Beni Bırakma - Tahereh Mafi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Beni Bırakma kimin eseri? Beni Bırakma kitabının yazarı kimdir? Beni Bırakma konusu ve anafikri nedir? Beni Bırakma kitabı ne anlatıyor? Beni Bırakma PDF indirme linki var mı? Beni Bırakma kitabının yazarı Tahereh Mafi kimdir? İşte Beni Bırakma kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Tahereh Mafi
Çevirmen: Deniz Başkaya
Orijinal Adı: Unravel Me (Shatter Me #2)
Yayın Evi: Dex Yayınevi
İSBN: 9786050916027
Sayfa Sayısı: 421
Beni Bırakma Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Juliette, sonunda Omega Noktası'na ulaştı. Onu seven ve özel yetenekleri olan insanların yaşadığı, yeraltı direnişinin merkezine.
Yeniden Kuruluş'tan ve silah olarak kullanılmanın verdiği acıdan kaçmayı başarmıştı. Artık Adam'ı sevmekte özgürdü. Ama ölümcül dokunuştan asla kurtulmayacaktı, düşündüğünden de çok onu isteyen Warner'dan da.
Bana Dokunma ile başlayan nefes kesici serinin bu bölümünde, Juliette yaşamını değiştirecek kararı vermek zorunda. Asıl istediği ile olması gereken arasında bir seçim yapmalı ve sonucun tüm yaşamını değiştireceğini unutmamalı.
Kalbi ve Adam'ın yaşamı arasında korkunç bir seçim Juliette'i bekliyor.
Beni Bırakma Alıntıları - Sözleri
- Warner "Bu mümkün mü?" diye fısıldıyor. "Aramızdaki bu ateşi hissedememen?"
- "Aman tanrım!" diye fısıldıyorum. "Sen delisin." Kenji dizlerinin üzerine çokuyor. "Senin o tatlı mı tatlı aşkının delisiyim ben!" "Kenji!" Etrafima bakmaya çekindiğimden gözlerimi kaldıramasam da onu durdurmam şart. Her zaman aramızda bir oda dolusu insan olmasını sağlamalıyım. Şaka yaptığını bilsem de bunu sadece ben fark ediyor olabilirim.. "Ne?" dediğinde sesi odada patlıyor. "Aşkım seni utandırıyor mu?" "Lütfen... Lütfen ayağa kalk ve sesini alçalt." "Hayatta olmaz." "Nedenmiş o?" Artık sesimde yakaran bir ton var. "Çünkü sesimi alçaltırsam ne konuştuğumu duyamam. Ve sesimi işitmeye..." kısa bir es verip "bayılırım." diye ekliyor. Ona bakamıyorum bile. "Beni reddetme Juliette. Yalnız bir adamım ben." "Senin sorunun ne?" "Kalbimi kırıyorsun."
- "Sen..." diyor, fısıltıyla, harfleri tenime bir bir damgalayarak. Duraksıyor. Sonra... Daha yumuşakça Bu kez sözler ağzından neredeyse nefessiz çıkıyor. "...Sen beni mahvediyorsun."
- Kendi kendine gülümsüyor. "Kimse bilmek zorunda değil." diyor. "Ne demek istiyorsun?" "Ben kim olduğumu biliyorum ya," diyor. "Bu bana yeter."
- "Onu öldürmeyeceğim." "İyi." Anderson silahı tekrar başıma doğrultuyor. "O zaman ben bunu yaparım. Warner "Vur onu," diyor, "vur da ben de senin kafatasından bir kurşun geçireyim."
- Warner "Kimse bana senin baktıgın gibi bakmamıştı." diye fısıldıyor. "Kimse benimle senin gibi konuşmaz Juliette. Sen farklısın. Çok farklısın. Beni anlayacak olan sensin. Fakat dünyanın geri kalanının iyi niyetimi istediği yok."
- Kıpkırmızı olduğumdan, kırmızı ışıklar yaydığımdan şüphem yok. Warner bana "Kızarınca çok tatlı oluyorsun," diyor. "Fakat keşke hislerini aşkın için yalvaran birine harcamasan," Başını Adam'a doğru eğiyor. Ona "Yazık sana," diyor. "Bu müthiş aşağılayıcı olsa gerek." Adam ona çelik gibi bir sesle "Seni hasta pislik," diyor. "En azından gururum var."
