diorex

Cellat Ağlıyor - İrfan Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cellat Ağlıyor kimin eseri? Cellat Ağlıyor kitabının yazarı kimdir? Cellat Ağlıyor konusu ve anafikri nedir? Cellat Ağlıyor kitabı ne anlatıyor? Cellat Ağlıyor PDF indirme linki var mı? Cellat Ağlıyor kitabının yazarı İrfan Yalçın kimdir? İşte Cellat Ağlıyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.06.2022 12:00
Cellat Ağlıyor - İrfan Yalçın Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İrfan Yalçın

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750711510

Sayfa Sayısı: 96

Cellat Ağlıyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ama sonra sonra, ışıktan karanlığa, karanlıktan ışığa gidip gelmelerle geçen ve iki kelebek ömrü kadar süren bir zamanın ucunda, bir kurtarıcı gi­bi görüyor işkenceci avcısını ve içindeki sonsuzluğun bittiğini duyumsuyor; artık var mı yok mu onun için uçuyor ve avlıyor; uzun uzun uçmalardan, avlardan ona dönüyor; alıp başını gitmiyor eski günlerinin uçsuz bucaksız özgürlüğüne; bulutlara karışıp kanat vurmuyor.

Yorgun Sevda adlı son romanıyla 2009 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü alan İrfan Yalçın’dan bu kez bir öykü kitabı. İrfan Yalçın son dönem öykülerini bir araya getirdiği Cellat Ağlıyor’da yine gerçek insanî sorunlara eğiliyor. Toplumun her kesiminden insanların; kentlilerin, köylülerin, işçilerin, kadınların, çocukların öykülerini yakıcı üslubuyla ele alıyor. Onları çağdaş, yepyeni bir öykü anlayışının konuğu kılıyor.

Cellat Ağlıyor Alıntıları - Sözleri

  • Şöyle ya da böyle kim ne derse desin, yalnızca fotoğraflarda kalacak olsak bile bir gün… …güzel şeydi yaşamak ve ölüm güzelleştiriyordu onu en çok.
  • Kedisi ölen Mısırlılar sol kaşlarını kazıtırlarmış! Ben ne yapsam acaba?
  • Unuttuğu bir dünyaya mı bakıyor benden?
  • Güzel günler bulmaya gelmiştim buraya.
  • Çığlıklarının içinde paramparça sözcükler geziniyor; uzun uzun suda kalmışlar da şişmişler sanki.
  • İçselliğimde uyuyan ne varsa uyanmış, seni gözlüyor, seni topluyordu yalnız.
  • Ama sen geldin bir gün işte o yağmurun içinden ve değişti her şey. Yaşamımın unutulmaz duraklarından birini getirdin bana.
  • Yaşamında her şey bir yalnızlığa ve acıya doğru koşmaya başladı yeniden.
  • Ölmeye ve yaşamaya aynı zamanda koşan delik deşik bir ülkenin acıları gibiydin.
  • Gerçeklerin yolunu değiştiren, daha büyük gerçekler.
  • "Yılgınlaşmamanın, kendi özünü öldürmemenin yaşamın anlamı olduğunu anlayacaksın. Özsaygını yitirmezsen her yerde güzel yaşamak."
  • Bir laf etmiştir öğretmen bir gün, unutmam hiç; "Sevecen insanları... Yaşaycan gardaş gardaş..."
  • "Şöyle ya da böyle, kim ne derse desin, yalnızca fotoğraflarda kalacak olsak bile bir gün -bir düş belki bu da- güzel şeydi yaşamak be ölüm güzelleştiriyordu onu en çok. Annem gibi ağır yıkılmaları görerek yaşamak, yani küçük hesapların beslediği yanlış sevgilerden geçmek; bize en anlamlı ve en güzel gelen şeylerin, yıllarca elleri ellerimize, saçları saçlarımıza değmiş en yakınlarımızın bile çok uzağında olduğumuzu ya da onların birden buzlaştığını duyumsamak, kısacası, kesmek umudu ölümden başka her şeyden; evet, bu bile, işte bu bile güzeldi yine çok."
  • "Göçmen kuşların sesiyle dolu geceye koşarken, korkularına bakabiliyordu artık o; eskisi gibi içi titremiyor, yalnızlık duymuyor, olacakları kaçınılmaz ve doğal buluyordu; ne yapsa, nereye gitse olacaktı er geç, bilmiyor değildi."

