Büyülü Fener - Ingmar Bergman Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Büyülü Fener kimin eseri? Büyülü Fener kitabının yazarı kimdir? Büyülü Fener konusu ve anafikri nedir? Büyülü Fener kitabı ne anlatıyor? Büyülü Fener PDF indirme linki var mı? Büyülü Fener kitabının yazarı Ingmar Bergman kimdir? İşte Büyülü Fener kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ingmar Bergman
Çevirmen: Gökçin Taşkın
Orijinal Adı: The Magic Lantern
Yayın Evi: Agora Kitaplığı
İSBN: 2789754140405
Sayfa Sayısı: 320
Büyülü Fener Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Filmlerimdeki ritim masa başında senaryodan doğar, kamera karşısında da yaşamaya başlar. Her tür doğaçlama bana yabancıdır. Eğer çabuk karar vermeye zorlanırsam ter içinde kalır ve korkudan kaskatı kesilirim. Film çekimi benim için ayrıntılı planlanmış bir yanılsamadır; yaşadıkça bana daha da aldatıcı görünen bir gerçeğin yanılsaması. Film, belge olduğu zamanın dışında bir düştür. Bundan dolayı Tarkovski sinema yönetmenlerinin en büyüğüdür. O, düşsel mekânlarda bir uyurgezerin güveniyle hareket eder, hiç açıklama yapmaz. Zaten ne açıklayacaktır ki! Düşlerini bütün iletişim araçlarının en zoru, ama bir anlamda en isteklisi aracılığıyla görünür kılabilen bir gözlemcidir. Ben, bütün hayatım boyunca onun büyük bir doğallıkla dolaştığı kapıları yumrukladım durdum. Ama bu kapılardan içeri ancak birkaç kez süzülmeyi başarabildim...."
Büyülü Fener Alıntıları - Sözleri
- " Ah ! Şimdi varoluşun tüm acısını duyuyorum.İnsan olmak bu ."
- "Ruhuma ıslak bir bulaşık bezi gibi can sıkıntısı ve bezginlik asılmış."
- "Rollerimizi kabul ettik ve oynamak niyetindeyiz ."
- "Benim kendi iç huzursuzluğum yerli yerinde durmalıdır ."
- " Ama benim için zamanın anlamı yoktu. ..........fanteziyle gerçek kabul edileni ayırdetmek çok güçtü."
- . Birbirimizi yaşatıyoruz. Acıyorsa fark eder mi? ...
- Strindberg’in 'Fırtına' adlı oyununda söylediği gibi "Yaşam kısadır ama sürüp giderken uzun olabilir".
- "Çiçekler büyüdü. Ya biz? Neden her şey bu denli acı oldu?...''
- "Varlığına ilişkin hiçbir şey bilmediğim bir dünya: Gözyaşsız bir keder, gülen bir umutsuzluk."
- Eğer birisi çıkıp da bana ya da arkadaşlarıma hiç durmayan etkinliklerimizin nedenini sorsaydı, verecek cevabımız olmayacaktı. Tiyatro yapıyorduk çünkü tiyatro yapıyorduk. Birisinin sahneye çıkıp karanlıkta duran insanlara dönmesi gerekti.
- "Annemin tutkulu bir aşk serüveni yaşamış olduğunu , babamın da şiddetli bir depresyon geçirdiğini biz bilmiyorduk.Annem evliliğini bitirmeye hazırlanıyormuş , babam canına kıymakla gözdağı veriyormuş ."
- Tiyatroda herkesin batıl itikadı olması anlaşılabilir bir şeydir. Bizim sanatımız mantıkdışıdır, bir yerden sonra tanımlanamaz ve sürekli olarak rastlantılara açıktır. (...) Benim buna benzer birkaç deneyimim var. Strindberg son yıllarda benden hoşnutsuzluğunu gösterip durdu. 'Ölüm Dansı’nı sahneye koymam gerekiyordu, polis gelip beni götürdü. 'Ölüm Dansı’nı bir kez daha sahneye koymam gerekti, bu kez de Anders Ek ciddi olarak hastalandı. Münih'te 'Bir Düş Oyunu'nun provasını yaparken Avukat'ı oynayan aktör delirdi. Birkaç yıl sonra 'Bayan Julie’yi hazırlıyorduk, Julie delirdi. Stockholm'de 'Bayan Julie'yi sahneye koyma planları yapıyordum, Julie'yi oynamasını istediğim aktrist gebe kaldı. 'Bir Düş Oyunu'na hazırlanırken sahne desinatörüm depresyon geçirdi. Indra’nın kızı gebe kaldı ve ben, üstesinden gelmenin çok güç olduğu ve projeyi tehlikeye atan gizemli bir enfeksiyona yakalandım. Bu talihsizliklerin hepsi bir rastlantı olamaz. Bazı nedenlerden dolayı Strindberg beni istemiyordu. Bu düşünce beni çok üzdü çünkü Strindberg’i severim.
