Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar - İsmet Özel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kimin eseri? Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kitabının yazarı kimdir? Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar konusu ve anafikri nedir? Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kitabı ne anlatıyor? Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar PDF indirme linki var mı? Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kitabının yazarı İsmet Özel kimdir? İşte Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İsmet Özel
Yayın Evi: Oğlak Yayıncılık
İSBN: 9789753290209
Sayfa Sayısı: 50
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu,
bunu bilsin insanlar
Ben yaşarken koptu tufan
Ben yaşarken yeni baştan yaratıldı
kainat
herşeyi gördüm için rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık
bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de."
(Arka Kapak)
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar Alıntıları - Sözleri
- Doların dalgalanmasına bırakıldı bu çağda ölüm
- Uzak nedir? Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
- yerimi yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka
- kendime dünyada bir acı kök tadı seçtim yakın yerde soluklanacak gölge bana yok uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
- Kimin ülkesinden geçsem Cesur ve onurlu diyecekler Halbuki suskun ve kederliyim
- Bize ne başkasının ölümünden demeyiz çünkü başka insanların ölümü en gizli mesleğidir hepimizin başka ölümler çeker bizi ve bazan başkaları ölümü çeker bizim için.
- Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat
- Her şey ben yaşarken oldu bunu bilsin insanlar. Ben yaşarken koptu tufan..
- yetişmem gerek yazgıma tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin niçin, niçin, niçin
- cesur ve onurlu diyecekler halbuki suskun ve kederliyim
- hiçbirşey söylemeyen sözlere varmak için herşeyin sonuna kadar söylenmesi gerekti
- Sözlerim var köprüleri geçirmez kimseyi ateşten korumaz kelimelerim kılıçsızım,...
- Durgun suyun sayhası, varsın bende biriksin.
- boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı ...
- Kimin ülkesinden geçsem Cesur ve onurlu diyecekler Halbuki suskun ve kederliyim..
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kendisiyle Gözgöze Gelebilme Cesareti Gösterenlere...: Bazen uyku saati geldiğinde oğlumun kitap merakı depreşir, kitap bitince esmalar, sureler, uykuyu ertelemek için daha neler neler... :) Şimdi bana bu eserle ilgili, diğer tahlil yazılarını okuyan arkadaşlarım tenkit etmeyi, eleştirmeyi bilmiyorsun Eylül diyebilirler :) Belki de kendimi İsmet Özel şiirleri hakkında yetkin hissetmediğimden... Kısacık bir kitap, hattâ kitapçık diye söz edilen 31 sayfa, o kadar yoğun ve lezzetliydi ki, son sayfalara gelmemek için epey bir ayak diredim, kalktım toz aldım, kitapta bahsi geçen kilimleri düzelttim, kahve yaptım, bazı şiirlerin ses kaydını yaptım, ilgili mercilere gönderdim :) Ama en nihayetinde son şiiri de okudum ve mutfaktaki, minik kütüphaneme, elimin altında ki kitapların yerine iliştirdim. "Celladıma Gülümserken" uzun zamandır, bana kitaplığımdan gülümseyen, fakât derli toplu bir zamanda bir solukta okunsun diye ertelediğim bir eserdi.1000k'ya katıldığımdan beri, okuduğum eserlerin pdf'lerini de mutlaka bulmaya gayret ediyorum, alıntılamalarda kolaylık olsun diye. Pdf'den de okumak isteyen arkadaşlar olursa, bu linkten indirebilirler. https://yadi.sk/i/snuviKpz3GKXFi Eserde sadece altı şiir var.Altı altın şiir.Belki de her satıra bir inceleme yazılabilecek kadar özel şiirler. Bazen kalbi kötürüm eden, imgeyi duyguyla bir araya getiremediğiniz, birbirine karışmayan, sırf okurun zihin faaliyetlerini esnetmek ve sözü öne çıkarmak için çalışılmış şiirler okuruz, o an şanslıysak eğer aklımızda bir kırıntı bırakır ama kalbin hareket alanına giremez. Bazı şiirlerse hissedilmeye başlandığı an, şairin varlığını terkedip asıl ait olduğu yüreklerle, her zaman orada olduğunu bilmenin rahatlığıyla kolunu boynuna doladığı annesiymiş gibi güvenle ve istemsizce sarılır, kokusunu duyar ve bütünleşir.Bu yüzden şiir, kendinin farkında değilse güzeldir. Neleri uyandıracağını bilmeden yola düşmüşse samimidir, asla sonu gelmiyorsa, hızla tüketilip, belleğin arka odalarına itilemeyendir. Ne söylediğinin farkında İsmet Özel, çoksulluğunun farkında, binlerce düğümle bağlanmış düşünce destelerinin bir makas darbesine büyüttüğü metanetin farkında...'İnsan'a güveni, O'na kendinden bir ibretler aynası yaratmanın kuvvetini ve cesaretle bildiğinin ardına düşmenin erdemini bahşediyor...Farkında... İlk şiirlerde okuru, kendine tarafsız ve perdesiz bakmanın güzelliğiyle, son şiirlerinde mevkilerin ve statülerin nerede başlayıp nerede son bulduğunun hicviyle buluşturuyor...Şehir yaşantısının ruha boşalttığı kronik atıklardan ve aynileşme kuyusundan dem vuruyor.. Zira kent, hâlâ iç sesimizi bastırabiliyorsa , acının adabını, hassasiyetin ve zerafetin hayatı kavrayan derinligini soldurmuşuz demektir… İsmet Özel'de, başka hiçbir şairde ve yazarda bulamayacağınız, bir öztanı vardır.Evet bu kelime gerçekte var mı bilmiyorum :) ama kendini bilmekten, yüceltmekten, ne hissettiğinin, neyin savunucusu olduğunun, ne düşündüğünün farkında olmaktan öte birşey bu, keşke ifade edebilseydim, şimdilik sadece payıma düşen hayranlıkla yetinmekteyim... Sizi kendi sesiyle başbaşa bırakıyorum. https://youtu.be/F6lvCiseC5E ... Şiir okuma etkinliğini başlatan Safpapatya'nın şiir kalbine ve bu ay da bayrağı elden bırakmayan Sevgili Feey'ye çok teşekkürler. İyi ki varsınız gençler, ümidimsiniz vesselâm :) Şiir okumalar... (Eylül Türk)
Celladıma Gülümserken - İsmet Özel: Nam-ı değer Kalın Türk. Şair İsmet Özel: Türk şiir tarihinin yaşayan ejderi, aşılamayan dağı, geçilemeyen nehri, ulaşılamayan yıldızı... "Ben İsmet Özel. şair, kırk yaşında" diye başlıyor destansı kitâbesine, "nasıl olsa, kılıcımı geri verecek benim" diyerek kapatıyor imgelerden oluşan mitolojik evrenini... Üstad denilesi bir adamdır İsmet Özel, öteki kitaplarındaki nesirlerini okudum, nazmından daha güzel olduğunu düşünüyorum. Kuşkusuz en sevdiğim şairler arasında, Sezai Karakoç ile başa baş giden biridir. Puan olarak 10/10 veriyorum. Okumanızı tavsiye ederim. (Cemil Meriç)
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar PDF indirme linki var mı?
İsmet Özel - Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İsmet Özel Kimdir?
1944 yılında Söke 'li bir polis memurunun altıncı çocuğu olarak Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kastamonu, Çankırı ve Ankara'da yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir süre okuduktan sonra Hacettepe Üniversitesi'ne geçerek Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1977). Ataol Behramoğlu ile birlikte Halkın Dostları dergisini çıkardı. Devlet Konservatuarı'nda Fransızca okutmanı olarak çalıştı. İstiklal Marşı Derneği kurucusudur. Evlidir. Dört çocuğu vardır.
İsmet Özel Kitapları - Eserleri
- Tavşanın Randevusu
- Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
- Bir Yusuf Masalı
- Henry Sen Neden Buradasın 1
- İrtica Elden Gidiyor
- Henry Sen Neden Buradasın 2
- Surat Asmak Hakkımız
- Tahrir Vazifeleri
- Toparlanın Gitmiyoruz 1
- Erbain
- Taşları Yemek Yasak
- Bakanlar Ve Görenler
- Üç Mesele
- Kırk Hadis
- Şiir Okuma Kılavuzu
- Zor Zamanda Konuşmak
- İlaveler ve Vaat Edilmiş Bir Şiir
- Neyi Kaybettiğini Hatırla
- Kalın Türk
- Of Not Being A Jew
- Faydasız Randevu
- Çatlıycak Kadar Aşki
- Ve'l-Asr
- Sorulunca Söylenen
- Desem Öldürürler Demesem Öldüm
- Küfrün İhsanı Olmaz
- Cuma Mektupları 1
- Faydasız Yazılar
- Tehdit Değil Teklif
- Cuma Mektupları 2
- Cuma Mektupları 3
- Cuma Mektupları 4
- Cuma Mektupları 5
- Cuma Mektupları 6
- Cuma Mektupları 7
- Cuma Mektupları 8
- Cuma Mektupları 9
- Evet İsyan
- Cinayetler Kitabı
- Geceleyin Bir Koşu
- Şiir Resitali
- Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
- Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklal Yürüyüşü 2
- Bir Akşam Gezintisi Değil Bir İstiklal Yürüyüşü 1
- Bilinç Bile İlginç
- Allah'ın Emri Zaid / Plus Peygamberin Kavli
- Bileşenleriyle Basit
- Siper Beden
- Karz-ı Hasen
- Neredeyizim
- Başbaş Başbaşa Başabaş
- Evet Mi, Hayır Mı?
- Muvazzaf
- Toparlanın Gitmiyoruz 2
- Toparlanın Gitmiyoruz 3
- Ebruli Külah
- Evlenseydik Boşanacaktık
- Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı
- Hayatın Manası Versus Manalı Bir Hayat
- Çenebazlık
- Dil ile İkrar
- Tok Kurda Puslu Hava
- Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar
- Şiir Kitabı
- Başını Örten Kızlar Felsefe Bilmelidir
- Tahrir Vazifeleri 2
- Tahrir Vazifeleri 4
- Tahrir Vazifeleri 3
- Tahrir Vazifeleri 5
- Tahrir Vazifeleri 6
- Tahrir Vazifeleri 7
- Tahrir Vazifeleri 8
- Tahrir Vazifeleri 9
- Tahrir Vazifeleri 10
- Cuma mektupları 10
- Tahrir Vazifeleri 11
- Tahrir Vazifeleri 12
- Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir
- Bir Vefa Daha
- Pergelin Yazmaz Sivri Ucu
- İslamla Damgalanmış Varoluş
- Tekne Kazıntısı
İsmet Özel Alıntıları - Sözleri
- Biz Türkiye'de yaşayan insanlar olarak öyle yalan yanlış seylere inandırılmış, öyle kabul edilemez şeyleri kabul etmişiz ki, insanlara kendileri hakkında ya da birlikte yaşadıkları insanlar hakkında ne söylersen söyle söylediğin şeyler asla mantıklı gelmez. (Çenebazlık)
- Türkiye, bir imparatorluk ihdas etme üstünlüğü gösterdiğimiz için değil, dar-ül İslam olması, dar-ül İslam vasfı kazanması sebebiyle vatanımızdı. (Cuma Mektupları 6)
- ölümle ölüme yaraşan bağı nasıl kurabiliriz? (Tahrir Vazifeleri 3)
- Taarruz bombalarının tahrip gücü kadar gürültüsü de önemlidir. Çünkü düşman yalnızca öldürülerek veya mevzileri yıkılarak püskürtülmez, aynı zamanda düşmanı, başına büyük bir felâket geleceğine inandırmak da gereklidir. Bu yüzden toplumda hâkimiyet tesis etmeye yönelmiş her hareketin, yürürlüğe koyduğu işler kadar kopardığı gürültü de önemlidir. Nitekim son birkaç yılda Müslümanlara karşı haçlı ve Siyonist seferberlik düzenlemiş odakların kopardıkları