Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek - George Ritzer Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kimin eseri? Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kitabının yazarı kimdir? Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek konusu ve anafikri nedir? Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kitabı ne anlatıyor? Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek PDF indirme linki var mı? Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kitabının yazarı George Ritzer kimdir? İşte Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: George Ritzer
Çevirmen: Şen Süer
Orijinal Adı: Enchanting a Disenchanted World
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9755393131
Sayfa Sayısı: 272
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Baba, işyerinde kredi kartı borçlarının faizlerini ödemek için çalışırken anne evde televizyon karşısına geçmiş alışveriş kanalını izlemektedir. Evin oğlu, arka odada, sanal üniversitede günün derslerini bitirmiş, sanal alışveriş sitelerinde sörf yapmaktadır. “Hafta sonu tatilimizi nerede geçireceğiz anne?” diye sesle-nir. “Şehir dışındaki büyük alışveriş merkezine gideriz. Sen spor mağazasında yapay kaya tırmanışı yaparken biz de babanla dükkânlara girip çıkar, akvaryum bölümünü gezeriz; sonra da yağmur ormanları konseptli restoranda buluşup bir şeyler atıştırırız” cevabıyla tatmin olarak, yeni çıkan CD'yi sanal alışveriş listesine ekler.
Hiper tüketim ve simülasyon çağında yaşıyoruz. Yalnızca eğlendirici olmak için birbiriyle yarışan devasa büyüklükteki alışveriş merkezleriyle çevrelenmek-le kalmadık; müzeler, parklar, üniversiteler, stadyumlar, havaalanları ve garlar da içlerindeki mağazalar, alışveriş standları, fast-food restoranlarıyla birer eğ-lence ve alışveriş merkezine dönüştü. Tüketim bizi canevimizden vurdu: Tica-ret bilgisayar, televizyon, internet ve telefon aracılığıyla yatak odalarımıza ka-dar girdi. Başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok yerinde aynı ürünleri su-nan mağaza zincirlerinden alışveriş ediyor; New York ya da Moskova'dakiyle aynı lezzetteki hamburgerleri yiyor, hatta aynı yüz ifadesini takınan kasiyerler-den aynı sözleri işitiyoruz
Tüketim katedralleri gösteri toplumunun ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her şeyin simüle edildiği sanal ortamlarda hem alışveriş ediyor, hem eğleniyor, hem de yemek yiyoruz. Baudrillard'ın dediği gibi, her şey iç içe geçti, sınırlar yok oldu; eğlence, alışveriş, spor, eğitim dev bir gösteriye dönüştü.
Ritzer, Toplumun McDonaldlaştırılması'nda modern akılcılaşma sürecinin yaşamlarımıza dayattığı tekdüzeliği gözler önüne seriyordu: McYemek, McYatak, McDoktorlar, McOto tamircileriyle montaj hattına benzeyen bir McToplum. Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek'te ise, tüketim araçlarını elinde bulunduranların, sonsuz bir tüketimi körükleyebilmek için, dünyayı “eğlenceli” kılarak nasıl yeniden büyülediklerini araştırıyor. Bunu yaparken Marx'tan üretim araçları; Weber'den akılcılaştırma, büyüleme ve büyünün bozulması; Baudril-lard'dan simülasyon kavramlarını eksen alıyor. Görünen o ki, tüketim çılgınlığı durulmak bilmeyecek; peki biz Amerikanlaşmaya dur deyip doğaya, zaman ve mekânın sıkıştırmadığı ilişkilere, sahiciliğe yüzümüzü dönebilecek miyiz?
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek Alıntıları - Sözleri
- Gerçek olmayan, gerçeklik haline geldi. Gerçek artık taklidi taklit ediyor.
- Postmodern toplumsal kuram biçem olarak da akademik değil edebidir. Bu perspektife yakın düşünürler akademisyenlik ve edebiyat arasında net bir çizgi çekme düşüncesini reddetmekle kalmaz aynı zamanda modern düşünme yönteminin bir parçası olarak sınır çekme çabalarının çoğunu ya da tümünü reddederler. Daha da önemlisi postmodern düşünürler toplumun hayli akılcı olduğu düşüncesini de reddederler. Postmodern toplum da bazı akılcı unsurlar olabilse de, duygular, sezgi, yansıtma, spekülasyon, kişisel deneyim, gelenek, şiddet, metafizik, kozmoloji, sihir, cinsel duygular ve mistik deneyim ile karakterize edilmesi daha mümkündür.
- Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemeyek: Tüketim Araçlarının Devrimcilestirilmesi, bu ortamların ve bunlara benzer birçok başkalarının son yarım yüzyıldaki gelişmelerini ele alıyor. Mal ve hizmetleri tükettiğimiz yerlerde devrimci bir değişim gerçekleşti ve bu değişimin yalnızca tüketimin niteliğinde değil toplumsal hayat üzerinde de derin bir etkisi oldu.
- Artık gerçeklik yoktur simülasyon vardır. Baudrillard
- Kısıtlama sürekliliğinin en aşırı ucunda Goffman'ın Tam Gözetim Kurumu dediği şey vardır. yani içindeki insanlar üzerinde Tama yakın bir denetim Kuran kurum. Goffman'ın aklında cezaevleri ve akıl hastaneleri olsa da bir tam gözetimi kurumuna getirdiği tanım çeşitli yeni tüketim araçlarına özellikle yolcu gemilerine de uygulanabilir. bir tam Gözetim Kurumu uzunca bir süreliğine geniş toplumla ilişkisi kesilmiş çok sayıda insanın birlikte kapalı resmi olarak yönetilen bir yaşam sürdüğü dinlenme ve çalışma yeridir. cezaevlerindeki ya da akıl hastanelerindeki insanlarda çok etkindir ama gemi yolcuları da benzer şekilde denizdeyken gemiden inemezler yolculuk sırasında ancak orada var olanlarla yetinebilirler ve gemi ne zaman ve neyi sunarsa ancak onu tüketebilirler.
- Bir mimarın ifade ettiği gibi: "yukarıya bakıp gökyüzünü görebiliyor olmakta sihirli bir şeyler vardır."
- Campbell, Weber'in kapitalizmin gelişiminde erken kalvinizmin oynadığı merkezi rolle ilgili temel argümanına karşı çıkmaz ama Weber'in çözümlemesini yeterince ileriye götürmediğini ileri sürer. Yani Weber Protestan etiğini yaklaşık 1700 e kadar çözümledi Ama bu etik Bu noktadan sonra da gelişmeye devam etti ve çok farklı bir yöne girmeye başladı Campbell Erken Kalvinistler de Weber'in gördüğünden daha fazla duygu olduğunu belirtse de geç kalvinistlerde duyguyu daha da fazla kabul eder hale geldiğini ileri sürdü. Diğer bir ifadeyle geç kalvinistlerde de büyüleme unsurları vardı erken kalvinistler kurtulup kurtulmayacaklarını belirlemelerine yardımcı olacak başarı işaretlerine ihtiyaç duysa da geç kalvinistler zevklerinin kanıtını aradılar. Zevk güzellikle, güzellik de iyilikle bağlantılıdır. Zevk sahibi olduğunu gösteren kalvinist aynı zamanda da iyiliğin sergilemiş oluyordu. Diğer bir ifade ile haz aramak karakter idealleriyle bağlantılı hale geldi. Bir insanın zevk sahibi olduğunu göstermenin en kolay yolu modaya uyduğunu göstermekti. Geç kalvinizm modayı takip etme ve dolayısıyla lüks malları heyecanla tüketmeye meraklı hale geldi.
- Baudrillard'a göre simgesel değiş tokuş " alma ve geri verme, verme ve alma hediye ve karşı hediyeler döngüsü" içerir. Baudrillard, akılcı olmayan simgesel değiş tokuş nosyonunu modern kapitalist toplumu karakterize eden hayli akılcı ekonomik değiş tokuşa karşıt bir alternatif olarak geliştirdi. Örneğin ekonomik değiş-tokuş karın yanı sıra mal ve hizmetler gibi şeyler üretse de simgesel değiş tokuş üretken değildir.
- Benjamin'in Kapitalizmin özünün zaten üretimden tüketime kaymaya başladığı gerçeğini kesin bir şekilde kabul edişi vardı. Bu yüzden Marx'ın inandığı gibi eğer bir devrim olacaksa proleterya ile üretim alanı arasında değil tüketim ve tüketici dünyasında olmalıydı.
