Buz Üstünde Yürür Gibi - Ahmet Erhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Buz Üstünde Yürür Gibi kimin eseri? Buz Üstünde Yürür Gibi kitabının yazarı kimdir? Buz Üstünde Yürür Gibi konusu ve anafikri nedir? Buz Üstünde Yürür Gibi kitabı ne anlatıyor? Buz Üstünde Yürür Gibi PDF indirme linki var mı? Buz Üstünde Yürür Gibi kitabının yazarı Ahmet Erhan kimdir? İşte Buz Üstünde Yürür Gibi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ahmet Erhan
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9789752893153
Sayfa Sayısı: 430
Buz Üstünde Yürür Gibi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bedenini bir dünya haritası gibi dizlerime serip de yollar aradım yürümek için
İçime çekmek için hava, koklamak için çiçek ve bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek
Sevdiğim şeyleri sevecek, bir incir ağacından damlayan süt dolarken memelerine
Çocuklar doğuracak, kara gözleri Dünya'ya bıkıp usanmadan sorular soran
Kendiyle yüzleşmekten çekinmeyen, doğayla ve insanla sonuna dek barışkın...
Yüzünü ak bir kitap gibi ellerimde açıp da umutlar aradım yaşama ilişkin
Uçurumların yamacında kök salacak ağaçlar boğulanlara uzanacak bir kol belki
Bunun için sevgilim, seninle başlattım bu şiiri
(Tanıtım Bülteninden)
Buz Üstünde Yürür Gibi Alıntıları - Sözleri
- “göreceksen şimdi gör beni, çünkü tabutlar ışık geçirmez.”
- “yüzünde hüzün tanecikleri saçlarında rüzgâr sende sonsuzluğa doğru akan bir şeyler var. İnsanın şiire inanası geliyor.”
- “göreceksen şimdi gör beni, çünkü tabutlar ışık geçirmez.”
- Tünel karanlık, tren yorgun, raylar eski. Gönlümde sonsuz bir kaçma isteği..
- Uzun bir şiirin son dizesindeyim. Artık yeni bir şiire başlayabilir miyim?
- - İncesu pazarına yolun düştü mü hiç? Ne ilgisi var deme, sen o renklersin O damar damar domates, patlıcan moru Bağırtısı Kürt Halil'in birdenbire patlayan...
- Yurdum gibi yaralıyım Ne eksik ne fazla Derin bir uçurumum Bütün haritalarda
- “yüzünde hüzün tanecikleri saçlarında rüzgâr sende sonsuzluğa doğru akan bir şeyler var. İnsanın şiire inanası geliyor.”
- kanayan bir yerimiz de yok alışkanlıktan tütün basıyoruz her yanımıza
- sen yollara yürürsen, çiçekler de yürür şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa bir çocuk, kapıları kırıp kırlara koşmazsa o ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür bedeni ışık olup da yüzüme akan düş eğninde samanyolu, ülker, çobanyıldızı o uzak kıyıların, mersinlerin kızı deyin ki, şairin yüreğinde açan bir gülmüş…
- Yazıya dökülmemiş masallar, saza vurulmamış türküler gibisin içimde.
- ateşle suyun öpüştüğü yerdedir yüzün
- Tünel karanlık, tren yorgun, raylar eski. Gönlümde sonsuz bir kaçma isteği..
- Türkiye Ayağa kalk! Yurdumsun. Her rüzgârda eğilen bir yaprak değilsin...