gürültü bir hesap sonucudur. Diyelim ki, tesettüre uyan öğrencileri üniversiteye almayacaklar. Bunu idarî tedbirlerle sessiz sedasız uygulamaya koyabilecekleri halde, bu konuda bir kamuoyu husule getirmek üzere, basın organlarının büyük bir şamata çıkarması istenmiştir. Bir gürültü koparan siyasî hareket, taarruza geçmeye hazırlanmış ve belki de taarruzu fiilen başlatmış demektir. Taarruza geçen kuvvet, büyük ve geniş taleplerle insanların önüne çıkar. Onun düsturu şudur: Çok çok istemeliyim ki, az az versinler. Bu tutumun beynelmilel arenada en iyi uygulayıcısı İsrail olmuştur. İsrail, henüz üzerinde devlet olmaya çalıştığı toprakların kendi hakkı olup olmadığı tartışma konusu iken, daha geniş topraklara ihtiyacı olduğunu dile getirmiştir. Yani her zaman çok çok istemiş ve alabildiği az miktarı yanına kâr bilmiştir. Böylece ilk yerleştiği toprakları tartışma konusu olmaktan çıkarılmış ve işgal ettiği topraklar görüşmelere esas alınır olmuştur. Türkiye'deki İslâm düşmanları çok çok neyi istiyorlar ve az az neye razı olacaklar? Onların çok çok istedikleri, Müslümanların Türkiye'de hiçbir sosyal varlık gösterememeleridir. Yani tek parti, tek şef döneminde olduğu gibi, Müslümanlar kendi memleketlerinde sürgün muamelesi görmelidirler. Ticarî hayatta geri plana itilmeli, iyi eğitim veren mekteplere sokulmamalı ve bürokraside yükselme sınırları pek düşük tutulmalıdır. Bu en geniş taleplerin tam tamına gerçekleşmeyeceğini bildiklerinden, kopardıkları gürültüyle bir tek siyasî sonuca razıdırlar. O da, Müslümanların bağımsız bir siyasî alternatif olarak ortaya çıkmamaları ve gözleri yılarak kimliği Müslüman olmayan siyasî organizasyonların şemsiyesi altında olmayı nimet bilmeleridir. (İrtica Elden Gidiyor)
- İnsanın gereğinden çok şeyi fark ediyor olması, esas olan şeyi fark etmekten mahrum kalması anlamına da gelebilir. (Kırk Hadis)
- İnsanlar artık aya , güneşe Lât ve Menât putuna tapmıyorlar ama devlet adamlarına , piyasaya , makinalara, teşkilatlara, teorilere tapıyorlar. Yeni putları mukaddes kılabilmek için kitaplı dinleri terkediyorlar. Bu tarz putperestliğin Doğu'da ve Batı'da birbirinden farkı yok. (Üç Mesele)
- Bugün yaşama biçimi olarak dünya çapında yaygın bir batılılaşma var. Mutfaklar yemek hazırlama laboratuvarı, televizyonlu yaşama alanları bir kamu toplantısının dinlenme anı gibi, yatak odalarımıza değil koğuşlara gidiyoruz. Çalışma ve eğitim hayatımız mekanik ölçüleri hiçbir zaman aşamıyor. (Bakanlar Ve Görenler)
- Daha doğrusu bir ordu ilgili olduğu toplumun bir ürünü olduğu oranda gerçektir. Ordunun gerçekliğinin gösterilebilir iki dayanağı var: Bir toplum kendi savaş gücünü ne oranda yeniden üretebiliyor? Bir toplum kendi değerlerine ne oranda sahip çıkıyor? Savaş gücünü yeniden üretebilmenin toplumun sermaye gücüyle olduğu kadar nitelikli insan potansiyeliyle doğrudan ilgisi var. ABD Pearl Harbour baskınında bombalanan gemilerini bir yıl içinde yeniden inşa etti. Bunun için malî güce elbet sahipti, ama yeniden üretim için gerekli uzmanlığı da ithal etmek zorunda değildi. Bir toplumun kendi değerlerine sahip çıkmasının iki parlak örneği Almanya ve Japonya'dır. Her iki dünya savaşından yenik çıkmış Almanya'nın ve son savaştan sonra ordusuzluğa mahkûm edilmiş Japonya'nın bugün beymelmilel sahada hâlâ belli bir belirleyici güç sahibi olmalarının her iki toplumun da kendi değerlerinden vazgeçmeyişlerinden başka bir açıklaması yoktur. (Cuma Mektupları 3)
- Neyi öğrenmek istiyorsak zihnimizi onu öğrenmeye müsait duruma getirmek zorundayız. Bazı şeyleri bütün çabalarımıza rağmen bir türlü öğrenemiyorsak, bunun sebebini zihnimizin düştüğü elverişsiz durumdan başka bir şeye bağlamayalım. Âmiyâne bir ifadeye başvurarak şöyle diyebiliriz: Ancak işimize gelen şeyler aklımıza yatar veya aklımız ancak işimize gelen şeylere yatar. Dünyaya isteklerimiz doğrultusunda bakarız. Zihnimizin dış dünyayla ilişkisinde bütün mesele "irade" (istem) meselesinden ibaret değildir. Bir de zihin kilitleri meselesi var. Nelerin işimize geldiğini tanımamız açısından bazı bölgelerde zihnimiz kilitlenmiştir. Bazen menfaatimizi zihnimizin kilitleri sayesinde koruyabiliriz. Bazen de zihnimizdeki kilitleri kırmak menfaatimizi korumanın kaçınılmaz gerek-sartı olur. Zihnimizdeki kilitlerin hangilerinden güç almanın vakti ne zamandır? Hangi zihin kilitlerimizi ve ne vakit kırmalıyız? (Henry Sen Neden Buradasın 1)
- İslâm’a yerküre üzerinde hangi varoluş tarzı yakışıyorsa Türkler o tarzı tecessüm ettirmekle bir kavim karakteri edinmişlerdir. Türk’ü İslâm’dan, İslâm’ı Türk’ten ayırın geriye ne Türk kalır, ne İslâm. Amerikalıyı paradan, parayı Amerikalıdan ayırın geriye ne Amerikalı kalır, ne para. (Pergelin Yazmaz Sivri Ucu)
- gitti deriz ölenler için yalnız yaşayanların işidir yola çıkmak, yolu kat etmek. (Bir Yusuf Masalı)
- İnsanlar içlerinde yaşattıkları bir mükemmelliğin özlemini duyarak hep varolan şartları beğenmediler. (Bileşenleriyle Basit)
- tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemeyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim. (İlaveler ve Vaat Edilmiş Bir Şiir)
- Çin, Mısır, Aztek, Yunan, Roma ve İslam medeniyetlerinin kendilerine özgü teknolojileri elbette vardı; ama insan hayatının devamını böylesine yaygın ve karmaşık mekanik süreçlerin işleyiş şartına bağlayan bir başka medeniyet bilmiyoruz. (Tahrir Vazifeleri 7)
- "Bana göre insanın tarifi: "Geç kalmış yaratıktır." Neye geç kalmıştır? Her şeye." (Tahrir Vazifeleri 12)
- kalbe gizlice batan kıymık geçecek. (Şiir Resitali)
- İnanıştaki doğruluk inanılan "şey"in doğruluğuna delil olur. Görürüz ki inancı arayan onu yalnızca inananda bulabilir, inandıranda değil. (Tahrir Vazifeleri 7)
- Canının kıymetini bilmek insanın kendi nefsini en rahat edeceği, azami derecede zevk alma ortamında bulunmak anlamına gelseydi batı medeniyetinin hakimiyet kurmasıyla biçimlenen dünya şartları haklılık kazanmış olurdu. (Tahrir Vazifeleri 9)
- Oysa salaklar hayati kalin cizgilerle cevrelemekten hoslanir (Henry Sen Neden Buradasın 2)
- "İslâmi hareket sözkonusu olduğunda Türkiye'ye dünyanın herhangi bir yerine verdiğimden daha çok önem veriyorum." (Cuma Mektupları 1)