Bir Psikiyatristin Anıları - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Psikiyatristin Anıları kimin eseri? Bir Psikiyatristin Anıları kitabının yazarı kimdir? Bir Psikiyatristin Anıları konusu ve anafikri nedir? Bir Psikiyatristin Anıları kitabı ne anlatıyor? Bir Psikiyatristin Anıları kitabının yazarı Irvin D. Yalom kimdir? İşte Bir Psikiyatristin Anıları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Irvin D. Yalom
Çevirmen: Elif Okan Gezmiş
Orijinal Adı: Becoming Myself: A Psychiatrist’s Memoir
Yayın Evi: Pegasus Yayınevi
İSBN: 9786052993415
Sayfa Sayısı: 408
Bir Psikiyatristin Anıları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Seksen beş yaşın acemisiyim. Sona doğru yaklaştıkça adım adım başa dönen bir daire çizerek ilerliyorum.
Rusya göçmeni Yahudilerin ilk nesil çocuklarından olan yazar ve psikiyatrist Irvin D. Yalom, Washington, DC’nin düşük sınıfın çoğunlukta olduğu bir bölgesinde büyüdü. İçinde bulunduğu şartlardan kurtulmak istediği için aklına doktor olmayı koydu ve bunu inanılmaz bir yükseliş izledi. Başkalarının hayatlarını araştırmak üzerine bir kariyer inşa eden Yalom, kalemini ve terapötik bakış açısını bu kez kendisi için kullanıyor.
Yalom’un hikâyesi bir rüyayla başlıyor: Kendisi on iki yaşında ve yüzü sivilce izleriyle dolu bir kızın evinin önünden bisikletiyle geçiyor. Her sabah olduğu gibi kızla arkadaş olabilmek umuduyla kıza, “Selam Kızamıklı!” diye bağırıyor. Ama rüyasında kızın babası, Yalom’u her gün tekrarladığı bu sözlerin onu incittiğine dair uyarıyor. Yalom’a göre bu, empatinin doğuşu; bu dersi hiç unutmamış.
Sevgiye ve pişmanlığa dair anekdotlarla iç içe geçmiş olan Bir Psikiyatristin Anıları’nı okurken, kitapları pek çok insan için yol gösterici bilge bir psikiyatrist ve düşünürün yaşam yolculuğuna şahitlik ediyoruz. Ama bu yalnızca bir insanın hayat hikâyesi değil, Yalom’un yaşamına ve gelişimine dair düşünceleri, bizi kendi köklerimiz ve hayatımızın anlamı üzerine düşünmeye de davet ediyor.
“Etkileyici, güçlü ve hem konusu hem de Yalom’un yaşadığı zamanlar açısından düşündürücü. İnanılmaz bir kitap.”
-Abraham Verghese, Gözyaşı Kapısı’nın yazarı -
“Yalom’un içe bakışlarının ve anlamlı sözlerinin hayranı olanlar, onun geçmişinin en özel detaylarını, tutkularını ve verimli bir yaşamın kapılarını açan anahtarları bu kitapta bulacak.”
-Kirkus Reviews -
“İnsan ruhu konusunda dünyanın en önemli ve en başarılı uzmanlarından birinin samimi, içgörülerle dolu hatıratı.”
-Daniel Menaker -
“Irvin D. Yalom’un yıllardır büyük bir hayranı olarak Bir Psikiyatristin Anıları’na bayıldım. Bu ondan beklediğimiz kitaptı; kendi benliğine derin bir yolculuk… Onun samimi ve canlı hikâyesi aslında okuyucuların kendi hayatlarını sorgulamalarına da yardımcı olacak. Bize cesur ve yerinde bir öz analizin nasıl bir şey olduğunu gösteriyor. Tekrar tekrar okunması gereken bir kitap.”
-Jay Parini -
Bir Psikiyatristin Anıları Alıntıları - Sözleri
- "Geçmişteki anılar ve gelecekteki umutlar yalnızca huzursuzluk yaratır."
