diorex
life

Biat - Mim Kemâl Öke Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Biat kimin eseri? Biat kitabının yazarı kimdir? Biat konusu ve anafikri nedir? Biat kitabı ne anlatıyor? Biat PDF indirme linki var mı? Biat kitabının yazarı Mim Kemâl Öke kimdir? İşte Biat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.06.2022 06:00
Biat - Mim Kemâl Öke Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mim Kemâl Öke

Editör: Gülenay Börekçi

Editör: Yavuz Türk

Editör: Erdem Öztop

Tasarımcı: Gülay Tunç

Yayın Evi: Turkuvaz Kitap

İSBN: 9786057717474

Sayfa Sayısı: 400

Biat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Fatıma’m!

İzin ver, sana biat edeyim.

Kalbim yanıyor, şu aşkı zor kaldırıyorum. Kabul et beni gönlüne. Birlikte biat edelim aşka. Paylaşalım çilesini.

Son âna kadar olsun akdimiz, Fatıma’m.”

Tüm hayatı denizlerde geçen, İspanyol ve Venedik donanmalarına karşı büyük zaferler kazanarak Avrupalı denizcileri titreten ve Akdeniz’in bir Türk gölü olması için yıllarca mücadele eden büyük bir denizci:

Turgut Reis, nam-ı diğer Dragut.

Osmanlı İmparatorluğu’nun üç kıtaya hükmettiği bir dönemde, ticaret yolları üzerinde bulunan denizler

ondan sorulurdu. Turgut Reis, 22 parelik donanması ve ona gönülden bağlı cevval leventleriyle birlikte

tüm Akdeniz’de İslam’ın bayrağını dalgalandırdı. Bu büyük denizci hiç kimseye, hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun en kudretli padişahlarından Kanunî’ye bile biat etmedi. Ta ki Fatıma ile karşılaşana dek...

Zamane dervişi Mim Kemâl Öke, “kahramanım” dediği Turgut Reis’e vefa borcunu Biat’la ödüyor.

Biat Alıntıları - Sözleri

  • Bizde "keşke" yok. Vardır yaşananların bir sebebi.
  • Her şey göründüğü gibi olsaydı denizin rengi eline aldığında mavi olurdu.
  • Abdestsiz yere basmayacaksın. Namazsız gün olmaz.
  • Vefa... Kimden beklenir ki şu çıkarlar âleminde?
  • Dostlarım, sığınağımdı onlar benim. Eh, dost sığınak olmazsa ne işe yarar ki!
  • Dayak cennetten çıkmadır, sözünü dillerine pelesenk etmişlerdi. Böyle nasıl cennet olurmuş ki! Şimdi, anlıyorum; evet dayak cennetten "çıkma"dır. Çıkmış. Atılmış. Tardedilmiş. Yani kovulmuş.
  • Her ayrılık yeni bir buluşmaya vesiledir.
  • Allah için sevinilir; Allah için üzülünür, ağlanır.
  • Fazla tevazu riyaya girer...
  • Tabiat boşluk kaldırmaz efendim.
  • Aman, ne güzel şeymiş hürriyet! Kafana göre takılmak! Huyumdur, geriye doğru hiç bakmam hayatta. Olduysa oldu, dövünecek hâlimiz yok. Olanı sil at, gitsin. Yarına bak. Bugün bile çoktan mazi oldu.
  • Büyük konuşmamalı, böbürlenmemeli insan. Lafını yedirir beşere Yaradan.
  • "Peki, Turgutca, denizi niye seviyorsun?" "Bilmiyorum, seviyorum işte..." "Bileceksin. Bilmeden sevgi mi olur? Sevdiğinin nedeni malûm olmalı, meçhul değil âşığa."
  • Sevgi olmadan insan mı olunur, bre... Hele kâmil insan hiç olunmaz..
  • Özgür insan var mı sanırsın? Tutkularının esiri olan dolu insan var. Asıl özgürlük, o seni avucunun içine alan tutkulardan kurtulmak. Arınmak! Özgürlük işte budur. Aslında kâinatta her şey bir şeye bağımlı. Bağlı... Güneş, Ay, yıldızlar...Hiçbiri 'Ben vazgeçtim, dönmüyorum' diyebiliyor mu? Hayır. Ama mutlular, neden? Çünkü Allah'ın yörüngesindeler, O'nun aşkı ile dönüyorlar. Şikâyet ediyorlar mı?