Buz Üstünde Yürür Gibi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Yaraya tütün, kalbe hüzün” basan bir adam, “atlasların bütün kıyılarından” dünyayı seyreden şair, hayatın yaramaz oğlu, edebiyatımızın büyük Ah!met Erhan’ı O... Derin, acı, kesik, alkollü, suskun ve hüzünlü! Militan dergisinde yayımlanan ilk şiirlerden 2006’ya kadar olan 30 senelik dönemden, Ahmet Erhan’ın edebiyat yaşamının adeta bir özeti bu kitap! Kitap değil sanki bir ansiklopedi: BUZ ÜSTÜNDE YÜRÜR GİBİ Bundan daha iyi, daha güçlü ifade olabilir miydi Ahmet abi? Şık ve kışkırtıcı.. Buz mavinin üzerinde buzul kıran ve kırgın bakışlarıyla Ahmet Erhan daha kapaktan mıhlıyor bakanı! O has bir şairdi. Öyle yaşadı. Türk şiirinin helal süt emmiş, sütünü rakıya, rakıyı tütüne, tütünü acıya bulamış: alkol, aşk ve hüzün kokan büyük şairidir Ahmet Erhan. Bu kitap 2006’da yayınlandığında ne çok kitabevi gezmiştim, kitapçılara sormuştum da “yok” demişlerdi. Oysa ki Türk şiirinin köşe taşlarından bir şairinin 30. Yıl seçkisiydi yok olan, görülmeyen, ulaşılamayan. Ne olduysa bundan sonra oldu. Peşinden koşulan şairi koca bir koro büyük bir suskunluğa gömdü. Ankara’dan İstanbul’a geldiği dönemlerdi. “Bir güvercin tedirginliğindeydi..” Sonra nedense ona yüz dönüldü. Mesela bu kitap hakkında neredeyse hiçbir şey yayınlanmadı gazete ve dergilerde... Neyse! Kendisinin de sık sık belirttiği gibi, sanki yıllardır aynı şiiri yazıyor Ahmet Erhan. İşte o şiirin tamamı, toplamı, ayrı ayrı başlıklı hâli diye de okuyabiliriz bu kitabı. Gücünü içtenlikten alan, herkesin kendinden duygular göreceği ve sürekli çoğalan şiirler bunlar. Ahmet abinin fotoğraflarda görünen o buruk gülüşünün sıcaklığını ve güzel samimiyetini, dizelerinde hissedeceksiniz. (Çağlar)
Henüz 23 yaşındayken yazar/Behcet-Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan bir şair olan Ahmet Erhan genç yaşında böyle bir başarı yakalamasına rağmen günümüzde pek tanınmayarak, önemli bir okur kitlesi yerine özel bir okur kitlesi edindi. Çünkü Ahmet Erhan’ı okumak ve sevmek için insanın bariz özellikleri olması gerekiyor. Belki bir yara, belki bir yaşanmışlık belki içselleştirebilmek yani onunla yaşadığınız hayatı benzeştirmek veya çok hassas bir insan olup onun şiirlerinde yansıttığı o acıyı ve diğer yoğun duyguları derinden hissetmek gerekiyor Ahmet Erhan için. Sanatının 30. Yılına özel, bütün kitaplarından özenle seçilen şiirler yer alıyor bu kitabında. Ahmet Erhan'ın her şiir kitabı belli bir tema üzerine oluşturulmuş. Ölümse ölüm, sevdaysa sevda herbiri kendi içinde bir bütün oluşturan kitaplardan seçilen şiirler ise dağınık olduğu biraz kafa karıştırıcı olabilir. Ben çoğu şiirini okuduğum için bu kitap bir nevi tekrar oldu benim için. Zaten kitap baskısı olmayan ve emanet bir kitap sırf okumadığım Ahmet Erhan kitabı kalmasın diye bu uğraş. Ahmet Erhan'ın ölümler ve ayrılıklar sonrası hissettiği derin yalnızlık, şiirlerinin ana fikridir. Onu bu derece etkileyen babasının ölümü ve ülkenin alacakaranlık dönemlerindeki ölümlerdir. Şiirlerinde yoğun biçimde ölümü işlemiştir. Ölüm üzerine yüzlerce dize sıralanabilir. "Üşüdüm üstümü örtsene toprak" Tıpkı Cemal Süreya'nın annesini kaybetmesinin kendisinde yarattığı duygu boşluğunun şiirlerine yansıtması gibi Ahmet Erhan'ın babasını kaybetmesi üzerine nihilizm ve lirizmin engin denizlerinde çok sert kulaçlar atmıştır. Ölüme karşı tam anlamlandıramadığım sebep ise ya babasının ölümü ya da ölmediği, ölemediği için kendisinde bir suçluluk duygusu hissetmesidir. ''Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan'' Genel olarak özetlersem Ahmet Erhan şiirinde anahtar kelimeler alkol, ölüm, yalnızlık ve dolayısıyla hiçlik. Eğer bu kelimeler sizlerde bir şeyler çağrıştırıyorsa Ahmet Erhan şiiri okumamanız hata olur. (DUA)
