Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü - Dario Fo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kimin eseri? Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitabının yazarı kimdir? Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü konusu ve anafikri nedir? Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitabı ne anlatıyor? Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü PDF indirme linki var mı? Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitabının yazarı Dario Fo kimdir? İşte Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Dario Fo
Çevirmen: Füsun Demirel
Orijinal Adı: Morte accidentale di un anarchico
Yayın Evi: Açılım Yayınları
İSBN: 9758064038
Sayfa Sayısı: 99
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu komedinin ortaya çıkışı 1969da Milanoda yaşanan bir olaya dayanır. Duomo meydanı civarında bir bomba patlamış ve onaltı kişi yaşamını yitirmişti. Polis anarşistleri suçlamış ve aralarından birini tutuklamıştı. Adı Giuseppe Pinelli. Daha sonra ölüsü, gözaltında tutulduğu emniyet müdürlüğünün penceresinden atılmış olarak bulundu.
Pinellinin ölümü apaçık bir cinayetti. Oysa polis; olayı oyunun başlığı gibi ironik bir şekilde açıkladı: "Bir anarşistin kaza sonucu ölümü".
Polis tarafından yapılan açıklama böyleydi. Olay "kaza sonucu ölüm" olarak arşivlere kaldırıldı.
-Dario Fo-
(Arka Kapak)
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü Alıntıları - Sözleri
- Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
- Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık..
- Başımız dik yürüyoruz, çünkü boğazımıza kadar boka battık!
- ' Evet, sağlıklı biri için sahtekârlık bir suç olabilir. Ama ben deliyim. Hem de raporlu deli... '
- Boğazımıza kadar bok içindeyiz, bu doğru ve işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz.
- "Bana bombayı nasıl yaptığını göster, sana kim olduğunu söyleyeyim."
- Ben gerçeğin ve doğruluğun egemen olmasını istiyorum.
- Ben deliyim,dolandırıcı değil.. sözlerine dikkat et
- Pisliğin içinde yüzüyoruz, hatta onu içiriyorlar. Hiç kimse kalkıp da bunu bize limonlu çay diye yutturamaz.
- ' Hiçbir ağa, köylüsünü memnun etmek için köpeklerini öldürmez! Tam tersi olur. Şayet dalaşmada köpek ölürse, kral hemen bir başsağlığı telgrafı yollar ağaya... Hükümranlık bayrağıyla sarılı bir çelenk bile yollar! '
- ' Skandallar sosyal demokrasinin gübresidir! Hatta dahasını söyleyeyim: Skandal halkın bilinçlenmesinde zehire karşı kullanılan en mükemmel panzehirdir. Halk bilinçlendiğinde işimiz bitiktir. '
- Zaman, bazı yaraların kapanması için tek başına yeterli olmaz...
- Devrim istediklerinde... Reform yaparız... Bol bol reforma boğarız ortalığı... Ya da reform sözleri vererek boğarız ortalığı, çünkü zaten bunları asla vermeyeceğiz !!!
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Olsa da izlesek...: Okurken kaç kez kahkaha attığımı bilmiyorum. Tam da kısıtlamaların olduğu dönemde bu eseri okumuş olmamdan mütevellit tiyatro oyunlarını izlemeyi ne kadar çok özlediğimi anladım. Keşke artık şu virüs olayları bitse de tıklım tıklım tiyatro salonlarında yerlerimizi alsak ve keşke bu oyunu izleyebilsek... İtalya'da bir deli bir gün karakola düşer ve ifadesi alınırken aniden olaylar patlak verir. Deli'nin raporları okunur, suçları önümüze atılır ve sonra deli mi dahi mi olduğunu henüz anlamadığımız kişi "ben zaten deliyim, istediğimi yaparım ve ceza almam" der ve işler çığırından çıkmaya başlar. Zar zor deliyi gönderirler ama delinin eşyaları ifade alınan odada kalmıştır. Deli içeri tekrar girer, içerisi boştur ve o da masaları karıştırmaya başlar. Ona göre önemsiz olan suç tutanaklarını eğlene eğlene yırtarken, bir anarşistin ölüm tutanağına denk gelir. Dosyaları okur ve kendini bu işin içine dahil eder. Bu olaydan sonra deli-dahi ince çizgisinde gider gelir olaylar. Olay kaza mıdır, intihar mıdır yoksa bir cinayet midir? Dahi delimiz konuşmalarına İtalya'nın bürokrasisi, siyasi yapısı, toplum yapısı, suç analizleri ve daha bir çok konuyu dahil eder. Bir zaman savcı olur bir zaman piskopos... Okurken müthiş eğlendiğim bir eser oldu. Herkesin okumasını tavsiye ederim. (Son Ay)
Müthiş bir eser tek kelimeyle. Tiyatro okumayı çok severim ve üstelik politik ve eleştirel tiyatrolara hayranımdır. Bu eserde de, geçen her cümlede muhteşem hicivler, kinayeler görebiliyoruz. Olayın gerçek bir temele dayanıyor olması, yaşanmış olması eseri daha anlamlı kılıyor. Sosyalist bir demir yolu işçisi olan Giuseppe Pinelli, 1969 Milano’sunun Milli Tarım Bankası’nda patlayan bombadan masum olmasına rağmen sorumlu tutulur. 16 kişi hayatını kaybeder. İtalyan polisinde elle tutulur deliller olmamasına rağmen Pinelli’yi gözaltına alır. Üç gün süren sorgulama sırasında polisler tarafından karakolun penceresinden aşağı atılarak (Kaza süsü verilerek) öldürülür. (Kerim)
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü PDF indirme linki var mı?
