Bir Hüzün Güncesi - Katherine Mansfield Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Hüzün Güncesi kimin eseri? Bir Hüzün Güncesi kitabının yazarı kimdir? Bir Hüzün Güncesi konusu ve anafikri nedir? Bir Hüzün Güncesi kitabı ne anlatıyor? Bir Hüzün Güncesi PDF indirme linki var mı? Bir Hüzün Güncesi kitabının yazarı Katherine Mansfield kimdir? İşte Bir Hüzün Güncesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Katherine Mansfield
Çevirmen: Şadan Karadeniz
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789755105956
Sayfa Sayısı: 472
Bir Hüzün Güncesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kısa öykünün bir edebiyat türü olarak yerleşmesine benzersiz katkılarda bulunan Katherine Mansfield’in hayatı da öyküleri gibi kısa olmuştur. Yaşamının son yıllarında tüberküloza yenik düşen Mansfield, bu dünyadan otuz beş yaşında göçtü. Ölümünden sonra yayınlanan güncesinde, kendisine biraz daha yaşam ve yazacak güç bağışlasın diye Tanrı’ya yakardığını yazar Mansfield. Bir Hüzün Güncesi adıyla sunduğumuz bu günce, yazarın otuz beş yıl süren kısacık yaşamının, 1904’ten 1922’ye uzanan çok önemli bir kesitini kapsıyor. Dünya edebiyatından bir kuyrukluyıldız gibi geçip giden Mansfield, ardında daha uzun yıllar okunacak birbirinden güzel öyküler bıraktı. Bir Hüzün Güncesi’ni de Şadan Karadeniz’in usta işi çevirisiyle okuyacaksınız.
Bir Hüzün Güncesi Alıntıları - Sözleri
- Dehanın her insanın içinde uyur durumda olduğunu, önemli olanın, içe işleyen şeyin varlığımızın temelinde yatan bireyselliğinin ta kendisi olduğunu bilmek.
- “Yaşama bağlı olmaksa, iyi, içten, yalın , dürüst olmaktır.”
- “Nedenin uyandırdığı duygu nedenin kendisinden daha önemlidir.”
- “Başarısızlıklarımızı ciddiye almamaya başlayabildiğimizde, artık onlardan korkmadığımız anlamına gelir bu.”
- “ yumuşaklık, hafiflik, her şeyin tomurcuklandığı duygusu,..”
- “Boyun eğmeli kişi. Direnmemeli. Kabullenmeli acıyı. Ezilmeli altında. Tam anlamıyla kabul etmeli. Yaşamın bir parçası kılmalı onu. Yaşamda gerçekten kabul ettiğiniz her şey bir değişikliğe uğrar.
- “… kendimi bırakmamın nedenini anladım. İşlemeyen bir yürekle ayakta durma çabası.”
- “Duyduğum, dedi, kendi bütünlüğüm içinde olmadığım. Nasılsa kafamın içinde… küçük bir çatı katı odasına kilitlenmişim de, yabancılar içeri dalmışlar; daha önce hiç görmediğim insanlar, geri kalan bölümde canlarının istediğini yapıyorlardı.”
- “Dostlarımız düşüncelerimizin az ya da çok kusurlu bir somutlaşmasından başka bir şey değildir.”
- . Çiçekler umut ve sabrı öğretir. Çiçekler hassasiyeti öğretir. Çiçekler boşunalığı ve şaşkınlığı öğretir. Beni bilirsin, her zaman öğrenmeye hazırım. Üstelik bahar geldi. Doğanın güzel güçleri sessiz kalmayı reddediyor ve içimden her şeyi gözlemlemek geliyor. ...
- Kendi yaptığımız zincirlerle sımsıkı bağlıyız biz. Evet, bu zinciri kendi kendimizin yaptığımızı, onları kendimizin koparmamız gerektiğini şimdi anlıyorum.
- “Ama niçin Peri, araba, tüyler, cam ayakkabıları masal da öykünün geri kalan tümü derinden gerçek? Yazgı sanırım yazgı.
- . Bir bahçe, küçük bir ev, çimen, hayvanlar, kitaplar, resimler, müzik istiyorum. Ve bundan, bunun ifadesi olarak, yazmak istiyorum. Ama sıcak, hevesli, yaşayan bir hayat, hayatta kök salmak- öğrenmek, bilmek istemek, hissetmek, düşünmek, harekete geçmek. Ben de bunu istiyorum. ...
- . Seni unuttuğumu sanma. Kalbimde ve aklımda ne kadar sıklıkla olduğunu bilseydin bana inanmazdın. Seni düşünmeyi seviyorum. ...
