Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 - Süleyman Bulut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kimin eseri? Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kitabının yazarı kimdir? Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 konusu ve anafikri nedir? Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kitabı ne anlatıyor? Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 PDF indirme linki var mı? Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kitabının yazarı Süleyman Bulut kimdir? İşte Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Süleyman Bulut
Yayın Evi: Can Çocuk Yayınları
İSBN: 9789750717765
Sayfa Sayısı: 216
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Çoğunu ilk kez okuyacağınız, otuz sekiz yeni Atatürk öyküsü...
Atatürk, Çankaya İlkokulu'na giden manevi kızları Sabiha ve Zehra'ya ne demişti? Paşa Bebek'in ilginç öyküsünü duymuş muydunuz peki? Atatürk'ün yeni Türk harfleri için bir marş bestelettiğini biliyor muydunuz? Subaylıktan istifa ettiği gün giyecek sivil elbisesi olmayan Atatürk ne yapmıştı? 10. Yıl Marşı nasıl belirlenmişti? Bir öğrencinin anı defterine Atatürk ne yazmıştı? Kullandığı imzalarını gördünüz m hiç?
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 2'yi yazarımız Süleyman Bulut ana kaynaklardan derledi ve siz çocuklar için yeniden yazdı
(Tanıtım Bülteninden)
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 Alıntıları - Sözleri
- İlk selamlaşmadan sonra Adana ileri gelenlerinin eşlerinden bir grup kadın, Latife Hanım’ı ayrı olarak, bir odaya alma isteğinde bulundular. Atatürk, hemen itiraz ederek: “ Benim bulunamayacağım yerde karım da bulunamaz!” dedi. ( Kaynak: İsmail Habib, Atatürk İçin, İstanbul 1939)
- “Fes kapma” deyimi, o zamanlar, milleti, memleketi düşünmeden bir makam elde etmek, bunun için çalışmak anlamında kullanılıyordu.
- “Bilmediğin aş, ya karın ağrıtır ya baş,”
- 27 Ocak'ta İzmir'e gelen Atatürk, annesinin mezarını ziyaret ettikten sonra, Belediye Başkanı Behçet Uz, Zübeyde Hanım için tasarlattığı anıt mezar çizimlerini Atatürk'e sundu. Atatürk, önüne konan tasarıma baktı... Dalgınlaştı. Bir süre öyle durarak baktı. Tasarımın beğenilmediğini düşünen Behçet Uz: " Paşam," dedi, "bir kusur mu var?" Düşünceli halinden yavaşça sıyrılan Atatürk: "Hayır," dedi, "aksine çok süslü ve lüks buluyorum ve de masraflı." Kısa bir sessizlikten sonra ekledi: "Siz oraya ağır bir kaya taşı getirtebilir misiniz?" diye sordu. "Elbette Paşam." "Onu getirtin... Üstünede 'Atatürk'ün annesi Bayan Zübeyde burada gömülüdür' yazdırın. Çevresini bir çocuk parkı ile süsleyin yeter..." "O, çocukları çok severdi."
- İzmir'e doğru ilerlerken Atatürk'ü birkaç kere görmüştü. Unutamadığım nokta, bize anlatırken, "Atatürk'ün gözüne bakılmaz." demesiydi. "Gök gözleri var, şimşek gibi çarpıyor adamı," derdi.
- Atatürk bir gün çocukla sohbet ederken: "Beni mi çok seviyorsun, köpeğimi mi ?" diye sordu. Küçük Belkıs bir Atatürk'e baktı, bir de çevresinde dolanan Foks'a... Doğruyu söyleyiverdi: Atatürk, küçük bir şaşkınlıkla gülümsedi: "Niçin?" Küçük Belkıs, bir an düşündü, sonra Atatürk'e dönüp: "Çünkü o sizi koruyor," dedi. Beklemediği cevap Atatürk'ü hem şaşırttı hem güldürdü.
