diorex
sampiyon

Büyü Dükkanı - Yeşim Türköz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Büyü Dükkanı kimin eseri? Büyü Dükkanı kitabının yazarı kimdir? Büyü Dükkanı konusu ve anafikri nedir? Büyü Dükkanı kitabı ne anlatıyor? Büyü Dükkanı PDF indirme linki var mı? Büyü Dükkanı kitabının yazarı Yeşim Türköz kimdir? İşte Büyü Dükkanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.05.2022 22:00
Büyü Dükkanı - Yeşim Türköz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yeşim Türköz

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: 9789944821056

Sayfa Sayısı: 136

Büyü Dükkanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir? 

Epsilon Yayınevi, sizin de kendi gerçeğinizle karşılaşabileceğiniz Büyü Dükkânı'nda sizi bu soruya hazırlıklı olmaya çağırıyor! 

Büyü Dükkânı, hayatta istenebilecek her şeyin var olduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekândır. Ünü ülkenin dört bir tarafına yayılmış olan bu dükkâna gelen müşterilerin tek bir hedefi vardır: Kendilerine her şeyin vaat edildiği bu yerden, hayatta en çok istedikleri şeyi almadan ayrılmamak... Kimisi geçmiş yıllarını geri almak, kimi büyük bir aşk yaşamak, kimi de korkularından kurtulmak için oradadır. İsteklerine biçilen bedeli ödemeye çoktan hazırdırlar. Ancak Büyü Dükkânı'ndaki alışverişler kolay değildir. Çünkü usta satıcının bir kuralı vardır: Müşterisini dükkândan alabileceği en iyi şeyle göndermek... Yaşlı adam ile müşterileri arasında geçen sıkı pazarlıklar, hayata dair önemli sorgulamalar içermektedir.

Büyü Dükkanı Alıntıları - Sözleri

  • Bazılarının değeri, onlar öldükten sonra anlaşılır.
  • İnsanlık tarihinden çıkartılacak ne çok ders vardı..
  • Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi..
  • Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.
  • ... işte dedim içimden; bir hayal kırıklığı daha.. Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben.
  • ''Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz.''
  • "Büyük ve güzel kanatlar, ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler."
  • İyi bir pazarlık iyi bir alışveriş demektir. Bu da zaman ve sabır gerektirir. Aç müşteri isabetli alışveriş yapamaz; çünkü sabırsızdır.
  • ... aşkım, nefretim ve öfkemle yapayalnız kaldım.
  • Şu sıralar hep ikilemler içindeyim..
  • "Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir, bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir, bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır, bu en acısıdır.."
  • Mutluluklarınızı hiçe saydığınızı söylediniz, yani onları küçümsüyor ve görmezden geliyorsunuz. Bu yüzden de kendinizi, şanssız bir insan olduğunuza inandırmış, adeta bu insanca mahkûm etmişsiniz. Mahkûmiyet yeterince ağır bir bedel değil mi?
  • Daha iyi ya! Her şeye yeniden başlayacağım.. "Zaten geçmişi hatırlamak istemiyorum ki..!"
  • Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler... İşte bütün bunlar, o ülkede yaşayan insanların bir kısmı için Büyü Dükkânı'na gelme nedeniydi.
  • Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.