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İçinde bulunduğumuz dünyada tüketiciler olarak sayısız mal ve hizmetle çevriliyiz.Bunlara gerek internetten gerekse de mağazalardan ulaşabiliyoruz ve bu mal ve hizmetlerden yararlanmamızı sağlamak için üretim dünyasında birçok şey deneniyor.Sonuç;ekonomi tarafından kontrol ediliyoruz ve sahip olduğumuz paranın bir şekilde ekonomiye akması sağlanıyor.Kapitalizmin baskın olduğu dünya ekonomisinde tüketiciler her türlü teşvik verilerek(kredi kartı almak gibi)tüketmeye davet ediliyor.Öyle gözüküyor ki bu durum bir süre daha devam edecek gibi.Tüketiciler olarak tüketmeliyiz fakat bunu yaparken aslında daha dikkatli ve bilinçli de olmamız mümkün. (şule)
Ritzer, "Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek" tüketim araçlarını elinde bulunduranların, sonsuz bir tüketim için, dünyayı "eğlenceli" kılarak nasıl yeniden "büyülediklerini" anlatmıştı. Bu "yeni dünya"da, tüketim ve mülkiyet, kimlik(sizlik)tir! "Kurallar, konumlar, hiyerarşiler ve benzerleri, insanları öyle bir sınırlar ki bazı şeyleri yapabildikleri halde başka şeyler yapmaya zorlanırlar." Ritzer, Toplumun modern akılcılaşma sürecinin yaşamlarımıza dayattığı tekdüzeliği gözler önüne seriyordu. Görünen o ki, tüketim çılgınlığı durulmak bilmeyecek; peki biz dur deyip doğaya, zaman ve mekânın sıkıştırmadığı ilişkilere, sahiciliğe yüzümüzü dönebilecek miyiz? Çok güzel kitap Keyifli okumalar dilerim.. (Muhammed Ali)
Bizi tüketim zombileri yaptılar...: Tüketiciliğe ilginiz var mı ya da siz de bir tüketim çılgını mısınız veya siz tüketim çılgınlığını kafa sallayarak dinleyen, izleyen anlam veremeyenlerden misiniz? Bunlardan birine evet yanıtınız varsa; Ritzer size kitabıyla bunu alâ bir şekilde yorumlamış. İnsanların nasıl harcamaya teşvik edildiklerini ve para harcarken almak istedikleri şey karşısında nasıl zombileştiklerini anlatan bir eser. Okurken bir anda kendinizi sorgulamaya başlayacaksınız. Bir avm'ye, markete ya da havalimanına gittiğinizde size oynanan oyunları okuyacaksınız. Ve oyunlar normal gibi gelirken size, siz onların oyunlarının zombileri olarak bir şeyleri yok etmeyecek; paralarına para kattığınızı anlayacaksınız. Gayet keyifle okuduğum yoğun bilgi içeren bir eserdi benim için. Tek olumsuz yanı Disneyland'ın metrekaresine öğrenmiş olmaktı. Yazar Disneyland'a fena sarmış:) Keşke bu kitabının adını favori kitabı Toplumun Mc Donaldlaştırılması gibi Disneylandtırılma gibi bir şey koysaydı dedirtti bana. İşletme, iktisat, sosyoloji gibi bölümlerden mezunsanız, yüksek lisans yapıyorsanız satış-pazarlama alanında veya kapitalizmin göz bebeği olarak -benim gibi satış pazarlama alanında yöneticiyseniz size ilginç fikirler katacak, bilgisel katmerlenme yaşatacak bir eser. (Verda)
Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek PDF indirme linki var mı?
George Ritzer - Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı George Ritzer Kimdir?
1940’ta New York’ta doğan George Ritzer, 1958’de Bronx High School of Science’ı bitirip City College of New York’ta yüksek öğrenim görmüş ve ardından University of Michigan’da master yapmıştır. Bir müddet Ford Motor Company’de yöneticilik görevini üstlenmiş ancak bu işin kendisine göre olmadığını fark ederek Cornell University’de doktoraya başvurmuştur. 1968’den itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde profesör olarak dersler vermektedir. Kendisini, “Kendimi temelde bir sosyal teorist olarak yetiştirdim, dolayısıyla bu alanda gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum” diye ifade eden Ritzer’in, McDonaldlaşma, küreselleşme, tüketim, modern ve postmodern sosyal teori alanlarında çok sayıda eseri bulunmaktadır: Sociology: A Multiple Paragism Science (1975, 1980); Toward an Integrated Sociological Paradigm (1981); The Globalizatin of Nothing (2004); Enchanting a Disenchanted World (2005) [Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek, Çev. Şen Süer Kaya, Ayrıntı Yayınları, 2000] ve Globalization: A Basic Text (2010) [Küresel Dünya, Çev. Melih Pekdemir, Ayrıntı Yayınları, 2011].
