diorex
Dedas

Ben Ruhi Bey Nasılım - Edip Cansever Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ben Ruhi Bey Nasılım kimin eseri? Ben Ruhi Bey Nasılım kitabının yazarı kimdir? Ben Ruhi Bey Nasılım konusu ve anafikri nedir? Ben Ruhi Bey Nasılım kitabı ne anlatıyor? Ben Ruhi Bey Nasılım PDF indirme linki var mı? Ben Ruhi Bey Nasılım kitabının yazarı Edip Cansever kimdir? İşte Ben Ruhi Bey Nasılım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 20.04.2022 10:00
Ben Ruhi Bey Nasılım - Edip Cansever Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Edip Cansever

Yayın Evi: Adam Yayınları

İSBN: 9789754186949

Sayfa Sayısı: 69

Ben Ruhi Bey Nasılım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Günümüz Türk şiirinde Edip Cansever'in önemli bir yeri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ben Ruhi Bey Nasılım Edip Cansever'in, Tragedyalar ile Çağrılmayan Yakup kitaplarının bir uzantısı sayılabilir. Cansever bu kitabında da insanın trajik varlığına eğilmiş, saptamanın, sergilemenin de ötesinde, insanın "aşama" gücünü hiçbir durumda yitiremeyeceğini bir daha kanıtlamıştır. Ben Ruhi Bey Nasılım bu yargıyı kanıtlayan bir Edip Cansever şiiridir.

Ben Ruhi Bey Nasılım Alıntıları - Sözleri

  • Bütünüyle bir semte benziyor Ruhi Bey Binlerce, on binlerce kedinin hep birden kımıldadığı Kedilerden örülmüş birsemte Ve soğuk bir tuvalde yerini bulamamış renkler gibi Soğuk ve ayakta tutan çelişkileri Bir görünümden bir başka görünüme kolayca sıçranan Her şeyin, ama herşeyin çok dıştan farkedildiği Eh belki de bir satır fazlalığı ya da bir satır eksikliği Belki de genç bir şairden ödünç alınan. Yürüyor mu, yüremeyi mi düşünüyor Ruhi Bey Düşünmesi daha mı sonra koyuluyor yola Nereye gidecek ama, nereye varacak sanki Yoksa bir oyun tadı mı buluyor bunda Oyundan atılmaktan korkmayan bir oyuncu gibi Boşvermiş de sanki oyunun kurallarına Üstelik son bölümde, perdenin kapanmasına Azıcık vakit kalmış Ya da vakit var daha. Ama ne çıkar Gövdenin yazgıya başkaldırması mı Ruhi Beyin Başkaldırması mı yoksa Vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı Vaktinde anlamanın sevinci mi Ya da biraz geç kalmanın O gereksiz tedirginliği mi Hangisi Ama belli ki sonundayız her şeyin En sonunda.
  • O ben ki Bir kadında bir çocuk hayaleti mi Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Yalnızca bir hayalet mi yoksa. Ne peki Yere dökülen bir un sessizliği mi Göğe bırakılmış bir balon sessizliği mi İşini bitirmiş bir org tamircisinin Tuşlardan birine dokunacakkenki Dikkati ve tedirginliği mi. Bekler mi beni Her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseyen Bir sürü yaz gününün içinde Acaba bekler mi beni Uykularım, o sonsuz uykularım
  • Ve dünya bana gülümsedi.
  • olmaz ki, kimse kimseyi sevemez. ama hiç kimse.
  • Acımayı unuttum Sevinmeyi unuttum Ben artık her şeyi unutuyorum
  • Günlerden ne? Pazartesi!
  • Ben ki bir ölüyü beklemekle geçirdim geceyi..
  • Kimseye bir şey söylemedim Ama bir daha gelmedi Ne sevgi, ne nefret, önceleri bir şey duymadım Sadece gelsin istedim Uyanık bekledim Gelsin istedim Ama bir daha gelmedi
  • Ölüler ki bir gün gömülür İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler İnsan yaşıyorken özgürdür
  • Bırakıp gidiyor anılarımı rüzgar Denize bırakılmış çöpler gibi Yol kenarlarında birikmiş gereksiz eşyalar gibi Geri veriyor ve çekip gidiyor usulca
  • Acaba bekler mi beni Uykularım, o sonsuz uykularım
  • "Biri fotoğrafımı çekiyorkenki gibi durdum Azıcık gülümsedim Ve dünya bana gülümsedi"
  • ben kendime bir karanfil mezarı satın aldım beni oraya gömecekler
  • "Acımayı unuttum, Sevinmeyi unuttum, Ben her şeyi artık unutuyorum Ama o geçerken ne yalan söyleyeyim şuramda bir ağrı duydum."