- "Genellikle arzulanandan çok arzuya âşığızdır."
- Ölürken bize gerçekten eşlik edebilecek, bizi rahatlatabilecek tek şey iyi bir hayat sürdüğümüzü bilmektir.
- Hayat dediğimiz şey kısacık ve değerli bir fırsattan ibaret.
- İnsan nihayetinde fark ediyor ki tek bir hayat hakkımız olduğuna göre onu dolu dolu yaşayıp olabildiğince az pişmanlıkla tamamlamalıyız.
- "Kimsen o ol."
- "Yaşamda bir 'neden'i olan kişi her türlü 'nasıl'a katlanabilir."
- "Tanrıların olması çok işimize gelir, o yüzden iyisi mi var olduklarına inanalım."
- Ölümlülükle içtenlikle yüzleşmenin yaşam biçimimizi değiştirebileceğine inanıyorum: Önemsiz olanı önemsiz görmemize yardımcı olur ve bizi pişmanlık biriktirmeden yaşamaya teşvik eder.
- "Hayat dediğin ne ki: Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede: Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek Bir daha duyulmayacak artık sesi."
- "Derler ki insanın karakterinin ölçütü arkadaşlarının karakteriymiş."
- Gerçekten yetenekli bir hatibin sözlerini dinlemek beni büyüler.
- Geceleri gökyüzüne baktığımda kâinatın düzeni içerisinde ne kadar minicik, önemsiz olduğumuzu fark etmek beni sarsıyor.
- Yaralarımız ve övgüye duyduğumuz ihtiyaç bazen en iyilerimizi bile kör edebilir.
Bir Psikiyatristin Anıları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sona doğru yaklaştıkça, adım adım başa dönen bir daire: Seksen beş yıllık bir hayat düşünün; öyle bir hayat ki siyasetçi, yazar, doktor, budist, müslüman, yankesici, milyoner ve daha yüzlerce farklı renkteki hayatın en gizli endişelerine tanıklık etmiş; yüzlerce insanı iç dünyalarıyla çırılçıplak görme ayrıcalığı elde etmiş. Bununla da kalmamış edebiyata ve felsefeye olan tutkusu sayesinde şimdi mezarlarında yatan ya da külleri çoktan toprağa karışmış daha yüzlerce düşünürün hayatına, düşüncelerine tanık olmuş ve onların renklerini de zihninin gökkuşağına katmış. İşte böyle bir hayat görgüsü Yalom’unki. Bu sebeple, herkesin kolayca yazar olabildiği çağımızda Yalom’un çok değerli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Adının da kendi kendini izah ettiği gibi Becoming Myself; A Psychiatrist’s Memoir (Kendim Olmak; Bir Psikiyatristin Anıları) da Yalom bu sefer kalemini kendi geçmişine çeviriyor ve eğitimsiz göçmen bir aileden gelen küçük Irv’in, Dr Yalom’a yolculuğunu kendi bakış açısından anlatıyor. Kendisini değerli kılan anılarının yanı sıra sevdiği kitaplar, ziyaret ettiği ülkeler, geçmiş vakaları gibi bir çok tatlı ayrıntıya da değinen yazar, bu baskıda anlattıklarına paralel olarak fotoğraflarını da ara ara okuyucuyla paylaşmış. Kitabın bir bölümünde Yalom; kitaplarının Yunanistan, Türkiye, İran gibi ülkelerde ortalamanın çok üzerinde okur bulduğunu, meselenin Orta Doğu’yla ilgili olduğunu fakat tam sebebini hiçbir zaman anlayamamış olduğunu yazıyor. Ben sebebinin benimsediği cömert ve şefkatli tutumunun ve bunun yansıması olan düşüncelerinin aslında bizim kültürümüzle ve anlatılarımızla ne kadar örtüşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca millet olarak başka insanların hayatına olan biraz fazlaca merakımızın da bu duruma katkısı olabileceği fikrindeyim. Halihazırda bir doktor adayı olmamın bunda payı oldu mu bilmiyorum fakat benim her bir sayfasını severek okuduğum ve kapak yazısında da yazdığı gibi kendi hayatımı sık sık düşünmeme yol açan bir kitap oldu. Otobiyografi okumakla bir sorunu olmayan, her alandan insana gönül rahatlığıyla öneririm. (Aybala Elif Yalçın)
