Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan - Agota Kristof Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kimin eseri? Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabının yazarı kimdir? Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan konusu ve anafikri nedir? Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabı ne anlatıyor? Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan PDF indirme linki var mı? Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabının yazarı Agota Kristof kimdir? İşte Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Agota Kristof
Çevirmen: Ayşe İnce Kurşunlu
Orijinal Adı: Le grand cahier • La preuve • Le troisième mensonge
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750817984
Sayfa Sayısı: 372
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Agota Kristof’tan savaş, yıkım, göçmenlik, kimlik, insanlık ve yazmak üzerine tüyler ürpertici bir üçleme...
Zamanın ve adın olmadığı bir coğrafyada, savaşın, felaketin, yoksulluğun ortasında anneannelerine emanet edilmiş küçük ikizler, bir yandan hayatı anlamaya çalışırken bir yandan da ne pahasına olursa olsun hayata sıkı sıkı tutunmaya çalışırlar. Gün gelir ikizlerin yolu ayrı düşer. Bir daha görüşebilecekler midir? Belki de, sınırları aşmak, sadece mekânları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile değiştirebilir...
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan Alıntıları - Sözleri
- “Sabahları erken saatte işten çıktığım zaman, işlerine giden insanlara rastlıyorum, hiçbir yerde mutluluk göremiyorum, bolluk da hak getire.”
- “Yalnız olmaya alışmıştım, yalnızlığım alışılmadık değildi.”
- “Bu halk çoktan ödedi geçmişin ve geleceğin cezasını.”
- “Duyguları tanımlayan sözcükler çok belirsiz, bunları kullanmaktan kaçınıp nesnelerin, insanların kendileriyle, yani olayların sadık betimlemeleriyle yetinmek lazım.”
- "Evde hiç yiyeceğimiz yok, ne ekmek ne et ne sebze ne de süt. Hiçbir şey. Onları doyuramıyorum artık."
- Bolluk ve mutluluk içinde yüzüyoruz.
- “Yaş bir ayrıntıdır. Yalnızca öz önemli.”
- “Bütün yabancılar zengindir.”
- Sabahları erken saatte işten çıktığım zaman, işlerine giden insanlara rastlıyorum, hiçbir yerde mutluluk göremiyorum, bolluk da hak getire.
- İnsan düşünmeye başlayınca hayat sevilmeyecek bir şey oluyor.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
https://serserikuslar.blogspot.com/2021/08/edebiyat-dunyasnn-urpertici-cglklar En son okuduğum Magda Szabo dan sonra epeydir ; nerdeyse bir senedir kitaplığımda beni beklemekte olan üçlemeyi okumakla sanırım en doğru olanı yapmamışım aslında. Yalnız her yazarın bambaşka bir anlatımı var Szabo'nun anlatımında ki muhteşem tasvirlerin yerini burda biraz gri çamurlu suların içinde debelenmeyi yaşıyoruz en azından bana hissettirdikleri bu. (pina)
" EN HÜZÜNLÜ KİTAPLARDAN BİLE DAHA HÜZÜNLÜ HAYATLAR VARDIR..": Savaşlar sıcaktır. Kavrulur yeryüzü. Bombalar, silahlar,yangınlar ve kan..sıcaktır. Ama ölüm soğuk. Savaşlar yıkıcıdır. Yerle bir eder. Yok eder. Karanlıktır, serttir, acıdır, acıtır.. Ama yaratıcıdır. Yeniden oluşturur, kaybedilenlerin yerine başka şeyler koyar, bırakılan boşlukları bambaşka hikayelerle doldurur. Gerçeği, insanın yüzüne tokat gibi çarpan dünyanın en büyük yalanıdır. Ana tema bu. Anlatılan, gözünüze sokulan, sizi esir alan bu üç hikayenin de bir yerlerinden, silahlar, mayınlar, ölenler, yarım kalanlar çıkıveriyor. İlk kısım masal tadında. Ama öyle bir masal ki; Kinyas ve Kayra mı? Hansel ve Gratel mi? Çocuk mu, dev mi? Kör mü, sağır mı? Merhametli mi, gaddar mı? Eksik mi, fazla mı? Bir türlü çözemediğiniz, kaya gibi sert, kış gibi soğuk, kendi başlarının çaresine bakmaya çalışan, güçsüzlüklerinden, zayıflıklarından muhteşem bir güç var etmeyi başarmış, ikiz kardeşlerin hikayesi. Duygusuzluk, belki de onları en güzel ifade edebilen sözcüktür. İkinci bölümse biraz daha kalabalık. Uykusuzluk çeken bir adamdan, babasından sakat bir çocuk sahibi olan Yasmine, Mathias 'a, Papaz 'a kadar pek çok enteresan kişilik ve hikaye anlatılıyor. Tamamı sıradışı. Ve üçüncü bölüm.. Bu kısmı, kitabın arka kapağındaki şu satırlar çok güzel özetliyor ; "Belki de sınırları aşmak, sadece mekanları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile değiştirebilir.." Evet, her şey değişiyor. Bitti sandığın her şey yeniden başlıyor. Doğru bildiğinin yalan olduğunu, geçmiş sandığının gelecek olduğunu anladığında baştan sona her şey değişiyor. Bir yerinden tutup, silkeleyip, dogrultmaya çalıştığın hikaye, başka bir yerinden dağılıyor. Parçalarından bambaşka hayatlar doğuyor. Bir kere de değil. Yeniden Yeniden Yeniden.. Gözbebeklerinizden tırnak uçlarınıza kadar donduğunuzu hissetseniz de kitabı elinizden bırakmanız mümkün değil. Her cümle, her kelime sadeliğin büyüsünde, süslemeden de 'vay be!' dedirten çivileyen ,donduran ama alevden satırlar.. Fazlasıyla sert. Ve okurken o kadar savunmasız kalıyorsunuz ki nereden vurulacağınızı bilmenizin imkanı yok. Üç kitabın tek ciltte toplanması harika olmuş. Bu eşsiz tadı, kesintisiz hissetmek tarif edilemeyecek kadar güzel. Darmaduman olacaksınız. İnsanın aynasında insanlığı sorgularken sarsılacaksınız. Zamansızlıkta, isimsizlikte, mekânsızlıkta boğulacaksınız. Başta sevmek sözcüğü, sonra aile,sonra kardeş, sonra anne..hepsi bir bir anlamını yitirecek. Anlamsızlığı, aldatmayı, acıyı ve hissizliği ta derinden hissederken, umutsuzluğun kokusunu alacaksınız. Ama kesinlikle bu kitaba bayılacaksınız.. Keyifli okumalar..:) (Liliyar)
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan PDF indirme linki var mı?