Cellat Ağlıyor İncelemesi - Şahsi Yorumlar

90 sayfalık bir öykü kitabı. İçinde 12 tane kısa hikaye var. Hepsini sevdiğimi söyleyemem ama bu kitap sadece Kara Katır hikayesi için dahi okunabilir. Bu öykü, umuda ve güzelliklere tüm kalbimizle inanmaya davet ediyor. Öyle saf, öyle içtendi ki… Bir kitapçı gezinizde 49.sayfayı açın ve birazcık okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız. Kara Katır hikayesinden: “…neydi yavaşça bedenini saran ürperti? Çok dövüldüğünden, üstünü bir giysi gibi saran kandan mıydı? Bilmiyordu. Kendisini yadırgayan, kendisine deli gözüyle bakan o ocak katırlarının karşıt-yaşama alışkanlıklarına, yaşamı kömürleşmiş bir karanlık olarak algılamalarına tanık oluşundandı belki de. Şaşkınlık doluydu içi; katırlıklarını unutup koyunlaşmış gibiydiler. N’olursa olsun olmayacaktı onlar gibi kendini sessizliklere bırakmayacaktı. Sonsuz yaşama duyduğu saygının gereği, türlü sevgiler ve acımasızlıklarla yüklü milyarlarca yaşındaki doğanın geniş bir zaman içinde katır soyuna çizdiği yoldan, onun sunduğu güzelliklerden ayrılmayacaktı. ‘Derimi ürperten şey geçecek biliyorum’ diye düşündü. Düşündüğü oldu;; ürpermesi geçti; ak kayalardan fışkıran dağ suyu gibi duyumsadı kendini. Güzel hikâyelerde buluşmak üzere… Keyifli okumalarınız olsun… (Rukiye Ekinci)

Kitap 12 farklı hikayenin birleşiminden oluşuyor. 12 hikayenin çoğunluğunu beğendiğimi söyleyemem. Aradan sıyrılıp insanın içine dokunabilecek kadar iyi 3-4 hikaye vardı bana göre. Özellikle Kara Katır, Cellat Ağlıyor ve Bir Öldürme Olayı isimli hikayeleri beğendim. (Muhammed Kılıçarslan)

Ödüllü yazar İrfan Yalçın'dan hayatın basit karmaşasından 12 adet yüreklere oturan hikaye. Özellikle Cellat Ağlıyor ve Kara Katır hikayeleri aralarından rahatlıkla sıyrılıyor. Öyle ki roman bile olsa sayfalarca okunur. İrfan Yalçın ile tanışmama vesile oldu bu kitap. Yazar, basit bir dil kullanıyor, romantik olarak adlandırabileceğimiz bir yazım tarzı var. Sözler buğulu, sürekli bir titreme oluşuyor. Öyküler ise tamamı gündelik yaşamdan genelde kenarda kalmış kişilerin hikayeleri. (Evren Erarslan)

Cellat Ağlıyor PDF indirme linki var mı?

İrfan Yalçın - Cellat Ağlıyor kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cellat Ağlıyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İrfan Yalçın Kimdir?

23 Nisan 1934, Zonguldak doğumlu. Zonguldak Çelikel Lisesi (1953), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü (1960) mezunu. Kozan (Adana), Çarşamba (Samsun), Zonguldak liselerinde Fransızca öğretmenliği yaptı. 1972 yılında öğretmenlikten ayrılarak İstanbul’da bir kitabevi açtı ve Z Yayınevini kurup yönetti. Varlık ve Türk Dili dergilerinde yayımladığı şiir, öykü ve çeviri yazılarından sonra, bir süre yazın yaşamına ara verdi.