"Bir Psikiyatristin Anıları" Yalom ile tanışma kitabım oldu. Fakat yazar kitapta yayımladığı tüm kitapların yazım sürecinden bahsettiği için en son okunması gereken kitabı olduğunu düşünüyorum. Okuyucu psikoloji ile ilgili değilse kitabı okurken sıkılacağı görüşündeyim. Psikolojiyle ilgili olanların, özellikle psikoloji öğrencilerinin de ilgisini çekeceğini hatta klinik psikolojiye ilgili kişilerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Yazar ağırlıklı olarak yaşlılık kavramını ve ölüm korkusunu ele almış. Kitabın bazı kısımlarında bölümler ve bazı cümleler tekrara düşüyor. Bu konuda yazarın kendisi de hafızasının zayıfladığından konuşma yaparken de sık sık anlattıklarını tekrar ettiğinden bahsediyor. Ben 85 yaşında bile üretken olup hayat hikayesini yayımlayan yazara saygı duydum. Kitabı okurken umarım ben de böyle uzun ve dolu dolu bir hayat yaşayabilirim diye düşündüm. (Dilara)
Irvin D. Yalom ile ilk tanışıklığım Nietzsche Ağladığında kitabı ile oldu ve kendisinin hayal gücüne hayran kaldım. 2021 yılına kendi hayatını konu aldığı kitabıyla veda ediyorum. Bazı kitapları okuyunca yazarları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak veya kitabı yazarken geçtiği süreçler hakkında konuşabilmek için o yazarla tanışabilmeyi çok isterim. Bir Psikiyatristin Anıları'nı okumak bu anlamda benim için güzel bi deneyim oldu. Küçük bir çocukken kendisine yol gösterecek birinin eksikliğini derin bir şekilde yaşamış Yalom. Ve kendi yolunu bulduktan sonra sürekli çabalayarak bu noktaya kadar gelmiş. Kitabın başları biraz yavaş ilerlese de yazarın meslek hayatına atıldıktan sonraki kısımları eğer psikoloji ile de ilgiliyseniz daha ilgi çekici bi hal alıyor. Hayatı boyunca hastalarıyla yaptığı görüşmelerden kendi hayatıyla bağlantı kurduklarına yer vererek, yaşadığı şeylerden, ailesinden, hayatında yer edinen isimlerden, mesleğinden, bu meslekte izlediği yollardan ve bu zamanda kadar yazmış olduğu kitapların yazım süreçlerinden bahsediyor. Her ne kadar bi otobiyografi kitabı olsa da eleştirmenlere göre bu alanda olan insanlar için de yol gösterici bir kitap niteliğinde, tıpkı diğer kitapları gibi. Yalom hayatında bir yol gösterici bulamamış belki ama kendi yolunu bulduktan sonra bir çok insana yol göstermiş, o yolda ışık olmuş. Kendisi dünya çapında tanınan, kitapları onlarca dile çevirilmiş çok sevilen bir psikiyatrist ve yazar. Yine de bu övgüden bahsederken oldukça mütevazi davranmış. Bu ilginin kendisi için ne kadar muhteşem ve aynı zamanda geliştirici bir şey olduğunu düşünse de meslektaşlarının da en az kendisi kadar başarılı olduğunu ve abartılı övgüleri çok ciddiye almadığından ve her zaman kendine idealleştirildiğini hatırlattığından bahsetmiş. Yine de ilham dolu ve başarılı bir hayat hikayesi okumak için iyi bir seçim olabilir. (zeynep)
Kitabın Yazarı Irvin D. Yalom Kimdir?
Yahudi asıllı Amerikalı psikanalist, psikiyatrist, psikoterapist ve yazar.