Sanatının 30. Yılına özel, bütün kitaplarından özenle seçilen şiirler yer alıyor bu kitabında. "Üşüdüm üstümü örtsene toprak" Tıpkı Cemal Süreya'nın annesini kaybetmesinin kendisinde yarattığı duygu boşluğunun şiirlerine yansıtması gibi Ahmet Erhan'ın babasını kaybetmesi üzerindrki etkileri şiirlerine de yansımış. Ahmet Erhan'ın ölümler ve ayrılıklar sonrası hissettiği derin yalnızlık, şiirlerinin ana fikridir. Onu bu derece etkileyen babasının ölümü ve ülkenin alacakaranlık dönemlerindeki ölümlerdir. Şiirlerinde yoğun biçimde ölümü işlemiştir. Ölüm üzerine yüzlerce dize sıralanabilir. (red john)
Buz Üstünde Yürür Gibi PDF indirme linki var mı?
Ahmet Erhan - Buz Üstünde Yürür Gibi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Buz Üstünde Yürür Gibi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmet Erhan Kimdir?
8 Şubat 1958'de Ankara'da dünyaya geldi. Mersin'li bir ailenin, dört kızın ardından doğan beşinci çocuğudur. Babanın işleri nedeniyle Ankara'dan göç edilmiş ve bunun üzerine çocukluğuyla ilkgençliği Mersin ve Adana'da geçmiştir. Babasının emekliye ayrılmasıyla yeniden Ankara'ya dönerler.
Çeşitli nedenlerle kısa bir süre ara verdiği lise öğrenimini Akşam Lisesi'nde tamamladı. Ardından Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Ankara'nın özel öğretim kurumlarında Türkçe-Edebiyat öğretmenliği yaptı.
Hayatının büyük bir bölümünü Ankara'da geçiren şair, 'Ankara-İstanbul Karatreni' kitabında anlaşılabilen nedenlerle, 2001 yılında İstanbul'a yerleşti.
Adana Demirspor Genç Takımı'nda futbol oynadı. O yıllarda geçirdiği ağır sakatlık döneminde şiir yazmaya başladı. 1976'da Militan dergisinde topluca yayınlanan şiirleriyle dikkat çekti. 1980 öncesi ve sonrasında ülke gençliğinin yaşadığı dramı, içerden bir ses olarak, o dönemlerde oldukça yaygın olan slogancılığa kaçmadan, kendine özgü diliyle yazması şiirini özel kıldı. Lirizm zenginlikleri ve ironiyle harmanladığı 'şimdiki zamanın duygu resmi' olarak tarif edebileceğimiz söyleyişini, neredeyse otuz yıldır sürdürüyor.
Ahmet Erhan pek çok çevrede hala ilk kitaplarıyla hatırlanmasına ve bilinmesine rağmen, şiir serüvenini yaşanan zamanla atbaşı götürmekte ve çok genç yaştaki okuyucuları tarafından da ilgiyle takip edilmekte.
Cahit Külebi, 1982 tarihli bir söyleşisinde kendisi için 'şaşırtıcı bir olgu' tabirini kullanmıştı. Ahmet Erhan, şiirleriyle hala kendisini izleyenleri şaşırtmaya devam ediyor.
ESERLERİ
Alacakaranlıktaki Ülke. İlk basımı Mart 1981'de Yeni Türkü Şiir Yayınları, İlk Eserler Dizisi'nden çıkan bu kitap, şair henüz 23 yaşındayken 1981 Behçet Necatigil Ödülü'ne değer bulunmuştur. Kitabın ikinci basımı bir yıl sonra şairin yeni kitaplarıyla birlikte Lir Yayınları'ndan çıkar. Kitabın tekrar basımları sonraki yıllarda da farklı yayınevlerinden devam etmiş ve etmektedir.
