diorex

Bir Nefes Gibi - Ferzan Özpetek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Nefes Gibi kimin eseri? Bir Nefes Gibi kitabının yazarı kimdir? Bir Nefes Gibi konusu ve anafikri nedir? Bir Nefes Gibi kitabı ne anlatıyor? Bir Nefes Gibi PDF indirme linki var mı? Bir Nefes Gibi kitabının yazarı Ferzan Özpetek kimdir? İşte Bir Nefes Gibi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.07.2022 22:00
Bir Nefes Gibi - Ferzan Özpetek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ferzan Özpetek

Çevirmen: Neval Barlas

Editör: Cem Alpan

Editör: Nükhet Polat

Tasarımcı: Alper Zeki

Orijinal Adı: Come un Respiro

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750744655

Sayfa Sayısı: 160

Bir Nefes Gibi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

… hayat bir nefes gibi akıp gidiyor. Ve geride yalnızca, isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.

Sergio ile Giovanna, güneşli bir pazar günü evlerinde bir dostlar sofrası kurma hazırlığındayken ansızın karşılarında davetsiz bir misafir bulurlar: Kapılarını çalan yorgun görünümlü yaşlı kadın Elsa Corti’dir ve uzaklardan, İstanbul’dan gelmiştir. Yaklaşık yarım asrı bulan sürgün yıllarının ardından ülkesine dönen Elsa Corti’nin evinin yeni sahiplerine anlatacakları, ama daha önemlisi, yıllardır görmediği ablasına, hayatının aşkıyla ilgili söyleyecekleri vardır…

Ferzan Özpetek, okurlarını Roma ile İstanbul, şimdi ile geçmiş arasında, iç içe geçen yaşamların ve yazgıların hükmettiği gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Et ve tırnak gibiyken yıllar önce meydana gelen bir olayla yollarını ayıran iki kız kardeşin karanlık sırları etrafında örülen Bir Nefes Gibi, tutkularına esir düşenleri, kadere meydan okuyanları, sevgiyi, ihaneti ve her şeye rağmen yılların tüketemediği umudu anlatıyor…

Bir Nefes Gibi Alıntıları - Sözleri

  • Hayat bir nefes gibi akıp gidiyor ve geride yalnızca isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.
  • Ve çok sevdiğim Nazım Hikmet'in dizeleri aklıma geliyor. Günler gitgide kısalıyor, yağmurlar başlamak üzere. Kapım ardına kadar açık bekledi seni. Niye böyle geç kaldın? Bu mısralar içimi daha da acıtıyor. Ve buradayım işte, teselli edilemez ve kırılgan. Acı eski yaraları kanatıyor ve yitirdiğim her şeyi düşünmeye itiyor beni. Seni düşünmeye.
  • Seni unuttuğumu sanma, yokluğunu hissetmediğim bir an yok.
  • Önemli değil; zira hayat bir nefes gibi akıp gidiyor. Ve geride yalnızca, isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.
  • "Aşk asil ve saf bir duygu olabilir; tutkuyu doya doya yaşamak içinse ruhunu kirletmen gerekir.. Boğazına kadar çamura batmalı, günahın zevkini tatmalı, yasakları delmeye cüret etmelisin."
  • Acı eski yaraları kanatıyor ve yitirdiğim her şeyi düşünmeye itiyor beni. Seni düşünmeye. (…) Nerede kalmıştık? Ne oldu bize?
  • Aslında aşkın da kusursuz bir suçtan pek farkı yok! Seni öldürebileceği gibi, bazen daha güçlü de kılabiliyor ve her durumda aklına gelebilecek her türlü çılgınlığı yapman için harika bir mazeret sunuyor...
  • Yaşam beni tüketiyor.
  • Hayat bir nefes gibi akıp gidiyor ve geride yalnızca isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.
  • Kader bazen bizi kararsız bir sevgili gibi diken üstünde tutmayı sever. Gelgelelim bekleyiş kavuşmadan daha güzel olabilir. Yeter ki umudu canlı tutmayı bilelim.
  • "İnsanlara bağlanmak çok zor, bağlandığın zaman da gidiyorlar işte."
  • …hayat bir nefes gibi akıp gidiyor.Ve geride yalnızca , isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.
  • “Kader bazen bizi kararsız bir sevgili gibi diken üstünde tutmayı sever. Gelgelelim bekleyiş kavuşmadan daha güzel olabilir: Yeter ki umudu canlı tutmayı bilelim,” dedi gizemle.
  • "Kader bazen bizi kararsız bir sevgili gibi diken üstünde tutmayı sever. Gelgelelim bekleyiş kavuşmadan daha güzel olabilir: Yeter ki umudu canlı tutmayı bilelim."
  • Hayat bazen öyle gaddardır ki, verilen en önemli sözlerin bile hiçbir hükmü kalmaz.