- "Seninle gelmemi istiyorsun." Nefes alıp almadığımdan emin olamıyorum. "Evet." "Seninle kaçmamı istiyorsun." Bu gerçek olamaz. Kısa bir duraksama "Evet." "İnanamıyorum" Başımı tekrar tekrar iki yana sallıyorum. "Sen gerçekten aklını kaçırmışsın." Karanlıkta gülümsediğini neredeyse işitebiliyorum.
- "Neden buraya bir çift çorap getirdin?" diyerek sözünü kesiyorum. "İnsanlar yemek yemeye çalışıyor burada." Bir saniyeliğine duraksadıktan sonra gözlerini deviriyor. Sonra yanı başıma gelip atkuyruğumu çekiştiriyor. "Sizinle görüşmeme geç kalacaktım, ekselansları. Çorabımı giyecek vaktim olmadı." Elindeki çoraplara ve ayağındaki çizmelere işaret ediyor. "Bu çok iğrenç." "Benden etkilendiğini çok tuhaf şekillerde gösteriyorsun."
- Fakat tek bir cümleye takılıp kalıyorum. Tek sözcüğe. Sormam gerek. "O kadar kötü müydü?" "Kim?" Kenji gözlerini bana dikiyor. "Warner. Gerçekten o kadar acımasız mıydı?" "Acımasız mı?" dediğinde sesi neredeyse ıslık gibi çıkıyor. "Juliette o herif hasta. Bir hayvan o. İnsan olmanın ne demek olduğunu anladığını bile sanmıyorum. Bir cehennem varsa bence onun için özel olarak tasarlanmıştır." Karnıma giren kılıcı çıkarmam zor.
- "Juliette." "Benden uzak dur." derken titriyor, gözyaşlarımı dizginlemeye çalışıyorum ama bir yandan da küçülüp hiçlige karışıyorum çünkü nihayet hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorum Bu benim en büyük cezam olmalı. Bu acıyı hak ediyorum ben, dünyadaki bir avuç dostumdan birini öldürmenin acısını çekmek bana reva; büzüşüp sonsuza dek ortadan kaybolmayı istiyorum "Uzaklaş..." Warner "Juliette, lutfen." deyip bana yaklaşıyor. Yüzü gölgeler içinde. Bu tünel yeterince ışıklandırılmamış ve nereye açıldığını bilmiyorum. Tek bildigim Warner'la yalnız kalmak istemediğim. Şimdi olmaz. Bir daha olmaz. "Sana benden uzak durmanı söyledim." Sesim tirtiyor. "Seninle konuşmak istemiyorum. Lütfen... Beni rahat bırak!" "Seni böyle bırakamam!" diyor "Böyle ağlar halde!"
- "İsmimi söylemen çok hoşuma gidiyor, aşkım," diyor. "Sebebini bilmesem de." "Adın Warner değil," diye çıkışıyorum. "Adın Aaron." Şimdi gülümsemesi iyice yayvanlaşıyor. "Tanrım, bu çok hoş." "Adın mı?" "Sadece sen söylediğinde." "Aaron mı? Warner mi?" Gözleri kapanıyor. Başını geriye atıp duvara yaslıyor. Gamzeleri beliriyor.
- Ağzımdan "Değişebileceğini düşünüyorum," sözleri dökülüyor. "Bence herkes değişebilir." Ve gülümsüyor. Yüzünden duygulandığı, keyiflendiği okunuyor. "Bu çok hoş." diyor. "Hem de dayanılmayacak kadar. Çünkü buna gerçekten inanıyorsun."
