Beyaz Köpek - Romain Gary (Emile Ajar) Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Beyaz Köpek kimin eseri? Beyaz Köpek kitabının yazarı kimdir? Beyaz Köpek konusu ve anafikri nedir? Beyaz Köpek kitabı ne anlatıyor? Beyaz Köpek PDF indirme linki var mı? Beyaz Köpek kitabının yazarı Romain Gary (Emile Ajar) kimdir? İşte Beyaz Köpek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Romain Gary (Emile Ajar)
Çevirmen: Alev Er
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9786257370349
Sayfa Sayısı: 191
Beyaz Köpek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Romain Gary, yirminci yüzyıla damgasını vuran 1968'i; ekonomik ve politik krizler, tırmanan ırkçılık, başkaldırılar ve öğrenci ayaklanmalarının yılını, gerçekliğin yıkıcı ve soğuk gölgesinin kuytularında kurgusallaştırıyor...
Siyah ve beyazın, aşağı ve yukarı mahallenin, zenginin ve yoksulun, sağın ve solun müthiş bir kontrast yarattığı bu çalkantılı dönemde Siyahlara saldırmak üzere eğitilen ve giderek sembolikleşen "ırkçı köpek" Batka'yı iyileştirmeye çabalayarak vahşete, nefrete ve adaletsizliğe merhem olmaya çalışıyor. Cüretkâr aktivistler, pek duyarlı Hollywoo d yıldızları, Kara Panterler ve diğer radikallerle dört koldan kuşatılmış olan Gary'nin Batka'nın gözlerinde gördüğü ihanet, korku ve kin deva olunabilecek ümitvâr bir ihtimale dönüşüyor. Tüm yaşamını artık iflah olmaz denen eski polis köpeğinin üzerine inşa ederek bir trajedi, bir mücadele alanı, bir harp, bir kitap yaratıyor.
İyiye, güzele ve aşka; isyana, kaçışlara ve umuda inançla sarılanlar; tasmalarının bağını çözmeye heves edenler için sarsıcı bir anlatı: Beyaz Köpek, ilk kez Türkçede.
Beyaz Köpek Alıntıları - Sözleri
- Derisinin rengi ne olursa olsun puşt puşttur.
- Bir şeylere umut bağlamışsam benimle kimse yarışamaz.
- "İyi saflar" da yer alan fırsatçı berbat insanların kötü saflardakilerden daha çok olduğunu biliyorum.
- Bir ev yanıyor ama kimsenin ilgilendiği yok. Buna karşılık elli metre ötede insanlar bir mağaza vitrinindeki televizyon ekranında yanan evleri seyrediyor. Gerçek burada, iki adım ötede, ama insanlar onu küçük ekrandan seyretmeyi tercih ediyor. Size göstermek için onu seçmişler madem, yanı başınızda yanan evden daha iyi bir şey olmalı. İmgeler uygarlığı en iyi günlerini yaşıyor.
- Burada gazeteler bir tek şeyden hiç söz etmez. Fransa'da gazeteci dilinde "meydan savaşına dönüşen tartışma" diye adlandırılan şey ABD'de asla olmaz. Şiddet patlaması temelde beceriksizlik, polis şiddeti, çarpıtılmış haber ya da provokasyonla gelir. Ama asla tartışma ile değil...
- ...başımıza gelenlerin yarısı olması imkansız şeyler yüzünden oluyor zaten.
- Siz siz olun, yakınlarınızı tanımaya, üstlerine titremeye, dertlerini dert edinmeye çalışmayın boş yere; yaratın onları, tasavvur edin.
- Dengesizler dengesini bozsun istemiyorsa insan, kusursuz dengeli olmalı.
- Zengin burjuva babayla Troçkist oğlunun küçük devrim parasının en iyi nasıl değerlendirileceğini tartışması bile mantığın fikre zaferidir...
- Ağlamıyormuş gibi yaparak ağlayan kadınlar vardır, yüzlerinden huzur okunur yine de, sanki yüzyıllardır her şeye razıymışlar, her şeyi kabullenmişler gibi.
- “Hayatım boyunca karşılaşıp tanıştığım ya da benimle yaşayan her şeyi tahayyül ettim ben. Bir muhayyile profesyoneli olarak bu hem kolaydır hem de insanı yormaz.”
- Dahası, böyle bir bekçi köpeğiniz varsa, beyaz karınız siz yokken mışıl mışıl uyuyabilir. Kimse ırzına geçemez.
- Koca dünyada insanın insan adını hak ettiğini görebileceğiniz tek yer bir köpeğin bakışlarıdır.
