diorex
Dedas

Bir Yazın Tarihi - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Yazın Tarihi kimin eseri? Bir Yazın Tarihi kitabının yazarı kimdir? Bir Yazın Tarihi konusu ve anafikri nedir? Bir Yazın Tarihi kitabı ne anlatıyor? Bir Yazın Tarihi kitabının yazarı Halid Ziya Uşaklıgil kimdir? İşte Bir Yazın Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.03.2022 18:00
Bir Yazın Tarihi - Halid Ziya Uşaklıgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil

Yayın Evi: Özgür Yayınları

İSBN: 9789754472073

Sayfa Sayısı: 256

Bir Yazın Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Merkezinde aşk, kıskançlık, ihanet, vefasızlık gibi insanın temel duygularının yer aldığı bu hikayeler, yazarın aynen romanları gibi, ele aldığı bu duyguları çarpıcı olaylara dayanan kurgularının çevresinde bir burgu gibi derinleşerek işlemeye, titiz bir dikkat ve özenle okuyucuya taşımaya çalışırlar. 

Halid Ziya'nın öyküleri de, romanları gibi, okuyucu için bir zenginliktir.

(Tanıtım Yazısından)

Bir Yazın Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • "Bir eserin, hayatımızın filan veya felan zamanında okunmuş olması ne kadar mühimdir!"
  • Zevkinizin sakatlığına teessüf ederim.
  • Fakat birden bu hayal uçtu. Şimdi odada yalnız, iskemlesine mecalsiz düşmüş bir zavallıdan başka kimse yoktu.
  • Böyle mümkün mertebe çocukluğu uzatınız, o sizden kaçmak istedikçe siz salıvermeyiniz; dilerim ki daima çocuk kalmayı başarabilirsiniz.
  • Kimi zaman bir tek kelime bir haftanın hikayesini anlatmak için yeterdi.
  • Boş bir eve girmek insana küçük de olsa bir korku ürpertisi verir.
  • Aman ya Rabbi! Bir mutluluk hayali kurmak bile insanlar için bu kadar zor muydu?
  • Oğlunun karısını kıskanmak bana o kadar olağan dışı görünüyor ki...

Bir Yazın Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Düzenleme yapıldıktan sonra bile yazımı hatalı çok kelime olmasına rağmen Halid Ziya ustalığı diye bir şey var. Bir Yazın Tarihi, Kırk Para, Ferhunde Kalfa hikâyelerinin tadı damağımda hâlâ. Ferhunde Kalfa'yı Üniversitede okumama rağmen. Demek ki her okuyuşta ayrı bir zevk veriyor insana çünkü hayatın ta içinden acı tatlı her yönünü ustalıkla sergiliyor Halid Ziya. (Gizem yaz)

Kitap; Bir Yazın Tarihi, Bravo Maestro, Yırtık Mendil, Kırk Pano, Zevrak'la Ebru, Defter'i Nâtamam (Tamamlanmamış Defter), Osman'ın Gazası, Sevda-yı Sengîn (Taşların Sevdası), Eski Bir Refik (Eski Bir Dost), Mavi Yalı, Bir Eser-i Mesrûk (Çalınmış Bir Eser), Ferhunde Kalfa, İkinci Nikâh, Ölümümden Sonra, Ömr-i Tehî isimlerinden oluşan birbirinden güzel kısa hikâyelerden oluşuyor. Genel anlamda hepsinin ortak noktası duygusallığı yazar çok güzel aktarmış. Yer ve mekânlar çok güzel aktarılmış ve gözlerinizde canlandırabiliyorsunuz. Hepsindeki karakterlerin yerine kendinizi koyup, onlarla birlikte olayları adeta yaşıyorsunuz. Eski Türkçemize ait kelimelerin olması bile okumayı yavaşlatmıyor, aksine kelimelerin kullanılış yeri ne anlama geldiğini hemen anlamanızı sağlıyor -ki sayfa sonunda anlamları verilmiş-. Beni en çok etkileyenin hangisi olduğunu bir türlü karar veremesem de, sanırım Bravo Maestro beni duygusal açıdan oldukça etkiledi. İçinde aşk olmayan, sadece ve sadece hayata tutunmaya çalışan bir piyanistin son çırpınışları ve yalandan da olsa mutlu bir şekilde son bulan hayatı, onunla alay eden öğrencilerin ise son görevlerini yerine getirmesindeki duygu aktarımı çok başarılıydı. (Kapalı Mavi)

Halid Ziya'nın bu kitapta yer alan öyküleri daha sonraki örneklerine göre teknik, konu, konuyu işleyiş bakımlarından oldukça çelimsiz bir nitelik taşırlar. Dil ve anlatım da yüklüdür; uzun, biraz fazla ve zaman zaman gereksiz ayrıntılarla ve betimlemelerle doludur. (Jack Royal)

Bir Yazın Tarihi PDF indirme linki var mı?