- Rollerimizi kabul ettik ve oynamak niyetindeyiz.
- "Sevgi yaşamdan daha büyüktür. Sevgi varoluşun en derin anlamıdır."
- "...sonra ağlamaz oldum. Ara sıra içimde derin bir yerde çılgın bir haykırış duyarım, haykırışın yalnızca yankısı bana ulaşır..."
Büyülü Fener İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ingmar Bergman'in içtenlikle kendi hayatını yazdığı bir otobiyografi Büyülü Fener. Çocukluktan başlayarak hayatının bütün dönemlerini yalın bir dille anlatmış Ingmar Bergman. Annesiyle ve babasıyla olan ilişkisinden , sinemaya olan ilgisinin ne zaman başladığından, inançla ilgili düşüncelerinden, evliliklerine kadar hayatının onemli noktalarını okuyoruz Büyülü Fener'de. Kitap sinema bilgisi içeren bir kitap değil. Bergman bana gore sinema tarihinin en iyi yönetmenlerinden biri. Babayla olan ilişkisini okuduğunuzda Kış Işığı, Yedinci Mühür filmlerindeki varoluşsal temalarını daha iyi anlıyorsunuz. Nasıl Rus toplumunu en iyi anlatan Dostoyevski ise , Bergman'da sinemanın Dostoyevskisi bence. Bazı film eleştirilerinde Kış Işığı filminin Dostoyevski karakterinden esinlendiği yazılmıştır. Benim gibi Bergman seviyorsanız kitabı okuyabilirsiniz . Filmlerini de izlemenizi tavsiye ederim. (Tülay Şahin)
Ingmar Bergman'ın kendini eleştirmekten çekinmediği ve özellikle çocukluk ve sinema hayatı üzerine yazmış olduğu otobiyografik kitaptır. Her sinemacı okumalı diyebileceğim bir kitap değil ancak Bergman filmlerine tutkunsanız okumanızı öneririm. Öyle ki, kitapta okurlara yaşadığı olaylar üzerine hissettikleri, hangi durumdan nasıl etkilendiği, ne tür bir tutum gösterdiği gibi konuları betimleyici bir şekilde anlatırken bu yaşanmışlıklarını filmlerine nasıl aktardığı ve hangilerini filmlerinde kullanmaya değer gördüğü gibi birçok kavramı betimliyor. Özellikle çocukluğunda kendi çocukluğumla köprüler kurduğum birçok nokta oldu ve bu sebeple kendimi artık daha da yakın gördüğüm bir yönetmen haline geldi. Meraklısına keyifli okumalar dilerim... (eres)
Bergman’ın sinemaya, tiyatroya, dönemin siyasi atmosferine, kadın erkek ilişkilerine dair düşüncelerini içeren güzel bir otobiyografi kitabı. Ancak otobiyografi kitabı olduğu unutulmamalı düşünceler didaktik biçimde işlenmiyor bergman ne yaşadı Ve hissettiyse onu aktarıyor. Ünlü bir yönetmen ama sinemaya dair daha teorik şeyler istiyorsanız röportajlarını tavsiye ederim bu kitabı değil. Akıcı bir kitaptı Bergman’ı tanımak filmlerini daha iyi anlamayı sağlıyor (Utku)
Büyülü Fener PDF indirme linki var mı?
Ingmar Bergman - Büyülü Fener kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyülü Fener PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ingmar Bergman Kimdir?
Ingmar Bergman, İsveçli oyun yazarı ve film yönetmenidir.