- . Sık sık seni düşünüyorum. Özellikle akşamları, balkonda olduğumda ve havanın çok karanlık olduğu ve yıldızları beklemekten başka bir şey yazamayacağım ya da yapamayacağım zaman. Sevdiğim bir zaman... Karanlık gelgit yükselirken, insan varlığının kapısında bir gölge gibi oturduğunu yarı bedensiz hisseder. Sonra ay gelir, olağanüstü sakin ve bazı yıldızlar, nedense çok neşelidir. Bu mucizelere katılmayı dünyevi bir hayatta unutmak çok kolaydır. Ama önemli değil. Biri döndüğünde bekliyorlar. ...
Bir Hüzün Güncesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Katherine Mansfield’ı ilk defa 6-7 sene önce okumuştum. Ve öykülerini çok sevmiştim. Bu günlüğü okumayı da uzun zamandır istiyordum bu yüzden. Sonunda uzun uğraşlar sonucu kitabı bulup okuyabildim. Bu hüzün dolu günce aynı Katherine Mansfield gibi bir o kadar zarif ve bir o kadar da naifti. Okurken kendisine olan hayranlığım daha da arttı. İleride bir gün tekrar okuma planım var. Siz değerli okuyuculara da şiddetle tavsiye ediyorum o yüzden. Ama bundan önce birkaç öyküsünü okumanız daha iyi olur bence. O sayede Katherine Mansfield’ın dünyasını biraz tanırsınız ve daha sonra günlüğüyle de iyice o dünyanın içine girersiniz. Emin olun hiç de pişman olmazsınız. (Meltem)
Bir Hüzün Güncesi PDF indirme linki var mı?
Katherine Mansfield - Bir Hüzün Güncesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Hüzün Güncesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Katherine Mansfield Kimdir?
Katherine Mansfield, 1888’de Yeni Zelanda’nın Wellington kentinde doğdu. Yazar olmak amacıyla 19 yaşında Yeni Zelanda’dan ayrılarak İngiltere’ye yerleşti. İlk düş kırıklıklarını, karamsar öykülerinin yer aldığı In a German Pension (1911, Bir Alman Pansiyonunda) adlı kitabında dile getirdi. Yeni Zelanda’daki aile anılarıyla çok güzel çağrışımlar içeren bir dizi öyküyü Prelude (Başlangıç) adıyla 1918’de yayınladı. Bunları ve öteki öykülerini bir araya getiren Bliss (1920, Mutluluk) ününü pekiştirdi. 1922’de yayınlanan The Garden Party (Garden Parti) adlı kitabıyla yeteneğinin doruğuna ulaştı. Yaşamının son beş yılında veremle mücadele ettikten sonra 1923’te Fransa’nın Fontainebleau kentinde öldü. Son öyküleri ölümünden sonra The Dove’s Nest (1923, Kumru Yuvası) ve Something Childish (1924, Çocukça Bir Şey) başlıklı kitaplarda toplandı.Şiirsel öğelerle süslü farklı bir düzyazı üslubu geliştiren Mansfield, psikolojik çatışmalar üzerinde odaklanan, incelikle işlenmiş öyküleriyle kısa öykünün bir edebiyat türü olarak gelişmesine önemli katkıda bulundu.