Büyü Dükkanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Büyü Sizsiniz: Okurken yanımda bir soba, karşımda kitaplığım, elimde sıcacık kahvem ve zihnimde kitabın betimlemeleri vardı. O kadar içindeydim ki, o kadar güzel betimlemiş ki kitabı bitireli uzun süre olmasına rağmen Büyü Dükkanı denince hemen oraya ışınlanıyorum. :) Yaşam alışveriş ile döner, durmadan bir diyalektik söz konusudur. Dolayısıyla sahip olmak için öncelikle bir bedel ödemeniz beklenir. Büyü Dükkanı psikoterapi öykülerinden oluşan bir kitap, bu nedenle de aslında insanların yaşamlarında bir şeyleri değiştirmek istediklerinde gerçekten neye ihtiyaçları olduğunu anlatmaya çalışmış yazarımız. Bir dükkan var bu dükkan büyülü, büyülü olmasının sebebi ise derdinize derman bulabileceğiniz her şeye sahip olması. Yaşlı bir sahibi var oranın, kendi kendine yetebilen bir adam, bana nedense Tanrı'yı anımsattı. İnsanların dükkana gelip kendilerini anlamaya çalışmaları ise dua ve istek yolu ile evrensel bir şifa bulma güdülerini.. Bu adam her gelenin derdini dinliyor ve bu dertlere bir çözüm öneriyor ya da gelen istekleri dinleyip onlara karşılık onlardan bir şey talep ediyor. Mesela cesaret isteyen bir adamdan kaybetme korkusunu talep ediyor, aşık olunmak isteyen bir genç kadından, başkalarına duyacağı tutkuyu talep ediyor, şans isteyen bir kadından mutlu olduğu tüm anları istiyor vs.. Yani talep edilen her istek için bir bedel var fakat bu bedeller o kadar ironik ki, okuyucuyu hikayenin sonunda gülümsetiyor. Okurken her bir insanla birlikte tek tek girdim o dükkana, onlarla birlikte talep ettim onlarla birlikte de kabullendim. Büyü Dükkanı'na benzer bir radyo tiyatrosu dinlemiştim, bu tiyatronun ismi de Kayıp Şeyler Dükkanı idi. Hatta orada şöyle bir konuşma geçiyordu, beni çok etkilediği için paylaşmak isterim, bir genç kız kayıp şeyler dükkanına girer ve hayatta en çok arzuladığı şey için satıcı kadına yaklaşır; - “Almak istediğin ne peki?” - “Ben çok küçükken babamı kaybettim, tabii onu burada bulamayacağımı biliyorum ama hep onun sevgisinden yoksun yaşadım, hep o duyguyu aradım. Sizde baba sevgisi var mıdır?” - “Ah tabii, tabii ki var. Şu en baştaki koyu renkli dolapta duruyor hem de..” - “Sahi mi? İnanamıyorum baba sevgisi yakınımdaymış demek bütün gün, ne istiyorsunuz karşılığında?” - “Karşılığında onun yokluğunu telafi etmek için güçlendirdirmiş olduğun kişiliğini, tuttuğunu koparan yapını, kendi ayakların üstünde durabilmeni sağlayan gücü istiyorum.” - “Amma da çok şey istiyorsunuz.” - “Geri alınan en zor şeyin kaybedilen sevgi olduğunu söylemiştim..” Çok vurguludur bu hikaye de, bizler sahip olmadığımız şeyleri doldurabilen varlıklarız. Onların yokluğu için var olabilmemizi güçlendirmek adına hep yenilerini üretiriz. Nietzsche'nin, ''İnsan o kadar çok acı çeker ki, gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır,'' sözü aslında hazzı bulmaya çalışmak için gülmeyi bir doldurucu olarak kullanmamıza çarpıcı bir örnektir. Vermeden alınmayan bir dünyanın yerlileriyiz. Pragmatizm her yerde :D ama işte bizler buna başka isimler takıyoruz, alışveriş çok gerçekçi ve sert çünkü. Seviyoruz örneğin, sevilmek için. Ağlıyoruz, gülmek için. Eylemlerimiz hep karşılığında başka bir eylem bulmak için. Büyü bekliyoruz ya hani bazen, bir şeylerin şak diye hayal ettiğimiz şekilde değişmesini istiyoruz, bu bana çocukken çok makul geliyordu. Şu anda gözümün önünde sihir yapsalar önünü arkasını düşünür onu bir mantığa oturtmaya çalışırım. Yani bu dünyada öyle 3 köfte 5 kuruşa olayı dönmüyor arkadaşlar, illa ki bir düzen var ve bu düzene uygun hareket etmeniz gerekiyor. Hikayelerde aslında bundan söz ediliyor, yaşamımızda girdiğimiz her türlü sıkıntında talep ettiğimiz şeyler bizlerin çözüm için kurtarıcı olarak gördüğü şeyler fakat talep edilen şey gelirken hep götürür bir şeyleri, sevgiyi düşünsenize, birini ilk sahiplendiğiniz anı ve size getirdikleri kadar götürdüklerini.. Öte yandan, bu kitap sanırım sonsuz hikayelere sahip olsa okumaktan asla sıkılmazdım. Kitabın ana düşüncesi ise istediğimiz her şey bizden bir şeyler çalmadan gerçekleşmez. Kaybetmeye hazır değilseniz, isteme cesaretinizi durdurun. Ve unutmayın, cevaplar da sorular kadar sizde, kendinizi keşfederseniz, cevabı da bulursunuz. Büyüye ihtiyacınız kalmaz çünkü kimsenin tanımlayamadığı bir tür gizeme dönüşürsünüz. Herkes için gizem, kendiniz için duru bir su olursunuz. Küçükken Allah’tan bir şey istemem için bir odaya gönderilirdim :D ciddi ciddi ailem o isteğimi elbette bilirdi. Örneğin bisiklet istiyorum diyelim, beni hep odama gönderirler ve dua etmemi isterlerdi. Ben de odama gider dua ederdim. Birkaç gün sonra ise bisiklet gelirdi, sonra dönüp bana, “Bak Allah seni duyuyor ve isteklerine cevap veriyor,” derlerdi. Ama nedense göbeği açık askılı istediğimde aynı olumlu cevabı alamazdım. :D Neyse bir gün ben bu işi çözdüm, dua ettim ama aileme söylemedim, şana eseri bir duam tuttu, çocuk kalbi işte, ama ailem ile karşılanmadı bu isteğim öğretmenim sağ olsun :D fakat sonrakilerde ailemin duadan haberi yoksa ben isteklerime ulaşamadım, aslında bana bunları veren Allah değildi, ailemdi. Ailemin doğru bulduğu isteklerim karşılanıyor yanlış bulduğu isteklerim karşılanmıyordu. Dolayısıyla bu dünyada karşılanmayan isteklerim için Allah’a isyan etmeyi saçma bulmaya başlamıştım; sahi insanlar ne güne duruyordu? İnsanlar şu güne duruyordu, bir süre sonra isteklerim karşılığında durmadan bedel ödemem gerektiğini fark ettim. “Uslu çocuk olursan, ödevlerini yaparsan, arkadaşlarını ısırmazsan, anneannene kötü davranmazsan, yemeğini bitirirsen vs.” Tüm bu bedelleri ödemem gerekiyordu, hiçbir istek güle oynaya gelmiyordu yani, illa sizden bir şeyler alacak ve bu aldığı şeyler de sizi rahatsız edecek. Ha bir de istediğiniz istekler istediğiniz şekilde de gelecek diye garanti yok örneğin siz gider içine girebileceğiniz oyuncak ev istersiniz size gönderilen legolarla apartmandır :D gibi. Yani bu hayatta istediğiniz haliyle bir şeye bir bedel ödemeden ulaşmanın yöntemi büyüde bile yok arkadaşları üzgünüm. :) Eksikliğini hissettiğimiz, sahip olmak istediğimiz şeylere sahip olabiliriz elbette ama hep bir bedel hep bir değişim gerektirir. Harry Potter'da geçen şu hoş alıntıyla bitireyim; ''Kaybettiğimiz şeyler, nasılsa sonunda bize geri döner. Her zaman beklediğimiz gibi olmasa da..'' Keşfinizin eğlenceli, bedellerinizin hafif, isteklerinizin isabetli olması ümidiyle, Keyifli okumalar :) (Δες Τινα)

