diorex
Dedas

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç - Erdal Demirkıran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kimin eseri? Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kitabının yazarı kimdir? Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç konusu ve anafikri nedir? Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kitabı ne anlatıyor? Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kitabının yazarı Erdal Demirkıran kimdir? İşte Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.02.2022 02:00
Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç - Erdal Demirkıran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Erdal Demirkıran

Yayın Evi: Kashna Kitap Ağacı

İSBN: 9789756197578

Sayfa Sayısı: 359

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Felek bir gün asalete can verdi, adına da ‘kadın’ dedi...

“Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç” isimli eseriyle Demirkıran bu sefer de kadınları ve kadına dair aklınıza gelebilecek neredeyse her şeyi; doğumundan genç kızlığına, evliliğinden anneliğine ve hatta hayatının sonuna kadar bütün evreleriyle mercek altına alıyor.

Bu kitabıyla Dünyanın En Akıllı İnsanı, kadınların eksik yönlerini eleştirmekten daha çok bu zaaflarına çözümler üreterek onları olmaları gereken gerçek konumuna taşımayı hedefliyor.

Bildiğiniz sıra dışı üslubuyla Erdal Demirkıran, bu kitabında oluşturduğu ‘Hariç Kadın’ figürünü örnek göstererek kadınları sıradan olanlardan ayırıp onları zirve seviyelere çıkmaya adeta mecbur bırakıyor.

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç Alıntıları - Sözleri

  • Amerikalı atlet 'Alysia Montano' da bir kadın ve doktorlarının 'Hiçbir sıkıntı yok!' oluruyla 8,5 aylık hamileyken Amerika olimpiyat seçmelerine katıldı. Başarılı koşucu amacını soranlara ise, - Kadınlara, bahanelerin arkasına saklanmamaları gerektiğini hatta hamile olduklarında bile kariyerlerine devam edebileceklerini göstermek istedim. diye cevap verdi.
  • Mutluluk kapılarımızdan biri kapandığında derhal bir diğeri açılır. Ancak biz kapanan kapıya o kadar ÇOK bakarız ki açılan kapıyı göremeyiz. ~Helen Keller~
  • Kadın, tarihin altın sayfalarında olmalı artık tozlu raflarında değil zira kadına ALTIN yakışır, TOZ değil.
  • Ek tohumu, ver suyunu; çıkmıyorsa bu onun sorunu.
  • Yaşlandığında aklın başına gelmesin! Hele ara sıra "son hali" diye arattır internette bakalım ne olmuş, ölümsüz sanılan o kusursuz bedenlere, fizik ötesi güzelliklere?..
  • Kızlar kimseyle pişti olmak istemezler ya hani giyim kuşam konusunda. Peki buna rağmen "Moda" denilen şey nasıl oluşuyor, işte bunu anlamak da mümkün değil?!
  • Her şeyden önce kendini Sev ki gerçek huzuru bulasın zira sen, herkes gittikten sonra bile geriye kalansın.
  • Kadın, eşsiz olmak istiyordu ama ısrarla ruh ikizini arıyordu.
  • Ağlayarak intikam alınmaz!!
  • Kadın, eşsiz olmak istiyordu ama ısrarla ruh ikizini arıyordu.
  • Bazen akışına bırak hatta her zaman akışına bırak! Ek tohumu, ver suyunu ; çıkmıyorsa bu onun sorunu ..
  • "Demem o ki dostlarını yoran insanlar gerçekten sevilmez."

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Okuyun kızlarım, kesinlikle okuyun. Kendi kimliğinizi bulmanıza yüzyıllardır kadınların neden geri planda kalmışlığına ve buna nasıl son vereceğin yolunda rehberlik edecek bir kitap. Okurken kendinin hariç kadın olduğunu bilerek oku :) (Rabianur Tuna)

