diorex
sampiyon

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı - Sefa Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kimin eseri? Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitabının yazarı kimdir? Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı konusu ve anafikri nedir? Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitabı ne anlatıyor? Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı PDF indirme linki var mı? Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitabının yazarı Sefa Kaplan kimdir? İşte Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.07.2022 19:00
Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı - Sefa Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sefa Kaplan

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 6053600046

Sayfa Sayısı: 675

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Avrupa Bilimler Akademisi’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisi’ne Fuat Köprülü’den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisi’nin en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim Ödülü kazanan en genç bilim adamı… İki şeref doktorası, Paris’te Collège de France’da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül… Jeolog Prof. Dr. A.M. Celâl Şengör’ün sıfat ve ödüllerinin bir kısmı. Şimdilik...

Neden dünyanın en saygın akademisyenlerinden biri olarak kabul ediliyor, sorusunun cevaplarından bazıları:

Şerit kıtaların dağ kuşaklarının yapısına etkisini ortaya koydu ve Kimmer Kıtası adını verdiği bir şerit kıta keşfetti, Orta Asya’nın jeolojik yapısını ortaya çıkardı, Kıta-kıta çarpışmasının önülkeleri nasıl etkilediği meselesini çözdü, Levha tektoniği içinde Türkiye’nin yerini değerlendiren ve atıf klasiği haline gelen bir makale yazdı (Yücel Yılmaz ile birlikte).

