matesis
dedas

Ben, Kirke - Madeline Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ben, Kirke kimin eseri? Ben, Kirke kitabının yazarı kimdir? Ben, Kirke konusu ve anafikri nedir? Ben, Kirke kitabı ne anlatıyor? Ben, Kirke PDF indirme linki var mı? Ben, Kirke kitabının yazarı Madeline Miller kimdir? İşte Ben, Kirke kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 21.05.2022 01:00
Ben, Kirke - Madeline Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Madeline Miller

Çevirmen: Seda Çıngay

Editör: Alican Saygı Ortanca

Tasarımcı: Hamdi Akçay

Orijinal Adı: Circe

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053759584

Sayfa Sayısı: 408

Ben, Kirke Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

NPR, Washington Post, Buzzfeed, People, Time, Amazon, Entertainment Weekly, Bustle ve Newsweek'e göre Yılın En İyi Kitabı

Goodreads okurlarına göre 2018'in En İyi Fantastik Kitabı

“Bu dikkat çekici hikâye sizi, Kirke'nin yaptığı bir büyü gibi etkisi altına alacak.”

- Mary Doria Russell, Serçe'nin yazarı

“Tek kelimeyle büyüleyici ve zarif anlatımıyla Ben, Kirke, kadın yaşamının sıradan ve de sıradışı bir hikâyesi.”

- Eimear McBride, Kız Natamam Bir Şeydir ‘ in yazarı

Ozanlar benden, –erkek– kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi.

Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.

Ben, Helios'un kızı, Aiaie Cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm.

Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.

Ben, Kirke'de Madeline Miller; Odysseus, İkaros, Minotauros, Prometheus ve Zeus gibi mitolojik karakterlerin binlerce yıldır anlatılagelen hikâyesini farklı bir bakış açısından sunmakla kalmayıp Olymposlu tanrıların dünyasını Homeros'un destansılığında aktarmayı başarıyor.

Ben, Kirke Alıntıları - Sözleri

  • “ Ne diyebilirim? Dünya adil bir yer değil. “
  • “ Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.”
  • Acıyor, hâlâ acıyor, hâlâ, hâlâ.
  • Cüretkâr hareketlerle utanmazlık aynı şey değildir.
  • Onu sevseydim çoktan çekip gitmiş olurdu, oysa kaçınmam tekrar tekrar geri dönmesine neden oluyordu.
  • Gökyüzünü perdeleyebilirim. Hele beni gözlemeye çalışın bakalım.
  • Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?
  • “İyi olup olmadığımı bilmiyordum, bana hiçbir şey bilmiyormuşum gibi geliyordu.”
  • "... yitip gitmiş o hayal için içimde ne kadar gözyaşı varsa hepsi kurumuştu."
  • "Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?"
  • Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. -Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.
  • En iyi demir bile fazla dövülürse pürtüklenir.
  • Düşünceye yaraymış gibi dokundum, ne kadar acıdığına baktım.
  • Kimsenin göründüğü gibi olmadığını aklında tut.