- “Koca dünyada insanın insan adını hak ettiğini görebileceğiniz tek yer bir köpeğin bakışlarıdır.”
- Hiçbir şey dünyanın en büyük, en güçlü demokrasisinin can evi girişine yerleştirilen namlusu sokağa dönük mitralyözden daha etkili bir etkisizlik, güçsüzlük hissi veremez.
Beyaz Köpek İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Beyaz bir köpek bu. Güney’den gelmiş. Oralarda Siyahlara karşı polise yardımcı olsun diye özel olarak eğitilen kuçukuçulara ‘beyaz köpek’ denir.” #beyazköpek 1968 olaylarının ırkçılık merkezli panaroması. Amerika’da geçiyor ve #martinlutherking in öldürüldüğü zamanlar. Otobiyografik bir roman. Gary’in bir köpek bulması ve köpeğin sadece siyahlara saldırdığını farketmesiyle başlıyor. Hikaye sürecinde insanlardaki (siyahların da beyazların da) ırkçılığın nedenlerine değiniyor. Eleştirel bakış açını çok sevdim. Konuya tarihi, psikolojik, etik, dini vesaire kapsamlı açılardan yaklaşıyor. Edebi göndermeleri de oldukça fazla. Ve ırkçılığın yanında Amerikan rüyasına da yoğun eleştiriler var. Hatta azınlıkların Siyahilere hakları verilmeli gibi söylemlerinde kendilerini Beyaz Amerikalı hissetme ihtiyacının olduğunu ve bu nefretin ortak acılar olmamasından kaynaklı olduğunu belirtiyor. Eşi Seberg’in siyahlara destek vermeye başladığı zamanlar, bu dönemi de ayrıntılarıyla anlatmış, Hollywood simalarına da yer vermiş. Siyahi organizasyonlara verilen destekler, bu organizasyonların tutumları özellikle beyaz kadınlara karşı hem organizasyonların hem siyah halkın tutumu, organizasyonların kendi aralarında çatışmaları, stratejileri… #jeanseberg Kara Panter Partisine verdiği destekle FBI’ın radarına girmiş ve yaşanan acı olaylardan sonra (bebek kaybı gibi) ağır bir depresyon ve şüpheli bir ölümü olmuş. Gary her zaman FBI suçlamış, Seberg’in ölümünden bir yıl sonra artık edebi eser üretebileceğimi hissetmiyorum notu bırakarak intihar ediyor, 1980 yılında. Kitabı ise 1969 yılında yazmış, Seberg’in ölümünden 10yıl önce. Kendilerini ölüme götüren süreci yazdığını bilmeden. Tuhaf, üzücü, kekremsi bir his bırakıyor bu durum… #romaingary i ilk defa okuyorum, oldukça sade başlayan anlatımı birden yoğunlaşıyor, konudan konuya, düşünceden düşünceye geçişleri hızlı olabiliyor. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman arasında gidip geliyor. Bu temposunu çok sevdim. Kültürel, edebi, dini alanda bilgisi ve imgelemi güçlü. Gary okuyacağım size de tavsiye ederim, seveceğinizi düşünüyorum:) Çarpıcı bir kitaptı, bence mutlaka okunmalı. (Vox Nihili)
Bitmesin diye altı üstü 190 sayfa olan kitabı onar sayfa onar sayfa okudum, araya başka kitaplar serpiştirdim ama yine de bitti. Romain Gary'nin bizde ilk kez çıkan bu kitabını, çok beğendiğim White Dog filminin uyarlandığı kitap olduğu için almıştım. Fakat kitap, bu fonksiyonun çok ötesinde. Kitapla filmin paralelliği sadece işlevsel. Filmin apayrı değeri var. Kitap ise başka bir alem. Bir kitapta bir entelektüelin toplumdışı (ya da toplumüstü) huzursuzluğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Çok net bir özdeşleşme yaşıyorsunuz. Bir romanda güçlü bir özdeşleşme yaşamak gayet mümkün ama bunun gibi kurgudışı bir kitabın yazarının sıkıntılarını ve sancılarını bire bir hissetmek bambaşka bir deneyim. '60'ların sonunda Amerika'da ırkçılık, Fransa'da öğrenci olayları tansiyonu yükseltmişken ve her bir grup sizi kendi yanında görmek isterken bu "yanların" iç çelişkilerinin farkında olmak ve bunun sonucunda uzakta kalmak yazarın bir türlü başaramadığı ve kopamayışını olanca