diorex
life

Boğulanlar Kurtulanlar - Primo Levi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Boğulanlar Kurtulanlar kimin eseri? Boğulanlar Kurtulanlar kitabının yazarı kimdir? Boğulanlar Kurtulanlar konusu ve anafikri nedir? Boğulanlar Kurtulanlar kitabı ne anlatıyor? Boğulanlar Kurtulanlar PDF indirme linki var mı? Boğulanlar Kurtulanlar kitabının yazarı Primo Levi kimdir? İşte Boğulanlar Kurtulanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.05.2022 21:00
Boğulanlar Kurtulanlar - Primo Levi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Primo Levi

Çevirmen: Kemal Atakay

Orijinal Adı: I Sommersi Eı Salvati

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755106489

Sayfa Sayısı: 183

Boğulanlar Kurtulanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Primo Levi", 11 Nisan 1987 günü intihar ettiğinde altmış sekiz yaşındaydı. Bir kentsoylu Yahudi olarak iyi eğitim görmüş ve kimyacı olmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi toplama kamplarına gönderildi. Kendi deyimiyle, talih sonucu, gerçekte ise Alman hükümetinin yok edilmesi gereken tutukluların ortalama ömrünü uzatmaya karar vermesinden sonra hayatta kalabildi. Yahudileri, Çingeneleri ve muhaliflerini toplama kamplarına bir tek amaçla, yok etmek amacıyla toplayan Naziler, kurbanlarına şöyle diyorlardı: "Bu savaş nasıl sona ererse ersin, size karşı savaşı biz kazandık; tanıklık etmek için bir tekiniz bile hayatta kalmayacak, ama biriniz kaçmayı başarsa bile dünya onun anlattıklarına inanmayacak. Belki kuşkular, tartışmalar, tarihçilerin araştırmaları olacak, ama kesin bilgiler bulunmayacak, çünkü sizinle birlikte kanıtları da yok edeceğiz..." İnsan aklı unutuyor, vicdanlar rahatlıyor, beyinler yıkanıyor. "Boğulanlar, Kurtulanlar" unutmaya karşı bir kitap. Hele hortlakların dirildiği, her şeyin tersyüz edildiği günümüzde ve büyük bir toplama kampına dönüşmeye aday olan dünyamızda.

Boğulanlar Kurtulanlar Alıntıları - Sözleri

  • Bir halkın ve bir uygarlığın yok edilmesinin mümkün olduğu ve gerek kendi içinde gerek bir yönetme aracı olarak arzu edilebileceği kanıtlandı...
  • Francesca, Dante'ye " Yoksunlukta / mutlu zamanları hatırlamaktan / daha büyük bir acı," olmadığını söyler...
  • " Yaralanan kişi acısını yenilememek için anıyı yok etmek ister; bir başkasını yaralamış olan ise, anıyı en derinlere iter, anıdan kurtulmak, suçluluk duygusunu hafifletmek için.”
  • ..ah ne yazık ki yalnızız hepimiz, eşlerimizle yaşasak bile, hatta özellikle onlarla yaşarken.
  • 174517 nolu tutuklu .. ..sizin aracılıģınızla Almanlara seslenebilir. . ..onlara yaptıklarını hatırlatabilir ve onlara "Yaşıyorum ve sizi yargılamak için sizi anlamak istiyorum " diyebilirim ..
  • "İçine fırlatıldığımızı hissettiğimiz dünya son derece korkunçtu ancak aynı zamanda da çözülmesi olanaksız bir dünyaydı: Hiçbir modele uymuyordu, düşman çevremizde ve içimizdeydi. "
  • İnsanın hazırlanmadığı bir darbeye karşı kendini savunması güçtür.
  • Serenery, Düsseldorf Hapishanesi'nde ömür boyu hapse mahkum Stangl'a, "Madem hepsini öldürecektiniz... aşağılamaların, zalimce uygulamaların anlamı neydi?" diye soruyor; Stangl da şu karşılığı veriyor: "Fiziksel olarak işlemleri yapması gerekenleri, bunları yapmaya zorunlu kılmaktı. Yaptıkları şeyleri, yapmalarını sağlamaktı." Başka bir deyişle: Katil suçunun yükünü daha az duysun diye, ölmeden önce kurbanın aşağılanması gerekmektedir. Mantıksız olmayan ancak gökyüzüne haykıran bir açıklama: Gereksiz şiddetin tek yararı.
  • "İçine fırlatıldığımızı hissettiğimiz dünya son derece korkunçtu ancak aynı zamanda da çözülmesi olanaksız bir dünyaydı: Hiçbir modele uymuyordu, düşman çevremizde ve içimizdeydi. "
  • “Bir insanın kendi öz nitelikleriyle değil, bir şekilde ait olduğu grup adına yargılanmasını kavrayamıyor, buna katlanamıyorum.”

