Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) - Roland Barthes Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kimin eseri? Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kitabının yazarı kimdir? Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) konusu ve anafikri nedir? Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kitabı ne anlatıyor? Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) PDF indirme linki var mı? Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kitabının yazarı Roland Barthes kimdir? İşte Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Roland Barthes
Çevirmen: Reha Akçakaya
Orijinal Adı: La Chambre Claire (Note sur la Photographie)
Yayın Evi: Altıkırkbeş Basın Yayın
İSBN: 9786055532604
Sayfa Sayısı: 141
Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Fotoğraf edebiyatının iki başyapıtından biri sayılan Camera Lucida, aynı zamanda Roland Barthesin en bireysel ve kurgusal yapıtı. Camera Lucidada fotoğrafın ne olduğu sorusuna yanıt ararken, fotoğraf ile ölüm -belki de yaklaşmakta olan kendi ölümü- arasındaki ilişkiyi de ortaya çıkarmıştır. Barthes kitap tamamladıktan kısa bir süre sonra ölmüştür.
Fotoğraf üzerine yazma tutkumun açığa çıkardığı bu karmaşa ve ikilem, aslında sürekli olarak çektiğim bir sıkıntıyla ilgiliydi: biri anlatımcı, diğeri eleştirel iki dil arasında savrulan bir özne olmanın sıkıntısı.
Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) Alıntıları - Sözleri
- ... alınyazısı (içinde bir şey ya da birisi olmayan tek fotoğraf yoktur) Fotoğrafı sonsuz bir nesneler karmaşasına sokar: neden bu nesneyi ya da bu anı seçiyoruz (fotoğraflıyoruz) da bir başkasını değil?
- Yine de annemin bu fotoğraflarında her zaman kenara ayrılmış,saklanmış ve korunmuş bir yer vardı:gözlerinin parlaklığı.
- Mercek önündeki ben, aynı anda : olduğumu sandığım, başkalarının olduğumu sanmalarını istediğim, fotografçının olduğumu sandığı ve fotoğrafçının sanatını göstermek için kullandığıyımdır.
- "özel yaşantı" denen şey aslında bir görüntü ya da bir nesne olmadığım o mekan ve zaman dilimidir. Korumam gereken politik hak, bir özne olma hakkıdır.
- Bu asık yüzlü çölde ansızın bir fotoğraf bana doğru uzanır; beni canlandırır; ben de onu canlandırırım. O zaman onun var olmasını sağlayan çekiciliği böyle adlandırmalıyım: bir canlandırma. Fotoğraf'ın kendisi hiçbir biçimde canlandırılmış değildir ("canlı gibi" fotoğraflara inanmam), ama beni canlandırır: her serüveni yaratan da budur zaten.
- Fotoğraf, kendimin, bir başkası olarak ortaya çıkması, bilincin özdeşlikten kurnazca ayrılışıdır.
- Freud, anne bedeni için "kişinin daha önce bulunduğundan emin olabileceği tek yerdir" diyor. Görünümün (tutkunun seçtiği görünümün) özü de işte bu olabilir: içimde gizlice Anne'yi (ama asla huzursuz eden Anne değil) uyandırmak.
- korumam gereken politik hak, bir özne olma hakkıdır.
- severim/sevmem: hepimizin zevklerinin, hoşlanmadıklarının, ilgisizliklerinin gizli bir listesi vardır, öyle değil mi?
- Ancak maske, Fotoğraf'ın asıl zor olan bölgesidir. Görünüşe bakılırsa toplum saf anlama pek güvenmez: anlamı ister, ama daha az şiddetli olması için de bu anlamın (sibernetikte söylendiği gibi) bir gürültü ile çevrelenmesini ister. Yani anlamı (etkisi demiyorum) çok çarpıcı olan bir fotoğraf hemen saptırılır; onu artık politik olarak değil, estetik olarak tüketiriz.
- Fotoğraf'ın neyin artık olmadığını söylemesi gerekmez; o yalnız ve kesin olarak neyin olmuş olduğunu söyler. Her şeye de bu ayrım karar verir.
- Fotoğraf felsefî olarak dönüştürülmez (sözlerle anlatılamaz); ağırlıksız ve saydam bir kılıf gibi sardığı olumsalın yükü altındadır.