Ben Ruhi Bey Nasılım İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Canım Ruhi Bey. Bir şiir kitabına inceleme yazacağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu. Zirâ herkesin mânâsı kendine. Lakin bu kitapta bir tek mânâ sezinledim; ölüm ve ölüme giden mutluluk. Ölüm nasıl bu kadar anlamlı ve okurken mutluluk verebilir insana.? Aynı duyguyu yazar/umit-yasar-oguzcan da hissetmiştim fakat tek bir farkla. Ümit Yaşar dizeleri beni bunalıma, karamsarlığa hatta bir çıkmaza sürükledi. Cansever dizelerini ise büyük bir dinginlikle karşıladım hatta huzur buldum diyebilirim. Bakınız: O kadar bekledim ki, geliyorum Ölümü bekledim, geliyorum Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini Bekledim geliyorum Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey Ölümü gömdüm geliyorum Bir sonbahar günüydü, geliyorum Ve bütün kötülükler Ölümün armaları gibiydi Size anlatırım,geliyorum Betimlemeleri isabetle sabit, sanki Ruhi Bey ile karşılıklı susuyorum.. Ben Ruhi Bey oluyorum.. Su gibi akıp giden lakin götürmekten ziyade geride bir şeyler bırakan bir eser olmuş. Son olarak bu güzel satırlarla veda etmek isterim. Buyurunuz: Gecen gün gördüm Acımayı unuttum Sevinmeyi unuttum Ben her şeyi artık unutuyorum    Ama o geçerken ne yalan söyleyeyim şuramda bir ağrı                    duydum Ağrı da değildi belki, hani, nasıl Gövdemi yeniden buldum Acılar acılara eklenince ağırlaşıyor Gövdem de ağırlaşıyor Ruhi Beyle ben kocaman bir demet karanfil oluyoruz Şu üstümdeki boşluk kadar Bir demet Yok artık pek konuşmuyoruz Benim sözlerim eksildi Onunki de eksildi Zaten kelimeler sonludur Öyle değil mi Donuk donuk bakışıyoruz Ben ölüme iyice yakın O yaşamaktan uzak Öyle bir gök içinde durmuş gibiyiz Karanfiller ölürken Karanfillerden bir deniz. (Hercümerç)

Edip Cansever bu şiirin hikayesini şöyle anlatmış; “Ben Ruhi Bey Nasılım adlı kitabımı, bugünden çocukluğuma doğru uzanan bir çizgiyi bölüm bölüm yazarak sürdürmeyi düşünmüştüm. Baştan dört bölümü de bu amaçla yazmıştım. Kitap hem yavaş yürüyordu, hem de bir yerde tıkanıp kalacak gibiydi. Bir süre yazmayı bıraktım. Bir gün Krepen Pasajı'nda bir başıma oturuyordum. Yazdı, hava sıcaktı. Pasaj da oldukça tenhaydı. Dipte, köşede bir garson uyukluyordu. Diyebilirim ki, şiirme bir dekor hazırlanıyordu sanki. Nitekim biraz sonra ilk oyuncu sahneye girdi. Pasaj’a sık sık gidenler iyi bilirler, sakalları uzamış, saçları dökük ve yağlı, askılı pantolonunu karnının üstüne kadar çekmiş, omzunda birkaç kemerle dolaşan ve kimselerle konuşmayan bir adam vardı. Daha önceleri çok gördüğüm halde ilgimi pek çekmeyen bu adam, dışarıdaki masalardan birine, tam karşıma oturdu. Dikkatle izlemeye başladım. Kendi kendiyle konuşur gibi dudaklarını hafiften kıpırdatıyordu. Bir kadeh içki verdiler, içti. Birdenbire Ruhi Bey'i daha yazılmamış olan Ruhi Bey'i bulduğumu anladım. Çocukluğumdan, gençliğimden ve ‘şimdi’lerden sıyrılarak onun dünyasıyla özdeşleştim. Eve döndüm, ilk notlarımı yazdım. Kitap o günkü rastlantıdan sonra hızla gelişti.” (red john)