George Ritzer Kitapları - Eserleri
- Toplumun Mcdonaldlaştırılması
- Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek
- Çağdaş Sosyoloji Kuramları
- Klasik Sosyoloji Kuramları
- Sosyoloji Kuramları
- Küresel Dünya
- Modern Sosyoloji Kuramları
- Globalization: The Essentials
George Ritzer Alıntıları - Sözleri
- Kent, belirli bir kişilik türü üretir. (Sosyoloji Kuramları)
- ... Bir ideoloji, “şimdiyi, geçmiş açısından kavramaya çalışarak onu gizleyen” bir dizi fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Bunun tersine bir ütopya, “şimdiyi aşan ve geleceğe yönelen" bir dizi fikirdir (Mannheim, 1929/1936:97). Ideolojileri kullananlar, statukoyla ilgili bazı şeylerin anlaşılmasını güçleştirerek onu savunmaya çalışırlar, oysa ütopyayı kullananlar , alternatif bir toplumsal biçimin avantajlarını vurgulayarak statükoyu yıkmak için çaba gösterirler. Bir ütopya benimseyenler, “sadece zaten varolan verili bir topumsal düzenin bakış açısından gerçekleştirilemez olarak görünen” bir amaç için çalışırlar (Mannheim, 1929/1936:196). Bu yüzden, bir ütopyayı kabul edenler ile bir ideolojiyi benimseyenler arasında temel bir çatışma her zaman vardır. ... (Klasik Sosyoloji Kuramları)
- Toplum acı çekerken, hastalığının sorumlusunu, kötü talihinin öcünü alabileceği kimseleri arar. Kamuoyu tarafından zaten ayrımcı muaemele görenler bunun için biçilmiş kaftandır. Dışlanmışlar kefaret ödeyen kurbanlar olur. (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
- "Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da hiç değilse sunuyormuş gibi görünür." (Toplumun Mcdonaldlaştırılması)
- ... Ideal tip "Onun işlevi, benzerlikleri veya farklılıkları saptamak, onları en tartışmasız biçimde anlaşılabilir kavramlarla betimlemek veya onları nedensel olarak anlamak ve açıklamak amacıyla ampirik gerçeklik ile karşılaştırma yapmaktır." Marx Weber (Klasik Sosyoloji Kuramları)
- Yüzeyde, para, çeşitli amaçların basit bir aracı veya Simmel'in ifadesiyle "aracın en saf biçimi" olarak görünür. Bununla birlikte para, kendi içinde bir amaç haline gelen bir aracın en aşırı örneği olmuştur. (Sosyoloji Kuramları)
- Modern dünya, hiçbir kaçış yolu olmayan rasyonel sistemlerin demir kafesidir. (Sosyoloji Kuramları)
- Özellikle geçmişte olduğu gibi bugün de Batı toplumları erkeklerin lehine, kadınların ve azınlıkların alehine olacak şekilde örgütlenmiştir. (Modern Sosyoloji Kuramları)
- Bir mimarın ifade ettiği gibi: "yukarıya bakıp gökyüzünü görebiliyor olmakta sihirli bir şeyler vardır." (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
- Kitlelerin çabaları tehlikeli hale geldiğinde topla tüfekle durdurulabilir ama zihnimizi kontrol eden ve inandığımız fikirler, vicdanımızı esir alan fikirler, kalbimiz kırılmadan kaçamayacağımız zincirlerdir; ancak onlara tabi olarak kurtulabileceğimiz iblislerdir.K.Marx (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