Bir Nefes Gibi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir nefes gibi bir solukta okumaka: Kitap, tıpkı adı gibi bir solukta okunacak türden. Bir başyapıt beklemeyin. Yine de okuması keyifli. Gurbette yaşasa da doğduğu kültürü çok seven ve bağını hep koruyan yazarın, gurbeti bu sefer tersinden işlettiği bir kurgu var. Ana kahraman bir İtalyan ama ömrünün 50 yılı İstanbul'da geçiyor. Gurbeti onun evi olurken İstanbul'a olan hayranlığı kitabın satırlarına dağılıyor. Ferzan Özpetek'in içine kamu spotu şeklinde turistik dokunuşlar serpiştirdiği kitabı şöyle bir yolculuk ya da bekleyiş anında sizi saate bakmaktan kurtaracak, zaman bir nefes gibi akıp geçecek. (Tülay Özbay)

Yazarın ilk okuduğum kitabıydı. Kitap ismi merak uyandırdığı ve iki kız kardeşin hikayesi olması sebebiyle ilgimi çekti ve okumak istedim. Oldukça akıcı bir dil ile yazılmış. Ancak kurgusu bana çok yalın geldi okurken zaten bildiğim şeyleri okuyormuş hissine kapıldım. Evdeki kişilerin hayatlarındaki entrikalar ise yarım bırakılmış anlatılan ana konu iki kardeş olduğu için yazar arka planda bırakmak istemiş olabilir. Benim adıma orta seviye romandı. (Narcissus)

Kitap konusunda kafam biraz karışık. Birbirlerini elli yıl boyunca görmemiş olan iki kız kardeşin aralarındaki sırrı konu alıyor. Bütün olaylar tek bir günde geçiyor. Geçmişte olanları ise kardeşlerden birinin diğerine yazdığı, hiç okunmamış mektuplardan öğreniyoruz. Hikaye merak uyandırıcı ve oldukça akıcı ancak çok yüzeysel işlenmiş. Hiçbir karakterin derinliği yok ve hiçbir karakterle bağ kuramadım. Olayı dinleyen altı çift var kitapta ancak onların ilişkilerindeki karmaşa da çok yüzeysel ve hiçbir yere bağlanamıyor. Kitaba dair sevmediğim bir diğer şey ise yazarın hep aynı konular etrafında dönüp durması. İstanbul Kırmızısı kitabı ve Hamam filmi aynı konuların farklı hayatlarda işlenmesi gibi. İtalya dan Türkiye ye gelip hayran kalan yabancılar, eşcinsel ilişkiler, aldatma, yalan üzerine kurulu hayatlar ve olmazsa olmaz bir mekan; hamam. Sonuç olarak kafa yormayan, bir yolculuk esnasında vakit geçirebileceğiniz bir kitap. (Fulya Güvengör)

Bir Nefes Gibi PDF indirme linki var mı?

Ferzan Özpetek - Bir Nefes Gibi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Nefes Gibi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ferzan Özpetek Kimdir?

1959 yılında İstanbul'da doğdu. 1976 yılında, Roma'daki La Sapienza Üniversitesi'nde Sinema Tarihi öğrenimi yapmak üzere İtalya'ya gitti. Accademia Navona'da ve Accademia d'Arte Drammatica'da Silvio D'Amico yönetimindeki sanat tarihi ve kostüm derslerine devam etti.

1982 yılında Julian Beck birlikte ile Yaşayan Garaj'da çalıştıktan sonra " Scusate il ritardo "da Massimo Troisi'nin ve " Son Contento " da Maurizio Ponzi'nin asistanlığını üstlendi.

Yapımcılığını Marco Risi ve Maurizio Tedesco'nun birlikte üstlendiği ilk filmi " Hamam ", 1997 Cannes Film Festivali'nde, " Yönetmenlerin Onbeş Günü " tarafından keşfedildi ve hem İtalya, hem de diğer ülkelerde eleştirmenlerin olduğu kadar seyircilerin de beğenisini kazandı. Uluslararası alanda başarı sağlayan film, İtalya'nın yanı sıra, İngiltere, Fransa, İskandinavya, Almanya, Hollanda, Japonya ve hatta " nüfuz edilmesi çok güç " olarak tarif edilen ABD'de gösterim imkânı buldu.

Yönetmenin ikinci filmi " Harem Suare "nin çekimlerine 1998 yılında başlandı. Türk-İtalyan-Fransız ortak yapımı olarak gerçekleştirilen film, 1999 yılında Cannes Film Festivali'nin " Selection Officielle " kategorisine seçildi ve gösterildiği tüm Avrupa ülkelerinde önemli gişe başarıları elde etti.

Özpetek'in " Cahil Periler " i , İtalya'da gösterimde bulunduğu haftalar boyunca en fazla izlenen İtalyan filmi oldu. İtalyan Sineması'nın tanınmış yönetmenlerinden Nanni Moretti'nin " La Stanza del Figlio " ve Giuseppe Tornatore'nin " Malena "sını geride bırakan Özpetek'e övgüler yağdı.