Ben, Kirke İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Soruyorum size. Çok yaşayıp az sevmek mi, az yaşayıp çok sevmek mi?: Herkese merhaba! Uzun zamandır inceleme yazmıyordum. Bunun kesinlikle yapamamamdan kaynaklandığını düşünmeyin. Söylemek istediğim o kadar çok şey oluyor ki anca bir video ile anlatabilirim. Şimdi elimden geldiğince anlatacağım. Eğer yeterli gelmezse lütfen belirtin. Daha derinlere inebilirim. Ayrıca şunu da söylemek zorundayım. Benim uzun incelemeler yazdığımı biliyorsunuz. Spoileri de fazlasıyla verdiğimi biliyorsunuz. Ama bu sefer çok fazla spoi vermeyeceğim. Yani çalışacağım en azından. Çünkü şahsi fikrim mitolojinin gizemlerle ve entrikalardan oluştuğunu bildiğim için bunun kendi kendinize okuyup algılamanızdır. Şimdi bir sürü kişiye sövdüreceğimi şimdiden belirtmek isterim. Bir de konuyu yazmayacağım yani kısaca üzerinden geçeceğim kalanını da maddeler halinde yazacağım. Bilginize:) **************************************************** Konumuz zamanların Güneş Titan'ı olan Helios'un kızı Kirke ile alakalıdır. Annesi Perseis'tir. Kardeşleri Aietes, Perses ve Pasiphae'dir. Eşi Odysseus olarak geçer. Herhangi bir resmiyet olmasa da sonuçta aynı yatağa yattıkları için eş olarak kabul edilirler. (Bir kaç kitap daha okursanız bu yatağa yatma işini çok iyi kavrayabilirsiniz. Çünkü biraz karışıktır.) Ve yatak da çok önemli bir etkendir Yunan Mitolojisi'nde. E dolaylı yoldan çocukları olur. Telegonos. Daha sonra Telegonos Athena'nın teklifi üzerine kendi krallığını kurmaya gider. Bu sırada da Odysseus'un ilk karısı Penelope ve onun çocuğu Telemakhos gelir. Telegonos gittikten sonra Kirke de Telemakhos ile birlikte yola çıkar. Skylla'yı halleder. Sonra da kendi yuvalarını kurmak üzere giderler. ***************************************************** 1) Helios ilk başta çok iyi davranıyordu. Sonradan bir anda katılaştı. O zaman ya baştan kötü yapacaktın ya da iyi. Bu tanrıların da sağı solları belli olmuyor. 2) Annesinin bir nympha olması da garip. Nasıl olsa o Titan Helios yani. 3) Kardeşleri çok boş kaldı. Yani Krallıkları nasıl, çocukları nasıl, kendileri. Kirke'den daha fazla mı yüceler tarzında. 4) Eskiden Aietes Kirke'ye yardım eder zannediyordum. Ama barıştılar mı bilmiyoruz. Hem ilişkilerinin değişmesi ve Aietes'in Kirke'ye hesap sorması çok canımı sıktı. 5) Ben Telemakhos'u da oğlu olarak kabul edecek sanıyordum. Ama kocası oldu. Yine de onlar adına çok ama çok sevindim. Umarım çoook mutlu olursunuz:) ************************************************** Erkekler siz her istediğinize hesap soramazsınız. Bu hayat sadece sizin değil. Biz kadınız ve bundan gurur duyuyoruz. Bizim duygularımız var. İnsan duygulu olunca suçlu olmaz. İnsan olur. Ve insan olmak çok büyük bir lütuf biliyor musunuz? Çünkü biz sevdiklerimizin arkasından gidebiliyoruz sonsuzluğa. Buluşabiliyoruz onlarla. Ama siz yalnız kalıyorsunuz. Üzülüyorsunuz. Başkasıyla herhangi bir yatağa giriyorsunuz. Hiç mi utanmıyorsunuz? Ölümsüz olsanız bile eninde sonunda özünüze döneceksiniz. Siz de topraktan yapıldınız. Ama unutmayacaksınız. Kaybettiklerinizin sevgisini değil. Onlara yaptığınız bu işkenceyi. Nasılsa öldüler. Hayır, onlar yaşıyorlar. Ama siz böyle yaptıkça sözünüzden döndükçe, onları tüketiyorsunuz. İşte o zaman unutuyorsunuz. Tanrılığınıza güveniyorsunuz. Şunu bilin, ölümlülerin sizden daha yüce bir gücü var: Sevgi. Ve bu oldukça soyumuz asla tükenmeyecek. Ölümsüz olmamıza gerek yok, erkek olmamıza gerek yok. Bizim için önemli olan yaşadığımız süre içinde mutlu olmak. Daha fazlası olsaydı benliğimizi kaybederdik. Mutsuz olarak hatırlanırdık. Zaten Kirke de son kararını verdi son satırda. Sevdiklerinin yanına gitmeyi tercih etti. Soruyorum size. Çok yaşayıp az sevmek mi, az yaşayıp çok sevmek mi? (Defne...)

