Bu Düzen Değişmelidir - Bülent Ecevit Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bu Düzen Değişmelidir kimin eseri? Bu Düzen Değişmelidir kitabının yazarı kimdir? Bu Düzen Değişmelidir konusu ve anafikri nedir? Bu Düzen Değişmelidir kitabı ne anlatıyor? Bu Düzen Değişmelidir PDF indirme linki var mı? Bu Düzen Değişmelidir kitabının yazarı Bülent Ecevit kimdir? İşte Bu Düzen Değişmelidir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Bülent Ecevit
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 2789785871187
Sayfa Sayısı: 280
Bu Düzen Değişmelidir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
'Türkiye'de düzen niçin ve nasıl değişmelidir?..
Bu soruyu cevaplandırabilmek için önce Türkiye'de bugün nasıl bir düzen bulunduğu; Türkiye'de bulunan düzenle Anayasa'nın öngördüğü düzen arasında ne gibi ayrılıklar olduğu saptanmalıdır. Kitap bir yandan bunu saptamakta, bir yandan da düzenin niçin ve nasıl değişmesi gerektiğini ayrıntılarıyla göstermektedir.
…
Ortada bir bozuk düzen vardır. Toplumumuzda ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerden gördüğümüz bütün aksaklıklar, temeldeki bu düzen bozukluğunun belirtileridir. Bu düzen bozukluğu, gelişme sürecinde bulunan, geri kalmışlıktan kurtulabilmek ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmek için gelişmesini hızlandırmak zorunda olan Türk toplumunu birtakım dar boğazlara veya çıkmazlara sokmaktadır.
Düzen bozukluğunun köklerine inmeksizin yapılacak yüzeysel düzeltmelerle veya yönetsel tedbirlerle, o dar boğazları açmak, o çıkmazları aşmak mümkün olmayacaktır.'
Bülent Ecevit, 1968 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkedeki sosyo-ekonomik koşulları ayrıntılı biçimde eleştirmiştir. Daha sonra bu konuşmasını esas alarak Bu Düzen Değişmelidir adlı kitabı kaleme almıştır. Kitap, bütçe eleştirisini çok aşan bir etki yaratarak ardı ardına baskı yapmış, adı ise 1970'li yıllar boyunca Ecevit'in siyaset sahnesindeki en ayırt edici sloganlarından biri haline gelmiştir.
Bu Düzen Değişmelidir Alıntıları - Sözleri
- İnsana gereken değeri vermek gerekir.
- Böyle bir sömürü düzenini göre göre, bile bile, "Bu düzen değişmesin!" demek, "Türk halkı, Türk köylüsü sömürülmeye, Türk devleti soyulmaya devam etsin" demektir.
- Köylü devlete borçlandığında faiz öder. Fakat devlet köylüye borçlandığında faiz ödememektedir.
- Ekonomik sorunlar öğütlerle çözülemez.
- Çünkü bu düzende, bir insan, parasını, memlekete ne kadar yararsız şekilde işletirse o kadar çok kazanacaktır.
- İnsanların uyanışından, bilinçlenişinden sanki içgüdüsel bir korku duyanlar, Türk çocuklarına, Türk gençlerine bir şeyler öğreten, gerçekleri anlatan her öğretmene düşman gibi bakmaktadırlar.
- Kabahat düzenindir.
- Türkiye kadar sosyal adaletsizlik ve dengesizlikler içinde bulunan bir ülkede, bir iktidarın, "sosyal adalet getiriyorum" diye, tasarruf bonosuyla ve en az geçim indirimiyle ilgili iki küçük tedbiri göstermesi, halkımız bakımından çok acıklı, iktidar bakımından da pek gülünç bir davranıştır
- Liseyi Robert Kolej'de, edebiyat kolunda okuyan Ecevit, 1944'te bu okulu bitirdi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne bir süre devam etti. Hint ve Doğu felsefesiyle ilgileniyordu.
- Hem kendilerinden önce yapılmış her şeyi reddedenler, Atatürk devrini bile kötüleyenler, hem de "düzen değişmelidir" sözüne karşı, "Atatürk'ün eseri olan düzen mi değişecek?" diye, Atatürk adına sığınanlar...
Bu Düzen Değişmelidir İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bülent Ecevit'in meclis ve mitinglerde, toplantılarda yaptığı konuşmalarından derlenmiş bir kitap, okumaya değer. Biraz sıkıcı gelebilir. (Mehmet İşci)
Bu Düzen Değişmelidir PDF indirme linki var mı?
Bülent Ecevit - Bu Düzen Değişmelidir kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bu Düzen Değişmelidir PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Bülent Ecevit Kimdir?
Mustafa Bülent Ecevit (d. 28 Mayıs 1925; İstanbul – ö. 5 Kasım 2006; Ankara), Türk gazeteci, şair, yazar, siyasetçi ve Türkiye eski başbakanı.
1974 ile 2002 yılları arasında beş kez Türkiye başbakanlığı yapan Bülent Ecevit, düşünceleri ve uygulamalarıyla, 20. yüzyıl Türk siyasal yaşamının en önemli isimlerden biri olmuştur.