Dario Fo - Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Dario Fo Kimdir?
Dario Fo İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu. 1997 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır.
Oyunlarındaki temalar güncel sorunlara dayandığı için tiyatro karikatürcüsü, toplumsal ajitatör ve radikal palyaço olarak da nitelendirilen Fo, kariyerine küçük kabare ve tiyatrolar için yergili revüler yazan bir metin yazarına yardım ederek başlamıştır. Oyuncu Franca Rame ile evlendikten sonra, 1959'da Rame ile birlikte Dario Fo - France Rame Topluluğu'nu kurmuştur. İkili "Canzonissima" adlı televizyon programında sundukları komik skeçlerle kısa sürede tanınmış, zamanla siyasal bir ajit-prop tiyatrosu geliştirmişlerdir. İkilinin oyunları temelde "Commedia dell'Arte" geleneğine dayanmaktadır ve tarzları Fo'nun deyişiyle "resmi olmayan solculuk"la kaynaşmıştı. İkili daha sonra, 1968'de İtalyan Komünist Partisi'yle bağları olan Yeni Sahne adlı bir başka topluluk kurmuştur. 1970'te ise Halk Tiyatrosu Topluluğu ile fabrika, park, spor alanı gibi halkın toplu olarak bulunduğu yerleri dolaşmaya başlamışlardır. Morte Accidentale di un Anarchico (1974; Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, 1990) ve Non si paga, non si paga! (1974; Ödemiyoruz, Ödeyemeyeceğiz!) gibi oyunları çok tutulmuştur.
Bir oyuncu olarak Fo en çok, tek başına bir yetenek gösterisi yaptığı Mistero Buffo'daki (1973) rolüyle tanınmıştır. Her izleyici topluluğu önünde değişecek kadar güncelliğe dayanan bu yapıt, ortaçağ gizem oyunlarının çağdaş bir uyarlaması olarak değerlendirilmektedir.
Oyunları:
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü (Morte Accidentale di un Anarchico- 1970)
Klaksonlar, Borazanlar ve Bırtlar
Kadın Oyunları(Female Parts- 1981)
Elizabeth, Neredeyse Kadın
Ödenmeyecek, Ödemiyoruz (Non si Paga! Non si Paga! - 1974)
Japon Kuklası
Açık Aile
Ödülleri:
1981 Sonning Ödülü
1986 Obie Ödülü
1997 Nobel Edebiyat Ödülü
1997 İtalya Kültür ve Sanat Altın Madalyası (Devlet madalyası)
Dario Fo Kitapları - Eserleri
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
- Kadın Oyunları
- Ödenmeyecek! Ödemiyoruz
- Seks? Eh, hayır Demem
- Klakson Borazanlar ve Bırtlar
- Kadın Oyunları 2
- Kadınlardan Konuşalım
- Neredeyse Kadın: Elizabeth
- Johan Padan Amerika'yı Keşfediyor
- Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Amerika'nın Yasak Hikayesi
- Marino Serbest! Marino Masum!
- Yüzsüz
- Oyuncunun Yeni Temel El Kitabı
- Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
Dario Fo Alıntıları - Sözleri
- Ve eğer sevmeyi, aşık olmayı, cinselliği anlayıp yaşayamıyorsak; dünyayı değiştirmek için kollarımızı sıvarken bir yanımızın eksikliğini hep duyacağımızı ve bunu miras olarak yarınlara taşıyacağımızı hatırlatıyor. (Seks? Eh, hayır Demem)
- "Artık bana bir kelime... bir mektup bile lütfetmeyen bu tatlı görgüsüz için geberiyorum ben... ve sesi hep beynimde... ve gözleri gözlerimin içinde... aşkından ölüyorum... onu seviyorum..." (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- "Bağımlıktan kurtulabilirsin... Zor ama bunu başarabilirsin... İşin güç yanı çöküntüden çıkmak..." (Kadınlardan Konuşalım)
- "-Ama anne lütfen! Ben âşık oldum! +İşte sorun! Bizi saran tutku adına, hiç kimseyi,hiçbir şeyi görmüyor gözümüz!" (Kadınlardan Konuşalım)
- Benim vasiyetim. Okuyorum: "Sevgili dostlarım, hükümet adamları, ölümümle hepiniz kovuldunuz! Cenazemde kimseyi istemiyorum, hiçbir devlet, hükümet temsilcisini, ailemden hiç kimseyi, özellikle de biraz aptal olan erkek kardeşimi, istemiyorum. Yakılmak istiyorum. Küllerim helikoptere konulsun, Torino semalarından, tüm fabrikalarımın üstüne serpilsin... Böylece işçiler külleri içlerine çekerek zehirlensin ve beni hatırlasınlar. Kalplerinde değil de.. ciğerlerinde yatacağım. Ebediyen". (Klakson Borazanlar ve Bırtlar)