Psikodrama hikayeleri ile terapi: Psikodrama hikayelerini içeren bir kitap okumaya ne dersiniz? İçinde 7 farklı hikaye var. Hepsinin bizi derinlerimizde yolculuğa çıkaracağı anlatılar mevcut. Daha önce hiç takas yoluyla bir alışveriş yaptınız mı? Büyü Dükkanınızda istediğiniz, arzuladığınız, hayal ettiğiniz her şeye sahip olmanız mümkün. Ama her güzel şeyin bir bedeli var. Bu bedeli öderseniz istediğiniz şeyi elde edebilirsiniz. Bedel ne mi, o pazarlık sırasında ortaya çıkıyor! Bu hikayelerden kısaca bahsedelim: . 1. Büyü Dükkanı Tüm geçmiş yıllarını isteyen 55 yaşındaki bir adamın bedeli belleğini satmak, yaşamdaki tüm anılarıyla birlikte. . 2. Müzik Kutusu İkilemlerinden kurtulup cesaret sahibi olmanın bedelini kaybetme korkusunu satarak ödeyecek, ama kaybetme acısını hala hissetmeye devam etmenin şartıyla. . 3. Gözyaşı Büyük bir aşk hatta çok iyi bir aşık istemenin pazarlığının bedeli tutkularından vazgeçmek. . 4. Oyun Büyümek isteğiyle iki kardeşin asıl amacı rahatça oyun oynayarak çubuktan ev yapmalarına büyüklerin izin vermeleriydi. Bu sefer pazarlık yoktu; çünkü çocuklar bedellerini gerçek hayatta zaten ödeyeceklerdi. Satıcı çocuklarla birlikte harika bir çubuktan ev yaptılar. Evin ismini ise "Çocuk Dükkanı" koydular; büyümek istemeyen çocuklar için. . 5. Şifre Şans istemek için gelen müşterinin aslında isteği herkesin kıskanacağı zenginlikte bir hayata sahip olup mutlu bir aile olmak. Bunun bedeli ise hayatındaki tüm mutlu anlarını satmak. Mutlu anlarının hepsini hatırlayabilmek satmaktan daha zor olacak gibi. . 6. Kanatlar Şöhret olmak isteyen 15 yaşındaki delikanlının aslında amacı iyi bir müzisyen olarak herkes tarafından takdir edilmek, yeteneklerinin fark edilip hak ettiği değeri görmesini istemesi. Bunun bedeli, gitar çalmak ve beste yapmak için ayırdığı zamanı 5 katına çıkarıp büyü dükkanına yıllar sonra tekrar geri gelmek. . 7. Harita Bu sefer Büyü Dükkanına, satıcının yaşlarında, saçları beyazlamış bir adam 2. kez geliyor. Dileği ise gençliğinde dükkandan hırsına karşı sattığı huzurunu geri istiyor. Pazarlığın bedeli ise huzuru karşılığında hırsının da onda kalması ve bu dengeyle birlikte sağduyu kazanmasını öğrenmesi. . . Şimdi diyebilirsiniz ki, bütün hikaye konularını anlattınız, hayır bu aslında sadece başlangıç. Asıl kitabın güzelliği anlatışında, psikolojik danışmanlık becerileri içeren teknikleri kullanışında, olay örgüsünde, pazarlıkta, satıcının bilgeliğinde, insanların hayallerine karşılık nelerden vazgeçebileceğini düşünmelerinde... Okurken siz de düşüneceksiniz, acaba ben sahip olmak istediklerim için nelerden vazgeçebilirdim diye. Kendinizi, duygularınızı tanımanız için bir fırsat. Peki ya siz Büyü Dükkanında pazarlığa var mısınız? Kitabı sevenler için müjde, devamı var: Büyü Dükkanında İki Çınar. (Yeliz GÜL DURAN)

