Bilgiyle Sohbet - Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bilgiyle Sohbet kimin eseri? Bilgiyle Sohbet kitabının yazarı kimdir? Bilgiyle Sohbet konusu ve anafikri nedir? Bilgiyle Sohbet kitabı ne anlatıyor? Bilgiyle Sohbet PDF indirme linki var mı? Bilgiyle Sohbet kitabının yazarı Celal Şengör kimdir? İşte Bilgiyle Sohbet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Celal Şengör
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Yayınları
İSBN: 9786053609728
Sayfa Sayısı: 772
Bilgiyle Sohbet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Avrupa Bilimler Akademisi’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisi’ne Fuat Köprülü’den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisi’nin en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim Ödülü kazanan en genç bilim adamı... İki şeref doktorası, Paris’te Collège de France’da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül. Tüm bu nitelikleri şahsında toplayan Prof. Dr. A. M. Celâl Şengör halen İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nde görevini sürdürmektedir. Dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından biri olmasının yanı sıra Prof. Şengör’ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakmasıdır. Bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir “akademisyen”dir. Prof. Şengör’ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elinizdeki kitapta bir araya getirilmiştir. Prof. Şengör bilimsel birikimini elbette yine başta bilim olmak üzere eğitim, tarih, arkeoloji, coğrafya, edebiyat, toplum ve kültür gibi pek çok alanda okurlarla paylaşıyor. Herkesi Bilgiyle Sohbet’e davet ediyor.
Bilgiyle Sohbet Alıntıları - Sözleri
- İnsanoğlu düşünmeye başladığı en eski zamanlardan beri ölüm olgusuyla başa çıkabilmek için beden-ruh ikiliğini icat etmiştir. Ölüm sonucu bedeni yok olsa da ruhunun ebediyen yaşayacağını var sayarak kendini avutmuştur.
- Ya bilim yaparak insan olacağız, ya da bilime sırt çevirerek maymunluğa geri döneceğiz.
- Osmanlı matbaayı ülkesine sokmazken, 1450 ile 1500 arasında tüm nüfusu o zaman yalnızca 60 milyon olan Avrupa'da 20 milyon kitap basılmıştır!
Bilgiyle Sohbet İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir!”: “Oscar Wilde'ın tecrübeyi hatalarımıza verdiğimiz isim olarak tanımlaması bilimdeki tecrübeler için de geçerlidir. Bütün bilimsel gözlemler ve deneyler kusurludur. Einstein'ın teorisi, diğerleriyle birlikte, Newton mekaniğinin bir eleştirisiydi, ve Newton'unki Aristoteles'in bir eleştirisi, Aristoteles'inki ise Platon'un biraz da ondan önceki fikirlerin çürütülmesiydi. Bu zincir, insanın doğuştan gelen genetik beklentilerinin, başka bir deyişle "teori"lerinin eleştirilmesiyle doğan mitolojiye kadar gidiyor. Bu yüzden, öncelikle, hiçbir hipotezi, hiçbir geleneği dokunulmaz olarak görmemeyi öğrenmeliyiz. İnsan zihninin bütün ürünleri şüphelidir ve bu sebeple hepsi akılcı bir şekilde tartışılmalıdır. İçinde yaşam mücadelesi verdiğimiz ama gayri şahsi bir doğada yaşıyoruz, ki burası bizim için mümkün olan tek yuvamız; dolayısıyla onunla başa çıkmayı öğrenmeliyiz.” sayfa/420 "Efendiler! Dünyada her şey için, maddiyât için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için, en hakikî mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir. Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekâmülünü idrâk etmek ve terakkiyâtını zamanında takip etmek şarttır.” M.Kemal ATATÜRK Medeniyetini oluşturduğumuz toplumun istikbalinin vazgeçilmez olarak ilimde olduğunu her fırsatta belirten Atamızın sözlerine kulak vermemiz gerektiğini düşünerek başlıyorum. Ömrü boyunca bilim ve akılcı düşünceye büyük önem veren Atatürk, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu aşmak için izlenecek yolun bilim yolu olduğunu her zaman vurgulamıştır. İşte bir kez daha bilimin yolundan ayrılan medeniyetlerin geldiği noktayı gözlemlemek için bile bu kitabı okumak lazım gelir. Yaşadığımız dünya üzerindeki her şey çok büyüleyici; tarihler boyunca merak, korku veya bilinmezliğiyle birçok şey bizi kendine çekmiştir. Ama birçoğumuz da bunu yeterince sık düşünmek için durmuyoruz, durup etrafımıza bir bakmıyoruz. Dünyamızda neler oluyor? İlk insanlar kimlerdir? Tarih öncesi çağlarda yaşam nasıldır? Evrim teorisi nedir? İlk teoriyi kim ortaya atmıştır? Yerbilimleri nelerdir? Doğa bilimleri nelerdir? En önemlisi bilim nedir? vs vs aklınıza gelebilecek veya gelmeyecek birçok konu hakkında yayımlanmış bilimsel makalelerden oluşuyor kitap. Okuduktan sonra beklediğimden çok daha fazlasını öğrendiğimi kesinlikle belirtmek isterim. Benim gibi biri için(korkarak başladım kitaba ya anlamazsam,anlatılanlara hakim olamazsam diye) bile zorlu olmayan çok keyifli bir okumaydı. Kitap hiç sıkmıyor gerçekten sohbet havasında harika bir okuma deneyimi sunuyor bize. Bir bakıma temiz hava gibi geldi şimdi yalan yok. :) Kitap sonrasında daha fazla okuma için yeni kapılar açıldığını hissediyorum. Özellikle Köy Enstitüleri ve ülkemizdeki geçmiş zaman eğitimleri konusunda birçok notlar aldım. Fizik başta olmak üzere, kimya, matematik,astronomi ve yerbilimleri haricinde biyoloji ve felsefe burada bilimi anlamlandırmak için pek çok konuda daha detaylı bir şekilde biraraya geldi. Bunu diğer zihinlerin temaları üzerinde neredeyse tamamen cahil biri olarak söylüyorum ki kitap gerçekten anlamak isteyene her zaman kullanışlı örnekler ve anekdotlarla çok açık anlaşılır bir dil sunuyor. Kitap boyunca öğrendiğim pek çok şeyi anlatmak isterdim fakat bunu kelimelerle anlatmam mümkün değil, kitabı okumak çok büyük bir keyifti.. Bilimsel değerler üzerine bu tür bir kitabı incelemeyi zaten çok zor buluyorum. Ben biyolog veya jeolog değilim, bilim insanı değilim bu yüzden analiz etmek için yeterli bilgiye sahip değilim. Sadece kitabı çok beğendiğim için fikrimi belirtmek istedim onu bilerek okursanız çok mutlu olurum.. tavsiyedir iyi okumalar herkese. Sözlerimi Hasan Âli Yücel’in kitapta geçen bir pasajıyla kapatmak istiyorum; "Gözlerimizi kapayıp mücerret yaşadığımızı farz edemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp cihan ile alakasız yaşayamayız. ... Bilakis müterakki, mütemeddin bir millet olarak medeniyet sahasının üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ferd-i milletin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.” (Demet)