- Bir labirent insanı gerçeği değil, Ariadne'sini arar. Nietzsche
- Yaşam, küçük yalnızlık darbelerinden oluşur…
Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İyi geceler sayın dinleyici burası kaybedenler kulübü ⭐: İyi geceler sayın dinleyici burası kaybedenler kulübü ⭐ Kaybedenler kulübü sadece seks, içki ve avarelikten ibaret olarak algılanacak bir film değildir. Bana 6.45'i kattı. Bana monolog içersinde diyaloğu öğretti. Camera Lucida bu filmde duyduğum ve şans eseri İstanbul'da bir sahafın düzenlediği mezatta denk gelip aldığım ve aslında perspektif sadece bir objenin diğer objeye yakınlığı ve uzaklığı olmadığını eğilip kulağıma bana fısıldayan bir şaheserdi. kitap/camera-lucida-fotograf-uzerine-dusunceler--32321 yazar/roland-barthes (Caner the ℂahilBender)
Fotoğrafın, felsefi ve göstergebilimsel bakış açısı ile mükemmel yorumu... Gerçek ve değerli bir fotoğrafa bakmanın aslında çok da kolay olmadığını, şimdiye kadar baktığımız ya da çektiğimiz fotoğrafların bir çoğunun da değersiz olduğunu, Barthes'ın sözlerinden sonra fark etmek mümkün. Barthes, fotoğrafın teorik ve mekanik yönünü bir kenara bırakarak, fotoğrafı varlık olarak ele aldığında, aynı zamanda bir yokluk olarak da ele almış olur. Fotoğrafın "eidos"una "ölüm" diyen Barthes, fotoğrafa bakışımızda farklı bir boyut kazandıracaktır. Fotoğraf, an'ın yok olması ve başka bir an'a geçişi temsil ettiğinden, fotoğraflanan şey ve fotoğrafın kendisi artık varlığını yitirmiş ya da ölü bir nesne olarak var olacaktır. Bu paradoks, Barthes'ın tüm kitap boyunca incelemiş olduğu meseledir. "Her fotoğraf değerli değildir." Fotoğraf'ın değerli olabilmesi için bakan insanın entelektüel bilgi birikimine ve fotoğrafın kendisinde evrensel duygu uyandıracak, fotoğrafın içinden çıkıp insanı delip geçen bir anlam taşıması gerektiğini söyler. Bunlara "studium" ve "punctum" adını veren Barthes'a göre bu iki nitelik olmaksızın, fotoğrafın herhangi bir anlamı olmadığını, bu iki nitelikten yoksun fotoğrafın; değer teşkil etmeyeceğini söyleyerek, alışılmışın dışında bir bakış açısı ile görüşlerini temellendirmiştir. (Aleyna)
Bazen bir kadrajın karşısına geçer poz veririz bazen de biz istemeden bir kareye gireriz. O an yaşanmıştır ve bir kareye kaydedilmiştir. Sadece bu. Fotoğraf karesindeki herkesin ölmüş olabileceği ve ölecek olması muhtemeldir. Fotoğrafın sonsuza dek kopyaladığı şey aslında yalnız bir kere olmuştur. Fotoğraf ve ölüm üzerine yazılmış mükemmel bir kitap. Fotoğrafa biraz ilgisi olan kişilerin mutlaka okuması gerekir. (TUNA TURAN)
Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) PDF indirme linki var mı?
Roland Barthes - Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Roland Barthes Kimdir?
Sorbonne'da öğrenim gördü. Fransız Bilimsel Araştırma Ulusal Merkezi'de çalıştı. Collége de France'ta göstergebilim dersleri verdi.
Göstergebilimin kurucu isimlerinden birisidir. Aynı zamanda, postmodern düşüncenin de kurucu öncülerinden sayılır.
Barthes'ın düşünce evrimini sınıflandırmak kolay değildir. Çünkü onun yapısalcılık'tan postyapısalcılık'a uzanan düşünsel serüveni kolayca sınıflandırmaya elverişli değildir. Onu hem postmodern felsefe'nin oluşturucuları arasında saymak, hem de bizzat postmodern düşüncenin en özgün kuramsal uygulayıcılarından biri olarak anmak gerekir. Düşünsel serüvenini anlamak için çalışmalarının seyri izlenebilir.