Hâlet-i rûhiye deriz ya Ruhi Bey kendini öyle bir anlatır ki dizelerde, cidden bir tabure almışsınız ve yanına oturup Ruhi Bey'i dinliyormuşsunuz gibi hissettirir. Şiirde his işi değil midir? Basit ve gündelik, İbrahim Tenekeci'nin dediği gibi tıpkıbasım hayatlar, fakat hisli. Ölümü sever Ruhi Bey. Belki de dizelerine ölümü gömmüştür ve biz sadece gelip geçen ziyaretçilerizdir. Bilemem fakat güzel bir şiir kitabıydı. Anlamsız değildi anlaşılmazdı. Ve bu ikisi bambaşka şeyler... Edip Cansever'in Sonrası Kalır kitabından sonra okumalıydım biliyorum ama yine de sevdim. (Zeynep Mart)

Ben Ruhi Bey Nasılım PDF indirme linki var mı?

Edip Cansever - Ben Ruhi Bey Nasılım kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ben Ruhi Bey Nasılım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Edip Cansever Kimdir?

Edip Cansever (8 Ağustos 1928–28 Mayıs 1986), Türk şair.

8 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Kapalıçarşı’da turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı. 1976’dan sonra yalnızca şiirle uğraştı. Bodrum'da tatildeyken beyin kanaması geçirdi, tedavi için getirildiği İstanbul'da 28 Mayıs 1986’da yaşamını yitirdi.

Yaşamı

İlk şiiri 1944'te İstanbul dergisinde yayınlandı. Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Kaynak dergilerinde çıkan ilk gençlik şiirlerini "İkindi Üstü" kitabında topladı. Bu şiirlerde varlıklı, her şeye yaşama sevinciyle bakan bir gencin avarelikleri, duyguları ön plandaydı. 1951'de "Nokta" dergisini çıkardı. Bu dergi genç şairlerle ve yazarlarla tanışmasını sağladı. İlk kitabından 7 yıl sonra yayınladığı "Dirlik Düzenlik" bu dönemin ürünüdür. Bu kitaptaki şiirlerde düşünceyi dil içinde eritmeye yönelen, özlü bir söyleyiş ve çarpıcı biçim arayan, toplumsal eleştiri için mizah aracını kullanan bir tutum görüldü. 1957'de yayınlanan "Yerçekimli Karanfil" ile kendisine özgü bir şiir evreni kurdu. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şiirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bıraktı. "Dize işlevini yitirdi" gerekçesiyle yeni arayışlara yöneldi. Şiirde tiyatrodan esinlenen diyaloglar kullandı. "Nerde Antigone", "Tragedyalar", "Çağrılmayan Yakup" bu dönemin ürünleri. Yine de İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmadı. Kapalı, anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir şiire yöneldi. Çok farklı imgeler kullanırken bile düşünce öğesini gözardı etmedi. Yapıtlarına tutarlı bir bütünlük kazandırdı. Şiirinde düzyazı olanaklarını kullanmaktan da çekinmedi. Yalnız şiirleriyle değil tepkileri ve yaşama biçimiyle de kendisinden söz ettirdi. Sürekli yazan, yayınlayan bir şair olarak ilgileri hep üstünde tuttu.

Eserleri

Şiir Kitapları

İkindi Üstü (1947)

Dirlik Düzenlik (1954)

Yerçekimli Karanfil (1957)

Umutsuzlar Parkı (1958)

Petrol (1959)

Nerde Antigone (1961)

Tragedyalar (1964)

Çağrılmayan Yakup (1966)

Kirli Ağustos (1970)

Sonrası Kalır (1974)

Ben Ruhi Bey Nasılım (1976)

Sevda ile Sevgi (1977)

Şairin Seyir Defteri (1980)

Yeniden (1981)

Bezik Oynayan Kadınlar (1982)

İlkyaz Şikayetçileri (1984)

Oteller Kenti (1985)

Hikaye,Roman

Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonra, 1987)

Şiiri Şiirle Ölçmek: Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar. Hazırlayan: Devrim Dirlikyapan. Yapı Kredi Yayınları, 2009.