1959 yılından itibaren hikâye, eleştiri ve çevirileri Varlık, Türk Dili, Soyut, Gelecek, Yeditepe, Yansıma dergilerinde yayımlandı. Yeni Dergi’nin 1968 yılında açtığı bir yarışmada “İnce Memet” eleştirisiyle ikincilik, Milliyet Yayınları 1974 Roman Yarışmasında Pansiyon Huzur (1975) romanıyla ikincilik, Ölümün Ağzı (1979) romanıyla da 1980 Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü kazandı. Tiyatro oyunları da yazdı. Pansiyon Huzur ve Fareyi Öldürmek adlı romanları sahneye uyarlandı. Ölümün Ağzı adlı eseri Rusçaya çevrilerek yayımlandı. Genelevde Yas adlı romanı filme alındı.

ESERLERİ:

ROMAN: Pansiyon Huzur (1975), Fareyi Öldürmek (1977), Genelevde Yas (1978), Ölümün Ağzı (1979), Büyük Soytarı (1982), Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi (1991), Annem Babam ve Ben (1995).

OYUN: Plastik Hayatlar (oyn. 1981-82), Zor Günler (oyn. 1987), Aşağıdakiler (oyn. 1991).

ÇEVİRİ: Şafak Kızı (1974) – Gemide İsyan (1979) (J. London’dan), Darağacında Röportaj (J. Fuçik’ten, 1974), Cezayirli Devrimci – Tepedekiler (E. Roblés’ten, 1981), Olağanüstü Bir Olay (N. Pritulina’dan, 1981), Piaf: Bir Sevda Türküsü (D. Grimault – P. Mahé’den, 1984), Son Osmanlı Hahambaşısının Mektupları (E. Benbassa’dan, 1998).

İrfan Yalçın Kitapları - Eserleri

  • Fareyi Öldürmek
  • Genelevde Yas
  • Ölümün Ağzı
  • Cellat Ağlıyor
  • Pansiyon Huzur
  • Yorgun Sevda
  • Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi
  • Büyük Soytarı
  • Annem, Babam ve Ben
  • Aşkın Yedi Rengi
  • Aşağıdakiler
  • Engerek : Korkunç Bir Peri Masalı
  • İçimdeki Zonguldak
  • İlkyaz Ölümleri
  • Son Bahçeler
  • Sisler İçinden