Biat İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Biat Allah'adır, ardındaki sırra ancak aşk ehli kavuşur.: Biat Allah'adır... Turgut Reis, Akdeniz'e nam salmış boyun eğmez kumandan. Gücünün zirvesinde padişaha dahi aman demeyen, henüz bir küçük çocukken de keçi çobanı inatçı müşkülpesent bir adam. Küçücük bir kasabadan çıkan ve deryaları sallayan bu kaputanın hikayesi, onun aşka olan biatı ile iç içe anlatılıyor. Deniz kızı, baştardası ve yaşamının son dönemlerindeki hayat arkadaşı olan FATIMA, biadın sıırrına açılan kapı misali kitapta resmedilmiş. Aşk tüm ehillerin, ehliyetine açılan kapının anahtarı sanki. Ölmek üzere olan denizlerin sultanının biada olan bakışı, duruşu, ve teslimiyeti onun hatıralarını canlandırdığı zihninde, geçmişe doğru bir yolculukta bize seyri sefer oluyor okudukça... "Turgutca! Ben biatıma sadık kaldım. Seni çok seviyorum. Ama şimdi sen söyle bakalım," dedi ve ekledi: "Ya sen? En çol hangi Fatıma'yı sevdin? Denizkızını mı, Baştardanı mı, Beni mi?" (Mehmet Selim GÖK)

Mim Kemal Öke’nin mükemmel kalemi. Akdeniz’in tartışılmaz en iyi reisi olan Turgut Reis in yani Dragut’un çocukluğundan şehadetine kadar olan tüm yaşamını konu alıyor. Oruç reis ve barbaros ile olan yılları da kitapta anlatılıyor. Akdeniz’in Türk gölü haline gelmesi için uğraşan bir Türk’ün mükemmel hikayesi. Aynı zamanda dönemin Osmanlı padişahlarına biat etmeyişi, ancak tamamen mazlumlar için korsanlık yapması ve adaleti sağlaması en önemli karakteri. Dönemin siyasi olaylarınada ışık tutan mükemmel bir eser. Özellikle Mim Kemal Öke’nin kaleme alması daha büyük bir onur olmuş. Harika kitap. (Ender Dönmez)

“Sana Biat Edenler Gerçekte Allah’a Biat Etmektedirler”: Akdeniz'in, özellikle Libya'nın ve Trablusgarb'ın Türkler için önemi, dahi, Türklerin Akdeniz, Libya ve Trablusgarb için önemi tarihte göz ardı edilemez bir husus olduğu halde bu meselenin üzerine hak ettiğince düşülmemiş, meseleyi ancak derinlemesine irdeleyenler ve ilgilenenler araştırmıştır. Tabii burada manevî ve aşkın bir ehemmiyetten bahsediyoruz. Turgut Reis, Türk ve dünya tarihi için alelade bir figür değildir. Tiyatrocuların ya da mimarların "alaylı" ve "mektepli" gibi ayrışması ve çoğu zaman mektebin ön plana çıkması gibi Türk tarihinde de Turgut Reis, bütün fedakârlıklarına ve gazalarına rağmen, hürriyet sevdası ve civanmertliği ile sadece ismen bilinen bir figür olmuştur. İşte bu asırlar ve mekânlar aşan güzide çalışma, Turgut Reis'in maneviyatını ve ruhsal çözümlemesini ilk kez gözler önüne seriyor. Manevî baştacı Abdüsselam el-Esmer Hazretleriyle gelişen ilişkisi, ezelî-ebedî rakibi Andrea Doria ve La Valette ile gelişen diyalogları ve "Fatıma" figürü ile kurduğu çok yönlü aşkın bağ düzleminde kendine, kendinde ve kendinden doğru; ilahî aşk üzerine alabildiğine samimi bir Turgut Reis portresi sunuyor. Mim Kemâl Öke Hoca'nın kendi "magnum opus"u olarak tanımladığı bu tamamen tasavvufî remizli bir izlek üzerine kurulu olan anlatı, yalnızca Allah'a biat etmenin önemini vurgularken herhangi bir öğretiyi dikte etmiyor okuruna. Aksine, determinist bir sonuç çıkarsamaksızın arada okura bırakılan boşluklarla, çok boyutluluğuyla, metinlerarasılığıyla ve etkileşimselliğiyle aslında edebî türler üzerinde bir konumda duruyor. Velhasıl, Bahr-i Sefid'i bir de "içeriden" okumak gerekiyor. (Hande Yıldırım Önsöz)

Biat PDF indirme linki var mı?

Mim Kemâl Öke - Biat kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Biat PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mim Kemâl Öke Kimdir?

1955 yılında İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan ÖKE, 1973 yılında Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra İngiltere'ye giderek, Cambridge'de İktisat ve Tarih Fakültelerini bitirdi. Sussex (MA.), Cambridge (M.Phil) ve İstanbul (Ph.D.) üniversitelerinde uluslararası ilişkiler ihtisası yaptı. İhtisas sonrası Birleşmiş Milletler'de görev aldı.