Ferzan Özpetek, 1997 yılında 34. Antalya Film Festivali'nde Hamam filmi ile "En İyi Yönetmen", 2003 yılında Karlovi Vary Festivali'nde La Finestra di Fronte ile "En İyi Film" ve "En İyi Yönetmen", 2004 yılında 25. Seattle Film Festivali'nde ile "En İyi Film" aynı yıl La Finestra di Fronte ile 31.Flanders Uluslararası Film Festivali'nde "Canvas Halk Ödülü" almıştır. Sanatçı halen İtalya'da yaşamaktadır.

Hamam, Harem Suare, Le Fate Ignoranti , La Finestra di Fronte, Cuore Sacro, Saturno Contro, Mükemmel Bir Gün, Serseri Mayınlar filmlerinin yönetmeni ve senaristidir.

Ferzan Özpetek Kitapları - Eserleri

  • Bir Nefes Gibi
  • İstanbul Kırmızısı
  • Sen Benim Hayatımsın

Ferzan Özpetek Alıntıları - Sözleri

  • …hayat bir nefes gibi akıp gidiyor.Ve geride yalnızca , isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor. (Bir Nefes Gibi)
  • Bugün biliyorum ki eğer aşk seni arıyorsa, ona ulaşmak senin elinde. Bunun için tüm kapıları açık bırakmak gerek: Kimin içeri gireceği ve sana neler getireceği bilinmez. (Sen Benim Hayatımsın)
  • Gerçekten seven, asla vazgeçmez... (Sen Benim Hayatımsın)
  • Biliyor muydun, Japonya’da kırık seramikleri onarırken kırığı örtmeye çalışmazlar, tam tersine onu vurgulamak için kırık yeri altınla doldurarak düzeltirler’ diyor. Çünkü bir şey zarar gördüyse, bir öyküsü varsa bu daha güzel sayılır. (İstanbul Kırmızısı)
  • “Kader bazen bizi kararsız bir sevgili gibi diken üstünde tutmayı sever. Gelgelelim bekleyiş kavuşmadan daha güzel olabilir: Yeter ki umudu canlı tutmayı bilelim,” dedi gizemle. (Bir Nefes Gibi)
  • Aslında aşkın da kusursuz bir suçtan pek farkı yok! Seni öldürebileceği gibi, bazen daha güçlü de kılabiliyor ve her durumda aklına gelebilecek her türlü çılgınlığı yapman için harika bir mazeret sunuyor... (Bir Nefes Gibi)
  • “Dikkatini duygularına yoğunlaştır, insanların yüreğinde en çok onlar kalır,” (…) (Sen Benim Hayatımsın)
  • Çünkü temelde aşık olmayı açıklayacak bir neden asla yoktur.Sadece olur.Bu bir gizemin içine girmek gibidir;sınırı aşmak,eşiği atlamak gerekir.Ve orada,bu gizemde mümkün olduğunca uzun kalmayı denemektir. (İstanbul Kırmızısı)
  • " Baharın kiraz ağaçlarına yaptığını yapmak isterim senle." (İstanbul Kırmızısı)
  • "Bir insan yaşamaktan vazgeçtiğinde bunun asla açıklaması yoktur. Işık yerine karanlığı seçtiğinde. Bunu bir çünküyle açıklamak mümkün değildir, daha doğrusu tek bir nedeni vardır: yaşama ağrısı. Kırılganlık." (İstanbul Kırmızısı)
  • Giden herkes sen de kendinden bir parça bırakır. (Sen Benim Hayatımsın)
  • "İnsanlara bağlanmak çok zor, bağlandığın zaman da gidiyorlar işte." (Bir Nefes Gibi)
  • Korkmamız gereken birşey varsa o da nefret ve önyargıydı. (İstanbul Kırmızısı)
  • Sen korumayı başaramadığım vaat edilmiş topraksın. (İstanbul Kırmızısı)
  • Hayat bazen öyle gaddardır ki, verilen en önemli sözlerin bile hiçbir hükmü kalmaz. (Bir Nefes Gibi)
  • “Çocukluk evleri terk edilir mi? Asla. Artık var olmasalar, greyderlerle, buldozerlerle yıkılsalar bile içimizde var olmayı sürdürürler. Aynen benim evim gibi.” (İstanbul Kırmızısı)
  • “Demek öyle,” diye geçiriyor içinden. “Kendi yarattığım bir adamı sevmişim.” (İstanbul Kırmızısı)
  • Unutmak çok iyi bir ilaçtır, ilaçların en tatlısı ve en merhametlisi. (Sen Benim Hayatımsın)
  • Birbiri için yaratılmış iki insanın karşılaşması o kadar güç ki! (Sen Benim Hayatımsın)
  • Seni unuttuğumu sanma, yokluğunu hissetmediğim bir an yok. (Bir Nefes Gibi)

Yorum Yaz