diorex

Bir Siyasinin Şiirleri - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Siyasinin Şiirleri kimin eseri? Bir Siyasinin Şiirleri kitabının yazarı kimdir? Bir Siyasinin Şiirleri konusu ve anafikri nedir? Bir Siyasinin Şiirleri kitabı ne anlatıyor? Bir Siyasinin Şiirleri kitabının yazarı Can Yücel kimdir? İşte Bir Siyasinin Şiirleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 07.02.2022 09:30
Bir Siyasinin Şiirleri - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Can Yücel

Orijinal Adı: Bir Siyasinin Şiirleri

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789944887175

Sayfa Sayısı: 155

Bir Siyasinin Şiirleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir Siyasinin Şiirleri", hapisteki Can Yücel'in, dışarıdaki Can Yücel şiiriyle tutarlı bir bireşimidir. Nitekim şair, bu kitabında hapishaneden dışarıdaki ve içerideki yaşama dönük izlenim, gözlem duygu ve düşünce birikimini, kendi politik kimliğini de sorgulayarak aktarır. Tarihsel olaylarla günlük olayları iç içe işler. Güncelliğin gerekliliğine inanmakla birlikte "kesin günceli arayan" yiğitlemeler yazmaktan sakınır. "Bir Siyasinin Şiirleri"nin ana teması güncel olmakla birlikte, günceli taşlama yüklü bir anlatımla, tarihselliği elden bırakmadan, politik eleştiri düzeyinde ele almıştır.

Bir Siyasinin Şiirleri Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamayı yaşamak istiyorum.
  • Yaşamak istiyorum. Yaşamayı bu soğumuş cehennemde Ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade, Yaşamayı yaşamak istiyorum.
  • Bazen hayatınıza bir el dokunur ve her şey değişir...
  • Bazen hayatınıza bir el dokunur ve her şey değişir...
  • ••• İçindeki duvarları yık yeter ki, dıştakiler kolay !
  • Neredeyse ışığa inanmaz olacaktık, Öyle hızla büyüyordu içimizdeki karanlık...
  • Yaşamak istiyorum. Yaşamayı bu soğumuş cehennemde Ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade, Yaşamayı yaşamak istiyorum.
  • Politika, politikacılar için içeri düşme tehlikesidir, Mahkûmlar için ise dışarı çıkma ihtimali.
  • Neredeyse ışığa inanmaz olacaktık, Öyle hızla büyüyordu içimizdeki karanlık...
  • Ne mertlik, ne dürüstlük, ne de güven kaldı gayri !..
  • Kendilerinden adetâ kendileri değilmiş gibi söz ederek, Böylece özneli nesnelleştirerek, Genellik ve tarihsellik kazandırmışlar geçirdikleri döneme...
  • Güneşe, Yeşile, Toprağa Ve açık havaya açız, Adam gibi çalışmaya, İnsan gibi yaşamaya da açız...
  • Dışarda da biraz böyleydi zâten, Aptestten çok namaz kılardı bizim ihvan...
  • Devrimcilik gibi Şairlik de İnen darbeyi duyabilmektir.

Bir Siyasinin Şiirleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bundan 45 yıl önce yazmış olduğu şiir - günlük şeklindeki eseri yine kendine özgü argoyu yerinde bir şekilde kullanarak sırıtmayan cümlelerle güzelleştirmiş kitabını. İçinde mahkum arkadaşlarından, işkenceye, cezaevi müdürüne, gardiyanlardan, dönemin hükümetine ve günümüzde sıklıkla haberlere konu olan Af söylentisini nüktedan üslubuyla ince ince işlemiş. Kitabın içinde yer alan çizimler kitaba harika bir anlatım kazandırmış. Herkese iyi okumalar. (Yasin Bektaş)

Yine bir şairin şiirlerine vurgun kaldım Yüreğim nasılda dizeler arasında kaybolup durdu Sersem oldu öylece Sevmek sarhoşluktur küçüğüm Bil ki şair olmak kolay değil Bu iş yürek işidir Hasret Özlem Acı Aşk İşidir .... Rezan_Helbest (Rêzan Helbest)