öfkesiyle kitabına yansıttığı derin bir acı kaynağı. Başta aktrist eşi Jean Seberg ve diğer Hollywood züppelerinin starlık ibadeti sayılan temelsiz ve bilinçsiz (Bugün sosyal medyada bir hesabı bulan her sıradan vatandaşın aynı derecede züppece hassasiyet şovu yapma hastalığına tutulmuş ve gerçeklerden kopmuş durumda olduğunun da farkında olarak okuduğum) kampanyalarının etrafında bulunmak ve oradan kaçacağım derken Paris'in başka çelişik sokak aksiyonlarına dalmak ve tüm bunların arasında ırkçı yetiştirilmiş bir köpeğin içindeki siyah nefretini sökmeye çalışmak Gary'yi kökten yormuş. Kitabı okurken benzer varoluş yaralarınızın beyninizde kanamaya başladığını hissetmeniz mümkün. Tabii bu yaralarınızın farkındaysanız. Irkçılık hakkındaki basmakalıp eserlerden gına geldiğinde bu kışkırtıcı kitabı baş eseriniz yapma zamanı gelmiş demektir. Tam da ülkemizde ırkçılık sevdası ufak ufak baş vermişken kitabın çıkması iyi oldu. En azından Garyvari acılarımızla yüzleşeceğiz biz bir avuç insan. (Muhammed Tiryaki)
Romain Gary nam-ı diğer Emile Ajar yine kalemini coşturmuş.İlk "Önce Yoksulluk Varken" kitabını okuyup çok sevmiştim.Bu kitabına bayıldım.Otobiyografik izler taşıyan kitabı elimden bırakmak istemeden okudum.Romain Gary'nin bulduğu ırkçı köpeği iyileştirmeye çalışması ile başlıyor hikaye.Köpek Batka zencilere saldırmak üzere eğitilmiş bir köpektir.Onun rehabilite edilmeye çalışılması ile başlayan olaylar Martin Luther King'in öldürülmesi ile iyice ivme kazanıyor.Sonrasında yaşananlar biraz da o dönemin Amerika'sının fotoğrafını çeker nitelikteydi.Çıkan isyanlar,Kara Panterler,aktivistler,oyuncular ile süslenen olaylar bazen bir film şeridi gibi aktı.Ayrıca yazarın ırkçılık ile ilgili fikirlerini verişi sadece beyazların yaptıklarını değil de siyahların yaptıklarını da objektif biçimde anlatışı,değerlendirişi takdire şayandı.Kinin ,nefretin ele geçirdiği ruhların öyküsü idi biraz da.Amerika tarihinin o yıllarına ait bilgiler vermesi de kitabın değerini iyice artırmış.Kitabı çok ama çok sevdim.Ayrica eser bana yine otobiyografik izler taşıyan Emile Ajar 'ın eşinden sıklıkla bahseden Diana kitabını anımsattı.Eseri,üslubunu çok beğendim. (Devrim Özgür)
Beyaz Köpek PDF indirme linki var mı?
Romain Gary (Emile Ajar) - Beyaz Köpek kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beyaz Köpek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Romain Gary (Emile Ajar) Kimdir?
1914, Litvanya doğumlu. On dört yaşında Fransa’ya geldi, hukuk öğrenimi gördü, 1940 yılında ‘Fransa’ya Özgürlük’ ekibine ve savaşa katıldı. Fransa’nın 2. Dünya Savaşı’ndaki kahramanlarından biriydi, Legion d’honneur nişanına layık görüldü. Yazarlığı yanında diplomatlık yaptı.
İlk romanı Polonya’da Bir Kuş Var – Avrupa Eğitimi, dışişleri bakanlığında çalışmaya başlamasıyla aynı zamanda yayınlandı. Onca Yoksulluk Varken‘de olduğu gibi ‘Émile Ajar’ takma adıyla da kitaplar yazdı ve her iki kimliğiyle iki ayrı Goncourt Ödülü sahibi oldu. Eşi ünlü Fransız oyuncu Jean Seberg’in 1979′daki trajik ölümünün ardından 1980’de kendi eliyle hayatına son verdi.
Yazarın kaleme aldığı çok sayıda romandan Agora Kitaplığı’nda yayınlananlar şunlardır: Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı (2012), Cennetin Kökleri (2012), Kadının Işığı (2012), Biletiniz Buraya Kadar (2012), Polonya’da Bir Kuş Var – Avrupa Eğitimi (2012), Uçurtmalar (2012) ve Emile Ajar takma adını kullanarak kaleme aldığı Onca Yoksulluk Varken (2009), Yalan-Roman (2011), Koca Tembel (2011) ve Kral Salomon’un Bunalımı (2011).
