diorex
Dedas

Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor kimin eseri? Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor kitabının yazarı kimdir? Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor konusu ve anafikri nedir? Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor kitabı ne anlatıyor? Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.03.2022 06:00
Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alev Alatlı

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051852522

Sayfa Sayısı: 190

Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Ben böyle düşünüyorum!” demekle olmuyor. Yıllar var ki, “münazara” sözcüğü dilden düştü. “Safsata” sözcüğü ise her nedense yobazlıkla özdeşleştirildi, batıl inanç anlamında kullanılır oldu. Oysa akıl yürütme yetisinin hatalı kullanımı anlamına gelir, bir yöntem sorunundan ibarettir, safsata.

Dinle, imanla, inançla ilgisi yoktur. Başta Türkçenin kötü kullanımı olmak üzere, eksik bilgi, önyargı, duygusallık, acelecilik, özensizlik, aşırı genelleme, duygu sömürüsü

gibi nedenlerden kaynaklanır.

Safsata kural olduğunda, konuşanlar birbirini duymaz olurlar. Kısır ortamı dolaylı karalama, sahte açmaz, tecahülü arifane, felaket tellallığı, girift soru gibi laf cambazlıkları doldurur.

Gece gündüz televizyondan, basından, siyasilerden, hatta maalesef yakınlarınızdan yayılan temelsiz ahkâmın farkında olmamanız mümkün değil. Öyleyse, sorgulayın. Başta konuştuğunuz Türkçe olmak üzere, fikirlerinizi, tercihlerinizi, size söylenenleri ya da duyduklarınızı illa ki sorgulayın. Bıkmadan, üşenmeden, yılmadan sorgulayın. Sosyal medya münazaraya el veren bir mecra değildir, twite laf yetiştirmekle kaybedeceğiniz zamanı mesela “ad hominem” safsata nedir, onu öğrenmeye ayırın. Öğrenin ki, arkanızı dönüp gideceğiniz zamanı doğru kestirebilesiniz. Kendiniz yapıyorsanız da, yapmayın. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun.

Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor Alıntıları - Sözleri

  • Beni kimin nasıl sınıflandırdığını kestirmeye çalışarak yaşayamam.
  • Bir konuyu tartışırken belli kural ve yöntemlere uyulması gerektiğini unuttuk.Akıl yürütmenin, muhakemenin birtakım kuralları olduğunu, bu kuralların matematik kurallarına benzediğini unuttuk.Nasıl ki matematik kurallarına uymayan bir matematikçi düşünülemez."Ben böyle düşünüyorum."demekle olmuyor.Lakin nice yıllar var ki, "münazara" sözcüğü dilden düştü."Safsata" sözcüğü ise her nedense yobazlıkla özdeşleştirildi, batıl inanç anlamında kullanılır oldu.Oysa akıl yürütme yetisinin hatalı kullanımı anlamına gelir, bir yöntem sorunundan ibarettir, safsata.Dinle, imanla, inançla ilgisi yoktur.
  • İnsanoğlunun Allah'ın keşfetmesine izin vermediği bir şeyi bulabileceğine inanmıyorum.
  • Şempanzelerin ve gorillerin konuşmama nedenleri kortekslerinin kusurlu olması değil, larynx denilen ses tellerinin yokluğu ve dillerinin insanlarınki kadar esnek olmayışı.Oysa simgesel dil kullanabildikleri gibi, duyma özürlüler için kullanılan işaret dili öğretildiginde insanlarla iletişim kurabiliyorlar California'da eğitim gören Coco isimli gorilin binden fazla kelimeden oluşan bir dağarcığı var ve işaret dili kullanarak iletişim kurabiliyor.
  • .."duyduğunuz, gördüğünüz her şeyi sorgulamayı öğrenin".
  • Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir.
  • ...Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi: 1 Güzel koku, 2 Kadın, 3 Gözümün Nuru namaz
  • Mesela, siyasi ideolojiler, bir devletin, hükümetin, partinin ya da toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren düşünceler, Newton'un siyah-beyaz dünyası doğrultusunda yapılanırlar. İki kutuplu dünyada bireyin ya sağcı, ya da solcu olması beklenirdi. Hem solcu hem de sağcı olunabildiği iddiası kafa karışıklığına, hatta ihanete delalet etmesi kaçınılmazdı.
  • " Hasılı, insanoğlunun tecrübesi bir miktar iman talep eder. Daha yüce bir gücün varlığına, ölümden sonra yaşama duyulan inanç, yobazlığın ya da cehaletin değil, insanlık halimizin göstergesidir; aklımızın kısıtlamalarından, bilimin tüm soruları asla cevaplayamayacak olmasından doğar. "
  • Ailem bile sevmiyo başkası neden sevsin beni çok kötüyüm =(
  • Ortaçağ, Batı dünyasının en mümtaz beyinlerinin ciddi ciddi bir toplu iğnenin başına kaç meleğin sığabileceğini tartıştıkları bir uzun dönemdir, "Karanlık Çağlar" yakıştırması, boşuna değil.
  • Doğrusu, kandırılmış hissettiydim kendimi! Bakmayın siz halen de öyle hissediyorum! Sen bir ömür boyu Aristo'nun peşinde koş, bir de arkanı dön bak, adamlar Hoca Nasreddin mantığıyla akıllı makinalar, yapay zekâ üretiyor olsunlar. Biz de aman ne komik bu Hoca diye, gülmeye çalışalım, keh keh keh!
  • “Görün ki, teorik fizikçiler çoğunlukla hayalifener gibi insanlardır. Uzun yıllar adeta kendi kendi kafalarının içinde yaşar, derin derin düşünür, uyurgezer gibi yaşarlar. Sonra bir gün hayalleri patlar, ardından gelsin hipotezler, teoriler.”

Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitapta yapılan tanımıyla, "Akıl yürütme yetisinin hatalı kullanımı anlamına gelir, bir yöntem sorunundan ibarettir, safsata." Bir zaman önce, 2001 yılında Boyut Yayınları'ndan çıkan "Safsata Kılavuzu" kitabının bir nüshası internette ücretsiz olarak okuyuculara sunulmuştu. Kitabı bulamadığım için bu ücretsiz nüshadan okumuştum. İlgili kitapta yer alan bilgilerin yer aldığı site hâlâ çalışır durumda ve şu adresten ulaşılabilir: http://www.safsatakilavuzu.com/ "Ben Böyle Düşünüyorum!" Demekle Olmuyor kitabı da "Safsata Kılavuzu"nun geliştirilmiş hali oluyor. Eser yedi bölümden oluşuyor. Önce, mantık, düşünmek, dil, şuur, a priori, a posteriori gibi kavramlar ve bunlarla ilgili açıklamalar var. Bu kısımlarda, bilim ve düşünce tarihinden pek çok örnek okuyorsunuz. Önceki kitabın da alt başlığı olan "Laf Ola, Beri Gele" başlıklı dördüncü bölümde safsata türleri 10 başlıkta örnekleriyle açıklanıyor. Altıncı bölüm mantığın üç türünden; klasik mantık, diyalektik mantık ve çok değişkenli mantıktan bahsediyor. Kitabın büyük kısmı, bu çok değişkenli mantıkla ilgili aslında. Son bölüm ise Bart Kosko'nun "Tanrıyı Savunmak" makalesinin bir uyarlamasıyla son buluyor. Bu bölümde Kosko'nun, Harari'nin Homo Deus'undakine benzer gelecek öngörüleri yer alıyor. Alt başlıklara verilen isimler de ilginç: "pencere". Yazar bunun gerekçesi olarak, Windows işletim sisteminden esinlendiğini söylüyor. Bir de "Necefli Maşrapa" başlıkları var. Bunlar da tek televizyon zamanıyla ilgili; anametni açıklayan bilgiler bu başlıkla verilmiş. Son zamanlarda okuduğum en akıcı kitaptı. Safsataların hepsini (50'den fazlalar) akılda tutmak kolay olmasa da bunlarla her gün her yerde (sosyal medya, TV, gazete, kitap vd.) karşılaştığımızı düşünürsek, farkındalığı arttıran bir kitap olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Mantıkla kurulmuş gibi görünen bir cümlenin aslında ne kadar çok safsata içerebileceğine şahit oldum. İncelemesini yaptığım bu satırlarda bile o safsatalardan bulunabilir :) Kitabın dizgisinde tuhaf bir durum vardı. Sıklıkla, noktalama işaretleri ile sonraki kelime arasında boşluk yoktu. Bazı kelimeler yineleme olmadıkları halde iki kez yazılmıştı. Bazı kelimelerin ise hecelerinden biri eksikti. Bilimsel yöntem, bilim tarihi, mantık, bulanık (saçaklı-fuzzy) mantık konularına ilgi duyanların kaçırmaması gereken bir kitap. (Ferdi Bişkin)