Boğulanlar Kurtulanlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tarihi Nazı dönemini merakla okuyanlardanım Primo Levi 11 Nisan 1987 ınntıhar ettiğinde 68nyadındaydı.. Bir kent bsoylu yahudi olarak iyi eğitim görmüş ve kimyacı oömustu.. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi kampına gönderildi. Alman hükümetinin yok edilmesi gereken tutukluların ortalama ömrünü uzatmaya karar vermesinden sonra hayatta kallabildi.. Arka kapaktan 1919 doğumlu Primo Levi’nin; ikinci Dünya Savaşı sırasında nazi toplama kamplarında yaşadıklarını anlattı çarpıcı otobiyografik bir kitap. . aslında tam olarak otobiyografik değil de daha ziyade toplama kamplarında yaşananların insanda bıraktığı fiziksel ve ruhsal sıkıntıların irdelendiği bir kitap. . Üstelik kitapta nazi almanlarının yaptığı işkencelerin haricinde toplama kamplarında yaşayan insanların da birbirlerine yaptığı acımasızlıklar da yer alıyor. Adil insanın görevi, hak edilmemiş her ayrıcalığa karşı savaşmaktır." Kitaptan (s:45) #ikincidünyasavası#nazizim#toplamakampı#soykırım#yahudilik#yaşamöyküsü Ozamn Buyurun okuyun (Hande gunkut)

1919 doğumlu Primo Levi’nin; ikinci Dünya Savaşı sırasında nazi toplama kamplarında yaşadıklarını anlattı çarpıcı otobiyografik bir kitap. . aslında tam olarak otobiyografik değil de daha ziyade toplama kamplarında yaşananların insanda bıraktığı fiziksel ve ruhsal sıkıntıların irdelendiği bir kitap. . Üstelik kitapta nazi almanlarının yaptığı işkencelerin haricinde toplama kamplarında yaşayan insanların da birbirlerine yaptığı acımasızlıklar da yer alıyor. . Örneğin Nazilerin günlük verdikleri 800 kalorilik yemeği bile birbirlerinden çalmaya çalıştıklarını okuyunca çok ilginç ve tüyler ürpertici geldi bana. Bu arada belirtmek isterim ki ortalama bir insanın günlük alması gereken kalori 2000 civarıdır. . Ya da gaz odalarına götürdükleri insanların başına yine Yahudilerden birlerini koymuş olmaları ve bu Yahudilerin de iki gün daha fazla yaşayabilmek için bu işleme göz yumdukları kitapta açık ve aleni bir şekilde dile getiriliyor. . Yani neresinden bakarsanız resmen bir sosyal deney yaşanmış ve sonuçta insan ırkının zorluklar karşısında ne kadar aciz olduğunu her iki cepheden bakarak bu kitapta çok güzel bir şekilde bizlere aktarılmış. . İkinci Dünya Savaşı’nda yaşananları merak edenlerden biriyseniz; siz de bu kitabı seveceksinizdir.Ben severek okudum. . Ama belirtmek isterim ki bu bir roman formatında yazılmış kitap değil daha ziyade işin felsefesini aktarmaya çalışan bir kitap. (Esra özdemir)

“Auschwitz’de Ölüm sıradan, bürokratik, günlük bir şeydi. Üzerine yorum yapılmıyor ‘gözyaşlarıyla teselli’ edilmiyordu. Ölüm karşısında, ölüm alışkanlığı karşısında, kültür ile kültürsüzlük arasındaki sınır yok oluyordu.”(s.157) • Hitler ve Nazi İktidarı. Ölümler. Daha doğrusu katliamlar. Kaydı tutulamayacak kadar çok. • Primo Levi, boğulmayıp ‘kurtulanlardan’. Yüzme bildiğinden değil. Öyle istemişti Naziler. Bir kimyagerdi. Uzatmak istediler ömrünü belki de. • 1947’de kitap/bunlar-da-mi-insan--5178’ı yazıyor. Can Yayınları tekrar baskı yaparsa okuyacağız. 1961’de kitap/ateskes--5177’i yazıyor. Yine Can Yayınları tekrar baskı yapacak olursa okuyacağız. Ve ‘intiharından’ kısa bir süre önce yayımladığı eseri elinizde. • Coleridge’nin, “... ve korkunç hikayemi herkes duyana kadar / bu yürek kan ağlamaya devam ediyor.” dizeleriyle başlıyor eser. • Nazi zulmüne dair ‘ilk ağızdan’ tanıklık bu yazılanlar. En etkili veya objektif olanı mıdır bilemiyorum; ama o döneme dair okunması gerekli eserlerden elbette. • Aşağılanma, utanç, şiddet, iletişimsizlik, entelektüeller ya da duyarsızlar. Bir bir değinecek. Buyurun. (Adem Kara)

Boğulanlar Kurtulanlar PDF indirme linki var mı?