Gerçek hayatta olsa hepimiz en az bir kere ziyaret edeceği bir dükkan. Bildiğimiz dükkanlardan bir şey aldığımızda genelde belirli bir ücret öderiz. Ama büyü dükkanı diğer dükkanlardan farklı. Ortaya kendinizden bir şeyler koyarak yaptığınız bir alışveriş düşünün. Hani bazen keşke bir şansım daha olsa deriz ya. Pişmanlıklar, kaybedilenlerler ve kazanmak istenilen şeyler için bir şans daha. O zaman olayların daha farklı olacağını düşünürüz. Büyü dükkanına gelen herkes de böyle olacağını düşünüyor. Ama kitaba baktıkça bunun aslında sanıldığı gibi olmadığını görüyoruz. Burada da her anlaşmada olduğu gibi karşılıklı bir değiş tokuş söz konusu. Bütün müşteriler ilk anda yapılan bu teklifi gayet mantıklı ve kolay buluyor. Ama alışveriş ilerledikçe bunun ne kadar zor olduğunu fark ediyorlar. Çünkü ödenen bedel sanıldığı kadar kolay değil. Değiştirmek istedikleri şey her neyse onu değiştirdikleri anda aslında beraberinde bir çok şey değişiyor. Bunu fark ettikleri anda sordukları sorulara cevap bulmaya başlıyorlar. İstedikleri şeylere o kadar çok odaklamışlar ki ellerinde olanların kıymetini unutmuşlar. Çoğu zaman böyledir aslında. Hep daha iyisini, daha güzelini isteriz. Kötü şeyler olunca bunun neden başımıza geldiğini düşünüp kaderi, kendimizi her şeyi suçlarız. Oysa baktığımızda yaşanan her şey beraberinde başka kapıları, başka yolları açmıştır. Evet o an dünyanın en mutsuz, en şanssız insanı bizmişiz gibi gelir. Bu süreç sanki hiç bitmeyecek gibidir. Oysa her şeyin bir zamanı vardır. Gerçekleşmesi gereken her şey eninde sonunda gerçekleşir çünkü. Ve yaşadığımız her anın kendi içinde bir değeri vardır. Bazılarını saklayıp hep hatırlamak isteriz. Bazılarını da hiç yaşanmamış gibi unutmak. Atmak ve saklamak. Bir çok şey elimizde olmasa bile en azından bu konuda seçim yapma şansımız var. Ve günün sonunda ayırdıklarımızdan geriye kalan en ufak parça bile yaşam merdiveninde bizimle kalır. İyi ya da kötü olsun beraberinde mutlaka bir iz bırakır. Bu sayede ilerlerken geriye dönüp baktığımızda o izleri hatırlar ve daha güçlü adımlar atarız. (Filiz)

Büyü Dükkanı PDF indirme linki var mı?