Kadınları Çözümlemenin Dayanılmaz Mutluluğu: Erdal Demirkıran yazdığı kitaplara ilginç, dikkat çekici başlıklar koyan bir kitlesel dönüşüm yazarı. Kitlesel dönüşüm, çünkü kişisel dönüşüm olsaydı sadece birer birer kişileri değiştirmeyi çalışırdı. Oysaki Demirkıran kitleyi, yani halkı değiştirmeye gayret ediyor. Halkın ezberleri, tutarsız davranışları, doğru bildiği yanlışları, tabuları Demirkıran’ın çekim merkezine giriyor. Demirkıran daha iyiye, daha doğruya, daha güzele ulaşması için çabaladığı Türk toplumunun yanılgılarından, hatalarından, eksik ve yanlış düşüncelerinden bahsetmekten çekinmiyor. Bu açıdan sözünü budaktan sakınmayan bir yazar olarak “Acaba el âlem ne der” diye düşünmeden kaleme alıyor aklındakileri. Yalnız üslubu birazcık sert. Birilerinin davranışı aptalcaysa onlara “aptal” gözüyle bakıyor. Örneğin sekiz saat uyuyanlar onun için aptaldır. (Bu yazının yazarı da ortalama sekiz saat uyuduğu için “aptal” oluyor onun gözünde.) Ama o, kaleminin sivri ucuyla bize dokundursa da boş şeyler yazan bir yazar olarak tanımlanamaz asla. Dönüştürürken biraz da sert yaklaşmalı, narin parmaklarını değil, yumruğunu göstermeli, öyle değil mi? Eğer bu bir dönüşümse, bir devrimse parmaklarla devrim olmaz çünkü. Bazı insanların kendine gelmesi için sarsılması gerekir. İşte Demirkıran yazdığı kitaplarla, verdiği konferanslarla sarsıyor toplumu elinden geldiğince. Ancak biz atalarımızdan öğrendik ki anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Çoğu kişi ne söylenirse söylensin bildiği gibi yaşıyor bu hayatta, çok azı değiştiriyor kendini, dönüşüme uğruyor, evrim geçiriyor. Haklı olana “haklısın” demeyen, başkalarının haklı olmasını kendisine yediremeyen, madalyonun diğer yüzünü görmemek için deve kuşu gibi başını kuma gömen, burnundan kıl aldırmayan, egosunu aşamamış bir toplumdan başka ne beklenebilir ki? Bu yazıda Demirkıran’ın Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç kitabına değineceğim. Kitap ilk kez 2004’te basılmış, ama yeni okudum. Kitapta hakkında fikir yürütülecek onlarca mesele ve konu var. Bunların hepsini bu yazıda toplamak imkânsız olduğu için dikkatimi en çok çeken fikirler, düşünceler üzerinde duracağım. Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç bir kitap ismi olarak oldukça çekici ve etkileyici. Sadece “Bütün Kadınlar Aptal” olsaydı cinsiyet ayrımcılığı yaptığı ve bütün kadınları aynı çuvala soktuğu için oldukça tepki çekerdi. Öyle ki “Bütün Erkekler Aptal” isminde bir kitap çıksa hangi erkeğin hoşuna gider ki? Öyle bir başlıkla yayımlanan kitap da sığdır zaten. Her insan farklıdır çünkü. Ama iki cinsi birbirinden ayıran bazı davranışlar mutlaka var. Bu yüzden erkekler şöyledir, kadınlar böyledir gibi yargılara varıyor insanlar. Tamamen yanlış değil, ama tamamen doğru da değil. Bunları kişinin acı çektiren kişiye öfke duyması sonucunda ulaşılan, genelgeçerliliği olmayan, yapısı bozuk, anlık öfkeden dolayı dışavurulan, saman alevi gibi parlayıp sönen ifadeler olarak değerlendiriyorum. Demirkıran tabii ki böyle bir yola başvurmamış. Vasat kadınlarla “hariç kadın”ları mukayese ve tahlil ederek aslında olması gereken, erkeklerin de alkışlayacağı kadın davranışlarını tespit etmiş. Yani kadını ikiye ayırmış. Sevmediği, beğenmediği, hiç hoşlanmadığı