Psikolojide her şey nasıl ''bahane'' olarak adlandırılıyorsa, felsefede de sanırım bunun karşılığı ''safsata''. Neredeyse kategorize edilmeyen durum yok ki hepsinin adı da safsata olmasın. Bu kadar çok safsata çeşidi olduğunu bile bilmiyordum. Genelde önermeler gazetelerden alınmış ve hangi safsata grubuna dahil olduğu liste şeklinde verilmiş. Kitaptaki safsata başlıkları; Cinaslı safsata, Vurgulamalı safsata, Çok anlamlılık safsatası, Ezkaza safsatası, Genelleştirme safsatası, Dolaylı adam karalama, Sen kendine bak!, Konuyu saptırma safsatası, Terkip safsatası, Ayrıştırma safsatası, Kısır döngü safsatası, Alakasız sonuç safsatası, Korkuluk safsatası, Alakasız amaç safsatası, Cambaza bak! Olsa da bir olmasa da bir!,Sahte açmaz, Tecahülü arifane, Felaket tellallığı, Girift soru, Köşeye sıkıştırma, Başka çare yok!, Yanlış sebep safsatası, ''Öncesinde'' safsatası, Müşterek etki, Devede kulak safsatası, Bağlılaşım/illiyet hatası, Girift nedenler safsatası, Yetersiz örneklem, Kötü örneklem, Yanlış benzetme safsatası, Özensiz çıkarım, Saptırma safsatası, Kumarbaz safsatası, Bir bilen safsatası, Niteliksiz kaynak, Yaygın mutabakat, Yaygın tutum, Grup baskısı, Faydacı safsata, Yaranma safsatası, Dayatma safsatası, Mazruf değil zarf, Genetik safsata, Tehdit safsatası, Acındırma safsatası, Ön yargılı dil safsatası, Özel mazeret safsatası, Velhasıl hayatımız safsata! (Esteban)

Felsefe, Din, eğitim, siyaset vb. içinde herşeyin olduğu bir kitap. Bu konuları içeren haber yazılarının incelendiği bir inceleme kitabı. Aslında yukarda saydığımız bu konularla ilgili yapılan haberlerin çoğunun “safsatadan” ibaret olduğunu görüyoruz. Safsatanın da çeşitleri var tabi. İşte yazarımız da bize özellikle safsata çeşitlerinden bahsediyor. Daha sonra çeşitli gündem maddeleriyle ilgili haberleri paylaşıp, hangi safsata çeşidine girdiğine dair inceleme yapmamızı sağlıyor. Eskiden TRT’nin verdiği aralara gönderme yaparak “Necefli Maşrapa” adı altında incelemelere ara verip bize güzel bilgiler de veriyor. Tabiki bir eğitimci olarak eğitim alanında verdiği örnekler daha çok dikkatimi çekti. Özellikle şöyle bir ifade geçiyordu kitapta:” Yabancı dil eğitimine karşı değilim ama yabancı dilde eğitime karşıyım. Örneğin; çocuk İngilizceyi de matematiği de bilmiyor ve biz çocuğa bilmediği bir şeyi bilmediği başka birşeyle öğretmeye çalışıyoruz.Sonra da o kadar emek veriyoruz neden öğrenmiyorlar diye yargılıyoruz çocukları.(aslında anlatılan şeyi özetledim, cümleler bana ait) Bu bana inanılmaz mantıklı geldi. Çok akıcı ve muhakeme yeteneğinizi kuvvetlendiren bir kitap. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. İnceleme kitabı, hemen bitiyor zaten. (yildizistan)

Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?

Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.

Alev Alatlı Kitapları - Eserleri

  • Kabus
  • Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
  • Fesüphanallah!
  • Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
  • Rüya
  • 'Nuke' Türkiye!

  • Beyaz Türkler Küstüler
  • İşkenceci
  • Aydınlanma Değil, Merhamet!
  • Valla, Kurda Yedirdin Beni
  • O. K Musti Türkiye Tamamdır
  • Hayır! Diyebilmeli İnsan
  • Hafazanallah!

  • Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
  • Kadere Karşı Koy A. Ş.
  • Aydın Despotizmi
  • Safsata Kılavuzu
  • Dünya Nöbeti
  • Aklın Yolu da Bir Değildir
  • Hollywood'u Kapattığım Gün

  • Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
  • Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
  • Şimdi Değilse Ne Zaman?
  • Suç Ortağı Hollywood
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
  • Yorumsuz
  • İşkenceci

  • Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2

Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri

  • Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
  • ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
  • " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
  • Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
  • Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)

  • Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
  • Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
  • Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
  • Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
  • Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)

  • Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
  • Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
  • ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
  • Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
  • Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
  • Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)

Yorum Yaz