Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) - Nikolay Gogol Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) kimin eseri? Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) kitabının yazarı kimdir? Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) konusu ve anafikri nedir? Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) kitabı ne anlatıyor? Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) kitabının yazarı Nikolay Gogol kimdir? İşte Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Nikolay Gogol
Çevirmen: Çağan Er
Orijinal Adı: Записки сумасшедшего & Портрет
Yayın Evi: Karbon Kitaplar
İSBN: 9786257997898
Sayfa Sayısı: 117
Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün, en çok okunan hikâyelerinden Bir Delinin Hatıra Defteri ve Portre’nin yer aldığı kitapta Bir Delinin Hatıra Defteri, orta hâlli bir memurun günden güne nasıl delirip kendini İspanya Kralı ilan ettiğini gözler önüne seriyor. İvanov’un trajikomik dönüşümüyle Rus toplumunu ve bürokrasisini de ince bir dille alaya alan Gogol, Portre hikâyesinde ise yoksulluk içinde yaşayan yetenekli ressam Chartkov’un bir dükkândan satın aldığı ürkütücü portreden sonra önünde açılan iki yoldan birini seçerken nasıl bir tereddüt yaşadığını anlatıyor. Chartkov, ya yoksul kalarak sanatını icra edecek ya da dönemin sanat anlayışına ayak uydurarak şöhret ve paraya talip olacaktır. Gogol’ün, üstün mizah anlayışıyla delilik ve ihtirasın herkese dokunabilecek gerçekliğini sunduğu bu iki hikâyesi Rusça aslından çevrildi.
Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) Alıntıları - Sözleri
- Hasta, büyük bir ıstırap içindeydi. Hiçbir şeye tepki vermiyor, acı dışında bir şey hissetmiyordu. Sadece durmadan ağlıyor ve anlaşılmaz şeyler mırıldanıyordu.
- Bu insanlar tamamen ruhsuzdu. Hiçbir şey düşünmeden sessizce yürürlerdi. Gözleri hiçbir şeye kaymazdı.
- Belki de ben,kendimin kim olduğunu bilmiyorum.
- Bana bir insan ver! Bir insan görmek istiyorum! Ruhumu doyurup hoş edecek bir ruh gıdası lazım bana.
- Dünyaya karşı duyduğu öfke, yüzüne safra sarısı bir renk katarak kendini belli ediyordu.
- Ne kadar muhteşem bir görünüme sahip olursa olsun,gökyüzünde güneş yoksa bir şeyler hep eksik kalır içeride.
- "Zafer duygusu, onu emek vermeden çalıp çırparak elde eden kişiyi asla tatmin etmez. Yalnızca gerçekten zafere lâyık olan insanlar bundan zevk alır."
- 'Aşk ikinci bir yaşamdır, ' diyen yazarlar ne de güzel söylemiş!
- "Ahh, tatlım! Baharın geldiği nasıl da anlaşılıyor. Kalbim bir şeyi bekliyormuş gibi atıyor."
- "İşte ne kadar muhteşem bir görünüme sahip olursa olsun, gökyüzünde güneş yoksa bir şeyler hep eksik kalır içeride."
- Bana öyle geliyor ki başka biriyle duyguların, görüşlerin ve hislerin paylaşılması dünyadaki en kutsal şeylerden biridir.
- Duygusuzluğun hüküm sürdüğü dünyamızda çokça karşılaştığımız, hayat dolu ve merhametli bir insanın korkuyla baktığı ve göğsünde kalp yerine taş tabutun içinde bir ceset taşıyor gibi görünen garip yaratıklardan birine dönüşmeye hazırdı.
- Bana göre bir şey bilmediğini açık açık söyleyen insan, bilmediği bir şeyi biliyormuş gibi davranıp, kendisini rezil duruma düşüren iki yüzlünün tekinden iyidir.
- Eğer bir nesneyi duyarsızca, içinde saklanan gizli düşüncelerin ışığıyla aydınlatmadan ve ona sempati duymadan ele alırsanız; ortada yalnızca o nesnenin iğrenç gerçekliği kalıyor.
- Yakında ölebilirim, çocuğum yok. Tamamen silinip gitmek istemiyorum, yaşamak istiyorum. Sen, benim capcanlı bir portremi çizebilir misin?
Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İki farklı hikaye olduğu için ayrı ayrı değerlendireceğim. Bir Delinin Hatıra Defteri Adında anlaşılacağı gibi bir delinin kaleminden sesleniyor. Tabi başta deli olduğunu anlamıyorsunuz. Bir memur edasıyla karşımıza çıkıyor. İşleri değiştiren köpekle konuşması köpeğin mektup yazması. Okurken sıkılmazsınız kısa bitti zaten. İspanya kralını selâmlayın:) Portre Zaten gözler insanın ruhunu yansıtır. Bu hikâyede ise korkunç, şeytani bir ruhu olan tefecinin gözleri olduğu tablonun etkisinden bahsediliyor. Yaşarken zaten tuhaf karşılanan bu adam müsibetlere sebep oluyor. Birgün resim satın alan ressam Çartkov tablo sayesinde bir günde zengin oluyor. Bu serveti onu resimden uzaklaştırıp tabiri caizse domuz gibi yaşamasına sebep oluyor. Güzel akıcı bir kitaptı (Pınar Dağ)
Bir Delinin Hatıra Defteri'ndeki ince mesajları çok beğendim, hepsini anlayamasam da (döneme hakim değilim) yakalayabildim. Fakat bu hikayeden çok Portre hakkında konuşmak istiyorum. Portre hikayesinde o kadar güzel betimlemeler, tanımlamalar var ki.. Kendim ifade edemediğim birtakım şeyleri burada görmek beni çok etkiledi. Hikayenin başına en çok gerilim hissi hakim. İlerledikçe azalsa da yerini hemen başka bir duygu alıyor, herhangi bir duygu yaşamadan okuduğum sayfa hatırlamıyorum. Puşkin'den de çokça söz ediliyor, "Rusya'dan gelebilecek en kötü haber" Gogol'u bi hayli etkilemiş gibi gözüküyor. Aslında kitabı ilk hikaye için almıştım ama 2.yi anladığınız üzere daha çok beğendim, kesinlikle önerim. Hemen akıp gidiyor zaten :) (Sudenaz Koçak)
Kitabın Yazarı Nikolay Gogol Kimdir?
Nikolay Vasilyeviç Gogol (Rusça: Николай Васильевич Гоголь) (31 Mart 1809 - 4 Mart 1852) gerçekçi Rus roman ve oyun yazarı. En çok tanınan eseri Ölü Canlar'dır.rnrnGogol orta halli toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna’da Soroçinski Köyü’nde dünyaya gelir. Gogol’un çocukluğu köy hayatı ile ve yoğun Kazak kültürü etkisinde geçer. Bu hayatın etkisi ileride yazacağı eserlere de yansıyacaktır.rnrnGogol, gençlik yıllarında şiir ve edebiyata ilgi duyar. 1828'de Petersburg’a gider. Orada memur olmayı ve bir şekilde geçinmeyi umar ancak işler umduğu gibi gitmez. Gogol, Petersburg’dan Almanya’ya gider ancak orada da parası bitene kadar kalabilir. Tekrar Petersburg’a dönüp iş arayan Gogol bu sefer çok düşük bir maaşla da olsa devlet memuru olarak çalışmaya başlar. Bu görevden de bir sene sonra ayrılır.rnrnGogol, 1836'da Pişik Puşkin'in çıkardığı Sovremennik adlı dergide, yergili öykülerinin en neşelilerinden biri olan Araba’e eğlenceli ve iğneleyici bir üslûpla yazılmış gerçeküstücü öyküsü Burun’u yayınlar.rnrnYazar, yazı sanatında büyük ölçüde Puşkin'in etkisi altındadır. Öyle ki, onun eleştirileri ve telkinleri olmadan yazamayacağını düşünür. Yazarın Puşkin’le olan arkadaşlığı, onu aldığı acımasız eleştirilerden de koruyan en büyük güçtür.rnrnGogol’un ilk ciddi ve dikkat çeken eserleri Ukrayna hayatı ile, halk deyişleri ile süslü halk hikâyeleridir.rnrnGogol 1831 – 1832 yıllarında yazdığı bu hikâyeleri, Dilanka Yakınlarındaki Çiftlikte Akşam Toplantıları adlı kitapta toplar. Bu öyküler Rus edebiyat dünyasında Gogol’un bir anda parlamasına