- “Sevişmeye başladığımızda, zevk almazsak ne yaparız?..Herkes susuyor mu? Peki, ben söyleyeyim. Numara yaparız!” (Seks? Eh, hayır Demem)
- Calusalar suların akış yönlerini düzenlemeyi biliyorlardı ve önceden söylediğimiz gibi hem balık avlamak hem de yetiştirmek için kanallar açmayı öğrenmişlerdi. Köyleri çevreleyen bu kanallar aynı zamanda, dışarıdan gelebilecek saldırılar için de bir bariyer işlevi görüyordu. Komşuları gibi onlar da dut ağacı gövdesinin iç kısmı kullanılarak ve bazen de tabaklama yapılarak hazırlanmış, deriden ve kenevirden elbiseler giyiyorlardı. Savaşa giden askerler ise pamuğun çok sıkı bir şekilde örülmesiyle yapılmış zırhlar kullanıyorlardı. Toplumsal organizasyonları oldukça karmaşıktı ve Güney Florida'da bulunan tüm kabilelerin oluşturduğu konfederasyonun başındaydılar. Deniz ticaretleri ise Karayipler'den bugünün Birleşik Devletler'inin kuzey kısımlarına kadar yayılmıştı. Hem Calusalar hem de onların daha ataerkil komşuları Apalaçiler [Apalachee], toprak ve taş tümülüslerin tepesine kurulan evlerden oluşan köy yapılarını beraber kullanıyorlardı. Bu tip yapılanmalar üç farklı ihtiyaca cevap veriyordu. Öncelikle alüvyon dönemlerinde, insanları ve yiyecekleri koruyorlardı. İkinci olarak, tümülüsün tam ortasına kazılmış bir kuyu sayesinde, alüvyon süresi boyunca suyun filtre edilmesini sağlıyorlardı (Bu topraklar periyodik olarak alüvyona maruz kalıyor ve bataklığa dönüşü-yor ve eğer kuyular olmazsa içecek su bulmak imkansızlaşıyordu; alüvyon altında kalmış ovaların ortasındaki bu yapay tepeler, böyle zamanlarda içilebilir temiz su bulunmasına yarıyorlardı.) Son olarak da, dışarıdan gelecek saldırılara karşı koruyucu bir bariyer vazifesi görüyorlardı: eğer saldırganlar kanalları ve çitleri geçerierse, köy halkı tümülüslerin en yüksek tepesine gerileyip, taşlarla saldırabiliyor ve düşmanın üstüne sivriltilmiş uçları olan kütükler yuvarlayabiliyorlardı. (Amerika'nın Yasak Hikayesi)
- "Gördün mü Marta, adaletin kefesi bir kasap çengeline asılı." (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- "Büyük bir senarist olduğunu itiraf etmeli.Tam bir Tanrısal senaryo!" (Kadınlardan Konuşalım)
- "İş adamları üstüne para yağar... Biz zavallı kullara asla..." (Kadınlardan Konuşalım)
- Ben deliyim,dolandırıcı değil.. sözlerine dikkat et (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- Babam benim tahsilim için hep kemerini sıkarak yaşadı... Sonunda elime ne geçti? Hiçbirşey.. (Ödenmeyecek! Ödemiyoruz)
- "Evde yalnızken radyoyu sonuna kadar açmazsam, kendimi asmak geçiyor içimden..." (Kadın Oyunları)
- "Hepiniz kafamızı duvara çarpacağımızı ön görmüş müydünüz? Hepiniz mi? Ne mutlu size! " (Kadın Oyunları 2)
- Pisliğin içinde yüzüyoruz, hatta onu içiriyorlar. Hiç kimse kalkıp da bunu bize limonlu çay diye yutturamaz. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- "Panter ve kaplan öpüştüler, ağzı daha küçük olan başsız kaldı" (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- "Derin duyguların yokluğu büyük bir eksikliktir" (Seks? Eh, hayır Demem)
- ADAM: Evet, aptalca bir eğlence, bunun bomboş bir düzüşme kolleksiyonculuğu olduğunu kabul ediyorum... ama inan, seninle başka... (Kadına aşk dolu sokulur) sensiz yapamayacağım, tek kadın sensin!!... Dünyada sahip olduğum en tatlı kadınsın... sığınağımsın benim... sen tıpkı... annem gibisin... ANTONIA: (Çığlık atarak) Annen! Biliyordum! Annen! Beni terfi ettirdin! Sağ ol canım! Karılar, devlet bakanlıklarındaki bürokratlar gibidir tıpkı. İşe yaramadıklarında terfi ettirilirler. (Kadın Oyunları 2)
- "Hiçbiriniz, güven vermiyorsunuz. " (Klakson Borazanlar ve Bırtlar)
- Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık.. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)