kadın tipini yerdikçe yermiş; kendi kafasına uygun kadın modelini tarihteki kadın kahramanları örnek vererek övdükçe övmüş. Gelgelelim kimi zaman genelleştirme yanılgısına da düşmekten de kurtulamamış. Her şeye rağmen okurların kıssadan hisseyi, ana fikri kaptığı kanaatindeyim. Demirkıran mantığına uygun gelenleri yazmış. Genel olarak kitapta “saçma” olarak yorumlanabilecek bir düşünceye rastlamadım. Ancak erkeklerin katıldığı bazı fikirlere kadınların da katılmasını imkânsız görünüyor. Mesela kıskanç kadın tipini eleştiriyor. Ancak “seven kişi kıskanır” denerek kıskançlığın tabulaştırıldığı bir toplumda kıskançlığın kötü bir şey olduğunu anlayabilecek çok az kişi vardır. (Kıskanç erkekler de var tabii ki. Ancak bu kitap kadınlara yönelik olduğu için erkek tiplerine ve davranışlarına değinilmemiş.) Her şey makul seviyede tutulmalı. Dengede olmak iyidir. Aşırı uçlarda dolanmak bünyeye zarar verir. Demirkıran da makul bir seviye tutturmuş kitabında. Yalnız kesinlikle reddettiği, benimsemediği, cehennemin dibine gönderdiği meseleler de var. Örneğin falcılık, büyücülük, kurşun döktürme, rüya tabirlerine göre yaşama, ölülerden medet umma vb. batıl inançlara şiddetle karşı çıkıyor. Gerçi fala inanan erkekler var da kadınların inandığı bütün batıl inançlara inanan erkek var mıdır yeryüzünde, hiç sanmıyorum. Söz gelişi arzusu tez vakitte gerçekleşsin diye türbeye gidip falanca rahmetliden sanki elinde Alaattin’in sihirli lambası varmış gibi dilek dileyen bir erkeğe rastlamadım ben henüz. Yazarın değindiği bir konu var ki çok önemli olduğu için es geçmemeliyim. Kafe veya bar gibi insanların çok olduğu bir ortamda kadının sevgilisini kışkırtmasından bahsediyor bir bölümde. Böyle bir ortamdayken kadının hoşlandığı için gözlerini üzerinden ayırmayan bir erkeği sevgilisine ispiyonlaması hiç de güzel sonuçlar doğurmayabiliyor. Durduk yere kavga çıkıyor, öfkeden gözü dönmüş adam sevgilisine bakan kişiyi öldürmeye bile yeltenebiliyor. Böyle bir durumda kadının eline ne geçiyor? İnsanların başını ağrıtmaktan başka bir şey geçiyor mu? Boşu boşuna ortamı alevlendiriyor. Sussa ve boş verse kötü mü olur? En kötü senaryo ise sevgilisinin eline kana bulayıp mahpushaneye düşmesine sebep olması. Aptal ve bencil bir kadın bundan mutlaka zevk alır. Gelgelelim böyle tatsız bir sonuca rağmen her zaman olduğu gibi kendini haklı çıkarmak için bir bahanesi vardır. Söz gelimi sırf kendi yüzünden sandalyelerin uçuştuğu, masaların kırıldığı bir durumda “Ben ona git kavga çıkar mı dedim?” diyerek savunma mekanizmasını çalıştırabilir. Çünkü bir kadın -en aptalı dahi olsa- asla kendisinin hatalı davrandığını kabule yanaşmaz. Ben bu yaşıma kadar böyle bir kadın görmedim. Allah böyle bir kadın çıkarmadı karşıma henüz. Kitabı baştan sona okuyunca mantığını devre dışı bırakmayan, düzgün, dürüst ve adam gibi seven erkeklerin biraz karamsarlığa kapılıp ulaştığı sonuç aslında şu durağa varıyor bana kalırsa: Kadınları kendi hâline bırakmalı, dengesiz ve bencil bir kadına asla boyun eğmemeli, onların karşısında asla saf olmamalı ve kadınların aslında tehlikeli varlıklar olduğu asla göz ardı edilmemeli. Buraya kadar sabredip okuyanlara teşekkür ederim. Hepinize güzel, mutlu, umutlu ve bol kitaplı günler dilerim efendim. (Aziz Özkan)