yol açar. 1835 yılında Mirgorod ve Arabeski adlı eserlerini de yayımladı. Bu kitaplarında da halk hikâyeleri, özellikle Kazak geçmişi işlenmiştir.rnrnHikâyelerinde günlük hayatı ve bayağı kişilikleri zaman zaman mizahi zaman zaman öfkeye varan bir şekilde yeriyordu.rnrnEski Zaman Beyleri, Arabeski bu yergi kitaplarının ilkleridir. Arabeski kitabındaki hikâyelerinden biri olan Bir Delinin Hatıra Defteri bir memurun rutin hayatını ve işi yüzünden nasıl sıkıldığını anlatır. Hikayenin sonunda memur akıl hastanesine yatırılır. Portre adlı eseri ise dünyanın kötülüklerden kurtulamayacağı vugusu ile sonlanır.rnrnBüyük komedisi Müfettiş adlı eseri ile bürokrasiyi alay derecesinde yeren Gogol, eserinin sahnelenmesi ile tüm şimşekleri üzerine çeker. Tepkiler yüzünden Rusya’dan ayrılmak zorunda kalır. Roma’da Puşkin’in tavsiyesi ile en büyük eseri olan Ölü Canlar’ı yazarken Puşkin’in öldüğü haberini alır. Bu haber onun için “Rusya’dan gelebilecek en kötü haber”dir. O zamana kadar Puşkin’i düşünmeden dikkate almadan hiçbir şey yazmayan Gogol için bu haber gerçekten bir yıkım olmuştur. Puşkin’in ölümünün yıkıcı etkisine karşın 1842 yılında iki önemli eseri olan Ölü Canlar’ın 1. cildi ve uzun hikâyesi Palto’yu bitirir ve yayınlar. Ölü Canlar dönemin Rusya’sının çürümüşlüğünü gerçekçi bir biçimde gözler önüne sererken Palto’da sıradan insanların yaşadıkları acılar, maaruz kaldıkları haksızlıklar, ve yaşadıkları yoksulluk tüm gerçeklikleriyle, okuyucuyu sarsacak bir ustalıkla gözler önüne serilmektedir. Bu eser de dönemin en büyük eserlerinden biri olarak nitelendirilecektir. Rus edebiyatına sıradan insanların gerçekçi bir girişi olarak da nitelendirilebilir Palto. Öyle ki Dostoyevski hikâyeye hitaben “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.” diyecektir. Ancak öykü yayınlaması ile soylu kesimin tepkisini tekrar Gogol üzerine çeker. Dönem aydınlar üzerinde büyük baskıların uygulandığı karanlık I.Nikola dönemidir. Gogol düzen savunucuları tarafından Rus insanını aşağılamakla onun kötü yönlerini göstermekle, halkına ihanetle suçlanır. Ancak onun yapmak istediği halkını aşağılamak değil onu bu hale sokan yozlaşmış düzeni tüm gerçekliği ile gözler önüne sermektir. Maruz kaldığı bu suçlamalar yazarın ruhsal sağlığına da ciddi zararlar vermiştir.rnrnPuşkin’in ölümünden sonra Gogol’un popülaritesi daha da da artar. Bu ilgi Gogol’da bir öncülük hissi yaratır ve kendine toplumu değiştirmek, insanlara yol göstermek gibi misyonlar edinir. Bu dönemde eski yaratıcılığını kaybettiği söylenebilir. Dine karşı ilgisi artar ve daha önce eleştirdiği kiliseyi dahi övmeye başlar. Bu davranış hayranlarının tepkisini çeker ancak o bu tepkilere dinsel yorumlar katar ve Tanrı’nın gönlünü almak için ona daha da yakınlaşır. 1848’de kutsal toprakları ziyaret etmek için Filistin'e gider. Moskova’ya geri dönen Gogol, orada Matvey Konstantinovski adlı gerici bir rahibin etkisi ile 1852 yılında Ölü Canlar romanının ikinci bölümünün el yazmalarını yakarak imha eder. Bu davranışından 10 gün sonra 43 yaşında Moskova’da ölür.rnrnGogol'ün tamamlayamadığı sadece taslaklarını kaleme aldığı Dördüncü Dereceden St. Vladimir Nişanı adlı oyunu ölümünden sonra Sasa Preis tamamlanmıştır.