Türkiye'ye dönüşünün ardından Türk dış politikası tarihine ilişkin araştırmalarını sürdürmüş olan ÖKE, Boğaziçi Üniversitesi’nde 1984'te doçent, 1990'da profesör oldu. Hem yazılı hem de görsel basında güncel siyasi gelişmeleri değerlendiren ve İngilizce, Arapça ve Urduca olmak üzere Türk dış politikası alanında 14 kitabı olan ÖKE'nin ayrıca üç de romanı bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler (1979) ve TRT'de (1983-89) danışmanlık yapmış olan Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE, evli ve iki çocuk babasıdır.

Mim Kemâl Öke Kitapları - Eserleri

  • Günbatımı
  • Saraydaki Casus
  • Biat
  • Engel
  • Yaralı Ceylanlar Kulübü
  • Dervişin Seyir Defteri
  • Duvardaki Kan
  • Siyonizm ve Filistin Sorunu
  • Aşkın Ekolojisi
  • Sürgündeki Sevda
  • Dervişin Safa Defteri
  • Dervişin Sema Defteri
  • Ermeni Sorunu
  • Bilinmeyen Tarihimiz
  • Musul Komplosu 1918-1926
  • Kılıç ve Ney
  • Hilafet Hareketleri
  • Yaşanmamış Anılar
  • Musul - Kürdistan Sorunu
  • Türk Dünyası
  • Kaderle Dans
  • İlahlarla Dans
  • Irak Savaşı Günlüğü
  • Kutsal Topraklarda Siyonistler ve Masonlar
  • İngiliz Ajanı Binbaşı E.W.C Noel'in Kürdistan Misyonu (1919)
  • Musul Meselesi Kronolojisi
  • Adı Yemen'dir
  • Küresel Toplum
  • Cuntalar ve Cemaatler
  • Aşkla Dans
  • II.Abdülhamid, Siyonistler ve Filistin Meselesi
  • Din - Ordu Gerilimi
  • Derviş ve Komutan
  • Mevlana Jalaluddin Rumi and Sufism
  • Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri
  • Ömer Fevzi Mardin Gazi ve Sufi
  • Milli Mücadele Dönemi'nde Yemen -Türkiye İlişkileri