- "Demek yanılmışım" Cümleyi sessizce, çok sessizce söylüyor "Beni istediğini düşünerek yanılmışım. Benimle olmak istediğini düşünerek" Parmakları omuzlarımı, kollarımı sıyırıyor, elleri bedenimin iki yanından aşağı kayıyor, bedenimin her santiminde geziniyor ve gerçek çıkıvermesin diye agzımı sıkı sıkı kapatıyorum ama beceremiyorum, beceremiyorum, beceremiyorum çünkü şu an bildigim tek gerçek aklımı kaybetmeme saniyeler kaldığı. "Bana bir şeyler söyle, aşkım" Çeneme yaslı dudakları fısıldıyor "Ben de mi körüm?" Ölecegim, gerçekten. "Senin soytarın olmayacağım!" Benden kopuyor. "Sana karşı hislerimle alay etmene izin vermeyeceğim! Beni vurma kararına saygı duyabilirim Juliette ama bunu yapman, bana yaptığın..." Güçlükle konuşuyor. Elini yüzünde gezdiriyor, sonra iki elini de çığlık atmak, bir şeyleri kırıp dökmek istermiş gibi bir halı var, gerçekten, cidden aklını kaçıracakmış gibi. Nihayet konuşuyor, sesi hırıltılı bir fısıltı. "Korkakça bu," diyor. "Senden çok daha iyisinı beklerdim."
- "Çünku öyle demiştin değil mi? Benden nefret ettiğini söylemiştin." Warner'in karşısına, yere kıvrılıyorum. Dizlerimi göğsüme çekiyorum. Ayaklarımın altındaki taşa odaklanıyorum. "Senden nefret etmiyorum." Warner sanki nefes almayı bırakıyor.
Beni Bırakma İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"İsmimi söylemen çok hoşuma gidiyor, aşkım," diyor. "Sebebini bilmesem de." "Adın Warner değil," diye çıkışıyorum. "Adın Aaron." Şimdi gülümsemesi iyice yayvanlaşıyor. "Tanrım, bu çok hoş." "Adın mı?" "Sadece sen söylediğinde." "Aaron mı? Warner mi?" Gözleri kapanıyor. Başını geriye atıp duvara yaslıyor. Gamzeleri beliriyor. & Tahereh Mafi evlilik düşünür müsün??? Çünkü beni bu kitapla cidden kalbimden vurdun da. Seri ikinci kitapta akıcılığını mükemmelliğini asla kaybetmedi. Aksine kat ve kat güzelleştiğini bile düşünüyorum. İlk kitap daha çok yüzeyseldi. Warner’ı biraz deli ve takıntılı olarak göstermişti yazar. Fakat bu kitapta Warner’ı daha iyi anladık. Kötü bir karakter olmadığını, yaşadığı sıkıntıları okuduk ve bu benim çok hoşuma gitti. Warner karakteri onu tanımaya her yaklaştığınızda sizi biraz daha şaşırtıp çok farklı taraflarını gösteren türden bir karakter. Ve ben onun gösterilen her türlü yönüne hayran kaldım… Kenji karakterini de bu kitapla daha derinden görmüş olduk. İlk kitapta da vardı fakat çok az değinilmişti. Umarım sonraki kitaplarda da kendimi bu kadar sık gösterir çünkü kitaba gerçekten neşe katan türden bir karakter ve ben sahnelerini okumaktan cidden çok keyif aldım şklsdkfpkpf Juliette karakterinde de kesinlikle çok büyük karakter gelişimi gördüm ki bence ileriki kitaplarda daha da fazla olacak. Öyle umuyorum :) Açıkçası bu sefer incelemeyi uzun tutmayacağım, sadece ilk kitaptan daha çok sevdiğimi söylemeye geldim ve üçüncü kitabı da anında bitirdim. Keşke daha erken okusaymışım bu seriyi diyorum sadece. İnceleme hakkında uzun uzun konuşmak istemememin sebebi de şimdiden üçüncü kitabı bitirdim ve üç kitap da birbirine girmiş gibi hissediyorum. Yanlışıkla kimseye bir sonraki kitaptan spoiler vermek istemiyorum sldflfdşhfd Kesinlikle sonuna kadar önerdiğim bir seri, buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederiimm :) (Nehir)