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı Alıntıları - Sözleri

  • Sanat yapmayan bir toplum bilim de yapamaz. Hiçbir şekilde yaratıcılık olmaz. Yaşayamaz.
  • Toplum da insanın parçası, insan da bir hayvan. Yani sosyal bilimci dediğin, insan hayvanıyla uğraşan bir etolog. Bu kadar basit. Yani Konrad Lorenz kazlara etoloji yapıyor da insanlara niye etoloji yapılmıyor? Etoloji, biliyorsun, davranış bilimi demek...
  • ... Oya'yı eş olarak seçerken bunların hepsinin hesabını yaptım ben. "Ben bu kızı seviyorum, güzeldir, sevişir koklaşırız ama bir süre sonra biter bu iş" diye düşünmedim. Hatta ben evlenirken Oya'ya, "Aşk, seks, şehvet 'bir süre sonra biter'. Sonrasında aileyi bir arada tutacak şey sevgi ve onun temel kaynağı olan saygıdır. Benim sana, senin de bana saygı duyman lazım ki, bir arada durabilelim" dedim. Oya'nın da aynı şeyleri düşündüğünü biliyorum.
  • Ben kendimi mütevazı bir insan olarak hiç görmedim hayatım boyunca. Tevazuun pozitif bir değer olduğu konusunda bilgi sahibi değilim.
  • Herkes eşit... Ama herkes eşit olamaz ki! Bu zırva bir şey. Herkese eşit muamele de yapılamaz, o da zırva bir şey. Değil mi? Akıllısı var, aptalı var, okumuşu var, okumamışı var, görgülüsü var, görgüsüzü var...
  • Ben insanları diğer hayvanlardan ayrı bir şey olarak görmüyorum. İnsan haklarıyla, insanların korunmasıyla fokların korunması arasında hiçbir fark görmüyorum ben. Tek fark insanların yarattığı ve potansiyel olarak yaratabileceği eserlerdir. Ben yalnızca onların hayranıyım. İçinde yaşadığım alem hakkında bana bilgi vermeyen veya bir sanat eseri yaratmayan insanın bene foktan farkı yok.
  • Ben güzele aşıklardanım, cinsiyet ayrımı yapmıyorum. Güzelin mutlaka seks çağrıştırması, hayatta başka tutkusu olmayan zavallı insanlara mahsus bir histir. Güzel, insan şeklinde olur, mimaride olur, edebiyatta olur, bir bilimsel varsayımın zerafetinde olur. Hepsine hayranlık duyulur. Hepsi insanda yaşamı güzelleştiren hoş hisler uyandırır.
  • Ben öğrencilerimle her zaman samimi bir ilişki kurmaya çalışmışımdır. Onlara söylediğim en önemli şey şudur: Benim söylediğim hiçbir şeye inanmamaya maksimum güç ve gayret gösterin. Benim söylediğim her şeyi kafanızda yanlış olarak düşünün ve benim söylediklerimi kendiniz bir mantık süzgecinden geçirin. Arkasından, bugüne kadar edindiğiniz bilgilerin süzgecinden geçirin ve benim söylediklerim acaba doğru mu, diye ölçüp biçin. Daha sonra, bunu literatür okuyarak test edin. Çünkü ben hep şu örneği veriyorum. Biz ormanda kaybolmuş bir grup insanız, hepimizin elinde bir çıra ve yol arıyoruz çıkmak için. Benim sizden farkım, benim elimdeki çıra sizinkinden biraz daha büyük ama bu benim doğru yolu bulacağımı garanti etmiyor. Her biriniz yolu bulabilirsiniz ve ben sizin peşinize takılır giderim. Bilim böyle bir şey. Hiç belli olmaz, sizin aranızdan biri tak diye bir şey bulur, benim size bugüne kadar söylediklerim hepsi çöpe gider. Paşa paşa otururuz karşılıklı ve ben sizden öğrenmeye başlarım. Ayrıca ben her zaman öğrencilerime ne kadar cahil olduklarını hatırlatırım.
  • Benim bütün çocukluğum yalnız geçti. Arkadaşım yoktu, bir-iki tane vardı ama sokaklarda oynadığım yakın bir arkadaşım yoktu. Benim oyuncaklarım kitaplardı.
  • Büyük, çok büyük belalardan birisidir. İnsanlığı geri götüren olaylardan birisidir Fransız İhtilali. Aristokrasinin elimine edilmesi, ayaktakımının yönetime geçmesi, bilimin öldürülmeye çalışılması... Lavoisier mahkum edilirken, oradan hırtın biri bağırmış halk mahkemesinde, "Cumhuriyetin bilginlere ihtiyacı yoktur" diye. Yani bugünkü milli eğitim anlayışımız Fransız İhtilali'nin çocuğudur. Kimse bu sözün iltifat olduğunu zannetmesin. Rus İhtilali ve Hitler'in Nasyonel Sosyalizmi de Fransız İhtilali'nin doğal çocuklarıdır. Bunların hepsi aşırı hizipçi fikirlerdir. Bunların hepsini Fransız İhtilali yaratmıştır. Fransız İhtilali ilk defa, düşünmekten aciz ayaktakımının yönetime geçmesini meşru kılmıştır.
  • Ben bu sel olan yerlerde ölen adamları bir türlü anlayamıyorum. Ya işte tabiat ikaz ediyor, burası dere yatağıdır, buraya ev yaparsan sel gelir götürür diyor. İlla dere yatağına ev yapmak zorundaysan da tedbirini al bari. Hayır, o yok, öteki de yok. Sen bunlardan hiçbirisini yapma, sel gelip çoluk çocuk herkesi öldürdüğünde de ah vah et! Hiç o ah vaha katılmıyorum ben.
  • Şans hazırlıklı akılları tercih eder.
  • Propagandaya kapılmak, Goebbels'in dediği gibi, kendi yerine düşünecek, meseleleri halledecek birini bulmanın rahatlığından ileri gelir.
  • Ben kural, kaide dinlemeyen bir adamım. Notları zamanında göndermem, istediğim zaman seyahate giderim, bazen izin almayı unutur giderim. İTÜ hemen izin yaratır. Bunun için İTÜ, çok önemli bir müessese Türkiye'de.
  • Sanat çok önemli,sanat bilimin önşartıdır.Her ikisinde de yaratırsınız ama bilimde yarattığını kontrol etmek zorundasın;uyuyor mu, uymuyor mu? Çünkü bilim bir nesnenin veya bir sürecin izahı olarak var.Sen o süreci veya nesneyi kafanda başka yaratıyorsun,ondan sonra gözlemlerine uyuyor mu, uymuyor mu, kontrol ediyorsun.Sanatta öyle değil, yaratıyorsun, atıyorsun ortaya.Kalite kontrolü yok....