- Evet... Sel yarığının artık bir ismi vardı: Kemalyeri!
- "Bu binayı buradan çekelim, ağacı kurtaralım!"
- ... "Siz buraya ağır bir kaya taşı getirebilir misiniz?" diye sordu. "Elbette Paşam." "Onu getirin... Üstüne de 'Atatürk'ün annesi Bayan Zübeyde burada gömülüdür.' yazdırın. Çevresini bir çocuk parkı ile süsleyin yeter... O, çocukları çok severdi."
- "Hayatını ortaya koyan bu Paşa, fes kapmaya gelmiş birisi olamaz," diye düşünmeye başlamıştı.
- "Allah esirgesin Paşam, böyle bir şey söylenir mi ? Sen daha pek çok yaşayacaksın," dedi. Paşa duygulanmıştı. Başını salladı : "Daha pek çok değil Hoca, yalnız milleti ve vatanı kurtarıncaya, kurtulduklarını görünceye kadar... Allah'tan başka şey istemiyorum!"
- "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emri yerine getirilmişti. İzmir bizimdi yine...
- Tepsinin içinde, iki dilim asker ekmeği, birkaç zeytin, bir parça beyaz peynir... Zafer kahvaltısı bundan ibarettir.
- İki gündür Paşa, Çalıkuşu'nu okuyor. Öyle beğendi ve sevdi ki... Büyük hareketlerin arafesinde böyle bir şey okumak da çok dinlendirici.
- Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri! Bu emir üzerine bütün birlikler hedef İzmir olmak üzere yeniden görevlendirildi. Hedefe 9 Eylül'de ulaşıldı.
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Atatürk: Atatürk'ün devlet adamı rolünün yanı sıra daha çok insan yönünü işleyen ince eleyip sık dokunmuş 3 mükemmel kitap. İnsan her hikayeyi okurken hem ağlıyor hem gülüyor hem gurur duyuyor Atası ile. Ağaç sevgisi mi desem hayvan sevgisi mi, ince esprileri ile, çocuk sevgisi ile, vatanı için yaptıkları ile ve daha nicesi ile oluşmuş 3 mükemmel seri. İnsan keşke 3 kitap değil de daha fazla olsaymış diyor, tadı damağında kalıyor bitince. Her yaştan insanın altını çize çize okuması gereken ve gerçekten her hikayede duygulanacağı eserler. Dilerim Atamız ile ilgili daha nice güzel eserlere kavuşuruz. Anlayarak, okuyarak... "Saygı ve minnetle Ata'm" kitap/buyuk-ataturkten-kucuk-oykuler-1--35885 kitap/buyuk-ataturkten-kucuk-oykuler-2--35886 kitap/buyuk-ataturkten-kucuk-oykuler-3--21641 yazar/Suleyman-Bulut (S e n a)
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3; kitabımızın 3.cildide bitti kitabın sonları beni üzdü neden üzüldüm ölürken bütün mal varlığını millete bıraktı şimdi ne oldu Atamız bütün malvarlığını millete bırakırken ahh ahhhhh Yüreği ve kendi güzel insan ruhun şa'd olsun bu millet sana minnettardır.... (SIDIKA TOPAL)
SAYGI VE ÖZLEMLE CUMHURİYET ILELEBET YASAYACAK Atatürk çok hastadır. Aklında tek bir düşünce vardır. Mal varlığını millete bırakmak Bunun için herkesi seferber eder Sonunda istediği olur Ve artik içi çok rahattır. Gülümser (Kitap_kolik)
Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 PDF indirme linki var mı?
Süleyman Bulut - Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Süleyman Bulut Kimdir?
1954 yılında, Beyşehir Gölü kıyısında Tolca Köyü’nde doğdum. Nüfus kağıdımda, doğum günü olarak 10 Ocak tarihi yazılıdır ama; annem, afyonlar çiçek açtığı zaman (mayıs) doğduğumu söyler.
