Bir Türk Casusunun Mektupları - Aytunç Altındal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Türk Casusunun Mektupları kimin eseri? Bir Türk Casusunun Mektupları kitabının yazarı kimdir? Bir Türk Casusunun Mektupları konusu ve anafikri nedir? Bir Türk Casusunun Mektupları kitabı ne anlatıyor? Bir Türk Casusunun Mektupları PDF indirme linki var mı? Bir Türk Casusunun Mektupları kitabının yazarı Aytunç Altındal kimdir? İşte Bir Türk Casusunun Mektupları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aytunç Altındal
Yayın Evi: Alfa Yayıncılık
İSBN: 9786051068251
Sayfa Sayısı: 146
Bir Türk Casusunun Mektupları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitapta, okur Bambaşka Bir Dünya ile karşılaşacaktır. Batı'da örgütlü elim, çağlar boyunca Roma Katolik Kilisesi ve onun organları -örneğin Engizisyon- temsil etmiştir. Batı'da sekülerleşme hareketleri de, bu nedenle örgütlü dinin dogma ve doktrinlerine karşı yürütülen mücadelede ortaya çıkmış ve şekillenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu sekülerleşme bağlamında pek çok yayın yapılmıştır ama bir konu özellikle gözlerden gizlenmiş, bilinsin istenmemiştir. Kısaca gizli (oecult) ilimler adıyla tanımlanan bu Bambaşka Dünya'mn Batı'daki sekülerleşme hareketlerine ne denli büyük, kalıcı ve yoğun etkisinin olduğuna sözde akademik yayınlarda hiç yer verilmemiştir. Bu kitapta, başta alşimi (simya) olmak üzere Ezoterizm ve Hermetizm','m, Batı'daki sekülerleşme gayretlerine yaptıkları somut katkıları belgeleriyle okuyacaksınız. Bu nedenledir ki, sekülerleşme ve gizli ilimler arasındaki doğrudan bağlara, ilişkilere ve görüşlere dikkat çekmesi itibariyle bu kitap kendi alanında bir ilktir.
Kitapta, çağdaş bilimin kurucuları arasında yer alan Isaac Nevvton'un, Barudi Spinoza'nın, Johannes Kepler'in simya'yı kimya'ya dönüştüren Antoine Lavoisier'in ve diğerlerinin gizli ilimlerle olan doğrudan bağlarını okuyacaksınız. Yakın yıllara kadar sadece üstün fizikçi ve matematikçi olmaktan başka hiçbir yönü bilinmeyen Isaac Nevvton'un, daha çok Robinson Crusoe'nun yazan olarak tanınan Daniel Defoe'nun ve diğerlerinin okült ile olan bağlarını tanıdıkça çağdaş bilimin ve örgütlü dine karşı mücadelenin ve sekülerizmin nasıl geliştiğine tanık olacaksınız.
Bir Türk Casusunun Mektupları da işte bu bağlamda çok ama pek çok önemli bir işlev yüklenmiştir. Bir Türk Casusunun Mektupları Avrupa'da sekülerleşmeye doğrudan ve büyük bir katkı yapmıştır. Umarım çağdaş bilimin ve sekülerizmin bu gizlenmiş yönünü ve gizli örgütlerini ilgi ve keyifle okursunuz.
Bir Türk Casusunun Mektupları Alıntıları - Sözleri
- Cahil böyle değildir. Bilim ve Bilgi'ye ulaşmak ister, başarır veya başaramaz bu ayrıdır ama içinde öğrenmek ve kendisini geliştirmek arzusu ve hevesi vardır. Yobaz, cahillerdeki bu isteği ve hevesi bildiği için bunu kullanmanın yollarını arar ve çoğunlukla da bulur ve cahili kullanır. Yobaz radikaldir. Hiçbir karşı görüşü, anlatımı ve veriyi dikkate almaz, kendi ezberini tekrarlar durur. Yobaz demagog ve mitomandır. Söylediği yalanları gerçek sanır. Eleştirileri dinlemez ve eleştirenleri eline geçirdiği ilk fırsatta en gaddar yollardan cezalandırarak kendisinin ne denli büyük olduğunu göstermeye çalışır. Başarılı olabilirse kendi bilgisizliğini yaygınlastırabilir ve her tarihsel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve dinsel gerçeği çarpıtmaya başlar. Sonra ne mi olur? Yobaz eğer devletin tepesine sıçrayabilmiş biriyse vatanın parçalanmasına ve ulusun dağılmasına neden olur. Düşman ülkeler daima böyle yobazların rakip devletin başına gelmesini sağlarlar.