Katherine Mansfield Kitapları - Eserleri
- Bahçede Eğlence
- Koyda
- Güneş ile Ay
- Bahtiyarlık ve Diğer Öyküler
- 1919
- Fransızca Bilmiyorum
- Çocuksu Bir Şey
- Ölü Albayın Kızları
- Katıksız Mutluluk
- Bir Hüzün Güncesi
- Albüm Yaprağı
- Yazgımı Öğrenmeliyim
- Sinirsiz Adam
- Bir Gece Vakti
- Şarkı Söyleme Dersi
- Ah Bu Rüzgar
- Seçme Hikayeler
- Yolculuk
- Selected Stories
- The Fly
- Seçme Mektuplar
Katherine Mansfield Alıntıları - Sözleri
- “İkimiz de öylesine bencil, öyle ben merkezli, kendi kendimizle öyle meşguldük ki kalbimiz de başka birine verecek tek bir köşe bile yoktu.” (Güneş ile Ay)
- Görev edinme kararlılığında acıklı bir yan vardı. (Bahçede Eğlence)
- En koyu karanlık güneş doğmadan az öncekidir. (Ölü Albayın Kızları)
- Saklanabileceği, kendi başının çaresine bakabileceği, istediği kadar kalabileceği, kimseyi tedirgin etmeyeceği, kimsenin de onu huzursuz etmeyeceği hiçbir yer yok muydu yani? Şu dünyada hiçbir yer yok muydu doya doya ağlayabileceği - en sonunda? (Bahçede Eğlence)
- . O kadar derinlerdeyim ki, bir daha hiçbir şeyin beni yakalayabileceğini hayal edemiyorum. ... (Seçme Mektuplar)
- ikimiz de öylesine bencil, öyle benmerkezli, kendi kendimizle öyle meşguldük ki kalbimizde başka birine verecek tek bir köşe bile yoktu (Güneş ile Ay)
- Onun gözünde her şey öyle doğal ve öylesine kaçınılmazdı ki... (Bahtiyarlık ve Diğer Öyküler)
- "Keşke," dedi alçak, dertli bir sesle, "keşke zehir içseydim de ölmek üzere olsaydım – şimdi, buracıkta!" "Ama neden böyle diyorsun? Ben hayatta böyle bir şey söyleyemem." "Seni çok fazla seveceğimi biliyorum da ondan – hesapsızcasına seveceğimi. Müthiş acı çekeceğimi de biliyorum Vera; çünkü sen beni asla, dünyada sevmeyeceksin." (Bahtiyarlık ve Diğer Öyküler)
- “Bu hafızanızın iyi olduğunun kanıtı zarif bayan. Şimdi merak ettim, ayrıca bu oldukça ilginç bir tartışma konusu, -hafıza bir lütuf mudur, yoksa, bu kelimeyi kullandığım için affedin, bir lanet mi?” (Bir Gece Vakti)
- "Ah, neden erkekler bu kadar güçlü?" diye bağırdı Viola. (Albüm Yaprağı)
- "Ben, insanların seyahat çantalarına benzediğine inanırım; içlerine bazı şeyler yerleştirilmiş, yola çıkarılmış, havaya fırlatılmış, yere çakılmış, kaybolup bulunmuş, ansızın yarı boşaltılıvermiş ya da tıka basa doldurulup büsbütün şişirilmiş, ta ki nihayet Sonuncu Hamal tarafından Sonuncu Tren'e bindirilerek tangır tungur yola düzülünceye kadar..." (Fransızca Bilmiyorum)
- "Güllere gelin! Zambakiara gelin! Menekşelere gelin!" (Çocuksu Bir Şey)
- Why did the photographs of dead people always fade so? wondered Josephine. As soon as a person was dead their photograph died too. (Selected Stories)
- “kadınların içindeki iyilik ruhu kolay kolay ölmez…” (Güneş ile Ay)
- Şu dünyada hiçbir yer yok muydu doya doya ağlayabileceği – en sonunda? (Katıksız Mutluluk)
- İnsan ruhuna inanmam ben. Hiçbir zaman da inanmadım. Ben, insanların seyahat çantalarına benzediğine inanırım; içlerine bazı şeyler yerleştirilmiş, yola çıkarılmış, havaya fırlatılmış, yere çakılmış, kaybolup bulunmuş, ansızın yarı boşaltılıvermiş ya da tıka basa doldurup büsbütün şişirilmiş.. (Fransızca Bilmiyorum)
- “İnsan yazar/lev-tolstoy’un kitap/anna-karenina--357’sını düşününce, yazar/ivan-sergeyevic-turgenyev’in bütün o kışkırtıcı omuzlu genç kadınları siliniyor, bir hiç oluyorlar.” (1919)
- Niçin insan geceleri böyle değişik duygulara kapılır? (Bahçede Eğlence)
- hem zaten ben bir şeylerin yakasını bırakamayan, peşlerinden koşup bağıran insanları hiç çekemem. bir şey elden gidince gitti demektir. sona ermiş, bitmiştir. o zaman bırakın gitsin! görmezden gelin onu, eğer avunmaya ihtiyacınız varsa, yitirilen şeylerin asla geri gelmediğini düşünerek avutun kendinizi: gelse bile yeni bir şeydir artık, her seferinde yeni, başka bir şeydir. elinizden çıktığı anda değişime uğramıştır. (Fransızca Bilmiyorum)
- İnsanların elbise sandığına benzediğine inanırım - içine belli şeyler tıkılmış, yola çıkartılmış, ortalığa savrulup atılmış, fırlatılmış, saçılmış, yitirilmiş, bulunmuş, ansızın yarısı boşaltılmış, ya da şimdiye kadar olmadığınca tepeleme doldurulup şişirilmiş, taa en sonunda En Son Görevli onları kollarından tuttuğu gibi En Son Trene savuruncaya ve onlar takır takır uzaklaşıncaya kadar... (Katıksız Mutluluk)