Bir Protestan papazının oğlu olarak 1918'de İsveç Uppsala'da doğmuştur. Çok sayıda evlilik yapmıştır. Bunlardan birini Max con Sydow ile, son evliliğini ise kült oyuncu Liv Ullmann ile yapmıştır. 30 Temmuz 2007'de sabahın erken saatlerinde İsveç'te Fårö adasındaki evinde 89 yaşında vefat etmiştir. Kızı Eva Bergman tarafından uykusunda öldüğü açıklanmıştır. Bergman 2005 yılında Time dergisi tarafından dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak nitelendirilmiştir. 9 defa en iyi yönetmen Oscar’ına aday gösterilen Bergman’ın eserleri, 1960, 1961 ve 1983 yıllarında En İyi Yabancı Film Akademi Ödülü’nün sahibi olmuştur.
Birçok filminde karakterleri, sanat çevreleri içine yerleştirmiştir. Filmlerinde tavrını daima kadınlardan yana koyar. Mizahi ve eğlenceli filmler de yapmıştır. Papazlar, bir 'sorunsal' olarak dahil edilir filme. Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu, Yedinci Mühür ve Cehennemi Karanlıkta Müzik filmlerinde açıkça iticidirler. Bir Aşk Dersi ile Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri'nde mizahi bir dille hicvedilirler.
Genel olarak gerçek dünyadan ve toplumsal sorunlardan uzak, melankolik ve kapalı bir sinema yapmakla eleştirilir. 1956 Cannes Film Festivali’nde gösterilen Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri, tam bir olay yarattı. Jüri, çok iyi diğer filmlerin de varlığı nedeniyle, bu filme özgü bir ‘ödül yaratmak’ (Şiirsel Hiciv Ödülü) zorunda kaldı. Böylece Bergman, bu 18. filmiyle birlikte bir anda keşfedildi. Bergman’ın bütün filmleri, Avrupa sinemalarını sardı. 1957 Cannes Film Festivali’nde gösterilen baş yapıt (Yedinci Mühür) bu modanın katlanarak artmasında etkili olmuştu.
1970’li yıllar Bergman’ın Avrupa’da bir efsane haline geldiği yıllardır. Mali polisin gelip sahibi olduğu tiyatroyu basması ve gelir bildirimleri ile ilgili olarak Bergman’ı (biraz da hoş olmayan biçimde) sorgulaması üzerine ülkesine küsen sanatçı, 1976 yılında Almanya’nın Münih kentine taşınır ve böylece gönüllü sürgünlük dönemi başlar.
Ingmar Bergman Kitapları - Eserleri
- Yedinci Mühür
- Büyülü Fener
- Aynadaki Gibi - Sessizlik...
- Sinematografi İnsan Yüzüdür
- Yaban Çilekleri
- İmgeler
- Bir Evlilikten Sahneler
- Evlilik Manzaraları
- Pazar Çocuğu
- Fanny och Alexander
Ingmar Bergman Alıntıları - Sözleri
- İçten inancımı söyleyeyim mi sana? Duygusal açıdan, kara cahilleriz. Yalnızla seninle ben değil, dünyadaki herkes, însan anatomisi, orta batı bölgelerinin tarım koşulları, pi sayısının kara kökü... daha neler neler öğretiyorlar bize, ama ruhumuz üzerine tek söz yok! Bir çocuğa ruhsal bilinç aşılamaya kalkışmak nerdeyse müstehcen sayılıyor. Ahlaksız bir moruk yerine konuyorsun... Kendini tanımıyorsan, başkalarını nasıl tanıyabilirsin?.. (Evlilik Manzaraları)
- Bir başkasını yargılamaktan daha hoşa gitmeyen bir şey yoktur; kişiyi bir ağa düşürür bu; yanılmalar, yalanlar ağına. (Yaban Çilekleri)
- Film, tepki yaratmak için yapılır. Seyirci hiç mi hiç tepkide bulunmazsa, o film ilgisiz ve değersiz bir yapıttır. (Yedinci Mühür)
- “Gerçek olduğumu hissetmem için birinin bana ulaşmasını bekliyordum.” (Aynadaki Gibi - Sessizlik...)