Profesör unvanına sahip olan Yalom, Standford Üniversitesi'nden emekliye ayrılmış olup, alanında oldukça zengin bir yapıya sahip, bilimsel kitapların ve romanların sahibidir. Yalom, varoluşçu psikoterapinin en önemli yaşayan temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda Uluslararası Sigmund Freud – Psikoterapi 2009 ödülünün de sahibidir.
Washington, DC'de dünyaya gelen Yalom'un Yahudi kökenli ailesi, I. Dünya Savaşı'nın bitmesinden kısa bir süre sonra Polonya sınırlarına yakın bir Rus kasabası olan Celtz'ten ABD'ye göç etmiştir.
ABD'nin en etkili psikanalistlerinden biri olarak kabul edilen Yalom'un, kendine akıl hocası olarak kabul ettiği kişi Jerome D. Frank'dı. Yalom, psikanalistler içinde sürekli olarak kritize edilen psikanalizin geliştirilmesinde öncülük yapmış ve aynı zamanda psikanalizdeki uzun ama etkileyici yeni rehabilitasyon yöntemleriyle insanın psikolojik rahatsızlıklarını yeniden ve daha iyi anlamayı sağlarken, uyguladığı yöntemlere has içeriklerle dolu yazdığı romanlar onun edebiyat dünyasında da yer edinmesine yardımcı olmuştur.
Irvin David Yalom, toplum bilimci ve yazar Marily Yalom ile evlidir. Bu evlilikten dört çocukları olmuştur. Kaliforniya, Palo Alto'da yaşamaktadır. Yazdıklarında kullandığı genel metafor psikanalitiktir ve felsefeyle de iç içedir. Grup terapilerinde uyguladığı varoluşçu yöntem, klasik bir yöntem olsa da Yalom, bunun günümüz psikanalizinde deforme olmasını engelleyen çok daha sonuç alıcı bulgularla devam ettirmiştir.
Irvin D. Yalom Kitapları - Eserleri
- Nietzsche Ağladığında
- Spinoza Problemi
- Divan
- Her Gün Biraz Daha Yakın
- Bağışlanan Terapi
- Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
- Bugünü Yaşama Arzusu
- Annem ve Hayatın Anlamı
- Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
- Varoluşçu Psikoterapi
- Depresyon Terapisi
- Günübirlik Hayatlar
- Anksiyete Terapisi
- Okul-Çağı Çocuklarının Terapisi
- Ergen Terapisi
- Okul-Öncesi Çocuklarının Terapisi
- Evlilik Terapisi
- Yeme Bozuklukları Terapisi
- Alkolizm Terapisi
- Cinsel Terapi
- Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği
- Kısa Süreli Grup Terapileri
- Ölüm Korkusunu Yenmek
- Şizofreni Terapisi
- Psikoterapi Seti
- Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi
- Din ve Psikiyatri
- Bir Psikiyatristin Anıları
- Yalom Seçkisi
- Psixoterapiya Vergisi
- Çocuk Terapisi
- Çift Terapisi
- A Matter of Death and Life
Irvin D. Yalom Alıntıları - Sözleri
- "Bir sürü soru soruyorsun, ama tek bir cevabı var: Kendi başıma yaptım." (Ölüm Korkusunu Yenmek)
- Hepimiz aynı korkuyla, ölümlülük yarasıyla, varoluşun özündeki kurtla karşı karşıyayız. (Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek)
- “Bir şeyin korkutucu, değersiz, arzu edilesi ya da beş para etmez olduğuna karar veren zihindir, dolayısıyla değiştirilmesi gereken şey sadece ve sadece zihindir. ” (Spinoza Problemi)
- Ölmek hayatın bir parçası. Onu kaçırmak, o gerçekleşirken uyumak, hayatın büyük maceralarından birini kaçırmaktır. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- Çocukken tanıdığı insanlara benziyorlardı. Basit ama düşünceliydiler. Birbirleriyle mutlu ve huzurluydular. (Spinoza Problemi)