- İslam'da Abdülkerim El Ceyri'nin geliştirdiği İnsan-ı Kamil düşüncesi Batı'da Universal Man olarak özellikle de Bohme ve Burkhardt'ın eserlerinde ortaya çıkmıştır.
- - Ancak Tek-Tanrıcı dinler olan Yahudilik , Hristiyanlık ve İslam‘da bol bol İman‘dan söz edilmiştir ve insanların sadece Tanrı’ya inanmalarının yetmeyeceği ona aynı zamanda İMAN edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu üç dinde ilke şudur: Aklın durduğu yerde İman başlar. Eğer kişi imanlı ise akla ve aklın kaçınılmaz olarak kişiye hatırlayacağı Kuşku‘ya yer yoktur. İnanç‘ta Kuşku rol oynar ama konu İman ise Tanrı’ya kuşkuyla iman edilmez. İşte bu nedenle Sekülerlik (Dünyevilik) sorunsalı tam olarak kavrayabilmek için konuya mutlaka İnanç ve İman arasındaki dolaylı dolaysız bağları anlamaya çalışmakla başlamak gerekir.
- Aklın durduğu yerde İman başlar.
- "Ben Pisagor'un bildiği sırların çok azına vakıf olabildim." Isaac Newton
- Paganlar tarafından bir inanç olarak uygulanan Sünnet, Tek Tanrılı Dinlerden Yahudilik ve İslamiyet'te İman'ın şahidi ya da diğer bir deyişle, kişinin Tanrı/Allah ile yaptığı İman-Sözleşmesinin bir nişanesi olarak çok temel bir işlev üstlenmiştir.
- Okült derken kastedilen, gözegörünmeyen ve insanoğlunun beş dışsal duyusuyla tanımlayabildiği nesnelere değil bunları ortaya çıkaran Gizil Güçlere duyulan inanç'tır; Okült bir İman sistemi değildir.
- Ezoterizm, kelime anlamıyla, İçsel (Batıni) olan demektir... Örneğin Sufilik İslamın, Kabbalah Yahudiliğin ve Mistisizim de Hıristiyanlığın Ezoterik yapılarıdır.
- Günümüzde adı popüler hale gelmiş olan İlluminati'nin geçmişteki ilk örgütlenmesi Alumbrado idi... (yıl:1515)
- Şu ünlü, 'İhtilal' kelimesini icat etmiş olanlar da Ezoterist ve Okültistler idi. Tamamen Okült-İçi teknik bir terim olan Revolution gerçekte metallerin radikal bir şekilde değişime uğrayarak bambaşka alaşımlar oluşturabildiği gerçeğini tanımlayabilmek için kullanılıyordu.
- Hermetizm'in gerçek anlamı, EVRENE CAN VEREN, ONU HAREKETE GEÇİREN RUH (Spirit) ve bu göze görünmeyen Ruha duyulan inanç ve bağlılıktır.
- 1204 yılında başlayan IV. Haçlı seferi, Papalık tarafından Müslümanlara karşı değil, artan Hermetik-Ezoterik akımlar nedeniyle Roma Kilisesi tarafından nerdeyse Heretik (Sapkın, Zındık) ilan edilen Doğu Roma'yı sonlandırmak için düzenlenmişti. Öyle de oldu...
- Roma'nın gerçek kurucuları olan Etrüskler şu ünlü Kurt'un emzirdiği Romus-Romulus Kardeşler efsanesinin de yaratıcılarıdır.
- Dört Element fikri ünlü İslam Ezoteristi Cabir İbn Hayyan tarafından geliştirildi. Hayyan, Tyanalı Apolonius adlı birinci yüzyılda yaşamış çok güçlü bir Hermetist'in Kilise tarafından ortadan kaldırılan eserlerinden kalanları Arapçaya çevirmiş ve İslami Aydınlanma hareketini başlatanlardan biri olmuştur.... Hayyan ilk metodik ve deneyci Kimya Ustası sayılır.
- Hayyan ile birlikte Razi - ki o da Apollonius'un öğrencisidir-, İbn Sina ve Farsi İmadeddin, EL-KİMİYA diye bilinen günümüzde Organik Kimya dalı olarak fakültelerde okutulan disiplini ortaya çıkarmış olan Simyacılardır...