Beni Bırakma: Ölüyorum, yardım edin! Birinci kitabına göre resmen fiyasko. Tamam, ilk kitabında da Juliett karakterini öyle çok sevmezdim ancak kız bu kitapta sabrımı sınadı yemin ederim. Sürekli, "Yok böyle yapınca Adam'a zarar veriyorum, yok şöyle yaparsam Adam ölebilir, yok Adam'ın canını yakıyorum..." cümleleri dönüp duruyor kitabın içinde. Tamam, anladık, Adam'a zarar veriyormuşsun işte, zarar gören kişi bu kadar abartmadı, senin yaptığın bu tantana ne diye kızım? Sürekli bir şeyleri berbat ediyor, ondan sonra da "Ben canavarım, ben onlara zarar veriyorum, Warner haklı..." deyip duruyor. Halbuki kendini suçlamaya ayırdığın vaktin %0,1'ini hareketlerinin yol açacağı sonuçları düşünmeye ayırsan hem kendin rahatlarsın hem de biz rahatlarız. Aşk bu kitapta cidden vasat işlenmişti. Hadi ilk kitapta Warner'ı sevmedin, tamam, dedik. Gittin Adam'la oldun, ona da tamam, dedik. Ama bu kitapta ne yaptın sen cidden ya? Adam mı, yoksa Warner mı bir karar ver artık. Resmen karakter kendi ağzıyla ikisinden de hoşlandığını itiraf ediyordu. Arada Benji'ye de sarkıyordu. Kız kendi bile ne istediğini bilmiyor ki! Yazık, Benji'm bu salak kızın arkasını toplayıp duruyordu sürekli. Hele zaten diyaloglara hiç anlam veremedim, birbirleriyle şakalaşıyorlar mı yoksa az sonra kavgaya mı tutuşacaklar belli değildi vallahi. Kitap boyunca gücünü kontrol etmeyi öğrenmelisin mevzusu dönüp durdu ama gelin görün ki ortada tuğla parçalamaktan öteye giden bir hadise yoktu. Cidden ilk yüz elli sayfada falan dünya üzerinde ne kadar hastalık varsa hepsini geçirdim. Şimdi bu Juliett yaşadığı bu şeyler üzerine bir de gidip Adam'la olursa tekrardan artık cidden çıldırırım. O kadar savaş dediler, herkes savaşacak, falan dediler. Savaş dediğini on sayfa bile yazmamış sevgili yazarcığım. Yazım diline gelirsek, ki bence gelmesek de olur, cidden baş karakter kadar gıcık etti beni. Çeviriden kaynaklı mı bilmiyorum ama YAV NEDEN ŞİMDİKİ ZAMAN KULLANDINIZ Kİ?? Kanser oldum yemin ediyorum. Birinci kitapta dil zayıf olsa da en azından akıcı ve anlaşılırdı. Ne anlatış biçimi ne de dili hoşuma gitti. Düşünüyorum da; kitabın kapağı hariç hiçbir şeyi hoşuma gitmedi. Nasıl becerdiysen helal olsun yazarcığım sana! Zaten kitabın ahım şahım bir konusu ve kurgusu yok ama hani en fazla bu kadar kötü işlenebilirdi. Sırf kitabın sonu az biraz meraklı bittiği için diğer kitabı alacağım ama şu seriden sonra çıkmış kitapları kesinlikle almayacağım. Valla ne alın ne de almayın. Ben bir şey demiyorum artık. Saygılar... (thereader)
Serinin ikinci kitabı Unravel Me yorumu ile geldim. Bu kitapta olaylar derinleşmeye başlıyor. Juliette Adam ile birlikte Warner'ın elinden kaçmış kaçmış ve Omega noktasına ulaşmışlardı. İkinci kitapta Omega noktası ile ilgili detayları öğreniyoruz. Juliette'nin yeteneklerini geliştirmesi bekleniyor ve o bu konuda oldukça pasif davranıyor. Ki bu oldukça sinir bozucuydu. Yaklaşan bir savaş var ve herkesin bu savaşa hazırlanması gerekirken Juliette ben canavar olmak istemiyorum modunda Juliette'in dokunuşunun Adam'a zarar vermeye başlıyor. Ve ikili