İlkokul dönemimde, ders kitaplarının dışında bir kitap görmedim; okumadım da ama masallar, Mevlâna öyküleri ve Nasreddin Hoca fıkraları dinleyerek büyüdüm.
Dinlediğim masalları, bir deftere, aklımda kaldığı kadarıyla yazmaya çalışarak, ilk yazma deneyimimi bu yıllarda yaptığımı söyleyebilirim. Yazar olacağım diye değil elbet! Dinlediğim masalları unutmayıp, ertesi gün arkadaşlarıma anlatarak, onlara “masal bilen çocuk” havası atmak için!İlkokul dönemimde… Türkçe ders kitaplarımı da anmalıyım mutlaka: Evet, bayram törenlerinde okumak için ezberlediğim şiirler dışında sevdiğim için ezberlediğim ilk şiirleri onların sayfalarında görüp, okudum… Ezberlediğim ilk şiiri bugün gibi hatırlıyorum: Kır Şarkısı ‘ydı, Behçet Necatigil’in. Otlatmak için atlarımızı kıra götürdüğümde, çayırların üstüne ya da ekinlerin arasına uzanır, bu şiiri okuyarak, parmaklarımın üzerinde yürüyen uç uç böcekleriyle konuşurdum…
Süleyman Bulut Kitapları - Eserleri
- Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 1
- Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 2
- 101 Deyim 101 Öykü
- 101 Atasözü 101 Öykü
- Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3
- Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler
- Seviyordum Hakim Bey
- Kar Tanesi
- Nüktedan
- Nüktedan
- Maviş
- Toparlacık Nokta ve Arkadaşları
- Kardeşlik Çemberi
- Anne Ben Yapabilirim
- Sihirli Çaydanlık
- İnsan Okur
- Penceredeki Kuş
- Mor Benekli
- Nüktedan
- Ormandaki Dev
- Hey Küçük!
- Atatürk Hangi Takımı Tutuyordu?
- Aslan Kral Kork
- Şaka, Alay ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Cemal Nadir
- Arkadaşım Nasreddin Hoca
- Pullarla Atatürk: Hayatı ve Mücadelesi (1881-1938)
- Binbir Gece Masalları - Gemici Sindbad
- Ben Buldum
- Sarıtay
- Şaka, Alay ve Hazır Cevaplarıyla Yahya Kemal
- Kız İşi Oğlan İşi
- Şaka, Yergi ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Neyzen Tevfik
- Kocaman Küçük Deniz
- 101 Yanıltmaca
- Şipşak Bilmeceler 1
- 101 Tekerleme
- Atatürk’ün Küçük Kulübesi
- Yergi, Taşlama ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Şair Eşref
- Su Kardeşler
- Palavracılar Kralı
- Oklu Kirpi İle Konaklı Kaplumbağ
- Şaka Yergi ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Süleyman Nazif
- Yeşil Yürek Kayabeyi
- Şaka, Alay ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Ahmet Rasim
- Çocukların Hakları Var
- Günaydın! Günaydın!