1972'de hapishaneye giren Can Yücel, yaşamdaki bütün çelişkileri tam anlamıyla kavramaya ve geliştirdiği özgün tarzıyla yansıtmaya başlar. Bu dönemin şiirlerini, "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitapta topladı. "Bir Siyasinin Şiirleri", günlük siyaset ve cezaevi ile ilgili olmak üzere iki ayrı bölümde incelenir. Ancak her ikisinin de ortak bir yanı vardır. Şiirlerde konuşma dilinin kullanılmış olması. Garip akımının başlıca özelliklerinden olan "günlük hayatta kullanılan dil" anlamında olmayıp Bundan biraz daha farklı olarak, çelişkilerin daha sağlam bir şekilde kullanılması ve Can Yücel'in kıvrak zekâsıyla bir araya getirilmesiyle oluşan "kelime oyunlarıyla" sunulmasına dayalıdır. Şairin ince gören espirili dili, ironik yaklaşımı, meseleleri ele alış biçimi tamamıyla kendine özgüdür. Onun ironi dünyasına kapılıp yolculuğa koyulanlar yolun sonu gelsin istemezler. Esprileri yerli yerine oturtması yeri geldiğinde nesneleri bile canlandırıp kişileştirmesi, okurları eğlendirirken düşündüren bir sürece sokuyor. Ranzanın gıcırtılarıyla yarattığı Çağrışımlar, içerdeyken dışarda gibi duyumsatan göndermeler, günlük dil ve anlatıma derinlik katıyor. En iyisi okuyup görmek. (Mahmut Keçeci)

Kitabın Yazarı Can Yücel Kimdir?

Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Millî Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.

Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.

1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.

Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.

1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip kovuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.

Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.

Can Yücel Kitapları - Eserleri

  • Bir Siyasinin Şiirleri
  • Mekanım Datça Olsun
  • Düzünden
  • Portreler
  • Her Boydan
  • Güle Güle - Seslerin Sessizliği

  • Canfeda
  • Çok Bi Çocuk
  • Rengahenk
  • Ölüm ve Oğlum
  • Gökyokuş
  • Yazma
  • Sevgi Duvarı

  • Ben ve Bizimkiler
  • Gece Vardiyası
  • Gezintiler
  • Seke Seke
  • Alavara
  • Maaile
  • Benim Öfkem Gecelerin Beyidir

  • Yazma - Sevgi Duvarı
  • Can'dan Yazılar 2
  • Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
  • Şiir Alayı
  • Gökyokuş / Kuzgunun Yavrusu
  • Gece Vardiyası Albümü
  • Kısa Devre

  • Düzünden Düzyazılar 1
  • Portreler

Can Yücel Alıntıları - Sözleri

  • • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından (Rengahenk)
  • Keşke kendini bırakıp gitse insan; ama olmuyor... (Ben ve Bizimkiler)
  • Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı, belki de kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer... (Portreler)
  • Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… (Mekanım Datça Olsun)
  • Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
  • ..... Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor. (Portreler)

  • Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin? (Düzünden)
  • Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Değdi yorgunluğuma Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm Beni pişman etmedi doğduğuma (Portreler)
  • Son yıllarda daha da yaygınlaştı, eli-yüzü düzgün üç-dört dize düzen bazı arkadaşlar, kendilerini Almanca telaffuzuyla GOETHE sanıyorlar ki çok da haksız değiller... (Alavara)
  • Hatırım sordular karşı masadan Yuvarlanıp gidiyoruz dedi cesedim (Canfeda)
  • Bir derin uykudaydım ölümün içinden Açtım ki gözlerimi Bir suyun gölgesi gibi Kendisi adeta bir suyun Ayakucunda sen oturuyorsun Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
  • Şu dar çerçeveden dünyaya bakmak bir âlem. Tam tamamına bir Devr-i Âlem. (Maaile)
  • Nereydi gittiğim o? Nereydi geldiğim o? Adlardan anılar Anılardan adalar Sonlardan sanrılar (Alavara)

  • “Bir insan görünce insan oluyorum Bir ağaç görünce ağaç Bir çocuk görünce çocuk Bir kadın görünce erkek Bir faşist görünce kahroluyar kahrediyorum insanlığın en amansız lüveri Şiirle” (Gezintiler)
  • “Sazımın tellerinde geziniyorum dünyayı Düzen tutmuyor” (Gezintiler)
  • Çok çektik onların çilesini Gördük kaplanı, gördük sırtlanı, Gördük domuzunu, hergelesini. Tıkınmak topunun dini imanı. Kiminin eh, az fenaymış huyu! Bakma hepsi aynı bokun soyu! Ne fark eder ne cins çizme, Bastıktan sonra ümüğüne! Anlatabildim mi derdim? Aramızda kalsın lakin; Efendi istemiyoruz gayrı, İstemiyoruz efendim! Bertolt Brecht (Her Boydan)
  • Bir sözsün sen işitilmedik bir söz Bir gözsün görülmedik bir göz. (Gece Vardiyası)
  • Biz bu dünyayı değiştireceğiz . (Maaile)
  • ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu... (Mekanım Datça Olsun)
  • Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum. (Mekanım Datça Olsun)

Yorum Yaz