Bir Türk Casusunun Mektupları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Rahmetli Aytunç Altındal alanında maalesef tek başına mücadele veriyordu. Vefatından sonrakiler henüz onun bilgi birikimine erişemeseler de kendisinden etkilenen araştırmacı bir hayli fazla. Kitaba gelecek olursak, bizim bugün modern bilimle uğraştığını biliyor olduğumuz bir çok bilim adamın aslında simyayı meşgale edindiğini, Katolik kilisesinin derin yapısını ele alıyor... Tavsiye ediyorum. (Emre)
Kitap, Dan Brown'un kitaplarında bahsettiği Gül ve Haç örgütü ile İlluminatiden; Özellikle ortaçağ ve sonrasında katolik kilisenin Batı dünyasını baskıyla susturduğundan bahsediyor. Kitabın Newton'un gizli ilimler ile uğraştığı ve Daniel Defoe'nin Bir Türk Casusunun Mektupları ismiyle kiliseyi hedef aldığı yazıları ilgimi çekti. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk kısmı çok sıkıcıydı, ikinci kısmı fena değildi. Kitabın ismini oluşturan kısım, kitabın %15'ini ancak oluşturuyor. (Halil İbrahim)
Kitap Batı'daki örgütlü kilise dininin bilime, akıla, düşünce ve vicdan özgürlüğüne karşı gerçekleştirdiği cadı avını ve terörizmi çok açık, tarihi olaylarıyla, cesur kişileriyle, kaynaklarını göstererek, inancın ve imanın kökenlerinden başlayarak anlatıyor. Aytunç Altındal'ın o babacan sesini kulaklarımda hissederek okudum. Çok cesurca eleştirilerde bulunduğu ve insanın kanını donduran gerçekleri apaçaçık yazdığı bir kitap ve "Bir Türk Casusunun Mektupları" da düşüncenin örgütlü kilise terörüne karşı özgür aklın nasıl bir kıvraklıkla kamuya sunulduğunu gösteriyor. O mektuplar gerçekten var mıydı? Okuyup öğrenin derim. Buna değer... Hayranlıkla makale ve konuşmalarını takip ettiğim değerli bir insan olan Aytunç Altındal'ın örgütlü kilise dininin tarih boyunca engizisyon gücünü kullanarak işlediği cinayetler hakkında detaylı anlatımları, "sapık ve pedofili" ifadelerinden ve 158 sayfada okuyucuya verdiği kütüphaneler dolusu bilgileri okuduktan sonra hayatı boyunca neden hedef haline geldiğini, ömrünün son yıllarında neden hastalıkla mücadele ettiğini daha iyi anladım. Yeri doldurulmaz.... Allah Rahmet Eylesin. (gece kuşağı)
Bir Türk Casusunun Mektupları PDF indirme linki var mı?
Aytunç Altındal - Bir Türk Casusunun Mektupları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Türk Casusunun Mektupları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Aytunç Altındal Kimdir?
Aytunç Altındal asıl ismi Aytun Altındal (d. 12 Ocak 1945, Bakırköy, İstanbul), tarih ve politika alanında faaliyet gösteren Çerkez asıllı Türk gazeteci, yazar ve araştırmacı. Dinler, felsefe, gizli örgütler ve sair konularda birçok makale ve kitap yazmıştır.
Öğrenimi
İlkokulu İstanbul'da, ortaokulu Diyarbakır'da (1956) bitirdi. Haydarpaşa, Kabataş ve Pendik liselerinde okuyarak liseyi tamamladı.
Aile Hayatı
Aytunç Altındal'ın babası Cavit Altındal, Beşiktaş kulübünde futbol oynamış aynı zamanda Haysiyet Divanı Başkanlığı yapmıştır. Annesi Fatma hanım ise ev hanımı. Aytunç Altındal, 4 kardeş içinde en küçük olanıdır.
Siyasi Hayatı ve Çalışmaları
Aytunç Altındal 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum oldu ve yurtdışına kaçtı. 1975 yılında İsviçre'de "Marksist Yaklaşımla Türkiye'de Kadın" adlı kitabı çıkardı. 1977'de Havass ve1984'de Süreç yayınlarını kurdu. 1982'ye kadar Süreç dergisini yönetti. Daha sonra 1989'da Zürich'te Modus Vivendi Yayınevi ve Sanat Galerisini yönetti. Yine 1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı. 1992'de İngiltere Edinburg'da ki International Academy For European and Christian Studies kuruluşunda Project Academic Board (Akademik Proje İdari Heyeti) üyeliğine seçildi. Aynı yıl İngitere'de yayınlanan Three Faces Of Jesus(Üç İsa) adlı kitabı dünya basınında geniş yankı buldu. Daha sonra 1993'de Rusça'ya çevrildi.
