Cennetin Anahtarları - Michelangelo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Cennetin Anahtarları kimin eseri? Cennetin Anahtarları kitabının yazarı kimdir? Cennetin Anahtarları konusu ve anafikri nedir? Cennetin Anahtarları kitabı ne anlatıyor? Cennetin Anahtarları PDF indirme linki var mı? Cennetin Anahtarları kitabının yazarı Michelangelo kimdir? İşte Cennetin Anahtarları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Michelangelo
Çevirmen: Talat Halman
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053325994
Sayfa Sayısı: 200
Cennetin Anahtarları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Michelangelo (1475-1564): Tam adı Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni'dir. Batı sanatının gelişimi üzerinde benzersiz bir etkisi olan İtalyan Rönesans sanatçısı heykeltıraş, ressam, mimar ve şairdir. En tanınmış eserleri arasında yer alan Davut heykelini yapmaya 26 yaşında başlamış ve yaklaşık dört yılda tamamlamıştır. Papa II. Iulius'un isteği üzerine 1508-1512 yılları arasında Sistine Şapeli'ne yaptığı tavan freskleri tüm zamanların en büyük sanatçılarından biri olarak tanınmasını sağlamıştır. Yaşamının son yıllarını 1506'da başlanıp 1626 yılında tamamlanana kadar her dönemin ünlü mimarlarının katkısıyla inşa edilen San Pietro Bazilikası'nın mimarı olarak geçirmiştir. Sanatçının şiir külliyatı bazıları tamamlanmamış 302 şiir ve bir dizi fragmandan oluşur. Sone, madrigal, terza rima gibi klasik biçimlerde kaleme alınan şiirler, söyleyişteki içtenlik, duygulardaki incelik ve ifade edilen düşüncelerdeki derinlikle dikkat çekicidir.
Cennetin Anahtarları Alıntıları - Sözleri
- Cennettendi mükemmel ve kutsal güzelliğim benim, babamdan gelen yalnızca şu ölümlü gövde işte
- Istırap için doğmuşum şu yaşamım perişanlık!
- Güneş doğunca cennetin buyurduğu kader bu…
- Eskiden silahlarım vardı, zalim buz ve ateşli arzu şimdi ihtiyarım, hastalıklı ve şaibeliyim, geçmişime yansıyor geleceğim, hem hüzünlü, hem sancılı ve umutlu; sevincin ömrü kısacık sürüyor, ıstıraptan beter bir külfet bu.
- Boş bir umut bu: Ölüler dirilemez ki baharda.
- Ben bir Bracci’ydim; ruhsuz şimdi burda varlığım: Güzelliğim toprağa, kemiğe döndü ama, beni hapseden kaya, yalvarırım açılma, dünyadaki sevgilim için güzel kalayım.
- Ah güzellik ve zarafet, ikisi de sonsuz, ne denli yardım önerirsen öner ama, o kadar az katlanırsın ki yaşama, baktığın herkesi kör edemezsin.
- LIII Yarım kalmış bir sone İyilik sürüp gitmezse kötülük de sürmeyecek, ama biri ötekine dönüşecek ara sıra.
- Kim bu irademe karşı beni sürükleyen sana, hem bağlayarak kıskıvrak, hem de özgür bırakarak?
- Her kim doğmuşsa, günü gelecek, her canlıyı er geç yok eden güneş onu mutlaka silecek.