Halid Ziya Uşaklıgil - Bir Yazın Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Yazın Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halid Ziya Uşaklıgil Kimdir?

Bazı edebi yazılarını Hazine-i Evrak dergisinde Mehmet Halit Ziyaeddin adıyla yayımlamıştır. Servet-i Fünun edebiyatının en büyük nesir ustası kabul edilir. İlk büyük Türk romanı olarak kabul görmüş Aşk-ı Memnu'nun yazarıdır.

Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun Sultan Reşat devri Mabeyn Başkatibi (1909-1912), ve Ayan Meclisi üyesidir.

İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Babası halı tüccarı Halil Efendi, Uşak'tan İzmir'e göçmüş varlıklı bir ailedendi. Halit Ziya, o sırada İstanbul'a yerleşmiş olan Halil Efendi ile Behiye Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Mahalle mektebindeki ilk eğitiminin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi'ne devam etti. 93 Harbi'nin başlaması ile Halil Efendi'nin işleri bozulunca aile, İzmir'e yerleşti ve Halit Ziya öğrenimini İzmir Rüştiyesi'nde sürdürdü. Ardından İzmir'de Ermeni Katolik rahiplerinin çocukları için kurulmuş yatılı bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi; Fransız edebiyatını yakından tanıdı. Fransızca çeviri denemeleri yaptıktan sonra henüz öğrenci iken ilk yazılarını yayımlamaya başladı. Önce İzmir çevresinde kendini tanıttı. Bazı edebi yazılarını İstanbul'da Hazine-i Evrak adlı önemli bir dergide "Mehmet Halid" adıyla yayımladı. Son sınıfta iken okuldan ayrıldı, babasının kâtibi olarak iş yaşamına başladı. Aynı yıl, Bıçakçızade Hakkı ve Tevfik Nevzat adlı arkadaşlarıyla Nevruz adlı bir dergi yayımlamaya girişti. 10 sayı kadar yayın hayatında bulunan ve İzmir'in ilk edebiyat dergisi olan bu dergide çeviri şiir ve hikâyeler, mensur şiirler, bilimsel yazılar yayımladı. Babasının yanındaki işi edebiyat merakı ile bağdaştıramadığından farklı bir iş aradı. İstanbul'a giderek hariciyeci olmak için başvurdu; başvurusu kabul edilmeyince İzmir'e döndü. İstanbul'da bulunduğu süre içinde Fransız edebiyat tarihi ile ilgili olarak uzun süredir yazmak istediği kitabı yazdı. Garbdan Şarka Seyyale-i Edebiye: Fransa Edebiyatının Numune ve Tarihi adlı kitabı 1885'te 84 sayfa olarak basıldı. Bu eser, onun basılan ilk kitabıdır ve Türkçede basılmış ilk Fransız edebiyatı tarihi olma özelliği taşır. İzmir'e döndükten sonra İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı, öğretmenliğe devam ederken Osmanlı Bankası'nda çalışmaya başladı. İzmir İdadisi'nin açılmasından sonra öğretmenliğe bu okulda devam etti; Fransızcanın yanısıra Türk edebiyatı dersleri verdi.

 

Halid Ziya Uşaklıgil Kitapları - Eserleri

  • Mai ve Siyah
  • Aşk-ı Memnu
  • Bir Ölünün Defteri
  • Kırık Hayatlar
  • Ferdi ve Şürekası
  • Nemide
  • Bu muydu?
  • Ferhunde Kalfa
  • Sefile
  • Fena Bir Gece
  • Hikaye
  • Bir Acı Hikaye
  • Sade Bir Şey
  • Aşka Dair
  • Kırk Yıl
  • Mai Yalı
  • Bir Yazın Tarihi
  • İzmir Hikayeleri
  • Ruhun Lisanı
  • Bitmemiş Defter
  • Saray ve Ötesi
  • Kadın Pençesi
  • Kar Yağarken
  • Solgun Demet
  • Onu Beklerken
  • Bir Hikaye-i Sevda
  • İhtiyar Dost
  • Bir Şi'r-i Hayal
  • Mensur Şiirler - Mezardan Sesler
  • Saklanan Düşman
  • Füruzan
  • Kâbus
  • Nesl-i Ahir
  • Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı
  • Hepsinden Acı
  • Bir Başlangıcın Sonu
  • Kırık Hayatlar 1. Cilt
  • Sanata Dair
  • Kırık Hayatlar 2. Cilt
  • Küçük Fıkralar
  • Bir Muhtıranın Son Yaprakları
  • Valide Mektupları
  • ذكريات راحل
  • Papağan Halit
  • Yarın Kardeşler
  • Sanata Dair Cilt 2
  • Sanata Dair Cilt 1
  • Saray ve Ötesi
  • Garp'tan Şark'a Seyyale-yi Edebiyye
  • Almanya Mektupları