ama dokunamazsak bu ilişkiye devam edemeyiz düşüncesine giriyor ve melankolik takılmaya başlıyor. Bu süreçte yeter artık Warner nerede diye sayıkladım ve sonunda geldi çiçeğim. Adam ve Warner'ın Juliette'e dokunabilmesinin sırrını keşfediyoruz. Ki bu sır şok ediciydi. Warner'ın gelmesi ile Juliette sarsılıyor ve duyguları konusunda çıkmaza giriyor. Warner'a karşı hissettiği çekimi inkar etmeye çalışsa da başarılı olamıyor ama Adam'ı da sevdiğini söylüyor. İkisi arasında sürekli gidip geliyor. Yıllardır sevgiye muhtaç olan ve kimseye dokunamayan bir kızın kendine dokunabilen, onu seven ve ilgi gösteren iki erkek arasında kalması çok da garip değil aslında. Ama aşırı kararsız olması sinir bozucu. Özellikle de Warner'ı hiç dinlemeden yargılaması. Adam nedense pek ısınamadığım bir karakter. Sanki sonunda kötü bir şeyler yapacak gibi hissediyorum. Warner ise oldukça gizemli. Geçmişinde büyük yaraları var ve bunları çok merak ediyorum. Üçüncü kitapta daha fazla Warner'ı görmeyi umuyorum. #shatterme #unravelme #juliette #warner #taherehmafi (Moledro)
Beni Bırakma PDF indirme linki var mı?
Tahereh Mafi - Beni Bırakma kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beni Bırakma PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Tahereh Mafi Kimdir?
Tahereh Mafi (1988 doğumlu) Connecticut'taki küçük bir kasabada dünyaya geldi .Ailenin en küçük çocuğu ve dört büyük kardeşi var.Mafi, Irvine, California'daki University High School'tan mezun oldu.Sekiz farklı dilde farklı düzeylerde yetkinliğe sahiptir.Üniversitede bir dönem boyunca yurtdışında İspanya'nın Barselona şehrinde öğrenim gördü.İlk romanı Shatter Me'yi yazmadan önce Mafi, bir kitabın nasıl yazıldığını daha iyi anlamak için beş el yazması yazdığını belirtti.
Mafi şu anda Santa Monica, California'da ikamet ediyor ve burada yazmaya devam ediyor. 2013'te yazar Ransom Riggs ile evlendi
Tahereh Mafi Kitapları - Eserleri
- Bana Dokunma
- Ötediyar
- Beni Bırakma
- Beni Yakma
- Kışkent
- İnan Bana
- Sonsuz İhtimaller Denizi
- Beni Kışkırtma
- Destroy Me
- Hayal Et Beni
- Fracture Me
- Reveal Me
- Shadow Me
- Believe Me
Tahereh Mafi Alıntıları - Sözleri
- I’d be lying if I didn’t say that, sometimes, it all feels impossible. (İnan Bana)
- Ben, hep hayalini kurduğum şeylerin tümüyüm. (Hayal Et Beni)
- "sevgi onu korkusuz kılıyordu ve bu tuhaf değil miydi? kişinin kendisi için savaşmasındansa başkası için savaşması çok daha kolaydı." (Ötediyar)
- "Onu öldürmeyeceğim." "İyi." Anderson silahı tekrar başıma doğrultuyor. "O zaman ben bunu yaparım. Warner "Vur onu," diyor, "vur da ben de senin kafatasından bir kurşun geçireyim." (Beni Bırakma)
- "farklı olmanın daima zor olacağını biliyordu; insanların o dar görüşlülüğünü veya hayattaki eşitsizlikleri aşmasını sağlayacak bir sihrin bulunmadığını biliyordu." (Ötediyar)
- Swallow the tears back often enough and they'll start feeling like acid dripping down your throat. (Destroy Me)
- "Nihayetinde ıstırap içindeki bir insan için en değerli olan, hediye ettiğin zamanındır ve şefkatindir." (Kışkent)
- Selam. Dünya. Beni unutacaksın. (Bana Dokunma)
