diorex

Biz Hayır Diyoruz - Eduardo Galeano Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Biz Hayır Diyoruz kimin eseri? Biz Hayır Diyoruz kitabının yazarı kimdir? Biz Hayır Diyoruz konusu ve anafikri nedir? Biz Hayır Diyoruz kitabı ne anlatıyor? Biz Hayır Diyoruz PDF indirme linki var mı? Biz Hayır Diyoruz kitabının yazarı Eduardo Galeano kimdir? İşte Biz Hayır Diyoruz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 22:00
Biz Hayır Diyoruz - Eduardo Galeano Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Eduardo Galeano

Çevirmen: Bülent Kale

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753426619

Sayfa Sayısı: 195

Biz Hayır Diyoruz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Uruguaylı yazar Eduardo Galeano Latin Amerika'da militan gazeteciliğin önde gelen isimlerindendir. Bu Metis Seçkisi’nede, gazeteciliğin edebiyatın bir alt kolu değil, aksine, en etkililerinden biri olduğunu savunan Galeano'nun yirmi altı yazısına yer veriyoruz: Che, Zidane, Salgado, Evo Morales, Latin Amerika edebiyatı, yazarın işlevi, televizyon, beden, işkence, sürgün, Şili, Küba, Bolivya, ABD, emekçiler, eşcinseller, beyazlar, siyahlar, yerliler, Latin Amerika... Sözün onuruna inancını hep koruyan bir yazardan, edebiyatın hakkıyla kullanıldığında gazeteciliği ne denli etkili kılacağını gösteren güçlü politik metinler.

Biz Hayır Diyoruz Alıntıları - Sözleri

  • Hayırseverlik dikeydir, aşağılar. Dayanışma yataydır, yardım eder.
  • Alkışlara güvenmeyelim. Bizi kutlayanlar bazen bizi zararsız bulanlardır.
  • "Biz demokrasiden yanayız ama demokrasi bizden yana değil."
  • Sistem alçaklığı alkışlıyor. Çok çalanı ödüllendiriyor, az çalanı makûm ediyor. Barış çağrısı yapıyor, şiddet uyguluyor. Sana komşunu sevmeni vaaz ediyor ama aynı zamanda seni onu yiyerek hayatta kalmaya zorluyor.
  • Sistem alçaklığı alkışlıyor, eğer başarılıysa; başarısızlığa uğrarsa da onu cezalandırıyor. Çok çalanı ödüllendiriyor, az çalanı mahkum ediyor. Barış çağrısı yapıyor, şiddet uyguluyor. Sana komşunu sevmeni vaaz ediyor ama aynı zamanda seni onu yiyerek hayatta kalmaya zorluyor.
  • Hayırseverlik dikeydir, aşağılar. Dayanışma yataydır, yardım eder.
  • Sağır ve dilsiz bir kültürün ortasında kendimizi duyabilir miyiz? Bizimkiler sessizlik cumhuriyetleri.
  • Görünen şiddet ve görülmeyen şiddet: Yargılamadan, mahkûm etmeden kurşunlayarak öldüren şiddet ve yargılamadan, mahkûm etmeden bedenleri açlıktan, ruhları zehirleyerek katleden şiddet.
  • Palyaçolar değişti ama sirk devam ediyor.
  • Kulaklarımı kapatıyor ve düşünüyorum: "Dinlemeye değer hiçbir şey yok." Gözlerimi yumuyor ve karar veriyorum: "Bakmaya değer hiçbir şey yok."
  • Kitlesel sefalet, dünya nüfusunun yüzde altısının bütün dünyanın ürettiği zenginliğin yarısını dokunulmazlıkla tüketmesi için yoksul ülkelerin ödediği bedelin adı.
  • Eğer itilmezse hiçbir diktatör düşmez.
  • Söz bir silahtır, iyiye ya da kötüye kullanılmış olabilir, cinayetin suçu asla bıçağa ait değildir.
  • "Hayatın bedeli arttıkça artıyor, hayatın değeri düştükçe düşüyor."
  • Eğer dünya bana benzemiyorsa, bana layık da değildir