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap pahalı diye bayadır takibimdeydi, alıp 2 haftaya yaya yaya okudum Müthiş bir kitap gerçekten, Celal Şengörün birçok kitabını okumuş, hayatını merak etmiştim hep. Hava Kuvvetleri, Jules Verne, Jeoloji ve İTÜ konuları bu kitapta çok ağır basmakta. Normalde böyle basmakalıp dar konulardan pek hoşlanmam fakat kitaba bayıldım, kitabın sonlarına doğru ortaya çıkan resim galerisi beni oldukça memnun bıraktı. Bunun akabinde Celal Hocanın kendisine çok şey borçluyum, bugün oturup bir şeyler okuyup bilimle uğraşıyorsam, makalem yayımlanıyorsa onun sayesindedir. Üniversitenin ilk yıllarında resmen beni bir boşluktan kurtarmış, onun deyimiyle beni adam etmiştir. Zamanınız varsa mutlaka bu kitaba zaman ayırın ve hocanın diğer kitaplarını da okuyun. Kendisinin bazı kişisel, siyasal ve dini görüşlerini dikkate almayın, unutmayın bize karşımzıdaki adamın bilgisi lazım :)) (Serhat Gümüştekin)

Çok değerli bilim insanımız Celal Şengör'ün hayat serüveninin anlatıldığı bu kitap liselerde ve üniversitelerde defaatle okutulmalı! Kitabı okuduktan sonra doğa ve beşeri bir bilime yönelmeyi istemeyecek insan yoktur. Türkiye'nin geleceği ile alakalı hem umut hem de ümitsizlik veren kitap her daim başucu kitabımdır ve öyle kalacaktır. (Gökşen Ulukuş)

Söyleşi tarzı bir biyografi kitabı olmasıyla beraber şu ana kadar okuduğum en güzel biyografi kitabı. İçerisinde Yakın Türkiye Tarihi ve Atatürk ile ilgili öğrenilebilecek güzel bilgiler de mevcut. Uzun süre etkisinden çıkamayacağım sanırım (Orkun Aykut Öztürk)

Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı PDF indirme linki var mı?

Sefa Kaplan - Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sefa Kaplan Kimdir?

Sefa Kaplan, 1 Şubat 1956’da Çorum’da doğdu. Çocukluğu ve yeniyetmeliği Samsun, Konya, Urfa ve Ankara’da geçti. Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nü son sınıfta bıraktı. Bir süre edebiyat ve Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra gazeteciliğe başladı. "Nokta" ve "Aktüel" dergilerinin de aralarında bulunduğu pek çok yayın organında görev yaptı. 1995-2000 yılları arasında Londra’da yaşadı. Halen "Hürriyet" gazetesinde çalışıyor.

Sefa Kaplan Kitapları - Eserleri

  • Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı
  • Geleceği Elinden Alınan Adam - Oğuz Atay
  • İntihar Şiirleri
  • Mecusi Şiirleri
  • Geç Kalan Adam
  • O Manşetler
  • Olaylar ve İnsanlar'ın Peşinde Bir Ömür
  • Açık ve Gizli Oturumlarda Lozan Tartışmaları
  • Oğuz Atay Sözlüğü
  • 99 Sayfada İstanbul Depremi
  • Recep Tayyip Erdoğan
  • Küçük Karşılaşmaları Katlanılır Kılma Sözlüğü
  • Şiirler
  • Derviş'in Siyaseti Siyasetin Derviş'i
  • Disconnectus Erectus (2+1)
  • Londra Şiirleri
  • Öyküler Seni Söyler
  • Sevda Sürgünleri
  • Gözleri Görmeyen İki Adam Cemil Meriç - Jorge Luis Borges
  • Mehmet Ağar
  • Ahmet Hamdi Tanpınar Sözlüğü
  • Susanlara Hiçbir Şey Sormayınız
  • Terörün Soldurduğu Yıllar
  • Tarih Tereddütten İbarettir
  • Batılı Gezginlerin Gözüyle İstanbul
  • Türk Yazarlarının Gözüyle Dünya Kentleri