1972 ile 1980 arasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığında, 1987 ile 2004 arasında da Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığında bulunmuştur. 1961 ile 1965 arasında VIII., IX. ve X. İsmet İnönü hükümetlerinde Çalışma Bakanı olarak yer almıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 11. ve 12. Dönem Ankara, 13., 14., 15., 16. ve 19. Dönem Zonguldak, 20. ve 21. Dönem İstanbul milletvekili olarak görev yapmış olan Ecevit, 1961'de Kurucu Meclis Cumhuriyet Halk Partisi Temsilciliği (6 Ocak 1961-25 Ekim 1961) yapmıştır.[1]
2000 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üniversite mezunu olmaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'na aday olamamış, koalisyon partilerinin bu hükmü değiştirme teklifini ve kendisine cumhurbaşkanlığı teklifi getirmesini ise teşekkür ederek reddetmiştir.
Bülent Ecevit Kitapları - Eserleri
- Bir Şeyler Olacak Yarın
- Ortanın Solu
- Atatürk ve Devrimcilik
- Bu Düzen Değişmelidir
- Demokratik Sol
- Şiirler
- Sömürü Düzeninde Yeni Aşama
- Mithat Paşa ve Türk Ekonomisinin Tarihsel Süreci
- Elele Büyüttük Sevgiyi
- Türkiye 1965-75
- Umut Yılı 1977
- Dış Politika ve Kıbrıs Dosyası
- Savunmam
- Ecevit'in Açıklamaları 1976
- Kardelen ve Doğa Sevdası Yazılar
Bülent Ecevit Alıntıları - Sözleri
- Türkiye kadar sosyal adaletsizlik ve dengesizlikler içinde bulunan bir ülkede, bir iktidarın, "sosyal adalet getiriyorum" diye, tasarruf bonosuyla ve en az geçim indirimiyle ilgili iki küçük tedbiri göstermesi, halkımız bakımından çok acıklı, iktidar bakımından da pek gülünç bir davranıştır (Bu Düzen Değişmelidir)
- 10 Kasım 1938'ten sonra yaşasaydı, elbette başlattığı devrimleri başka devrimlerle bütünleyip sürdürerek daha ileri götürmek isteyecekti. (Atatürk ve Devrimcilik)
- —“Kalkınma köylüden başlayacak” derken, bir köy romantizmine kaptırmıyoruz kendimizi. Dikkat edilirse, “köyden” demiyoruz, “köylüden” diyoruz. Adalet Partisi, bizim bu sloganımızı taklit ederken, bilerek ya da bilmeden bir kelime değişikliği yaptı: Bizim, “Kalkınma köylüden başlayacak” sözümüzü, “Kalkınma köyden başlayacak” diye değiştirdi. Bizce önemli bir ayrılık vardır ikisi arasında… Köylü yoksul bırakılarak da bir köy kalkındırılabilir. Örneğin, toprak adaletsizliği bulunan bir köye yeterli sulama, tohumluk ve gübre sağlanınca, toplam gelir artışı bakımından köy kalkınmış sayılır, fakat toprak ağasıyla topraksız köylü arasındaki gelir farkı büsbütün açılır. Ağa güçlendirilmiş, topraksız köylü daha güçsüz kılınmış olur. Sosyal içerikten yoksun bir “yeşil plan” veya “yeşil devrim” bu sonucu doğurur. “Kalkınma köylüden başlayacak” derken, bizim hareket noktamız, fizik yerleşim birimi olarak köy değildir, insan olarak köylüdür. Bu yaklaşım, fizik yerleşim birimi olarak köyün yapısını da değiştirmeyi öngörür. Nitekim biz, halk sektörü kavramımızla bütünleşen bir köykent kavramı öneriyoruz. Bunun bir anlamı, köylüyü büyük ölçüde şehirlileştirmek ve köylü-işçi bütünleşmesini gerçekleştirmektir. Nüfusunun büyük bölümü köylü olan bir ülkede, köylüyü ihmal eden bir solcu rejim, özgürlükçü demokrasiyi de benimseyemez. Çünkü özgürlükçü demokraside köylü bu ihmalin bedelini seçimlerde ödettirir. (Demokratik Sol)
- Çağımızdaki milliyetçilik akımlarının belki de insancası Cumhuriyet Türkiyesi’nin mayası olan ve CHP’nin simgesi olan Atatürk milliyetçiliğidir.Atatürk milliyetçiliğinde ırk ayrımının da, din ve mezhep ayrımının da yeri yoktur. Zaten bu ayrımları yapmak ve gözetmek, Türk ulusunun, Türk toplumunun tarihsel geleneklerine de aykırıdır. Sayısız etnik grupların yüzyıllar boyunca kaynaştığı ve bütünleştiği bir ülkede yaşıyor olmanın gerçeğinden kaynaklanan bir milliyetçiliktir Atatürk milliyetçiliği ve CHP de bu milliyetçiliğin bayrağını inançla taşımaktadır. Atatürk milliyetçiliği bencil bir milliyetçilik değil, tüm insanlığın esenliğini gözeten bir milliyetçiliktir, yurtta da dünyada da barış isteyen bir milliyetçiliktir. (Demokratik Sol)