Biz Hayır Diyoruz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

ÇAĞIN VİCDANI "MODERN DON KİŞOTLARA" BİN SELAM OLSUN: KALBİ TÜM İNSANLIK İÇİN ATAN GÜZEL İNSANLAR MERHABA! HAYDİ BİR ETKİNLİK YAPALIM!! Küçük büyük fark etmez bir dünya haritası görünce eşit şekilde katlamanızı istiyorum. Güney Amerika ve Afrika kıtasının( birazda bizim bölgenin) birbirine denk geldiğini göreceksiniz. Bu kitabı okuyunca bir kez daha anladım ki Latin Amerika Ülkeleri ile ne kadar çok benzeyen yönlerimiz var. Acılarımız, üzüntülerimiz, açlığımız, demokrasimiz, çaresizliğimiz, hırsızlarımız, sahte demokratlarımız, … say say bitmeyen benzerliklerimiz. Eduardo Galeano, sevdiğim bir dostumun ona verdiği isim ile “yeryüzünün vicdanı” olan eşsiz bir vicdana sahip bir kalem… Kalemini halktan ve haklıdan yana “MODERN DON KİŞOT” güzel yürekli insan… Bu kitabın varlığından beni haberdar eden Kitaparsiv hocama Samimiyetimle sukranlarimi sunuyorum( bu uygulamanın güzelliği, kitap canavarları sayesinde yeni yazarlar ile tanışmak) Üstad Galeano’dan okuduğum ikinci kitap, eser yazarın geçmişten 2006 yılına dek farklı zamanlarda, farklı konularda ele aldığı 26 farklı yazıdan oluşuyor. Kitabı okurken, tüm yaşamı boyunca halk için yaşamış, son nefesine kadar halk için yüreği atan sahici bir insanın kalp atışlarını hissettim. Bir kez daha anladım ki “aydın olmak , gazeteci olmak” güçlünün masasında oturarak değil sokakta, halkın içinde ve gerekirse bedeli göze alınarak yapılabilir. Bu kitabı okuyunca, günümüzde bizde pek var olmayan kalemi için ölümü göze almış, Hasan Fehmi,Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink gibi bu toprakların nice namuslu kalemleri aklıma geldi. Uruguay, Arjantin,Şili, Peru, Kolombiya gibi Latin Devletleri ve biz ne kadar da aynı kaderi yaşamışız ve yaşamaya devam ediyoruz. Halkına yabancı yönetimler, ülkeye demokrasi getireceğiz diye iktidara gelenler, mafya ve çeteler, ABD ve Avrupa kuklası askeri diktatörler. Yıllardır bizde bitmeyen bir umut ile çocuğunu, eşini bekleyen “Cumartesi Anneleri” ve onlardan önce evlatları için benzer direniş başlatan “Plaza De Mayo” anneleri, suyunu, doğasını beyaz adama peşkeş çeken yönetimler. Yerli halkın kendi dilinden, yemeğinden utanması ve McDonald's, coco cola ile statü atlama gayreti içinde alt tabaka insanları… Galeano, tüm hayatı boyunca sokağın sesi olan militan bir gazetecilik yapmış. Sesi olmayanların sesi olmak için gayret etmiş. Kendi deyimiyle “BİZ DEMOKRASİDEN YANAYIZ ama demokrasi bizden yana değil.” Yazarın evrensel vicdanı resmen beni benden aldı. Saddam’ın Kürtlere zulmü, Amerika’nın haksız Irak işgali ve Müslümanlara yaptığı zulüm, ABD’nin bitmek bilmeyen aç gözlü kapitalist vandallığı, Avrupa’nın sadece kendine demokrat sömürgeci kibirli tavrını gözler önüne seriyor. Avrupa’nın “ötekisi” futbolcu Zidane’nin dünya kupasında “küfre karşı sesiz çığlığı”, Avrupanın kıta dışında bulunan dünyaya karşı utanmadan kendine göre belirlediği DEMOKRASİMETRE ile ,istediğini demokrat, istemediğini diktatör ilan etme riyakarlığı, gibi birçok konuda o kadar samimi içten tespitleri var ki, yazarın tespitleri üzerinde başka bir söz söylemek haddini aşmak olur. Kitaptan çok sevdiğim birkaç alıntıyı aşağıda paylaşmak istiyorum. "özgürlük" benim ülkemde politik mahkumların yattığı cezaevi, pek çok terör rejimine " demokrasi" deniyor; "aşk" sözcüğü insanla otomobil arasındaki ilişkiyi tanımlıyor ve " devrim"den yeni bir deterjanın mutfakta yapabilecekleri anlaşılıyor; "zevk" belirli yumuşak bir sabunun ürettiği bir şey ve "mutluluk" sosis yemenin verdiği bir duygu, ";Huzur ülkesi", Latin Amerika'nın pek çok yerinde " sessiz mezarlık" anlamına gelir ve " sağlıklı insan" denince bazen " aciz insan" diye okumak gerekir. “Hayırseverlik dikeydir, aşağılar. Dayanışma yataydir, yardım eder.” Allah'tan burası Uruguay Türkiye değil ( kıskanır adamlar tabi!!) Sistem alçaklığı alkışlıyor, eğer başarılıysa başarısızlığa uğrarsa da onu cezalandırıyor. Çok çalanı ödüllendiriyor, az çalanı mahkûm ediyor. Barış çağrısı yapıyor, şiddet uyguluyor. Sana komşunu sevmeni vaaz ediyor ama aynı zamanda seni onu yiyerek hayatta kalmaya zorluyor... Resmi tarih, zenginler, beyazlar, maçolar ve askerler tarafından yine onlar için anlatılır. Askeri sanayii varlığını haklı çıkarmak için korku üretmeye ihtiyaç duyuyor. Vicdansız döngü: Dünya bir mezbahaneye dönüşüyor, tımarhane mezbahaneye, dönüşen bir tımarhaneye dönüşen bir ... Kitapta o kadar güzel tespitler vardı ki bir hap, cip türü bir şey ile bunları sürekli zihnimde taşımak isterdim. Latin Amerika yazarları seven okurlar bu coğrafyanın dokusunu insanını tanımak için kesinlikle bu kitabı okumalar... SAĞLICAKLA VE KİTAPLA KALIN.. (Nihat Çelik)