1993'te International Society For The Study Of European Ideas (Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu) Bilimsel Kuruluna üye oldu. Aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl- Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen European Seculer Legacy (Avrupa'nın Laik Vasiyeti)adlı uluslararası konferansta Oturum ve Bölüm Başkanlığına seçildi.
1995'te merkezi New York'ta bulunan Carnagie Council On Ethics And International Affairs örgütüne davet edilen, ilk ve tek Türk Konuşmacı oldu.
Aynı sene, New York'ta Birleşmiş Milletler bağlantılı Global Forum Of Spiritual And Parliamentary Leaders Or Human Survival (İnsan Yaşamından Sorumlu Ruhani ve Siyasi Liderler Global Forumu)'nda Uluslararası Danışman üyesi oldu.
Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.
Şiir dışında deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. 1964'ten başlayarak Haber, Akşam, Cumhuriyet, Yeni Halkçı, Ulus, Yenigün gibi gazetelerde yazılar yazdı. Çeviri yaptı. Dokuz çeviri kitabı yayımlandı. Yedi kitabı yasaklandı. Fransa ve İsviçre'de bazı yazıları yayımlandı. Şiirleri Sanat Edebiyat, Varlık, Süreç, Bilim-Sanat gibi dergilerde yayımlandı. Bazı şiirleri Amerika ve İzlanda dergilerinde yer aldı.
Aytunç Altındal Kitapları - Eserleri
- Bilinmeyen Hitler
- Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
- Gül ve Haç Kardeşliği
- Bir Türk Casusunun Mektupları
- Üç İsa
- Kehanetler Kitabı
- Hangi İsa
- Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
- Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
- Devlet ve Kimlik
- Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi
- Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
- Bilinmeyen Vatikan
- Türkiye ve Ortodokslar
- Kültür Emperyalizmi
- Papa 16. Benedikt
- Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma
- Türkiye'de Kadın
- Haşhaş ve Emperyalizm
- Elvedasız
- Çağların Sorumluluğu
- Siyasal Kültür ve Yöntem
- Kültür Savaşları - II
- Elvedasız Ayrılık
- Meryem ve Hilal
Aytunç Altındal Alıntıları - Sözleri
- Cizvitler Hitler'den tutun da Kenny'nin öldürülmesine kadar sayısız '' konspirasyon teorisinde '' baş rolü oynamışlar ve oynamaya da devam etmektedirler . (Papa 16. Benedikt)
- Türkiye'de, gerçekte, "Şeriat"a bağlı bir Devlet düzeni kurabilmek hayalden de öte bir halüsinasyondur. Din'i Devlet işlerine alet edebilmek ise, öncekinden daha Zırva bir iddiadır. Siz 1990'lar Türkiyesi'nde, bir yetkilinin örneğin baştan aşağı zemzem suyuyla yıkanmış, namazında niyazında "Tam" Müslüman bir Devlet yetkilisi IMF ile, Dünya Bankasıyla, AET ile, NATO ile islami Şeriat'a uygun anlaşmalar imzalayabileceğini düşünebiliyor musunuz? Sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiçbir ülkesinde -İran dahil - taraflardan biri, dinsel esaslara göre hazırlanmış bir "Petrol" ya da "Teknoloji" ya da "Ticaret" anlaşması imzalatmayı isteyemez. Bu koşullar altında "Şeriat Devleti" bir aldatmaca ve umacı işlevini görmektedir, o kadar. (Laiklik - Enigma'ya Dönüşen Paradigma)
- kimi niçin seveceğimi, biliyorum aştım duygusallığı, sıyrıldım düşlerden... (Elvedasız)
- Vatikan’a bağlı olan gizli örgüt OPUS DEİ (Tanrının işleri) gittiği her ülkede ilkin mesleğimde çabuk yükselmek isteyen hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendileri çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı. Özellikle basın ve tv ile bunları destekledi. Sonra bunları kullanarak ülkelerde her istediğini yaptırır hale geldi. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
- Dünya Müslümanları bir konuda şaşmaz bir istikrara sahipler; ''şaşkınlıkta''. Müslümanlar kadar şaşırmayı seven insanlara az rastlanır doğrusu! (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