Sefa Kaplan Alıntıları - Sözleri

  • Her on beş günün sonuna doğru hemen herkes birkaç defa matbaaya uğruyor,makinelerin uğultusunu kendi bedenlerinin dışında vurulan kalpleriymiş gibi dinliyor,mürekkep korkusuyla sarhoş oluyordu. (Geç Kalan Adam)
  • yaraya merhem olur mu, umudum yok gerçi ama bütün çalar saatleri yeniden kurmalıyım. (Mecusi Şiirleri)
  • Kapıda nikah şekerlerini tutan iki genç insanın simaları da hayli tanıdıktı üstelik Olric: Engin Ardıç ve Ayhan Aktar. (Oğuz Atay Sözlüğü)
  • acıdır anayurdu aşkın bir firâr kadar hırçın. (Şiirler)
  • Her şey hayvani bir intikam duygusuyla harcanır. Düşüncenin ince bedeninden denize serilmemiş bedenler. (İntihar Şiirleri)
  • Belki memleketin geniş ovalarında ve ovaları kadar güzel olan dağlarında hayal gücü zengin insanlar vardı da, hayal gücünün bir kabiliyet olarak edebiyata, sinemaya, televizyona, gazeteye, işlenen cinayetlere ve intiharlara yansıdığını söylemek zordu. (Sevda Sürgünleri)
  • muhteşem yalnızlığım herkesi korkutuyor (Şiirler)
  • Yaşlılık en büyük yalnızlıktır. (Gözleri Görmeyen İki Adam Cemil Meriç - Jorge Luis Borges)
  • Anlaşılmıyor sahiden de bazı şeyler yaşanmadan, yaşlanmadan. (Mecusi Şiirleri)
  • Altı çizili satırlar da, sayfa kenarına alınış notlar da hayati daha kolay kılmak yerine, daha karmaşık r hale getirmişti. (Gözleri Görmeyen İki Adam Cemil Meriç - Jorge Luis Borges)
  • gönlümün bukağısı gözlerindir gülüm (Şiirler)
  • Sadece, Rus olduğunu çok sonradan öğreneceği bir yazarın karşısında ne yapacağını bilmez bir şekilde yalnız kalacak ve bu çaresizliğin verdiği bezginlikle çırpınıp duracaktı. Her romanıyla biraz daha büyülendiği bu yazarın kitaplarının sonunu yahut ortasını tahmin etmek neredeyse imkansızdı. Neticede, bütün çabaları boşa gidiyor ve bu kitaplara uygun bir final bulamıyordu bir türlü. Aklına gelenler de, yeni bir hayal kırıklığı yaşamasına yol açıyordu zaten. "Şimdi seni yakaladım" dediği bütün durumlarda, yazarın farklı bir hamlesi ya da manevrası tahayyül bile etmediği değişik bir iklime sürüklüyordu bütün roman kahramanlarını. Bir kaç sayfa okuması, yanıldığını anlamasına yetip de artıyordu. (Geleceği Elinden Alınan Adam - Oğuz Atay)
  • Propagandaya kapılmak, Goebbels'in dediği gibi, kendi yerine düşünecek, meseleleri halledecek birini bulmanın rahatlığından ileri gelir. (Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı)
  • Resmetmeye çalıştığımız dünyadaki koyu renkler bazıları için açık, bazıları için gri, bazıları için de karanlık olabilir. (İntihar Şiirleri)
  • Sahibi gereğinden fazla çok, ağlayanı ise bu kadar az bir memlekette, kaç çocuğun korkuyu beklerken veya ruhunda büyütürken çıkmaz sokaklarda savrulup gittiği bilinebilseydi eğer, belki de değişirdi bazı şeyler. (Geleceği Elinden Alınan Adam - Oğuz Atay)
  • Eğer bir gazete ekonomik olarak zarar ediyorsa ve bu zararını baş­ka yerlerden kapatmaya çalışıyorsa, o gazete bağımsız değil­dir. Çünkü mecbursun bir yerden para bulmaya. Nereden pa­ra bulacaksın? Türkiye'de para nereden bulunur? En kötü ih­timal tefeciden bulunur, sonra bankalardan, devlet bankala­rından daha çok bulunur. Sen bu kredileri düşük faizle aldı­ğın zaman, bu durum seni o parayı aldığın yere bağımlı kılar. O yer neresidir? Elbette siyasi iktidardır. (Olaylar ve İnsanlar'ın Peşinde Bir Ömür)
  • Şurası da vardı ki, insan biraz da teneffüs ettiği coğrafya ve tarihin, bu iki unsurun teşekkülüyle bütün bir zihniyet dünyası mânâsına gelen iklimin eseriydi. (Geç Kalan Adam)
  • Fakat ne çıkar, can sıkıntısı esasen bir ihtiyaçtır ve içimizde her gün biraz daha büyüyen boşluğu doldurmak bakımından da hatta elzemdir. (Geç Kalan Adam)
  • Kurtardık hiç değilse Karanfilleri ezilmekten ayaklar altında. (Mecusi Şiirleri)
  • Oysa, çocuk canlı bir şeydi; ilgiye, sevgiye, şefkate, anlayışa ve iradeye muhtaçtı Olric. (Oğuz Atay Sözlüğü)

Yorum Yaz