- 101 Ninni
- Şaka, Alkış ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Atatürk
- Bilenler Bilmeyenlere Anlatsın
- Ünlü Nükteler... Ünlü Nükteciler Nüktedan
- Yıldızlı Alfabe
- Şipşak Bilmeceler 2
- Uçankuş'tan Al Haberi
- Arkeolojiden Demirci Kawa'ya ışık
- Atatürk'lü Yıllar
- Bil Beni Bileyim Seni 1
- Şipşak Bilmeceler 3
- Arkadaşım Nasreddin Hoca
Süleyman Bulut Alıntıları - Sözleri
- Komutan Atatürk… Kurtarıcı Atatürk… Kurucu Atatürk… Dönüştürücü Atatürk… Öngörülü Atatürk… Devlet adamı Atatürk… Bir de insan Atatürk var: Nüktedan Atatürk! (Nüktedan)
- "Bu fikirlerinizin kaynağı kimdir?" diye sordu. Mustafa Kemal cevap verdi: "Etimin ve sinirlerimin babası Ali Rıza Efendi'dir. Hislerimin babası Namık Kemal; fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir. (Nüktedan)
- Köprüyü paralı yapıp , bütçe açıklarını köprü parasıyla azaltma fikri ilk ortaya atıldığında, Eşref tepkisini şu dizelerle dile getirir: Ahali köprüden on para vermezse geçirmezler, Ne feyz ummaktayız böyle dilenci hükumetten? (Yergi, Taşlama ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Şair Eşref)
- " Ben en iyisi, cümlenin ortasına doğru bir geziye çıkayım," (Toparlacık Nokta ve Arkadaşları)
- 27 Ocak'ta İzmir'e gelen Atatürk, annesinin mezarını ziyaret ettikten sonra, Belediye Başkanı Behçet Uz, Zübeyde Hanım için tasarlattığı anıt mezar çizimlerini Atatürk'e sundu. Atatürk, önüne konan tasarıma baktı... Dalgınlaştı. Bir süre öyle durarak baktı. Tasarımın beğenilmediğini düşünen Behçet Uz: " Paşam," dedi, "bir kusur mu var?" Düşünceli halinden yavaşça sıyrılan Atatürk: "Hayır," dedi, "aksine çok süslü ve lüks buluyorum ve de masraflı." Kısa bir sessizlikten sonra ekledi: "Siz oraya ağır bir kaya taşı getirtebilir misiniz?" diye sordu. "Elbette Paşam." "Onu getirtin... Üstünede 'Atatürk'ün annesi Bayan Zübeyde burada gömülüdür' yazdırın. Çevresini bir çocuk parkı ile süsleyin yeter..." "O, çocukları çok severdi." (Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 3)
- Kazan taşınca kepçeye paha olmaz. Kartala bir ok değmiş, yine kendi teleğinden. Etten evvel çömleğe düşme. Bir dirhem bal için, bir çeki odun yenmez. Ata arpa, yiğide pilav. Altın yerde paslanmaz, taş yağmurda ıslanmaz. (101 Atasözü 101 Öykü)
- "Ben onu bunu bilmem, benim bildiğim kızlar için en iyi meslek öğretmenlik... Tatili de bol," (Hey Küçük!)
- Hiçbir iş yapmadan uzun yıllar devletten maaş alan yüksek bir memurun öldüğünü öğrenen Eşref, ''Oh be,'' der, '' nihayet öldü de , devlete millete bir hizmeti görüldü.'' (Yergi, Taşlama ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Şair Eşref)
- "Her şey bitmeden, hiçbir şey bitmiş sayılmaz." (101 Atasözü 101 Öykü)
- Taşa toprağa değil, insana değer verin! (Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 2)
- Gazi Mustafa Kemal, tiyatronun ve sanatçıların önemi üzerine bir konuşma yaptıktan sonra, sözlerini şöyle tamamladı: "Efendiler... Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz; fakat sanatkar olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim!" (Nüktedan)
- Bir sohbette konu kadılardan (hakim ve savcılar) açıldığı zaman dostlarından biri: - Hızır Bey, davacı ya da davıladan herhangi biri yüksek makamdan bir kimse olursa, kadı efendinin karar vermesi çok güç olur değil mi? Hızır Bey güldü: - O, o kadar zor değil; yüksek makamlıdan yana karar verirsin, olur biter, dedi. (101 Deyim 101 Öykü)
