkında idam hükümleri verilir Haktan bahseden namuslu insanları Yağmurlu bir mart akşamı topladılar Karanlık mahzenlerinde şehrin Cellatlara gün doğdu Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır Bir kalem yazın vardır Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır Söylenmez Haramiler kesmiş sokak başlarını Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi Haramilerin elinde Ve mahzenlerinde insanlar bekler Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bulutların ardında damla damla sesler Gülen çehreleri ve cesaretleriyle Arkadaşlar çıktı karşıma Dindi şakalarımın ağrısı Bir kadın yoldaş tanırdım Bir kardeş karısı Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında Gebeliğin dokuzuncu ayında Aç kurtların varoşlara saldırdığı Tipili bir gece yarısı Sırtında çok uzak bir köyden indirdi Otuzbeş kiloluk sırrımızı Zafer kanlı zafer kıpkırmızı Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla Mavi denizlerine yaslanmış Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle Ve bir kuruşa Yenihayat satan Tophanenin karanlık sokaklarında Koyunkoyuna yatan Kirli çocuklarınla bekle bizi Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanıtını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize layıksın'' (Furkan Güreci)
Şairi "Ozan olmak istedim ama hiçbir zaman olamadım, zaten bu kitabı da dostlarımın ısrarı üzerine bastırıyorum" diyerek iddialı olmadığını dile getirmesine rağmen mükemmel şiirlerle dolu bir kitap olmuş. Nazım'ı okuyan, Nazım olmak isteyen şairin şiirleri de Nazım tadında, geri kalır yanı yok. Keşke daha çok yazsaydı, daha çok okusaydık. Kitapta şiirlerinin yanı sıra oyunlara yazdığı epik konuşmaların da yer alması yayınevlerine özgü bir şark kurnazlığı kokusu yaymıyor değil tabii. (Ali Dağdelen)
”Mutluluk, sıcak bir somunu bölüşmektir” diyor Vedat Türkali. . Aydınlık günlere inanan, Çocuklara, özgürlüğe, emeğe, Barışa adanmış bir hayat... . Türkali, 1944’te, dostlardan ve kavgasının şehri İstanbul’dan uzakta, askerdeyken yazar “İstanbul” şiirini. . ••Şiir elden ele yayılır, ••Gizli açık toplantılarda okunur. ••Haramilerin saltanatının yıkılacağına, ••O günlerin mutlaka geleceğine işaret eden “bekle bizi” vurgusuyla “UMUDUN ŞİİRİ” olarak direnenlerin hafızasına kazınır. . “Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla Mavi denizlerine yaslanmış Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle Ve bir kuruşa Yenihayat satan Tophanenin karanlık sokaklarında Koyunkoyuna yatan Kirli çocuklarınla bekle bizi Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız Haramilerin saltanıtını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul bekle Sen bize layıksın.” . ••Fotoğraftan sonra kendi sesiyle okuyor bize şiirini, umudunu. . Rüyaların, umudun bize emanet usta! . #VedatTürkali #BekleBiziİstanbul #261119 (Zeliha KRAL)
Kitabın Yazarı Vedat Türkali Kimdir?
Vedat Türkali (doğumu. 13 Mayıs 1919, Samsun) Abdülkadir Demirkan 'ın (1950'li yıllarda Abdülkadir Pirhasan olmuştur) yazılarında kullandığı ismidir. Senarist, şair ve romancı olan Türkali, liseyi Samsun Lisesi'nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuştur. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan'la evlenmiştir.
Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951'de siyasi eylemleri sebebiyle tutuklanmış; 9 yıl ceza almış 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kalmıştır. Gar Yayınları'nı Rıfat Ilgaz ile kurduktan sonra, 1960'da Dolandırıcılar Şahı ile senaristliğe başlamıştır. Senaristliğine devam eden Türkali, 1965'de yönetmenliği denemiştir.
Bir Gün Tek Başına ve Mavi Karanlık gibi romanları Türk edebiyatının en büyük eserleri arasına girmiş; daha sonra da Yeşilçam Dedikleri Türkiye ve Tek Kişilik Ölüm romanlarını da yazmıştır.
Mihri Belli'nin yakın arkadaşı ve Atıf Yılmaz'ın arkadaşı ve akrabasıdır. TKP'nin eski üyelerindendir. 2002 seçimlerinde DEHAP'dan aday olarak aktif siyasete atılmıştır.
Vedat Türkali, oyuncu Deniz Türkali ve yönetmen Barış Pirhasan'ın babası, Deniz Türkali'nin kızı şarkıcı Zeynep Casalini'nin dedesidir.
Vedat Türkali Kitapları - Eserleri
- Fatmagül'ün Suçu Ne?