- Değerli arkadaşlarım, dış politika, uluslararası ilişkiler, bazen, böyle küçük meseleler yüzünden de değil, bir çeviri yanlışlığı yüzünden, bir virgülün yanlış yere konmuş olması yüzünden bile altüst olabilir. (Türkiye 1965-75)
- Atatürk'ün kurduğu devlette ve Atatürk'ün çizdiği yönde yeni devrimci atılımlar yaparken, Atatürk'ü ve Atatürk devrimciliğini, yalnız Atatürk'ün kendi yaşamış olduğu dönemin koşullarına göre değil, yaşadığımız dönemin koşullarına ve sorunlarına göre de değerlendirmek zorundayız. (Atatürk ve Devrimcilik)
- Ekonomik sorunlar öğütlerle çözülemez. (Bu Düzen Değişmelidir)
- umutsuz gelip bu dünyaya mutsuz gidenler (Bir Şeyler Olacak Yarın)
- Türkiye’ye yabancı sermayenin gelmesini kuşkusuz özendirmek gerekir. Ama bir özendirmeyi, kendi gücümüzün, sermayemizin, teknolojimizin yetmediği alanlarda, dışsatımımızı arttıracak, Türkiye’ye yeni dış pazar olanakları sağlayacak yönde ve kendi girişimcilerimizi engellemeyecek, ekonomik bağımsızlığımızı zedelemeyecek biçimde ve ölçüde yapmak gerekir. (Sömürü Düzeninde Yeni Aşama)
- Kadın hakları alanında yapılan devrim de bir üstyapı devrimi sayılır. Fakat ilkin bu devrim yapılmadan, altyapı devrimciliğine geçmek çok güçtü. Çünkü, kadınlar özgürleşmeden, Türkiye'de gerçek bir özgürlük ortamı gelişemezdi ve Türk halkının tüm gücü harekete geçirilemezdi. (Atatürk ve Devrimcilik)
- Lâiklik, devrimler veya özgürlükler tehlikeye düşünce, özerk üniversiteler, ânında, topluca seslerini yükseltebilmektedir. (Ortanın Solu)
- Türkiye’de bazı aydınlar, -kendileri yönetime hakim olmak şartıyla- diktatörlük isteyebilirler. Ülkenin yararını bunda görebilirler. Ama halk bunu istemez. İstememekte de kendi tecrübeleri açısından haklıdır. (Ortanın Solu)
- Devletle halkın arası açıldıkça açıldı. Devlet halka yukarıdan bakar oldu. Halk, devletten soğudu, devlete küstü. (Ortanın Solu)
- Karşında polisiye roman okumak vardı Sorgusuz bakışmak Yoruldukça gözlerimiz Sevinçsiz gülmek, üzüntüsüz ağlamak (Şiirler)
- JEOLOG avucumda bir buhurdan bu dünya çağlar tüter insansız sarar beni benden uzağa yokolmuş dağlar yankılar beni yapayalnız toprağın basamaklarından iner derin dağlara yükselirim eski ırmak izlerinde akar yiterim kumlarla görmez olur beni gözlerim (Şiirler)
- “O bir şey olsun istedi mi, ‘Ol’ der ve olur” (Yasin Suresi) (Bir Şeyler Olacak Yarın)
- Kabahat düzenindir. (Bu Düzen Değişmelidir)
- On yıldan beri ambargo tehditlerini dinleriz. Sağa bakarız kabahat etmiş oluruz, ambargo tehdidi gelir; sola bakarız ambargo tehdidi gelir. Jeopolitik açıdan Türkiye kadar kritik bir bölgede, bir yerde bulunan bir ülke, kendi ulusal güvenliğini, bir başka devletin iç politikasındaki dalgalanmaların seyrine, tesadüflerine bırakamaz. (Türkiye 1965-75)
- Ne var ki düşünce kuşlar gibi özgürdür. (Bir Şeyler Olacak Yarın)
- "Elektriğe, kömüre, gaza, mazota, fuel-oil'e yüzde yüz zam. Demir-çelik ürünlerine yüzde yüz zam. Çimentoya bir büyük zam, hemen ardından bir zam daha. Kağıda yüzde 400, tuza yüzde 500 gübreye yüzde 500'le yüzde 750 arası zam. Ekmeğe, süte, ete zam, sigaraya, beze, şekere zam, ptt'ye, demiryoluna, uçağa, otobüse ve daha nicelerine zam. Birinin acısına alışılmadan yenileri ve daha büyükleri ardı ardına gelen zam haberlerini günlerdir her akşam radyoda televizyonda dinleyen, her sabah gazetelerde okuyan yurttaşlarımız, soruyor olmalılar: "Ne zaman arkası kesilecek bu zamların?" diye... Acı gerçek o ki arkası kesilmeyecek. Bunlar daha başlangıç..." (Sömürü Düzeninde Yeni Aşama)