- "Öğrenebileceğin kadar öğren,fakat kimliğini hiçbir zaman açıklama..." (Bilinmeyen Hitler)
- Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlerisiniz.Yüce Yaradan alnınıza diktatörleri yazmamıştı,bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz.(23 Ağustos 1974. & Milliyet Sanat (Kültür Emperyalizmi)
- Yüzyıllar boyunca süren bu mezhepler arası kavgalar, Rus Ortodoksluğunun en belirleyici özelliği olmuştur. Birbirlerine amansızca saldıran bu mezheplerin mensupları kanlı kıyımlar yapmışlardır. Örneğin 17.yüzyılda patlak veren bir mezhepler arası savaşta geleneğe bağlı kalmak isteyen "Eski Müminler" tarikatının üyeleri, bizzat Rus Ortodoks kiliseleri tarafından suçlanmışlar ve işkence edilerek öldürülmüşlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
- İnanç, bilgiyi dışlar. Aslolan inanmaktır. "Credo quia absurdum est."(Saçma olduğunu ben de biliyorum ama içimden inanmak geliyor, yapılacak birşey yok!!!) (Hangi İsa)
- Sözün özü; Türkiye'nin AB'nin tarihinde vardır ama kültüründe yoktur. (Gül ve Haç Kardeşliği)
- 1600 yılına kadar Engizisyon Mahkemesi'nin, ajanlar kullanarak yakılarak öldürttüğü insan sayısı on binlerle sayılmıştır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
- Bu mezhep ve tarikatın üyeleri o günlere kadar alışageldikleri tarzda, yani gelenekleri gereği, Haç işaretini iki parmaklarını kaldırarak yapmaktaydılar. Ama kilise bunun üç parmağın kaldırılmasıyla yapılması gerektiğini öne sürünce, "Eski Müminler" mezhebini üyeleri, işkencede ölmektense topluca intihar etmeyi yeğlemişlerdi. (Türkiye ve Ortodokslar)
- Bir şeyi bilmenin alameti doğru soru sormaktır. (Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri)
- Her insan da doğuştan Kimlik vardır ve sonradan Kişilik oluşur.. (Devlet ve Kimlik)
- Sorunlardan ''mucizevi'' girişimlerle, olağanüstü şahısların önderliğinde -bir anlamda çağın Mesih'leri aracılığıyla- kurtulmaya şartlandırılmış olan Türkiye toplumunda... (Dünün Belgeleriyle Yarının Tarihi)
- 17 temmuz 2000 de New Yorker dergisinde Hitler'in amerika'da yaşayan üvey kardeşinin ailesiyle ilgili bir inceleme yayımlandı. Yazar Timothy W. Ryback , bu aileden adını vermediği bir adamla görüştüğünü ve bu kişinin kendisine " Hitler Ailesin'de yahudi kanı vardır. Hatta bir amcamız şimdi Tel aviv'de yaşıyor dediğini aktarmıştır. (Bilinmeyen Hitler)
- Hem Tevrat hem de Torah Avrupa'da özellikle de ortaçağ boyunca daima lanetlenmiş ve yakılmıştı. Tıpkı Teocide=Tanrı Katili diye tanımlanan Yahudiler gibi! Kilise'nin dilinde Yahudi, Tanrı İsa'yı öldürmüş olan katildi. (Hangi İsa)
- Tarih boyunca kendilerinin toplum tarafından sefil bir yaşama mahkûm edilmiş oldukları duygusuna kapılmış olan birçok fahişe, intikam, nefret, garaz gibi duygularla hareket edebildikleri için düşman ülkelerin istihbarat örgütlerince elde edilebilecek ilk kişiler arasında sayılmışlardır. (Türkiye'de ve Dünyada Casuslar)
- Filistin, İsa'nın yaşadığı dönemde Roma'nın egemenliği altında bir Teokrasiydi. Yahudi Şeriatı acımasız bir şekilde uygulanıyordu, bunu ihlâl en hafifinden ağır hapis veya "Dışlanma" cezasını öngörüyordu. Ve İsa, bunu göze alarak Sinagoga=Havra'ya gitti ve avluda para ticareti ve tefecilik yapan Yahudilerin masalarını devirdi, onlara faizciliğin ve tefeciliğin "Caiz" olmadığını söyledi. Oysa para ticareti ve diğer yollardan Havra her yıl büyük paralar kazanıyordu. Yazar Jim Bishop'un yaptığı hesaba göre, Filistin'deki 3 milyon Yahudi her yıl sadece "Bağış" olarak, 1959 verilerine göre, 420.000 Pound para ödüyordu. Ve bu paraların büyük kısmı da en güçlü Yahudi Ailelerinin ve Cemaat Önderlerinin arasında pay ediliyor ve Sinagog'un avlusundaki tefeciler/aracılar tarafından çoğaltılıyordu. (Hangi İsa)
- İbranice İsrael adı, "Tanrı'yla mücadele eden" anlamına gelmekteydi. (Üç İsa)