1950'li yıllar Barthes'ın yazın çalışmalarının başlangıç yıllarıdır. Bu yıllardan itibaren, dilbilimle, edebiyatla, müzikle, göstergebilimin bir bilim olarak kuruluşuyla uğraşacak, giderek boyut değiştiren ve derinlik gösteren bir yönde yapıtları ortaya çıkacaktır.
Barthes, dilbilim'in (Saussure'cü Dilbilim) tezlerini göstergebilimine taşımaya çalışır. Çünkü belli bir noktadan sonra onun için her şey gösterge dizgeleri olarak okunabilecek bir görünüm alır. Günlük hayattaki rastgele öğelerden yüksek sanat yapıtlarına her şey bir gösterge olarak analiz edilebilir ve edilmelidir. Onun göstergebilim anlayışı bu noktada bu gösterge dizgelerini anlamak, işleyiş yapılarını çözmek ve dolayısıyla anlam dünyasının yapısını açıklamak çabasından ileri gelir. Roland Barthes geçirdiği trafik kazası sonucu 65 yaşında Paris 'te öldü.
Roland Barthes Kitapları - Eserleri
- Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler)
- Bir Aşk Söyleminden Parçalar
- Yas Günlüğü
- Göstergeler İmparatorluğu
- Çağdaş Söylenler
- Yazının Sıfır Derecesi
- Göstergebilimsel Serüven
- Eleştiri ve Hakikat
- Yazı ve Yorum
- S/Z
- Bir Deneme Bir Ders: Eiffel Kulesi ve Açılış Dersi
- Yazı Üzerine Çeşitlemeler
- Ara Olaylar
- Roland Barthes
- Göstergebilim İlkeleri
- Görüntünün Retoriği, Sanat ve Müzik
- Eleştirel Denemeler
- Dilin Çalışma Sesi
- Romanın Hazırlanışı 1
- Sesin Rengi: Söyleşiler
- Mythologies
- Romanın Hazırlanışı 2
- Nasıl Birlikte Yaşanır?
- Anlatıların Yapısal Çözümlemesine Giriş
- Yazı Nedir?
- Çin Yolculuğu Defterleri
- Moda Sistemi
- Yazarlar ve Yazanlar
- Yazma Arzusu
- The Language of Fashion
Roland Barthes Alıntıları - Sözleri
- "Demek ki eğer yaşamak istiyorsam bedenimin tarihsel olduğunu unutmalıyım. Artık geçmişte kalmış kendi bedenimin değil de şu anki genç bedenlerin çağdaşı olduğum hayaline kapılmalıyım, kısacası dönem dönem, yeniden doğmalıyım, kendimi olduğumdan daha genç kılmalıyım." (Bir Deneme Bir Ders: Eiffel Kulesi ve Açılış Dersi)
- Ne yazık ki insan dilinin dışı yoktur: Dil, kapalı bir kutudur. (Yazı Üzerine Çeşitlemeler)
- Politikaya dar bir alan bırakılır. Bir yanda Fransa vardır, öbür yanda politika. Kuzey Afrika işleri, Fransa'yla ilgili oldukları zaman, politika alanına girmez. İşler ciddileştiği zaman, Politika'yı bırakıp Millet'e geliyormuş gibi yapalım. Sağdaki kişilere göre, Politika Sol'dur: kendileriyse, Fransa. (Çağdaş Söylenler)
- Kopya Eskiden öğrencileri cezalandırmak için bazı tümceleri, fiil çekimlerini defalarca yazmaları, kopyalamaları istenirdi; yazı yazmak ağır bir yüktü; ama öte yandan, kimileri yazı yazmaktan çok zevk alır ("alırdı" mı demeliyim?), tüyü kâğıt üzerinde kaydırmak, sözcüklerin desenlerini çizmek hoşlarına gider ve söylenmek istenene hiç önem vermezler (...) (Yazı Üzerine Çeşitlemeler)
- "Böyledir yaşam Düşersin, yedi kez Kalkarsın sekiz kez" (Bir Aşk Söyleminden Parçalar)
- Aklımda hep kadın başlı olağanüstü bir canavar olacak; bu canavar gelip benim tüm erkekçe duygularıma pençelerini geçirecek ve diğer tüm kadınlara bir kusurluluk damgası vuracak. Canavar! Sen, hiçbir şeye hayat veremeyen sen benim için dünyadaki tüm kadınlan sildin. (S/Z)
- Maymunlar arasında maymun gibi davranmak daha iyi değil midir? (Roland Barthes)
- korumam gereken politik hak, bir özne olma hakkıdır. (Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler))
- Bu asık yüzlü çölde ansızın bir fotoğraf bana doğru uzanır; beni canlandırır; ben de onu canlandırırım. O zaman onun var olmasını sağlayan çekiciliği böyle adlandırmalıyım: bir canlandırma. Fotoğraf'ın kendisi hiçbir biçimde canlandırılmış değildir ("canlı gibi" fotoğraflara inanmam), ama beni canlandırır: her serüveni yaratan da budur zaten. (Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler))
- Biftek de tıpkı şarap gibi kan söylenselinde yer alır. Etin yüreğidir biftek, arı durumda ettir, biftek yiyen boğa gücünü bedenine sindirmiş olur. Hiç kuşkusuz, bifteğin çekiciliği neredeyse çiğ olmasından gelir: biftekte kan görünür; doğal, yoğun, hem sıkı, hem bölünebilir durumdadır; diş altında hem kaynak gücünü, hem insanın kendi kanı¬na boşalmadaki yumuşaklığını iyice duyuracak biçimde azalan bu ağır madde türü eskil "tanrılar yemeği"ni çok güzel anıştırır. Kanlılık bifteğin var olma nedenidir: pişme dereceleri ısı birimleriyle değil, kan görüntüleriyle dile getirilir: biftek kanlı (o zaman boğazlanmış hayvanın atardamar akışını anımsatır) ya da mavi'dir (burada da kırmızının aşırı durumu olan morumsunun aracılığıyla damarların dopdolu kanı esinlenir) (Çağdaş Söylenler)
- Yazmak zaten dünyaya belli bir düzen vermek, zaten düşünmek anlamına gelir (bir dil öğrenmek, bu dilde nasıl düşünüldüğünü öğrenmektir). (Eleştiri ve Hakikat)
- Yeniden okumayı savsaklayanlar her yerde aynı öyküyü okumak zorunda kalırlar. Yine yalnızca o, metni kendi çeşitliliği ve çoğulluğu içinde çoğaltır. (S/Z)
- Fotoğraf, kendimin, bir başkası olarak ortaya çıkması, bilincin özdeşlikten kurnazca ayrılışıdır. (Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler))
- Eğer düzanlamlı bildiri "iyi" ise, reklam zenginleştirir; "kötü" ise reklam zarar verir. Peki ama, bir reklam bildirisi için "iyi" ya da "kötü" olmak ne demektir? Olayı, bir sloganın etkili olmasına bağlamak soruya yanıt vermek değildir, çünkü bu etkililiğin yolları belirsizdir: Bir slogan inandırıcı olmadan "ayartabilir" ve bir tek bu ayartmayla da insanı satın almaya yönlendirebilir. Bildirinin dilsel boyutuyla yetinerek şöyle diyebiliriz: "İyi" reklam bildirisi kendinde en zengin retoriği yoğun olarak taşır, insanlığın büyük düşsel temalarına kesin bir biçimde (çoğu kez de bir tek sözcükle) ulaşır ve böylece şiirin tanımını sağlayacak imgelerin büyük özgürlüğünü (ya da imgelerle ulaşılan büyük öz- gürlüğü) gerçekleştirmiş olur. Bir başka deyişle, reklam dilinin ölçütleri doğrudan doğruya şiir dilinin ölçütleridir: Söz sanatları, eğretilemeler, sözcük oyunları, işte atalardan kalma bütün bu ikili göstergeler, dili gizli gösterilenlere doğru genişletir ve bunları algılayan insana, bu yolla, doğrudan doğruya bir bütünsellik deneyiminin gücünü verir. Kısaca belirtecek olursak, bir reklam tümcesi ne kadar çok ikilik içerirse, ya da (terimlerde bir çelişkiye düşmemek için şöyle de diyebiliriz) ne kadar çok fazla kattan oluşuyorsa, yananlam bildirisi işlevini de o kadar daha iyi yerine getirir: Bir dondurmanın "zevkten erime" ye yol açması gibi tutumlu bir sözce altında, eriyen bir maddenin (mükemmelliği de erime ritminden kaynaklanır) gerçek tasarımı ile büyük insanlık temalarından biri olan zevkten bitip yok olmanın biraraya geldiğini; bir yemek pişirmenin de altın gibi olması deyişinde, değeri biçilemeyecek bir fiyat fikri ile kıtır kıtır bir madde fikrinin bir araya geldiği görülür. Reklam göstereninin mükemmelliği, okurunu en çok sayıda olası "dünya" ya ulaştırabilme gücüne (bu gücü de ona vermeyi bilmek gerekir) bağlıdır. Burada dünya sözcüğünü şu anlamda kullanıyorum: Çok eski imgelerin deneyimi (Göstergebilimsel Serüven)
- Yazar rahibe benzer, yazman notere: birinin sözü geçişsiz bir edim (yani bir bakıma bir devini), ötekinin sözü bir etkinliktir. Aykırılık toplumun geçişli bir sözü geçişsiz bir sözden çok daha büyük bir çekinceyle tüketmesindedir: yazmanların pek çok olduğu günümüzde bile, yazmanın durumu yazarınkinden çok daha zordur. Bu da önce somut bir veriden ileri gelir: yazarın sözü yüz yıllık yollara göre pazara sürülen bir maldır, yalnız kendisi için oluşturulmuş bir kurumun: "yazın"ın tek nesnesidir; yazmanın sözüyse, tersine, başlangıçta dili değerlendirmekten tümüyle başka bir işlevi bulunan kurumların gölgesinde üretilip tüketilmektedir. (Yazı ve Yorum)
- Zafer söylemlerini hiç sevmez O. Hiç kimsenin küçük düşürülmesine katlanamaz, bir yerde bir zafer ortaya çıktı mı hemen başka yere gitmek gelir içinden (kendisi tanrı olmuş olaydı, zaferleri sürekli tersine çevirirdi - Tanrı da zaten bunu yapar!). En yerinde olan zafer bile, söylem düzlemine geçtiğinde, kötü bir dilsel değer, bir küçümseme haline gelir. (Roland Barthes)
- (...) belki biraz fazla yedi; ne var ki yemek düşkünlüğünün kadınlarda bir zarafet olduğu söylenir. (S/Z)
- Dilbilimde nedenlilik yalnız bileştirme ve türetmeyle sınırlıdır. Oysa göstergebilim düzleminde daha genel sorunlar yaratacak bu olgu. Bir yandan, dil dışında büyük ölçüde nedenli dizgeler bulunması olasılığı var: Bu durumda, şimdiye değin anlamlama için zorunlu görülen kesintililikle benzerliğin nasıl olup da bağdaştığını, sonra, gösterenler benzer öğelerden oluş tuğunda dizisel bütünlerin (az ve sonlu sayıda öğe kapsayan bütünler demektir bu) nasıl ortaya çıktığını belirlemek gerekir. Kuşkusuz «görüntüler» bu türlü bir özellik sunar, ama belirtilen nedenlerden ötürü, bunların göstergebilimsel nitelikleri ortaya konulmuş olmaktan uzaktır. Öte yandan, göstergebilimsel dökümün katışık dizgelerin varlığını gözler önüne sermesi de çok olasıdır: Ya çok gevşek nedenlilikler içeren ya da -çoğu kez gösterge, nedeliyle nedensizin çatışma alanıymış gibi bir görünüm alır- sanki ikincil nedensizliklerle yüklü nedenlilikler kapsayan dizgeler olacaktır bunlar. Dilin en «nedenli» bölgesinde, yansımalar bölümünde de biraz bu duruma rastlanır. (Göstergebilim İlkeleri)
- Estetik bir ürün değil, anlam aktarıcı bir kılgıdır; bir yapı değil, bir yapılanmadır; bir nesne değil, bir çalışma ve bir oyundur (Göstergebilimsel Serüven)
- Yine de annemin bu fotoğraflarında her zaman kenara ayrılmış,saklanmış ve korunmuş bir yer vardı:gözlerinin parlaklığı. (Camera Lucida (Fotoğraf Üzerine Düşünceler))