- “Türk milleti ne zaman kurtarıcı arama ihtiyacı duymayacak duruma gelirse o zaman kurtulmuş olur.” (Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler)
- Bir dirhem bal için bir çeki odun yenmez. (101 Atasözü 101 Öykü)
- Balıkesir çarşısında bir gün, büyük bir tartışma çıkmış. Bağrış çağrış derken aba giyimli biriyle, çuha şalvarlı biri arasındaki tartışma, kavgaya dönüşmüş. Yumruklar atılıp tekmeler savrulmaya başlanınca yakındaki esnaftan biri, ayırsınlar diye çıraklarını göndermiş. Çıraklar, bakmışlar ki kavgacıların arasına girmek mümkün değil. Kenardan, "Yapmayın, etmeyin," demeye çalışırken esnaf bağırmış oradan: "Ulan, seyre bakmayın, vurun, ayırın!" Çıraklar, sormuş: "Usta, hangisine vuralım?" Esnaf, kavga edenlere bakmış... Biri çuha şalvarlı, demek ki varlıklı... Öteki aba giyimli, demek ki yoksul... Başını belaya sokmamak için: "Vurun işte, abalıya vurun, abalıya!" diye seslenmiş. (101 Deyim 101 Öykü)
- "Türk milleti, ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir?" diye bir soru attı ortaya. . .. Sıra Hasan Ali Yücel'e gelince, Yücel, "Paşam, Türk milleti ne zaman kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak duruma gelirse o zaman kurtulmuş olur." dedi. (Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler)
- Yüzüme gülüyordu; vermedi, öldürdüm. (Seviyordum Hakim Bey)
- Anı defterini, başkalarını yazıları ile doldurmaya heves etmektense, hayat defterini kendi faaliyet ve fazilet eserlerinle doldurmaya bak. (Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler 2)
- Ahlatın (Armut) iyisini, dağda ayılar yer. Güzel şeyler,iyi şeyler çoğu kez onu hak etmeyenlerin eline geçer. (101 Atasözü 101 Öykü)
- – Öldürmek için bahane çok yaşatmak için yok. – Beyin boşluğu, kalp fakirliği ve mide açlığı. Bizde cehalet diz boyu, bütün sıkıntılarımızın başında ortasında ve sonunda cehalet var. 34 – Her şeyden önce şu ölümlü dünyada insan olacaksın, en azından olmaya çalışacaksın. İnsanların gururu ve haysiyet ile oynamayacaksın, canlarını yakmayacaksın. Gün gelir senin de canın muhakkak birgün yanar. 35 – Ölmüş bir insanın ardından yapmamız gereken tek şey sağduyulu davranarak dua etmek. Kul hakkıyla sınandığımız her haksızlığın bedelini bugün yarın ya da bilmediğimiz bir zamanda ödeyeceğimizi unutmamak gerekir. 36 – Ne sevmesini ne de sevilmesini biliyoruz. – Ne yapıp edip şu insan görünümündeki canlılara insan olduklarını, içlerinde yürek diye bir şey taşıdıklarını öğretmeliyiz. Bunun da yolu eğitimdir, yani insanı insan yapan beyni, kalbi ve mideyi fıtrata uygun olarak doyurmak.. 45 – Her kadın çocuk doğurabilir ama her kadın anne olamaz. 51 – Boşanma kelimesinin tam olarak ne anlama geldiğini erkeklere öğretmek gerekiyor. 69 – Doğum kontrolü bu ülkede anneleri öldürerek yapılıyor.. – Hayvanlar bile eğitiliyor insanlar eğitilemiyor.. – Bence cezaevindekileri dışarı çıkarsınlar, çünkü yaşadığımız toplumda dışarıdakiler daha tehlikeli artık.. – Eğer becerebiliyorsanız bir insanı yaşatmayı deneyin, öldürmek acizliktir. 71 – Cehalet bataklıktır düşen kurtulamaz! – Her töre cinayetinin arkasında, kızların, kadınların, suçlanmasında, toplumun gözünden düşürülmesinde, ölüme doğru yürütülmelerinde, kendilerine erkek denilen vahşi insan türü vardır. 82 – Töre cinayeti ne itibarlı bir iş, üniversite mezunları bile işliyor.. – Sevmek sevene öldürme hakkı vermez. (Seviyordum Hakim Bey)