Nikolay Gogol Kitapları - Eserleri
- Ölü Canlar
- Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları
- Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
- Taras Bulba
- Palto
- Eski Zaman Beyleri
- Burun
- Müfettiş
- Petersburg Öyküleri
- Evlenme - Kumarbazlar
- Taras Bulba ve Mirgorod Öyküleri
- Masallar
- Bir Delinin Hatıra Defteri
- Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in Öyküsü
- Tiyatrodan Çıkış
- Mayıs Gecesi
- Fayton
- Öyküler
- Üç Hikaye (Burun, Fayton, Palto)
- Ölü Canlar - Don Kişot
- Portre
- Bütün Oyunları
- Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy)
- Şeytanın Kırmızı Paltosu
- Taras Bulba 2
- Neva Bulvarı
- Viy
- Ölü Canlar. Müfəttiş
- Teyze
- The Nose & A May Night
- Roma İmparatorluğu
- Münakaşa
- Seçilmiş əsərləri
- Palto
Nikolay Gogol Alıntıları - Sözleri
- Ahlaksızlık kendi başına da çirkindir, iticidir; ama olanca tertemizliğiyle düşlerimize süzülen güzelliğe bulaşınca büsbütün itici olur. (Neva Bulvarı)
- “Doğa da böyle değil midir? Doğa görüntüsü ne kadar güzel olursa olsun, gökte bunu aydınlatacak güneş yoksa, daima bir şeyler eksikmiş gibi görünür.” (Mayıs Gecesi)
- Uzağa, çok uzağa, hiçbir şeyi göremeyeceğim, duyamayacağım insansız bir dünyaya götürsün beni!.. (Bir Delinin Hatıra Defteri)
- "İşte ne kadar muhteşem bir görünüme sahip olursa olsun, gökyüzünde güneş yoksa bir şeyler hep eksik kalır içeride." (Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy))
- Ivan Fyodoroviç konunun değişip kitaplara geldiğini duyduğu zaman gayretle kendisini ortama kaptırdı. (Teyze)
- Güzellik harikalar yaratır. (Neva Bulvarı)
- Bana öyle geliyor ki başka biriyle duyguların, görüşlerin ve hislerin paylaşılması dünyadaki en kutsal şeylerden biridir. (Bir Delinin Hatıra Defteri & Portre (Cep Boy))
- İnsanların da kuşların ki gibi kanatları olsa ne güzel olurdu! (Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları)
- Beyefendi, size bir ikramda bulunma cüretinde bulunabilir miyim? (Ivan Ivanoviç ile Ivan Nikiforoviç'in Öyküsü)
- Her şeyin en iyisini Tanrı bilir, o her şeyi bilir. (Viy)
- Bir insanın zihnine girmek ve düşüncelerini bilmek imkansızdır. (Öyküler)
- İnsan ancak kafasına bir şey takmazsa çılgınca neşelenebilir. (Taras Bulba)
- “Gerçekten de dünyada hiç adalet kalmadı!” (Taras Bulba)
- Bu zamanda kimsenin içyüzünü anlayamazsın. (Fayton)
- "Dünya nedir? Bir hissiz insanlar kalabalığı." (Ölü Canlar)
- Ben de, senin gibi edebiyatla uğraşmaya karar verdim. Çünkü, kardeşim, bu dünya artık can sıkıyor. (Bütün Oyunları)
- Şu son günlerde de hayat ne kadar pahalılaştı. (Üç Hikaye (Burun, Fayton, Palto))
- Elveda çocukluk günleri, elveda bütün oyunlar, her şeye, her şeye elveda! (Taras Bulba)
- Şimdi o, ölümle dirim arası bir durumdaydı... (Fayton)
- "Rahat bırakın, ne diye üzüyorsunuz beni?" (Palto)