O sadece kırgın bir tanrıçaydı...: Bu sefer “Ben, Kirke”nin incelemesini yazmak için aldım kalemi elime. Söylemek, yazmak istediğim çok şey var. Neye nereden başlamam gerek pek emin değilim. Ama sanırım bir yerden ipin ucunu tutmalıyım. Kitabı 23 günde bitirdim. Duyunca şaşırmış olabilirsiniz veya beğenmediğimi düşünecek olabilirsiniz ama aksine çok çok beğendim sadece eğitim hayatım dolayısıyla bir türlü gereken zamanı veremedim bu değerli kitaba. Peki kim bu Kirke? “Ben Helios’un kızı, Aiaie’nin cadısı Kirke...” Ondan hep kötü biri olarak söz edilirmiş. Çünkü o bir cadıydı. Herkes yine en iyi yaptığı şeyi yapmıştı onu bilmeden özünü anlamadan kötü ilan etmişti. Bunlara cevabı zaten Kirke kitabında veriyor: “Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.” der, Kirke. Bu küçük girişten sonra kitabı ve o yalnız tanrıçayı anlatayım naçizane sizlere. Kitap fantastik-mitolojik türde diyebileceğimiz bir eser. Mitolojik bir eser olduğunu öğrenince mitolojiyle ilgili hiç bilgisi olmayan biri olarak okumam doğru olur mu acaba diye durup bir düşündüm ve biraz araştırınca çok fazla bir mitolojik bilgiye sahip olmasam bile okuyabileceğim kanısına vardım. Kitabı okumuş biri olarak gönül rahatlığıyla herhangi bir mitolojik bilgiye sahip olmadan okuyabileceğiniz bir kitap diyebilirim ve bence kesinlikle okuyun. Zaten kitabın son birkaç sayfasında kitapta adı geçen tanrılar, ölümsüzler, titanlar vs hakkında bilmeniz gereken bilgiler veriliyor. O kısımdaki bilgiler yeterli olur kitabı okuyup anlayabilmenize. Peki kim bu yalnız cadı tanrıçamız? Güneş tanrısı Helios’un kızı. Böyle bir babaya sahip ama o babanın sevgisinden yoksun bırakılmış bir tanrıça... Hatta yakını sayılabilecek çoğu kişi tarafından sevilmemiş bir tanrıça... Onun başına gelen olayların asıl nedeni de bu sevgisizlik aslında. Sevgisizlik, yalnızlık ve kırgınlık kişiye neler yaptırabilir? Sınırlarını ne kadar zorlayabilir? Bunun yanıtını size bırakıyorum. Yanıt aramak isteyenler kitabı okuyabilir. Kitap sadece sevgisizliğin boğduğu bir denizdeki tanrıçanın başından geçenleri anlatmıyor. Kitabı bu kadar basite indirgersem büyük haksızlık etmiş olurum. Kadın olmayı, anne olmayı ve bunların zorluklarını o kadar güzel anlatmış ki bir yerden sonra şunu dedirtti kitap bana “kadın olmak her yerde her şekilde zor söz konusu bir tanrıça olsan bile...” Acının kitabı da sayılır benim nazarımda bu kitap... Kesinlikle ama kesinlikle okumanızı öneririm. Mücadele eden bir kadının, annenin kitabı bu... (Duygu Macit)

Bugün ilk defa bir mitoloji kitabı okudum, hatta onunla da yetinmeyip, üstüne üstlük bitirdim. Zor sanıyordum bu kitabı, mitoloji kitabı sonuçta, işin içinde olağanüstücülük var, değişik-farklı kavramlar var, Tanrılar var tanrılar... Tanrı varsa bilinmezlik vardır diye düşündüm, çünkü ben hiçbir zaman tanrıyı veya tanrıları anlayamadım, çözemedim. Ama düşündüğüm gibi değilmiş. Bu kitap, okuduğun takdirde, aslında hakkını vererek okuduğun takdirde, mükemmel bir okuma zevki yaşatabilen bir eser özelliği taşıyabilir okuyanlar için. Ha bir de unutmadan söyleyeyim bir kadının mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim çünkü kadınlar için fazlasıyla ilham verici bir kurgusu vardı. (Halil Vural)

Ben, Kirke PDF indirme linki var mı?