- Güven - Cilt 1
- Güven - Cilt 2
- Bir Gün Tek Başına
- Mavi Karanlık
- Özgürlük İçin Kürt Yazıları
- Şeytanın Kaşık Oyunları
- Tüm Yazıları Konuşmaları
- Yalancı Tanıklar Kahvesi
- 141. Basamak
- Bu Ölü Kalkacak
- Dallar Yeşil Olmalı
- Eski Filmler
- Eski Şiirler Yeni Türküler
- Üç Film Birden
- Yeşilçam Dedikleri Türkiye
- Komünist
- Ölmedikçe
- Kayıp Romanlar
- Tek Kişilik Ölüm - Komünist
- Tüm Yazıları Konuşmaları 2
- Özgürlük İçin Kürt Yazıları 2
- Bitti Bitti Bitmedi
- Tek Kişilik Ölüm
- Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler
- Bu Gemi Nereye
- Yanıtlar
- Güven (4 Cilt Takım)
- Güven - Özel Baskı(Birinci Kitap)
- Güven - Özel Baskı(İkinci Kitap)
- Güven - Özel Baskı(Üçüncü Kitap)
- Güven - Özel Baskı(Dördüncü Kitap)
- Mavi Karanlık
- Eski Şiirler Yeni Türküler
- Tiyatro Oyunları
Vedat Türkali Alıntıları - Sözleri
- Kitap rüzgâr olmalı, perdeyi kaldırmalıdır. (Komünist)
- Bedenini söküp atabilseydi, yaksaydı onu, başka bir beden giyinebilseydi... (Fatmagül'ün Suçu Ne?)
- Dünyanın en acımasız canavarı yatıyor içimizde. (Mavi Karanlık)
- Evlenmek, işte böyle bir eve tıkılmak, yemek pişirip çocuk doğurmak, erkeğini beklemek, bir süre sonra da sevişmenin tadını tuzunu yitirmek olmalı. (Güven - Cilt 1)
- "Kirlendik mi, hiçbir yağmur arıtmıyor bizi!" (Mavi Karanlık)
- En güzel dünya çocuklarla delilerin dünyası ! (Tek Kişilik Ölüm)
- Nazım'ın dizelerindeki gibi. ''Nereden ,nasıl geleceğini bilmeden gelecek dehşetli güzel günlere inanıyorduk!..'' (Tek Kişilik Ölüm - Komünist)
- Enişte sözü çirkin. Keşke hiç olmasaydı Türkçede böyle bir söz daha iyiydi! (Güven - Cilt 1)
- Korkuyorum yalnızlıktan; senin olmadığın her yerde yalnızım. (Mavi Karanlık)
- "Itri'yi de dinleyeceksin,Bach'ı da .Marks'ı da bileceksin,Bedrettin 'i de . Nâzım'ın şiiri olmasa nerden bilecektik Bedrettin'i?" (Güven - Özel Baskı(Birinci Kitap))
- Bir bilsen dostunu düşmanını kardeş Bir bilsen nedendir çektiklerimiz Nasıl da başka olacak yaşamanın tadı (Bekle Bizi İstanbul Eski Şiirler Yeni Türküler)
- Yıkılamaz, görkemli sosyalist toplum, bu sindirilmiş aydınlarla, "depolitize" edilmiş emekçi sürüleriyle mi kurulacaktı? (Komünist)
- Dünya tatlı da, birbirlerine çirkin yazgılar oluşturmak için insanlar yaratıyor tatsızlıkları! (Bitti Bitti Bitmedi)
- ...yönetmen hamit akınlı ''bu ölü kalkacak''ı şehir tiyatrosu'nda sergilemek için bana başvurduğunda, elimde oyunun teksti bile yoktu. sağolsun, seçici kurul üyesi iken edinip sakladığı oyunla çalışmalara girişebilmişti sayın akınlı. oyun fatih şehir tiyatrosu'nda oldukça iyi karşılandı. yılın ikinci yarısında üsküdar şehir tiyatrosu'na geçirilince nerdeyse kapalı gişeye gidiyordu ki, bir ''ihbar'' sonucu savcılık kararıyla oyun durduruldu... ... (vedat türkali) (Bu Ölü Kalkacak)
- - Kolay ne var bu dünyada? Sen bunları kolay mı yaşadın? (Bitti Bitti Bitmedi)
- İngiliz kompradorları olan Ermeni varsılları üstüne Kürtler'in saldırtılması, kıyıma uğratılması, ittihatçılarca da benimsenip sürdürülen bir Abdülhamit kalıtıdır.. Ancak Kürtler'i sindirip yok etmenin de yollarını ararlar. I. Dünya Savaşı başlarında, Ermeni saldırısından korunması gerekçesiyle, Kürtler'i yerlerinden, yurtlarından ayırıp yoğun Türk bölgeleri arasında dağıttıkları bilinir. Bu göçlerde, açlıktan, soğuktan, hastalıktan ölenlerin sayısı belli değildir. 1920 yılındaki Koçgiri Kürt halk başkaldırısını canavarca kıyım, kırımla bastıran Sakallı Nurettin Paşa'nın "Türkiye'de Zo' diyenleri yok ettik, 'Lo' diyenleri de ben kökünden temizleyeceğim!" sözleri ulusalcılık savındaki ittihatçı kafasının göstergesi gibidir. (Özgürlük İçin Kürt Yazıları)
- ...boşuna çekilmedi bunca acılar istanbul bekle bizi... ... (eylül 1944,akşehir) (Eski Şiirler Yeni Türküler)
- Şu para denen pisliği bulanın... Kes zevzekliği de işine bak! Bin yıllardır dünyayı o pis para değiştiriyor; sövgülere şerbetli! (Yalancı Tanıklar Kahvesi)
- "Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" diyor Başbakan. Desen ne olacak, demesen ne olacak. Devletin tüm önemli koltuklarını bölüşüp oturmuş faşistler. (Yalancı Tanıklar Kahvesi)
- Alıştık, dedi. Herkes kendi acısını yaşıyor sonunda.. (Kayıp Romanlar)