- Comte’un yaklaşımının evrimci kuramı veya üç aşama yasası. Bu kuram, dünyanın üç entelektüel aşamadan geçtiğini ileri sürer. Comte'a göre, sadece dünya bu süreçten geçmez aynı zamanda gruplar, toplumlar, bilimler, bireyler ve hatta zihinler aynı üç aşamadan geçer. Birincisi, 1300'den önceki dünyayı karakterize eden teolojik aşamadır. Bu dönem boyunca başlica fikir sistemi, insana göre biçimlendirilen doğaüstü güçlerin ve dinsel figürlerin her şeyin kökeninde olduğu şeklindeki inancı vurgulamıştır. Özel olarak, toplumsal ve fiziksel dünya, Tanrı tarafından yaratılmı olarak algılanmıştır. İkinci aşama, kabaca 1300 ile 1800 arasında gerçekleşen metafizik aşamadır. Bu döneme özelliğini, kişiselleşmiş tanrılardan ziyade “doğa” gibi soyut güçlerin neredeyse her şeyi açıkladığına dair inanç vermiştir. Son olarak, 1800'de dünya, bilime inancın karakterize ettiği pozitif aşamaya girdi. İnsanlar artık mutlak nedenler (Tanrı veya doğa) arayışını terk etmişler ve bunun yerine toplumsal ve fiziksel dünyayı, onları yöneten yasaları keşfetmek için gözlemeye yoğunlaşmışlardır. (Klasik Sosyoloji Kuramları)
- Insanların toplumsal süreçlerin kendilerine ait bir gerçeklik olduğuna ve onlar karşısında yapacak hiçbir şey olmadığına inanması. (Küresel Dünya)
- Gerçek olmayan, gerçeklik haline geldi. Gerçek artık taklidi taklit ediyor. (Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek)
- Merton, açık ve gizil işlevler kavramlarını da ileri sürdü. Bu iki terim, işlevsel çözümlemeye önemli katkı yapmıştır. Basit terimlerle, açık işlevler amaçlanmış olanlardır, buna karşın gizil işlevler amaçlanmamış olanlardır. Örneğin, köleliğin açık işlevi, Güneyin ekonomik üretkenliğini artırmaktı ancak o, hem zengin hem de fakir güneyli beyazlara, onların toplumsal statülerini artırmalarına hizmet eden geniş bir alt kesim sağlayan gizil bir işleve sahipti. (Modern Sosyoloji Kuramları)
- "Bir konuşmanın seyri içinde ne zaman gülmek gerektiği nasıl bilinir?" (Modern Sosyoloji Kuramları)
- ancak hepimizin bildiği üzere dünya, büyük bir eşitsizlikle karakterize edilir. (Küresel Dünya)
- Elbette bu kolay bir iş değildir; ancak ilkesel olarak, her şeyi kapsayabilen Küreselleşme de dahil olmak üzere hiçbir toplumsal süreç durdurulamaz değildir ; bütün toplumsal süreçler kendilerini yaratanlar ve içinde yer alanlar tarafından değiştirilmeye açıktır. (Küresel Dünya)
- Üniversiteler öğrencileri düşünmeye sevk etmek yerine öğrenci sürüsü üreten fabrikalara dönüşür. Amaç mantıklı birey yaratmak değil, en etkili biçimde en fazla öğrenciyi işlemden geçirmektir. Fabrikalarda otomobil ve sucuk nasıl üretiliyorsa, üniversitelerde de öğrenci öyle üretilir. (Çağdaş Sosyoloji Kuramları)
- Bir anlamda, feminist bir bakış açısı her zaman olmuştur. Kadınlar ikinci plana itildikleri her yerde - ve onlar neredeyse her zaman ve her yerde ikinci plana itilmişlerdir- bu durumu bir biçimde kavramış ve karşı çıkmış görünürler (Lerner, 1993). Fakat zamanla sosyolojiyi mesleki bir iktidar temeli olarak düzenleyen erkekler tarafından onların eserleri, bütünlüğü bozularak, değeri düşürülerek veya sosyolojinin genel kaydı dışında tutularak mesleğin uçlarına itildi. Meslekte merkezi bir konum üstlenen kişiler sosyoloji olarak betimledikleri ve açıkça öncülüğünü yaptıkları alan içinde eleştirel bir şekilde değil alışılagelmiş bir şekilde tepki gösterdikleri toplumsal cinsiyet konusunu önemsizleştirerek etraflarında dolaşan feminist iddialara temelde muhafazakâr tepkiler gösterdiler. (Sosyoloji Kuramları)
- Iktidarda olanlar aslında gerçekten önemli konuları gasp etmiş haldeyken, diğer insanlara da nispeten önemsiz konular hakkında demokratik bir şekilde karar vermek bırakılmış oluyor: "Demokrasiden geriye kalan ise büyük ölçüde metalar arasında seçim yapmaktan başka bir şey değil." (Küresel Dünya)