İrfan Yalçın Alıntıları - Sözleri

  • Gerçeklerin yolunu değiştiren, daha büyük gerçekler. (Cellat Ağlıyor)
  • Tavandan bir ip sarkıyordu. Durmuş, ona bakıyordu Necmi. - Ne bu böyle? - Kendini asmak istersen, asabilirsin! - Ne işe yarıyor sahi? - Bilmem, ip işte ... - Sormadın mı ev sahibine? - Sordum. Kendini asmak istersen, asabilirsin, dedi. (Genelevde Yas)
  • - Öbür dünyada cayır cayır yaktıracan mı beni? Akılsız Kuş! - Nasıl olsa yanmıyacan mı zati? - Cennete gidecem oğlum ben! Baş köşeye hem! Huri kızlarına kim mamalık edecek orda? (Genelevde Yas)
  • Evin küçük balkonunda, bir kuşun sevinçli türküsünü dinlerken, dudaklarıma sürünen yumuşak geceyi alıp ağzıma, emiyorum; damağıma yayıyorum dilimle gezdirip; yavaşça eriyip gizemli bir tada dönüşüyor. Bu mu içi boş, sıradan mutluluk? (Yorgun Sevda)
  • Ne çok özlemişim evi meğer küçüklü büyüklü odaların kokusunu; gece oldu mu, insan gibi usul usul soluyuşunu; üstüme kapanışını; beni öpüşünü; saçlarımı sevişini; annemleşmesini; yeni gelmiş gibiyim dünyaya! (Büyük Soytarı)
  • Sizin yüzünüz can çekişiyor. Giysileriniz kireç içinde. Boyacısınız herhalde. (Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi)
  • " Devlet baba bir yapıştı mı yakana, canına okurdu da, fitil fitil getirir anandan emdiğini! Üç kuruş alacağı için, inim inim inletir seni. Devletten senin alacağın varsa, o zaman değişir bak iş. Kimse tınmaz bile. Almaya ömrün ya, yeter ya yetmez! Vatandaş kuzu, devlet canavardır çünkü. " (Fareyi Öldürmek)
  • "Paşam, Paşam!" Sesi herkes duydu ama "Paşa" duymadı. En büyük özelliği duymamaktı "Paşa" nın. Hiçbir yakınmayı, hiçbir inlemeyi, hiçbir ağıtı duymamıştı şimdiye kadar. İlkesi değildi böyle şeyleri duymak. Dünya kadar yaşlı, toprak kadar namuslu köylü ne diyecekti acaba susturulmasaydı? (Ölümün Ağzı)
  • Oynasın diye bazı çocuklar kesilir mi kanadı kuşların.. (Yorgun Sevda)
  • Mor bir öğleüstü ayrılıyoruz kasabadan; kökünden sökülen yaşlı bir ağaç oluyor annem; sessiz telaşı, sessiz ağıtı, sessiz çığlığıyla kaçıyor geçmiş günlerden. (Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi)
  • Güzel susuyor çok, susarak konuşuyor, uzun susmalardan bakıyor. (Aşkın Yedi Rengi)
  • "Şöyle ya da böyle, kim ne derse desin, yalnızca fotoğraflarda kalacak olsak bile bir gün -bir düş belki bu da- güzel şeydi yaşamak be ölüm güzelleştiriyordu onu en çok. Annem gibi ağır yıkılmaları görerek yaşamak, yani küçük hesapların beslediği yanlış sevgilerden geçmek; bize en anlamlı ve en güzel gelen şeylerin, yıllarca elleri ellerimize, saçları saçlarımıza değmiş en yakınlarımızın bile çok uzağında olduğumuzu ya da onların birden buzlaştığını duyumsamak, kısacası, kesmek umudu ölümden başka her şeyden; evet, bu bile, işte bu bile güzeldi yine çok." (Cellat Ağlıyor)
  • Evler gibi yaşam da ; camları bir bir açıp havalandırmak, içine güneş ve bahar koymak, kirlileri ve tozluları yıkayıp silmek gerekiyor ara sıra. (Annem, Babam ve Ben)
  • Her şey gibi fotoğraflar da rezil oluyor insanlar ölünce. En iyisi çektirmemek. (Yorgun Sevda)
  • Başka şeye benzemez ki, vergi işi bu. Devlet baba bir yapış­tı mı yakandan, canına okur da, fitil fitil getirir anan­dan emdiğini! Üç kuruş alacağı için, inim inim inle­tir seni. Devletten senin alacağın varsa, o zaman değişir bak iş. Kimse tınmaz bile. Almaya ömrün ya yeter, ya yetmez! Vatandaş kuzu, devlet canavardır çünkü. (Fareyi Öldürmek)
  • Şöyle düşünüyorum; para için aşağılanmamalı insanlar, onurları öldürülmemeli. Üşüyorum böyle bir şeye tanık oldum mu. (Büyük Soytarı)
  • "Bir şeyi umutsuzca beklemenin izleri vardı yüzlerinde; çekilen acılar söylenmiyor, yalnızlıklar sessizlikle boğuluyor, her türlü açlık örtbas ediliyordu" (Annem, Babam ve Ben)
  • Ondaki bu gülümseme bütün acıların, bütün dertlerin üstüne çekilmiş bir cila gibiydi. (Pansiyon Huzur)
  • En yakınına bile çok uzaklara bakar gibi bakıyor, konuşurken yer yer boşluklar, sessizlikler doluyordu sesine. Yorgun, utangaç gülümseyişi bitmiyor, tam biter gibi olurken, daha da hüzünlenip ağlamayı andırıyordu. (Yorgun Sevda)
  • - Neden böyle başını ellerine alıp, saatlerce duruyorsun? - Başım ağrıyor be! Çok ağrıyor hem ... Zargana'nın dediği gibi, bi şey var başımın içinde benim! Küçükken babam dövmüştü bir gün ... Verdiği parayı mı ne kaybetmiştim .. Topu topu bir lira kadar bir şey­di... Döve döve canımı çıkardı, puşşt.. Kafamı güm güm taşlara çarptı. O gün bugün başım ağrır böyle.. Ölecek gibi olurum ... (Genelevde Yas)

Yorum Yaz