Primo Levi - Boğulanlar Kurtulanlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Boğulanlar Kurtulanlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Primo Levi Kimdir?

Primo Levi, 31 Temmuz 1919 yılında laik ve liberal bir ailenin çocuğu olarak Torino'da dünyaya geldi. Torino Üniversitesi'nde kimya eğitimi gördü. 1943'te anti-faşist bir partizan gruba katıldı. Henüz 24 yaşındayken (1944) Kuzey İtalya'da faşist rejime karşı direnişe geçmesi yüzünden arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı ve bir milyondan fazla insanın katledildiği, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük zorunlu çalışma ve imha kampı olarak bilinen Auschwitz toplama kampı'na gönderildi. Hayatının önemli bir kısmını bu kampta zorluklar içerisinde geçirdi. Savaşın ardından, kamp ve kamptan dönüş sırasında tanıştığı insanlar ile birlikte evine dönmek için yola çıktı. Primo Levi, yaşadığı olaylar karşısında bir neden arayışına girdi. Torino'daki evine dönüşü sırasında tanıklık ettiği olayları sık sık anımsayıp insan hayatı üzerine düşünmeye başladı. Eğer tüm bunlar yaşandıysa bir yaratıcı olamaz diyen Levi, Tanrıya karşı olan inancını kaybetti. Toplama kampında yaşadıkları ve insanların olanlar karşısında duyarsız kaldığını görmesi onu yazmayı itti. 1947 yılında ilk kitabı olan Bunlar Da Mı İnsan'ı yazmaya başladı. 1961 yılında yazmaya başladığı La tregua (Ateşkes) adlı kitabı 1997 yılında sinemaya uyarlandı. Kaleme aldığı kitapları nesnellikle yazmaya çalışan Levi, aynı zamanda 1977’ye kadar kimyager olarak çalıştı, 11 Nisan 1987'de altmış sekiz yaşında evinin merdiven boşluğuna kendini bırakarak intihar etti.

Primo Levi Kitapları - Eserleri

  • Bunlar da mı İnsan
  • Boğulanlar Kurtulanlar
  • Şimdi Değilse Ne Zaman?
  • Periyodik Tablo
  • Ateşkes