Her türlü aptalın önde gideni yapıyor yazar kadınları. Kitabı okurken ilk başlarda yerinde tespitleri işle baya ilgimi çekmişti kitap. Ancak ilerledikçe yazar adeta gömüş tüm kadınları. Nasıl da sınırları zorlayarak inceden inceden bazen de aleni kadın okurlarına tabiri caizse resmen gerizekalı, işe yaramaz muamelesi yaptı yani. Tüm erkekler ne yapsa yeridir mesajı verirken kadın daime alttan almayı bilmeli , varlık amacına uygun davranmalı falan filan.. Tamam yazara bir çok konuda katılmakla ve okudukça valla doğru söylüyor dedim tabi ki. Ama hakaretler gerçekten fazla kaçtı bence. Bu kadarı gurur kırıcı yani.. Kadınlara egoist diyor ya sevgili yazarımız asıl egoistin önde gideni kendisi... (bir ailem bir de kitaplarım)

Kitabın Yazarı Erdal Demirkıran Kimdir?

Erdal Demirkıran, Türk yazar. 1995'te Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Üniversite yıllarında içe kapanık biri olan Demirkıran, bunu aşmak için Kashna felsefesini ortaya koyarak ayrıca programcılık yapıp, yazılar yazdı. Noter'den Dünyanın En Akıllı İnsanı olduğuna dair yazıyı onaylattı. 1995-1997 yılları arasında Radyo Mega'da program ve sahnede stand-up yaptı.

Askerlikten sonra bir cam fabrikasında Ticaret Müdürü olarak görev yaptı. Ancak sonra istifa ederek seminerler vermeye başladı.

Seminerlerinde Kashna adını verdiği özgüveni ön planda tutan felsefi davranış şeklini anlatır.

​Kendisini şöyle ifade eder:

Bugün

Erdal Demirkıran, hayatı ve kendini alabildiğine seviyor. “Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım” ,“Adam Dediğin Benim Gibi Olur” , "İflas Etmenin Yolları", "Dünyanın En Akıllı İnsanı'ndan Masallar" , "Sadece Aptallar 8 Saat Uyur" ve "Yerim Seni ÖSS" adında altı kitabı bulunan Demirkıran, birinci kitabını yurtdışı pazarına çıkarmak için yurtdışında faaliyet gösteren çılgın bir yayınevi arıyor.

Dünyanın En Akıllı İnsanı, kolej, dershane, şirket, belediye, siyasi partiler gibi kurum ve kuruluşlarda “dahi” yetiştiriyor. İstanbul Yeşilköy’de bulunan Kashna Dahi Fabrikası’nda, Kashna Öğretileri’ni insanlarla paylaşırken dünyayı değiştirmeye çalışıyor.

2006

Türkiye’deki faaliyetleri devam eden Erdal Demirkıran, dünyaya açılmaya hazırlanıyor. Bu arada altıncı kitabını da yayınlayan Demirkıran, kendi kitapları dışında başkalarının yazdığı ama Kashna çizgisine uyan kitaplar da yayınlıyor.

2008

Eğitim sektöründe tüm dünyanın bir dünya devi olarak kabul ettiği Kashna Dahi Fabrikası, eğitim çalışmalarını dünyanın her yerinde sürdürmeye devam ediyor. Erdal Demirkıran’ın senaryosunu yazdığı sinema filmi 35 ülkede gösterime girdi. Kashna Kitap Ağacı, 12 tanesi Erdal Demirkıran’a ait olmak üzere 150 özgün meyve verdi.

2010

Dünya Liderleri Erdal Demirkıran’dan eğitim almaya başladı.

2015

Kitapları 25 dile çevrilen ve dünyanın en fazla satan yazarı olarak tarihe geçen Erdal Demirkıran yazmaya doymuyor.

2018

Dünyanın her yerinde enstitüler kuran Erdal Demirkıran, kitapları, filmleri, seminerleriyle yüz milyonlarca insana ulaştı.

