Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 - Mehmed Alagaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 kimin eseri? Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 kitabının yazarı kimdir? Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 konusu ve anafikri nedir? Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 kitabı ne anlatıyor? Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 kitabının yazarı Mehmed Alagaş kimdir? İşte Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Alagaş
Yayın Evi: İnsan Dergisi Yayınları
İSBN: 2880000050827
Sayfa Sayısı: 220
Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yaratılış ve insanlık tarihiyle ilgili bu kitap çalışması, tüm insanlara tarihi bir özgeçmiş vermeyi amaçlamaktadır. Zaten bir hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'in indiriliş gayetlerinden birisi de, günümüz insanlarına ne olduklarını, nereden gelip-nereye gittiklerini, ne yaparlarsa nelerle karşılacaklarını tarihi örneklerle anlatmak ve onları apaçık uyarılara ikaz etmektedir. İmani yönü çok önemli olan böyle bir çalışmanın sahih olabilmesi için; tartışılır rivayetleri bir kenara bırakarak bu çalışmayı Kur'an ve sahih hadisler çerçevesinde tercih ettik.
(Arka Kapak)
Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 Alıntıları - Sözleri
- Kötü bir kitap, kötü bir hayduttan daha tehlikelidir.
- İnsanlar yeyip içtikleriyle değil, yaşadıkları ve şahit oldukları olaylarla büyüyen gelişen canlılardır.
- Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var
- "Dünya malını sizin korumanız gerekir, ilim ve bilgi ise sizi korur"
- Hiç, ama hiçbir şey yok iken, bu yolların içindeki tek bir var, sadece ve sadece Allah idi.
Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Güzel, sade ve basit bir anlatım tarzıyla; sohbet havasında peygamberler tarihini anlatan serinin ilk kitabı, daha önce okumuştum tekrar tekrar okunması gereken sürükleyici bir kitap serisi, genel olarak 14-18 yaş aralığına hitap ediyor olmasına rağmen her yaştan insanın okuyabileceği etkili bir seri, şiddetle tavsiye ediyorum hele ki şu pandemi sürecinde evlerimizde özellikle çocuklarımız ve bizler için güzel okunması gereken bir kitap serisi... (İsmail DÖNMEZ)
Kitabın Yazarı Mehmed Alagaş Kimdir?
Mehmet Alagaş,güzel bir müslüman olmak için nasıl düşünülmesi ve nasıl yaşanılması gerektiği sorusunu Kuran-ı Kerimde arayan ve bulduğu Kurani gerçekleri insanlarla paylaşmaya çalışan Allahın bir kuludur.
Mehmed Alagaş Kitapları - Eserleri
- Taş
- Alnımdaki Işık
- Tapusuz Süleyman
- Cumali
- Divane
- Tevhid ve Şirk
- Kimlik Tercihi
- Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları
- Yaşama Fırsatı
- Tutsak
- Kadının Onuru
- Cumaya 5 Kala
- Aynalar Ve İnsanlar
- Yoldaki Musibetler
- Din Gerçeği ve İslam
- Şafak Mektupları
- Kişiye Özel
- İşaret Yazıları
- Kur'an'a Yönelirken
- İki Fecr Arasında
- Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış
- Tartışılan Sorular
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1
- Rahmete Yolculuk
- Yaşama Fırsatı
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 2
- Vahdete 7 Adım
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 3
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık 4
- Sona Son Kala
- 2012 ve İki Deniz Arası
- Müteşabih Müslümanlar
- 23 Mesele
Mehmed Alagaş Alıntıları - Sözleri
- Fakat ne gariptir ki, insanlara rızık verici yani Rezzak olan Allah, insanları açlık ile korkutmazken; kendi rızıkları için dahi Allah'a muhtaç olan yaratıklar, insanları açlık ile korkutabilmektedirler! (Kur'an'a Yönelirken)
- Size güzel gelen bir kadının , Bacaklarına veya göğüslerine hangi duygularla bakıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, Karınızı güzel kabul eden bir erkek de, Karınızın bacaklarına ve göğüslerine aynı duygularla bakacaktır. (Kadının Onuru)
- Hakim ideolojilere bağlı bir yazar değilseniz ve bunun da ötesinde kaleminizle hakim ideolojilerin çürük tahtalan na dokunuyorsanız, mutlaka ve mutlaka dayanıklı bir yazar olmanız gerekmektedir. Çünkü ne zaman, neyle karşılacağınız pek belli olmaz. Dokunduğunuz çürük tahtalardan ortaya çıkan tahta kurulan "Sen bizim düzenimizi mi yıkmak istiyorsun?" diyerek size hücum edebilirler!. (Aynalar Ve İnsanlar)
- Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir. (Tevhid ve Şirk)
- Bizler dünyaya 'sahip' olmak için değil, 'şahit' olmak için geldik. (Divane)
- Netice olarak Allah ile kul arasına giren şeytandan değil de, insanları hakka davet eden salih müslümanlardan rahatsız olan bu çığırtkanlar, böylesi yaklaşımlar ile Allah'ı değil şeytanı memnun etmekte ve şeytanın dostu olmaktadır... (Kimlik Tercihi)