Agota Kristof - Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Agota Kristof Kimdir?
Agota Kristof 1935’te Macaristan’da doğdu. 1956’da Stalin karşıtı sosyalist işçilerin rejimi devirmek için çıkardığı ayaklanma, Sovyet ordusu tarafından bastırılınca, siyaseten faal olan kocası ve dört aylık çocuklarıyla Macaristan’dan kaçıp İsviçre’ye yerleşti. Bir yandan fabrikada çalışan, bir yandan da Fransızca öğrenen Kristof 1970’li yıllarda tiyatro oyunları yazdı. 1986 yılında yayımlanan, üçlemesinin ilk kitabı Büyük Defter ile büyük başarı kazandı. Üçlemenin ikinci kitabı Kanıt 1988’de, son kitabı Üçüncü Yalan ise 1991 yılında yayımlandı. Kristof halen İsviçre’de yaşamaktadır.
Diğer Kitapları: Hier (1995), L’analphabète (2004), C’est égal (2005), Où es-tu? Mathias? (2006)
27 Temmuz 2011 tarihinde vefat etti.
Agota Kristof Kitapları - Eserleri
- Dün
- Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
- Üçüncü Yalan
- Büyük Defter
- Kanıt
Agota Kristof Alıntıları - Sözleri
- "Ölenlerle gidenler arasındaki tek fark bu, değil mi? Ölmeyenler geri döner. (Kanıt)
- Buraya geri dönmeyeceğim. . ..burada ölmek istemiyorum (Üçüncü Yalan)
- Meğer bu kapı hep açıkmış, ben hiç bu kapıdan çıkmayı denememişim. (Dün)
- “Bazı anne babalara çocuklarının öldüklerini söylemişsin. Niçin bunu yaptın?” “Hoşlarına gitsin diye.” “Neden?” “Çünkü insanlar çocuklarının ölümünü sakat olmalarına yeğler.” “Bunu nereden biliyorsun?” “Biliyorum işte, o kadar.” (Üçüncü Yalan)
- Bolluk ve mutluluk içinde yüzüyoruz. (Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan)
- Bu kadar taş yürekli olduğunu bilseydim.. Seni asla aramazdım.. (Üçüncü Yalan)
- "Bir kitap ne kadar hüzünlü olursa olsun bir hayat kadar hüzünlü olamaz." (Üçüncü Yalan)
- Ne yaşam ama? Tekdüze iş. Acınası maaşlar. Yalnızlık. (Dün)
- “İnsan yapayalnız olduğu zaman hastalanmak çok kötü.” (Kanıt)
- “Ölüler hiçbir yerde ve her yerdedir.” (Kanıt)
- . Çocuklar büyük mutluluk getirir.. . (Üçüncü Yalan)
- Kendim icin bir şey istediğim yok .. "Çocuklarımın bu savaştan canlı çıkmalarını istiyorum " (Büyük Defter)
- “Uyumak için ideal yer, diyordu, insanın sevdiği kişinin mezarıdır.” (Kanıt)
- “Evet. En hüzünlü kitaplardan bile daha hüzünlü hayatlar vardır.” (Üçüncü Yalan)
- “Artık ne kızarmak ne titremek istiyoruz, küfürlere, bizi yaralayan sözlere alışmalıyız. Mutfaktaki masanın başına karşılıklı oturuyoruz, göz göze, en ağır sözleri söylüyoruz.” (Büyük Defter)
- "Bu sözcüğün anlamını bilmiyorum .. ..kimse bilmiyor . (Kanıt)
- "Artık ölü bir ağacım ama canlı olduğum günlerdeki gibi seni seviyorum " (Kanıt)
- "İnsan birini giysilerinden, ayakkabılarından, ellerinden ya da saçlarından da tanıyabilir." (Kanıt)
- "Koridor boyunca yürüdüm. Kapı açıktı. Meğer bu kapı hep açıkmış, ben hiç bu kapıdan çıkmayı denememişim." (Dün)
- “Duyguları tanımlayan sözcükler çok belirsiz, bunları kullanmaktan kaçınıp nesnelerin, insanların kendileriyle, yani olayların sadık betimlemeleriyle yetinmek lazım.” (Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan)