diorex
Dedas

Cehennemlik Yürek - Clive Barker Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cehennemlik Yürek kimin eseri? Cehennemlik Yürek kitabının yazarı kimdir? Cehennemlik Yürek konusu ve anafikri nedir? Cehennemlik Yürek kitabı ne anlatıyor? Cehennemlik Yürek PDF indirme linki var mı? Cehennemlik Yürek kitabının yazarı Clive Barker kimdir? İşte Cehennemlik Yürek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.08.2022 21:00
Cehennemlik Yürek - Clive Barker Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Clive Barker

Çevirmen: Dost Körpe

Editör: Alican Saygı Ortanca

Orijinal Adı: The Hellbound Heart

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053759881

Sayfa Sayısı: 136

Cehennemlik Yürek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Clive Barker o kadar iyi bir yazar ki her okuduğumda nutkum tutuluyor.”

—Stephen King

Birçok okura göre Clive Barker’ın en iyi kitabı kabul edilen Cehennemlik Yürek, korku edebiyatının en tekinsiz eserlerinden. Romanın, Hellraiser adıyla yine Barker tarafından yazılıp yönetilmiş film versiyonu ise kült korku filmlerinden biri olmuştur.

Frank dünyadaki her türlü hazzı tatmış, yeni hazlar peşinde bir günahkârdır. Lemarchand'ın kutusunun bulmacasını çözerek ona haz vermeleri için dünyaya çağırdığı “Cenobite” denen cehennem yaratıkları akla hayale gelmeyecek dehşetleri de beraberlerinde getirirler. Frank’in ayini gerçekleştirdiği eve taşınan kardeşi Rory ve eşi Julia bir süre sonra evde bazı tuhaflıklar sezmeye başlarlar. Frank kadar günahkâr olan Julia, Cenobite’ların gazabına uğrayan Frank’e yardım etmek için yeni kurbanlar ararken aile dostları Kirsty de Rory’yi kurtarmanın yollarını arar.

Kutu… Onu açtın, biz geldik.

Cehennemlik Yürek Alıntıları - Sözleri

  • Her şey zamanla yorulur ve kendinden kurtulmak için bir karşıtlık aramaya başlar.
  • Umutsuzluktan başka umut yok gibiydi.
  • Her şey zamanla yorulur ve kendinden kurtulmak için, bir karşıtlık aramaya başlar.
  • "Kusursuz güzellikte insanlar hep kusursuz mutluluğa sahip olurdu, değil mi? Kritsy bunu kanıtlanmasına gerek olmayan bariz bir gerçek olarak görmüştü hep. Ancak bu gece, içkinin etkisiyle, kıskançlığın Julia' nın gözünü kör etmiş olup olmadığını merak etti. Belki de kusursuz olmak da farklı türden bir mutsuzluğa yol açıyordu."
  • "Gösterin bana," dedi "Bunun geri dönüşü yok. Anlıyor musun?" "Gösterin bana"
  • Frank ona, "İyileştir beni," diye fısıldadı. Sesinde sertlikten eser kalmamıştı. Aşık gibi konuşuyordu. "İyileştir beni... Lütfen."
  • Her şey zamanla yorulur ve kendinden kurtulmak için, bir karşıtlık aramaya başlar.
  • ‘Gözyaşı dökme lütfen. İyi bir ıstırabın ziyan olmasıdır bu.’
  • Gözyaşı dökme lütfen. İyi bir ıstırabın ziyan olmasıdır bu.
  • Yaşamaya değer hiçbir şey yoksa ölmeye değer hiçbir şey de yok demekte, değil mi?

Cehennemlik Yürek İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitaptaki tekil unsurları parça parça inceleyeceğim.İncelemelerde uygulamaya çalıştığım yöntemlerden birinin de bu olması gerektiğine karar verdim zaman içerisinde.Kitapla alakalı ancak birbirleriyle alakasız düşünceleri paragraf paragraf yazmanın ''sıkıştırılmış düşünceler'' ya da aforizma yazma kabiliyetimi arttıracağını düşünüyorum.Bu yöntemi uygularken de düşünceleri kitaptaki olayların kronolojisine uygun yazmak yerine,kafama estiği gibi yazmayı tercih etmeye çalışacağım.Gelecekte yazacağım incelemelerin de büyük çoğunluğunun bu incelemede uyguladığım teknikle yazılacağının haberini vermiş olayım. Frank acı ile hazza uğratıldıktan sonra başka insanlarla beslenmesi gerekiyor,yeniden bedenini kazanabilmesi için. Bu kitabın eleştirdiği insan tiplemesi de kendi arzularını tatmin etmek uğruna diğer herkesin çıkarını hiçe sayanlar olduğu için kişinin arzularının tatmin edilmesinin tek yolunun başkalarının acı çekmesi olduğu gerçeği fark edilmeli. Birinin pastadan daha büyük pay alabilmesi için diğerinin pastadan daha küçük pay alması gerekir ve açgözlü olan birinin mecburi olarak kötü biri olmasının nedeni de bu pastanın sınırlı olmasıdır.Tabi burada başkalarının haberdar olduğu bir pasta veyahut da bir yarış yok,yani başkasının acılarını görmezden gelmek için her zaman ortak yönde koşan yarış atları hayal etmeye gerek yok.Buradaki sorun karakterin çıkarının doğrudan başkalarının yok oluşu ile bağlantılı olması ve söz konusu olan kendi çıkarı olduğunda başkasının çıkarının önemini tamamen yitiriyor oluşu. Frank bir kadına aşık * tabi en başta böyle birinin,bir başkasını sevebileceği de şüpheli . * ancak kitabın sonunda yine kendi çıkarı söz konusu olduğunda bir saniye olsun düşünmeden onu öldürüyor. Yani birinini kendi çıkarı açısından değerlendirildiğinde sonuç nötr çıkıyorsa ona iyi davranmakta bir sakınca görmüyor ancak o 0'dan -1'e düştüğü anda onu öldürmek işten bile değil . Frank hazzı ararken bir alet buluyor *alet tanımlamaya,mitsel bir yön aramakla uğraşmaya gerek duymuyorum . * artık bu haz arayışının son noktası ve bu aleti çalıştırması ile birlikte ona acı ile zevk veriyorlar. Elbette burada zevk falan söz konusu değil,hazzı arayan kişinin hazzın doruk noktasında ödediği bedel konumuz. Haz sürekli artıyor,artıyor,artıyor ve artık almaya çalıştığın en yoğun haz çok büyük bir acıya dönüşüyor. Hazzın doruk noktası olması gereken şey acıların en büyüğü haline geliyor. Burada acıyla haz verme iddiasında olan zebani denebilecek yaratıkların hazzı tanımlayış biçimleri de haz alınan nesnelerin kişiden kişiye göre ne denli değiştiğini gösteriyor . Kitap 1980'lerdeki Slasher filmlerindeki özellikleri barındırıyor ve dönemin özünde iyi olsa da tekniğinden dolayı kendinden tiksindiren filmlerine benziyor. Sinemada her on senede bir belirli bir tekniği görüyorduk ve bu tekniğin güzelim konuları mahvedişini seyrediyorduk. Buradaki esas sorun Slasher filmlerinin ana özelliğinin diğer her şeye baskın gelmesi nedeniyle,yapımın içerisinde barınması durumunda her halükarda onu mahvediyor oluşu. Slasher teması kitabın,filmin içerisine ufak ufak yedirilecek bir tema değil,Slasher'in mecburi kuvvetinden dolayı diğer her şey geri plana atılır . Hazzın doruğunu yaşamak isteyenlere hazzı acı ile yaşatma çabası nedeniyle ''zebani'' Wishmaster'a benzetilebilir. Evet, sana hazzın doruğunu vaat ediyor ve bunu gerçekten veriyor da ancak bunu verme biçimi dilediğin şeye pişman ettiriyor . (Polycephaly)

#kitapyorumu #cehennemlikyürek #thehellboundheart uzun süre #clivebarker okumam diye düşünmüştüm alengirli başı sonu olmayan cümleleri yüzünden ama ithakiden en çok ses getiren kitabı çıkınca ve ben korku literatürüyle oldukça çok ilgilendiğimden gözardı etmek istemedim. İyi ki öyle yapmışım çünkü nasıl oluyorsa 2 kitabında da rastladığım düzenasiz anlatım tarzı bu kitapta yoktu. Bunu yayınevi çevirisine mi yoksa yazarın kendi tarzını geliştirip değiştirmesine mi bağlamam gerekiyor bilemiyorum. Cehennemin kızıl hakikatinde başrolde olan senobitler burada ilk kez ortaya çıkıyor. Dehşet ve korku yine tam yerinde. Kisa olmuş olması da beni cezbetti. Bu yazara uzun kitap yazmak yakışmıyor bence saçma saçma uzatmaya başlıyor bir yerden sonra. Bu kitabın aynı zamanda hellraiser isimli filmi var onu da izlemeye çalışacam görüntü kalitesi çok berbat değilse 87 yılına ait çünkü. Frank pislik mi pislik bir adam. hayatı sürekli zevk içinde geçiyor. Bir gün lemarchand kutusunu açıyor ve cehennem rahipleri olan cenobite leri çağırmış oluyor. Tam tüm zevklerin peşine düşebileceğini düşünürken beklediği gibi olmuyor ve cenobitelerin hışmina uğruyor. Clive barker her zamanki gibi acı ve zevkin arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmış. Ben kan dökülmesini iç organ savaşını bu kadar seven başka yazar görmedim. Ancak tüm bu dehşetin içinde karakterlerle bir bağ kuramadım. Yine de julia ve frank en nefret ettiğim karakterler oldu. Pinhead ile tanışma için bu kitabı önerir miyim evet. Yazarın cenobiteler üzerine yazdığı birden fazla kitap var onlar çevirilirse okur muyum? Bilemiyorum birinin bu kan banyosuna dur demesi lazım :) #cevizyorumluyor #ithakiyayınları #1k1f #kitapsevgisi (Melis Ünler)

"Gözyaşı dökme lütfen. İyi bir ıstırabın ziyan olmasıdır bu.": Açık ara Karanlık Kitaplık serisinde okuduğum en iyi kitaptı. Bundan önce, Dr. Jekyll ve Bay Hyde ile Deliliğin Dağlarında kitaplarını okumuştum. Dr. Jekyll ve Bay Hyde, beklediğim gerilimi vermemişti çünkü çok sönük bir anlatımı vardı ve okurken sıkılmaktan kitabı neredeyse sekiz günde falan bitirmiştim. Deliliğin Dağlarında ise hiçbir şekilde beklentimi karşılamamıştı. Yazar, "korkunç, korku dolu, dehşet," diyerek korkutmaya çalışıyordu sanırım. Kitabı bitirdiğimde büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Sanırım bu ilk iki hayal kırıklığımın ardından bu kitaba hiçbir beklenti duymaksızın başladım zira kitabı bitirdiğimde, keyif aldığımı hissettim. Öncelikle Clive Barker'ın yarattığı atmosferi betimleme şekli o kadar güzeldi ki... Kendimi gerçekten o karanlık odada, Frank'le birlikte hissedebilmiştim ve sanırım betimlemelerin bu kadar güzel olması kitabın asıl temasını hissettirmeyi çok güzel bir şekilde başardı. Yine hayal kırıklığı yaşayacağımı sanıyorken, beklentimin üstünde bir kitap oldu. Korku ve gerilim yaratmadı ama kitabın karanlık havası ve karakterlerin kitabın adının hakkını verecek şekilde "Cehennemlik Yürek"lere sahip oluşu beni çok etkiledi. Okurken çok keyif aldım ve bir başka Karanlık Kitaplık serisinden okuyacağım kitaba kadar... Herkese öncelikli önerim bu kitap olacak. yazar/i8800 kitap/kitap--173681 (s.)

Cehennemlik Yürek PDF indirme linki var mı?

Clive Barker - Cehennemlik Yürek kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cehennemlik Yürek PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Clive Barker Kimdir?

Clive Barker (d. 1952, Liverpool), İngiliz yazar, yönetmen, ressam ve yapımcıdır.

Barker gençlik yıllarında tiyatro oyunları yazmaya başladı. Liverpool'da bir tiyatro grubuyla iki yıl çalıştıktan sonra 21 yaşında Londra'ya taşındı ve sonraki sekiz yılını sosyal yardımla geçirdi. Her gün kendisi için yazıyor ve resim yapıyordu. Kendi tiyatro grubu için yazdığı oyunlarla adını duyurmaya başladı. Korku Edebiyatı ile ilgili hikâyelerinin toplandığı Kan Kitapları'nın (Books of Blood) ilk üç cildini 8 aylık bir zaman dilimi boyunca akşamları ve haftasonları yazdı. Ardından, Damnation Game (Lanetleme Oyunu) romanını tamamladı. 1987'deHellraiser'ın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendi. Barker, yönetmenliğe Lord of Illusions ile devam etti.

Clive Barker'in romanlarının hepsi Epik Fantezi türünde yazılmış, bolca korku öğesiyle beslenmiştir. Başka Dünyalar'ı anlattığı romanlarında giderek korku türünün süslemelerinden kurtularak fantastik olarak adlandırılan kavrama yaklaşmıştır. Son romanlarında gizli boyut ve fiziksel dönüşüm temalarına olan düşkünlüğü ön plana çıkar.

Ayrıca 2001 yılında Electronic Arts firmasının piyasaya sürdüğü Clive Barker's Undying ve 2006'da piyasaya sürdüğü Clive Barker's Jericho bilgisayar oyununlarının yazarlığını ve yönetmenliğini yapmıştır. Şu an Beverly Hills'te yaşamaktadır.

Clive Barker Kitapları - Eserleri

  • Cehennemlik Yürek
  • Zaman Hırsızı
  • Dokudünya
  • Cehennemin Kızıl Hakikati
  • Kan Kitapları 1
  • Kabal
  • Kan Kitapları 2
  • Kan Kitapları 3
  • Kutsanma Ayini
  • Lanetlenme Oyunu
  • Muhteşem Gizli Gösteri
  • Ezelistan
  • Galilee
  • Abarat
  • Kan Kitabı
  • The Life of Death
  • Rawhead Rex
  • The Hellbound Heart
  • Mister B. Gone

Clive Barker Alıntıları - Sözleri

  • Bir süre sonra, çocuğun vücudundaki yaralar kabuk bağlayıp izlere dönüştüğünde, Mary onları okuyacaktı. Ölülerin onun üstüne yazdığı öyküleri sonsuz bir sevgiyle ve sabırla okuyacaktı. (Kan Kitapları 1)
  • But the simplest pleasures are always the best, aren't they? (Mister B. Gone)
  • Zamanın elinizden almadığını koşullar alıyordu. Başka türlüsünü ummak yararsız, dünyanın bir yanıyla da olsa iyiliğinizi istediğini düşünmek boşunaydı. Değer taşıyan her şey, aklınızı kaybetmemek için tutunduğunuz her şey, uzun vadede çürüyecek ya da elinizden kapılıp alınacaktı ve boşluk altınızda ağzını açacaktı. (Kabal)
  • “Acı onun kemiklerinden, gözlerinden daha ikna edici bir havari bulamazdı.” (Kabal)
  • İnsanlar yarışma, pazarlık etme ve bahis oynama dürtüleri duymasalar, cehennem boş kalırdı. (Kan Kitapları 2)
  • "Doğduğumda yaşıyordum. Bu yeteri kadar büyük bir ceza değil mi?" (Kabal)
  • Kaç insana, ömrü boyunca bir kez olsun kendi gizli anatomisini görme fırsatı sunulmuştur? (Kan Kitapları 1)
  • “Dünya sert babalarla, dediğim dedik annelerle, bir o kadar zalim ve umursamaz çocuklarla doluydu. İşler böyle yürüyordu. İnsan ırkına polislik yapamazdı.” (Kabal)
  • Her şey zamanla yorulur ve kendinden kurtulmak için, bir karşıtlık aramaya başlar. (Cehennemlik Yürek)
  • The only one who maybe knows you better than me is your mirror. (Mister B. Gone)
  • Tüm erkekler delidir, kardeşim. (Dokudünya)
  • Fakat hatırlamanın neşe getirdiği yoktu. Getirdiği tek şey ömrü boyunca hasretini çektiği bir dünyayı ebediyen yitirmekten doğan dayanılmaz bir kayıp acısıydı. (Dokudünya)
  • ‘Gözyaşı dökme lütfen. İyi bir ıstırabın ziyan olmasıdır bu.’ (Cehennemlik Yürek)
  • Kötülük ne denli güçlü görünürse görünsün, kendi açgözlülüğüne yenik düşebiliyordu. (Zaman Hırsızı)
  • Doğarsın, ölürsün ve arada seversin. (Dokudünya)
  • Belleğinin geçmişini bir kitap gibi yazmış olması. (Kutsanma Ayini)
  • Frank ona, "İyileştir beni," diye fısıldadı. Sesinde sertlikten eser kalmamıştı. Aşık gibi konuşuyordu. "İyileştir beni... Lütfen." (Cehennemlik Yürek)
  • Beni ona bağlayan o tarifsiz şey, bu bağı sahip olduğum hiçbir bıçağın kesemeyeceklerini bir telle yapmış olmasıydı. (Cehennemin Kızıl Hakikati)
  • -Bu çok zalim bir yüzyıl. -Geçen seferki de öyleydi. Ondan önceki de! (Dokudünya)
  • Hâlâ fırsatın varken alabileceğin kadar zevk al. (Dokudünya)

Yorum Yaz