- "Hala sorumu cevaplamadın. O zengin çocuğu neden bu kadar seviyorsun?" "Onun yanındayken kendimi seviyorum da ondan." (Beni Yakma)
- ... umut sahip olduğu tek şeydi ve iki eli kumda olsa ona sımsıkı tutunmaya devam edecekti. (Ötediyar)
- . Bazen korkunç insanların bile kendi karanlıklarından bir çıkış yolu aradıklarını hayal etmek delilik değil. ... (Beni Kışkırtma)
- “I want to be someone else somewhere else with something else to fill my mind.” (Destroy Me)
- “Beni affet,” diyorum fısıltıyla. “Şu an çok saçma geldiğinin farkındayım ama görmezden gelmek istemiyorum. Kalbini kırdığım için beni affet. Sana güvenmediğim için beni affet. Öfkemi senden çıkardım ve çok üzgünüm. Bencillik ettim, canını acıttım, çok ama çok üzgünüm.” O kadar uzun süre sessiz kalıyor ki artık dayanamıyorum. Nihayet konuştuğunda sesi duygu yoğunluğundan pürüzlü çıkıyor. “Aşkım affedecek hiçbir şey yok.” (Beni Kışkırtma)
- "Sen korkağın tekisin," diye fısıldıyor. "Benimle olmak istiyorsun ama ödün kopuyor bundan. Utanıyorsun. Benim gibi birini istediğin için utanç duyuyorsun. Değil mi?" Bakışlarını indiriyor, burnu benimkine sürtünüyor, dudaklarımız arasında milimetreler var. Dikkatimi odaklayarak hala ona kızgın olduğumu hatırlamaya çalışıyorum, neye kızdığım siliniyor sanki aklımdan, ağzı hemen yetişebileceğim yerde ve aradaki bu mesafeyi nasıl aşacağımı hayal etmekten kendimi alamıyorum. Yavaşça, "Beni istiyorsun," diyor, sırtımı okşayarak, "Ve bu seni öldürüyor." (Beni Yakma)
- Imagine me master of my own universe I am everything I ever dreamed of (Hayal Et Beni)
- Uzun süre iyileştirilmeyen kırık bir kalbin sonunda duracağını bilmiyordu. (Ötediyar)
- "Belki de nezaketi doğuran saflık değil, ıstıraptı. Belki de, diye düşündü, şefkati doğuran acıydı." (Kışkent)
- "İlerleyeceğim ya da öleceğim," diyorum. Warner yüksek sesle gülüyor. Ağlayacak sanki. "Babanı öldüreceğim," diyorum ona, "ve Yeniden Kuruluş'u yok edeceğim." Hala gülümsüyor. "Yapacağım bunu." "Biliyorum," diyor. "O halde neden sırıtıyorsun?" Yavaşça, "Sırıtmıyorum," diyor, "sadece merak ediyorum, yardımımı ister misin?" (Beni Yakma)
- “I’ve got issues with people leaving me behind." (İnan Bana)
- "Demek yanılmışım" Cümleyi sessizce, çok sessizce söylüyor "Beni istediğini düşünerek yanılmışım. Benimle olmak istediğini düşünerek" Parmakları omuzlarımı, kollarımı sıyırıyor, elleri bedenimin iki yanından aşağı kayıyor, bedenimin her santiminde geziniyor ve gerçek çıkıvermesin diye agzımı sıkı sıkı kapatıyorum ama beceremiyorum, beceremiyorum, beceremiyorum çünkü şu an bildigim tek gerçek aklımı kaybetmeme saniyeler kaldığı. "Bana bir şeyler söyle, aşkım" Çeneme yaslı dudakları fısıldıyor "Ben de mi körüm?" Ölecegim, gerçekten. "Senin soytarın olmayacağım!" Benden kopuyor. "Sana karşı hislerimle alay etmene izin vermeyeceğim! Beni vurma kararına saygı duyabilirim Juliette ama bunu yapman, bana yaptığın..." Güçlükle konuşuyor. Elini yüzünde gezdiriyor, sonra iki elini de çığlık atmak, bir şeyleri kırıp dökmek istermiş gibi bir halı var, gerçekten, cidden aklını kaçıracakmış gibi. Nihayet konuşuyor, sesi hırıltılı bir fısıltı. "Korkakça bu," diyor. "Senden çok daha iyisinı beklerdim." (Beni Bırakma)