Bilgiyle Sohbet: Celal Şengör’ün eleştiril ve bilimsel düşünme ile ilgili yazılarını seviyorum. Bu eserde de bilimsel makalelerinin yanı sıra bilim felsefesi, bilim sosyolojisi bölümleri de yer almaktadır. Bu kısımda diğer kitaplarından görüşlerinin temelleri yer almaktadır. Yine Atatürk, Nietzche, Fuad Köprülü, Hasan Ali Yücel ve Popper ile ilgili kısımlar da gerçekten harika. Kitabın başında yer alan 40 sayfalık bilim tarihi de gerçekten kısa ama güzel bir özet olmuş. Bence sadece bu kısımlar için dahi bu kitap okunmalı. Uzun olduğu için gözünüz korkmasın diye yazdım. Küçük küçük makalelerden oluştuğu için okunması rahat oluyor. (cloudsssd)
Bu Adam Manyak Yahu!: Celal Hoca okuyanları yaylım ateşine tutuyor. İstediğiniz mevziye saklanın bir bilim kırıntısı mutlaka üstünüze düşüveriyor. Kitaplarla ve bilgiyle kafayı yemiş bu adamın her kitabı bizler için ayrı bir değer. En sevdiğim yönü ise çatır çatır kaynak vermesi. "Al kardeşim, ben öyle kulaktan dolma konuşmam" dercesine koca koca sayfalar dolusu kaynağı tepenize indiriyor. Bu tarz konsantre kitapları okumak cidden çok iyi çünkü emek harcamaksızın birçok bilgiye erişebiliyorsunuz. Hani "kaç yetimin hakkı var" derler ya, kaç kitabın hakkı var bu tek kitapta kim bilir. :D (Doğan PAMUK)
Bilgiyle Sohbet PDF indirme linki var mı?
Celal Şengör - Bilgiyle Sohbet kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bilgiyle Sohbet PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Celal Şengör Kimdir?
24 Mart 1955'te İstanbul'da doğdu. 1973 yılında Robert Kolej'i bitirdi. 1978'de State University of New York at Albany'den jeolog olarak mezun oldu ve aynı üniversiteden 1979'da yüksek lisansını bitirdi. 1981'de İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi, Genel Jeoloji kürsüsünde asistan olarak görev yapmaya başladı. 1982'de de State University of New York at Albany'den doktora aldı. 1984 yılında Londra Jeoloji Cemiyeti'nin Başkanlık Ödülü'nü, 1986'da TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü aldı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988'de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi'nden şeref bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. Academia Europaea'ya 1990 yılında kabul edildi ve cemiyetin ilk Türk üyesi oldu. Aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 yılında ise Avusturya Jeoloji Derneği şeref üyesi oldu. Yine 1991 yılında Kültür Bakanlığı'nın Bilgi Çağı Ödülünü kazandı. 1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı'nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi en genç kurucu üyesi oldu ve Akademi konseyine seçildi. Aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi oldu. 1994 yılında Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan jeoloji dernekleri şeref üyeliğine seçildi. Ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafından Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 yılında, Fransız Bilimler Akademisi tarafından yerbilimleri dalında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi. 1998 Mayıs ayı içerisinde Şengör, Collège de France'da misafir profesör olarak bir kürsü işgal etti. Burada "XIX. Yüzyılda Tektoniğin Gelişmesine Fransız Jeologlarının Katkısı" konulu bir ders verdi ve 28 Mayıs 1998'de Collège de France'ın madalyasını aldı. 1999'da Londra Jeoloji Cemiyeti kendisine Bigsby Madalyasını tevcih etti. 2000 yılının Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. Rus Bilimler Akademisi'ne Fuad Köprülü'den sonra seçilen ikinci Türktür. Ayrıca 2013 yılında Leopoldina Doğa Araştırıcıları Akademisi üyeliğine seçilmiştir.