Bu kitapta gazeteciliğin edebiyatın alt kolu olmadığını doğru kullanılırsa en etkili kolu olduğunu görüyoruz, bu kitapta Eduardo Galeano'nun çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış 26 yazısı ile karşı karşıyayız. Peki sessizliğe ses olan Eduardo Galeano ile birlikte neye hayır diyoruz : Paranın ve ölümün övülmesine hayır diyoruz. En çok malı olanın en değerli olduğu, mallara ve insanlara fiyat biçen bir sisteme hayır diyoruz. Silahlara her dakika iki milyon dolar harcayan ve her dakika otuz çocuğu açlıktan ya da iyileştirilebilir hastalıklardan öldüren bir dünyaya hayır diyoruz. Eşyaları korurken insanları yok eden nötron bombası çağımızın mükemmel bir simgesi. Gecenin yıldızlarını askeri hedeflere çeviren katil sistem için insanoğlu bir üretim ve tüketim faktöründen, bir kullanım aracından başka bir şey değil; zaman yanlızca ekonomik kaynak, bütün gezegen suyu son damlasına kadar emilecek bir rant kaynağı. Zenginliği çoğalt mak için yoksulluklar çoğaltılıyor ve diğerlerinin yoksulluğunu çizginin dışında tutmak, bu çok azın zenginliğini gözetmek için silahlar kat kat artıyor, bu arada yalnızlık da kat kat artıyor: Bize ne yiyecek ne de sevecek bir şey veren, çoğunluğu yiyecek açlığına, çok daha fazla kişiyi de kucaklaşma açlığına mahkûm eden bu sisteme hayır diyoruz. (Ömer Faruk Tanrıverdi)

E. Galeano, Latin Amerika toplumunu her yönüyle tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdiği bu kitabı birçok denemelerden oluşuyor. İnanılmaz güçlü etkileyici bir dili var. Kitabı okuduğumda aslında değişen hiçbir şey olmadığını ve Latin Amerika halklarıyla ne kadar özdeşleşmiş gerçeklerimiz olduğunu gördüm. Ben böyle güçlü böyle çeşitli yönleriyle tüm gerçekliği üstüne basa basa anlatan politik , eşsiz bir dil görmedim .. Çok etkilendim.. Yüreğime dokundu.. Evet o aynı zamanda bir gazeteci, Ewet o bir muhalif, isyan Evet öteki, Evet onurlu, vicdanlı, Ne yapıldığını, Ne yapmalı’yı anlatan, Yaşama dokunan gerçekleri gözler önüne seren , halkın içinden çıkmış gür bir ses, sesimiz... Ben de Hayır diyorum.. Kesinlikle tavsiye ediyorum, Okuyun... (AsiRuh)

Biz Hayır Diyoruz PDF indirme linki var mı?

Eduardo Galeano - Biz Hayır Diyoruz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Biz Hayır Diyoruz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Eduardo Galeano Kimdir?

Galeano Montevideo'da, orta sınıf Katolik bir ailede doğmuştur. Çocukluğunda futbol oyuncusu olmak istemiş, gençliğinde birçok farklı işte çalışmıştır. 14 yaşında ilk politik çizgi romanını, Sosyalist Parti'nin haftalık yayın organı El Sol'a satmıştır.

Gazetecilik kariyerine 1960lar'da, Marcha'da editör olarak başlamıştır. 1973'te bir askeri darbe nedeniyle Uruguay'ın iktidarı değişince Galeano hapse atılmış, daha sonra da sürgüne yollanmıştır. Arjantin'e yerleşmiş ve kültürel bir dergi olan, Crisis'i kurmuştur. 1976'da Videla rejimi, askeri bir darbe ile, Arjantin'de iktidara gelince ülkeden İspanya'ya kaçtı. Burada ünlü triyolojisi, Memoria del fuego "Ateş Anıları"nı kaleme aldı.