2020

Dünyaca ünlü starlar, konserlerinden önce Kashna Öğretisi’nden mesajlar veriyorlar.

2022

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Erdal Demirkıran’la yaptığı üçüncü görüşmesinden sonra bir demeç vererek, “Benim dönemimde, hangi gerekçeyle olursa olsun savaşa onay verilmeyecektir!” dedi.

2026

Kashna o kadar etkili bir öğreti oldu ki, dünyada silah üretimi yapılmıyor artık, hatta üretilmiş olan silahlar da ortak bir deklarasyonla toplatılıp imha ediliyor. Her yıl silaha ayrılan bütçe aç ülkelere dağıtılıyor, aç ülke kavramı tarihe karışıyor...

2029

Suç oranı minimize edildiği gibi, suç işleme akıl hastalığı statüsünde değerlendiriliyor. İnsanlar artık sinirlenmiyor. Özgüven artık özel bir vasıf değil. Cinayet, intihar ya da benzeri kavramlar iflas etti.

15 Mart 2030

İstanbul’da, “Barış Vadisi”nde saat 10:00 itibariyle Dünya Barış Zirvesi başladı. Ülkemiz adına Cumhurbaşkanımız açılış konuşmasını yaptıktan sonra, kürsüye gelen Erdal Demirkıran, sözlerine “Başardık Çocuklar*” diye başladı. 26 dakika süren konuşmasından sonra tüm Devlet Başkanları, daha önce imzalamayı kabul ettikleri Barış Bildirisi’ni imzaladılar.

15 Mart 2030, saat 16.00 itibariyle dünya artık savaşmıyor…

* Çocuklar asla savaşmaz.

Dün Bugün ve Yarın

Kimsenin geçmişi ilgilendirmiyor beni. Ben hep bugüne ve yarına bakarım. Benim için geçmiş, sadece zamanın ne kadar çabuk geçtiğini ispat eden bir aracıdır.

Senin neler yapabileceğin sadece bugünkü tutumuna bağlıdır...

Dün için pişman olma, yarın için kaygılanma, bugünü yaşa. Bugünü sanki en son gününmüş gibi yaşa! Unutma ki, yarın bugüne “dün” diyeceksin. Tıpkı dün, bugün için “yarın” dediğin gibi...

“Daima Büyük Düşünen İnsanlarla Karşılaşabilmen Umuduyla...”

ERDAL DEMİRKIRAN

Dünyanın En Akıllı İnsanı

Erdal Demirkıran Kitapları - Eserleri

  • Sadece Aptallar 8 Saat Uyur
  • Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım
  • Yerim Seni ÖSS
  • Parayı Bulduğum An Alayını
  • Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git
  • Adam Dediğin Benim Gibi Olur

  • Sadece Başbakan Okusun
  • Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç
  • Bir Türk Dünyaya Bedel İki Türk Lak Lak Eder
  • Azrail'in Secde Ettiği Adam
  • Kashna Felsefesi
  • İflas Etmenin Yolları
  • Kafa

  • Aslında Yerin Kulağı Yok Yavşağın Ağzı Gevşek
  • Dünyanın En Akıllı İnsanından Masallar
  • Sıradışı Evlenme Teklifi
  • Bazı Sırlar Tek Kişiliktir
  • Allah'a Borç Veren Adam
  • Bir Ayağın Çukurdaysa Ötekiyle Bas Çık
  • Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 1

  • Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 3
  • Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 2

Erdal Demirkıran Alıntıları - Sözleri

  • İnsanoğlunun yaptığı en büyük hata, çocuklara büyümeyi öğretmektir. (Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 3)
  • Allah'ın mülkü de tıpkı kendisi gibi ezelî ve ebedîdir. (Azrail'in Secde Ettiği Adam)
  • Bir şeyi daha anladım: Aslında bir sorununuz varsa ve bu sorundan kimse bir şey anlamıyorsa onu en iyi siz çözebilirsiniz. (Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 2)
  • Can çekişmen için yaralanman gerekmez. (Dünyanın En Akıllı İnsanından Masallar)
  • İnsanlar Kur'an okuduktan sonra ' Sadakallahülazim' der ancak bunun 'Azim olan Allah doğru söyledi.' anlamına geldiğini bilen insan sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. (Allah'a Borç Veren Adam)
  • Dünya rengarenk bir boya küpünden başka bir şey değildir. Hadi şimdi arın bütün önyargılarından ve her şeye sıfırdan, kendi doğrularınla yeniden başla! Gosterilenlerle değil, gördüklerinde ve hep kendi bildiklerinden keşkesiz yaşa!!! (Parayı Bulduğum An Alayını)