Romain Gary (Emile Ajar) Kitapları - Eserleri
- Onca Yoksulluk Varken
- Yalan-Roman
- Kadının Işığı
- Polonya'da Bir Kuş Var
- Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı
- Cennetin Kökleri
- Kral Salomon'un Bunalımı
- Uçurtmalar
- Biletiniz Buraya Kadar
- Koca Tembel
- Beyaz Köpek
- Yıldızyiyiciler
- Partizan Nadejda
Romain Gary (Emile Ajar) Alıntıları - Sözleri
- İnsanların hüznü her zaman, en çok gözlerinin içindedir. (Onca Yoksulluk Varken)
- "İnsanlığa karşı hastalıklı bir nefret duyarak, Morel gibi fillerin yanında yer almaya çalışmıyordu demek? Hayır, elbette hayır - insanlığın kendisini bu denli tiksindirdiğini düşünmek saçmaydı. Yoksa, hayatının en güzel yıllarını insanlığa önce hidrojen, sonra bazalt bombası yapmak için harcar mıydı?" (Cennetin Kökleri)
- Sevmek, aç kalmamak ve sıcak bir yer edinmek. Zosia'nın hayattan bekledikleri bunlardı. Ve Zosia, huzur içinde sevmenin, açlıktan ölmemenin, soğuktan donmamanın neden bu kadar zor olduğunu düşünüyordu şimdi. (Polonya'da Bir Kuş Var)
- Açıkça belirtmem gerekiyor ki ben hep kolsuz oldum. İki kol, benimkiler, boşluktan başka bir şey değil. Bana iki kol daha gerekliydi. Bu, vitaminlerden söz edilirken, eksiklik denilen şeydir. (Koca Tembel)
- ...insan istese de istemese de en içten, en gerçek yanı çatlak yanıdır. (Yalan-Roman)
- “Ve ben size, 'Sizi seviyorum/ demiyorum. Deneyelim, diyorum. Mutsuzluğa saygılı olmak için hiçbir sebep yoktur. Hiçbir.” (Kadının Işığı)
- "Bir gün aç kalmak, üşümek yasaklanacak." (Polonya'da Bir Kuş Var)
- Karşıdakinin canını sıktığını bile bile konuşmayı sürdürüp insanın yüzüne bön bön bakmak; bunlar kesinlikle katlanamadığım şeylerdi. (Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı)
- Hüzünlü görünüyordu..Gözlerinden ötürüydü bu. İnsanların hüznü her zaman, en çok gözlerinin içindedir. (Onca Yoksulluk Varken)
- "Onu dinlerken yüzü sakalının elverdiği ölçüde bir küçümseme ifadesiyle doluydu. İnsanlar, herhangi birinin kendilerinden, görünümlerinden ve kokularından bıkıp, yalnızca dünyada daha iyi bir birliktelik bulunmadığı için fillerin arasında yaşamaya karar verebileceğini hiç mi hiç anlayamayacak kadar kendi benlikleriyle sarmalanmışlardı." (Cennetin Kökleri)
- Ben de gülümsüyordum ama, içimden gebermek geliyordu. (Onca Yoksulluk Varken)
- Dinle beni, Lila, bu tür suçluluklar hiçbir şey değil bu zamanda; gerçi her zaman için de öyle ya. Bu belden aşağı suçluluklar, ermişlik gibi kalır öbürlerinin yanında. (Uçurtmalar)
- Deli damgası yediğiniz andan itibaren herkes size iyi niyetle yaklaşır, çünkü delilik politik değildir. (Yalan-Roman)
- İnsanın kendi kendisiyle, barış anlaşması yapması çoğu zaman en zor olanıdır. (Biletiniz Buraya Kadar)
- Sevdiğin yüzünden deli oldun, dediler. Yaşamın tadını yalnız deliler bilir, dedim. (Onca Yoksulluk Varken)
- İnsanın çocukluğunu büyüdüğünde bile içinde taşıması tuhaf. (Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı)
- ...umut beni yiyip bitirmeyi sürdürdü, zaten başka işe de yaramaz... (Yalan-Roman)
- “Hileden, aldatmacadan bıktık artık. Kimi zaman dublajdan geçmiş bir film içinde yaşıyormuşuz gibi oluyor, herkes dudakların oynatıyor; ama bu, ağızdan çıkan sözle bağdaşmıyor. Her şey sonradan seslendirirmiş ve kimi zaman çok da iyi yapılmış , o kadar ki insan doğal sanıyor.” (Koca Tembel)
- İyi bir eğitim dedikleri şeyden geçtim: Bizi engellerle çeviren şey. (Kadının Işığı)
- “Ekmeğin icat edilecek bir şeyi yok, suyun kaynağa verecek dersi yok, kalp neyle yaşadığını kana açıklamaz...” (Kadının Işığı)