- Öfkeliyim , çünkü buradaki herkesten daha iyiyim ve kimse bunu fark etmiyor. Daha zekiyim, daha hızlıyım, daha iyiyim ve lanet olsun kimse beni takdir etmiyor. (Varoluşçu Psikoterapi)
- Bir daha hiç incinmemenin yolunu bulmuştum; eğer kimsenin benim için önemli olmasına izin vermezsem bir daha asla kayıp yaşamazdım. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın... ______ Marcus Aurelius Düşünceler (Günübirlik Hayatlar)
- .... "Ölüm her zaman bir şok etkisi yaratır." ______ Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik ... yaşam geçici ... Bunu biliyordum zaten ... Herkes bilmez mi? Ama üstüne pek düşünmemiştim. Düşünmek de istememiştim. .... Ölümün kalıcılığını düşünüyorum. Sonsuza kadar ölü olmayı düşünüyorum. Nedense bu düşünce, yani sonsuza kadar ölü olma düşüncesi, bir türlü aklımdan çıkmıyor. (Günübirlik Hayatlar)
- Stresin hem bağışıklık sistemini hem de hormonal dengeyi etkileyerek hastalığa direnci azalttığına dair çok sayıda bulgu vardır. (Varoluşçu Psikoterapi)
- Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir? (Günübirlik Hayatlar)
- "ilk gençlik yıllarında," der Schopenhauer, "önümüzdeki hayat üzerine düşünürken, tiyatro salonundaki yerini perde açılmadan önce almış, oyunun başlamasını sabırsızlıkla bekleyen, heyecanlı çocuklar gibiyizdir. İleride neler olup biteceğini bilmememiz düpedüz bir lütuftur. Şayet olacakları önceden görebilsek, o çocuklar gözümüze mahkum olmuş tutuklular gibi görünürdü; ölüme değil de hayata mahkum olmuş, ama hükümlerinin ne anlama geldiğinden o ana dek tamamen bihaber tutuklular gibi." (Din ve Psikiyatri)
- Din ve kültür bazen insanları o kadar güçlü motive edebilir ki, bu, psikoterapistleri sadece şaşırtabilir. Bizler, olasılığı çok çok küçük hava felaketlerine ilişkin korkuları nedeniyle bizden yardım almaya gelenlerin en azından uçağa binmelerini sağlayacak, bu fobileri yok etme amaçlı yollar geliştirmeye çalışırken, adamlarını kesin bir ölüm için uçaklarına gönderen Kamikaze komutanlarına korkuyla karışık saygı duyarak bakıyoruz. Biz, bazı İslamcı liderlerin canlı bombalarına öldükleri anda cennete gideceklerine dair verdikleri motivasyonu, panik ataktan öleceğini düşünen agorofobikleri bir otobüse bindirmeye çalışırken sağlayamadığımız için de üzgünüz. (Anksiyete Terapisi)
- “Sözünden dönmene ya da kendine olan güvenini yitirmene neden olabilecek hiçbir şeyi avantaj sayma.” ( Marcus Aurelius|Düşünceler) (Günübirlik Hayatlar)
- 10 dakikalık içten gülüş ağrı kesici etki yapar (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi)
- Gen çalışmaları doğuştan gelen farklılıkların anksiyete bozuklukları geliştirmedeki etkilerini kanıtlayabilirler, ancak öyle görünüyor ki genler ana nedenler olmaktan çok yatkınlığa neden olan faktörler olarak kalacaklar. (Anksiyete Terapisi)
- Kâh dilden dökülür, kâh kalem yazar. En hazin sözler “Keşke” ile başlar. (Divan)
- Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. (Nietzsche Ağladığında)
- Dinlemek yaratıcı bir iştir, terapist zihni ölçerken çarpıtır.. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- 1.Kendim için yarattığım dünyayı sadece ben değiştirebilirim. 2. Değişmek tehlikeli değildir. 3. Gerçekten istediğim şeye ulaşmak için değişmek zorundayım . 4. Değişebilirim. Bunu yapabilirim. (Yalom Seçkisi)
Editör: Nasrettin Güneş