  • Kızlar kimseyle pişti olmak istemezler ya hani giyim kuşam konusunda. Peki buna rağmen "Moda" denilen şey nasıl oluşuyor, işte bunu anlamak da mümkün değil?! (Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç)
  • Akıllı ol artık ve önyargı denen o katile asla kulak asma bir daha !!! (Parayı Bulduğum An Alayını)
  • "Devlet yönetme iddiasında olanlara 5 kişi gösterip " Önce bunları düzelt ya da yönet, sonra aday ol" diye bir şart getirilseydi ortaya nasıl bir tablo çıkardı acaba?" (Sadece Başbakan Okusun)
  • Kendin olmaktan korkma o zaman çünkü bu korkudur hep seni sıradan yapan... (Parayı Bulduğum An Alayını)
  • Bizim burada olmamızın bir amacı var! Sakın öyle kendi başınıza buyruk saçma sapan işlerle uğraşmayın! (Aslında Yerin Kulağı Yok Yavşağın Ağzı Gevşek)
  • "Seni, senden çok hiç kimse sevemez." (Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım)
  • Anladım ki soru soranı pek de sevmiyorlar yani çok soru soranı. (Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 1)

  • Ömrü boyunca hiç ağaç dikmeyen bir insanın aldığı her nefes hırsızlıktır. Yani onlar derin nefes aldıklarında suçluluk duymalıdır. (Bazı Sırlar Tek Kişiliktir)
  • Mutluluk kapılarımızdan biri kapandığında derhal bir diğeri açılır. Ancak biz kapanan kapıya o kadar ÇOK bakarız ki açılan kapıyı göremeyiz. ~Helen Keller~ (Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç)
  • Kendin için yanarsan seni cehennem bile yakamaz. (Sen Şimdi Gidecen ya Cehennemin Dibine Git)
  • kendi sırrını tutamayanlardan, benimkileri tutmasını beklemenin ahmaklık olacağına karar verdim. (Aslında Yerin Kulağı Yok Yavşağın Ağzı Gevşek)
  • Silahın kökünü kazımamız lazım. Demokrasi falan yok, yasaklar var. Naravenyada bundan böyle silahın oyuncağı bile satılmayacak. Çocuklar hangi amaçla oyuncak silahla oynuyorlar? Bu bir ihtiyaç olabilir mi? Yasak olacak kardeşim. Televizyonlardaki dizilerde silah milah olmayacak. Kan, şiddet ya da benzeri hiçbir şey olmayacak. (Sadece Başbakan Okusun)
  • Aslında sadece gördüklerimizi yaşıyor olmasak çok daha farklı şeyler yapabiliriz. Gel gör ki etrafımız bizi çoğu zaman durduruyor. Çevremiz bizi adeta bir heykeltıraş gibi işliyor. Eğer onların verdiği şekli kabul edersek buruşuk ve saçma sapan ama çok sempatik bir heykelcikten başka bir şey olamayız. Bu nedenle güçlü olmalıyız ki bizi kimse buruşturamasın. Belki de her gün öğretilen ne varsa unutup yeniden başlamalı hayata. (Ben Dünyanın En Akıllı Çocuğuyum 3)
  • “İnsan iki duygudan biriyle yoğun olarak karşılaştığında ta ki o yoğunluk bitinceye kadar Marianna Çukuru’nun en derinine gömer uykusunu. Bunlardan birisi ‘Ölüm korkusu’dur, diğeri de ‘Aşk!’ (Sadece Aptallar 8 Saat Uyur)

Yorum Yaz