Madeline Miller - Ben, Kirke kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ben, Kirke PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Madeline Miller Kimdir?

Madeline Miller, Amerikalı romancı, Akhilleus'un Şarkısı ve Ben Kirke'nin yazarı. Miller, Latin ve Yunanca öğretmeni olarak çalışırken, 10 yılda Akhilleus'un Şarkısı'nı yazdı.

Eğitim: Brown Üniversitesi, The Shipley School, Yale School of Drama

Madeline Miller Kitapları - Eserleri

  • Akhilleus'un Şarkısı
  • Ben, Kirke
  • Galatea

Madeline Miller Alıntıları - Sözleri

  • Bu dünyaya bir an daha dayanamayacağım, diye düşündüm. -Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap. (Ben, Kirke)
  • "Mutlu olan bir kahraman söyle bana." Düşündüm. Herakles delirip ailesini öldürmüştü; Theseus karısını ve babasını yitirmişti; İason'un eski karısı, yeni karısıyla çocuklarını katletmişti; Bellerophontes Khimaira'yı öldürmüş ama Pegasos'un sırtından düşüp sakat kalmıştı. "Söyleyemezsin." Akhilleus doğrulup oturmuştu, öne eğiliyordu. "Söyleyemem." "Biliyorum. Hem ünlü hem de mutlu olmana asla izin vermezler." Tek kaşını kaldırdı. "Sana bir sır vereceğim." "Söyle." Böyle davranması çok hoşuma gidiyordu. "Hem ünlü hem de mutlu ilk kahraman ben olacağım.” Elimi tuttu, avuçlarımızı birbirine dayadı. "Yemin et." "Niye ben yemin ediyorum?" "Sebep sensin de ondan. Yemin et." "Yemin ediyorum," dedim. Yanaklarındaki rengin, gözlerindeki alevin içinde kaybolmuştum. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Everyone looked at me, because I was the most beautiful woman in the town. I don't say this to boast, because there is nothing in to boast of. It was nothing I did myself. (Galatea)
  • Birbirimizde yaralar açtık ama hiçbiri ölümcül değil. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • “ Ne diyebilirim? Dünya adil bir yer değil. “ (Ben, Kirke)
  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarının yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu . (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. Ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • “ Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.” (Ben, Kirke)
  • Kimsenin göründüğü gibi olmadığını aklında tut. (Ben, Kirke)
  • "... yitip gitmiş o hayal için içimde ne kadar gözyaşı varsa hepsi kurumuştu." (Ben, Kirke)
  • Cüretkâr hareketlerle utanmazlık aynı şey değildir. (Ben, Kirke)
  • Bazıları için koca destanlar yazılırdı bazıları içinse birkaç satır… (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Gökyüzünü perdeleyebilirim. Hele beni gözlemeye çalışın bakalım. (Ben, Kirke)
  • Düşünceye yaraymış gibi dokundum, ne kadar acıdığına baktım. (Ben, Kirke)
  • Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi? (Ben, Kirke)
  • Onu sevseydim çoktan çekip gitmiş olurdu, oysa kaçınmam tekrar tekrar geri dönmesine neden oluyordu. (Ben, Kirke)
  • Onu yalnızca dokunarak yalnızca koklayarak bile tanırdım;kör olsam bile nefeslerinden ,ayaklarını yere vuruşundan tanırdım.Ölmüş olsam bile ,dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu . (Akhilleus'un Şarkısı)
  • Şelalenin yakınında yaşayanların suyun sesini duymadıklarını söylerler. Ben de aynı şekilde Akhilleus’un kaçınılmaz yazgısının kulakları sağır edici uğultusuyla yaşamayı öğrenmiştim. (Akhilleus'un Şarkısı)
  • En iyi demir bile fazla dövülürse pürtüklenir. (Ben, Kirke)
  • "Yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?" (Ben, Kirke)

Yorum Yaz