- Brüt olarak dağlarca ağırlığı olan nice insanın mal, makam ve şöhrete dayalı darasını çıkarırsanız, ne yazık ki geriye net olarak önemli bir şeyin kalmayacağını göreceksiniz! (Cumali)
- Kur'an'ı Kerim'in hayır olduğuna iman eden bütün Müslümanlara şunu sormak istiyoruz: Başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in, size, sizin yaşantınıza, sizin düşüncelerinize, sizin eylemlerinize şimdiye kadar ne hayrı oldu? İşte bu soruya yeterli ve olumlu cevap veremeyen kimseler, başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in hayrına ulaşamayan, bu hayırdan nasiplenemeyen kimselerdir. (Kur'an'a Yönelirken)
- Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir. (Tevhid ve Şirk)
- Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı? (Tevhid ve Şirk)
- Allah için ölmek ne kadar güzel ise Allah için yaşamak da o kadar güzeldir. (Cumali)
- Camideki cemaatın durumunu tekrar gözden geçirdi. Kelime-i tevhidi açıklarsa, cemaatten itiraz edenler olacaktı. Çünkü kelime-i tevhidin gereği olarak, insanlara ilahlık taslayan bütün politikacıların, insanlara ilahlık taslayan bütün İdeolojilerin, bütün sistemlerin, bütün devletlerin reddedilmesi gerekecekti. Tevhid, sadece ve sadece Allah'a kulluk etmekti. Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul etmekti. Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişiler, hüküm koyan merciler varsa, Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık taslayan bu kişilerin, bu mercilerin reddedilmesi gerekirdi. (Cumaya 5 Kala)
- Gözyaşı, yaraları yıkar, mikrop kapmasını engeller, gönül yangınını söndürür. (Kimlik Tercihi)
- Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var (Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1)
- "İnsan ölümle karşılaştığı zama geçmişinin bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenirdi. " (Yaşama Fırsatı)
- Müslüman bir erkeğin karısının haklarına riayet etmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi, Müslüman bir kadının kocasının haklarına riayet etmesi ve onun hizmetini görmesi , Allah'ın rızası gözetilerek yapıldığı sürece , Allah'a kulluk içine girmekte ve karşılığı ecir olmaktadır . (Kadının Onuru)
- “Mü’minin her yaşı güzeldir” buyuruyor. (Cumali)
- "Sınırlı bir menzili ve keyfiyeti olan gôrme duyumuzdan hareket ederek herşeyi hakkıyla gören "Basir'ı" tanımlayacağımız gibi, şimdiki zamana bağlı sabrımız dan hareketle zamandan ve mekandan münezzeh olan Rabbimizin sabrını tanımlayamayız. Rabbîmizi kendimize göre "tanımlamaktan" sakınmamız ise elbetteki bizleri Rahmân olan Allah'ı âyetlerden hareketle tanımaya- anlamaya çalışmaktan alıkoymamalıdır." 23 MESELE // Mehmed ALAGAŞ, sh,74 - Insan Dergisi Yayınları (23 Mesele)
- Mesela duyduğu bir rahatsızlıktan dolayı doktora giden ve muayenesi sonucu öleceğini öğrenen insanın durumu ne olur hiç düşündünüz mü? Bu insanın dünyası ve dünyaya bakışı bir anda değişir! Sevdiği bir çok şeye karşı, sevgisini yitiriverir. Anlamlı gördüğü birçok şey anlamsızlaşıverir. Şu an dert edindiği birçok şey, dert olmaktan çıkar. Korktuğu birçok şeyden korkmaz olur. Elli yıl çalışarak biriktirdiği milyarları, elli gün daha fazla yaşamak için vermek ister. Bu insan müslümansa, ne yazık ki bu müslümanda da değişiklikler olur. Ölüm haberine her an hazır olan, bu haberi her an bekleyebilen bir müslümanda olmayacak, olmaması gereken değişiklikler, zamanımızdaki birçok müslümanda oluverir. Ölüm haberini alan bu müslüman bir anda kendisine geliverir. Öldükten sonra hesaba çekileceğini bildiği için, başını arkaya çevirerek hesap vereceği yaşantısına bakar. Sevdiği Rabbi için yapmadığı, ertelediği, geciktirdiği bütün güzel eylemler bir dağ gibi yığılır gözlerinin önüne! Ağlamaya, hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Öleceği için değil, amel heybesini, güzel amellerle dolduramadığı için, göğsünü ve gönlünü gere gere "Ey güzel Allah'ım, ey güzel Rabbim, bana lûtfettiğin ömrümle sana bu amellerimi getirdim" diyemeyeceği için ağlar ve ağlar ve ağlar... Tabi ki gecikmiş bir idrak, gecikmiş bir gözyaşlarıdır bunlar. O halde sizler, sizler geç kalmayın canlar, geç kalmayın arkadaşlar! Şimdi gülüp, ölürken ağlayanlardan değil, şimdi ağlayıp,ölürken gülenlerden olun... Vakit öldüren ölülerden değil, dipdiri eylemlerle vakitlerini dirilten, dirilerden olun.. Çünkü sizlere bir doktor, bir profosör, bir kahin değil, sizleri yaratan Allah ve O'nun Rasulü bildiriyor. ÖLECEKSİNİZ...! (Kişiye Özel)
- Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!. (Yaşama Fırsatı)