Yazar genel olarak Latin Amerika'daki örneklerden yola çıkarak dünya sorunlarından bahsetmiştir. Kölecilik, kadın taciri ve mütemadiyen artmakta olan suç oranı irdelediği sorunlar arasındadır. Kitaplarında çoğunlukla gazete haberleri kullanarak örneklendirmeler yapılmaktadır.

1985'in başında Galeano Montevideo'ya döndü ve hâlâ orada yaşamaktadır.

Eduardo Galeano Kitapları - Eserleri

  • Kadınlar
  • Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih
  • Ve Günler Yürümeye Başladı
  • Latin Amerika'nın Kesik Damarları
  • Tepetaklak
  • Kucaklaşmanın Kitabı
  • Hikaye Avcısı
  • Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri
  • Biz Hayır Diyoruz
  • Gölgede ve Güneşte Futbol
  • Yürüyen Kelimeler
  • Zamanın Ağızları
  • Yaratılış - Ateş Anıları 1
  • Helena'nın Rüyaları
  • Yüzler ve Maskeler - Ateş Anıları 2
  • Söz Mezbahası
  • Rüzgarın Yüzyılı - Ateş Anıları 3
  • Papağanın Diriliş Öyküsü

Eduardo Galeano Alıntıları - Sözleri

  • Ben ölüm gelmeden önce her şeyimi vermek, bomboş kalmak istiyorumdum ki, o …… çocuğu geldiğinde götürecek bir şey bulamasın. (Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri)
  • Helena rüyasında bizi görmüş. Bir havaalanındaymışız ve tüm havaalanlarında olduğu gibi bir makineden geçmek için sırada bekliyormuşuz. Makineden yastıkları geçirmemiz gerekiyormuş. Önceki gece kullanılan yastıklar cihzdan geçerken rüyalar okumuyormuş. Makine, kamu düzenini için tehlikeli rüyaları tespit ediyormuş. (Helena'nın Rüyaları)
  • " ...Kuşkusuz, sen hep yabancı olarak kalacaksın. Bu senin temel yazgın olacak gibi görünüyor." (Söz Mezbahası)
  • Rüyalar yola çıkıyor. Tren istasyonunda bir peronda, Helena, ıslanmış bir mendille onlara veda ediyor. (Helena'nın Rüyaları)
  • "Biz demokrasiden yanayız ama demokrasi bizden yana değil." (Biz Hayır Diyoruz)
  • Bu kadın gizli bir ev. (Yürüyen Kelimeler)
  • Ben nefes almakla yetinmek istemiyorum. Ben yaşamak istiyorum. (Hikaye Avcısı)
  • Eğer dünya bana benzemiyorsa, bana layık da değildir (Biz Hayır Diyoruz)
  • Haritada henüz var olmayan bir ülkeye özlem duyuyorum. (Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri)
  • Ah, kadın bedeni! Ne kadar ihtişamlı bir şeysin sen!" Bingenli Hildegard, insanı kirletenin regl kanı değil savaş kanı olduğuna inanıyor ve açık bir biçimde dünyaya kadın ola­rak gelmiş olmanın mutluluğunu yaşamaya davet ediyordu! (Kadınlar)
  • Hepimiz ölümlüyüzdür, ama ilk öpüşmeye ve de ikinci kadehe dek. (Kucaklaşmanın Kitabı)
  • Bugün Van Gogh, ona yemek vermeyecek restoranların duvar­larını, onu akıl hastanesine kapatacak doktorların muayenehanele­rini ve onu hapse tıktıracak avukatların yazıhanelerini süslüyor. (Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih)
  • Hayırseverlik dikeydir, aşağılar. Dayanışma yataydır, yardım eder. (Biz Hayır Diyoruz)
  • Francisco de Quevedo: Tavuklar yumurta yumurtlar, kadınlar boynuz takar. (Ve Günler Yürümeye Başladı)
  • Tanrı, saygınlığını az gözükmesine borçludur. (Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri)
  • Yuttuğum kelimeler şişmanlatsaydı, dünyaya sığmazdım. (Zamanın Ağızları)
  • "İnsan hakları evde başlamalı" (Kucaklaşmanın Kitabı)
  • Büyükanne Raquel öldüğünde kördü. Ancak uzun zaman sonra, Helena’nın rüyasında gözleri görüyormuş. (Helena'nın Rüyaları)
  • Eğer dünya üzerinde 'İyi' yoksa onu icat etmek gerekir. (Kadınlar)
  • Yeryüzünden bakınca akbaba yenilmezdir. (Yüzler ve Maskeler - Ateş Anıları 2)

Yorum Yaz