Şengör, jeolojide bilhassa yapısal yerbilim ve tektonik dallarındaki çalışmaları ile ün yapmıştır. Şerit kıtaların dağ kuşaklarının yapısına etkisini ortaya koymuş ve Kimmer Kıtası adını verdiği bir şerit kıta keşfetmiştir. Orta Asya’nın jeolojik yapısını ortaya çıkarmış, Kıta-kıta çarpışmasının ön ülkeleri nasıl etkilediği meselesini çözmüştür. Yücel Yılmaz ile birlikte, Levha tektoniği içinde Türkiye'nin yerini değerlendiren ve atıf klasiği haline gelen bir makale yazmıştır. Jeoloji ve tektonik konularında 6 kitap, 175 bilimsel makale, 137 tebliğ özeti, pek çok popüler bilim makalesi, tarih ve felsefe ile ilgili de iki kitap ve 300’e yakın deneme yazısı yayınlamıştır. 86 ülkenin Bilimler Akademisine üye olan Şengör'ün yayınlanmış 1826 makalesi vardır ve bu makalelere 12658 atıf yapılmıştır. Bunların 1997-1998 yılları arasında Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki "Zümrütten Akisler" köşesinde çıkmış olanları Yapı Kredi Yayınları tarafından 1999'da "Zümrütnâme" başlığı altında kitaplaştırılmıştır.
Fransa, İngiltere, Avustarya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde misafir öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunan Şengör, Collège de France dışında İngiltere'de Oxford (Royal Society Araştırıcı bursuyla), ABD'de California Institute of Technology (Moore Distinguished Scholar olarak) ve Avusturya'da Salzburg Lodron-Paris Üniversitesi'nde misafir profesörlük yapmıştır. Şengör ayrıca pek çok uluslararası dergide editör, yardımcı editör ve yayın kurulu üyeliği yapmıştır ve yapmaktadır.
Özel hayatı
Jeolojiye olan merakının nasıl başladığı, "Bir Bilim Adamının Serüveni" adlı kitapta, Şengör'ün "Ben jeolojiyi küçük yaştan yani Jules Verne'in Arzın Merkezine Seyahatkitabını okuduğum günden itibaren sevmeye başladım. Hemen arkasından Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 'ı okudum. Onu da okuduktan sonra kendi kendime, ‘Adam olmak demek, Jules Verne'in tarif ettiği gibi olmak demektir’ diye düşündüm. Bana jeolojiyi Jules Verne sevdirdi..." şeklindeki ifadeleriyle anlatılmıştır.[6] Bir röportajında kendisine ait kütüphanesinde 30000'in üzerinde kitabı olduğunu söylemiştir.
Şengör 1986 yılında Oya Maltepe ile evlenmiştir. Tek çocuğu olan oğlu H. C. Asım Şengör 1989 yılında dünyaya gelmiştir. "Şengör Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi" adlı bir şirketi de vardır.
Çalıştığı üniversiteler
State University of New York At Albany, A.B.D - "Yüksek Lisans, Doktora"
Collège de France, Fransa - "Misafir Profesör"
Oxford Üniversitesi, İngiltere - "Misafir Profesör"
Caltech, A.B.D - "Misafir Profesör"
Salzburg Lodron-Paris, Avusturya - "Misafir Profesör"
İstanbul Teknik Üniversitesi - "Öğretim Üyesi"
Kitapları
Kendi yazdıkları:
"Zümrütname" (Yapı Kredi Yayınları, 1999)
"Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması" (TÜBİTAK Yayınları, 2001)
"Yaşamın Evrimi" (İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 2004)
"99 Sayfada İstanbul Depremi" (İş Bankası Kültür Yayınları, 2006)
"Zümrüt Ayna: Bilimsel Düşünce Üzerine Denemeler" (Yapı Kredi Yayınları, 2003)
''Bilgiyle Sohbet - Popüler Bilim Yazıları'' ( İş Bankası Kültür Yayınları, 2014)
Hakkında yazılanlar:
"Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı" (Söyleşi: Sefa Kaplan) (İş Bankası Kültür Yayınları, 2010)
Katkıda bulundukları:
"Pîrî Reis 1513 Dünya Haritası" (Boyut Yayıncılık, 2013)
Ödülleri
Yurtdışında birçok üniversitede bulunmuş olan Prof. Şengör, birçok uluslararası ödülün de sahibidir. Ayrıca, TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan en genç bilim adamıdır.