- Hiç kimse umursamıyor, kimse ürkütülmüyor, hiç kimse -ola ki başkasının mutsuzluğundan alınan o muzip zevkten başka- hiçbir şey hissetmiyor. Hiç kimse karşılaştığı aşağılanma, utanç, korku ve kendisinden nefret duygusuyla titreyen ve çocukluğundan beri ruhsal özürlü olan elli yedi yaşındaki soytarıdan başka hiç kimse hiçbir şey hissetmiyor. Saatler saatleri, günler günleri izliyor. (İmgeler)
- Tiyatroda herkesin batıl itikadı olması anlaşılabilir bir şeydir. Bizim sanatımız mantıkdışıdır, bir yerden sonra tanımlanamaz ve sürekli olarak rastlantılara açıktır. (...) Benim buna benzer birkaç deneyimim var. Strindberg son yıllarda benden hoşnutsuzluğunu gösterip durdu. 'Ölüm Dansı’nı sahneye koymam gerekiyordu, polis gelip beni götürdü. 'Ölüm Dansı’nı bir kez daha sahneye koymam gerekti, bu kez de Anders Ek ciddi olarak hastalandı. Münih'te 'Bir Düş Oyunu'nun provasını yaparken Avukat'ı oynayan aktör delirdi. Birkaç yıl sonra 'Bayan Julie’yi hazırlıyorduk, Julie delirdi. Stockholm'de 'Bayan Julie'yi sahneye koyma planları yapıyordum, Julie'yi oynamasını istediğim aktrist gebe kaldı. 'Bir Düş Oyunu'na hazırlanırken sahne desinatörüm depresyon geçirdi. Indra’nın kızı gebe kaldı ve ben, üstesinden gelmenin çok güç olduğu ve projeyi tehlikeye atan gizemli bir enfeksiyona yakalandım. Bu talihsizliklerin hepsi bir rastlantı olamaz. Bazı nedenlerden dolayı Strindberg beni istemiyordu. Bu düşünce beni çok üzdü çünkü Strindberg’i severim. (Büyülü Fener)
- “İnanç taşıması zor bir yüktür. Ne kadar yüksek sesle çağırırsan çağır, karanlıktan sıyrılıp hiç gelmeyen birini sevmek gibi.” (Yedinci Mühür)
- Işıklı ve mutlu bir yaşam resimleme kararım, benim yaşamı katlanılması gerçekten çok güç bulduğum zamanlarda verilmiştir. (İmgeler)
- Bir seçim yapmak zorunda kalmışlardır. Bir yara, görünüşte önemsiz bir yara açılır, iyileşir ama iz bırakır, izin altında irin oluşur. (Bir Evlilikten Sahneler)
- Bugün birey, sanat yaratıcılığının en yüksek biçimi ve en büyük derdi olmuştur. (Yedinci Mühür)
- Yok olmaktan kurtulan tek değer, hayat ve neşe veren sevgidir. (Yaban Çilekleri)
- "Bireyciler birbirlerinin gözünün içine bakıp birbirlerinin varlığını inkar ediyorlar; ortaklaşa mutluluğun kurtarıcı gücünü tadamadan karanlığa haykırıyorlar. Kendi kısır dönümüzle o kadar zehirlenmiş, kendi dertlerimizle o kadar sınırlanmışız ki, artık doğru ile yanlışı, gangsterin idealiyle an ideali birbirinden ayırt edemiyoruz." (Yaban Çilekleri)
- "İnsanların kitap okumaması ciddi problemlere yol açar. Kelimelerin bilinçli iletişimin en temel aracı olduğu yerde, kelimesi olmayan insan ne yapabilir?" (Sinematografi İnsan Yüzüdür)
- ...ve ben Antonius Block, Ölümle satranç oynuyorum. (Yedinci Mühür)
- "Bizim sınırlarımız yoktur. Bir ilişki kurduğumuzda birbirimizin içine kadar gireriz. Kuşkusuz, bunu yapmadığımız zaman tek başımıza kalırız ve birbirimizden çok uzak oluruz" (Sinematografi İnsan Yüzüdür)
- Çünkü birçok şey bilmene rağmen aslında hiçbir şey bilmiyorsun. (Yaban Çilekleri)
- " Ama benim için zamanın anlamı yoktu. ..........fanteziyle gerçek kabul edileni ayırdetmek çok güçtü." (Büyülü Fener)
- Yaşamdan sessizlik diliyorum artık, bir de beni ilgilendiren şeylere ayırabilecek zaman.. (Fanny och Alexander)
- " Birinin elinden bahanelerini alırsanız, aklını Kaçırır." (Fanny och Alexander)
- Sten, küçük sevgilim, dikkat et ki, beynin patlamasın. (Yaban Çilekleri)