Halid Ziya Uşaklıgil Alıntıları - Sözleri

  • Ben mutsuz, kendi kendimden, hayatımdan, geleceğimden kuşku duyan bir gencim. (İzmir Hikayeleri)
  • "Zengin olmamakla beraber eline geçen bütün parayı elbiseme, harçlığımı harcar, üç gün sonra para istesem hiç itiraz etmez.." (Aşka Dair)
  • "Lakin asıl şiir kadınlardır, bu çiçeklerden teşkil edilerek odanızın yaldızlı hücrelerinde narin çiçekliklerde güzel kokulu anılarıyla size gülümseyen demetlerdir. " (Aşk-ı Memnu)
  • "Zaten hiçbir zaman kendisi için alelade bir hayattan fazlasını tasavvur etmemişti. Ta çocukluğundan beri zevkleri sade, emelleri ufaktı." (Mai Yalı)
  • mazi ve istikbal aynı ömür kitabının iki sahifesidir, birini yırtmak diğerini natamam [noksan] bırakmak demektir; hele ikincisini yazmak isteyenler birincisini okumamış, görmemiş bulunurlarsa yazacakları bî-asıl bir hurafeden [temelsiz bir saçmalıktan] ibaret kalır. (İhtiyar Dost)
  • Sen yalnız benimsin, başka hiç kimsenin olamazsın. Ben bütün içim kaynayarak, bedenimin en küçük parçasına kadar titreyerek senin isteğinle doluyum. Gece gündüz, uyurken uyanıkken gözlerimde kafamda yalnız sen varsın. Anlıyor musun? ... Hep senin için yaşıyorum; ama senin için ölmesini de bilirim. (İzmir Hikayeleri)

  • Hâlâ yaşamaktadır lâkin bir yarısını mezara gömmüş bir vücut nasıl hayatta bulunursa öyle... (Hikaye)
  • Bir muaşakadan [aşktan] alınan lezzet mahvolur, lâkin bir validenin badi-i felâketi [felâket sebebi] olmaktan mütevellit [ileri gelen] azab-ı vicdanî ebediyyen müteezzi eder [acı verir]. (Sefile)
  • O kalp sevmiş, fakat sevdikten sonra kırılmıştı. (Bir Ölünün Defteri)
  • Fakat bilinemez nasıl bir ihmalle bir aile kurma tasavvur ve ihtiyacını daima ertesi güne erteleye erteleye bir gün fark etmişti ki saçları ağarmış... (Mai Yalı)
  • Aşk, geçtiği yerlerde hazzın öyle izlerini bırakır ki bu görülmese bile duyulur, sezilir. (Sade Bir Şey)
  • ...ona en düşman olduğu zamanlar en ziyade sevdiği zamanlardı ve pek emindi ki o da ağır hakaretleriyle, hırçınlıklarıyla beraber onu seviyordu. (Bitmemiş Defter)
  • Ne kadar çirkin ve kötü hisler varsa, haset, kıskançlık, çekememezlik, gayz ve kin, her şeyin üstünde tutulmak gerekirken, çıkarlara göre kullanılmak istenen din örtüsünün altında saklanırdı. (Papağan Halit)

  • Unutmak istediğim bütün anılar onun içinde idi . (Bir Ölünün Defteri)
  • Aralarinda hallolunacak meseleler, paylasilacak seyler, birisine yahut digerine uyarak kabul olunacak fikirler ortaya cikti. Isin baslangicinda her ikisi de digerine karsi, karsilikli yardimlarda bulunuyorlardi. Oyle ki sonunda yaklasa yaklasa ya opusmek ya bogusmak lazim geldi. Opusmediler, bogusmak da istemediler, yalniz ayrilmakla yetindiler. (Saklanan Düşman)
  • "Gel. dama çıkalım, sen uçurtmanı uçur, bende çoraplarını öreyim." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Sultan Reşat'ın cülusunun hemen akabinde bir gün Emrullah Efendi (İttihatçı) bana geldi ve oturmaya bile kuvvet bulmayarak yarı ayakta yarı sandalyede söyledi: “Sana mühim bir iş için geliyorum. Biliyorsun ki hünkâr için hükümet yirmi beş bin lira tahsisat teklif ediyor. Biz bunu fazla bulmuyoruz ama…” “Ama hünkâr kendiliğinden bunun beş bin lirasını terk edecek olursa efkâr-ı umumiye üzerinde pek iyi bir tesir hâsıl edecek.” (Saray ve Ötesi)
  • "Evet. beni en çok mutlu edecek şey, annesi ve kızını öldürmek olacak!.." (Sepette Bulunmuş - Hepsinden Acı)
  • Kaderin akışına engel olacak bir tedbir alınabilir miydi? (Bir Acı Hikaye)
  • "Bu evlilik seni mesut etmek değil, aksine, öldürüyor..." (Ferdi ve Şürekası)

Yorum Yaz