Ödüllerinin bazıları:
Londra Jeoloji Cemiyeti, Başkanlık Ödülü [1984]
TÜBİTAK, Bilim Ödülü [1986]
Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi, Şeref Bilim Doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) [1988]
Kültür Bakanlığı, Bilgi Çağı Ödülü [1991]
Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı, Rammal Madalyası [1994]
Collège de France Madalyası [1998]
Londra Jeoloji Cemiyeti, Bigsby Madalyası [1999]
Guztav-Steinman Madalyası [2010]
Celal Şengör Kitapları - Eserleri
- Dahi Diktatör
- Aptalı Tanımak
- Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?
- Bilgiyle Sohbet
- Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması
- Bilimin Büyüsü
- Zümrüt Ayna
- Cehennemdeki Üniversiteliler
- Newton Neden Türk Değildi?
- Zümrütname
- Yaşamın Evrimi
- Jeolojinin Eduard Suess'e Kadarki Kısa Tarihi
- Tectonic Evolution of the Tethyan Region
- Globale Geologie und ihr Einfluss auf das Denken von Eduard Suess: Der Katastrophismus-Uniformitarianismus-Streit
- Une Autre Histoire De La Tectonique
- The Large Wavelength Deformations of the Lithosphere
- The Face of the Earth: The Legacy of Eduard Suess
- The Permian Extinction and the Tethys: An Exercise in Global Geology
- Cimmeride Orogenic System And The Tectonics of Eurasia
- Is the Present the Key to the Past or the Past the Key to the Present?: James Hutton and Adam Smith Versus Abraham Gottlob Werner and Karl Marx in ...
- Revising the Revisions
Celal Şengör Alıntıları - Sözleri
- Evrim, yalnız yaşamın zaman içinde değişimi değil, doğadaki tüm süreçlerin sürekli açınımı ve dönüşümü olarak düşünülmediği takdirde anlaşılamaz. (Yaşamın Evrimi)
- İnsanoğlu düşünmeye başladığı en eski zamanlardan beri ölüm olgusuyla başa çıkabilmek için beden-ruh ikiliğini icat etmiştir. Ölüm sonucu bedeni yok olsa da ruhunun ebediyen yaşayacağını var sayarak kendini avutmuştur. (Bilgiyle Sohbet)
- icat çıkarma'’ gibi bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir. (Aptalı Tanımak)
- Bizi kurtaracak ne romantik solculuk, ne de gariban sağcılıktır! Unutmayalım: En hakiki mürşit ilimdir, fendir, ondan ayrılmak gaflettir, dalalettir. (Cehennemdeki Üniversiteliler)
- Anaksimandros bütün dünya bir zamanlar sularla kaplı idiyse, ilk canlılar arasında insanın olamayacağını düşünmüştür. Ona göre ilk canlılar balık gibiydi. Daha sonra kabuklu canlılar türedi ve bunlar ortaya çıkmaya başlayan karalara göç etti. Bunlardan da insan türedi. (Bilimin Büyüsü)
- Evet, din de sosyolojik bir olgudur, bunun öğrenilmesi, bilinmesi gerekir. Ama devletin yapacağı şey en fazla dinler tarihini okutmak, din felsefesini, sosyolojisini öğretmek olabilir. Bu kadar. (Dahi Diktatör)
- "Bu hurafelerin üzerine bir toplum bina edemeyiz. Sen buna inanmak istiyorsan inanabilirsin, ama bunu dayatmana müsaade etmeyeceğim. Sizin dayatmanızdır ki, toplumu felakete götürdü, çürüttü, yok etti. Ben bu çökmüş toplumun çocuğuyum, yeni nesillerin bu felakete doğmasına müsaade etmeyeceğim.” (Dahi Diktatör)
- Marx ve Engels, Darwin'in evrim kuramını 'insanlık hakkında acı bir hicviye' olarak nitelemiştir. (Yaşamın Evrimi)