Primo Levi Alıntıları - Sözleri

  • "Belki de gerçekten böyle işte, belki her birimiz bir Habil'in Kabil'iyiz; yaptıklarımız, söylediklerimiz, söylememiz gerektiği hâlde söylemediklerimizle, bilmeden, onu kendi toprağının orta yerinde öldürüyoruz." (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
  • 13 Aralık 1943’te faşist milis güçleri tarafından tutuklandım. Yirmi dört yaşındaydım o sıralarda, görüşüm kıt, deneyimim yok denecek kadar azdı. Dört yıldan fazladır ırkçılık yasaları tarafından itham edildiğim için, sanki kendi kendimden uzağa düşmüş, saklı kalmış, gölgeleşmiş uygarlık fikirleri, candan gençlik arkadaşlıkları, soluklaşmış kız yüzleriyle dolu, gerçek dünyadan oldukça uzaklaşmış, kendi iç dünyama kapanmak eğilimi içinde kalmıştım. Soyut, ölçülü bir devrimci ruha sahip bir kişiliğim olduğuna inanıyordum. (Bunlar da mı İnsan)
  • BUNLAR DA MI İNSAN Siz ki güven içindesiniz Sıcak evlerinizde, Siz ki akşam eve döndüğünüzde Sıcak yemek ve dost çehreler buluyorsunuz: Düşünün bir, bir insan mıdır Çamurda çalışan Huzur bilmeyen Yarım ekmek için mücadele veren Bir evet ya da bir hayırla ölen kişi. Düşünün bir, bir kadın mıdır, Saçları, adı olmayan Artık anımsama gücü olmayan Gözleri boş ve bağrı soğuk Kışın bir kurbağa gibi. Bunların olduğunu düşünün: Sizlere yöneltiyorum bu sözleri. Onları yüreğinize kazıyın Evinizdeyken, yolda yürürken, Yatarken, kalkarken; Çocuklarınıza yineleyin bu sözleri. Yoksa, eviniz yıkılsın, Hastalık dert olsun başınıza, Çocuklarınız yüz çevirsin sizden. (Bunlar da mı İnsan)
  • "Hurbinek bir hiçti. . Bir ölüm çocuğu. .. Bir Auschwitz çocuğuydu. . Üç yaşlarında görünüyordu, kimsenin onun hakkında bir şey bildiği yoktu.. Ne konuşabiliyor, ne de bir adı vardı : O tuhaf "Hurbinek"adını ona biz takmıştık. (Ateşkes)
  • Etrafımızdaki her şey çözülmeyi bekleyen birer gizemken varlık ve bilgi üzerine dersler dinlemek sinir bozucu ve mide bulandırıcıydı. Dünyadaki bütün filozoflar ya da ordular bir araya gelse bile şu küçük sineği üretebilirler miydi acaba? (Periyodik Tablo)
  • " Yaralanan kişi acısını yenilememek için anıyı yok etmek ister; bir başkasını yaralamış olan ise, anıyı en derinlere iter, anıdan kurtulmak, suçluluk duygusunu hafifletmek için.” (Boğulanlar Kurtulanlar)
  • Tam bir mutluluğu gerçekleştirmenin imkân dışı ol duğunu ergeç herkes öğrenir yaşadığı süre içinde, ne var ki, madalyanın ters tarafını düşünen az insan vardır: tam bir mutsuzluğun da aynı kapıya dayandığını. Her iki ucun gerçekleşmesine karşıkoyan ânlar aynı hamurdandır, bizim insan olmamızla ilgilidir ikisi de. Böylece, bu gerçekleşme işlemine karşıkoyan şey, bizim gelecek için beslediğimiz ve kimine yarın için umut, kimi ne umutsuzluk veren ve hep yetersiz kalan sezgimizdir. Her sevince, ama aynı zamanda da her acıya bir sınır koyan ölüm kesinliğidir bu karşıkoyan şey. (Bunlar da mı İnsan)
  • Rengi solmuş paçavralara dönmüş olsalar da Wehrmacht'in (Alman ordusunun) gururla taşıdığı üniformalar kendini belli ediyordu. (Ateşkes)
  • "Halbuki ben kimseye hiçbir şey, kendi adımı bile söyleyemezdim. Ama onlar gizli olması gereken hikayelerini özellikle bana anlatırlardı. Aslında ben, herkesin her şeyi anlatabildiği insanlardandım." (Periyodik Tablo)
  • Dibe ulaştık artık, derindeyiz. Bundan daha derini olamaz, insan varlığının daha acıklı bir hali olamaz, düşünülemez. (Bunlar da mı İnsan)
  • "... zamanın geriye dönmesi ve her şeyin eskisi gibi olması için bir elimi bile keserdim." (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
  • "Bir zamanlar, günahların bağışlandığı günde, Yahudiler bir keçi alırdı. Din adamı ellerini keçinin kafasına bastırır ve halk tarafından işlenmiş tüm suçları birer birer sayarak hepsini keçinin üstüne yıkardı : Artık suçlu o, yalnızca oydu. Sonra işlemediği suçlarla yüklü keçiyi çöle doğru kovalarlardı. " (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
  • Sanki birisi tahtaya bir şeyler çiziyor, sonra da yarısını siliyor ve eskilerin üzerine yeni çizimler yapıyor gibiydi… Belki bellek bir kova gibiydi, içine alabildiğinden çok meyve koymak istenince, meyveler birbirini eziyordu. (Şimdi Değilse Ne Zaman?)
  • "... asıl olan insanın kendi değerini iyi ölçmesidir." (Periyodik Tablo)
  • Yıllarca birlikte yaşamaniza rağmen kutsal kürklerinin içine nüfuz etmenize izin vermeyen kediler gibiydi. (Periyodik Tablo)
  • "İçine fırlatıldığımızı hissettiğimiz dünya son derece korkunçtu ancak aynı zamanda da çözülmesi olanaksız bir dünyaydı: Hiçbir modele uymuyordu, düşman çevremizde ve içimizdeydi. " (Boğulanlar Kurtulanlar)
  • Çalışmayla uykudan uyanma arasında on dakikalık bir vaktim varsa, ben o vakti başka bir yerde kullanırım; kendi içime kapanırım bir güzel, bilanço yaparım, belki son defa gördüğüm gökyüzüne çeviririm gözlerimi, göğü seyrederim; yaşadığımdan emin olmak ister, şu kısa ânın lüksünü tadarım kendimce. (Bunlar da mı İnsan)
  • İnsanın hazırlanmadığı bir darbeye karşı kendini savunması güçtür. (Boğulanlar Kurtulanlar)
  • “Bir insanın kendi öz nitelikleriyle değil, bir şekilde ait olduğu grup adına yargılanmasını kavrayamıyor, buna katlanamıyorum.” (Boğulanlar Kurtulanlar)
  • "Başkalarının deneyimlerine burada yer yoktur, asıl olan insanın kendi değerini iyi ölçmesidir." (Periyodik Tablo)

Yorum Yaz