Yaşamın Ufuk Çizgisi, Nisan 1982, Lir Yayınları, Türk Yazarları Dizisi.
Akdeniz Lirikleri, Nisan 1982, Lir Yayınları, Türk Yazarları Dizisi.
Kuş Kanadı Kalem Olsa, 1984, Can Yayınları. Bu kitapta daha önce yayınlanan 'Alacakaranlıktaki Ülke', 'Yaşamın Ufuk Çizgisi', 'Akdeniz Lirikleri'nin yanı sıra, sonraki yıllarda Bilgi Yayınevi'nden ayrı kitaplar halinde çıkacak olan 'Sevda Şiirleri', ' Zeytin Ağacı', 'Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin' toplamları yer almaktadır.
Ölüm Nedeni Bilinmiyor, 1988, Can Yayınları.
Deniz Unutma Adını, Ocak 1992, Bilgi Yayınevi. 1992 Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne değer bulunmuştur.
Öteki Şiirler 1976 - 1991, Ekim 1993, Bilgi Yayınevi.
Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi, Ekim 1997, Bilgi Yayınevi. 1998 Cemal Süreya Şiir Ödülü'ne değer bulunmuştur.
Köpek Yılları, Temmuz 1998, Bilgi Yayınevi. Yayınlanmış tek öykü kitabıdır.
Resimli 'Ahmetler' Tarihi, Şubat 2001, Bilgi Yayınevi. Şairin daha önce hiçbir dergide yayınlamadığı 'Türkiye Ayağa Kalk' adlı şiir toplamı da bu kitapla ilk kez okuyucuya sunulur.
Ankara-İstanbul Karatreni, Ağustos 2001, Everest Yayınları. Şairin çeşitli dergilerde yer alan denemelerini, Ankara-İstanbul Karatrenine binip İstanbul'a göç ettiği Nisan 2001'i takip eden Ağustos'ta yayınlaması oldukça önemlidir. Şehrine vedası olarak adlandırabileceğimiz 'Daüssıla' şiiri de bunun önemini çizmek istercesine kitapta yer almaktadır.
Bugün De Ölmedim Anne, Toplu Şiirler 1, Eylül 2001, Everest Yayınları. Toplu Şiirlerinin bu ilk cildinde 'Alacakaranlıktaki Ülke', 'Yaşamın Ufuk Çizgisi', 'Akdeniz Lirikleri' toplamları yeniden okuyucuyla buluşmuş olup, Toplu Şiirler 2. ve 3. ciltlerinin yayınlanmaları beklenmektedir.
Ne Balık Ne De Kuş, Mayıs 2002, Everest Yayınları.
Kaybolmuş Bir Köpek İlanı, Ekim 2003, Everest Yayınları. Şair bu kitabıyla 2004 yılında ikinci kez Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne değer bulundu.
Şehirde Bir Yılkı Atı, Ekim 2005, Everest Yayınları.
2006 yılı TTB Behçet Aysan Şiir Ödülü bu kitapla Ahmet Erhan'a verildi
Buz Üstünde Yürür Gibi, Seçme Şiirler, Haziran 2006, Everest Yayınları.
Sahibinden Satılık, Nisan 2008, Everest Yayınları
Ayrıca 'Kara Köpekli Adam' (roman) ve 'Anne Bu Şiiri Senin İçin Yazdım' (şiir) adlarıyla Bilgi Yayınevi tarafından basılan ve ne yazık ki tükendiğinden şu anda satışta bulunmayan çocuk kitapları bulunmaktadır.
Şair yukarda sözü edilen kitaplarına verilen ödüller dışında yaşamı ve tüm eserleriyle 1999 yılında Halil Kocagöz ve 2005 yılında Dionysos Şiir Ödüllerine değer bulunmuştur.
Ahmet Erhan Kitapları - Eserleri
- Ankara - İstanbul Kara Treni
- Deniz, Unutma Adını!