Ödüller

1958 Yeditepe Şiir Armağanı: "Yerçekimli Karanfil"

1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü: "Ben Ruhi Bey Nasılım"

1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü: "Yeniden"

Edip Cansever Kitapları - Eserleri

  • Yerçekimli Karanfil
  • Gelmiş Bulundum
  • Sonrası Kalır 1
  • Sonrası Kalır 2
  • Bezik Oynayan Kadınlar
  • Ben Ruhi Bey Nasılım
  • Öncesi de Kalır
  • Şiiri Şiirle Ölçmek
  • Gül Dönüyor Avucumda
  • Şairin Seyir Defteri
  • Seçme Şiirler
  • Karanfil Elden Ele
  • Sevda ile Sevgi
  • Çağrılmayan Yakup
  • İlkyaz Şikayetçileri
  • Oteller Kenti
  • Kirli Ağustos
  • Umutsuzlar Parkı
  • Sonrası Kalır
  • Tragedyalar
  • Petrol
  • Nerde Antigone
  • Dirlik Düzenlik
  • İki Satır, İki Satırdır
  • Yer Çekimli Karanfil
  • İkindi Üstü

Edip Cansever Alıntıları - Sözleri

  • Gizlisi yok, bu dünyada böyle sıkılmak iyi. Sıkılmak iyi baylar Biz hazır tuttukça böyle İçi yangında alev alev Dışı buz tutmuş kalplerimizi.. (Seçme Şiirler)
  • Biz bu şafak vaktinin neresindeyiz Öyle bir umut gibi gelip geçecek Yalnızım, yalnızsın, bize kim gülümseyecek. (Şairin Seyir Defteri)
  • İçimde yaz kırıkları. (Sonrası Kalır 2)
  • “Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin bir gülümseme gibi bulacağım kendimi” (Kirli Ağustos)
  • Bir canavar gibi düşünün isterseniz Herkes kendi düşündüğüyle kalacak. (Umutsuzlar Parkı)
  • Büyük bir oda. Bahçeye açılan bir pencere Ortada bir masa Yanda bir kapı Daha birkaç şey: Örneğin bir yunus balığı camdan, bir heykel Sabah. Duvarda gün tanrıları Rezeneler, sedef otları, küpe çiçekleri görünür pencereden Görünür ama görünmez (Nerde Antigone)
  • Ne geçmişteydi ne gelecekte İki düş parçasının kesiştiği yerde (İlkyaz Şikayetçileri)
  • Kimseye bir şey söylemedim Ama bir daha gelmedi Ne sevgi, ne nefret, önceleri bir şey duymadım Sadece gelsin istedim Uyanık bekledim Gelsin istedim Ama bir daha gelmedi (Ben Ruhi Bey Nasılım)
  • Güneşle karışıvermiş Kırın içinde ne varsa Öyle gürültüsüz ferah Sıcak sıcağına dünya. (Dirlik Düzenlik)
  • Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz (Tragedyalar)
  • Ben kendimi koruyordum Sanki bir çaresizlikten ödünç aldığım kendimi... (Çağrılmayan Yakup)
  • Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz. (Tragedyalar)
  • Renklerin gözleri var bakışlarımızı buluyor (Öncesi de Kalır)
  • Şurayı götürün dedim onlara Buraya da, burayı da Alın götürün dedim Çimenlerin tirşe buğusu üstünden Tirşe buğunun düşlere değen üstünden Düşlerin ayçiçeği giysilerinin üstünden O zaman anlatırım dedim onlara Pencere önümün niye uçtuğunu. (İlkyaz Şikayetçileri)
  • olmaz ki, kimse kimseyi sevemez. ama hiç kimse. (Ben Ruhi Bey Nasılım)
  • Hayır, beni sevmenden korkmuyorum. Beni sevmemenden korkuyorum. (İki Satır, İki Satırdır)
  • Saadet saadet evlerinde Saadeti sevmez Ibrahim'ler Ablası var saçları sıcakta Çözülmüş buzlar gibi akar (Dirlik Düzenlik)
  • Biliyor musun ? az az yaşıyorsun içimde.. (Gelmiş Bulundum)
  • Müthiş sıkılıyorum. Daha kötüsü, insanlardan soğuyorum galiba. Oysa ben onlarsız, onlara güvenmeden edemem. Ama elimden ne gelir. Sevgiden, yakınlıktan, insanca davranmaktan anlayanlar o kadar az ki. (Şiiri Şiirle Ölçmek)
  • “Yağmurdan çok, beni yağmur yağmış günlerin hatırlanması ıslatır.” (İki Satır, İki Satırdır)

Yorum Yaz