diorex
Dedas

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kimin eseri? Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kitabının yazarı kimdir? Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları konusu ve anafikri nedir? Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kitabı ne anlatıyor? Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları PDF indirme linki var mı? Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 06:00
Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hermann Hesse

Derleyen: Yıldız Ecevit

Yayın Evi: Kültür Bakanlığı Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı: 283

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gerçeğin peşindeki araştırmacı, gezgin, pasifist ünlü yazar Hermann Hesse 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Önemli yapıtlarının çoğunu, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği sürgünde yazan Hesse, ölümünden sonra özellikle gençler arasında bir kahraman oldu.

Roman ve öykülerinde kendi yaşam izlerine sık sık rastlanan Hesse’nin asıl otobiyografik tüm yönleriyle ‘Bozkır Kurdu’nun Düş Yolculukları’nda yer almaktadır.

Çocukluğu, ailesi, İsviçre’deki yaşamı, yerleşik bir düzen kurduktan sonra içindeki bozkır kurdu’nun uyanışıyla her şeyi terk edişi, yeniden özgür ve yalnız yollara düşmesi ve ileri yaşlarında dünyaya bakışındaki bilgelik...

Bu kitap, Hermann Hesse okurlarına kendi düşünce ve düşlerine dair sunduğu bir iç bakış, aynı zamanda onun derin ve yoğun romanlarının bir anahtarı niteliğindedir.

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları Alıntıları - Sözleri

  • "'Kendine kimseyi örnek alma' der gibiydi bu ses. 'Özde örnek diye bir şey yoktur, onları sen yaratıyorsun ve kendini aldatıyorsun. Örneklerin arkasından koşmak yapmacık bir davranıştır. Gerçek olan, kendiliğinden gelecekti
  • "Ama her ne kadar doğru ve iyi niyetli olsalar da, emirlerin bendeki etkisi her zaman kötü olmuştur.Uyumlu ve sabun köpüğü gibi kolay yönlendirilebilen bir yaradılışa sahip olmama karşın özellikle gençlik yıllarında, her türlü kurala karşı çıkmış ve her zaman dikbaşlı davranmışımdır. Yalnızca 'yapman gerekiyor' u duymam yeterliydi, içimde herşey tersine döner, dikkafalı biri olurdum. Bu özelliğimin, eğitim yıllarıma ne kadar kötü ve zararlı bir etkisi olduğunu tahmin edebilirsiniz."
  • "Yalnızlık soğuktu, doğru, ama aynı zamanda sakindi, harika sakin ve eşsizdi, tıpkı yıldızların hareket ettiği sakin, soğuk uzay gibi."
  • Yol gerisingeri suçsuzluğa, yaratılmamışlığa, Tanrıya değil, ileriye götürür insanı; kurtluğa ya da çocukluğu değil, boyuna suçtan içerilere, boyuna insanlaşmanın daha derinliklerine taşır.
  • Nereye gittiğimi bilmiyorum, ne bir hedef vardı önümde, ne uğrunda çaba harcayacağım bişey. İğrençti tadı yaşamın, içimde epeydir biriken tiksintinin doruk noktasına ulaştığını duyumsuyordum, yaşam beni içinden kusup atmıştı.
  • "Geçenlerde bahçemdeydim, ateş yakmıştım, ateşi ince dal ve çalılarla besliyordum. O sırada akdiken çalılığının önünden yaşlı bir kadın çıkageldi, seksene merdiven dayamıştı, durdu ve bana baktı: 'Ateş yakmakla iyi etmişsiniz. Bizim yaşımızda, insan artık yavaş yavaş cehennemle dostluk kurmaya başlamalı.' "
  • bu acılar değirmeninde öğütülmekten insanı kurtaracak en aşağılık çare bile yürekten özlenmeye değerdil,büyüklük ve kahramanlık oyununa yer yoktu bu konuda
  • Beden olarak her insan tektir, ruh olarak asla..
  • İnsan..., daha çok bir deneme, bir gecitti, doğayla us arasındaki dar ve tehlikeli köprüdür sadece. Ruhun derinliklerinde yatan misyon insanı usa, Tanrıya doğru iter, ruhubun derinliklerindeki özlem ise onu geriye doğru çeker, doğadan, ana'dan yana yöneltir; böylece insanın yaşamı her iki güç arasında salınıp durur.

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Gerçeğin peşindeki araştırmacı, gezgin, pasifist ünlü yazar Hermann Hesse 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Önemli yapıtlarının çoğunu, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği sürgünde yazan Hesse, ölümünden sonra özellikle gençler arasında bir kahraman oldu. Roman ve öykülerinde kendi yaşam izlerine sık sık rastlanan Hesse’nin asıl otobiyografik tüm yönleriyle ‘Bozkır Kurdu’nun Düş Yolculukları’nda yer almaktadır. Çocukluğu, ailesi, İsviçre’deki yaşamı, yerleşik bir düzen kurduktan sonra içindeki bozkır kurdu’nun uyanışıyla her şeyi terk edişi, yeniden özgür ve yalnız yollara düşmesi ve ileri yaşlarında dünyaya bakışındaki bilgelik... Bu kitap, Hermann Hesse okurlarına kendi düşünce ve düşlerine dair sunduğu bir iç bakış, aynı zamanda onun derin ve yoğun romanlarının bir anahtarı niteliğindedir. (Mahmut Keçeci)

Hermann Hesse Bozkır Kurdunun Düş Yolculukları'nda 'geleneksiz bir maneviyatın tatmin edici olamayacağını' söyler. Ben bunu kendi fehmime şöyle yaklaştırıyorum: Herşey maneviyatının üzerinde duruyor. Onu sırf bir marifete indirgediğinizde bile 'şey'lerin ilmî tarafını tezahürlerinden evvel (daha doğrusu aşkın) bir şekilde kabul etmeniz gerekiyor. Plansız bir mimari mümkün değil. https://belkidebirharfimben.blogspot.com/2020/06/ateistler-de-bir-gelenek-aryor.html?m=1 (Hamza)

Hesse'nin mektuplarından ve deneme yazılarından derlenmiş olan kitabı çok beğendim. Özellikle "Genç Bir Alman'a Mektup" bölümünü olduğu gibi alıntılamak isterdim. Kitabı herkese öneriyorum. (Uzel)

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları PDF indirme linki var mı?

Hermann Hesse - Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?

1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.

Hermann Hesse Kitapları - Eserleri

  • Siddhartha
  • Bozkırkurdu
  • Masallar
  • Gençlik Güzel Şey
  • Peter Camenzind
  • Demian
  • Doğu Yolculuğu
  • Kaplıcada Bir Konuk
  • Çarklar Arasında
  • Öldürmeyeceksin
  • Boncuk Oyunu
  • Gertrud
  • Klingsor'un Son Yazı
  • Knulp
  • Rosshalde
  • Narziss ve Goldmund
  • Şeftali Ağacı
  • Sevgi Üzerine
  • Hermann Hesse'den Mektuplar
  • Hermann Lauscher
  • Küçük Dünyalar
  • Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
  • Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
  • Klein ve Wagner
  • Mektuplar
  • Entelektüelin Kütüphanesi
  • Seçilmiş Şiirler
  • Görkemli Dünya
  • İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
  • Ağaçlar
  • Sevebilen Mutludur
  • Wege nach innen: 25 Gedichte
  • Gece Yarısından Sonra Bir Saat
  • If the War Goes On

Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri

  • "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
  • ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
  • "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
  • Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
  • Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
  • Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
  • "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
  • Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
  • "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
  • Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
  • Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
  • “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
  • İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
  • Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
  • Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)

Yorum Yaz