- Ne Balık Ne de Kuş
- Resimli 'Ahmetler' Tarihi
- Köpek Yılları
- Ölüm Nedeni: Bilinmiyor
- Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin
- Öteki Şiirler
- Yaşamın Ufuk Çizgisi
- Alacakaranlıktaki Ülke
- Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi
- Sahibinden Satılık
- Bugün de Ölmedim Anne
- Buz Üstünde Yürür Gibi
- Sevda Şiirleri - Zeytin Ağacı
- Kaybolmuş Bir Köpek İlanı
- Burada Gömülüdür 1. Cilt
- Burada Gömülüdür 2. Cilt
- Şehirde Bir Yılkı Atı
- Kuş Kanadı Kalem Olsa
- Akdeniz Lirikleri
Ahmet Erhan Alıntıları - Sözleri
- Gökyüzü maviliğinden soyunuyor Akşamdandır diyorlar, dünya hâlâ dönüyorsa Öyle dalgın, umarsız… Sorsam neyi, bağırsam kime, beni kim anlar? (Sahibinden Satılık)
- Ölüme mi yenildim, yoksa hayata mı? (Burada Gömülüdür 2. Cilt)
- Ne yerdedir, ne göktedir o - değil mi Abidin? Mutluluğun resmini yaptın mı bilmem, Ama ben onun şiirini yazmak isterim.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
- Bağırıyor, içimde bir kuş, durmadan bağırıyor: Şair, bir taşı oyup da içine girmenin zamanı geçti! (Bugün de Ölmedim Anne)
- Ben bir ipekböcegi değilim, Ama kozam şiirlerim benim.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
- sen yollara yürürsen, çiçekler de yürür şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa bir çocuk, kapıları kırıp kırlara koşmazsa o ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür bedeni ışık olup da yüzüme akan düş eğninde samanyolu, ülker, çobanyıldızı o uzak kıyıların, mersinlerin kızı deyin ki, şairin yüreğinde açan bir gülmüş… (Buz Üstünde Yürür Gibi)
- Soruyor yedi yaşında bir çocuk: —Niye bu silah sesleri, niye bu ölümler baba? (Bugün de Ölmedim Anne)
- hiç kendine çarptığın oldu mu, birdenbire bir köşebaşında... (Şehirde Bir Yılkı Atı)
- Hiç değilse sığınacak bir deliliğim var.. (Kaybolmuş Bir Köpek İlanı)
- Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım Damla damla büyür beyninde bir gül Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir Dizeleri birbirine iteleyerek geçer Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım (Deniz, Unutma Adını!)
- Bütün ışıklarım sen korkmayasın diye açık (Öteki Şiirler)
- Bir ırmak donmak istiyordu kanımda, Sanki bir nar dağılmak... (Bugün de Ölmedim Anne)
- "Artık ne yapabilirim söyleyin bana, ölümün bir izdüşümü olmuşken yüreğim?" (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
- Ve bir televizyon tavana yakın; yalancı ışıklı geveze. Akşam olunca ona bakarlar sırtlarını dönüp de o güzelim denize.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
- Her şeyin göreceli olduğu bir dünyada iş mi bu şimdi Değişimlerin bir türlü dönüşüme varamadığı yerlerde Aklımı teğelliyor bir çocuk durup dururken Gibi çılgınlığa, gibi serseriliğe, gibi ölüme. (Ölüm Nedeni: Bilinmiyor)
- "Bir gün anlarsın beni neden suskunum Dünya içimde konuşurken böyle." (Sevda Şiirleri - Zeytin Ağacı)
- Ölümseyerek bakıyor dünya, biz gülümseyelim (Ne Balık Ne de Kuş)
- Göçebe yürek Bağdaş kur Otur artık... (Resimli 'Ahmetler' Tarihi)
- Kapalıydı kapılar, perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bugün de ölmedim anne … (Bugün de Ölmedim Anne)
- Bakarsın bir daha yazmam, tek sözcük bile Artık bütün kağıtlar dolu, kalemler boştur, Yıkılır yüreğimden beynime kurduğum köprüler de Bir kapı usulca örtülür, bir adam unutulur.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)