Mim Kemâl Öke Alıntıları - Sözleri

  • Soruların cevabı için sabahı beklemek icap edecekti. Sabah bir türlü gelmek bilmeyecekti. Geldiğinde ise ben üzerime çöken gecenin ağırlığından silinip, ayağa bin bir güçlükle kalkabilecek, zor doğrultabilecektim belimi. (Duvardaki Kan)
  • Diyorlar ki: Tertemiz can, şu yuvadan, aşk kanadıyla uçup havalanamaz; yalan. (Dervişin Sema Defteri)
  • Evet, Musevilerin Batı'da baskı altında tutulduğu bir gerçekti ama onlar Türk sultanının hakimiyeti altında müreffeh ve barış içinde bir hayat yaşamaktaydılar (Siyonizm ve Filistin Sorunu)
  • Ne var ki bu dönemdeki en güçlü örgüt muhakkak ki "Kürdistan Teali Cemiyeti "dir. Molla Sait, Motkili Halil Hayali, ve Mukuslu Hamza Bey kurucularıdır. İlk kongrede Abdülkadir başkanlığa, Emin Ali (Bedirhan) ile Fuad Paşa yardımcılıklarına seçileceklerdir. Hamdi Baban ise katip-i umumiliğe getirilecektir. Bu cemiyet, İstanbul'daki yabancı misyonlarla diyalog kuracaktır. (Musul Komplosu 1918-1926)
  • .. O hikmetle birlikte açılımların da değişiyor. Önce kendini bulmak, kendini bulduktan sonra Allah'ı bulmak, Allah'ı bulduktan sonra O'nunla irtibat kurup topluma bu irtibatın önemini yani mutluluğun reçetesini anlatmak... Tarihe böyle baktığımızda, bütün dinlerin, dinselliklerin ve dahi felsefenin temel anlamının da insanın derûnunu keşfe çıkarmak olduğunu görüyoruz. Aralarında farklılıklar olabilir ama mistik düşüncenin temel amacı, benim "3A" dediğim (Âdem, Âlem ve Allah) arasındaki bütünlüğü, dördüncü bir "A" olan Aşk ile sağlamaktır. Bunu ıskalayanlar tarihi de ıskalamış olurlar. (Yaralı Ceylanlar Kulübü)
  • "Kapitalizm, kurduğu mülkiyetçi mekânlarla ufkumuzu, manzaramızı betonlarıyla, para binalarıyla karartmakta; güneşimizi çalmaktadır. Tabiat, gökyüzü, ekolojik çevre, kuşların göç yolları, toprak canlılığı mülkileştirilemez. Muhafazakârlığın kapitalist birikim için tabiata müdahalesi, kent yoksulları yanında tabiat yoksulluğu da oluşturmaktadır." (Aşkın Ekolojisi)
  • Hemen itiraf edeyim, Özallı yıllarda tasavvufa eğilimim yoktu. Varsa yoksa vatanı kurtarmak, bilimle Türk dış politikasının önünü açacağını düşündüğüm akademik meselelerle meşgul düm: Filistin, Ermeni, Musul sorunlarını araştırırken... Nereden bilebilirdim, yirmi küsur yıl sonra dergâhın kapısını çalacağımı... Ne denir ki. Her şeyin bir zamanı, daha doğrusu vakt-i zamanı varmış. İnsan "dem tutmayınca" olmuyormuş. O da nasibi varsa! (Dervişin Sema Defteri)
  • Eski kafalıyım ben. Sevda isterim. Öyle çilesi olmadan vuslat mı olurmuş? Yazmaz benim lügatımda (Engel)
  • Tarihi olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin pek zikredilmesi de Nahçıvan üzerinde bir tür nüfusu vardır ve Özal, o vefatından önce hayli ilgilendiği Orta Asya Türklüğü ne açılım gayretleri içinde Nahçıvan'ın çok özel bir kapı olabileceğini görmüştü. Şimdi bu Musul fırsatı ile o opsiyonu da devreye sokmak peşindeydi... (Musul Komplosu 1918-1926)
  • Kalemin doğrusu, mesuliyetini bilendir. (Sürgündeki Sevda)
  • Doğu dünyası geri olduğu için, ona incelik ve kişilik kazandıran gayretleri değil, Batı'nın kendi âlemini çekip çevirmesine karşı gösterdiği uyumdaki başarıdır. (Ermeni Sorunu)
  • Yazık, Tüketim Toplumu, insanı tüketiyor, insanlık tükeniyor. Çıkarlar-her ne pahasına olursa olsun-baş tacı, yani "in"; erdem, sosyal duyarlılık, insaniyetperverlik "out". (Dervişin Sema Defteri)
  • Dostlarım, sığınağımdı onlar benim. Eh, dost sığınak olmazsa ne işe yarar ki! (Biat)
  • Bir zamanlar kudretini viyana kapılarında,hind denizlerinde ispat eden atalarımızın evladı olduğumuzu bir parça düşünsek!..Bir parça bilsek ki,bir zamanlar koca Bizans imparatorluğunu kökünden koparıp atan,Avrupanın her köşesinden kabarıp gelen Haçlı tufanını adil kılıcımızın bir darbesiyle kenara fırlatan bizdik. (Günbatımı)
  • "Üzülerek belirtmeliyim ki, Ermeniler bugüne kadar fazlasıyla şımartılmışlardır. Onlara gösterilen sempati ve anlayış müstebit bir otoriteye karşı ayaklanan devrimcilere duyulan sempatiyi çoktan aşmıştır... Bugünkü ayaklanmaların aslında İngiltere'de örgütlenen ve İngiliz liberallerinin fazlasıyla değer verdiği Ermeni İhtilâl Komitesinin gizli tahrikleriyle gerçekleştiğini unutmamamız gerektiğine inanıyorum... Anadolu'da Ermeniler, Kürt komşuları gibi, kaba, bağnaz ve kan dökücüdürler; anarşist ve sosyalist fikirlerle donanmış maceracı ihtilâlcilerin kışkırtmalarıyla zülüm ve katliamda onlardan aşağı kalmazlar. Bir kez etnik ve dinî nefret ateşi Asya'da yanmaya görsün, bu alev bütün bölgeyi kapsayacak ve patlak veren bu feci yangından, İngiltere sorumlu tutulacaktır... Kendimize, bu politikanın hangi amaca hizmet ettiğini, İngiltere'nin başarı sağlamak için böylesine kirli ve haksız yollara başvurmasının gerekli olup olmadığını sormalıyız" (Vambery). (Saraydaki Casus)
  • Dünya üzerinde Türkler kadar Konuksever, misafir özleyen ve varını yoğunu ziyaretçisine harcayan bir millet daha yoktur.... Bizi de hangi obanın misafir edeceği kavgası ile neredeyse kan dökülecekti... (Saraydaki Casus)
  • Zihni esaret, fiziki esaretten beterdir. (Sürgündeki Sevda)
  • Dile ve söze bakılır sanma. Bizim baktığımız gönül ve haldir. Kalpte huşu varsa biz ona bakarız, görünüşte huşusuz da olsa... (Dervişin Seyir Defteri)
  • "Kaderden kaçılabilir mi? Ölüm bir kere kapıya dayanmış olsun!" (Duvardaki Kan)
  • "Hayatta ne arıyorsan osun." (Dervişin Seyir Defteri)

Yorum Yaz