- "Ancak düşündüğü şekilde hareket eden insan hürdür. Hiçbir riyakar, hiçbir yalancı hür olamaz. ...Doğrudan doğruya hakikati ve hayrı kendi ruhuna amaç bilmiyen, belki kurnaz bir adam olabilir. Fakat hiçbir zaman akıllı sayılamaz ve hür olamaz." (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
- "Cehaletten, ancak esaret çıkar." (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
- Yaşam basit şekillerle başlamış, giderek daha karmaşık, giderek daha gelişmiş türlere doğru evrimleşmişti. (Yaşamın Evrimi)
- — Lan, ananı da al git.. — (Şikâyetçi bir yurttaş hakkında) ...bak bakalım ne istiyor bu sahtekâr… — (Muhalefet partisi hakkında) Kadrolaşmanın en kaşarlanmışını... — (Muhalefet partisi başkanına) Sevsinler seni... Yerim olsa daha da uzatacağım bu listeyi. Çocuğunuzun terbiyesinin bozulmaması için duymamasını isteyeceğiniz bu sözlerin sahibi ülkemizin Başbakanlık Makamı’nda bulunan zattır. (Aptalı Tanımak)
- Ülkemizde de hele son son yirmi-otuz yılda "kampüsleşmek," yani okulları şehirden kırsala kaçırmak pek moda oldu. Öğrenciyi şehrin, yani uygarlığın dışına, kırsal ortamın içine atan bu saçma sapan eğilimin nedenlerini acaba birileri sorguladı mı? Şehrin içindeki kütüphanelerden, kültür yuvalarından, hatta lokanta ve sinemalardan çocuğu niçin koparıp aldık? (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
- Marx ve Engels'in savundukları şekliyle diyalektik, bilimsel (ve mantıki) bir düşünce tarzı değildir.Bir kere, doğada hiçbir şey gerekli olarak içinde kendi çelişkisinin tohumlarını taşımaz. Bazı süreçlerin ortadan kalkması, kendi iç mekanizmalarının bir ürünü değil, çevredeki tesadüfi değişimlerin sonucu olarak gelişir. (Yaşamın Evrimi)
- doğa bilimiyle çelişen, insanın çocukluk çağlarındaki cehaletin ürünü olan envai çeşit inançlara göre yaşamı düzenlemeye kalkmak, eninde sonunda doğa ile çarpışmaya mahkum bir projedir. (Newton Neden Türk Değildi?)
- Bizi, insan uygarlığından nasibini alamamış bilgisiz kişiler yönetiyor. Her yeni hükümetle biraz daha dünyanın alay konusu ve şamar oğlanı oluyoruz; Atatürk'ün bize bahşettiği dünyayı hayran bırakan Türk imajının yerine tekrar Osmanlı' nın hasta adam imajı geliyor. (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
- Cahille tartışma, dışarıdan bakanlar aranızdaki farkı anlayamayabilirler!” (Aptalı Tanımak)
- Her kitabın bir maksadı vardır. Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir mesaj vermektir. Atatürk bunun farkında, yaptığı ilk işlerden biri de Kur’an’ı tercüme ettirmek oluyor. Şunu söylemek istiyor aslında: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım. (Dahi Diktatör)
- Yanlışlanabilir teoriler ortaya atan ve bu teoriler yanlışlandığı zaman da yanıldıklarını kabul edip doğrunun peşinde koşan toplumlar bilimsel toplumlardır. (Zümrüt Ayna)
- İhvan al Safa ve Hillan al Vafa üyelerinin Kur'an'ın yanılmaz bir kılavuz olmadığını düşündükleri kesindir. Kur'an'ın içine karıştığını düşündükleri yanılgı ve çelişkileri akıl yönetiminde felsefenin temizleyebileceğine inanıyorlardı. (Yaşamın Evrimi)