Cennetin Anahtarları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sistine Şapeli'ni muazzam yeteneği ile süsleyen şair, ressam, heykeltıraş ve mimar Michelangelo'ın şiir kitabı Cennetin Anahtarları kitabını bitirmiş bulunmaktayım. Yer yer sanırım çeviriden ötürü şair olmasaydın da biz seni yine birçok alanda yetenekli sayardık dediğim anlar olmuş olabilir ama sonlara doğru çeviriye aşina olduğumdan beğendim kitabı. Sistine Şapeli tavanına çizdiği resimlerle tanıdım. Ya da galiba heykellerinden de tanıyor olabilirim. Neyse önemli olan Sistine Şapeli tavanına onları nasıl çizdin be adam! Belin, boynun, kolun nasıl dayandı bu kadar zahmete diye düşünürken şiir kitabında Pistoyalı Giovanni'ye yazdığı mısralar aynen şöyle: "Ben bu mezbeledeyim ya, şişti boynumdaki gudde, sanki Lambordiya'da ya da başka bir ülkedeyim, pis suları lıkır lıkır içen kediler gibiyim, göbeğim şişiyor, çeneme çıkacak gide gide. Sakalım göğe çevrili, hörgücümün tepesinde beynimin bir parçası, kadın başlı, kuş gövdeliyim, gudubet bir canavar, hep fırçalar sallıyor elim, boyalar damladıkça süslü bir mozaik var yerde. Kaburgalarım karnımın içine kadar girmiş de, kıçımla dengeliyorum, ağırlıktan belim bükülmüş, gözlerimin feri sönük, adımlarım şaşkın artık. Derim, gözümün önünde uzanıp gidiyor işte, çözülmesi zor bir düğüm gibi arkamda büzülmüş, ayakta duruşum Asurlunun yayı gibi çarpık. Bu yüzden, aklıma gelen tüm düşüncelerim sapık, sağlıksız ve saçma, eğri namludan doğru ateş edemezsin derler ya. Giovanni, sen savun bundan sonra resim sanatını ve onurumu benim, burda halim iyi değil, ressam da değilim." Yaa ben bu şiirine niye bu kadar üzüldüm. Bugün çok ayakta kaldım, yoruldum sanırım bugün seni en iyi ben anlarım Mikelenjcığım. Sistine Şapeli tavanını dönemin papası Mikelenj'dan süslemesini istiyor. Evvela ressam değilim diye reddediyor. Ama sonrasında isteksizce kabul ediyor o yüzden son satırdaki bu isyan! Ayy bir dee ne olmuş Mikelenj Roma'ya gittiğinde heykellerinden biri antika olarak satıldığı için Pieta eserine imzasını atıyor. O yüzden, telif hakkı logosundaki daire içindeki c harfi bu esere attığı imzadan alınmışş. Bir de kitapta "yağlı boya sanat eseri olmakla talihlidir, girer benim yaşarken girmeyeceğim yerlere." diyerek bazı sanatçıların değeri çok sonradan anlaşılır yaa. Hani fakir olarak ölür ama yaşarken anlaşılsaydı o da girerdi eserlerinin gireceği yerlere demiş bence burada Mikelenj amcamız. Ya da ben böyle yorumlamak istedim :)) Kitabın genel olarak konusı ölüm ve güzel kadının gecici güzelliği bağlamında ölüm. Yazımızın sonuna yaklaşırken Mikelenj ile şu umudumuzu da ekleyelim "Tanrım; şimdilerde çifter çifter geliyor ya acılarım, ruhum emin senin çifte destek sağlayacağına." Sağlıcakla Kalın Kitap Severler (Mütefelsif)
Ressamlık, Heykeltraşlık, Mimarlık gibi alanlardaki muazzam yeteneğini şiirinde o kadar göremesek de dönemi de göz önüne alacak olursak yine de kıymetli bir eser her şeyiyle. Ölüm, aşk, cennet, cehennem gibi konular üzerinde durmuş yoğun olarak. Dante'den etkilendiğini eserinde açık bir şekilde yansıtmış okuyunca fark edeceksiniz zaten. Kesinlikle zaman kaybı olmayacak ve okuyucuyu sıkmayacak bir kitap bir de üzerine Michelangelo gibi muazzam bir yeteneğin eseri olunca okunması gereken bir eser ortaya çıkmış. (Emre Tut)
Haz almak için ihtisas isteyen soneler, şiirler...: Haz almak için ihtisas isteyen soneler, şiirler... ... Bilhassa Hz. Davud heykeliyle ve Adem'in Yaratılışı freskiyle bildiğimiz heykeltraş-ressam Mikelanj; aynı zamanda şiir-sone alanında da kendini göstermiş. Cennetin Anahtarları adlı kitap bir derleme kitap olarak dilimize çevrilmiştir. Aslında birçok şiiri vardır Mikelanj'ın, bu kitap bir seçmecedir. Sayfalarca kısa kısa şiirler mevcuttur, ama anlaşılması kavranması gayet de zordur. Rönesans döneminin şiirinin içinde olabilmek için sanırım ihtisas gerekiyor. ... (yasinogretmen)
Cennetin Anahtarları PDF indirme linki var mı?
Michelangelo - Cennetin Anahtarları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cennetin Anahtarları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Michelangelo Kimdir?
Michelangeli di Lodovico Buonarroti Simoni (d. 6 Mart 1475 – ö. 18 Şubat 1564), ünlü İtalyan rönesans dönemi ressam, heykeltıraş, mimar ve şairidir. Tam adı Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni.
Michelangelo, 6 Mart 1475'te Arezzo yakınlarında Caprese’de doğar. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşınır. Annesi, kendisi altı yaşındayken ölen Michelangelo, 13 yaşına geldiğinde Floransa’da Domenico Ghirlandaio’nun yanına öğrenci olarak verilir. Bertoldo di Giovanni’nin zamanında, Medici ailesine ait olan San Marko bahçesinde çalışan genç Michelangelo, bu arada Lorenzo de' Medici ile tanışır.
Michelangelo, heykeltıraştaki rüştünü kanıtladığı ilk ve en ünlü eseri olan çocuk kral Davud’un heykelini yaptığında henüz 26 yaşındadır. Beş buçuk metrelik bir mermer kütleden çıkaracağı eser için genç dâhi, mermer bloğun yanına bir baraka inşa ederek, yardımcısız bir şekilde, çoğu zaman geceli gündüzlü çalışarak Rönesans sanatının harikalarından biri olarak kabul edilen David’i yaratır.
1505 yılında Papa II. Julius tarafından kendisine, en önemli başarılarından biri olacak Vatikan’ın yanındaki Sistine Şapeli’nin tavan resimlerinin yapılması işi verilir. 3 yıl sonra başlayacağı bu görevi sanatçı, 520 metrekarelik bir alanda yaklaşık dört yıllık bir çalışmanın ürünü olarak bitirir. Ortasında , her biri Âdem, Havva ve Nuh Tufanıyla ilgili İncil’in Eski Ahit’inden alınma öykülerden esinlenerek yapılan resimlerin bulunduğu dokuz pano bulunan freskin yan unsurları da mitolojik figürlerle bezelidir. Özellikle “Adem'in Yaratılışı” ismindeki sahne batı resim sanatının en canlı tasvirlerinden biri kabul edilir.
1519 yılında Cosimo de' Medici’nin soyunun son temsilcisi Lorenzo de' Medici’nin ölmesiyle Michelangelo, onla birlikte genç yaşta ölen Nemours Dükü Giuliano’nun mezarlarının konulduğu kiliseye iki ünlünün heykelini yapar. 1534’te Papa III. Paulus’un heykeltıraşı ve mimarı yapılan Michelangelo’ya Sistine Kilisesi’nin sunak duvarına bir ‘Kıyamet Günü’ tasviri yapmasını ister. Meryem’in Göğe Yükselişi, İsa’nın Vaftizi ve Musa’nın Hükmü’nün anlatıldığı freskler süsler bu duvarı.
Kıyamet Günü tablosuna başından beri muhalefet eden yeni Papa IV. Paulus ise, tablodaki imgelerin fazlaca müstehcen göründüğünü belirterek Michelangelo’dan tabloyu biraz daha ‘düzgün’ hale getirmesini isteyince, ustanın cevabı şu olur: “Papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.” Michelangelo’nun yaşadığı çağ, kendisiyle boy ölçüşebilecek derecede yetkin ressam ve heykeltıraşçılara da tanıktır aynı zamanda.
Bunların başında Rafael ve Leonardo Da Vinci gelir. Bu sanatçılar arasında keskin ancak hoşça bir rekabet vardır. Anlatılan bir öyküye göre, sanatçının rakiplerinden Rafael ve Bramante, işbirliği yaparak Michelangelo’ya Sistine Kilisesinin işini verdirmeye çalışırlar. Böylelikle, kendini ressamdan çok bir heykeltıraş olarak kabul eden Michelangelo, bu işi kabul etmeyerek Papanın gözünden düşecektir. Hayatının son dönemini Roma’daki Aziz Peter Kilisesi’nin mimarı olarak geçiren Michelangelo 18 Şubat 1564'te 89 yaşında ölür.
Rönesans sanatına benzersiz bir etkide bulunan Michelangelo, klasik sanat tekniklerini öğrenmesinin yanı sıra asıl olarak, insan formunu her açıdan tasvir edebilmek için kadavralar üzerinde çalışıp, Yunan ve Roma sanatından devraldığı idealleştirilmiş insan tasarımlarını ulaştığı gerçekçilik boyutunu yakalamaya çalışır. Batı resminin babası olarak bilinen Giotto’nun resmindeki doğallık ve gerçekçilik ile 15. yüzyıl başında tam olarak anlaşılabilen derinlikte perspektif olgusunu geliştirip kendi tarzına temel yapan Michelangelo onlarca heykel, freske imza atıp Roma’nın yeniden inşa ve düzenlenmesinde de önemli görevler almıştır.Onu idolü olarak seçen birçok kişi vardır.
Michelangelo Kitapları - Eserleri
- Cennetin Anahtarları
- Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları
Michelangelo Alıntıları - Sözleri
- Ben bir Bracci’ydim; ruhsuz şimdi burda varlığım: Güzelliğim toprağa, kemiğe döndü ama, beni hapseden kaya, yalvarırım açılma, dünyadaki sevgilim için güzel kalayım. (Cennetin Anahtarları)
- benim artık yalnız ölmeye gücüm kaldı, sağlığım gerçekten çok kötü. MİKELANJ Roma, Mayıs 1557 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Istırap için doğmuşum şu yaşamım perişanlık! (Cennetin Anahtarları)
- Güneş doğunca cennetin buyurduğu kader bu… (Cennetin Anahtarları)
- Üzüntüm ve acım sonsuz. ... bana yalnızca ölümden korkmamayı değil, ölümü istemeyi öğretti. Bendeniz MİKELANJ Roma, 23 Şubat 1556 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Ah güzellik ve zarafet, ikisi de sonsuz, ne denli yardım önerirsen öner ama, o kadar az katlanırsın ki yaşama, baktığın herkesi kör edemezsin. (Cennetin Anahtarları)
- Eskiden silahlarım vardı, zalim buz ve ateşli arzu şimdi ihtiyarım, hastalıklı ve şaibeliyim, geçmişime yansıyor geleceğim, hem hüzünlü, hem sancılı ve umutlu; sevincin ömrü kısacık sürüyor, ıstıraptan beter bir külfet bu. (Cennetin Anahtarları)
- Cennettendi mükemmel ve kutsal güzelliğim benim, babamdan gelen yalnızca şu ölümlü gövde işte (Cennetin Anahtarları)
- Ustalar, bazan cehaletlerinden, bazan da kötü niyetlerinden, her zaman söylediklerimin tersini yapıyorlar, hatanın cezasını da ben çekiyorum. Mikelanj Roma, Eylül 1557 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- LIII Yarım kalmış bir sone İyilik sürüp gitmezse kötülük de sürmeyecek, ama biri ötekine dönüşecek ara sıra. (Cennetin Anahtarları)
- Acılarla birlikte yaşamaya çalışıyorum. Mikelanj Roma, 21 Aralık 1549 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Boş bir umut bu: Ölüler dirilemez ki baharda. (Cennetin Anahtarları)
- Kim bu irademe karşı beni sürükleyen sana, hem bağlayarak kıskıvrak, hem de özgür bırakarak? (Cennetin Anahtarları)
- Evlenmeyi düşündüğün kişi sağlıklı değilse, bir aile sahibi olmak için kendini öldürmektense, kendin için yaşamak daha akıllıcadır. Mikelanj Roma, 24 Haziran 1552 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Her kim doğmuşsa, günü gelecek, her canlıyı er geç yok eden güneş onu mutlaka silecek. (Cennetin Anahtarları)
- «Böyle bir aşkla, bu kadar çabuk unutanın suçu büyüktür.» Roma, 1545 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Hala öğreniyorum . (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Nasıl yaşadığımı herkes biliyor, hep yalnızım, fazla gezmiyorum, kimseyle konuşmuyorum... MİKELANJ Roma, Mart 1548 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- O kadar çok hastalığım var ki, kendimi ölüme çok yakınmış hissediyorum. Mikelanj Roma, 4 Mayıs 1557 (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)
- Mikelanj,18 Şubat 1564’te, akşam, saat beşte öldü. (Michelangelo'nun Seçilmiş Mektupları)