Yeşim Türköz - Büyü Dükkanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyü Dükkanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yeşim Türköz Kimdir?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden 1985 yılında mezun olmuş ve aynı bölümden Klinik Psikoloji alanında bilim uzmanlığı derecesini almıştır. Doktora derecesini Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji ABD’da tamamlamıştır. Bilkent Üniversitesi, Bayındır Hastanesi ve Başkent Üniversitesi Psikiyatri ABD'da çalışmıştır. Psikolojik gelişim, psikoterapi ve eğitim çalışmalarını Günışığı Psikolojik Gelişim ve Psikoterapi Merkezi’nde sürdürmektedir.

Sosyometri ve psikodrama alanında 4 yıl boyunca uygulamalı eğitimden geçmiş, bilişsel psikoterapi, gestalt psikoterapisi, aile terapisi ve grup terapisi alanlarında uygulamalı eğitim almıştır. İstanbul Psikodrama Enstitüsü'nde üst aşama psikodrama eğitimini sürdürmektedir.

Ergen ve yetişkinlerde bireysel psikoterapi, çift terapisi, aile terapisi ve grup psikoterapisi alanlarında uygulamalarını yürütmektedir.

Uzmanlık alanına giren konularda seminer, konferans ve çalışma grupları düzenlemekte, öğrencilere ve profesyonellere yönelik eğitimler vermektedir.

“Büyü Dükkânı”, “İç Dünya Oyunları” ve "Büyü Dükkânı'nda İki Çınar" isimli üç kitabın da yazarıdır (Epsilon Yayınları)

Yeşim Türköz Kitapları - Eserleri

  • Büyü Dükkanı
  • Büyü Dükkânı'nda İki Çınar
  • İç Dünya Oyunları
  • Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar
  • İçeride Oyun Var

Yeşim Türköz Alıntıları - Sözleri

  • Yani terk edilen, aslında terk eden midir? (Büyü Dükkânı'nda İki Çınar)
  • Yaşamaktan aldığım tadı her daim arttıran değerli varlıklarım, eşim ve çocuklarıma... (İç Dünya Oyunları)
  • "Sınırlar ve ayrılıklar olmasa öyküler bu kadar zengin olur muydu acaba?" (Büyü Dükkânı'nda İki Çınar)
  • Hayattan alacaklı olduğumuzu düşündüğümüz sürece yetinmek zordur. Eksiği eksik bırakmak bize zavallılık gibi gelir. Oysa güç, sahip olmakla değil, yoksunluklara tahammül edebilmekle gelişir. (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)
  • Daha iyi ya! Her şeye yeniden başlayacağım.. "Zaten geçmişi hatırlamak istemiyorum ki..!" (Büyü Dükkanı)
  • Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler... İşte bütün bunlar, o ülkede yaşayan insanların bir kısmı için Büyü Dükkânı'na gelme nedeniydi. (Büyü Dükkanı)
  • Kaşifler tek başlarına anılır ama bu, onlara eşlik eden onlarca, yüzlerce insana ve keşif yolculuğunda sürülen izleri bırakmış olan geçmiştekilere haksızlıktır. (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)
  • “İnsan kendi kıyısını köşesini bilmeden başkalarının iç dünyalarında gezinmemeli.” (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)
  • Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar. (Büyü Dükkanı)
  • Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi.. (Büyü Dükkanı)
  • Şu sıralar hep ikilemler içindeyim.. (Büyü Dükkanı)
  • Dünya Mutlu Bir Masal Diyarı değildir Dr. Hüzün. (İç Dünya Oyunları)
  • İnsan bazen sevmediğinden değil, doyasıya sevebilmek için gider birbirinden... (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)
  • Insan bazen sevmediğinden değil, doyasıya sevebilmek için gider birbirinden (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)
  • Doğadaki bütün zıtlıklar ve değişimlerden bir bütünsellik doğar. (İç Dünya Oyunları)
  • “Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?” (Büyü Dükkânı'nda İki Çınar)
  • Ya hiç sevmedin kendini Kimse sevmiyor diye Ya da bir tek sen sevdin seni Kimse sevmiyor diye (İç Dünya Oyunları)
  • İnsanlık tarihinden çıkartılacak ne çok ders vardı.. (Büyü Dükkanı)
  • ... aşkım, nefretim ve öfkemle yapayalnız kaldım. (Büyü Dükkanı)
  • “ Biz aslında iç dünyalarımızda akrandık ve aynı hakikatin hissedarlarıydık.” (Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar)

Yorum Yaz